Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - 21.YÜZYILIN EN BÜYÜK PROBLEMİ SU OLACAKTIR.
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts May 16, 2005 7:38 pm    ileti konusu: 21.YÜZYILIN EN BÜYÜK PROBLEMİ SU OLACAKTIR. Alıntıyla Cevap Gönder

Dünyanın 21.yüzyılda içinde bulunacağı en büyük sıkıntılardan birisi su problemidir.
Tüm Ortadoğu gibi;yağış fakiri bir ülke olan Türkiye bu sıkıntıyı en çok çekecek ülkelerden
birisi olacaktır.Ivır zıvır bir sürü koltuk bakanlığı kurulurken;neden Türkiye’de bir su işleri
Bakanlığı kurulmaz da;bu işler sadece dsi gibi bir genel müdürlükle geçiştirilir?
Türkiyenin yüzölçümü 780.000 km2.Bu miktarın 280.000 km2 si tarıma elverişli arazidir.
Mevcut su potansiyeli ile teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek tarım arazisi sadece 85.000 km2.Yani mevcut kaynaklarla,tarıma elverişli arazilerin ancak 1/3 ünü sulama imkanına sahibiz.1954 yılında kurulan devlet su işleri genel müdürlüğünün bu güne kadar; 50.000 km2 lik bir alanı sulayacak modern tesisler yaptığını görüyoruz.Ama geride 35.000
Km2 lik bir alan bekliyor.Bu şu demek;hedef %58 oranında gerçekleşmiş.Ama daha yapılacak%42 bir kısım var.”Yani su akar;türk bakar”eleştirisinden cumhuriyeti kuralı neredeyse 100 yıl geçmiş daha kurtulamamışız.dsi bu iş için hedefi 2030 yılı olarak belirlemiş.Eğer ödenek ayrılır da bu hedef gerçekleşirse,Türkiye tarıma elverişli arazisinin sulamasının
1/3 ünü 117 yıl içerisinde gerçekleştirmiş olacak.Ama çok zor hatta imkansız görünüyor.
Çünkü bütçe ortada.
DSI(DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ_yabancı ülkedeki kardeşlerim bilmeyebilir diye yazdım)nin şimdiye kadar bu işler için harcadığı para şu:
1954 yılından beri bu işler için33.5 milyar dolar para harcamış.Buna karşılık tarım sektöründe 39 milyar dolar,enerji sektöründe30 milyar dolar,hizmet sektöründe 12 milyar dolar olmak üzere ülke ekonomisine 81 milyar dolar gelir temin etmiş.Yani verimlilik
çok iyi.Peki 1.ana hedef için harcanması gereken para ne?71.5 milyar dolar.Yani bu güne kadar harcadığımız paranın iki katından fazla parayı 25 yıl içerisinde bulmak zorundayız.
Geçenlerde,son hortumun silinen parasal değeri 50 milyar dolar.Yani bu parayı kaptırmayarak
Yarısı kadar takviye ile bu işlerin birinci kısmı bitirilecekti.İşte bunun için bağırıyoruz bu karadelikleri yeter artık kapatın diye.Hesaplar da ortada.
Niçin su işleri bakanlığı?Türkiye yağış fakiri bir ülke.Yöreden yöreye çok değişken.Ortalamasını verecek olursak yılda metrekare olarak aldığımız yağış miktarı 65cm.Yani bir metrekareye yılda ortalama 65 santim yağış düşüyor.Bunu rakamlara dökersek;
Yıllık yağış:500 milyar m3.Buharlaşma korkunç 275 milyar m3 ü uçuyor.Yeraltına sızanları,denizlere akanı da düşersek elimize kalan miktar 98milyar metreküp.Yani düşen yağışın %80 i avuçlarımızdan kayıp uçuyor.Yeraltı suyu kullanımı da eklenirse toplam110 milyar m3 su potansiyeli kalıyor elimize kullanabileceğimiz.Ve bizim bugün bu potansiyelin ancak %36 sını kullanabildiğimiz görülüyor.Yağış fakiri bir ülkeyiz;ama kaynaklarımızın ancak üçte birini kullanabiliyoruz.Peki bu kadar iyi çalışmalar yapan bir kurumu;neden sabote ediyor,ödeneklerini kesiyor,hatta NEDEN bir bakanlık haline getirip;ayrı bir bütçe ayırmıyoruz?
Niçin bunca iktidar gelip geçtiği halde bu bakanlık oluşturulmadı?Bırakın bu kaynak geliştirme işini,mevcut potansiyeli bu hızla kaç asırda kullanmaya başlayacağız?Bunları israil’e mi saklıyoruz yoksa?Peki;topraklarımızın 1/3 ünü sulayacağız işler yolunda giderse.
O da zor ya neyse.Ya kalan 2/3 ü ne olacak?İç anadolunun hali ne olacak?Bizim asıl yozlaşmayan temiz Anadolu insanımız için sulama lar ne zaman yapılacak?Bunlar için su kaynakları ne zaman geliştirilecek?Yoksa artık bu ülkede tarım yapılmayacak mı?Enerji üretilmeyecek mi?rte çıkmış bağırıyor devrim yaptım diye.Çık ortaya da şu dsi ye ne kadar
ödenek ayırdın bu yıl onu söyle.Türkiyenin önündeki 30 yıl için ;bırak su gibi teknik konuları,tarım için ne gibi tedbirler düşündüğünü söyle.Otoyollarla ne kadar verimli tarım arazisini kaybedip rezil ettiğimizi söyle millete.Devrime bakın.Eski hamam eski tas bile
kalmadı elimizde.Türkiye de hiçbir bilimsel yaklaşım yok meselelere.Her problem kangren olmuş.Adamlar çıkmış;her gelen başbakan atıp tutuyor.Çağ atlatmışlar.Hepsi yalan söylüyor,ucuz siyaset yapıyor.Aslında her şey birkaç idealist insanın itelemesiyle kaplumbağa
hızıyla ilerliyor.Dünya medeniyeti ile aradaki fark;katlanarak açılıyor.Biz hala daha;sen ben dalaşındayız.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar May 18, 2005 6:23 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Haklisin Dostum ama SU islerinden sorumlu Bakani bir tarafa bugüne kadar DENIZcilikten sorumlu bir Bakan var MI?!
Memleketin Ayibi cok !!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar May 18, 2005 7:48 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

konuya gösterdiğin duyarlık için teşekkür ederim.Denizcilik ile demiryolları meselesi içimizde hep bir yara.Bunları da yazalım,görüşlerimizi belirtelim.Ülkücüleri kavga etmekten başka bir iş yapmamakla suçlayanlara,ülke için plan ve programlarımız olduğunu gösterelim.Özellikle ekonomi çok önemli.Bunun tahsilini yapan arkadaşlarımız da yardımcı olsun.Buradan güzel görüşler çıkacağına inanıyorum.Belki birileri duyar da bir gün bu işlerin bir ucundan tutarlar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Çar May 18, 2005 8:41 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Gelecekte petrol savaşlarının yerini su savaşlarının alacağı açıktır.Bugün israilin gap bölgesine doğru genişleme 'hayalleri',abdnin gap bölgesinde yeni üsler istemesi,abnin gap projesini uluslararası yönetime bağlama talepleri boşuna değildir.Görüldüğü gibi tüm bu taleplerin ortak noktası GAP'tır.
Türkiye bugün su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer almasa da,birkaç on yıl içinde bu kategoriye girmesi olasıdır.Bu yüzden stratejik öneme sahip 'Mavi Altın'ımıza sahip çıkmalıyız.Kadir21 arkadaşımın belirttiği gibi yağmur sularını buharlaşmasını ve yer altı sularına karışmasını önlemeliyiz.Bunun için en başta duyarlı,stratejik düşünebilen ve milli bir hükümete ihtiyacımız var...tabii varsa...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
Alper_Tunga72
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Feb 04, 2005
İletiler: 665
Şehir: TC-İzmir

İletiTarih: Çar May 18, 2005 8:58 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
demiryolları meselesi içimizde hep bir yara

çok doğru
Atatürk döneminde başlayan ülkeyi 'demir ağlarla örme' süreci,menderes vb.leri iktidara geldikten sonra durmuştur.abdnin,abnin,japonyanın çok uluslu emperyalist şirketleri,ürettikleri arabaları satacak bir 'pazar' yaratmak için TCDD yıllarca yaşam savaşı vermiş,ülkenin dört bir yanı otoyolarla,asfalt yığınlarıyla dolmuştur.
Zaten özal da boşuna 'demiryolu komünist işidir' dememiştir.Bu mantığa göre dünyanın demiryolu şampiyonu abd de komünisttir.(kaşla göz arasında komünist olmuşlar meğer)
Bugün rte'nin 'demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan' sözüyle alay etmesi özalın izinden ne de güzel gittiğini göstermektedir...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Çar May 18, 2005 8:31 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kadir21 Kardeşim,
Herzaman ki gibi memleketin eksik olduğu konulardaki incelemeni ve çözümlerini yapmışsın...
Sana aynen katılıyorum..birsürü ıvır zıvır bakanlık var ..ama etrafı denizlerle çevrili yurdumun bir Denizcilik bakanı yok!!! halbu ki bu memleket yat turizmi için bir nimet ..adamlar orta avrupaya sıkışmış...göllerde, denizlerinin yokluğunun acısını çıkarıyorlar...
Oysa bir denizcilik bakanlığı...bir sürü yararlı projeler üretebilir...
Dediğin gibi ,bir bir ekoloji bakanı olsa ülkede sadece işi ekoloji üzerine olsa fena mı olur....
Ama maalesef ülke tüccar siyasetçilerin elinde bunların öyle projeyle falan işi olmaz...Bunlar sadece ALMAK-SATMAK'tan anlarlar.....
İnşaallah ,iktidara geldiğimizde ,ülke görür bakalım proje nasıl olurmuş,ülke nasıl kalkınırmış....
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar May 18, 2005 11:08 pm    ileti konusu: YORUMSUZ !!! Alıntıyla Cevap Gönder

IHANET
Koskoca irmagin, önce suyunun satilmasi konusunda görüsmeler yapildi... Krizle birlikte üç ahbap çavuslar iktidari, 80 kilometrelik irmagi satin almak için bastiran Israil’e boyun egme noktasina geldi. Israil, anlasmanin imzalanmasi halinde Manavgat Irmagi’nin sahibi olacak
ÇEVRESINE DE EL KOYABILIRLER
Irmagin sagli-sollu çevresindeki 2 kilometrelik araziye de serit halinde “irmagin güvenlik ve temizligini saglamak” gerekçesiyle el koyacaklari belirtiliyor.
ISRAIL KONTROLÜNDE TÜRK TOPRAGI
Irmagi, kaynagina kadar kontrol altina alacak olan Israil’in, böylece Türkiye’de hükümran oldugu bir bölge olusacak.
ARZ-I MEV’UD’A ILK ADIM MI?
Sanliurfa, GAP bölgesindeki girisimlerine paralel olarak Israil’in Manavgat’a da ayak basmasi; Yahudi’nin “Arz-i Mev’ud/vaadedilmis topraklar” hayalinde de önemli bir adim teskil ediyor. Bilindigi gibi; muharref Tevrat’ta, Nil’den Firat’a kadar uzanan topraklar Yahudilere Allah’in vaadettigi Israil olarak tanimlaniyor. Bu arada, önümüzdeki günlerde MOSSAD yetkililerinin de Türkiye’ye gelecek olmasi kusku ve endiselerin artmasina yol açti.

Son ekonomik krizle birlikte Israil makamlari, Manavgat Irmagi’nin 40 yilligina kendilerine verilmesi talebini tekrarladilar... Enerji Bakanligi ise, Tarim Bakanligi’nin kuraklik uyarilarina ragmen, tahsis isini görüsmek için Israillilere Nisan ayi sonuna randevu verdi. Eger anlasmaya varilirsa Türkiye, herhangi bir sikinti halinde, Manavgat suyunu para ödeyerek kullanabilecek... Tabii, Israil kabul ederse!

ANKARA
Koskoca irmagin, önce suyunun satilmasi konusunda görüsmeler yapildi... Krizle birlikte üç ahbap çavuslar iktidari, 80 kilometrelik irmagi satin almak için bastiran Israil’e boyun egme noktasina geldi. Israil, anlasmanin imzalanmasi halinde Manavgat Irmagi’nin sahibi olacak.
Irmagin sagli-sollu çevresindeki 2 kilometrelik araziye de serit halinde “irmagin güvenlik ve temizligini saglamak” gerekçesiyle el koyacaklari belirtiliyor.
Irmagi, kaynagina kadar kontrol altina alacak olan Israil’in, böylece Türkiye’de hükümran oldugu bir bölge olusacak.
Sanliurfa, GAP bölgesindeki girisimlerine paralel olarak Israil’in Manavgat’a da ayak basmasi; Yahudinin “arz-i mev’ud/vaadedilmis topraklar” hayalinde de önemli bir adim teskil ediyor.
Bilindigi gibi; muharref Tevrat’ta, Nil’den Firat’a kadar uzanan topraklar Yahudilere Allah’in vaadettigi Israil olarak tanimlaniyor.
Türkiye’nin su sikintisi çektigi, bu nedenle enerji sorunu yasadigi konusunda resmi makamlardan art arda açiklamalar gelirken, Manavgat Çayi’nin Israil’e tahsisi projesine hiz verilmesi akillara bazi kuskulari getirmeye basladi.
Türkiye’nin, küresel isinma ve kuraklik tehlikesi nedeniyle yakinda Afganistan’a dönebilecegi uyarisinda bulunan ve acil olarak tedbir alinmasi gerektigini ifade eden Tarim ve Köyisleri Bakani Hüsnü Yusuf Gökalp’in bu uyarilarina ragmen, Manavgat Çayi’nin 40 yilligina Israil’e tahsisi konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi, Israil makamlariyla görüsmek için Nisan ayi sonuna randevu verdi. Bakan Gökalp, bilinenin aksine, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadigini, Dünya Su Günü dolayisiyla yaptigi açiklamada vurgulamis olmasina ragmen, Manavgat Çayi’ndan içme suyu satin almak isteyen Israil’le yapilan görüsmelerde, suyun transferi projesinden vazgeçilip çayin tamamen tahsisi projesinin gündeme geldigi belirtiliyor.

ESKIDEN TRANSFERDI, SIMDI TAHSIS OLDU
Türkiye, Manavgat Çayi’ndan Israil’e deniz yoluyla yapilacak bir boru hattiyla su transferi gerçeklestirmeyi, daha sonra da boru sistemini gelistirerek bölgedeki diger ülkelere de su satmayi planliyordu. Ancak; Israil, bu projede Türkiye’ye bagimli bir ülke haline gelecegini düsünerek, çayin en az 40 yilligina kendisine bütünüyle tahsis edilmesini istiyordu. Hem böylece Türkiye, boru hattiyla alâkali harcamalara da katilmamis olacak, bu alanda yatirim yapmadan gelir elde edecekti. Ancak stratejik açidan Israil’in bu “cazip” gibi gözüken teklifi hiçbir zaman kabul edilmemisti. Çünkü ilerde Türkiye, su sikintisi çektigi taktirde Manavgat Çayi’nda hak iddia edemeyecek ve ancak para karsiliginda Manavgat Çayi’ndan su satin alabilecekti; o da, Israil kabul ederse.

KRIZ BAHANE
Son ekonomik krizle birlikte Israil makamlari, söz konusu taleplerini tekrarladilar. Enerji Bakanligi ise, Tarim Bakanligi’nin kuraklik uyarilarina ragmen, tahsis isini görüsmek için Israillilere Nisan ayi sonuna randevu verdi. En son görüsmeler, 2000 yilinin Eylül ve Kasim aylarinda gerçeklesmis ve bir anlasmaya varilamamisti.

BURAYA KADAR NASIL GELDIK?
Suyun uluslararasi düzeyde degerinin henüz belirlenmemis olmasi nedeniyle metreküp fiyatinin ne olacagi konusunda büyük tartismalar vardi. 23 sent ile 15 sent arasinda pazarlik yapildigi haberleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligi’ndan sizan bilgiler arasindaydi. Oysa asil tartismanin, suyun metreküp birim fiyati üzerinde degil, çayin tahsisi üzerinden yapildigi hep gizlendi. Yabanci yayin organlarinin da konuya alâka göstermesi ve Israil tarafindan aldiklari bilgiler neticesinde, Israil’in amacinin tahsis oldugunu ortaya çikardi. Öte yandan, Türkiye’nin ulusal menfaatlerini savunan çevrelerin, konuya ilgi duymasi üzerine Israil ile yapilan su pazarliklarina bir süre ara verilmisti. Ekonomik krizler nedeniyle zora giren ekonomiyi kurtarmak bahanesi, görüsmelerin yeniden ve bu kez tahsis pazarligi üzerinden baslamasina gerekçe teskil etti.

1980’LERDEKI PROJE BÖYLE DEGILDI
Türkiye’nin su sikintisi çeken bölge ülkelere içme suyu pazarlama projesi ilk kez Turgut Özal tarafindan gündeme getirilmisti. Gündeme geldigi ilk günlerde Irak ve Suriye’den büyük tepki alan Türkiye, projeyi Firat ve Dicle nehirleri üzerinden gelistirmisti. O günlerde Manavgat Çayi, böylesi bir proje için düsünülmemisti. Çünkü Manavgat Çayi, Akdeniz’e akiyordu ve bu suyun borularla baska ülkelere tasinmasi fikri, bir rüya olarak görülüyordu. Oysa diger iki irmak, zaten Arap topraklarina gidiyor ve giden suyun para karsiligi verilmesi önerisi tartisiliyordu. Zaman içinde Israil ile Türkiye arasindaki iliskiler, 28 Subat sürecinin belirli kanatlari tarafindan gelistirilince, Israil, Türkiye’nin bu eski projesini tekrar gündeme getirdi ve Manavgat Çayi’na talip oldugunu ilan etti. Böylece, Türkiye’nin su pazarlama isi, Firat ve Dicle Nehirleri üzerinden Manavgat Çayi’na kaydi. Israil, öncelikle suyu metreküp birim fiyati üzerinden almayi öne sürdü, daha sonra da bu önerisinden kendisi vazgeçip, uzun süreligine çayin tümünü tahsis etme projesini gündeme getirdi. Bugün, Özal’in projesi gibi sunulan su satisi meselesi, süreç içinde baska alanlara kaymis ve Israil bu konuda bas aktör olarak sivrilmisti.

INGILIZ DERGISI BILE SASTI BU ISE... BENZERI GÖRÜLMEMIS BIR OLAY
Ingiltere’de aylik yayin yapan “The Middle East” dergisi, Nisan 2001 sayisinda, Türkiye ile Israil arasindaki su projesini isledi. Dergide, “Ankara, son 20 yil içinde yasanan en kötü kuraklik sonrasinda Suriye ile Irak’a, Dicle ve Firat nehirlerinden su akisini azaltmak zorunda kalabilecegini söylerken, Türkiye, müttefiki Israil’e su satmak üzere benzeri görülmemis bir anlasma görüsmesi yapiyor. Bu, Ankara ile Arap komsulari arasindaki gerilimi muhtemelen yükseltecektir” denildi.

HAZIRAN AYINDA ISRAILLILER ‘ÇAY’I ZIYARET ETTI
Dergide, Israilli uzmanlarin, Manavgat Çayi’nda incelemelerde bulundugu belirtilerek söyle denildi: “26 büyük nehir yatagi ve bereketli su kaynaklari olan Türkiye’nin, Israil’e su satma fikri uzun süredir vardi, ancak kuraklik bu duruma bir aciliyet kazandirdi. Israilli uzmanlar, Türklerin halihazirda ayrilikçi Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’ne su tasimak için kullanilan ve Akdeniz’e akan Manavgat Çayi agzinda bulunan aritma tesislerinde incelemelerde bulunmak amaciyla Haziran ayinda Türkiye’yi ziyaret ettiler. Zamanin Israil Maliye Bakani Avraham Shochat, Kasim 2000’de, Ankara hükümetiyle resmi görüsmelerin baslatilmasi talimatini verdi. Buradaki ana engel, fiyat konusu. Türkler, metreküp basina 23 sent istiyorlar, bu da maliyeti, tasima ile beraber metreküp basina 55-60 sente çikiyor. Israilliler 15 sentlik bir satis fiyati istiyorlar ve maliyeti metreküp basina 50-55 sent yapmak amaciyla tanker tasimaciligi için ihaleler açtilar.

VAZGEÇILEN PROJE
Dergide, Israil’in birkaç ay önce vazgeçtigi projeye de deginilerek, söyle denildi: “Anlasildigi üzere, Israilliler bes veya on yilligina ve ileride iki katina çikarma olasiligi dahilinde, yilda 15-25 milyon metreküp su almayi düsünüyorlar. Bununla yillik ihtiyaçlarinin yüzde 2.5 kadari karsilanmis olacak. Su, özel tankerlerle, Israil’in güney kiyisindaki Askelon’a tasinacak ve buradan da Negev Çölü’ne pompalanacak.”

INGILIZLER BILE HAYRET EDIYOR: TÜRKIYE KENDISI BILE SU SIKINTISI ÇEKIYOR
Su siralarda, Türkiye’nin büyük bir su sikintisi çektigine de deginilen yazida söyle denildi: “Bütün bunlari iki kat daha büyük sorun haline getiren sey ise, bölgedeki kuraklik yüzünden Türkiye’nin de su sorunu çekmeye baslamasidir. GAP bölgesindeki rezerv seviyeleri tehlikeli sekilde düstü ve projenin gerçeklesmesi gereken enerji üretimini tehlikeye soktu. Sonuç olarak, kis yagmurlari ve bahardaki buz çözülmeleri Dicle ve Firat nehirlerindeki eksikligi tamamlayamazsa, Ankara tehlikeli bir seçim yapmak zorunda kalabilir. Giderek artan bir sekilde, Avrupa’nin bu parçasi veya Türk dili konusan Orta Asya ülkeleri için bir ekonomik güç kaynagi olma istegi arasinda kalan Türkiye, aylardir, kuraklik yüzünden büyük bir enerji açigiyla karsi karsiya oldugunu söylüyor ve Devlet Su Isleri Genel Müdürü Dogan Altinbilek, Subat ayinda yaptigi bir açiklamada, 51 milyar metreküp kapasiteli hidroelektrik baraj ve santrallara giden suyun 1998 yilindan bu yana düstügünü söyledi. Subat 2000’de 10 milyar metreküp kapasiteye sahip olan bu barajlarda Subat 2001’de sadece 6 milyarlik bir kapasiteye ulasildi. Bu da, su anda yilda 120 milyar kilovatsaat elektrik harcayan Türkiye’de güç üretim kapasitesini düsürdü. Bu rakamin 2010 yilinda 290 milyar kilovatsaat ve 2020’de ise 547 milyar kilovatsaate ulasmasi bekleniyor. Bütün bunlar belki de, Türkiye, kendi ihtiyaçlarini karsiladiktan sonra arta kalanlarin, siyasi sermayenin en yüksek oldugu yere gidecegi anlamina geliyor.”


Kaynak: Akit, 02.04.2001

@ Ekrem Yolcu
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar May 18, 2005 11:14 pm    ileti konusu: Burada cok ilgi cekici bir konuya daha deginiyorum, Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21,kanganos Dostum

Suraya birgöz atarsaniz iyi olur!
http://www.geop.itu.edu.tr/~jeotermal/

http://www.istanbul.edu.tr/eng/jfm/ozcep/jeofizik/Su.html

Saygilar
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Pzr Haz 05, 2005 4:53 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Anasayfa Son Güncelleme 18:23
05.06.2005
"GAP Rüyası" kâbusa dönüşüyor
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan "Türk Rüyası: GAP" raporunda, projenin ağır aksak ilerlediği, bölgenin tuzlanma, erozyon ve kanalizasyon tehdidi altında olduğu ileri sürüldü.


Raporda, 75 bin kilometrekarelik bir alanı ve 9 ili kapsayan bölgesel kalkınma projesi GAP'ın, 35 yılda tamamlanamadığı vurgulanarak, bugüne kadar 16 milyar dolar harcanan projenin bitmesi için, 16 milyar dolara daha ihtiyaç bulunduğu ifade edildi.

Rapora göre, projenin tamamlanma tarihi olarak 2010 yılı öngörülmesine karşın, her yıl 30 bin hektar alanın sulamaya açıldığı dikkate alındığında, sulama yatırımlarının 2040 gibi çok uzak bir gelecekte tamamlanması ancak mümkün olabilecek.

Projede, 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.7 milyon hektarlık sulama sistemleri yapımı öngörülmekteydi. Bugün nakdi gerçekleşme yüzde 52 oranına ulaşmasına karşın, sektörel bazda incelendiğinde, enerji sektöründe yüzde 80, ulaştırmada yüzde 38,
diğer kamu hizmetlerinde yüzde 76, gerçekleşme oldu. Aradan geçen 35 yılda sadece 13 baraj, 7 hidroelektrik santrali tamamlandı.

Proje tamamlandığında 1.7 milyon hektarlık alanın sulanması planlanırken, sulama projelerinin sadece yüzde 13'ü gerçekleştirilerek 222 bin hektar alan sulamaya açıldı. Sulama projelerinin yüzde 7'si inşa halinde, yüzde 25'i ihale aşamasında, yüzde 55'i ise planlama aşamasında bulunuyor.

GECİKME, HEDEFLERİ VURDU

Rapora göre, GAP'taki gecikme büyük yatırımları aksatırken, bunun diğer alanlara da olumsuz yansımaları ortaya çıktı. Örneğin GAP Uluslararası Kargo Havaalanı'nın bitirilmemesi, tarımda ciddi bir soruna kaynaklık ediyor. Havaalanı gibi otoyol yapımı da henüz tamamlanmadı. Mersin-Gaziantep otoyolu açıldı ancak, Gaziantep-Şanlıurfa ve Şanlıurfa'yı Mardin üzerinden Habur'a bağlayacak otoyol inşaatı bitirilemedi. Yine demiryolu gibi hiç başlanmamış yatırımlar da var. GAP'taki gecikme, tarımın yanı sıra, hayvancılık, sanayi ve istihdamda da istenen hedeflere ulaşılmasını engelledi.

TOPRAKTA TUZLANMA BAŞLADI

Rapora göre, gerçekleştirilen sulama projeleri de tarımda umulan gelişmeyi sağlayamadı. Uzun yıllar sulu tarım yapılmamış alanlarda drenaj sistemi büyük önem taşıdığı halde yeterli drenaj kanalının olmaması bölgeyi çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Bugüne kadar 6 bin hektarlık alanda drenaj çalışması tamamlanabildi. Yapılan çalışmanın yavaşlığı ve taban suyunun etkilediği arazilerin artması göz önüne alındığında, tuzlanma sorununun kısa sürede çözümü mümkün görünmüyor.

GAP Master Planı'nda Harran Ovası'nda pamuğun en fazla ekilebilir oranı yüzde 20 olarak belirlenmişti. Karlı olması nedeniyle bölgede pamuk ekimi oranı yüzde 85'lere yükseldi. Pamuğun üretiminde aşırı suya ihtiyaç duyulması, tuzlanma sorununu da beraberinde getirdi.

EROZYON TEHLİKESİ

Tuzlanmanın yanında bölgenin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun erozyon. Orman kaynağı zayıf olan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki bölgede, 7 milyon hektarlık alan erozyon tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.

KANALİZASYON ALARM VERİYOR

Bölge illerinden Adıyaman'ın kanalizasyon ve atık suyu, büyük bir dere halinde göle akıtılıyor. Adıyaman gibi havzadaki il, ilçe ve köylerin kanalizasyon ve atık sularının boşaltılması nedeniyle Atatürk Barajı gölü ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya. Göl havzası hızla kirleniyor.

GAP GÖÇÜ DURDURMADI

Rapora göre, geciktikçe başka illere göçün de önü alınamadı.
Bölgenin aldığı göç sayısı 9 bin 449 iken göç verdiği insan sayısı 219 bin 339'u buldu. Bu rakam Sinop, Bilecik büyüklüğünde bir ilin nüfusu kadar bölgeden nüfus kayması olduğuna işaret ediyor. Diğer yandan, 9 milyona ulaşacağı tahmin edilen bölge nüfusu 6.4 milyonda kaldı.

Toprak reformu yapılamaması nedeniyle bölgedeki çiftçi ailelerinin yüzde 8'i, bölge toprağının yarısını kontrol ederken, yüzde 41'i ancak geçinme imkanı sağlayacak 5 hektarlık ya da daha az toprağa sahip durumda. Bölge halkının yüzde 38 'inin ise hiç toprağı yok.

SU GERGİNLİĞİ

Rapora göre, GAP çerçevesinde yapımı planlanan barajlardan 14'ü Fırat Havzasında, 8'i ise Dicle havzasında bulunuyor. Proje tamamlandığında yılda 52.9 milyar metreküpten fazla su akıtılan Fırat ve Dicle üzerindeki tesislerle Türkiye'nin toplam su potansiyelinin yüzde 29'u kontrol altına alınacak.

Irak ve Suriye'nin Fırat ve Dicle'nin sularına ihtiyaç duyması, GAP Projesine tepki duymalarına neden oluyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte Fırat ve Dicle Havzası su savaşlarının en sıcak bölgesi olacak.

Dicle üzerinde yapılan baraj ve sulama projelerinden Suriye, Fırat üzerinde yapılan projelerden de Irak'ın etkilenmesi bu ülkelerle muhtemel çatışmalara yol açabilecek.

GAP'IN HAFIZASI SİLİNİYOR

Rapora göre, TBMM gündeminde bulunan Kalkınma Ajansları, Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı ile GAP İdaresi'nin lağvedilerek, yerine kamu kuruluşu niteliğinde olmayan Bölge Kalkınma Ajanslarının kurulması hedefleniyor.

Türkiye genelinde kurulması hedeflenen 26 Bölgesel Kalkınma Ajansı ile Güneydoğu Anadolu Projesi'nin, üç farklı bölgeye ayrılarak ele alınacak olmasının, GAP'ın bir bütün olarak bölgesel kalkınma projesi olma niteliğini bozacağı ve bölünme sürecini başlatacağı belirtiliyor.

Şimdiki haliyle finansman yetersizliğiyle tamamlanamayan projenin yeni düzenlemeyle tamamlanma şansının azalacağı da eleştiriler arasında yer alıyor.

GAP'IN BAŞARISI ENERJİ PROJELERİNDE

Rapora göre, GAP kapsamında en başarılı sektör enerji sektörü oldu. Enerji projelerinin yüzde 73'ü üretime geçmiş bulunurken, yüzde 0.6'sı inşa halinde, yüzde 19'u ihaleye hazır durumda, yüzde 7'si ise planlama aşamasında bulunuyor.

GAP kapsamında bulunan Karakaya, Atatürk, Dicle, Kralkızı, Birecik, Karkamış ve Batman Hidroelektrik Santrallerinden Türkiye hidroelektrik enerji üretiminin önemli bir bölümü sağlanıyor. Tesislerin açılışından 2004 yılı sonuna kadar toplam 234 milyar kilovat saat hidroelektrik üretimi gerçekleştirildi. Bunun parasal değeri ise 14 milyar dolar. Türkiye'de 2004 yılında üretilen 46 milyar kilovat saatlik hidrolik enerji içinde GAP 22.4 milyar kilovat saatlik hidroelektrik üretimiyle yüzde 49'luk bir paya sahip. Parasal olarak ifade edilirse, GAP'ta 2004 yılında üretilen enerjinin karşılığı 1.3 milyar dolardır.

ATO BAŞKANI AYGÜN

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, 35 yıldır yapımı devam eden projenin yavaş ilerlemesi nedeniyle çok sayıda sorun ortaya çıktığını belirterek, “Türk rüyası GAP, kabusa dönüyor” dedi.

İşsizliğe çare olması beklenen projenin gecikmesi nedeniyle göçün bir türlü önlenemediğinin de altını çizen Aygün, şunları kaydetti:“İşsizlik ve gelir dağılımını düzeltmek için Türkiye bütün gücünü ve kaynaklarını bu projeye ayırmalıdır. Bölge halkının yeterli toprağa sahip olamaması, proje çerçevesinde yapılması gereken yatırımların Türkiye'nin başka bölgelerinden ya da yurtdışından gelen girişimciler tarafından yapılmasına neden oluyor. Bu nedenle başta İsrail olmak üzere başka ülkelerden gelen girişimciler bu bölgeden toprak alıyor. Bu durum milli güvenliğimizi de tehdit ediyor. Aslolan, bölge halkını zenginleştirecek bir toprak reformu ve arkasından yerel girişimcilerin önünün açılmasıdır. Aksi halde, gelecekte GAP zengini yabancılar türeyecek, bölge halkı fakirliğe mahkum kalacaktır.”


(aa)


lütfen, lütfen doganin verdigini görerek, düsünerek, konusarak, hep birlikte calisarak paylasalim. türk insani hak ettigi zenginlige ancak kendi cabasiyla kavusabilir. harran'daki cocuk.



ahmet yilmaz 05.06.2005 - 13:55
dert yaptiklari seye bakin, orayada bir kac bayrak astikmi cenet olur gider. yeterki bizde yetecek kadar bayrak olsun



Ersin Günes 05.06.2005 - 13:33
GAP Projesi icinde bulunan Enerji sentrallerinin cogu yap islet sistemi ile gerceklestirildiginden bu sentrallerin gelirlerinde sanirimca hic faydalanamiyoruz diye düsünüyorum. Bu konuda bizi bilgilendirirseniz memnun oluruz.
Projenin bitirilmesi icin gelecekteki 30 Yil icinde gerceklesecek bir A...devamı


© Copyright 2005 Hürriyetim
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pzr Haz 05, 2005 6:01 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kurtoğlu1919;bu mükemmel araştırmandan dolayı seni kutlarım arkadaşım.Bahsettiğin konudaki görüşler satır satır doğrudur.Ben teknik konuda fazla ayrıntıya girmedim sıkıcı olmasın diye.GErçekten gap müthiş ağır gidiyor.Özellikle senin yazında drenaj dediğin tahliye kanallarının açılmaması ayrı bir skandal.Çünkü,sulamadan sonraki atık tuzlu suların bu kanalllarla ovadan uzaklaştırılmaması halinde bir süre sonra bu topraklar çoraklaşır.Bu kanalların da bir merkeze bağlanarak uzaklaştırılması gerekiyor.Bu da sınır ötesi çalışmaları gerektiriyor.Bizim şu anda yaptığımız bu kanalları uzatıp sınırlardan komşu devletlerin topraklarına bırakıyoruz.Bu ;urfa akçakalede suriye ile epeyi başımızı ağrıttı.Nasıl çözecekler bilmiyorum.Herhalde çözümü israile bırakıyorlar.
Gelelim manavgat suyuna.Bu iş manavgat ile sınırlı değil yanlızca.Bak ben size bir misal vereyim.Bizim ülkenin her yanından haberimiz var.
Manavgat suyuna yatmak isteyen israil,bir tarftan da Isparta'daki karacaören barajına taktı.Neden?Karacaören,Antalyaya sadece 50 km mesafede,doğal bir baraj gölü.Isparta'nın toroslarından çıkan kaynak suları bu baraj gölünün en büyük besleme alanı.Burada elektrik elde ediliyor.Su fevkalade kaliteli.Antalyanın gelecekteki su ihtiyacı için potansiyel bir kaynak.Yapacağın tek şey boruları döşeyip antalyaya getireceksin.Şimdi bak 1994 de ne oldu?kwf DİYE ÜNLÜ BİR ALMAN BANKASI,Isparta belediyesine hibe kredi şeklinde bir yardımda bulunarak,şehrin sıvı atık arıtma tesislerini yaptırdı.Herkes bu bankanın Süleyman Demirelin şehrine kıyak yaptığını düşündü.Neden alman bankası bu parayı verdi?Nedeni şu.Çünkü Ispartanın kanalizasyon sistemi,sav çayına karışıyor,oradan karacaören barajına vararak suyu kirletiyordu.İşte yahudi kökenli bu banka(türkiyede dış kaynaklı kredilerin çoğunu bu banka veriri),bu tesisi yaptırdı ki,karacaören kirlenmesin,israilli kardeşleri burayları işgal ettiklerinde tertemiz kaynak suyu içsinler.Adamlar 10 yıl önce bu işi yaptılar.Demek ki işgal için vakit yakın.
Adım adım bizi deniyorlar.Verdikçe veriyoruz.Bir gün hepsini isteyecekler ve iş bitecek.Toprak satışları,su pazarlıkları,önceden yapılan hazırlık tesisleri,bunlar hep planlı olaylar.Bunları bildiğimiz için diyoruz ki artık uyanalım ne yapacaksak yapalım.Türkiyenin bu hükümete bir dakika bile tahammülü kalmamıştır.İstesinler,isteyen yetkiliye brifing verelim.Kanıtlarıyla anlatalım.Ama soran yok.Ben ordumuzun bu konuda brifing almasını çok istiyorum.Çünkü siyasetçiler yalan söylüyor.Ordumuz bazı şeylere inandırılmış.Bu işin ,bu emellerin artık saklısı gizlisi kalması.Ama ne yazık ki herkes seyrediyor.Bir gün seyredecek birşey kalmadığında ,herkesin altındaki koltuk gittiğinde,nasıl bir belaya uğradığımız anlaşılacak ama çok geç olacak.Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
agaturk
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 1
Şehir: ingiltere

İletiTarih: Pzr Haz 05, 2005 6:30 pm    ileti konusu: su sorunu Alıntıyla Cevap Gönder

Kardeslerime Selam olsun,
Ortadogunun petrol sorunu Amerikanin SU SORUNU ise Israilindir,
Hatirlayin GAP projesi basladiginda Guneydogu Anadolu Yahudi isgaline ugradi ayni donemde Turkiyede yasanan turizm krizinde ulkemize gelen tek millet Israilliler (korfez savasi 1991) Nedenmi? Israilin bayragina bakmak yeterlidir.Sonra eee sonrasi malum NATO uyesi bir ulkede bu isler okadar kolay olmuyor zaman aliyor simdi ayni yatirimcilar Kuzey Irak'a para yagdiriyorlar . Suyu Sudan'da kontrol eden Israil bize kizinca birden bire Kopek asilli musevileri kuzey Iraka yolladi gersini siz dusunun .
Saygilarim ve Sevgilerimle
AGATURK
Bu konuda bana yazin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Sal Haz 07, 2005 7:40 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kadir21 kardesim sag ol var daima !
Maalesef türkcem dört dörtlük olmadigi icin ,cogu zaman daha önce yazilmis ve önemli aciklayici konurlada baskalarin tezini burada bulduyum zaman gönderiyorum!
evet senin SU altinda atmis oldugun baslik gercekten cok önemli ,ve türkiye,mizin gelecegi bire bir buna kimse de farkinda olmasa da milli güvenligimiz buna bagli dir,bu saaten sonra gap projesini atip, silmek milli bir felaket olur ,ayni zaman da pkk nin belin in bükülmesinde bire bir büyük silah ! söyle bir düsünsene baraj in suyu bir den bire birakilarsa k.irak ve irak belki tümü kursun sikmadan veya suyu kestigin zaman
sanki bir ATOM BOMBASI atilmis gibi vahim milyonlarca kiro lari alip gebertir ama bilene tabii !!!

Ama tabii baraj bunun icin yapilmadi milli rafehi daha ileri gütmek icin dir
onun icin pkk buraya mümkün oldugu kadar yönelmektir !
saygilar
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Haz 08, 2005 7:43 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Baraj çöpten geçilmiyor!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 20 gün sonra açılması planlanan Artvin'deki Muratlı Barajı'na belediyelerin katı atıkları geçit vermiyor

Şükran Özçakmak

Bayburt'tan başlayıp Erzurum ve Artvin'e kadar uzanan Çoruh Nehri üzerindeki belediyelerin katı atıkları, debisi yüksek Muratlı Barajı'nın regülatörleri önünde birikti. Göller bölgesi olması planlanan Artvin, 'çöpler bölgesi' görünümüne büründü.
Baraj açılışının ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın katılacağı bir törenle, 29 Haziran'da yapılması planlanıyor.

'Verim düşer'
DSİ yetkilileri, suyu sık sık temizlemelerine rağmen, çöpün atılmaya devam edilmesi nedeniyle kirlenmenin önüne geçemediklerini söylüyor. Barajı, katı atıkların yanı sıra Murgul Bakır İşletmeleri'nin maden atıkları da tehdit ediyor. Uzmanlar, çöp ve maden atıklarının oksitlenmeyi hızlandırıp verim düşüklüğüne yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Teşkilatlanma şart
Artvin Valiliği'nin kurduğu Katı Atık Yönetim Birliği, kirlenmeye karşı proje üretiyor. Ancak, çöpler Bayburt ve Erzurum bölgesinden de atıldığı için çözüm bulunamıyor. Artvin Valisi Orhan Kırlı ise Çoruh üzerindeki diğer illerin belediyeleriyle bir teşkilatlanmaya gidilmesi gerektiğini söylüyor.











© 2005 Milliyet
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1