Bozkurt NET

[drmfk]

Bugün ehl-i sünnet akaidi dışında bir çok akım türediği gibi, ehli sünnet olduğu iddasında bulunan ancak ana caddeden ayrılan bir çok cuhelada vardır.Bunların kolayca tanınmasını sağlayacak bir kaç önemli nokta aşağıda maddeler halinde zikredilmiştir.


Ehl-i sünnet itikadı
1-Amentü’deki altı esasa inanmak. [Hayrın, şerrin ve her şeyin Allah’tan olduğuna inanmak. İnsanda irade-i cüziye vardır. İşlediği günahlardan mesuldür.]
2- Amel, imandan parça değildir. Yani ibadet etmeyen veya günah işleyen mümine kâfir denmez. [Vehhabiler, (amel imanın parçasıdır, namaz kılmayan ve haram işleyen kâfirdir) derler.]
3-İman artıp eksilmez. [Parlaklığı artıp eksilir.]
4-Kur’an-ı kerim mahluk [yaratık] değildir.
5-Allah mekândan münezzehtir. [(Allah gökte veya Arş’ta) demek küfürdür.]
6-Ehl-i kıble tekfir edilmez. [Vehhabiler, kendilerinden başka herkese kâfir derler.]
7-Kabir suali ve kabir azabı haktır.
8-Gaybı yalnız Allah bilir, dilerse enbiya ve evliyasına da bildirir.
9-Evliyanın kerameti haktır.
10-Eshab-ı kiramın hepsi cennetliktir. [Rafiziler, (Beşi hariç sahabenin tamamı kâfirdir) derler. Halbuki Kur’an’da, tamamı cennetlik deniyor.] (Hadid 10)
11-Ebu Bekr-i Sıddık, eshab-ı kiramın en üstünüdür.
12-Mirac, ruh ve bedenle birlikte olmuştur.
13- Öldürülen, intihar eden eceli ile ölmüştür.
14- Peygamberler günah işlemez.
15- Bugün için dört hak mezhepten birinde olmak.
16-Peygamberlerin ilki Âdem aleyhisselam, sonuncusu Muhammed aleyhisselamdır. [Vehhabiler, Hz. Âdem’in, Hz. Şit’in, Hz. İdris’in peygamber olduğunu inkâr ederler. İlk peygamber Hz. Nuh derler. Liderlerine resul [Peygamber] diyen bazı gruplar da, (Nebi gelmez, ama resul gelir) derler. Bunun için de Resulüm diyen zındıklar türemiştir.]
17-Şefaate, sırata, hesaba ve mizana inanmak.
18-Ruh ölmez. Kâfir ve Müslüman ölülerin ruhları işitir.
19-Kabir ziyareti caizdir. İstigase, yani Enbiya ve evliyanın kabirlerine gidip, onların hürmetine dua etmek ve onlardan yardım istemek caizdir. [Vehhabiler ise buna şirk derler. Bu yüzden sünnilere ve şiilere müşrik, yani kâfir derler.]
20-Kıyamet alametlerinden olan Deccal, Dabbet-ül-arz, Hz. Mehdi’nin geleceğine, Hz. İsa’nın gökten ineceğine, Güneş’in batıdan doğacağına ve bildirilen diğer kıyamet alametlerine inanmak. İmam-ı a’zam hazretleri (Kıyamet alametlerine tevilsiz inanmalı) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali: (Güneş batıdan doğmadıkça, Kıyamet kopmaz. O zaman herkes iman eder, ama iman artık fayda vermez.) [Buhari, Müslim] Güneşin batıdan doğmasını, (Avrupa Müslüman olacak) diye tevil etmek, İmam-ı a’zamın sözüne aykırıdır. Hiçbir İslam âlimi tevil etmemiştir. Hâşâ Resulullah, bilmece gibi mi söz söylüyor? Böyle tevil etmek, (elma dersem çık, armut dersem çıkma) demeye benzer. Nitekim (Salat, duadır, namaz diye bir şey yok) diyenler çıkmıştır. O zaman ortada din diye bir şey kalmaz. Bir de Avrupa Müslüman olunca, iman niye fayda vermesin? Güneş’in batıdan doğması, ilmen de mümkündür. Dinsizler itiraz eder diye zoraki tevile gitmek gerekmez. Allahü teâlâ, dünyayı şimdiki yörüngesinden çıkarır, başka yörüngeye koyar. Dönüşü değişince, Güneş batıdan doğmuş olur.
21- Ahirette Allahü teâlâ görülecektir.
22-Kâfirler Cehennemde sonsuz kalır ve azapları hafiflemez, hatta gittikçe artar.
23- Mest üzerine mesh caizdir.
24-Sultana isyan caiz değildir. (Bu bilgiler, Fıkhı ekber, Nuhbet-ül-leali, R. Nasihin, Mek. Rabbani, F. Fevaid’den alınmıştır.)

[ozbeken]

.......

[drmfk]

Amentü diye bildirilen, imanın şartlarının birincisi Allah-u Tealaya inanmak maddesine biraz daha izahat getirelim.
Allah-u Teala;bir olan, eşi ortağı ve benzeri olmayan,doğmayan-doğrulmayan, zamandan ve mekandan münezzeh olan(Gökte Allah var demek küfür alametidir),ezeli ve ebedi olan, yüce yaratıcıdır.
Zati ve subuti olmak üzere sıfatlarını bilmek farzdır.
Zati sıfatları:
1- Vücûd: Allahü teâlâ vardır. Varlığı ezelidir. Vacib-ül vücûddür, yani varlığı lazımdır.
2- Kıdem: Allahü teâlânın varlığının evveli, başlangıcı yoktur.
3- Bekâ: Allahü teâlânın varlığının âhiri, sonu yoktur. Hiç yok olmaz. Ortağı olmak muhal olduğu gibi, zat ve sıfatları için de yokluk muhaldir.
4- Vahdaniyyet: Allahü teâlânın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı, benzeri yoktur.
5- Muhalefetün-lilhavadis: Allahü teâlâ, zatında ve sıfatlarında hiçbir mahlukun zat ve sıfatlarına benzemez.
6- Kıyâm bi-nefsihi: Allahü teâlâ zatı ile kâimdir. Mekana muhtaç değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zira her ihtiyaçtan münezzehtir. Bu kâinatı yokluktan varlığa getirmeden önce, zatı nasıl idi ise, sonsuz olarak, hep öyledir.

Sübuti sıfatları:
1- Hayat: Allahü teâlâ diridir. Hayatı, mahlukların hayatına benzemeyip, zatına layık ve mahsus olan hayat, ezeli ve ebedidir.
2- İlm: Allahü teâlâ her şeyi bilir. Bilmesi mahlukatın bilmesi gibi değildir. Karanlık gecede, karıncanın, kara taş üzerinde yürüdüğünü görür ve bilir. İnsanların kalbinden geçen düşüncelerini, niyetlerini bilir. Bilmesinde değişiklik olmaz. Ezeli ve ebedidir.
3- Sem’: Allahü teâlâ işitir. Vasıtasız, cihetsiz işitir. İşitmesi, kulların işitmesine benzemez. Bu sıfatı da, her sıfatı gibi ezeli ve ebedidir.
4- Basar: Allahü teâlâ görür. Âletsiz ve şartsız görür. Görmesi göz ile değildir.
5- İrade: Allahü teâlânın dilemesi vardır. Dilediğini yaratır. Her şey Onun dilemesi ile var olur. İradesine engel olacak hiçbir kuvvet yoktur.
6- Kudret: Allahü teâlâ, her şeye gücü yeticidir. Hiçbir şey Ona güç gelmez.
7- Kelam: Allahü teâlâ söyleyicidir. Söylemesi alet, harfler, sesler ve dil ile değildir.
8- Tekvîn: Allahü teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her şeyi O yaratır. Allahü teâlâdan başkası için yaratıcı dememelidir.

[gelibolulu]

drmfk, ozbeken, gönüldaşlarım Allah(cc) sizden razı olsun.
Bilmediklerimizi doğru biçimde sizden öğreniyor, eksiklerimizi tamamlıyoruz...
Dünya telaşı içinde unuttuğumuz veya atladığımız şeyleri hatırlayıp, imanımızı güçlendiriyoruz...
Doğru olana inandığımızı bir kez daha görüp inancımızı sağlamlaştırıyoruz...

İnançlı insanları, abuk subuk yorumlarıyla ve şahsi menfaatleri için kandırmaya çalışan sözde din alimlerinden ve cemaat liderlerinden sayenizde daha iyi korunuyoruz...

Elinize yüreğinize sağlık...

[gazibaba]

Ehl-i Sünnet itikadı haricindeki tüm düşünceler eksiktir yavandır, doğru yolun sapık kollarıdır.
Ehl-i Sünnet haricindedi fikirlerde Vatan sevgisinin hassasiyeti, İbadetin lezzeti, Peygamberimiz sav'e ve Sahabesine, Ehl-i Beyt'ine saygı mevcut olmayıp, yaptıklarıyla çalışmalarla hep Vatan ve din düşmanlarıyla işbirliği içindedirler.
Mesela Hindistanda Gulam Ahmet; Kendini Mesih kabul edecek kadar sapık, İngilizlere işbirliği yapacak kadar haindir.
Mesela Mısır'da Afgani ve Abduh, Ehl-i yaptıkları çalışmalarla Peygamberimiz sav'e olan saygıyı hiçe sayacak kadar gözü dönmüş İngiliz'e Ortadoğu pazarlayacak kadar şerefsiz hainler.
Mesela Hica bölgesi'nde Abdul Vehab; İngiliz ajanı Humper'in yalakası, iki yüzlü sahtekar, Alim ve Veli düşmanı Sünnet düşmanı birlik düşmanı, Mukaddesat düşmanı İngliiz uşağı...
Mesela Pakistan'da Reşit Rıza; İngilizlere hizmet olsun diye İngiliz kolejleri açtıran hain...
Dikkat edilirse ortak noktaları İslam'ı tahrip edip, Vatan topraklarını işgal etmek, insanlarımızı sömürmek için plan yapan İngilizlerin ve bilumum İslam düşmanlarının oyuncağı olduklarıdır.

[drmfk]

	Alıntı:
	Eshab-ı kiramın hepsi cennetliktir. [Rafiziler, (Beşi hariç sahabenin tamamı kâfirdir) derler. Halbuki Kur’an’da, tamamı cennetlik deniyor.] (Hadid 10)

Alıntıda bahsedilen rafıziler haricinde bu büyük hataya düşen başkalarıda olmuştur.Bazı sapıklar Ubeydullah bin cahş'ın mürted olduğu örneğini vererek sahabeyi kiramdan mürted olanların olduğu gibi bir takım saçmalıklar konuşmakta ve yazmaktalar.
Ancak adı geçen zaten sahabi olmamış, müslüman görünen münafık olduğu kitaplarda belirtilmiştir.
Kendisi müslüman olduğunu belirtmişken daha sonra hristiyan olduğu için mürted oldu ibaresi kullanılmış, bunuda iyi ayırd etmek lazım gelir.Aynı şekilde Ashaba dil uzatanların gösterdikleri bir diğer örnek olan salabe münafığıda zekat emri gelince, münafıklığı ortaya çıkmış ve kendini deşifre etmiştir.Yine aynı şekilde mirac mucizeside münafıkların meydana çıkmasına sebep olan mucizelerdendir.

İtikadımız odur ki, Sahabe-i Kiramın hepsi cennetliktir.Tabiinin en büyüğü olan Veysel Karani hazretlerinin, sahabenin en altı olarak belirtilen Hazreti Vahşinin derecesine asla ulaşmadığı muteber eserlerde belirtilmiştir.
Bize düşen Ashabın hepsini ama ayrım yapmadan sevmektir.Bu akaidimizin temel esaslarındandır.

Selametle...

[drmfk]

	Alıntı:
	6-Ehl-i kıble tekfir edilmez. [Vehhabiler, kendilerinden başka herkese kâfir derler.]

Önem noktasında değeri anlatılamayacak olan bir prensipte budur. Daha düne kadar bir takım insanlar siyaseten ortaya çıkmış olmalarına rağmen kalkıp bu bizden bu bizden değil gibi ahmakça yaklaşımlarda bulunmuşlar, partilerine oy vermeyenleri cürette sınır tanımayıp yeri geldiğinde tekfir etmişlerdir.
Resulullah Efendimiz(Sallallahu aleyhi vesellem) ümmetin yetmişüç fırkaya ayrılacağını buyuruyor Hadis-i Şeriflerinde, bahsi geçen fırkaların hiç birisini tekfir etmemeli ehl-i kıble oldukları ölçüde kabul etmeliyiz. Ancak burada çok mühim bir ayrıntı gizlidir. Malumunuz yetmişüç fırkanın ortaya çıkmasına sebep bir takım manası gizli ayeti kerimelerin manaların yanlış anlaşılmasıdır. Yani diğer yetmiş iki fırka manası gizli olan ayeti kerimeleri yanlış anlamışlardır, bu nedenle fırka-i dalle olmuşlardır. Yoksa açık olan ayeti kerimeleri kabul etmişler ve inanmışlardır. Manası açık olan (Namaz emri gibi) ayetlerin inkarı küfrdür. Yahut Allah-u Tealanın sıfatları belli iken kalkıpta ona mekan, zaman, eş ve ortak koşmak açık küfr olup bunların söylenmesinde kişi namaz kılıyor gözükse dahi sakınca olmadığı gibi bizzatihi önemli bir vazifedir. Veya rafızilerin yaptıkları gibi Ashab-ı Kiramı tekfir etmek küfrdür.Tüm bahsi geçen örneklerde olduğu gibi bir takım açık ve net hükümlerde muhalif olanlar, saçmalıklarını iman diye ortaya atanların küfrleri ortaya konmalıdır. Zira müslümanların küfre düşmemesi için bunların deşifre edilmeleri gerekir.
Aynı şekilde İmam-ı Gazzali Hazretleri bu gibi sapkınların, felsefecilerin kafir olduklarını ispat etmiş delilleriyle beraber kitaplarında neşretmişledir.

Bir başka husus ise Özbeken kardeşimin belirttiği gibi bidat ehli tekfir edilemediği gibi, hatalarıda muhakkak belirtilmelidir.Bu da mühim vazifelerdendir.

[alptemizkan]

Ülküdaşlarım selamun aleykum.
Ben ehli-sünnet harici kollarla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
Son zamanda artan El- Kaide eylemleriyle ilgili dünyada belki zaman zaman da Türkiye'deki izlenim İslami birşey yaptıklarıdır. Eylemlerin İslam ile ne kadar uzak olduğu bir çok açıdan konuşulabilir. Ama ben mezhepleri açısından konuşmak istiyorum. Bunlar Suudi Arabistan'da türeyen Ehl-i sünnet dışı olduğu gerçek alimlerin hepsince kabul edilen vehhabilik anlayışına mensupturlar. Kendilerine "selefi" demekte yani mezhepsel olarak yüce peygamberimiz (SAV)'e direkt imamsız bağlı olduklarını iddia ederler. Gerçek selefiler olan Ashab-ı kiramın ayağının tozu olamazlar. Belki bizim haddimize değil ama birçok alim tarafından mezhepsiz olarak kabul edilirler. Geçenlerde Türkiye'de İsrail gemilerine eylem hazırlığında yakalanan kişinin "selefiyim, namaz kılmayı pek sevmem." lafı da sapık anlayışlarını gösteriyor. Ve bu tür adamların dünyada islamı temsil eder konumda sunulması gerçek ehl-i sünnet inancına sahip müslümanların yüreğini kanatıyor.
Dünya'da İslam temsilcisi imiş konumunda olan iki ülkeye bakıldığında (İran şii'dir. Suudiler vahhabidir.) bunların ehl-i sünnet olmadıklarından temsilci olmayacakları görülür.
Belki bugün ehl-i sünnetin ayaktaki son kalesi olan Türkiye nasıl kurtuluş savaşında dünya Türklüğünün ve İslam'ın rehberi ve ilham kaynağı olduysa, bugün de AB ve ABD kapılarından kurtularak ezilen Türklük ve İslam'ın önderi olmalıdır.