Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - "Türk oğlu, Türk kızı Türklüğünü Koru!!"
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
K-A-N
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Mar 09, 2005
İletiler: 35
Şehir: Türkiye

İletiTarih: Per Kas 17, 2005 8:32 pm    ileti konusu: "Türk oğlu, Türk kızı Türklüğünü Koru!!" Alıntıyla Cevap Gönder

"Türk oğlu, Türk kızı Türklüğünü Koru!!"

"Başbakan, Apo’yu kurtarmaya çalışıyor

Başbakan Erdoğan’ın “Terör sorunundan bağımsız bir Kürt sorunu vardır” sözü, aslında tam da PKK’nın ne demek istediğinin iyi bir ifadesi. Eğer Kürt sorunu ile PKK sorununu, yani terör sorununu birbirinden ayırırsanız, meselenin nasıl ortaya çıktığı da ortadan kayboluverir.
O halde hemen soralım; PKK’dan önce nasıl bir Kürt sorunu vardı?
Bugün Türkiye’nin Kürt sorunu vardır diye tonlarca laf dökenlerin bu soruya verecekleri bir cevap yoktur, çünkü PKK’dan önce, en azından bir 50 yıl Kürt sorunu diye birşey yoktu bu ülkede. Kürt sorunu, PKK ile, yani terörle birlikte ortaya çıktı. Çünkü PKK terörü, varolduğunu iddia ettiği Kürt sorununu çözmek için başladı.
O halde Başbakan ne demek istediğinin farkında mı?
PKK teröründen bağımsız bir Kürt sorunu varsa ve siz bu sorunu PKK sorunundan ayırarak, demokratikleşme yolu ile çözeceğiz diyorsanız bunun ne anlama geldiğini de açık seçik ortaya koymalısınız.
Bu şu anlama gelir:
1- Türkiye’de Kürtlere demokrasi tanınmamıştır. Bu nedenle Kürt sorunu bir demokratikleşme sorunudur.
2- Kürtler demokrasi istemektedir.
3- PKK, Kürtler demokrasi istediği için ortaya çıkmıştır.
4- PKK terör uygulamıştır ama bunu da demokratik hakların elde edilmesi için yapmıştır.
5- O halde PKK terörünü ortadan kaldırmanın yolu açıktır: Devlet teröre engel olmak için demokratikleşecek, PKK ise demokratikleşmenin önünü açmak için terörü bırakacaktır.
6- Böylelikle Demokratik Cumhuriyet’e gidilecektir.
7- Terörden vazgeçmiş bir terör örgütüne siyaset yolu açmak, onun bir daha teröre başvurmasına engel olacak bir yöntemdir. Bu nedenle PKK’ya siyasi af çıkarılacaktır.
8- PKK terörden vazgeçip siyaset yapacağına göre, PKK’ya bağlı militan güçleri yatıştırmak için bu örgütün elebaşısı da hapisten çıkarılabilir, yani Apo affedilebilir.
9- Böylelikle Türkiye gücünü kanıtlamış olur. Terör örgütünü terörden vazgeçirmiş olur!
Başbakan’ın Türkiye’yi getireceği yer tam da burasıdır.
Başbakan, çok açık bir şekilde PKK’yı siyasallaştırmaya ve Apo’yu hapisten çıkarmaya çalışmaktadır.
Devlet silah bırak demez, teslim ol der!
Terörü engellemenin yolu eğer teröristin istediklerini yapmaksa, doğrusu Başbakan’ın yöntemi en iyi sonuç verecek yöntemdir. Tüm istediklerini yaptıran bir terör örgütü, bu noktadan sonra niye silahlı mücadele versin ki!
Dünyanın her yerinde terörle mücadele, teröristle silahlı mücadeledir. Devlet, kendisine silah çeken teröristlerle savaşırsa devlet olarak kalabilir. Yok eğer kendine silah çeken örgütle silahlı mücadele etmiyor, onu ikna etmeye çalışıyor, onunla pazarlığa oturuyorsa, orada bir devletten değil ancak bir örgütten sözedilebilir. Şu an Başbakan Türkiye’yi tam da böyle bir durumun içine sokmuştur.
Terör, elbette kendisine dayanak olacak belli toplumsal, ekonomik sorunları kullanır. Bunları kullanarak kendi terörünü meşrulaştırmaya çalışır.
Bu durum elbette PKK açısından da geçerlidir. PKK da, kendi terörü için belli bazı gerekçeler ortaya sürmektedir. Başbakan ise, bu gerekçelerin doğru olduğunu kabul etmekte, devlet geçmişte hata yaptı demektedir. O halde, PKK sizin gözünüzde bir meşruiyet, haklılık kazanmış demektir. PKK ile anlaşamadığınız tek nokta, bu haklılığın ifadesi için seçilen yoldur. Şiddetten vazgeçen PKK, her şeyin çözümüdür.
Kamuoyunda kendine aydın diyen PKK yardımcısı ve yatakçısı bir grubun PKK’ya ısrarlı ateşkes çağrılarının altında böylesi bir psikoloji oluşturma güdüsü vardır. PKK, silah bırakılmaya davet edilebilecek, yüce bir örgüt konumuna getirilmektedir.
Oysa PKK silahlı bir örgüt değil terör örgütüdür. Ona en fazla, teslim ol çağrısı yapılabilir. Silah bırak, acziyetin göstergesidir. Nitekim teröristler bu çağrılardan sonra iyice şımarmaktadır.
Tüm Türkiye’ye ve o PKK yatakçılarına da soralım a zaman: PKK silah bırakmazsa ne olur? Bundan kendileri mi zarar görür, Türk devleti mi!
Elbette PKK. PKK zaten yirmi yıldır silah kullanıyor. Silah kullanmak PKK’nın kaybedeceği savaşa devam etmesi demektir. PKK’nın kaybetmesini ve bitmesini istemeyenler, sözde silah bırakma çağrısı ile PKK’yı kurtarmaya çalışmaktadırlar.
Kimse Türkleri ve Türk devletini saf yerine koymaya kalkmasın. O halde biz de PKK’ya şöyle bir çağrı yapalım: Madem Kürtlerin demokratik haklara kavuşmasını istiyorsun, devlet demokrasinin önünde engel olarak seni görüyor, sen devlete teslim ol, devlet de demokratik hakları tanısın!
Ama PKK’nın terörist elebaşıları, silahın kendi güvenceleri olduğunu söylemektedirler. O halde siz demek ki demokrasi için değil, kendi örgütsel varlığınızı korumak için çalışıyorsunuz. Bir de devletin, Türk ordusunun operasyonları durdurmasını istiyorsunuz.
Ama bu komedi çok fazla bu haliyle devam edemez. Bunu Başbakan da anlayacaktır. PKK terörü, silahla bastırılacak, eşkıya gebertilecek ve sorun morun kalmayacaktır. Türk ordusunun da, Türk milletinin de buna misliyle gücü vardır. Görecekler...
Gerçek sorun: Türklerin Kürtleşmesi
Fakat buraya nasıl geldiğimizi sorgulamamız gerekmektedir. Türkiye bugün bir Kürt sorununu, hem de Başbakanın ağzından ortaya koyuyorsa, bir yerlerde yanlış yapıldı demektir.
Bizce de bir Kürt sorunu vardır, o da Türklerin Kürtleşmesi sorunudur. Cumhuriyet’in ilanından bugüne, bir dönem ivme kaybetse de, Türkler Kürtleştirilmektedir.
Tarihi olgular ve rakamlarla bu durumu ortaya koyalım. Cumhuriyet ilan edildikten dört yıl sonra 1927 yılında nüfus sayımı yapılır. O nüfus sayımında 11 milyonluk Türkiye’nin 1 milyonu Kürtçe konuşmaktadır. Kabaca Türkiye’nin %10’u Kürttür. Bu Kürt nüfusun, yani 1 milyonun yarısı Güneydoğu’da oturmaktadır, kalan yarısı ise tüm Türkiye’ye dağılmış durumdadır. Kürtlerin büyük çoğunluğu Güneydoğu’da yaşamaktadır ama Güneydoğu’nun bile %25’i Türktür.
1924 ile 1938 arasında 16 tne Kürt isyanı çıkar. 1930 Ağrı isyanı devleti çok uğraştırır. İsyan bastırılır ama bölgede yeni bir isyan beklenmektedir. 1932 yılından başlanarak Türk devleti bu mesele üzerine eğilir. Başbakan İsmet İnönü, 1935 yılında Doğu gezisine çıkar. Gezide tespit ettiklerini raporlaştırarak Atatürk’e sunar.
Rapor’da bölgede Kürtlerin hızla çoğaldığı, Türk bölgelerin içine girip Türkleri zorla Kürtleştirdiği, Kürt hareketinin bir istila hareketi halini aldığı, bölgede Türk dayanak noktaları yaratılarak, bölgede hızla bir Türkleştirme seçeneğinin uygulanması önerilir.
Gerçekten de 1927 yılından 1935’e gelindiğinde Güneydoğu’da 206 bin olan Türk nüfus, 228 bine çıkmış, buna karşın 543 bin olan Kürt nüfus 765 bine çıkmıştır. Bu doğum oranları arasındaki farkla açıklanamayacak bir olgudur. Kürtler Türklerin 10 katı artmıştır. Bununsa tek bir sebebi vardır, Türkçe konuşanlar dillerini yitirmekte, Kürtçe konuşmaya başlamakta ve yavaş yavaş Kürtleşmektedir. İşte devlet, Atatürk’ün başında olduğu devlet sorunu böyle ortaya koymuştur.
Bu sorunun çözüm yolu olaraksa nüfus politikası önerilmiştir. Nüfus politikasının bir yanı, Güneydoğu’daki ağa ve şeyhlerin, Batıya iskanı ile bölgede yoğunluğun dağıtılmasıdır, diğer yanı ise özellikle mübadele ile gelen Türklerin bölgeye yerleştirilmesidir.
Bu amaçla iskan kanunu çıkar. Belli ölçülerde sonuç alınır. Nitekim 1965 yılına gelindiğinde toplam nüfus içinde Kürtçe konuşanların oranı %6’ya kadar gerilemiştir.
Fakat 1960’lı yıllarda hızlı sanayileşme ve kentleşme ile birlikte işler yeniden tersine dönmeye başlar. Kürtçülük bir akım olarak ortaya çıkar. Büyük şehirlere ve Batı’ya akan Kürtler hemen hemen tüm bölgelerde Türklerin içinde erimek ve kaynaşmak yerine, Türklerin içinde ayrı adacıklar oluşturmaya, zamanla Türkleri tehdit etmeye ve etkisiz hale getirmeye başlarlar. Vanlılar, Diyarbakırlılır, Muşlular vs. hemşehri dayanışması gibi başlayan örgütlenme, Kürt istilacılığının başlangıcını oluşturur. Bugün tüm Batı kentlerinde, Türk’ün kafasında bir kılıç gibi sallanan Kürt tehdidi işte budur.
Tehdidin çok daha önemli bir boyutu ise kültüreldir. Kürtler, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da Türk köylerini kuşatır ve Kürtleştirir. Zayıf Türk köyü dirençsizdir. Bunu bilen Kürtler, zor yoluyla Türk köylerini istila ederler. Devlet ise buna ancak seyirci kalır.
Şehre gelen Kürt önce şehir hayatının çok dışındadır. O varoştaki zavallıdır. Türkler, memur ve işçi iken onlar ancak seyyar satıcıdır. Fakat şehirde kalma hakkı bulan Kürt derhal dayanışma grubunu oluşturur. Aynı şehirliler birbirine sırt çıkar. Böylece kentler, Kürt kabadayıların eline geçer.
İş kabadayılıkla bitmez. Bu kaba güce dayanarak, ticaret sektörüne el atarlar. Türk, işçi ve memur olarak ancak sabit gelire talim ederken Kürt, inşaattan giyime, yemekten finansa tüm ekonomik alanlarda hızla sermaye birikimi yaratır. Böylece şehir Kürtleşmeye başlar.
Kürt istilasında bir üçüncü yol ise Aleviler üzerinden etkileşimdir. Güneydoğu’nun Batıya açılan, Malatya, Erzincan, Sivas, Tokat, Maraş gibi Alevi yoğunluklu şehirlerde Kürtler Aleviler üzerinde hızla tesir ederler. Böylece geçiş bölgesinde de Kürtleşme yaşanır.
Bugün Türkiye’nin hem köyleri, hem şehirleri, hem de geçiş bölgeleri Kürtleştirilmiştir. Böyle bir noktada ortada bir Kürt sorunu, hele hele demokratikleşme sorunu olmadığı açıktır. Sorun, Türk nüfusun baskı altına alınması ve eritilmesidir. O halde çözüm, Türk’ün Türklüğünü koruması olmalıdır.
Türkoğlu Türklüğünü koru
Bugün PKK terrü ile mücadelede en önemli nokta budur. PKK, Kürtleşmeden güç almaktadır. Türkler Türklüğünü korursa PKK zayıf düşecektir. Bu ise askeri değil toplumsal bir çözümü gerektirir. Türk, kendi sorununu kendisi çözecektir.
Bunun için ilk başta yapılması gerekenlerse şunlardır.
1- Her Türk, alışverişini mutlaka Türkten yapmalıdır. Kürde aktarılan para PKK’ya maddi destek demektir. Türk, bu maddi desteği kesmezse, hem Türklerin mali gücü olmayacaktır, hem de Kürdün altında ezilecektir
2- Her Türk, Türkçe konuşmalıdır. Bunu da İstanbul şivesi ile konuşmalıdır. Dil varsa millet vardır. Ancak şehri istila eden Kürtler kendi dillerini hakim kılmaktadır. Bunlarla temas içinde Türkler de şivelerini bozmakta, Türkçe konuşsa bile adeta Kürt şivesiyle Türkçe konuşmaktadır.
TV’lerdeki Kürt dizilerinin, Kürt müziğinin, her adım başı Kürtçe müzik çalan barların, kasetçilerin, minibüslerin ortasına düşen Türk ister istemez lisanını yitirmektedir.
Buna direnmek için:
Türk, Kürt dizisi izlemez.
Kürtçe müzik dinlemez.
Kürtçe müzik çalan barlara gitmez.
Kürtçe konuşulan minibüse binmez.
Kürtçe kaset satan dükkandan alışveriş yapmaz.
3- Türk, ancak modern şehir hayatında kendini ifade edebilir. Türk medeniyeti, köyden gelen etkilere kapatılmalıdır. Köy, her halükarda Kürtçülüğün yaşam alanıdır.
Yıllarca İstanbul’da Sivaslı, Erzincanlı, Malatyalı, Tokatlı Alevi kitlenin yarattığı köy ortamı, Kürtçülüğü güçlendirmiştir. Türk’ü saza mahkum eden köylü kafası, bugün şehirleri Kürt kültürüne teslim etmiştir.
4- Türkler, yemeklerine sahip çıkmalıdır. Türk’ün damak tadı, Kürt yemekleri ile yer değiştirmektedir. Türk’ü kebaba, lahmacuna mahkum eden anlayışla mücadele edilmelidir. Yemek, kültür savaşının bir parçasıdır. Mc Donaldslar ne kadar tehlikeli ise Kürt mutfağı da o kadar tehlikelidir.
Başka kültürlerin yemeklerini yiyen kültürler asimile olur. O nedenle Türk, Türk mutfağına sahip çıkmalı, başka şeyler yememelidir.
5- Her şeyden önce Türk üremelidir. Artan her bir Türk bebesi, bizi Ergenokan’dan çıkartacak bir kurtarıcıdır.
Not: 30 Ağustos Zafer Bayaramı dolayısıyla asılan afişlerde şu ifade vardı: Türk ordusunun kışlası milletinin yüreğidir!
Çok doğru, Türk ordusu o zaman kışlana dön!"

Bilinmez mi ki istisnalar kaideyi bozmaz, kürtten Türke dost olmaz Kandaşlar açın artık gözlerinizi silkinin dönün özünüze kıyım yakındır!! Sevmiyorum ulan kürdü rusu rumu gürcüyü... sevmiyorum!! Okudukça yaprak yaprak şanlı tarihimi daha çok tiksiniyorum bunlardan.. Özüm sözüm birdir benim bayrağıma mukaddesatıma göz diken it oğlu ittir itlerin çakalların kurt otağında aramızda yeri yoktur!! Bu davaya baş koymuş Türküm diyerek yanıp kavrulmuş Atsız atamı da kendileri gibi it göstermeye kalktılar bizleri özbeöz kardaşarımıza TürkoğluTürk kandaşlarımıza ülküdaşlarımıza düşman etmek istediler.. Türküz biz, ayrı gayrımız yok tek yumruk çelik bileğiz biz.. Bozulacak bu oyunlar bu hesap dönecek, it soyları sonunuz yakındır bekleyin! . .

Tanrı Türkü Korusun
K-A-N karakan@karahilal.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cmt Kas 26, 2005 11:14 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli Kardeşim,
Ne diyeyim...
1980'lerden beri şöyle herşey birdenbire gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçiyor...
Söylediğin bu süreç doğrudur..
Ne diyeyim..
Bu yazdıklarına diyecek bir şey bulamıyorum....
Doğruları ,gerçekleri yazmışsın..
Benim fikrim sana göre daha insani idi..
Ama artık bu saatten sonra..
Bende kürtlerin %80'inin kontrolden çıktığına..
Ve güvenilmez bir toplum olduğuna inanıyorum..
Haksızsın diyemiyorum....
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Genc-Kurt1907
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Oct 22, 2005
İletiler: 23
Şehir: Balikesir - (Almanya)

İletiTarih: Pzr Kas 27, 2005 2:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Selamünaleyküm K-A-N kardesim.
Senin yazdiklarina aynen katiliyorum. Bu güzel sözlerin üstüne eklenecek birsey olmadigini saniyorum.
Ikimizinde düsünceleri ayni.
Agzina ve parmaklarina saglik demek düsüyor bana.

Selamlarla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Pzr Kas 27, 2005 2:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ben kürdüm diyen veya herhangi bir sebeple kürdü haklı göstermeğe çalışanlar Türk olmadıklarını ve türke düşman olduklarını söylemektedirler.
Oysa tarihde Türkler kürtlere hep iyi niyetle yaklaşmış, dışlamamış ve kabul etmişlerdir.
Şimdi onlar her yerde kürtçe konuşmaktalar.
aslında zararıda gene kendi ırklarına olmaktadır.
Kürtçe ile sadece kendilerini dinler ve anlamaya çalışırlar. bu da onları okumaktan ve bilgiden alıkoyar. Zaten gelişmeğe müsait olmayan beyinleri daha fazla geri kalır.
Kullanılmanın onlara zaman içinde acı vereceğine inanıyorum.
üstümüze düşen her türlü tedbiri almak ve hayatımıza geçirmek zorundayız.
Bazı yaptıklarımız onların ekmeğine acaba yağ mı sürer endişesi taşımama rağmen, hareket tarzlarını, tehdit oluşlturmalarını, pkk veya bölücü kürtleri tenkit etmemelerine tahammül edemiyorum.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
drmfk
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 361

İletiTarih: Pzr Kas 27, 2005 2:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Muhterem Kaganos;
Öncelikle belirtmek isterim ki, K-A-N Beyefendinin yazdıkları kendi kaleminden çıkan yazılar değil, kendilerine Türk Solu adını veren, "Komprador değil Ulusal sol" sloganıyla kendilerini tanımlayan, yeni yetme bir hareketin dergisinde yazılmış olan yazının birebir kopyasıdır. Muhtemeldir ki, alıntı yaptığı insanların burada pekde benimsenmeyeceğini düşünmüşki K-A-N kardeşimiz, alıntısının nereden olduğunu yazmamışlar. Bir takım tespitleri yönüyle biz Ülkücülerle örtüşen yanlarının olması yanı sıra, tamamen zıt fikir yapısıylada ayrılmakta olan ve özde bizle bağlantısının kurulamayacağını düşündüğümüz bu cephenin bu yazıda aşırılıkları, yanlış değerlendirmeleri bulunmakta olduğunu zannederim ki herkes müşahade etmiştir.
Yazıda bahsi geçen Türklerin kürtleşmesi ibaresi ise saçmalığın daniskasıdır. Zannederim ki, marjinalliğin bir ifadesi olarak söylenmiş, düşünülmemiş bir bir hezeyanın yansımasıdır. Türkiyede tek bir sorun vardır bu minval üzerinde:O da açık ve net olarak ifade edilmeliki, pkk terörüdür veya adı her ne olursa olsun(kimi zaman asala, kimi zaman komunizm...) terör sorunudur. Gayrı sorun aramak abesle iştigal olacaktır. Tabii ki terörü tetikleyen, örgütleyen, eğitimsizlik veya
daha doğru ifadesiyle eğitime direnç, yabancı güçlerin müdahalesi, ekonomik çıkmazlar, Milli kimlik düşmanları gibi bir takım etmenlerde inkar edilemez.
Köylülüğün kürtlük gibi bir sonuçla bağdaştırılması ise tamamen gerçekleri saptırmaktan başka bir kelime ile izah edilemeyek vahim bir hata olacaktır.Ben köy çocuğuyum, hamdolsun ki Türk'üm...
Ya öte yandan Türk'ü saza mahkum eden cümlesi neyin nesidir öyle, ben öz kültürümün yansıması olan sazı da, kopuzuda seviyorum. Kendimi ifade etmenin sanatsal yolunun bu olduğunun farkındayım çok şükür...
Ne yapacaktık yani gitara veya operaya mı yönelecektik. Bir taraftan Türk gibi Türk ol diyeceksin öte yandan Türk'ün özünde olan değerleri kabul etmeyeceksin. Ben hadlerini fazlaca aştıklarını düşünüyorum....
Türkçülükten bahseden bu zavallılar, bu söylemlerini yaparken çekinmeden che denen komunisti Türk'e örnek ve önder göstermektende çekinmemektedirler.Nerede Millilik nerede komunist hayranlığı, takdir sizin...Tüm bunlar yetmezmiş gibi Nazım hikmetofu ve deniz gezmişi Milli kahraman göstermeleride cabası...
Bedri Baykam ve benzerlerinin öncülük ettikleri hareketin, bir çok zırvalarla dolu yazısını buraya taşıdığınız ve bizim fikirlerimizi yansıtıyor gösterdiğiniz için teessüflerimi bildiriyorum K-A-N kardeşim....

Türk'ün dışarıdan ithal hiç bir ideolojiye ihtiyacı yoktur, olmamıştır, olamaz...

Selametle kalınız...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Pts Kas 28, 2005 8:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

drmfk ülküdaşım, seni bir kez daha saygıyla kucaklıyorum... Allah Razı olsun.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pts Kas 28, 2005 9:17 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

drmfk demiş ki:

Yazıda bahsi geçen Türklerin kürtleşmesi ibaresi ise saçmalığın daniskasıdır. Zannederim ki, marjinalliğin bir ifadesi olarak söylenmiş, düşünülmemiş bir bir hezeyanın yansımasıdır.



drmfk Ülküdasim, Kardesim. Yazilarini hep begenerek okurum, bilirsin.

Malesef bir gercek var o da bircok Türk kendini kürt zannetmektedir. Toroslarda bir köy var. Ismi bir türlü aklima gelmiyor. Bu köy halki türkce bilmezler ve kürtce konusurlar. Hakiki Türktürler. Güvenlik acisindan oraya yerklestirilmis daha sonra kaderleri ile basbasa birakilmislardir. O yüzden zamanla türkceyi unutup kürtce konusmaya baslamislardir.

Güneydoguda özellikle Van´a, baktigimizda da kürtlesme meselesi ile karsilasiriz. Hatta bu konuda Alisan Satilmis baskanimizin bir arastirmasi ve sonucunu yansittigi bir yazi vardi. Insallah buldugumda eklemeyi düsünüyorum. Hatta o yaziyi Bozkurt.nette yayimlamistim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
drmfk
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 361

İletiTarih: Pts Kas 28, 2005 9:53 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Malesef bir gercek var o da bircok Türk kendini kürt zannetmektedir. Toroslarda bir köy var. Ismi bir türlü aklima gelmiyor. Bu köy halki türkce bilmezler ve kürtce konusurlar. Hakiki Türktürler.

Muhterem Vuslatım Abi;
Bahsettiğiniz hadiselerin olabileceğine inanıyor ve hatta bir çok defalar örneklendiğinide biliyorum. Ancak bahsii geçen yazıda aşırılık kokan ve Türk Milletinin asimilasyon potasında eriyor gösteren ibareler bu cümleleri kurmamızın gerekçesidir. Zira biliyoruz ki asimilasyon ancak çoğunluk içerisinde azınlığın erimesi şeklinde ortaya çıkacaktır.
Ayrıyeten yine biliyoruz ki; Türk solu adı verilen hareket, strateji olarak korkut ve yanına çek yolunu benimsemiştir. Bilmiyorum onlar hakkında fikir sahibi oldunuz mu? Ancak inceleyecek olursanız, aşırı artan bir kürt nüfusuna karşı, azalma trendindeki Türk nüfusundan ve asimilasyondan bahsetmekteler. Bu ise kısmen doğru olsa dahi, genel itibariyle bakıldığında yanlışlığı ortaya çıkacak bir görüştür.

Sizin bahsetmiş olduğunuz görüşün en önemli savunucularından biri olan Seyyid Ahmed Arvasi merhumun Doğu Anadolu Gerçeği isimli kitap bana ışık olan eserlerinden birisidir. Zannediyorum ki kullanmış olduğum cümleler eksik ve yetersiz olduğundan yanlış anlaşıldım.Bahsetmey çalıştığım şey Türklerin asla kürtleşmeyeceği idi.Ki kısa bir tefekkur ederlerse dahi, bu kardeşlerimizin özünü hatırlatacak delil ortaya konduğu zaman gerçeği görmelerine vesile olacaktır. Sizin bahsettiğinize örnek olabilecek bir mektubu sitede bende yayınlamıştım.Bu konuda ihtilaflı olduğumuzu düşünmüyorum.
Aksine yukarıda ki yazıda serdedilen görüşlerin azınlık bir Türk kimliğinden bahsettiğini düşündüğüm için marjinallik olarak değerlendirmiştim.
İnşaAllah bu vesileyle doğru anlaşılmışımdır.
Selametle...

NOT:Bu arada iltifatlarınız için teşekkur ediyorum.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pts Kas 28, 2005 10:11 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

drmfk Ülküdasim, kardesim.

Allah (c.c.) razi olsun.

Günümüz gercegi olarak Türk milletinin her bakimdan kusatilmis oldugunu görmek bizleri derinden üzdügü kadar azimlendirerek, Türk´ün bu kiskaclardan kurtulusu icin daha cok calismamizi beyinlerimize kaziyor. Bu vesile ile bilgi donaniminin ne kadar büyük bir silah oldugunu görmekteyiz.

Bu günü anlamak dünü bilmekten gecer. Bu vesile ile tekrar tesekkür ediyorum. Buram buram Türk Islam Ülküsü kokan yazilarini okumak bize Türk´ün yarinlari icin güven veriyor.

Gayret bizden Tevfik Allah (c.c.) ´tandir.

Allah (c.c.) Türk´ü korusun ve yüceltsin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
dolunay_hatun
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: May 05, 2005
İletiler: 126
Şehir: TÜRKİYE-balıkesirli-lefkoşa

İletiTarih: Çar Kas 30, 2005 9:41 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

beynimizle..

bileğimizle..

yüreğimizle..

kanımızın son damlasına kadar olucaktır mücadelemiz..

türkiye için..

türklük için...

varız..

HER ŞEY VATAN İÇİN..

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1