Bozkurt NET

[tamerr]

Alıntı:

MASON gençlik! 03 Ocak 2008 Perşembe 10:55 Masonluğa rağbet arttı. Türk gençleri mason olmak için adeta sırada bekliyor. Türk gençlerinin kendilerine ilgisinin arttığını söyleyen Masonların Büyük Üstadı, İstanbul Anadolu yakasına iki mabet inşaatı başlattıklarını açıkladı Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası yeni büyük üstadı Salih Evcilerli, “15 bin kardeşten oluşan nüfusumuz gençleşti. Türkiye'de genç nüfus dünden farklı olarak camiamıza ilgi duyuyor ve aramıza katılıyor." dedi. Evcilerli, Mason yayın organı Tesviye Dergisi'ne 2009'da 100. yıldönümünü kutlayacak olan Türk Masonluğuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu: MASONLUK NEDİR? Masonlar kendi internet sitelerinde Masonluğun tanımını şöyle yapıyor, “Masonluk, Rönesans ve Reform süreçlerini izleyen Aydınlanma Çağı'nda kurulmuş; akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üst yapı kurumudur. Masonluğun amacı; semboller ve alegoriler aracılığı ile aşıladığı yüksek ahlâk ilkeleri ve erdemleri özümletmeye çalışarak olgunlaşmalarına yardımcı olduğu üyeleri masonlarla, dünyada din, dil ve ırk ayırımı olmaksızın tüm insanların eşitlik ve barış içinde kardeşçe yaşayacakları bir sevgi düzeninin kurulmasını sağlamaya çalışmaktır.” “GENÇLER MABETLERİ DOLDURDU YENİ KOMPLEKS KURACAĞIZ”: İstanbul'da merkezde, yani Nur-u Ziya'da çalışma şartlarımız mekân açısından fevkalade daraldı. Çare üretmek mecburiyetindeyiz. İstanbul'daki 7 bin kişinin yaklaşık yüzde 40'lık kısmı Anadolu yakasında hem oturmakta hem çalışmakta. Nur-u Ziya'da artık büyüme şansını elde edemeyeceğimize göre, Anadolu yakasında bir kompleks yaratarak bu ihtiyacı karşılayabileceğimizi düşünmekteyim... Anadolu yakasında bu kompleksi yarattığımız zaman hem Nur-u Ziya'nın hem de Masonluğumuzun İstanbul'daki mekân sıkıntısını gidereceğiz. Aynı zamanda nüfusumuzun bu iki yerleşkede çok daha hızlı bir biçimde artacağını, ayrıca tasarruf da sağlayacağımızı düşünüyorum. “GENÇ NÜFUS ARAMIZA KATILIYOR” Şu anda aramızda çok sayıda genç kardeşimiz var. Onlar meselelere masonik yaşı ilerlemiş kardeşlerimizden farklı bakabiliyor. İstanbul'da iki binamızdaki mabetler hemen her gün dolu. Genç nüfus dünden farklı olarak caiamıza ilgi duyuyor ve aramıza katılıyor. Türk Masonluğu bugün Dünya Masonluğu içinde çok saygın bir yere sahip. Gerek maddi imkânlar, gerekse Masonik yapısı, ritüel uygulamaları ve nüfusumuzdaki gelişmemiz açısından baktığımız zaman net büyümemiz yılda yüzde 2,5 - 3,5 arasındadır. Haber: Vatan

Alıntı:

Atatürk: Bunların Kökü Dışarıda! Atatürk, uzun süredir aklını meşgul eden mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemiyeti içerisindeki masonların Türiye'ye verdikleri zarar, herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki'yi yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri locaları kapatmak için fırsat kolluyordu. Dönemin Van Milletvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk'ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor: "Mustafa Kemal'in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı... Bir gün eski Adliye Vekili Mahmud Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. "Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır" dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt, riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: "Masonluk kökü dışarıda bir Yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım..." Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: "Arkadaşlar, yarından itibaren Türkiye'de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır..." Salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar tavanları çınlatıyordu." (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.71-72)

Ve ne oldu? nurcular gibi bunlarda artık meydana çıkmaya, demeçler vermeye başladılar....

Yavaş yavaş Atatürk ün Gençliğe hitabesinde ki taşları birer birer yerinden sökmeye başladılar, Allah sonumuzu hayır eylesin........

Saygılarımla

Alıntı:

ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur! Mustafa Kemal ATATÜRK

[kadir45]

Büyük usta mıdır her neyse,ya da kimse sallamış!

	Alıntı:
	Gerek maddi imkânlar, gerekse Masonik yapısı, ritüel uygulamaları ve nüfusumuzdaki gelişmemiz açısından baktığımız zaman net büyümemiz yılda yüzde 2,5 - 3,5 arasındadır.

Bunlar özendirme,kamuoyundaki israil düşmanlığını yumuşatmak,ve güç gösterisi için edilmiş laflardır.
Ben yazılarımda ittihat terakki içerisinde bunların nasıl etkin olduklarını ve neler yaptıklarını epey bir yazdım.Bunu Büyük Önder Atatürk de fevkalade doğru tesbit etmiş ve gereğini yapmıştır.
Şuradan sokaktan geçen 50 tane rastgele adama sorsak,şayet kendi adamları değilse,kanı bozuk değilse,vatan haini değilse;50 si de bu teşkilat dan ve israilin yaptıklarından duyduğu rahatsızlığı dile getirecektir.
Aslında israilin parasal olarak desteklediği dincilerin kurbanı koyunlar bile.
Söyledikleri tamamen yalandır.Kendisini şeytana satmışların,bir yerlere gelmek için çırpınan ihtiraslı adamların dışında ;hiç kimse bu örgüte ne inanır ne de değer verir.Söyledikleri doğru olsaydı ,bu ülkenin alayı şimdiye mason olmuştu.Oysa bu ülkede abd ve israil düşmanlığı neredeyse %80 lere dayanmıştır.Bunların elemanları,kendileri gibi dönme ve devşirmelerle,vatan hainlerinden ibarettir.Bu ülkede ismi cismi bilinen 250.000 civarında vatan haini olduğu geçen yıllarda bir yetkili tarafından açıklandı.
Bunların sesini kesmek ve derneklerini kapatmak lazım.Bu iş zamanında yapılmıştı,ama Atatürk den sonra gene izin verildi.Zaten bunlar kapatılmadan,bu ülkede ne asyiş,ne huzur,ne ekonomik kalkınma olur.
Bunları defedecek gelecekteki şerefli milliyetçi iktidarı sabırsızlıkla bekliyoruz.

[BasbugAtilla]

Engelleyen olmazsa 2 tane değil 50 tane bile mabed açarlar.Arkadaşlar kusura bakmayın ama biz ülkücüler çizgimizden çok uzaklaştık.80 öncesinde birisi kalkacak anadolu yakasında 2 tane mebedimiz var diyecek ve ülkücüler de o mabedi basmayacak!!!Bu mabedlerin yerini öğrenmemiz lazım.Yoksa biz ayakta uyurken iş işten geçmiş olacak

[gelibolulu]

Yine aynı teraneler...

Masonlar, misyonerler, din tacirleri, kürt faşistleri vs. vs. vs...

Tek amaçları var, kendi ceplerini doldurmak... Yani tek amaç rant elde edebilmek...


Peki !

Aklı selim, dini bütün, okul ve aile eğitimi tam olan insanların bunlardan korkmasına gerek var mı ???

Tabiki yok !

Misyonerleri dövmek, öldürmek, mabedlerini kapatmak nasıl işe yaramıyorsa, pkk lıları öldürmek de terör belasını bitirmiyor...
Bitiremez de...

Eğitim, eğitim illaki eğitim...

Okulda, evde, sokakta, kahvede, ocakta eğitim...

Yeni nesilleri ve gelecek kuşakları doğru biçimde eğitebilmek ülkemiz geleceği için tek çare...

Yasaklamak, kapatmak, dövmek, vurmak hiçbir işe yaramadığı gibi; daha da azdırıyor.
Bilgi çağında yaşarken, tek hedef toplumumuzu bilgilendirmektir...
Tek kurtuluş da budur...