Bozkurt NET

[Alper_Tunga72]

Demiryolu gomünist işidir diyen özal zihniyetli zihniyetsizlere duyurulur..


Mustafa Kemal ATATURK'un olumunden sonra Yurdu "demir aglarla" ormege ant icmis Turk ulusunun demiryolu yayma heyecani, Mustafa Kemal ile birlikte gomuldu. 10 Kasim 1938 gunu saat dokuzu bes gece den
itibaren torpulenen ve kokunden yok edilmesi uygulamaya sokulan bu sistematik ve sinsi oyun,Ataturk'un olumunden sonra ulke yonetimini ele geciren "iktidar sahipleri" tarafindan demiryoluna zaman icinde "gomunist isi" damgasini vurarak olum fermanini imzaladilar.Turkiye Cumhuriyeti kalesini icerden fethederek yikacaklarini zannedenlerin, cok yakinda anildiklarini goreceklerine yurekten inaniyorum.Ileride boyle ihanetler olabilecegini sezen Mustafa Kemal, Turk Gencligini hitabesinde uyarmadi mi? Turk Gencligi butun ihanet oyunlarina ragmen uyaniyor,uyanacaktir.
Istiklal Savasindan sonra o yokluk ve kitlik donemde olmasina ragmen, yabanci sirketlerin imtiyazinda bulunan 4060 km. demir yolu, parasi
odenerek devletlestirilirken, umut ve inanc ile dolu yuregi olan Turk ulusu, halki ve ordusu ile omuz omuza verip 1924-1945 yillari arasinda 3383 kilometre yeni demir yolu insa etmedi mi?...ve bunu yapmak icin gozlerini disariya dikmedi. Biliyordu ki "disaridan borc dilenen, gun olur buyruk alir.
Turk ulusu, Mustafa Kemal'e sulhta da cani gonulden inandi...onun bilgi birikimine. Onun onsezilerine o gune kadar hep inandi ve her zaman onun
aldigi kararlar ulusun yararina sonuclandigini gordukce, gosterdigi yolun cetinligine bakmaksizin o yolda yurudu, azimle yurudu, cunku biliyordu ki o yol onu yeni basarilara goturecektir. Bunu destekler mahiyette duydugum bir hikâYEyi anlatmadan edemeyecegim: Halk, Divrigi'nin sarp kayalarin icinden demiryolu acma gayreti icinde. Kayalar cok sert ve
calismalar durma noktasina gelmis. Calisanlar cok yorulmus, cunku kullandiklari calisma araclari insan gucune dayali: kazma, kurek, cekic murc, dinamit ve benzeri. Nasirlasmis elleri kan revan icinde kalmis
durumda. Demiryolunun daha kolay yerlerden gecmesi icin arayislara gecerek, Ankara'ya, Ata'ya danismaya temsilci gondermisler. Temsilci, Ata'nin huzuruna cikmis ve kendini tanittiktan sonra calistiklari yerin
ve sartlarin cetinligini anlattiktan sonra Mustafa Kemal sormus: Bir kurus buyuklugune kadar da mi kayalar kopmuyor mu?. Temsilci, o kadari koptugunu,hatta bazen daha buyuk parcalar koparttiklarini soyledikten sonra, Sayfa: 5/1 Ataturk yerinden kalkarak sunu soylemis:" Maden oyle, demiryolunu planlanan yoldan saptirmadan calismalara devam ediniz.
Bizi daha cok isler bekliyor. Demiryolunun gececegi daglik bolgelerimizde yasayan cok halkimiz var. Onlara is ve as hazirlamak boynumuzun borcu. Demiryolunun saginda ve solunda fabrikalar yapacagiz, cok fabrikalar. Bu yuzden daha cok isin basindayiz.Goreyim sizi. Vatani dusman isgalinden kurtardik, ama simdi, en az o savas kadar gayret ve calisma isteyen daha uzun ve cetin yolumuz var. Ulusun mutlulugu,memleketin ekonomik kalkinmasina baglidir. Ne kadar fazla calisirsak o kadar daha cabuk alkinacagiz.Modern ve gelisen dunyaya yetismek istiyorsak, onlardan daha cok calismaliyiz. Bunu hicbirimiz unutmamaliyiz," demistir. Bu mesaji alan o ayni insanlar, yorgunlugu ve bitkinligi unutup, sanki yeniden dogmus gibi, azimle ve inancla verilen gorevi yerine getirmisler. Yapamayiz, gecemeyiz, delemeyiz dedikleri daglari delmisler ve demiryollarini oradan ve nice ona benzer yerlerden delmisler ve
gecmislerdir. Ataturk'un "Bir Turk, dunyaya bedeldir", dunyaya haykirisi ve dunyaya kafa tutusunun felsefi derinliklerine dalmayi denediniz mi? Bir deneyin.Iyice konsantre olun ve ne demek istedigimi anlamaya calisirken Turk ulusunun tarihini gozunuzun onunden film gibi gecirin. Ozellikle Canakkale Savaslarini; ""Ben size savasmayi degil, olmeyi emrediyorum"
haykirisin ozunu kavrayan o essiz Turk Askeri "Allah,Allah" nidalari ile olumu hice sayarak Anadolu'nun dusman isgalinden kurtarisini..., Istiklal
Savasini..., o kadar kisa zamanda yapilan binlerce kilometre demiryollarini...sivili ile, askeri ile omuz omuza...Marslar ureterek ve marslar soyleyerek...heyecanla, yarinlara umutla bakarak. Hani yeni marslar, hani yeni heyecanlar, hani yarinlara umutla bakan halkin gur sesi. Ben sahsen cok dalarim ve her dalis sonrasi Turk olarak kendime guvenim daha da artmistir... ve inanin onlarin o zamanki gelecege
umudu, onlar yasadigi gibi ben de yasamak istiyorum .Ben de onlar gibi , halk olarak, asker olarak demiryolunun basinda, gemi tersanesinde bir nefer olarak calisarak ulkemin ve ulusumun kalkinmasinda payim olsun istiyorum... ama gordugum su ki Cumhuriyetin basindaki devrimci atilim yari yolda durmus ve giderek ziddina donusen bir surece; "kucuk Amerika olma" surecine girilmistir. Bu karsi-devrim sureci, "anayurdu demir aglarla orme" siyasetinin yerine, adim adim, Emperyalist Bati'dan ithal
karayollari-otoyollar modeline gecilerek, ulusal kalkinmanin temeline dinamit konulmustur. Sistemin kendisi gibi, ulasim modeli de tikanmis ve Turkiye'nin sehirlerarasi ve buyuk (hatta orta boy) kentlerinde, kent ici ulasim ve trafigi cehenneme cevirmistir.Iste size bir ulasima ayrilan kaynaklar dagilim ornegi: yil 1997:

Karayollari %71,6
Demiryollari % 7,4
Havayollari %15,2
Denizyollari % 1,3
Boru hatlari % 3,6

TCDD'nin Yeniden Yapilanma", daha dogrusu Demiryolunu batirma calismalarini Amerikanci Ciller iktidari Amerikan "Booz.Alen &Hamilton Ltd. dansmanlik firmasina devretti...ve sonuc ortada.Adamlar gorevini
harfiyen yerine getirerek demiryolunu bitirdiler...ve biz, hepimiz dut yemis bulbule donmus, hala Ataturkcu oldugumuzu boburlenerek soyleyerek kendimizi kandirmaya devam ediyoruz."Dunya Bankasi'nin kiraladigi bu sirketin projenin nihayi amaci : TCDD'yi ozellestirmek. Ulasim politikalarinda hicbir degisiklik getirmemekte,tersine var olan yanlis ulasim politikasini daha da derinlestirmektedir. Yolcu ve yuk tasimada
demiryolunun payi artmayacak, ulasim sistemleri arasinda var olan dengesizlik, carpiklik daha da artacaktir. Ulasim sistemi ve demiryolu gibi askeri,ekonomik, her bakimdan onemli bir stratejik sistemimiz yabancilarin eline gececektir. TCDD mal varligi yagmalanacaktir. "Yeniden Yapilanma" sonucunda elde kalacak olan sinirli sayida hat, sinirli sayida tren seferi ozel sirketlerin elinde simdikinden kak kat pahaliya yolcu ve yuk tasiyacaktir.. Bu ozel sirketlerin zarar etmesi, ya da az kâr etmesi
durumunda da zarari yine halk odeyecektir, cunku hukumet demiryollarini ozel sirketlere kâr garantisi ile devredecektir. Butun bunlar danisman firmasinin hazirladigi raporlarda ve "Kanun Tasarisi'nda acik acik yazilidir." (Orhan Altug:"Ulastirma Politikalari ve Demiryollari"ndan alintilar. Teori*Subat 1998) Bu ulusal ihanet projelerine derhal son verilmelidir.Senelerden beri icimde yeserttigim, fakat bu gune kadar hicbir yerde soylemedigim ve yazmadigim bir dusuncemi, bir ozlemimi sesli bir sekilde ifade etmeye karar verdim Demiryollarina ve Denizyollarina o kadar buyuk darbeler vuruldu ki artik bicak kemige dayamis durumda olup bunlarin yeniden yapilanmasi ve insaati icin Milli Seferberlik ilan edilmelidir. Sivil halk gonullulerden olusan"GONULLU ALAYLARI" ile 15 ay

askerlik suresini tamamlayan askerler "DEMIRYOLCU
ALAYLARI'nda uc ay demiryolu ve ulusal kalkinmayi hizlandiracak imar ve insaat projelerinde bilfiil istirak ettikten sonra terhis olsunlar. MUSTAFA KEMAL ATATURK'U anlayan ve bilen, onun en buyuk hayalinin butun vatan sathinin modern demiryolu aglarla ormek istedigini bilir ve buna karsi cikmaz Mevcut hukumet ortaklari, kendi halkina yapmis olduklarılarini af ettirmek istiyorlarsa ve az da olsa vicdanlari sizliyorsa bu fikrimi iyi
degerlendirsinler ve hayata gecirilmesi icin butun gayretlerini kullansinlar. Bu fikrimi gunahlarindan arinma ve kurtulus olarak kabul etsinler... Sozde
degil, ozde vatansever olduklarini halkina kanitlamak istiyorlarsa iste firsat.Mustafa Kemal'in kurdugu Turk Ordusu da bu fikre karsi cikmayacagi, cani gonulden destekleyecegi, iki elle sarilacagi ve Ataturk'un en buyuk ve en samimi emanetin gerceklesmesi icin savas verecegine zerre kadar suphem yoktur. Ataturk, Turkiye Cumhuriyetini
Turk Ordusuna emanet etmistir ve O bu emaneti korumustur,cani pahasina...ve her zaman koruyacagini herkes bilsin ve yanlis hesap yapmasin.Yurt sathinda yayilacak bu calismalar icin gerekli butun arac ve gerecler yerli sanayii tarafindan uretilecektir. Yerli sanayide alt yapi var,
bilgi birikimi var teknoloji de var. Yerli ray da yapilir, tekerlek de yapilir, vagon da yapilir,lokomotif de yapilir. Her sey yapilir. Yeter ki karar
mercilerinde gercekten vatanini seven ve disaridan emir almayan bir yonetim olsun. Boylelikle, milli sanayiigimizin durmus ve "Kaleyi icerden fethedenler tarafindan AB ile"Gumruk Birligi" ihaneti ile durdurulan carklar yeniden hareket ederek cabuk canlanacagini inaniyorum. Ozel bankalarin dipsiz kuyularina savrularak heba edilen onca milli servet bu yone dogru yoneltilseydi, bugun Turkiye bu hallere dusmezdi, asla. Bu calismalara cezaevlerinde mahkumiyet almis mahkumlar da istirak etsinler. Bu ayri "Calisma Alaylari'nda" calisan mahkumlarin mahkumiyetlerindeki indirimler, bu calismalarda gosterecekleri heyecan,ozveri ve katkilari oraninda yapilsin dusuncesindeyim.Demir yollarin insaatinda onlarin da payi olsun.Eminim, onlar da bu fikre destek vereceklerdir.

HEDEFLENEN CALISMALAR NELER OLMALI:

Fizibilite calismalari bitirilen 2500 km. demiryolu yenilemeyi bekliyor, ama odenek yoklugundan planlar tozlu raflarda atil bekliyor. Korkarim bu gidisatla curuyecekler de. IS BASINA ARKADASLAR!
Kullanilacak insaat teknolojiler cagdas duzeyde olmasina ozen gosterilmelidir. Buyuk sehir ve sanayi merkezlerimiz, cagdas standartlara uygun demiryollari ile birbirlerine ve limanlara baglanmalidir.Edirne'den Dogu illerine bir ana eksen olusturulmalidir. Bursa, Antalya, Trabzon demiryoluna kavusmali. Ankara, Istanbul, Izmir, Adana, Zonguldak,Samsun gibi sanayi ve sehir merkezleri dogrudan ve en
kestirme demiryolu hatlari ile birbirlerine baglanmalidir.Sinyalizasyon ve elektrifikasyon calismalari,altyapinin da cagdas standartlara uygun bicimde yapilmasina ozen gosterilmelidir.Istanbul Bogazi demiryolu tup gecidi zaman gecirmeden baslanmalidir.

Lokomotif ve vagon fabrikalari ihtiyaci karsilayacak vagon, lokomotif ve elektrik unite imal edebilecek teknik duzeyde getirilmelidir. Montaj degil, uretim yapilmalidir.Devlet TCDD'nin tum borclarini ustlenmelidir.Hizmet disi ve atil duruma birakilan ve dusurulen bakim ve tamir atolyelerin moderrnize edilerek islerlik kazandirilmalidir.Yuk tasimaciligi demiryolu ve denizyoluna kaydirilmali cunku dunya karayollarini yuk tasimaciliginda kullanmiyor. Karayollari hem pahali ve hem de kisa omurludur. Ustelik onlarin uzerine agir yuk tasimciligi yaptikca sonuclarini cok net cok kisa
zamanda gormediniz mi?! Her tarafi daha simdiden yagmali bohcaya donduklerini hala gormediniz mi ?!
Vatan hainleri !!!

Yahu, bu vatanda o kadar cok mu vatan haini turedi de bizim haberimiz yok.

Vatan sevgisi, ruhlari kirden kurtaran en kuvvetli ruzgârdir" Oyle diyor Mustafa Kemal. Yazi da Catalca demiryolu istasyonun sef odasinin sol tarafindaki bilet dagitan gisenin ustundeki duvara asili. Cercevelenmis eski bir yazi. Solmus ve sararmis durumdadir. Solgunluktan harfleri nerede ise okunmuyor, ama oradaki calisan serefli demiryolcular o yaziyi atmamaya sanki ant icmisler. Direniyorlar. Hala bir seyler bir kimselerden bekliyorlar ve umudu kesmemisler, kesmek istemiyorlar, inadina...



SAKIR GUNES

[kazman]

TABII KI CALISMAK ÖGRENMEK KÖMÜNÜST ISI DIR YASEN NE SANDIN ALPER !!!

BIZ CALISMADAN TÜKETEN BIR TOPLUMUZ CALISANLAR ENAYI DIR !!!


SAYGILAR SEVGILER

[kadir45]

Demiryollarının gerekliliği,ve toplu taşımanın önemi çok açıktır.Ben yukarıdaki yazıya destek olmak,bu konuda alanımızı ilgilendirdiği için bir kaç şey söylemek istiyorum.
Bir defa demiryolu için gereken tüm inşaat malzemesi,Türkiyede vardır.Biliyorsunuz ana malzemeler,profil demiri,kalkerden elde edilen ve balast adını verdiğimiz kırmataş,ve de rayları birbirine bağlayan travers adı verdiğimiz parçalar ile bunların bağlantı elemenanları.Şimdi bu iş yapılacaksa bir defa demir çelik sanayiin olacak.Sen ülkendeki demir çelik fabrikalarını özelleştirirsen,daha işin başında golü yersin.Zira ana maddeyi satın alacaksın özel sektörden,muhtemelen de yabancıdan.
İkincisi,en kısa yollarla bağlamak pek öyle kolay bir iş değildir.Demiryollarında katar yükü dediğimiz olay var.ağır yük olduğu için,yol eğimleri bir karayolu gibi değildir.Eğimler çok daha küçüktür.Her ne kadar buharlı lokomotiflerin artık kalkması,dizel ve elektrikli lokomatiflerle çekiş gücü arttırılsa dahi,gene de eğimler bir karayolu gibi yüksek tutulamaz.Bu yüzden dere tepelerden tren hattı pek geçmez,genellikle akarsu yatakları gibi düşük noktalardan geçer bu da yolları uzatır haliyle.Yol kısaltmalarına girdiğinizde karşınıza uzun tüneller,akedükler ve çeşitli sanat yapıları çıkar ki,bunlar büyük masraflardır ve inşaat süresini uzatır.Çok önemli boy kısaltmaları sağlamadıkça bu işlere girilmez.Neyse bunlar teknik konu.Bu yüzden projelendirme çalışmalarına hemen başlamak gerekir.Bugünün tekniğiyle artık bazı sanat yapıları çok kolaylaştı.Bu bakımdan eski lokomotiflere göre hazırlanan projelerde değişimler uygulanabilir.Bakın İstanbul ANKARA arasında yolu kısaltacak bolu Tüneli ben genç bir mühendis iken başladı hala devam ediyor.Bu işler kolay değil.Bizim kısa vadede yapacağımız artık aşınan rayları değiştirip,ikinci hatları başlatmak.Eski hatlarda sürat treni koyan akılsızların yaptırdığı kaza çabuk unutuldu.Biz japonyadaki gibi uçak hızında hız yapan trenlerle uğraşmayacağız.Çünkü biz küçük bir ülke değiliz.Alanımız çok geniş ve aşırı dağlık.Bizim hatlarımızda o süratler mümkün değil hatların durumu dolayısıyla.
İkincisi bir seferberlik falan lafı var.Bu yanlış.Zaten askerlik var.Bir de bu iş vatandaşa yıkılmaz.Ben bunu istihdam alanı olarak düşünüyorum.Ücretiyle çalışacak.Bu işsizlik için de güzel bir çözümdür.Çünkü bizde vasıfsız iş gücü çok fazla.Bu da sanat yapıları ile,demiryolu montajında olacak.Yolun alt yapısı ise inşaat makineleri ile yapılıyor.Şimdi öyle murca falan gerek yok.Kompresör bile bitti.Truckdrill denilen 3 kollu 4 kollu deliciler var.Çeşitli kazı araçları var.Neticede insanları eskisi gibi kazma kürek çalıştırmayacağız.Taş kırdırmayacağız.
Bir sistemi kurarken insanları diktavari yollarla seferber falan edip huzur bozmanın,angaryanın manası yok.
Yollar üzerindeki sinyalizasyon ile her türlü lokomotifi yapacak teknolojimiz zaten var mesele olmaz.Ama bu işler maliyetleri çok yüksek işler.Osmanlı o aldığı borçları buralarda kullandı.Cumhuriyet döneminde demir ağlar falan örülmedi.Bu yalandır.Abartıdır.Hatların çoğunluğu fransızların,almanların yaptığı hatlardır.Zamanında Osmanlının ta Irak cephesine hicaza demiryolu ile asker gönderdiğini unutmayın.Hatlar zaten vardı çoğunlukla.Atatürkten sonra da bu işler zaten durdu.Adam gibi dürüst idarecilerin elinde halka açık şirkert kurularak kaynak sağlanabilir.Yoksa bunu da borç alarak yaparsak,ayni hamam ayni tas olur.İleride daha müsait zamanda bu işle ilgili ayrıntılı bir şeyler daha yazmak istiyorum.

[kadir45]

Daha Önce meydana gelen hızlı tren kazasında;hızlı trene niçin karşı olduğumuzu detaylı olarak açıklamıştık.Mevcut güzergahların bu iş için bir kere uygun olmadığını,hız yapmaya elverişli bulunmadığını,sistemin hala Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden kalma raylardan oluştuğunu;çelik gibi çok esnek bir inşaat malzemesinin Türkiye gibi gündüz ile gece arasındaki çok yüksek ısı farklarından dolayı,sürekli genleşme ve büzülmelerle çalıştığını,bunun raylarda deformasyon(bozulma )oluşturduğunu;raylarda artık metal yorulması olduğunu,çeliğin mukavemetini kaybettiğini,traverslerin çürüdüğünü, bir sürü teknik nedenleri ile yazmış,inşaat mühendisleri odasının da bu konudaki olumsuz görüşünü eklemiştik.
Dinlemediler.Çağ atlıyoruz diye hızlı treni devreye sokup bir faciaya neden oldular.Suçu da sinyalizasyon hatası olarak ilan ettiler.YALAN!
Biz medeni araçları kullanmakta,onların bakımlarını yapmakta büyük bir laubalilik içerisinde hareket ediyoruz.Bu laubalilikler bitmedikçe bu kazalar sıklaşacaktır.Bugün bırakın treni şunu bunu,sabah kalkıp da ;arabasının yağını,suyunu,lastiklerini kontrol ederek kaç kişi arabasını çalıştırıyor?Yüzde beşi geçmez.Bizim sürücülerimiz kovboydur.
Atlar üzerine,haydi Allahıma emanet!
BU TREN KAZASINDA DA ÇOK BÜYÜK BİR İHMAL OLDUĞU GEÇMİŞ DENEYİMLERİMİZDEN BİZCE BELLİ.Ama gene kapatılacak,yalan yanlış bir kaza açıklaması yapılacak ve iş unutturulacak,ta ki bir dahaki tren kazasına kadar!
Bugün demiryollarında en küçük bir faalliyet göze çarpmıyor.Güzergahların kontrol edildiğini,yenileme çalışmalarının yapıldığına inanmıyorum.yenileme çalışmaları ile de iş sınırlı değildir.
Sanata yapıları;başta köprüler,akedükler,menfezler(çok önemli,eğer tıkanmışlarsa sel suları güzergahı tahrip eder)çok sıkı denetimden geçirilmek zorundadır.Ben yıllardır ddy ye bir inşaat mühendisi alındığını duymadım.Kim yapıyor bu kontrolleri?Bu alan inşaat mühendisliğinin alanıdır.Eleman olmazsa kim yapacak bu kontrolleri?Ayrıca vagonların,lokomotiflerin de ilgili uzmanlarınca denetimden geçirilmesi gerekir.Kaza olmaz diye bir şey yok.Elbet olacaktır.Ama dileğimiz ihmal ve gevşeklikten kaynaklanan hataların önlenmesidir.
En güvenli ve ekonomik bir ulaşım sisteminde,bu kadar seyrek tren seferlerinde;bu tür kazaların olması affedilir bir hata değildir.
Yenisini yapmıyorsunuz,bari eskisine gözünüz gibi bakın.
Kaza dolayısıyla hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diler,yaralılara acil şifalar dileriz.Turban tantanasının arasında,bu konudaki gecikmemiz için de üzüntü duyuyorum.

[ulku_gulu]

Bizim en büyük yanlışımız emek gecilerek, binbir zahmet çekilerek ortaya konan bir seyi 'nasıl daha güzel hale getirim,ileriye nasıl götürürüm' diye düsünmek yerine ' nasıl aşağı çekerim,karalarım' düsüncesi..
Güzel bir örnek demir yollarımız..yokluğun, sefaletin kol gezdiği bir zamanda calısılmış, düzenlenmiş.
Şimdi bakıyorsun gerekli tedbirlerin alınmaması ,demir yollarının ve trenlerin bakımının yapılmaması sonucunda kazalar meydana geliyor.bunun sorumlusu herhalde ilk demir yolunu döşeyenler olacak değil..
Elimizde her imkan varken, calısacak bu kadar işsiz beklerken hep baskalırını sorumlu tutmak, mutlaka bir suçlu aramak pek akıl karı olmasa gerek..
Fazla uzağa bakmaya gerek yok..Sorumlusu hepimiziz..
İnsan hayatının çokta önemli olmadığı, herkesin banane dedigi bir ülkede yaşıyoruz..Bana bişey olmaz mantığını taşıyorsak birgün bizede sıra gelir unutmayalım...

[kadir45]

radikal gazetesinden alıntı:

Alıntı:

Onlar hep görev başında Kütahya'daki kazadan sonra üç TCDD görevlisi ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı. FOTOĞRAF: AFP TCDD, Kütahya'da dokuz cana mal olan tren kazasını 'conta'yla açıklamaya çalışırken uzmanlar aksi fikirde 29/01/2008 (1971 kişi okudu) İSTANBUL - Kütahya'daki tren kazasında yetkililer topu 'conta'ya atarken, Pamukova'da 41 kişinin öldüğü hızlandırılmış tren faciasında da olan ölenlere olmuştu. Radikal, tam bir yıl önce, 27 Ocak 2007 günü yayımladığı haberde, iki makinistin de görev başına dönmesiyle tüm sorumluların hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam etmesini, 'Hızlı trende suç ölenlerin' başlığıyla duyurmuştu. Haberde, dünyadaki tren kazalarında sorumluların nasıl hareket ettiğine ilişkin örnekler vardı: "10 Mayıs 2002'de Potters Bar kasabasında bir trenin dört vagonu raydan çıktı. Yedi kişi öldü. Trenin üzerinden geçtiği köprünün hatalı inşa edildiği ortaya çıkınca Ulaştırma Bakanı Stephen Byers istifa etti. Yine Britanya'da 17 Ekim 2000'de 160 kilometre hızla giden tren kaza yaptı. Dört kişi öldü. Kazaya raydaki bir kırıklığın neden olduğu saptanınca demiryolu işletmeciliğini üstlenen Railtrack şirketinin yöneticisi Gerald Corbett görevinden ayrıldı. Fransa'da da 1998'de benzer bir tren kazası oldu. 56 kişinin öldüğü kazanın ardından Devlet Demiryolları Müdürü Philippe Rouvillois istifasını sundu. Hindistan'da 2 Ağustos 1998'de iki tren ışıklandırma hatası nedeniyle çarpışınca Demiryolları Bakanı Nitish Kumar daha soruşturma açılmadan istifa etti. Bu haber de Türkiye'den: Sakarya Pamukova'da 22 Temmuz 2004'te 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan 'hızlandırılmış tren kazası'nda sekizde dört kusurlu bulunan iki makinist Recep Sönmez ve Fikret Karabulut'un görevlerine döndüğü ortaya çıktı. TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve Ulaştırma Bakanı Binali Bıldırım, istifa etmeyi zaten düşünmemişti. Kazanın sorumluları tam kadro görev başında. Oysa kazaya ilişkin bilirkişi raporları netti. Kazada sekizde dört, 80 kilometre hızla gitmeleri gerekirken 132 kilometre hız yapan makinistler, sekizde de dört de yol tamiratlarını yapmayan ve sinyalizasyon hatası yapan TCDD yönetimi suçluydu. Sivil toplum örgütleri ve muhalefet tek sesti: "TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım istifa etmeli." Dava hâlâ sürüyor Tepkiler dinmeyince 55 gün sonra Karaman'ı görevden alan Yıldırım eleştirileri 'ustaca' savuşturdu: "Zor anlarda kaçacak adam değilim." Karaman ise yargıya gitti, 2005'te Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararıyla görevinin başına döndü. Kazanın ardından altı ay hapis yatıp çıkan iki makinist ise halen beş yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

İştebuyrun;hızlı tren kazasının bilirkişi raporundan:

	Alıntı:
	Oysa kazaya ilişkin bilirkişi raporları netti. Kazada sekizde dört, 80 kilometre hızla gitmeleri gerekirken 132 kilometre hız yapan makinistler, sekizde de dört de yol tamiratlarını yapmayan ve sinyalizasyon hatası yapan TCDD yönetimi suçluydu.

Yol tamiratı yapmayacaksın,işaret aletlerini onarmıyacaksın,MİLLETE HIZLI TREN DİYE YUTTURABİLMEK İÇİN 80 KM İLE GİTMEYE UYGUN YOLDA 132 KM HIZ YAPACAKSIN.
ALLAHINI DİNİNİ SEVEN SÖYLESİN,80 KM HIZLA GİTMEYE UYGUN BİR HATTA,132 KM YE BİLE TAHAMMÜL EDİLEMEYEN VE DEVRİLEN BİR GÜZERGAHTA HIZLI TREN ÇALIŞTIRILIR MI?YA UZMANLARI BAĞIRIYOR OLMAZ DİYE,BIRAKIN UZMANI SIRADAN BİR ADAM OLARAK ŞU OLAYI DÜŞÜNÜN.BÖYLE BİR GÜZERGAHA JAPONYADAN 600 KM HIZ YAPAN TRENİ GETİRSEN NE OLUR SANKİ?
VE BU ULAŞTIRMA BAKANI HALA DAHA GÖREVDE VE YARGIYA ÇIKARILMIYOR!ONDAN SONRA BU MİLLETE CAHİL DEYİNCE KIZIYORLAR,SANA SEÇKİN DİYORLAR.CAHİL BİR MİLLET OLMASA BU ADAMLARIN HALA DAHA BU İKTİDARDA İŞİ NE?HALA DAHA OYLARININ ARTMASININ ANLAMI NE?

[kadir45]

Tercüman gazetesinden;istiklal savaşı sırasında demiryolcularımızın önemi katkısına ait güzel bir yazı:ALINTIDIR:

Alıntı:

Çılgın Türk'ten Kurtuluş savaşı sırları -------------------------------------------------------------------------------- ‘ZİTO’ MUSTAFA KEMAL! 9 Eylül sabahı Türk süvarisi İzmir’e girdi. Kordon’daki Rumlar, “Zito (Yaşasın) Mustafa Kemal” diye bağırıyor, gemiler düdük çalarak girişi selamlıyordu. Türkler sevinçten çılgına dönmüştü, süvarinin atlarının üzengilerini öpüyor, dizlerine sarılıyordu MUSTAFA Kemal Paşa önderliğinde cephe komutanları ve askerler vatanı müdafaa için savaşırken, Behiç Bey önderliğinde de demiryolcular aynen Ankara’dan büyük taarruz sabahı Türk Milleti’nin duygularını ifade etmek için, çekilen telgrafta yazıldığı gibi, vatan müdafaasında ordumuzun Allah’tan sonra yegâne yardımcısı olma payesine layık olabilmek için günde 18-20 saat çalışarak savaş içinde bir savaşa imza atıyorlardı. Bu lojistik savaşı; önce mevcudu 200.000’e yakın olan ordumuzun büyük bir bölümünü cephelerden cephelere sevk ediyor, bunu takiben ordunun cephanesini, Mehmetçiğin yiyeceğini, eksik malzemesini, her türlü iaşesini yetiştiriyorlardı. Düşman ise ordumuzun hızını kesmek ve uzun tamir süresi esnasında savunma hatlarını güçlendirmek, toparlanmak için gerekli vakti kazandıracağına inandığı için, Türk ordusunun yegâne sevkıyat silahı olan demiryollarının raylarını, köprülerini tahrip ediyordu. Ama hiç hesaba katmadıkları bir şey vardı, Behiç Bey’in komutasındaki demiryolcular planlı, disiplinli hazırlanmışlardı ve tarifinin kelimelerle mümkün olamayacağı fedakârlıklar yaparak hatları tamir edip köprüleri ahşaptan dahi olsa yeniden inşa ettiler. Önce asker dolu trenleri, peşinden de cephaneleri onardıkları hatlardan geçirerek düşmanın güvendiği planı bozup önce vatanın müdafaası, sonra da istiklalin gerektirdiği zafer için büyük emek sarf ettiler. Nafıa Vekili Süleyman Sırrı Bey Behiç Bey’e bir telgraf (27 Ağustos 1924 tarihli) göndererek, “Zaferin en büyük amillerinden (katkıda bulunan) biri de Anadolu-Bağdat Demiryolları’nın iyi idaresidir. Zatı âlileri başta olmak üzere Başkumandanlık Muharebesi’nin kutlanma töreninde İdare’nin temsil edilmesini rica ederim,” dedi. Demiryollarının işletmesinde Türkler’in esamesi yoktu Cumhuriyet’in kurulmasından sonraki ilk yılda, Cumhuriyet’in ilk hükümetinin bakanı da, aynen büyük taarruz günü Behiç Bey’e Türk Milleti adına gönderilen telgrafta belirttiği gibi, zaferin en büyük amillerinden birinin demiryollarının iyi idare edilmesi olduğunu ifade etmiştir. Oysa ne Almanlar, ne İngilizler ne de Fransızlar, Osmanlı topraklarında yapıp çalıştırdıkları demiryollarında tek bir Türk’ü bile işletmenin idaresinde görmek isterdi. Demiryolları İşletmelerinin idare kademelerinde hep gayrimüslimleri çalıştırmışlardı. Hele hele işletmenin başına daima bir İngiliz, Alman ya da Fransız kökenli genel müdür getirmişlerdi. Türkleri sadece arazide ray döşeme işi başta olmak üzere idareden uzak, işçilik ön planda işlerde kullanmışlardı. Türklerin elinde ne demiryolu teknolojisi, ne “demiryolu nedir, önemi nedir, nasıl işletilir” diye kitaplar ne de işletme bilgisi vardı. Memlekette trenin beyni sayılan lokomotif (makinesi, kazanı...) üretimi olmadığı gibi, bu yurtdışına bağımlı olunan, lokomotifler bozulduğunda, tamiri için gereken yedek parçaların imali de yoktu. Getirilen yedek parçaların nasıl takılacağını bilen tamir atölyelerinde de ağırlıklı olarak Rumlar ve Ermeniler çalışmaktaydı. Halkın toplu ulaşımı ve orduların sevkıyatı için demiryollarının zamanın tek silahı olması, emperyalist ülkelerin de bu silahın kendi kontrollerinden çıkmaması hatta bir savaş zamanında aleyhlerine kullanımın zorlaştırılması için gereken her detayı düşünüp planlamalarının nedenidir. Bu planlamayı da o kadar iyi yapmışlardı ki, Osmanlı’da halk bile, “Türkler demiryolları işletemez,” diye inanır olmuştu. Başta İngilizler ve Yunanlılar olmak üzere tüm emperyalist ülkeler bir konuda çok yanılmışlardı: “Türkler demiryolu işletebilirdi! Hem de en az onlar kadar başarılı bir şekilde!” İşte Behiç Bey nasıl tarihte ilk defa, bir Türk tarafından demiryolu eseri yazılabileceğini ispatlayarak, 1912 senesinde askeri açıdan bir demiryolu kitabına imza atıp kendi imkânları ile de basmayı başardıysa, Çanakkale Harbi’nde ve özellikle Kurtuluş Savaşı’nda da tüm dünyaya, Türk insanının neler başarabileceğini gösterdi ve “Türkler demiryolu işletemez,” lafını tarihe gömdü. Kordon’daki Rumlar Sevinç içinde Bir kere orada savaşan Mehmetçiğe ve onun yaratıcı, fedakâr gücüne yapılmış bir haksızlık var ortada. Onun olağanüstü zor koşullarını göz ardı eden, zaferin bu koşullarda kazanılmış olmasının anlamını örten bir haksızlık bu. Bir kere çok yoksul bir ordu. Anadolu ordusu yoksulun yoksulu. Öyle derme çatma görünüyor ki; 24 ayrı top var orduda. Hangi birlikte hangisi var diye bilip ayıracaksın ki ona cephane sevkıyatı yapabilesin! Ortada bir lojistik zaferi de var. Behiç Bey’in yabancıların imkânsız diye niteledikleri bu muvaffakiyete ulaşmasında çok önemli iki unsur vardı: Birincisi ondan vatanın müdafaası ve Türk ulusunun istiklali için bu hayati mesuliyeti üstlenmesini isteyen Mustafa Kemal’in Behiç Bey’e olan güveni, ikincisi de başta Emin Avni Bey, Mehmet Fuat Esemenli gibi fedakâr, kahraman demiryolcuların başlarındaki komutana güvenip gece gündüz çalışmalarıydı. Aynen cephede düşmana karşı göğüs göğüse çarpışan komutanlar ve Mehmetçik gibi, cephenin en önemli destekçisi, savaşın lojistikçisi demiryolcular da, memleketin içinde bulunduğu yokluğa rağmen birinin başarısı, diğerinin başarısı olan bir imkânsızı başarmış ve Ulu Önder, Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde düşman denize dökülmüştür.

Behiç Bey in kişiliğinde;istklal harbimize muazzam bir katkıda bulunmuş bütün kahraman demiryolcularımızı,sevgi,saygı,minnet ve rahmetle anıyorum.
Bugün DDY yi yönettiğini zanneden zavallı fukarlar ile,ulaştırma bakanını da kınıyorum.Yanlız onları değil;başta Osmanlı olmak üzere,Cumhuriyetin bize olan bu değerli mirasını korumayan,geliştirmeyen ve bizi akaryakıt bağımlısı ve savurucusu yapan gelmiş geçmiş tüm iktidarlara da yuhhh olsun diyorum.
Bugün ne yazık ki,sanki demiryolları ilkel bir ulaşım sistemi imiş gibi,hiçbir partinin program ve seçim bildirilerinde layıkıyla yer almamasını da kınıyorum.
Bugün özellikle büyük şehirlerdeki ulaşIm sorunu için yapılmakta olan raylı sistemleri de,bu sisteme ve tekniğe saygıdan değil de bu inşaatlardan yenilip zıkkımlanan cukkalardan dolayı olduğunu BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE AÇIKLIYORUM.ÇÜNKÜ RAYLI SİSTEME SAYGISI OLAN SİYASİ DÜŞÜNCE,DEMİRYOLLARINI BU ŞEKİLDE ,BAKIMSIZ BİR HALDE KENDİ HALİNE BIRAKMAZ!

[kadir45]

Dün 2002 yılında Pamukova da meydana gelen hızlı tren kazasının
son duruşması yapıldı ve cezalar kesildi.
Olay makinistlerin üzerine bir güzel yıkılıverdi.Tamam bilirkişi kaza raporu ortada olduğuna göre makinistlerin 4/8 oranında kusuru var.
Onların elbette ceza alması gerekir.
Suçun cezası tck 455-2 ye göre(bu eskisi idi belki şimdi numarası değişmiş olabilir)benim bildiğime göre 4-10 yıl arası hapis cezası verilir.
Dikkatsizlik tedbirsizlik nedeni ile 1 den fazla ölüme sebebiyet vermek.
Taksirli suçtur.Kasıt yoktur.Alt sınır uygulanırsa,kusur nisbeti %50 olduğuna göre 2 yıl alırlar.İçeride yattıkları gün düşülür,kalan süre de para cezasına çevrilir.Paraya çevrilmiyebilir de.Hakimin takdir hakkıdır.Hakimin bunu paraya çevirmesi için,sanığın suçu bir daha işlemeyeceğine dair kişisel kanaat oluşması gerekir.
Mahkemenin verdiği karar doğrudur.Kanun bu.
AMA!İŞTE ASIL İŞ ONDAN SONRA BAŞLIYOR!
PEKİ 4/8 oranında kusurlu olan Ddy yöneticileri ne olacak?
Neden makinistler 80 ile gidilecek yerde 132 km hız ile seyrediyorlardı?
Keyifleri için mi?HAYIR!ÇÜNKÜ İSMİ HIZLI TREN SEFERİ İDİ VE BELLİ BİR SÜREDE BU YOLCULUĞU TAMAMLAMASI GEREKİYORDU.BUNU BASINA İLAN EDEN KİMDİ?ULAŞTIRMA BAKANI,DDY GENEL MÜDÜRÜ!
BUNUN ÇAĞ ATLADIK DİYE KİM REKLAMINI YAPIYORDU?AKEPE Lİ OLAN TÜM SORUMLULAR!MAKİNİST SIKI MI ÖNGÖRÜLEN SÜREDE BU YOLCULUĞU BİTİRMESİN ELBETTE BASACAK!
TÜM BUNLARA KARŞI ÇIKAN,BU HATLARDA HIZLI TREN SEFERİ YAPMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR DİYE BAĞIRAN ÜNİVERSİTELER İLE,İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASININ UYARISINI DİKKATE ALAMYAN YÖNETİCİLER NE OLACAK?
BAKAN YERİNDE,GENEL MÜDÜR YERİNDE,TREN ŞEFİ BERAAT,KABAK İKİ TANE FUKARA MAKİNİSTİN BAŞINA PATLIYOR.
SONUÇ:
ULAŞTIRMA BAKANI İLE DDY GENEL MÜDÜRÜ KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇUNDAN YARGILANMALIDIR!

[kadir45]

vatan dan alıntı:

Alıntı:

Ankara, Sincan'da trenler çarpıştı! A.A. -------------------------------------------------------------------------------- Ankara'nın Sincan ilçesinde, banliyö treni, yolcu indirmek üzere istasyonda bekleyen Anadolu Ekspresi'ne çarptı. Kazada 13 kişinin yaralandığı belirtildi. Sincan'da, banliyö treni, yolcu indirmek üzere istasyonda bekleyen Anadolu Ekspresi'ne çarptı. Kazada 13 kişi hafif yaralandı. TCDD Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, saat 07.03'te meydana gelen kazada, Sincan-Sanayi Sitesi arasında çalışan boş banliyö treni, İstanbul'dan Ankara'ya sefer yapan ve Sincan istasyonunda yolcu indirmek üzere bekleyen Anadolu Ekspresi'ne çarptı. Nedeni henüz belirlenemeyen kazada, yolculardan 13'ü hafif şekilde yaralandı. Yaralılar, çevredeki hastanelerde ayakta tedavi edildi. Anadolu Ekspresi'ndeki yolcular, banliyö treni ile Ankara Garı'na getirildi.

Artık bu kadarı da olmaz!Ben artık bunlardan şüphe duymaya başladım.
Öyle anlaşılıyor ki;biz bu işi yapamıyoruz diye ddy yi de özelleştirecek bunlar.Yolcu indiren duran bir trene,bir başka trenin durup durduğu yerde çarpmasının ben mantıklı bir açıklamasını bulamıyorum!
Ulaştırma bakanı iyi çalışıyor belli.Yumurta gibi neredeyse her gün tren tokuşturduklarına,raydan çıkardıklarına göre,işler yolunda demektir.
Biz demiryollarına ağırlık verin dedikçe,adamlar her gün tren kazası yapmaya başladılar.