Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - BASBUG´A MEKTUP
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 2. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Çar Nis 04, 2007 8:28 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alparslan Türkeş’in Yaptığı Şey


İsmail ŞAHİN


Bugün Başbuğ'un onuncu ölüm yıldönümünü idrak ediyoruz.
Başbuğ yaşam öyküsü, yaptıkları ve hedefleri ile farklı bir insandı ve bu "farklılık" onu Hüseyin Feyzullah'tan Başbuğluğa taşımıştır.

Bir "dava" önderi olarak pek çok şey yapmıştır. Milyonları tek bir ideal uğruna bir araya getirmiş, yedi kişilik topluluklarla başladığı uzun yolculuğu milyonların omzunda tamamlamıştır.

Türkeş Bey'in Lider olarak yaptıklarını tekrar anlatmayacağım, "hizmet" ettiği Milliyetçiliği nereden nereye taşıdığından bahsedeceğim.

Alparslan Türkeş'in 1944'te başlayan ve olanca hızıyla elli küsür yıl süren Milliyetçiliğe "hizmet" yıllarının irdelenmesi "anket milliyetçiliği"nin moda olduğu günümüzde önemli. Bu sayede genç nesil, milliyetçiliğin nerden nereye taşındığını ve milliyetçiliğin "denekler" vasıtasıyla tanımlanan, "milliyetçi liderliğin" denekler tarafından tespit edilen bir şey olmadığını anlayacaktır.

Veya üç beş röportajla "ispatlanır" bir hal olmadığını...

Türkeş ve onun "yoldaşları"nın Türk Milliyetçiliği için yaptığı en önemli şey, Milliyetçiliği yığınlara tanıtması ve benimsetmesidir.

Türkeş ve Atsız'dan önce de Milliyetçilik vardı. Lakin bu, elit bir entelektüel kesim arasında yaşayan bir düşünce hareketi idi. Türk Milliyetçiliğinin tarihini oluşturan Gökalp ve Akçura gibi isimler büyük "fikri" hizmetler yapmışlardı. Fakat bu düşüncenin halka indirilmesi ve millet tarafından kabul görmesi Alparslan Türkeş ve onun çevresinde kümelenen aydınların uzun gayretleri sonunda gerçekleşmiştir.

Atatürk'ün Cumhuriyet ideolojisine temel taşı yaptığı milliyetçiliğin, tek parti dönemi uygulamalarına "kılıf" edinmesi sonucu uğradığı "itibar" kaybı yine Türkeş'in liderliği etrafında buluşan bu grubun gayretleri sonucu olmuştur.

Bu uğurda Nihal Atsız, Dündar Taşer, Nejdet Sancar ve ismini sayamadığımız pek çok "fikir ve eylem" adamının gayretleri takdire şayandır.

Türkeş'in etrafında öbeklenen bu insanlar deyim yerindeyse, tek parti yönetiminin "salon" ideolojisi haline dönüştürmek istediği Milliyetçiliği bunların elinden kurtarmıştır.

Türkeş ve arkadaşlarının elli yıl boyunca yaptığı şey tam da budur: Milliyetçiliği millete kazandırmak...

Bugün sevinerek görüyoruz ki herkes "milliyetçi" olmak yarışındadır.

Bu uğurda nice sahtekarlıklara şahit olmaktayız. Tüm bu sahtekar ve halk "dalkavuklukları" gösteriyor ki Milliyetçilik milletin nazarında "itibar" gören bir fikir olmuştur...

Daha yetmiş yıl önce "Ben Müslüman'ım Türk değilim" diyen bir toluluğun yaşadığı bu büyük dönüşümün en önemli mimarı Atatürk ise diğeri Alparslan Türkeş'tir demek hakkın tesliminden başka bir şey olmamalıdır.

Milliyetçiler bu konuda tevazu yapmamalı ve gençlere Başbuğlarının yaptığı şeyin Atatürk'ün devlet ideolojisi haline getirdiği Milliyetçiliği Milletle buluşturmak olduğunu öğretmelidirler...

Bugün Türkeş Bey'in onuncu ölüm yıldönümü.

Onun dünya değiştirmesini fırsat bilenler ortalıkta gezinip anketlerle "Milliyetçi" ve "en milliyetçi lider" olma hasretiyle yanmaktadırlar.

Kimileri de Milliyetçiliği halk nazarında mahkum etmek isteyen İsmet Paşa dönemi milliyetçiliğine sarılmış Milliyetçiliği halktan uzaklaştırmak istemektedirler.

Tıpkı Başbuğ'un ilk mücadele yıllarında olduğu gibi Milliyetçiliği halktan kopuk "salon ideolojisi" haline dönüştürmek istemektedirler.

Fakat bugün Türk Milliyetçiliği Alparslan Türkeş'in gayretleri ile sağlam bir zemine oturmuştur. Milliyetçiler bu anglo-amerikan ve salon milliyetçilerine "müstehzi" bir eda ile bakmaktadır.

Millet, Türk Milliyetçiliği'nin "nidüğünü" ve "nasılını" bildiği gibi bunların da "nidüğünü"n ayırdına varabilmektedir.

İşte Başbuğ'un elli yıl boyunca yaptığı en önemli şey budur.


Etikhaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
yasar33
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Oct 18, 2005
İletiler: 14
Şehir: türkiye-mersin

İletiTarih: Çar Nis 04, 2007 8:32 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli şahsiyet Başbuğ Alparslan Türkeş'i rahmetle anıyoruz allah yattığı mekanı nur eylesin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
karaalp
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Mar 20, 2007
İletiler: 7
Şehir: DENİZLİ

İletiTarih: Çar Nis 04, 2007 9:06 am    ileti konusu: SEN RAHAT UYU BAŞBUĞUM Alıntıyla Cevap Gönder

RAHMETLİ BAŞBUĞUMUZ 1977 YILINDA DENİZLİ KAPALI SPOR SALONUNDA EY ÜLKÜCÜLER BEN YARIN YOKUM AMA SİZLER VARSINIZ. BUNDAN BÖYLE BİZİM DAVAMIZI SİZLER SİZLERDEN SONRA TORUNLARINIZI EMENAT EDİNİZ. BENDE O ZAMAN KARŞISINDA BEN BAŞBUĞUM ANAMDAN ÜLKÜCÜ DOĞDUM ÜLKÜCÜ OLARAK ÖLECEĞİM SİZİN MAKANIZIN ÖNÜNDE YEMİN EDERİM DEDİM. DAHA BU OLAY GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GİTMİYOR VE GİTMEZDE ÇÜNKÜ KALBİMİZDE YAŞIYOR. BAŞBUĞUM SİZ RAHAT VE HUZURLU OLUN CENABI ALLAH SENİ CENNET SIRAAT KÖPRÜSÜNDEN GEÇERSENİZ İNŞALLAH....
BAŞBUĞUM SAYGILARIMLA
NAZMİ KARAALP
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Çar Nis 04, 2007 10:09 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

başbuğumuzu ölümünün 10.yıldönümünde rahmetle anıyoruz.o ATATÜRK ü resmi ideolojisi olan TÜRKÇÜLÜK FİKRİNİ bütün millete kadar indirgemiştir.bizi ayakta tutan ALPARSLAN TÜRKEŞİN VE ARKADAŞLARININ ÜSTÜN ÇABALARIDIR.ALLAH onlardan razı olsun.mekanı cennet olsun.onun açtığı yolda durmadan gideceğiz.TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİNN BAŞBUĞUNA sözüdür.ALLAH TÜRK ü korusun ve yüceltsin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Per Kas 15, 2007 2:17 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Basbugum seni cok ozluyoruz, keske simdi siz hayatta olsaydiniz, saygiyla aniyoruz...
Konusmalarinizi, haykirislarinizi, milleti uyandirmanizi ozledik
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Cum Haz 20, 2008 12:52 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EĞER SEN İSTERSEN O BİR HAYAL DEĞİLDİR.


Yıl 1917!
Dünyaya gelenin ileride Türk Dünyasının başbuğu,Ülkücü Hareketin kurucusu ve Milliyetçi Hareketin Liderinin olacağını kim bilebilirdi ki?
Kurtuluş savaşının çileli yıllarında dünyaya gelmişti...
Subaylığı seçti,çünkü Türk’e ve Türklüğe hizmet noktasında heyecan duyuyor, Türk olmanın ve Türklüğü yüceltmenin gerekliliğine yürekten inanıyordu.
27 yaşında tabutluklarla tanıştı.
1944 O’nun adının ilk duyulduğu yıl oldu.
Irkçılıkla itham edildi,O ve Türkçü arkadaşları!
Halbuki onlar ne ırkçıydı ne de devlet düşmanı,sadece Türk Milletinin üstünlüğüne inanıyor ve şanlı,asil tarihinin olduğuna inanıyorlardı.
60 ihtilalinde önemli konumda olmayı tercih etmişti,sonrasında sürgünde geçen yılları başlamıştı.
Sürgünden dönüşünde artık Türk siyasetinde olması gerektiğine inanmış ve kararını vermişti.
1964 yılı onun C.K.M.P’ne giriş yılıdır.
1965 yılında ise artık genel başkandır.
Hedefi gençliği donanımlı yetiştirmek ve ülkenin geleceğinde söz sahibi olmasını temin etmekti.
Seminerlere başlamıştı ve heyecanı yüzünden belli oluyordu.
İlk semineri Cumartesi günüydü ve acaba katılım ne olacaktı?
Dokuz kişi gelebilmişti sadece.
Ve O :”Siz dokuz kişisiniz.Siz de gelmesiydiniz,ben bu semineri kendi kendime yapacaktım.Bugün bu küçük salonu dolduramadınız ama yarın sayınız çoğalacak,meydanlar sizi alamayacak.Eğer siz isterseniz bu hayal gerçek olacak.” demiş ve bu kutlu mesajla Ülkücü Hareketin şahlanışını müjdelemişti.
Eğer sen istersen,O bir hayal değildir!
İnançlıydı.
Sebatkardı.
Çalışkandı.
Prensipli ve otoriterdi.
Vasıflıydı.
Liderdi.
Sağlam tarih ve kültür birikimine vakıftı.
Artık MHP adı ve Üç Hilalli bayrağı ile Türklüğe hizmet kervanı yol alıyordu.
Ülkü Ocaklarında gençlik gün be gün yetişiyor ve ülkenin geleceğinde söz sahibi olacak Ülkücü Kadrolar zuhur ediyordu,başbuğlarının emrinde!
Ülkücü Hareket hedefini belirlemişti.
İktidar!
1978 yılında 15 Nisan günü yapılan muhteşem miting ve başbuğu yarım saat konuşturmadan “Başbuğ Türkeş” sloganının atılması görmeye değerdi.
Fakat O’nun bunun karşısında gururunu yenerek partinin mescidinde şükran secdesine kapanması bizlere sanırım Ülkücü Hareketin ne kadar da anlamlı bir dava olduğu hakkında belirleyici olacaktı.
Milliyetçi Hareket her seçimde yükselen bir konumdaydı ve düşmanları da çoğalıyordu buna paralel olarak.
Bir yandan siyasi mücadele verilirken şehitler de veriliyordu,Ülkücü kadrolar ve Ülkücü gençler kara topraklara veriliyordu tekbirlerle,dualarla birer birer...
O,daima ülkenin içine çekilmek istenen oyuna dikkat ediyor ve tabanına sükunet telkin ediyor,asla ve asla çatışmadan yana tavır koymuyordu.
Çileli ve zor günlerdi 70’ler...
MHP,günden güne büyüyor ve iktidar yolunda ilerliyordu.
Nefsi müdafaa hakkını kullanan Ülkücüler için sıkıntılı bir süreç yaşanıyordu.
Darbenin ayak sesleri duyuluyordu .
“En iyi ihtilal en kötü demokrasiden bile daha kötüdür”
Evet O,bunu dillendirmiş ve hukukun üstünlüğüne olan inancını deklare etmişti.
12 Eylül gerekleşmiş ve tarihte leke olarak yerini almıştı.
İşkenceler,idamlar ve C-5 ‘ler...
Çileli geçen yaklaşık 4.5 senelik bir demir parmaklık reva görüldü başbuğumuza.
Düzenden elbette hesap sorulacaktı...
Sorulmalıydı...
Ama daha da önemlisi Ülkücüler artık kimin ne olduğunu da anlamışlardı artık!
Allah’a (C.C) tam teslimiyet ve tevekkülle aşıldı kara günler,başbuğlarının yanında ve dik,vakurlu duruşlarıyla...
MÇP ve yeniden yapılanma sürecinden sonra tekrar MHP’ye kavuşuldu.
Yola yeniden koyuldular ülkücüler ve başbuğları!
Ülkücü Hareket tam mecliste grup kuracaktı ki...
Yollarını ayıranlar olacaktı.
Bugün geldikleri son tükenişe şahit olduğumuz bir yapılanma nasıl olacak da Ülkücü Hareketi bitirecekti ki?
Bitirmeye çalışanların bitişi gerçekleşmişti sadece!
Kutlu yolda yalpalayanlar birer birer dökülürken Başbuğumuz ve İnançlı Ülkücü kadroları yollarına devam ettiler.
Önde başbuğları ve ellerinde Üç Hilalli bayrakları ile...
Yeni ufuklara doğru yürüyecekti O ve bozkurtları...
Ve o kara gün geldi çattı!
4 Nisan!
4 Nisan,Ülkücülerin yıkıldığı gündür.
Türklüğün ağıt yaktığı gündür.
Ülkücülerin O’na iktidar sözü verdiği gündür.
Türk-İslam Ülkücülerinin başbuğları yoktu artık!
Ve,
Başbuğlarına söz verdiler.
Söz verdik!
Başbuğum!
Seni asla ama asla unutmadık,unutmayacak ve unutturmayacağız!
Davan davamızdır.
Ülkün ülkümüzdür.
Yolun yolumuzdur.
Emanetin emanetimizdir.
Yolundan,Ülkünden,davandan ve emanetinde asla ayrılmayacağız.

Tanrı Türkü Korusun Ve Yüceltsin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Cum Haz 20, 2008 12:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

SON BAŞBUĞ


İnsanlar vardır, doğar, büyür ve ölür. Fakat bazı insanlar vardır ki, doğar, büyür ama asla ölmez. Fani hayata veda etseler de, geride bıraktıkları ile milyonların kalbinde yaşarlar. O, eserleri ile gönülleri aydınlatır, insanlara yol gösterir. Her sözü bir buyruk olur neferlere. O bir İnsan, o bir Lider, o bir Baba, o bir Bozkurt, o bir Başbuğ idi.

Zaman oldu tek başına kaldı, zaman oldu tabukluklara sokuldu. Zaman oldu ihanete uğradı, zaman oldu Kara Eylül işkenceleri gördü. Ama o asla yılmadı. Yılmak yoktu onun kitabında. Çünkü o bir Türk, o bir Bozkurt, o bir ülkücü, o bir Başbuğ idi.

Bir millet uyuyordu. O millet ki, dünyayı adaletle, hakkaniyetle ve kudretinin şanıyla yönetmiş, sonra gafletten midir, rehavetten midir bilinmez, dünyaya hükmederken, daracık bir yarımada'ya hapsedilmiş, parçalanmış un ufak olmuştu. Afyon verilmiş gibi uyuyordu bu millet. Türk olmanın asaletini unutmuş, 5 bin yıl geriye uzanan şanlı tarihinden bihaber, yabancı izm'lerin tutsaklığında, sömürülen, yedi düvelin vahşice saldırılarına maruz bir millet, uyuyordu. Demir dağlar ardına hapsedilmişti sanki. Dağları eritmeye ateş gerekti. İlk sefer bir öncü tutuşturdu meşaleyi. Atsız-sansız olsa da, meşale yanmıştı bir kere. Derin dehlizlerden, hain tabutluklardan geçildi. Kah Kür'şad oldu biri, kah 40 çeriden biri. Sorgulandılar şef'lerin emriyle. Suçları Türk olmaktı, Türk gibi düşünmek, Türk gibi yaşamaktı. Yılmadılar. Demirdağları eritmeye and içmişlerdi bir kere. Türk, and'ından dönerse Türk denir miydi, ona. Dönmediler. Çünkü onlar Bozkurt soylu Türklerdi. Ergenekondaki bozkurt kah Atsız, kah Türkeş olmuştu. Atsız sansız olsa da Türk yürekler alevlemişti bir kere.

Adı konulmuştu Dava'mın. Türke zulm edenin, Türkü ezenin, Türkü parçalayanın, Türke kefen biçenin,... kaleleri yıkılmalı, demir dağları eritilmeli, ölümü korkunç olmalıydı. Her ne olursa olsun, herşey Türke göre, Türk tarafından, Türk için olmalıydı. Ayrı düşmüş soyumuz bir olmalı, diri olmalı, yüceliğine yakışır hayat sürmeliydi. Fidan tutmuş, koskoca çınar olmuştu. Çınar'ın adı Çiçi-Yagbu'dan beri bilinen bir büyük dava idi. Bilindiği dönemlerde şahlandığımız, unuttuğumuz çağlarda perişan olduğumuz bir dava, özbeöz Türk olan bir dava, Türk Milliyetçiliği. O bir Atsız, o bir Türk, o bir Alparslan, o bir Bozkurt, O bir Başbuğ olmuştu.

Yürüdü ardına bakmadan. Tek başına kalsa da bayrağı göndere çekmek üzere yola çıkmıştı. Zaman olmuş terkedilmiş, zaman olmuş ihanete uğramıştı. Ama o hiç kimseyi terketmemişti. Hele Türk Milletini, asla. Söylediği her söz, kıldığı her namaz, tuttuğu her oruçta, yakardığı her dua'da Türk vardı. En çok da Allah'a , o'nu bir Türk yarattığı için, şükrederdi. Yüce Allah, rehberimiz olan Kutlu Kitap'da, Milletleri ayrı ayrı yarattığını buyurur. Bu yüzden de farklı milletlerin ayrı, aynı kandan milletin de beraber yaşamasını savunmuş ve hayatı boyunca da mensubu olmakla gururlandığı Türk ırkının bir ve beraber olmasına çalışmıştır. Kimi soysuzlar, kimi hainler ona ırkçılık gibi insanlık düşmanı bir yakıştırma yapmaya çalıştılar. Halbuki 20. yüzyılın ilk Bozkurtdu Atatürk 'ün 'Türk(lüğünle) öğün, Türk(gibi) çalış, Türk(lüğüne) güven' vecizesinde anlamını bulan Türkçülüğün, 'her şey Türk için, Türke göre, Türk tarafından' tarifi ile tıpa tıp aynı olduğunu görmezden gelmek ihanetlerin en büyüğü idi. Bu ihanetler, nereden gelirse gelsin, ister devletin tepesindekilerden, ister ruhlarını ve vicdanlarını yabancı izmlere kiraya verenlerden gelsin, o asla yılmadı, emrindeki kervan daima yürüdü. Bir kere yükselen bayrağın bir daha inmeyeceğini en iyi bilenlerdendi. Çünkü o bir bozkurt, o bir hilal, o bir bayrak, o bir başbuğ idi.

O'nun gibisi bir daha olmayacak mı? Olacak, olmalı. Milletlerin büyüklüğü buradadır. Büyük liderler yetiştiren milletler, büyük milletdir. Başbuğ Alparslan TüRKEŞ'in davasına sahip olmak ve onun yüce ideallerini taşımak demek, onun fikirlerini daha ilerilere götürmekle olur. Ve onun en çok önem verdiği, birlik ve beraberliğin muhafaza edilmesi, dirliğin ancak böylelikle kurulabileceği gerçeğine uymakla, onun fikirlerine sahip çıkmış, onu yaşatmış oluruz. Türkeş idealinin ülkücüleri, onun bu prensibine sıkı sıkıya bağlıdır.

İnsanlar vardır, ölür, insanlar vardır Hak'ka yürür. Başbuğ Alparslan TüRKEŞ Hak'ka yürüdü. Sanılmasın ki, yüreğimizde tutuşturduğu alev küllendi. Yetiştirdiği milyonlarca ülkücü, o kara günde, o yıkılası Nisanda, tek yürek oldu, yeniden doğdu. Milyonlarca Bozkurt o gün, tek bilek, tek beyin, tek kalem oldu ve şu satırları beyinleri ile birlikte, açılan anı defterine, asla silinemeyecek şekilde kazıdı. 'Rahat uyu Başbuğum. Emanet'ini bir namus belleyip koruyacağız. Senden aldığımız bayrağı işaret buyurduğun yere mutlaka ve mutlaka asacağız.'

Başbuğlar ölmez, Çiçi-Yabgu, Mete Han, Bilge Kağan, Alparslan, Fatih, Atatürk, Atsız, Elçibeğ, ve daha niceleri. Hiç biri ölmedi. Son Başbuğ TüRKEŞ. O bir İnsan, o bir Hilal, o bir Bayrak, o bir Bozkurt, o bir Lider, o bir Güneş, o bir Başbuğ idi.

TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSIN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Cmt Haz 21, 2008 6:07 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

geçtiğimiz yıl 12.si düzenlenen TÜRK KURULTAY ında ağzına TÜRK sözü almaktan utanan başbakan erdoğan o kurultayın açılış töreninde ALPARSLAN TÜRKEŞİ anmak zorunda kaldı.o gün başbakanın ağzından TÜRK kelimesi çıktı.işte ALPARSLAN TÜRKESin uğrunda eziyet gördüğü haksızlıklar yaşadığı davanın hak dava olduğu burdan ortaya çıkıyor.biz ülkücüler başbuğumuzdan ve dava arkadaşlarından devraldığımız bayrağı düşürmeyeceğiz,eğer bu kutlu yoldan dönersek namus bize ar olsun.ALLAH TÜRK ükorusun ve yüceltsin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pts Haz 23, 2008 5:03 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Basbugum,

Seni cok ozledik, mazlum esir TURK illeride seni cok ozledi!
ESKI hareketi ozluyoruz!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 2. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1