Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - AKEPE YE KAPATMA DAVASI NİHAYET AÇILDI
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 5. sayfa (Toplam 6 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Per Tem 31, 2008 8:08 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANVEKİLİ KILIÇ'IN ÇOCUKLARINA USULSÜZLÜK SORUŞTURMASI
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'ın çocukları Adalet Bakanlığı tarafından takibe alındı. 09 Mart 2005 Çarşamba 16:17Haşim Kılıç'ın oğlu ve kızının avukatlık stajında usulsüzlük yaptığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı da, olayla ilgili araştırma başlattı.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'ın hukuk fakültesini bitiren iki çocuğunun avukat olmak için gerekli staj belgelerinde usulsüzlük yaptıkları belirlendi.

Kılıç'ın kızı Ayşe Tuğba Kılıç, okulu bitirdikten sonra staj yapmaya başladı. Staj bitince de Baro'ya başvurarak ruhsat talebinde bulundu. Baro da işlemlerin tamamlanması için dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdi.

Bakanlık hukuk işleri inceleme sırasında Kılıç'ın kızının staj dönemi başka işle uğraştığından şüphelendi ve ''Ayşe Tuğba Kılıç'ın ne işle uğraştığı anlaşılamamıştır'' diyerek dosyayı iade etti. Bakanlık, Kılıç'ın staj süresince SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'la bağlantısının olup olmadığının araştırılmasını da istedi.


KIZI AVUKAT OLMAKTAN VAZGEÇTİ

İade dosyasını alan Baro da araştırmaya başladı. Bu arada Baro Staj Kurulu Ayşe Tuğba Kılıç'tan söz konusu kurumlarla ilişiği olmadığına dair belge getirmesini istedi. Ayşe Tuğba Kılıç ise Baro'ya, ''başka işte çalışmadım'' yazısı yerine, ''avukat olmaktan vazgeçtim'' yazısı gönderdi.


OĞLAN, STAJI TEKRARLAYACAK

Haşim Kılıç'ın oğlunun da kızı gibi usulsüz yollardan avukat olmaya çalıştığı anlaşıldı. Ahmet Şirvan Kılıç'ın staj yapmadığı halde hakim ve savcılardan staj yapmış gibi imza aldığı ortaya çıktı.

Baro Staj Kurulu bu durumu tespit edince Şirvan Kılıç'tan 20 günlük stajı tekrar etmesini istedi. Kurul yapmadığı halde staj yapılmış gibi imza atan hakim savcılar hakkında da suç duyurusunda bulundu.

habervitrini.com dan alıntıdır




Buda ailecek marifetleri....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Per Tem 31, 2008 8:22 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

[/img]
Alıntı:
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Hasan Basri Özbey

Atatürk Cumhuriyeti ve Anayasa Mahkemesi üyeleriyle nizalı Haşim Kılıç Derhal İstifa Etmelidir!



• Asıl “kıyamet” Haşim Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak kalmasıdır!
• İşte bir kanıt daha: Hürriyet Gazetesi’nin 24 Şubat 1991 tarihli haberi “Tarikatçı üye, şeriatçı dergide yöneticilik yapmış”
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Hasan Basri Özbey, 15 Temmuz 2008 günü Ankara'da bir basın açıklaması yaparak Haşim Kılıç’ı bir kez daha istifaya davet etti. Özbey’in açıklaması özetle şöyle;

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, İBDA-C’yi kuran ekip tarafından 1975-1976 yıllarında yayımlanan Gölge dergisinin “Ankara Temsilcisi” olduğu kesin kanıtlarla sabit olmuştur.

Bu tartışmasız gerçeklik Hürriyet gazetesinin 24 Şubat 1991 günlü sayısında “Tarikatçı üye, şeriatçı dergide yöneticilik yapmış” başlığı ile yer almıştır. Haber şöyle devam etmektedir; “Anayasa Mahkemesi’nin ‘tarikatçı’lıkla suçlanan tartışmalı üyesi Haşim Kılıç’ın, 12 Eylül öncesinde İslam devrimi için silahlı mücadele veren bir grubun yayın organı olan Gölge dergisinin Ankara Temsilciliği’ni yaptığı belirlendi. Radikal İslamcı derginin 7. sayısının da Atatürk’e hakaret edildiği gerekçesiyle toplatıldığı öğrenildi. 1976 yılı içinde 10 sayı çıkarıldığı belirlenen derginin tüm sayılarında İslam devrimi için silahlı mücadele çağrısı yapılıyordu”
İşçi Partisi, bu gerçeği kesin belgelerle ortaya koymuş ve Haşim Kılıç’ın, Yüksek Mahkeme kararlarındaki görüş ve kamuoyuna yansıyan tutumları ile değişmediğini, 30 yıl önceki tavrını kararlılıkla sürdürdüğünü açıklayarak, defalarca Haşim Kılıç’ı istifaya çağırmıştır.

Atatürk Cumhuriyeti ile kavgalı olan Haşim Kılıç, 14 Temmuz 2008 günü yaptığı açıklama ile Anayasa Mahkemesi üyeleriyle de nizalı olduğunu kamuoyuna ilan etmiştir.

Cumhuriyetimizin en önemli kurumlarının başında yer alan Anayasa Mahkemesi başkanlığı görevi, Atatürk ve Cumhuriyetle kavgalı, Yüksek Mahkeme’nin diğer üyeleriyle nizalı bir kişi tarafından yürütülemez.

AKP kapatma davası sonucunun “felaket”e yol açıp açmayacağı bir yana, asıl “felaket” Haşim Kılıç’ın halen Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nı sürdürmesidir.

Haşim Kılıç Derhal İstifa Etmelidir!



İnanamadım ama kupürü görünce eğer hile hurda yoksa, pek söylenecek birşey yok....

hürriyet gazetesi kupürü : http://www.zshare.net/image/1625704470029d40/


Şimdi bu haberle ilgili haşim kılıç yalandır, böyle birşey yoktur demiş daha sonra bu kişi hüsnü kılıç falan filan olayları olmuş, madem öyle sen mahkeme başkanısın neden bu yönde çıkan haberler için dava yoluna hala gitmedin? Bu konu hala bir muammadır bence....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cum Ağu 01, 2008 9:25 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Anayasa mahkemesi bir karar verdi.Karar doğrudur ya da yanlıştır.Bu artık hiç önemli değil.
Önemli olan bundan sonraki süreç,akepnin ama ondan da önemlisi muhalefetin nasıl bir yol izleyeceğidir.
Ben akepenin bundan sonra da adam olmayacağını,Türk milletini kucaklamıyacağını,gene kürtçülük,bölücülük ve dincilik yapmaya devam edeceğini;sürekli kriz çıkaracağını düşünüyorum.
Akepe yeni yasama döneminden itibaren parti kapatmayı imkansız kılacak,gene laik sistemi delik deşik edecek işlerin peşinde koşmaya devam edecektir."İt takkeyi neylesin,tingilderken düşürür"diye bir atasözü vardır bizim yörede.Bu sistem kim,Atatürk ün işaret ettiği yol nere;bu adamlar kim,gittikleri yol nere?İktidar bunların nesine?
Ama bunu millet bir türlü anlatamıyoruz.
Ama ortada cok ciddi bir gerçek var.O da muhalefetin yetersizliği.Türkiye de korkunç bir muhalefet krizi bulunmaktadır.
Anayasa mahkemesi başkanının yaptığı açıklamaları son derece yanlış,ve maksatlı buluyorum.Anayasa mahkemesi başkanı;parti kapatmayı bir sıkıntı ve utanç meselesi olarak göstermiştir.Bu konularda sürekli bu tür açıklamalar yapan anayasa mahkemesi başkanı,sürekli eşitlik ve hukukun üstünlüğü gerekçesini ileri sürerken;
bugüne kadar iktidarların;başta sosyal güvenlik kanunları değişimi olmak üzere,insanlarımızı ezen bir sürü uygulamalarında nedense hep iktidar yanlısı ve görüşü doğrultusunda oy kullanmıştır.
Türkiyede hukukun sadece siyaset ve siyasetçiye uygulanması mı gerekmektedir sayın Başkana göre?
Sayın başkanın bazı demeçlerinden ,anayasanın nasıl delineceğini siyasetçiye ikaz ve ihtar çağrıştıran açıklamalarını üzüntüyle karşılıyorum.
Anayasa mahkemesinin sanki yasama üzerinde bir vesayet komisyonu gibi gösterilmesine yol açacak bu açıklamalar;milletin kafasını daha da karıştırmakta,ve anayasa mahkemesine karşı odaklamaktadır.
Yetkili ve görevlendirilmiş bir kurumun başkanı;kendilerine anayasanın verdiği bu görev ve sorumluluktan kaçamaz.Bu,"mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim "diye Osmanlı nazırına benzemektir.
Sayın anayasa mahkemesi başkanı,bu ülkede laik sistemin korunması gerektiği lüzumuna inan mıyor mu ki;siyasetçiye anlaşın ve bu işi üzerimizden alın diyor?Bu nasıl bir anlayıştır?
Ne demek sıkıntı varsa anayasayı değiştirin?Yani bu ülkede laik sistemi yıkmak,bölücü partiler kurarak federasyon oluşturmaya kalkışmak suç değil mi Sayın Kılıç?Şimdi sizin akıl verdiğiniz gibi,gerekli çoğunluğu sağlayıp da anayasa değiştirilirse,dtp gibi hainlerin,dengir gibi,bülent arınç gibi cumhuriyet düşmanlarının faaliyetlerine sonsuza kadar izin mi verilmesi gerekir?Sizin anayasa mahkemesi başkanı olarak,böyle bir endişeniz yok mu?
Siz yüksek mahkemelerden sadece bir tanesisiniz.Siz kapatma kararına red oyu verirken,bu ülkenin yargıtay başsavcısının hata yaptığını,yetkilerini aştığını mı söylemeye çalışıyorsunuz?Turban konusunda da böyle yaptınız,367 meselesinde de?Yani bu anayasayı ve kanunları ve kurumların vazife ve görevlerini bu ülkede yanlızca siz mi biliyorsunuz?
Ben bu son anayasaya (1982)namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum ki red oyu vermiş bir insanım.O zaman bu anayasaya destek vermiş(o zaman sizin de sesiniz çıkmadığına göre size de söylüyorum)bu kadar insan ki %90 üzerindeydi neden ses etmediler.O aslan yürekli?siyasetçiler,o demokrasi havarisi ve kahramanları 6 okkalılar neden o zaman ses çıkarmadılar da ortam uygun diye bugün bu anayasaya saldırıyorlar?
Bütün bu olup bitenlerin laik sistemin ,Cumhuriyetin ,anayasa nın değil de;siyasilerin suçu olduğunu neden söylemiyorsunuz millete sayın başkan?
Bu ülkenin bu hale gelmesinin suçu;sistemi,anayasası,kurumları değil;
ne yapsak da bunları delsek den başka bir iş yapmayan,belediyeler başta ülkeyi soyup soğana çeviren bir hırsızlık anlayışını teşvik eden;parti değil organize hırsızlık örgütleri kurarak iktidar ve güç odağı olan çevreler değil mi sayın Başkan?Sizin bu ülkede siyasetçiden,siyasi partiler kanunundan,rus ruleti gibi; iradeyi yansıtmayan seçim kanunlarından,%25 ile azınlığın çoğunluğu ezdiği bir düzenden,utanmazca kadrolaşmadan,dincilik yapılmasından,lozanın delinmesinde;yabancıya bu kadar mülk satılmasından,tesislerimizin yabancılara peşkeş çekilmesinden,
sürekli sistem ile uğraşılmasından,sürekli anayasayı delecek kanunlar çıkmasından ve bunların sürekli yüksek mahkemelerden dönmesinden hiç bir rahatsızlığınız yok mu?
Sizin Cumhuriyetin temel değerleri ile oynanmaya kalkışılmasından herhangi bir rahatsızlığınız yok mu?
Akepe ile kapatma kararı gündeme getirilirken ,işin sadece laiklik boyutundan bahsedilmesinin;bu kurumlarımızı ne kadar aşındırdığınızdan bilginiz yok mu?
Vakıflar kanunu,yabancıya mülk satışı,orman yağmaları,özelleştirmeler konusunda bu kurumların söz söylemeye hakları yok mu?
Bu nasıl bir anlayıştır kşi,ülkede çoğunluğu ele geçiren bir avuç adam;ülkenin kaderi ile oynacaklar,geleceğimizi satacaklar;siz de işler kitabına uygun diye seyredeceksiniz?
Sayın başkan o zaman size de bu yüksek mahkemelere de bu devletin bu kadar kurumuna da ne gerek var?Değiştirin anayasayı birinin padişahlığını ilan edin bitip gitsin!
Sorun anayasada değil SİYASETÇİDEDİR.BİR KEZ DAHA ALTINI ÇİZİYORUM!
aBD 84 YAŞINDAKİ SENATÖRÜNÜ PETROL ŞİRKETLERİNDEN RÜŞVET ALMAKLA SUÇLAYIP YARGILIYABİLİYORSA;ÖRNEK ALACAKSANIZ BUNU ÖRNEK ALIN!ÖYLE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER İLE,DOKUNULMAZLIKLAR İLE,ZAMAN AŞIMI MASKARALIKLARI İLE OLUP BİTEN BU KADAR YOLSUZLUĞUN İÇİNDE MİLLETE DEMOKRASİ DERSİ VERMEK KOLAY!BU ÜLKEDE SİYASETÇİ ARTIK YÜZSÜZLEŞMİŞ,LAÇKA VE YALAMA OLMUŞTUR!DEMOKRASİNİN DE SİYASETİN DE IRZINA GEÇEN ,AYAĞA DÜŞÜREN,AYAĞI BAŞ YAPAN SİYASETÇİNİN TA KENDİSİDİR.BİZİM GİBİ İNSANLARI SİYASETTEN GERİ ÇEKEN VE NEFRET ETTİREN SİYASİLERİN TA KENDİSİDİR!
BU ÜLKEDE ADAM OLMASI VE DÜZELMESİ GEREKEN KURUMLAR DEĞİL SİYASETÇİDİR!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
orhan3307
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Aug 03, 2007
İletiler: 241

İletiTarih: Cum Ağu 01, 2008 9:52 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Türkiye'deki en büyük eksiklik muhalefet eksikliğidir.Böyle muhalefet olduğu sürecede Akp top atsan yıkılmaz.
adamlar ülkede bir saadet zinciri kurdular.Bu saadet zincirinde yer alan herkes 3-5 nasipleniyor.
Herkese cüssesine göre bir şeyler veriyorlar.Millet halinden memnun.iş yok diye ağlayan esnafla bile konuşurken "bunlar yine de iyi" sözünü duyuyorum.Birebir markajın yerini 1-5 markaj aldı.Herhangi bir ortamda dış siyasetteki yetersizliklerden, ekonominin kötü olduğundan söz etmeye başlayın anında eskiden daha mı iyiydi diye başlayan bir saldırı başlıyor.
Toplumda genel bir akıl tutulması var.Günah keçisi tabirini duymuşsusunuzdur.Eski bir kavimde bir kötülük olduğunda onun suçunu bir keçiye yükleyip onu kurban ederlermiş.
Şimdi bir değil binlerce günah keçisi var.Benzin fiyatları artar.Ne yapalım tüm dünyada böyle.Enflasyon artar.Ne yapalım gıda fiyatlarından oldu.Gıda fiyatları niye arttı?Kuraklık var.Memleketi satarlar.Ne yani o toprakları, fabrikaları sırtına vurup götürcekler mi savunması.Vs.Vs.
Bütün bunlara inanacak bir topluluk olduğu sürece ne yaparsak yapalım kendimizi yıpratırız.Allah'ın bir musibetle akılları başlarına getirmelerini ümit etmekten başka ne yapalım.
Ama böyle bir şeyin bile akılları başlarına getireceğine inanmıyorum.
1994 seçimlerinden önce İstanbul'da susuzluk vardı.Allah7ın bir cezası diye propaganda yapıp oy toplayanlar, bugün küresel ısınmanın etkileri konferansları ile milleti uyutuyorlar.
Allah bu sahtekarları bildiği gibi yapsın.Ne diyelim...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pzr Ağu 03, 2008 3:29 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"Oylamadaki toplama hatalı"



Kanadoğlu, yüksek mahkemenin kararının hukuken sakat olduğunu belirtti.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin AKP davasında yaptığı oylamanın anayasanın 69. maddesi ile Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 229. maddesine aykırı olduğunu söyledi. Oylamanın 3 ayrı aşamada yapılması gerektiğini ifade eden Kanadoğlu, kapatma yönünde oy kullanan 6 üyenin oyunun, en hafif cezayı isteyenlerin oyuna eklenmesinin kararı “hukuken sakatladığını” belirtti.

Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili olarak Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada önemli tespitlerde bulundu. “Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar hukuken sakat bir karardır” diyen Kanadoğlu, mahkemenin yaptığı oylamanın anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrası ve Ceza Muhakemesi Yasası’nın 229. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına aykırı yapıldığını söyledi. Mahkeme Başkanı Haşim Kılı’ın açıklamalarına göre, tek oylama yapıldığının anlaşıldığını ifade eden Kanadoğlu, bu oylamada 6 üyenin temelli kapatma, 4 üyenin Hazine yardımının yarısından mahrum bırakma yaptırımının uygulanması, başkanın da red oyu kullandığını anımsattı.

Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasına göre ilk oylamanın davalı partinin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olup olmadığı konusunda yapılması gerektiğini belirten Sabih Kanadoğlu, bu oylamanın sonucunun “evet” olması durumunda ikinci aşamaya geçilmesi ve eylemlerin ağırlığı-hafifliği yönünden uygulama yapılabilmesi için oy kullanılması gerektiğine işaret etti.

‘Tek oylamayla yetinildi’

Bu oylamaya Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 229. maddesinin 2. fıkrası uyarınca red oyu veren üyenin de katılmasının zorunlu olduğuna değinen Kanadoğlu, şöyle devam etti: “Buradan çıkacak sonuçta eğer, kapatma yönünde kullanılan oy miktarı nitelikli çoğunluğa yani 7 rakamına ulaşmadı ise, o takdirde devlet yardımından tamamen ya da kısmen mahrum bırakma yaptırımının kabul edildiği sonucuna göre, 3. aşamaya geçilip yine 11 üyenin katılımıyla bu yaptırımın 1/2’den aşağı olmamak üzere, oylanması zorunluydu. Bu üç aşama oylamanın tek oylama ile yetinilip dikkate alınmaması, yapılan oylamayı hukuken sakat hale getirmiştir.”

Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu ve bu kararlara karşı olağan ya da olağanüstü yasa yollarına gidilemeyeceğini belirten Kanadoğlu, “Bu durumda, hukuken sakat olmasına rağmen, uygulanması gerekli bir Anayasa Mahkemesi kararı mevcuttur ve bu karar hukuki sakatlığı ile birlikte hukuk tarihindeki yerini almıştır” dedi. Mahkeme üyelerinden 6’sının en ağır yaptırım olan “temelli kapatma” yönünde oy kullandığının altını çizen Kanadoğlu, şunları kaydetti:

“Bu altı kişinin Hazine yardımından tamamen ya da kısmen mahrum bırakma yaptırımı için yapılacak oylamada en hafif yaptırımın uygulanması yönünde oy kullanacaklarını düşünmenin yeri yoktur. Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 229. maddesinin 3. fıkrasındaki toplama ancak bundan sonra gündeme gelebilirdi. Şimdi yapılan iş, en ağır yaptırım isteyenlerin, en hafif yaptırım isteyenlere eklenmesi suretiyle davalı partinin muhtemel geri iade etmesi gereken Hazine yardımının daha az tahakkuk etmesini sağlamış olmaktadır.”

Etikhaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pzr Ağu 03, 2008 11:29 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çukurambar'daki sürpriz ziyaretçi




Gül ve Erdoğan, kapatma davası görüşülmeye başlamadan bir gece önce Çukurambar'da bir evde gizlice buluşmuştu. Ankara kulisleri o görüşmeye bir sürpriz ismin daha katıldığı iddiasıyla çalkalanıyor.

Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'ın, Gül'ün eniştesi AKP Milletvekili Mehmet Tekelioğlu'nun Çukurambar semtindeki evinde geçen pazar gecesi 5 saat süren gizli görüşmesiyle ilgili yeni bir iddia başkent kulislerinde konuşuluyor. Anayasa Mahkemesi'nin AKP hakkındaki kapatma davasını görüşmeye başlamasına 12 saat kala yapılan gizli zirvede, bir kişinin daha yer aldığı öne sürüldü.

İddia yalanlanmadı

Gül, Erdoğan ve Tekelioğlu dışında evde olduğu öne sürülen 4. kişiyle ilgili kulislerde şu iddialar dolaşıyor: "Değil Çankaya ya da Başbakanlık'ta görüşmek, dava sürecinde Gül ve Erdoğan'ın bu kişiyle bir yerde ayaküstü sohbeti bile büyük spekülasyonlara yol açabilirdi..."

Bu iddiayı Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu da dünkü köşesinde dile getirdi ve "Çukurambar zirvesine katıldığı ileri sürülen üçüncü bir ismi sağır sultan duydu" diye yazdı. Berberoğlu'nun da gündeme getirdiği iddia yalanmazken, bu durum kulislerde, "üçüncü kişi" iddiasının güçlendiği yorumlarına neden oldu.

Geçen Pazar, Erdoğan, İstanbul'daki programını iptal ederek, akşam saatlerinde Ankaraya dönerken, Gül de Kayseri'den başkente gelmişti. Gül ve Erdoğan akşam saatlerinde sınırlı sayıdaki koruma ve sivil plakalı araçlarla Tekelioğlu'nun evinde buluşmuştu. İstanbul Güngören'deki patlama haberi geldiğinde de Gül ve Erdoğan buluşması sürüyordu. AKP İzmir Milletvekili Tekelioğlu, iki liderin buluşmasını doğrularken, "Biliyorsunuz ben Sayın Cumhurbaşkanı'nın eniştesiyim. Zaman zaman gelirler. Eşim ve çocuklar yoktu, sohbet ettik" demişti.

‘O gece 4 kişiydiler'

Ancak, Gül ve Erdoğan'ın sivil plakalı araçlarla gizlice geldiği evde, dördüncü bir ismin daha olduğu iddiası kısa sürede Ankara kulislerine yayıldı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın, bu isimle birlikte görünmemek için gizlice buluşmak zorunda kaldığı öne sürülüyor.

Spekülasyon olurdu

Çukurambar zirvesine katılan dördüncü kişiyle ilgili şu bilgi veriliyor: Değil Çankaya ya da Başbakanlık'ta görüşmek, dava sürecinde Gül ve Erdoğan'ın bu kişiyle herhangi bir yerde ayaküstü sohbeti bile büyük spekülasyonlara yol açabilirdi...

Etikhaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Ağu 04, 2008 7:15 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bir şeyler oldu,bir pazarlıklar yapıldı,bir fırıldaklar döndü ve malum sonuç ortaya çıktı.Bunların ispatı öyle çok kolay bir mesele de değil.
Ama günler öncesinden başta abd olmak üzere bir takım odakların adeta sonucu ilan etmesi,rte nin dava aşaması sürecinin sonraki bölümlerinde kapatmama kararından çok emin olması zaten işi belli etmişti.
Ben Türk yargıcının bundan etkilenmeyeceğini ve gereğini yapacağını düşünüyordum.Ama yanılmışım.Tehdit ve baskıların kararı etkilemediğini söylemek için insanın aptal olması lazım.Yüzde 70 le geliriz,daha da büyürüz güçleniriz,ekonomi batar,maaşlarınızı bile alamazsınız,kaos çıkar gibi aslı olmayan iddia ve tehditler;adaletin yerine gelmesini önledi.
Anayasa mahkemesi üyeleri ;başkanları hariç elbette bu verdikleri kararı vicdanlarında uzun süre tartışacaklardır.Bence bu karar değil,asıl Haşim Kılıç ın anayasa mahkemesi başkanlığına seçilmesi,bu mahkemenin nereye gittiğinin çok açık bir göstergesi oldu.Benim için asıl sürpriz budur.
Kendisinin bu güne kadar çeşitli olaylarda kullandığı oylar,yaptıkları açıklamalar,bu duygu ve düşünceler içerisindeki bir yargıcın,hele hukukçu olmayan bir kişinin nasıl bu kadar oy alarak anayasa mahkemesi başkanlığına seçiilmiş olması sorusuna cevap bulabilirseniz,bu olayı da çözersiniz.
Şimdi;cumhuriyet başsavcısına eleştiriler başlayacak,başladı bile.
Neymiş akepenin bittiği zamanda dava açmış.Akepe gene mağdur gösterilmek istenilmiş,bu dava akepeye yaramış daha da güçlü olarak çıkmış vs vs.
Bunlar boş ve yenilip de güreşe doymayan adamların gerkçeleri ve laflarıdır.Türkiye de akepenin yaptığı bunca hataya rağmen;muhalefet görevini yapamıyor,beceremiyor ve ortaya bir çıkış yolu koyamıyor.
Bakın;parti programları hemen hemen ayni;içinde yer almak istedikleri birlik ayni,ekonomik model ayni her şey ayni.
Bu bir yarıştır.Peki senin her şeyin ayni ise,seni seçtirecek nedir?
İşte orada parti liderinin gösterişi devreye girer.Düşünce ve fikirlerinin hiçbir değer taşımaması,hiçbir devlet adamlığı niteliği ,siyasi kültürü taşımaması,hiçbir farklı zeka belirtisi göstermemesi,boş boş konuşmasına rağmen rte bu konuda diğerlerine açık fark atmaktadır.Bunun nedeni rte nin tam bir kasaba siyaseti yapabilmesi ve milletin içine inmesidir.
rte bakanar kuruluna başkanlık ettiğinden çok daha fazla süreyi milletin içersinde geçirmektedir.Ne abuk subuk konuşması,ne uluorta küfürler sallaması,ne gıcık yürüyüşü ve yapmacık hareketleri;onun başarısını ve sevilmesini engelliyemiyor.Yani öyle artılar var ki;rte nin bir sürü eksisini yok edip onu artıya geçiriyor.
rte bir açık oturuma çıksa,hem Bahçeli,hem Baykal ONU FİKREN EZER GEÇERLER.RTE AYNİ İSTANBUL BELEDİYESİNDE YAPTIĞI GİBİ,İŞİ BAŞKALARINA BIRAKMIŞ,HALA DAHA GAZETECİLERİ VE İŞ ADAMLARINI GEZDİRİP ONLARLA GÖSTERİ YAPMAKLA MEŞGULDÜR.
Rte nin bir çocuğu kucaklarken resimlerine bakın.Ne kadar yapmacık olduğunu anlamamak için insanın salak olması gerekir.Zaten bu ülkenin çocukların seven bir insan,onların geleceklerini böylesine satmaz.
ANANI DA AL GİT diyen gerçek rte yi neden kimse görmüyor,ya da göremiyor?Bunu parti liderlerinin iyi araştırması ve sosyologlardan yardım alması şarttır.
Demokrasi,sandıkta tasfiye falan kulağa hoş gelen şeyler.Ama rte nin başöğretmeni Özalın anapını tasfiye etmek 25 yıl aldı.25 yıl aldı da ne oldu;daha azgınını getirdi.Eğer Türkiye nin 25 yıl daha rte ve akepe ile devlet olmak şansı varsa;buyrun size iyi tasfiyeler.
Ama bugüne kadar muhalefetin uyguladığı bu sistem,bu düşünce yapısı ve bu varsayımlar ölçü alınacaksa;bu iş imkansız görünüyor.
TAMAM RTE Bİ ŞEY YAPAMIYOR,ORTALIĞI DA GERİYOR;AMA SENİN ONDAN FARKIN NE?sorusuna uygun bir cevabınız yoksa;boşuna siyaset yapmayın.
Bu ülke hala daha demokrat parti ve menderesi tasfiye edememiştir ki,rte ve akepeye sıra gelsin.Darbe karşıtlığı,ordu düşmanlığı,dincilik ile,giden gelen malı götürüyor.Milletin istediği gibi olmaya kalkışarak bu ülkeye belki iktidar olunabilir ama hizmet edilemez.Millete çok değer veriyor görünenlerin,milleti koyun sanarak yöneten çobanlar karşısında neden hep yenildiklerini anlamadıkça;bu sorunun cevabı çözülemez.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Pts Ağu 04, 2008 1:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

sonucu dış mi,hraklar öncesinden biliyordu borsa rahatlamıştı dolar düştü borsa yükseldi güzel şeyler söylemeye başlamışlardı.bütün dış basık akp kapatılmayacak dedi.sonuç öncesinden belli olduysa neden gündemi zora soktularinsanalrın kurumların sinirleri gerildi herkes çatacak adam aradı.
bide11 kişi arasında yalnızca 1 kişi kapatılmasın de3diği halde aakp çok ucuz kurtardı 11 kişiden 10 tanesi cezalandırılsın demesine rağmen para cezası aldılar neden aralarından kimseye siyaset yasağı gelmedi anlamak mümkün değil.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Ağu 05, 2008 7:17 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

yeniçağdan alıntı:
Alıntı:
Anasayfaya Dön Karakter boyutu :

Kanadoğlu: Çok büyük hata yapıldı


Kanadoğlu: Çok büyük hata yapıldı
Ceviz Kabuğu’nda AKP davası kararıyla
ilgili şok açıklamada bulundu



Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP kapatma davasından çıkan Anayasa Mahkemesi kararının Anayasaya ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’na aykırı olduğunu söyledi. Sabih Kanadoğlu, “Davada karar almak için 3 oylama yapılması gerekiyordu” dedi.

“ÜÇ OYLAMA YAPILMASI GEREKİYORDU” DİYEN KANADOĞLU:
“AYM KARARI ANAYASA VE CMK’YA AYKIRIDIR!..”



Büyük bir yargı hatası yapıldı
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ceviz Kabuğu Programı’nda şok açıklamalarda bulundu. Anayasa Mahkemesi’ne çok baskı yapıldığını belirten Kanadoğlu, kararın bir demokrasi zaferi olmadığını savundu.



Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP kapatma davasından çıkan kararın anayasaya ve CMK’ya aykırı olduğunu söyledi. Kanadoğlu, “Davada karar almak için üç oylama yapılması gerekiyordu” dedi. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Avrasya Televizyonunda (ART) canlı olarak yayınlanan Ceviz Kabuğu programında bu hafta AKP kapatma davasının perde arkası tartışıldı. Program konuğu Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, gündeme bomba gibi düşecek çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kanadoğlu, AKP kapatma davasından çıkan kararın anayasaya ve CMK’ya aykırı olduğunu söyledi.

Yıllarca tartışılacak bir karar
Davada karar almak için üç oylama yapılması gerektiğini kaydeden Sabih Kanadoğlu, “Anayasa Mahkemesi, aldığı bu kararla anayasa hukukuna yıllarca tartışılacak, izi silinmeyecek bir armağan bırakmıştır” dedi. Başsavcı Kanadoğlu, yasalara göre davada izlenmesi gereken doğru yolu şöyle anlattı: “3 oylamanın arka arkaya yapılması gerekirdi. Böyle bir dava bu şekilde sonuçlandırılamaz. İlk oylamada anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasına göre hakkında kapatma davası açılan partinin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olup olmadığını belirler.

Laiklik karşıtı odak mı değil mi?
AKP eylem ve beyanları ile laiklik karşıtı odak olmuş mudur olmamış mıdır? Bunun cevabı ”evet“ ya da ”hayır“ dır. ”Hayır“ fazla çıkarsa zaten davayı reddedersiniz. 7 veya üzeri oyda ”evet“ bulunursa tespit yapılmıştır. Buna göre 2. oylamada partinin eylemlerinin ağırlığı belirlenir. Partinin hazine yardımının kısmen veya tamamen kesilmesi için üçüncü oylama yapılır. Siyasi Partiler Kanunu’na göre bu da son yardımın yarısından az olmamak zorundadır. Bu sakat oylama, Erbakan’ın kayıp trilyon davasına benzer biçimde kaçak trilyonlar davası olmuştur.”

Diğer üyeler niçin itiraz etmedi?..
Kanadoğlu, kapatma davasında yapılan uygulama da bir değil birden fazla yanlışın oluğunu söyledi. İlk yanlışın anayasa hükümlerine uyulmayarak, ikinci yanlışın en az oyu en çoğa ekleyerek yapıldığını belirten Başsavcı, “3. oylama yapılmayarak da 3. yanlış yapılmıştır” dedi. Hulki Cevizoğlu, “İç ve dış baskılar oldu, Ergenekon adı verilen dava ortaya çıktı AB’nin içinden ”kıytırık“ olan ve olmayan birçok kişi işe karıştı... AKP’ye yakın olduğu söylenen Haşim Kılıç, davayı tek oylamada karara bağlamış olabilir! Peki diğer üyeler neden itiraz etmedi, onların böyle bir hakkı yok muydu?” diye sordu. Başsavcının bu soruya yanıtı: “Elbette var. Olmaz olur mu? Bir iç tüzük var ve buna göre itiraz edebilirlerdi” şeklinde oldu. Anayasa mahkemesinin baskı altında karar aldığını savunan Sabih Kanadoğlu, “Bu kadar baskıya uğramış dünyada başka bir Anayasa Mahkemesi yoktur. Böyle baskı altında karar vermiş bir mahkeme görülmemiştir. Bu demokrasi zaferi değildir!” dedi. Kanadoğlu kararla ilgili gerekçeli karar açıklanmadan yapılan yorumların da yanlış olacağını açıkladı.

Ceza sadece 2008’de geçerli
AKP’ye ceza olarak verilen hazine yardımının yarısının kesilmesi konusuna da açıklık getiren Kanadoğlu, “Hazine yardımın kesilmesi 2008 yılında verilen yardımının yarısının geri ödenmesi anlamına geliyor. Bundan sonraki yıllarda para kesilmeyecek” dedi.

Bu sakat karar herkesi bağlar
Anayasa Mahkemesi kararları kesin olduğu için bundan sonra herhangi bir yolla değişiklik ya da düzeltme yapılamayacağını ifade eden Kanadoğlu, “Bu olay Yargıtay’ın herhangi bir yerinde olsaydı düzeltilebilirdi ama burada düzeltilemez. Çünkü mahkeme ”ben hata yaptım, düzelteyim“ diyemez. Karar kesin olduğu için de yeni bir yola gidilemez. Bu karar bu sakat haliyle herkesi bağlayan bir karardır. Bu sakat oylama nedeniyle verilecek en az ceza verilmiştir” diye konuştu. Kanadoğlu, temelli kapatma kararı çıkmadığı için kişilere de siyasi yasak getirilmediğini söyledi.



Karara hukuk dışı şeyler katıldı
“Bu davayı büyük bir yargı hatası olarak tanımlıyorum” diyen Sabih Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın kararı açıklarken yaptığı konuşmayı “talihsiz bir konuşma” olarak değerlendirdi. Kanadoğlu şunları söyledi: “Hiçbir mahkeme açılmış bir davanın ülkenin ekonomik ve siyasi durumunu göz önüne alarak karar almaz. Bunları hesaba kattığını söyleyen Başkan karara hukuk dışı şeyler kattığını da söylemiş oldu. İkincisi bir daha bizim karşımıza böyle davalar getirmeyin demektir bu... Siyasi mesaj taşıyan bir demeç vermiştir.” Kanadoğlu yapılan oylamada aslında 10 kişinin AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu kabul ettiğini söyledi. Kanadoğlu, “Hem laiklik karşıtı olduğunu kabul edeceksiniz hem de en az ceza alsın diyeceksiniz. Böyle bir şey olamaz” dedi




Anayasa mahkemesi başkanının bu sözlerini ben de çok eleştirmiştim.
Sn Kanadoğlunun açıklamalarıyla;başkanın siyasi bir açıklama yaptığı belgelenmiş oluyor.Ayrıca bir şey daha anlaşılıyor ki;oylamayı yanlış yaparak üyeleri de etkilemiş ve yönlendirmiştir.Zaten bu dava ilk açıldığında da,üçüncü yol diye bir açıklama yaparak,hem kamuoyu oluşturmuş hem de mahkemeyi etkilemeye çalışmıştır.
Ayrıca diğer üyelerin neden bu oylamaya itiraz etmediğini soran sn Kanadoğlu yerden göğe kadar haklıdır.
Bizim eleştirdiğimiz ,kesinlikle anayasa mahkemesi değil;tarafsızlık ilkesini çiğneyen Haşim Kılıç dır.
Hele parti kapatmak hoşumuza gitmiyor ne demek?Burada görevden kaçmaktan tutun her türlü şey var.Bugün sürmekte olan bir bölücü parti kapatma davası daha var.Demek sn Kılıç dtp nin de kapatılmasına karşı!
Ne güzel memleket!Bölücü; parti kursun,dinci; parti kursun;Türkiye cumhuriyetini ortadan kaldırmak için çalışsınlar,meclis kürsüsünden reklamlarını yapsınlar;benim ödediğim vergiden ziftlensinler ve anayasa mahkesmesi başkanı da demokrasi bu ne yapalım diye seyretsin,görev kabul etmek istemesin,bunlar kapatılınca müteessir olsun;var mı böyle bir garabet?Ben böyle bir anayasa mahkemesi başkanına nasıl güvenir,verdiği kararları nasıl içime sindirebilirim?Yarın pkk nın siyasi kanatı dtp için de ayni laflarla ortaya çıkacağını göstermiştir Haşim Kılç.
Burada çok takdir ettiğim yargıtay başsavcısını da haddim olmayarak eleştireceğim.Neden laiklik sadece?Akepe ayni zamanda bölücülükten de yargılanmalıydı.Gerçek budur.Böyle bir dava Türk milletinden çok daha yoğun bir destek alabilirdi.Akepenin yanlız laikliği değil,ulusal devletin niteliklerini ve dokusunu bozacak,kalkışma heveslilerini iştahlandıran ve kışkırtan bir sürü söylemleri vardır.rte nin söylediği "bop un eş başkanıyım" lafları vardır.Bir iktidarın başı;hangi hakla,hangi yetki ile;yasaların kendisine biçtiği görevden başka bir görevi üstüne vazife görür?YABANCI,MİLLİ ve ulusların ortaklaşa benimsemedikleri bir düşünce akımı OLMAYAN bir projenin eş başkanlığını ilan eder?Bu TCK kanunlarını çiğnemek değil midir?Gene akepelilerin Irak işgali sırasında abd askerleri için söyledikleri,onların esenlikleri için olan dilek ve arzuları,
bir yabancı devletin işgal gücünün methedilmesi değil midir?
Türkiyeyi 36 etnik parça olarak görmek,bunları kaşıyarak bunların etnik duygularını kışkırtmak ve bunun zenginlik olduğunu söylemek suç ve bölücülük değl midir?Türkiyeli diye bir kavram icat etmek suç değil midir?
Ne mutlu Türküm diyen sözünü ,"bunları dağlara taşlara yazmak doğru değil ,birisi de ne mutlu kürdüm diye yazsa ne olur"diyerek;kansızlara bu aklı vermek ve yol göstermek suç değil midir?Lozanı çiğnemek,bu ülkenin başkentini bayrağını değiştirmek dilek ve temennileri suç değil midir?
Ben hukukçu değilim.Ama akepenin o kadar çık açığı var bu konuda ki;bunların hiçbirini görmediniz de neden sadece laiklik?Elbette laiklik çok önemli.Ama bu ülkede laikliği din karşıtı olarak gören bir sürü insancık var.Neden sadece laiklik üzerinden giderek bunların kemikleşmesini,kinlerinin artmasını,canlı yayında ceviz kabuğunda sn Kanadoğluna
Alıntı:
Konuğunuzun milletin değerlerine bakış açısını iyi biliyoruz. Sizi kınıyorum. Millet kendine yapılanların hesabını soracaktır. Seddi yıkarsanız bizi silahlı bulacaksınız

demesine zemin hazırlıyorsunuz?
Bu iletiyi gönderen dallamaya da bir çift sözüm var.Ulan,en küçük bir fırçada kuyruğunuzu kıstırıp da yavşak bir it gibi iktidardan kaçıp gittiniz.
Siz bu vatan için ne zaman elinize silah aldınız ki,bundan sonra alacaksınız?Sizin ağanızın arkasında abd var,ab var diye mi efeleniyorsun şimdi?A dallama,bu kadar demokratik idin de neden 82 anayasını %90 ile kabul ettin.Ben o gün reddettiğim bu anayasayı bugün sizin gibi insancıkların yüzünden savunmak zorunda kalıyorum!Çünkü o gün de endişem,başa hep Abdullah Gül gibi bir cumhurbaşkanı,rte gibi bir başbakan gelirse,ülkenin gideceği noktayı görmem yüzünden di!
Taraf bir cumhurbaşkanına bu kadar yetkinin çok fazla olmasını düşünmemdendi.Bu anayasa ile vatana ihanetin kolaylaşacağını düşünmemdendi!Ama şimdi bu akepe ;bana bu anayasaya bile razı olmam ve korumak zorunda olduğumu öğretti.Çünkü ortada ne kanun ne de anayasa kaldı bunların yüzünden.
Bu ülke için millet adına,millet için,millet çıkarları ve bu devletin bekası için tek sarılabilecek adamlar ÜLKÜCÜLERDİR.1 ERZAK TORBASINA VATANI SATAN ŞEREFSİZLER,BU ÜLKE İŞGALE UĞRARSA İLK KABUL EDECEK ADAMLARDIR.TARİH ;DİNCİLERİN İHANETİNE DEFALARCA TANIK OLMUŞTUR!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Sal Ekm 28, 2008 7:05 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Yargıtay'dan tahrifat iddiasına yanıt



27 Ekim 2008 Pazartesi 17:45

Yargıtay, gerekçe ile ilgili bazı yayın organlarında Başsavcı hakkında yer alan haberlerle ilgili olarak açıklama yaptı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, 'İddianamede, laikliğe aykırı görülen beyanların dayanaklarının gösterilmesi ve bu ifadelerin ulusal düzeyde yayın yapan basın organlarında yer alması gerçeği karşısında beyanların tahrif edildiği yönündeki iddia kamuoyunu yanıltmaya yönelik olup gerçek dışı ve kabul edilemez niteliktedir' denildi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosunca, 'Adalet ve Kalkınma Partisi hakkındaki kapatma davasının gerekçeli kararının Anayasa Mahkemesi tarafından Resmi Gazete'ye gönderilip yayımlanmasından sonra bazı yayın organlarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı hakkında yer alan haberlerle ilgili olarak açıklama yapılması uygun görüldüğü' belirtildi.

Yapılan yargılamada delil serbestisi ilkesinin geçerli olduğu vurgulanan açıklamada, iddianameye konu beyan ve eylemlerin hukuka uygun olarak elde edilen her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu kaydedildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"İddianamede, laikliğe aykırı görülen beyanların dayanaklarının gösterilmesi ve bu ifadelerin ulusal düzeyde yayın yapan basın organlarında yer alması gerçeği karsısında beyanların tahrif edildiği yönündeki iddia kamuoyunu yanıltmaya yönelik olup gerçek dışı ve kabul edilemez niteliktedir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada bağımsız ve yansız bir kurum olarak Anayasa ve yasaların verdiği görev ve yetki çerçevesinde siyasi partilerin tüzük, program ve eylemlerinin takibi işlemini sürekli ve etkin bir biçimde, hiçbir etki altında kalmaksızın ve parti ayrımı gözetmeksizin, sıfatının özünü oluşturan Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in temel ilkelerini, bu doğrultuda ulusun egemenliğini ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve laikliği koruma ve yasatma konusundaki yetki ve görevini her zaman olduğu gibi büyük bir özen ve özveri içerisinde yerine getirmeye devam edecektir."



Hmm DTP neden halen kapatilmadi? Daha ne yapmalari gerekiyor?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Bozkurt-68
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 27, 2006
İletiler: 348

İletiTarih: Per Ekm 30, 2008 9:28 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EgE demiş ki:
Hmm DTP neden halen kapatilmadi? Daha ne yapmalari gerekiyor?


Bu gidislede kapatmazlar gibi geliyor bana. Iyice bulandirdilar. Sabrimizi zorluyorlar sadece. Seytan diyor.. Of neyse. LA HAVLE VELA KUVVETE..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Per Kas 13, 2008 11:18 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç ın çok eleştirildiği bu başlık altına bu haberi vermeyi uygun gördüm.
vatan dan alıntıdır:
Alıntı:
Haşim Kılıç'a tepki

Kılıç, Anayasanın değiştirilemez ilkelerini üyelerden habersiz tartışmaya açtı

Paksüt: Başkanın açıklamaları yalnızca kendisini bağlar

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın mahkemenin kuruluş yıldönümünde anayasanın değiştirilemez ilkelerini tartışmaya açma düşüncesine Yüksek Mahkeme’den sert tepki geldi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, mahkemenin kişiyle sınırlı olmayıp bir kurum olduğunu vurgulayarak, “Duyurduğu konu kişisel görüşü olsa gerek. Konudan heyetimiz haberdar değildir, düşüncesini basından öğrendik” dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Anayasalardaki Değiştirilemez İlkeler” konusunu, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde konu olarak tespit etmeyi düşündüğünü belirterek, “Ancak bu konuda ne kadar cesaretli olabilirim, o konuda biraz endişeliyim. Konunun ne kadar önemli ve Türkiye açısından ne kadar hayati bir değere sahip olduğunu anlamak mümkündür” demişti. Haşim Kılıç’ın bu çıkışı hukukçularca “sivil dikta hazırlığı” olarak nitelendirilirken, Kılıç’a en sert tepki başkanı olduğu Anayasa Mahkemesi’nden geldi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, konuya ilişkin Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Paksüt, Nisan 2009’da gerçekleştirilecek Yüksek Mahkeme’nin 47. Kuruluş Yıldönümü’nde yapılacak sempozyumda irdelenecek konunun henüz değerlendirilmesinin yapılmadığını bildirdi. Paksüt, bunun gerekçesini “Çünkü kuruluş yıldönümü hazırlıklarına başlanmadı” sözleriyle açıkladı. Paksüt, “Sanırım bu ay ya da aralık ayı gibi kuruluş yıldönümü hazırlıklarına başlanır. 2009 yılı kuruluş yıldönümünde konunun ne olacağına ilişkin mahkememizde bir görüşme olmadı. Konu da belirlenmedi” diye konuştu.

Haşim Kılıç’ın “anayasanın değiştirilemez ilkelerinin” tartışmaya açılmasına ilişkin düşüncelerini Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt, “Duyurduğu konu kişisel görüşü olsa gerek. Takdir kendisinin. Ama heyetle paylaşması gerekecektir” şeklinde değerlendirdi.

“Anayasanın değiştirilemez ilkelerinin tartışılacağı konusundan heyetimiz haberdar değildir” diyen Paksüt, “Başkanın bu konudaki düşüncesini biz de basın aracılığıyla öğrenmiş olduk” sözleriyle Kılıç’a tepkisini dile getirdi. Osman Paksüt, “Anayasa Mahkemesi kişiyle sınırlı bir yapı değildir. Anayasa Mahkemesi bir kurumdur. Mahkeme kararlarını heyetçe verir” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Kılıç’ın “kişisel” çıkışının heyette rahatsızlık yaratıp yaratmadığı sorusuna ise “Yorum yapmak istemiyorum” yanıtını vermekle yetindi.

Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü kapsamında yapılacak etkinlikler ve katılımcıların belirlenmesi oluşturulan kurulca belirleniyor. Kurula kimi zaman Anayasa Mahkemesi Başkanı da katılırken genelde kurul 3 üyeden oluşuyor. Heyet ile de görüşmelerin ardından program netleşiyor.

Anayasa mahkemesi başkanı,kendisi ile ayni görüşte bulunmayan diğer yüksek mahkeme üyelerini adeta ispiyonlamıştır bu sözleri ile.
Alıntı:
Ancak bu konuda ne kadar cesaretli olabilirim, o konuda biraz endişeliyim.

Anayasa mahkemesi başkanı bu sözleri sarfederken acaba hiç utanç duymadı mı?Ne demek istiyor?Neden ve kimlerden korkuyor?
Bir yargıcın Tanrı dan başka kimseden korkmaması gerekmez mi?
Böyle düşündüğüne göre ya Haşim Kılıç bir korkak dır;ya da düşüncelerinin ve istediği değişikliklerin bu devletin temel ilkeleri ile çeliştiğini bal gibi bilmekde;ama bir görevlendirme sonucu bu kurumun başına getirildiği için bu düşüncelere hizmet etmek zorunluluğu HİSSETMEKTEDİR.
Kapatma davasından tırsarak bir tarafının üzerine oturan akepe;şimdi anayasa mahkemesi başkanını mı ileri sürüyor?
Ülkede kriz var.Ekonomi bitik.Akepe nin ele almaya cesaret edemediği ve en azından şimdilik niyetli olmadığı bir ortamda Haşim Kılıç ın bu çıkışı ne anlama geliyor?YAKIŞTI MI KENDİSİNE?
HAŞİM KILIÇ IN BU MİLLET İÇİN YAPACAĞI TEK BİR ŞEY KALMIŞTIR.
O DA DERHAL İSTİFASINI VEREREK,YÜKSEK MAHKEMEYİ DAHA FAZLA AŞINDIRMAMAK DIR.
ÇÜNKÜ APAÇOK ORTAYA ÇIKMIŞTIR Kİ,HAŞİM KILIÇ BİLGİSİ VE VİCDANI İLE DEĞİL,TAŞIDIĞI SİYASİ DÜŞÜNCELER DOĞRULTUSUNDA KARAR VERMEK DE VE BU KURUMA ZARAR VERMEKTEDİR.
KAMUOYU BAŞTA;HAŞİM KILIÇ A GEREKLİ TEPKİYİ VERMELİ;KENDİSİNİ TOPLAMASINI VE HANGİ KURUMUN BAŞKANI OLDUĞUNU HATIRLATMALI VE KENDİSİNİ İSTİFAYA DAVET ETMELİDİR!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Per Kas 13, 2008 6:53 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

anayasanın değiştirilemez kanunları 3 tane dördüncüde bu üçününün hiç bir şekilde değiştirilemeyeceğini hatta teklif dahi edilemeyeceğini belirtirken anayasa mahkemesi başkanı nasıl bunu gündeme getirir
anayasa mahkemesi başkanı neyin peşinde?devletin üniter yapısını bozmak mı istiyor acaba?devletin bayrağıyla mı sıkıntısı var yoksa devletin diliylemi sıkıntısı var,yoksa devletin başkentininin yeri ile mi sıkıntısı var?en doğrusu bence anayasa mahkemesi başkanının devletin milli üniter yapısıyla derdi var,koskaca anayasa mahkemesinde akp kapatılamsın diyen tek kişi haşim kılıç diğer 10 kişi ceza veriyor bi haşim kılıç sessiz kalıyor burdan da anlaşılacağı gibi anayasa mahkemesi başkanı başbakan tayyip erdoğan ile aynı safta.başbakanında devletin üniter yapısıyla sıkıntısı var bunu biliyoruz zaten,devleti 36 etnik parçaya böldü şimdi bunu anayasa değişikliğiyle güvence altına almak istiyor haşim kılışçta buna önayak oluyor.biz TÜRK MİLLETİ bu yapılanları hafızamıza kazıdık silinmezler hafızamızdan bu kişilerle yüce divanda görüşeceğiz hiçbişey bunların yüce divana çıkmasını engeleyemeyecek
hiçbir suç cezasız kalmaz,kalmayacak
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Çar Oca 07, 2009 11:43 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Kılıç’ın damadı ile Gökçek’in ballı takası 7 Ocak 2009






Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın damadı Mustafa Çubuk ile yakın arkadaşı Bülent Sungur’un, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le "ballı takas" yaptıkları iddia edildi.

CNN Türk ve Kanal D’de dün akşam yayınlanan habere göre, Çubuk ve Sungur, Çankaya’da aldıkları bir binayı Büyükşehir Belediyesi ile takas yaptılar. Sadece binayı vererek, belediyenin planlarında, "Bölgesel ticaret merkezi" olarak gösterilen ve konut yapma izni bulunan Dikmen Vadisi’nin sonundaki 6 bin metrekarelik arsanın yüzde 70’ine bedelsiz ortak oldular.

Bina 2 milyon

2007 yılında Arsa Danışmanı Oğuz Yasemin Önce Ankara Çankaya’da daha önce sinema binası olan binaya, iki milyon lira değer biçti. Bu bina iki yıl önce ileriyi gören bu iki genç girişimci tarafından satın alındı. Çubuk ve Sungur binayı satın aldıktan sonra herhangi bir şekilde kullanmayıp beklettiler. Çubuk geçen yıl 19 Nisan’da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın kızı Ayşe Tuba Kılıç’la evlendi. Çiftin nikáhını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek kıydı. Nikáhın şahitlerinden biri de Bülent Sungur’du.

Çubuk- Sungur ve Gökçek üçlüsünün yolu 2008’in Temmuz ayında bir kez daha keşişti. Çubuk ile arkadaşı Sungur, binayı Ankara Büyükşehir Belediyesi ile takas yapıp, karşılığında Çankaya’daki 6 bin metrakarelik değerli arsaya ortak oldular. Ortak oldukları arsa Dikmen Vadisi’nin sonunda ve Meclis lojmanlarına giden yolun hemen yakınında.

Arsa 6 milyon

Arsa uzmanlarına göre, arsanın değeri bugün en az 6 milyon lira. Ancak, kriz öncesi değeri ise 10 milyon lira. Emlakçı Oğuz Yasemin, "Kriz olmasaydı bu arsanın değeri 10 milyon TL civarında olurdu" dedi. Yasemin, "6 milyon YTL eden bir arsayı iki milyon YTL eden bir binayla takas edip etmeyeceği" sorusu üzerine de "Takas ederdim ama, üstüne 3-4 milyon isterdim" yanıtını verdi. Takasın, Anayasa Mahkemesi’nin kritik AKP kapatma davasında kararını vermeden 20 gün önce yapılması da dikkat çekti. Dikmen tapu kayıtlarına arsayı edinme tarihi 18 Temmuz 2008 olarak geçti.


neyin ne olduğu ortaya dökülmüştür, buda sözün bittiği yerdir, hala orada oturması abesle iştigaldir, derhal haşim kılıç istifa etmelidir.


saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 5. sayfa (Toplam 6 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1