Bozkurt NET

[Vuslatim]

Doğu Türkistan için Gazze duyarlılığı bekliyor




Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Genel Başkanı İsmail Cengiz, Türkiye'den taleplerinin Gazze ve Filistin'e gösterilen duyarlılığın Doğu Türkistan için de gösterilmesi olduğunu söyledi.

Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Genel Başkanı İsmail Cengiz, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylarla ilgili olarak Türkiye'den taleplerinin Gazze ve Filistin'e gösterilen duyarlılığın Doğu Türkistan için de gösterilmesi olduğunu söyledi.

Cengiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 26 Haziranda Guanjı bölgesinde Çin'in en büyük oyuncak fabrikasından çalışan 600 kadar Uygur genci ile yaklaşık 2 bin Çinli arasında çatışma çıktığını anımsattı.

Bu çatışma sonucunda yaklaşık 30'a yakın Uygurlu genç kızın sopalarla öldürüldüğünü iddia eden Cengiz, Çin askeri yetkililerinin olaya seyirci kaldığını ve müdahalede bulunmadığını ileri sürdü.

Uygur erkeklerinin olaya dahil olmasıyla olayların sokağa taştığını, bunun üzerine Çin askerlerinin müdahalede bulunduğunu anlatan Cengiz, aradan 3-4 gün geçmesinden sonra masum Uygur gençlerinin tutuklanmaya ve gözaltına alınmaya başlandığını, sadece Guanjı'da 300'e yakın gencin tutuklandığı, 600 gencin gözaltına alınarak başka bir bölgeye götürüldüğü bilgisinin geldiğini kaydetti.

Aradan geçen zaman zarfında hiçbir Çinli'nin tutuklanmaması üzerine dün Urumçi'de halkın demokratik hakkını kullanmak, insanca yaşamak için kendiliğinden sokağa çıktığını, Taksim Meydanı gibi bir alanda binlerce insanın toplandığını ifade eden Cengiz, bunun üzerine polisin olaylarla baş edememesi nedeniyle askerlerin olaya müdahale ettiğini ve tanklarla gençlerin üzerine gidildiğini aktardı.

Cengiz, ''Gençlerimizi ezerek öldürüyorlar. Her yerden haber almaya çalışıyoruz. Bize gelen bir telefon haberine göre, '9 kişi bir köşeye sıkıştırılarak kurşuna diziliyor ve taranıyor'. Urumçi'de Uygurlar'ın yoğun olarak yaşadığı bölgede sıkıyönetim ilan edildiği bilgisi geliyor. Halka, askeri abluka uygulanıyor'' diye konuştu.

Bölgede geçmişten gelen bir sorunun bulunduğunu, bölgenin 1949'dan bu yana işgal altında olduğunu ifade eden Cengiz, geçmişte çeşitli tarihlerde bağımsızlık elde edildiğini anımsattı.

Guanjı'da 26 Haziranda meydana gelen olayların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bölgeyi ziyaretinden bir gün sonra gerçekleştiğine işaret eden Cengiz, ''Tabii ki olaylar netleşecektir. Büyük ihtimalle işçiler arasında bir tartışma olmuştur. Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyaretinden bir gün sonra bu olayların olması manidardır'' dedi.

''Bizim Türkiye'den talebimiz, Gazze ve Filistin'e gösterilen duyarlılığı Doğu Türkistan için de göstermesidir'' diyen Cengiz, ''Bölgeye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tavsiyeleriyle uluslararası bir gözlemci heyeti gönderilebilir. Çin hükümetinden bunu talep edebilir. Gözlemci heyeti olayı yerinden inceleyebilir. İnsan hakları örgütlerinin bu olayla ilgilenmesini sağlayabilir'' görüşünü ifade etti.

Hiçbir zaman terörist bir eylem içerisinde olmadıklarını söyleyen Cengiz, 30 milyon insanın kendi topraklarında özgürce, insanca yaşamak istediğini ve bunu kendi kimliklerini koruyarak yapmak istediklerini söyledi.

Türkiye'deki Doğu Türkistanlıların endişe içerisinde olduklarını ve bölgeden gelecek haberleri beklediğini kaydeden İsmail Cengiz, ''Bölgede bazen telefonları tamamen kesiyorlar. Olaylarda yaralanan veya ölen akrabalarımız olabilir. Akrabalarımın akıbetinden şüpheliyim. Türkiye'deki Doğu Türkistanlılar olarak bölgedeki akrabalarımızdan haber alamıyoruz. Bu konuda da Türkiye'nin müdahalede bulunmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

Etikhaber

[Turkmeneli]

Çin'de gösteriler diğer şehirlere yayıldı

Çin'in Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde 140 kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların ardından gösterilerin diğer şehirlere yayıldığı bildirildi.

İSTANBUL
06.07.2009 20:30:02

140 kişinin hayatını kaybettiği ve 828 kişinin yaralandığı Çin'in Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlar ve Han kökenliler arasında çıkan çatışmaların ardından Çin'in batısındaki Kaşgar şehrinde de küçük çaplı gösterilerin düzenlendiği bildirildi. Öte yandan polis, olayların yaşandığı bölgenin başkenti Urumçi'de geniş güvenlik önlemleri alırken caddeleri kapattı. Çıkan olaylarda şehirde birçok araba yakılarak tahrip edilirken, olaylar sonrası kent adeta araba mezarlığına dönüştü. Yaralananların
şehirdeki hastanelere kaldırıldığı, bazı hastanelerin ise yaralıların tedavisine yetişmekte güçlük çektiği bildirildi.

URUMÇİ - İHA

[Turkmeneli]

Den Haag'daki yapilan eylemde Uygurlar tutuklandi.



Hollanda'nin Den Haag sehrinde Çin elciliginin onunde yapilan eylem elden kacti.

Polislerin soyletilerine gore Çin elciliginin binasi taslarla vurulmus. Cogu eylem yapanlarda demir parmaklari uzanip elciligin icine girmek istemisler.

Tur arabalari
Polis 142 kisiyi goz altina aldi.
Eylemciler polisler tarafindan tur arabalarina bindirilip eylem alanindan uzaklastirildilar.

Eylemciler sadece Dogu Turkistan Musluman (Sincan) bolgesine ses getirmek icindi.

Dogu Turkistan'nin baskentinde medyana gelen kanli catismada 156 kisi oldu. Bunu Cin kaynaklari soyluyor.

Yaralilar
Simdiye kadar 800 den fazla yarali var. Polis yuzlerce kisiyi tutukladi.

Cin hukumeti Uygurlarin ulkede rahatsizliga sebeb oldugunu soyluyor.

NOS Journaal Hollanda 6-7-09

Videolar icin: http://www.kerkukfeneri.com/video.asp?videoID=26

[Turkmeneli]

Çin'de gösteriler diğer şehirlere yayıldı

Çin'in Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde 140 kişinin hayatını kaybettiği çatışmaların ardından gösterilerin diğer şehirlere yayıldığı bildirildi.

İSTANBUL
06.07.2009 20:30:02

140 kişinin hayatını kaybettiği ve 828 kişinin yaralandığı Çin'in Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlar ve Han kökenliler arasında çıkan çatışmaların ardından Çin'in batısındaki Kaşgar şehrinde de küçük çaplı gösterilerin düzenlendiği bildirildi. Öte yandan polis, olayların yaşandığı bölgenin başkenti Urumçi'de geniş güvenlik önlemleri alırken caddeleri kapattı. Çıkan olaylarda şehirde birçok araba yakılarak tahrip edilirken, olaylar sonrası kent adeta araba mezarlığına dönüştü. Yaralananların
şehirdeki hastanelere kaldırıldığı, bazı hastanelerin ise yaralıların tedavisine yetişmekte güçlük çektiği bildirildi.

URUMÇİ - İHA

[Turkmeneli]

"Bizim kebabçıları öldürüyorlar ağabey"



Çin'de yaşanan korkunç olaylardan sonra iha.com.tr'ye gelen mesaj tüyler ürpertti.

Çin'de yaşanan korkunç olaylardan sonra iha.com.tr'ye gelen mesaj tüyler ürpertti. Çin'de işyeri olan bir işadamı, olayların yaşandığı bölgede bulunan bir çalışanından gelen korkunç maili bizlere ulaştırdı. Güvenliği açısından isimini vermediğimiz okurumuzun bize yolladığı mailde şu ifadelere yerveriliyor:


"Bu yazı Çin’deki çalısanımdan geldi. G. şehrinden ama olay çok büyük. Bütün Xinjiang’da soykırım başlatıldı. Ordu sıradan soykırıma giriyor. Dünya buna birşey yapmalı" mailini bize ulaştıran okurumuz işçisinden gelen maili de bize iletti.

İşte o korkunç mail

Ağabey burada internet pek güvenli değil, sonra anlatırım... Bizim memlekette China Mobile'i kapattılar, internet ve elektriği kestiler.

Şuan ordu bastırıyor, Allah büyüktür... Kanton taraflarında bizim kebabçıları ve meyvecileri öldürüyorlar.

ALLAH'A EMANET OL ABİ GÖRÜŞÜRÜZ...

[Vuslatim]

D. Türkistan'da katliam: 156 ölü



Çin güvenlik güçleriyle Uygurlar arasında başkent Urumçi'de patlak veren çatışmalarda, 156 kişi öldü, 828 kişi yaralandı. Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de bugün de şiddet olayları devam ediyor. Çinliler Urumçi'de Uygurların iş yerlerine saldırıyor.

Ellerinde sopalarla protesto gösterisi yapmak isteyen Çinlilere karşı polis göz yaşartıcı bomba kullandı. Resmi Şinhua haber ajansı, bazı apartmanlarda sakinlerin taş ve sopalarla olası bir saldırıya karşı hazırlık yaptıklarını duyurdu.

Kadınlara sarkıntılık tetikledi

Olayların fitilini, bir oyuncak fabrikasında zorla çalışmaya götürülen Uygur kadınlara sarkıntılık yapılması ve bazı kaynaklara göre iki Uygurun ölmesi ateşledi. Uygurların protesto gösterilerine güvenlik güçleri sert karşılık verdi.

SİNCAN Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de önceki akşam başlayan Pekin yönetimine yönelik protesto gösterileri, güvenlik güçlerinin sert müdahalesi üzerine ayaklanmaya dönüştü. Bölgeden gelen haberlere göre, şiddet olaylarında 156 kişi öldü, 828 kişi de yaralandı. Çin resmi haber ajansı Kaşgar'da da birkaç yüz göstericinin dağıtıldığını belirtti. Ayrıca Aksu ve Yılı şehirlerinde de hareketlenmelerin başladığı bildiriliyor. Ölü sayısının artmasından, olayların yayılmasından korkuluyor.

Caddeler ceset dolu

Olayların fitilini, Guang Dong eyaletinin Şao Guan kentindeki oyuncak fabrikasında zorla çalışmaya götürülen Uygurlar arasındaki kadınlara yönelik sarkıntılıklar ve Çinli saldırılarında bazı kaynaklara göre iki Uygurun ölmesini, Pekin yönetiminin ciddi biçimde soruşturmaması ateşledi. Önceki akşam Urumçi'de protesto gösterisi yapan kalabalık, hükümetten ölümle sonuçlanan taciz olaylarını soruşturmasını istedi.

Ancak polis kalabalığı dağıtmak amacıyla sert müdahalelerde bulununca, göstericilerin sayısı giderek arttı. Çinli yetkililere göre, sopa, bıçak ve taşlarla güvenlik güçlerine saldırmaya başlayan göstericiler, 261 aracı kundakladı. Göstericiler, dükkan ve evlere de hasar verdi. Bunun üzerine silaha başvuran güvenlik güçleri, kalabalığın üzerine hedef gözetmeksizin ateş açarak, katliam yaptı. Araçların ateşe verilmesi, evlere ve dükkanlara saldırılması ve silahların patlaması üzerine, ortalık savaş alanına döndü. Kanlar içindeki ceset ve yaralılar caddelere, alanlara yayıldı.

Çinli yetkililer, onlarcası elebaşı olduğu iddia edilen yüzlerce kişinin gözaltına alındığını, olaylarda kilit rol oynadığından şüphelenilen 90 kişinin arandığını ifade ettiler.

Şehirde ana caddelerin yanı sıra elektrik ve doğal gaz şirketleri ile televizyon istasyonu gibi önemli yerlerde güvenlik önlemleri artırıldı, komşu şehirlere giriş çıkışta kontrol noktaları oluşturuldu. Urumçi'de telefon ve internet kesilirken, şüphelilerin sorgulanması için komşu bölgelerden etnik gruplara mensup yüzden fazla yetkili Urumçi'ye getirildi. Bu arada protesto gösterilerinin, Kaşgar kentine de sıçradığı iddia edildi.

Batı'dan itidal çağrısı

Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering, olaylarda "protestocuların öldürülmesinden derin endişe duyduğunu" belirterek, Çin makamlarından "insan onuruna saygı göstermelerini" istedi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Sincan'da 156 kişinin öldürülmesinden derin üzüntü duyulduğunu açıkladı ve bütün taraflara itidal çağrısı yaptı.

5 bin Çinli ile gelen linç

DOĞU Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk, Hürriyet'e Çin'deki gelişmelerle ilgili şu iddiada bulundu:

"Uygurlar, zorla 3 bin km. ötedeki Şao Guan kentindeki oyuncak fabrikasında çalışmaya götürüldüler. Çin kökenli erkekler, Uygur kızlarına sarkıntılıkta bulundu. Uygur gençlerinin tepki üzerine yaşanan gerginlik bir süre sonra yatıştı. Ancak iki gün sonra, sabaha karşı kalabalık bir grup Çinli (yaklaşık 5 bin kişi), Uygurların kaldığı yatakhaneye saldırdı. Bir grup, bölge halkı tarafından linç edildi. 300 kardeşimiz öldü. Uluslararası basının iki kişinin öldüğü iddiası doğru değil."

Ölü 500'ün üzerinde

Uygur bölgesinin demografik yapısını bozmak amacıyla, bölge halkının başka bölgelerde çalışmaya zorlandığını belirten Tümtürk, "Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500'ün üzerinde. Binlerce yaralı var. Bölgede yeni katliamlar yaşanmasından korkuyoruz" dedi.

Tümtürk, yatakhaneye saldırı olayının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çin ziyareti sırasında meydana geldiğini söyledi. Tümtürk, "Güvenlik güçleri olaylara seyirci kalmıştır. Bu diplomatik nezakete aykırıdır" dedi.

'Tanklarla eziyorlar'

İstanbul'da yaşayan Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Sözcüsü ve Turizm Bakanı İsmail Cengiz de, Çin'de Türklerin duvara dayanıp silahla tarandığını, üzerlerinden tankların geçtiğini öğrendiklerini söyledi. Çin'den bilgi almanın çok zor olduğunu, telefonla irtibat kurulamadığını söyleyen Cengiz, bilgisayar uzmanı tanıdıkları aracılığıyla internet üzerinden haber alabildiklerini söyledi.

Çin'in hedefindeki kadın

ÇİNLİ yetkililer, şiddet olaylarından Uygurlar içindeki aşırılık yanlısı, ayrılıkçı unsurları sorumlu tutuyor. Çin makamlarının hedefindeki isim, ABD'de sürgünde yaşayan işkadını ve Dünya Uygur Kongresi lideri Rabiya Kadir. Çin, Kadir'i, ayrılıkçı eylemleri körüklemekle ve şiddet olaylarını başlatmakla suçluyor. 1999'da Çin'in en zengin yedinci kişisi olan, milletvekilliği 1997'de alınıp 8 yıl hapis cezasına çarptırılan Kadir, hapiste insan hakları mücadelesi nedeniyle birçok ödüle layık görüldü. ABD ve uluslararası baskısıyla 2005'te serbest bırakılan Kadir, 2006'da Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi.

Geçen hafta 'Bütünleşin' demişti

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, 23 Haziran'da çıktığı Çin ziyareti kapsamında Pekin'in hassasiyeti nedeniyle Urumçi'ye gitmek için özel istekte bulunmamış, ancak Çin önemli bir jest yaparak kenti programına dahil etmişti. Gül, Uygur Türkleriyle ilgili sorulara, şu yanıtı vermişti:

Dostluk köprüsü

"Uygur Türkleri, tabii ki Çin'in vatandaşları. Ama onlar, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde köprü görevi yapıyorlar. Uygur Türkleri ile aynı kökten geliyoruz, aynı dine inanıyoruz. Bunu, Çin yönetimi dahil kimse inkár etmiyor. Çin, çok etnik kökenli ve çok dinli. Ama önemli olan, herkesin olduğu yerde ülkesiyle bütünleşmesi, hem de bulunduğu yerden Türkiye ile dostluk ve işbirliğine köprü vazifesi görmesidir."

Dışişleri adalet istedi

DIŞİŞLERİ Bakanlığı, Urumçi'de meydana gelen olaylara sebebiyet veren sorumluların en kısa zamanda tespit edilip adaletin tecelli etmesinin beklendiğini bildirdi. Dün yapılan açıklamada, "Çin Halk Cumhuriyeti'nde bu tür olayların ileride meydana gelmemesi için gerekli tedbirlerin alınacağına inanıyor, yaralılara acil şifa, hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi ve tüm Çin halkına başsağlığı diliyoruz" dendi.

Bahçeli: Çin'e sessiz kalınmasın

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olayların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bölgeye yaptığı ziyaretin hemen sonrasında meydana gelmesinin "düşündürücü ve esef verici" olduğunu belirtti. Bahçeli, uluslararası camianın bu olaylara sessiz kalmamasını istedi. Bahçeli, "Türk hükümeti Uygurlu kardeşlerimize yönelik saldırıların derhal durdurulması için vakit geçirmeksizin kararlı bir tutum sergilemeli ve bunun ısrarlı takipçisi olmalı. MHP hükümetin bu yöndeki girişimlerinin yanında ve arkasında olacak, bunları her bakımdan destekleyecek" dedi.

Etikhaber

[Vuslatim]

Uygur Türkleri'nin katliamından görüntüler



Urumçide soydaşlarımız katlediliyor. Filistinliler için "One Minute" şovu yapanlar soydaşlarımızın katledilmesine sessiz kalıyorlar. İşte katliamdan ilk görüntüler...

Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği'nin son katliama ilişkin yayınladığı resimler:

[Vuslatim]

Çin'de Türk katliamı



Birkaç yüz Uygur Türkü’nün protesto eylemiyle başlayan olaylara, kısa sürede bini aşkın kişi katıldı.

Çin haber ajansı göstericilerin bıçak, tuğla ve sopalarla yoldan geçen Çinliler’e saldırdıklarını, taşıtları ve binaları ateşe verdiklerini duyurdu. Uygurlara göreyse, barışçı protesto gösterileri polisin sert müdahalesinin ardından büyüdü.


Özerk bölge polisi ölü sayısının 156'ya, yaralı sayısının 828'e çıktığını açıkladı. Özerk bölge polis müdürü Liu Yaohua, sokaklardan 57 ceset toplandığını, diğerlerinin de hastanede öldüğünü belirtti.

Çinli yetkili düzenlenen basın toplantısında, olaylarda 190'ı otobüs, en az 10 taksi ve iki polis aracı olmak üzere 261 motorlu taşıtın yakıldığını söyledi. Olaylar sonrasında yüzlerce kişinin gözaltına alındı.

Sabah saatlerinde bazı araçlar yanmaya devam ederken, ilk belirlemelere göre 203 dükkan ve 14 ev hasar gördü. Liu, onlarcası elebaşı olmak üzere olaylarla ilgili "yüzlerce kişinin gözaltına alındığını, olaylarda kilit rol oynadığından şüphelenilen 90 kişinin arandığını" ifade etti.

Şehirde ana caddelerin yanı sıra elektrik ve doğal gaz şirketleri ile televizyon istasyonu gibi önemli yerlerde güvenlik önlemleri artırıldı, komşu şehirlere giriş çıkışta kontrol noktaları oluşturuldu. Bu arada şüphelilerin sorgulanması için komşu bölgelerden etnik gruplara mensup 100'den fazla yetkili Urumçi'ye getirildi.



Çin’in resmi haber ajansı da yüzlerce kişinin gözaltına alındığını ve gözaltına alınanlar arasında olayların başlamasında rol oynayan 10’dan fazla kişinin de bulunuduğunu bildirdi.

Olayları yönetime karşı bir kalkışma olarak niteleyen Pekin yönetimi, Urumçi'deki durumun kontrol altına alındığını duyurdu. Urumçi'deki görgü tanıklarıysa, kentte fiili sıkıyönetimin uygulandığını söylüyor.

Yüzlerce kişinin tutuklandığı olaylar sonrasında, görgü tanıklarına göre kentte fiili sıkıyönetim uygulanıyor. Uygur Türkleri, geçen ay bir fabrikada Çinlilerle çıkan kavgada iki Uygur Türkü'nün ölmesi ile ilgili olarak soruşturma talep ediyordu.

OLAYLARIN DÜZENLEYİCİSİ!

Sincan yönetimi ise, olayların arkasında, Amerika Birleşik Devletleri’nde sürgünde yaşayan Uygur lideri Rebiya Kadir'in bulunduğunu savunuyor.

Özerk Bölge Polisi, Rabiya Kadir'in liderliğindeki Dünya Uygur Kongresi'nin olayların düzenleyicisi olduğuna ilişkin kanıtlar bulunduğunu ileri sürdü.

Bölgenin kamu güvenliği biriminin sözcüsü, resmi Şinhua Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, kimi kişilerin şiddet olaylarını yönetmek için yurtdışındaki kimi numaraları aradığını ve yurtdışındaki Doğu Türkistan gruplarıyla yapılan konuşmaların kayıtları bulunduğunu söyledi.

Kaydedilen telefon görüşmelerinde Rabiya Kadir'in, 'Urumçi'de kimi şeyler olacak' dediği, erkek kardeşiyle yaptığı görüşmede de Guangdong eyaletindeki oyuncak fabrikasında meydana gelen olayları kastederek, 'Çok şey olduğunu biliyoruz' diye konuştuğu ileri sürüldü.

Öte yandan Çin Komünistan Partisi Sincan Sekreteri Vang Liçüen, 'olayların ayrılıkçı Dünya Uygur Kongresi lideri Rabiya Kadir'in şiddete dayanan terörist yapısını gösterdiği' suçlamasında bulundu. Çinli yetkili, Sincan

Televizyonu'na yaptığı açıklamada, 'düşmanlarla uğraşmak için en etkili önlemlerin alınması gerektiğini' bildirdi.

OLAYLAR KAŞGAR'A SIÇRADI

Urumçi'deki devam eden olaylar, Doğu Türkistanlıların protesto gösterisi yapmaya hazırlandığı Kaşgar'a da sıçradı. Bölgenin kuzey batısında yer alan Kaşgar'da yaşayan Yakub isimli bir Uygur, Associated Press muhabirine, öğleden sonra İdkah Camisi’nden ayrılan 300 protestocunun polis tarafından durdurulduğunu aktardı.

Polisle tartıştıklarını ancak arbede yaşanmadığını belirten Yakub, protesto sırasında etraflarının polis tarafından aniden sarıldığını kaydetti. Sincan'da 8 milyonluk Uygur nüfusun bir bölümü, bağımsızlık istiyor.

D. TÜRKİSTAN DAYANIŞMA DERNEĞİ: KAŞGAR'DA MİTİNG VAR

Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk, ölü sayısının açıklanandan çok daha yüksek olduğunu ve buna tepki olarak Kaşgar’da büyük bir miting düzenleneceğini söyledi.

Tümtürk, “Son aldığımız bilgi 500’e yakın ölü olduğu doğrultusunda ama bunu teyit edemiyoruz. Çin haber kaynakları 140 diyor, bunu en az 4-5’le çarpabilirsiniz. Urumçi’nin beş ayrı mahallesinde binlerce kişinin katıldığı bir gösteri sözkonusu ve söylendiği gibi masum Çinliler’e saldırılmıyor. Görüntülerde iki Çinli kızın ağzının kanadığı ve iki panzerin yandığı gösterilerek olay çarpıtılmaya çalışılıyor.

Olayın aslı şudur: 26 Haziran’da Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün, Çin ve Urumçi ziyareti esnasında, Doğu Türkistanlıların, köle işçi olarak götürülüp çalıştırıldığı fabrikalardaki yatakhaneleri basıldı, yüzlerce kardeşimiz gece saat ikide katledildi. Biz 300 kişinin katledildiği bilgisini aldık. Bir hafta sonra da Urumçi’deki üniversitelerde öğrenciler ve öğretim görevlileri buna tepki olarak, demokratik bir şekilde sokağa çıktılar. Hiçbirinin elinde silah yoktu. Çin polisi bunların üzerine yaylım ateşi açarak, 500 kişinin ölmesine neden oldu" dedi.

'BİNLERCE TÜRK ÖLDÜRÜLECEK'

Tümtürk şöyle devam etti:

"26 Haziran’da ve son olaylara tepki olarak, Türk dünyasının kalbi olan Kaşgar’da büyük bir halk mitingi gerçekeltirilecek. Çin bütün yayın imkanlarını Doğu Türkistan’da durdurmuş durumda. Bırakın hür dünyayla, Çin'in içinde bile iletişim kurulamıyor. Kaşgar’daki mitingde binlerce masum Türk katledilecek.

Bugün Doğu Türkistan’da 35 milyon Müslüman Türk haritadan silinmek üzere... Bu olaylar bir haftalık olaylar değildir. Doğu Türkistan’da son 60 yıldır bir işgal var."

[hilalugruna1]

BÜTÜN TÜRKIYE DOGU TÜRKISTANDAKI SOYDASLARIMIZ ICIN DÜZENLENECEK MITINGE DAVETLIDIR


Çarşamba günü saat 12:00 de İstanbul Ülkü Ocakları, Doğu Türkistan'da yapılan zulmü protesto edecektir. Bütün teşkilatlarımız Kireçburnunda bulunan Çin konsolosluğu önünde toplanacaktır.

Saat 10:30' da Bağcılar Ülkü Ocakları önünden araçlar kaldırılacaktır! Tüm dava kardeşlerimizin katılması önemle rica olunur!
ÜLKÜ OCAKLARI


ANKARA ÜLKÜ OCAKLARI
Ankara İl Ülkü Ocaklarımız olarak yarın çin konsolosluğunu protestodayız

toplanma yeri:Ankara İl Ülkü Ocakları Cihan Sokak 21/13 Sıhhiye
toplanma saati:11:30
saat 12:30 konsolosluk önünde basın açıklama

Ankaradaki bütün kardeşlerimizin katılması duasıyla

üzüntümüzü anlatacak kelimeler bulmakta zorlaniyoruz Allah diyoruz bu vahset karsisinda dualarimiz ve yüregimiz soydaslarimizla.

[hasan1299]

filinstin için bütün dünyayı karşısına aldı başbakan,filinstinde ölen çocuklar için hepimizin içi acıdı vicdanımız sızladı,devlet kampanyalar başlattı,okullarda öğrencilerden filinstine yardım için paralar toplandı,cuma namazında hutbeler verildi,mitingler yapıldı TÜRKİYE ayağa kalktı,sebebi öldürülenler müslüman dı,
2 hafta önce KUZEY IRAKTA TÜRKLER öldürüldü TÜRKİYE den ses çıkamdı,yaralıalr hastanelerimize aldırdık yara saran olduk,olayı en baştan çözen değil kardaşlarımıza destek olan değil onalrı teşkilatlandıran bu olaylara izin vermeyen değişl sadece yara saran hüviyetindeyiz bunun dışında TÜRKİYE den ses çıkamdı kimse sokağa çıkmadı bağırmadd başbakan kimseyi karşısına almadı,
aradan 2 hafta geçti şimdi ise aynı manzara daha dehşet verici bir şekilde DOĞU TÜRKİSTAN daki kardeşelrimize yapılıyor bizim dış işleri diyorki durumun takipçisiyiz,okadar rahatladıkki bu açıklamayla yürekelwrimize su serpildi,delikanlı olan filinstin için israili karşısına aldıkları gibi kendi öz kardeşleri içinde ÇİN i karşısına aldınlar diplomatik ilişkileri aSKIYA alsınlar,elçimizi geri çağıralım çin den,UYGUR TÜRKERLİNİ teşkilatlandıralım DEVLET olarak yanlarında olduğumuzu gösterelim bizler TÜRKÜZ ARAP değiliz arap olmayıi
istemiyoryz biz<i yönetenlerde TÜRK olsunlar bir defa çok şey istemiyoryuz.DOĞU TÜRKİSTAN da kardeşlerimiz öldürülürken bizler yatağımöızda rahatça uyuyamayız yatak bıçak gibi saplanır sırtımıza,bizim yüreğimiz acıyor fakat devlet büyükelri yan helip yatıyor.
soruyprum bu olanlardan aya RAPLARA olsaydı tepki böylermi olurdu? devletin başındakiler TÜRK değil mi?TÜRKLER MÜSLÜMAN değilmi ?müslüman olmadıkalrını farzedelim harekete geçmek için TÜRK olmak kafi değil mi ?

[Turkmeneli]

Dogu Turkistanin yillardir yasadigi zulmu bir yerlerden okuduk.. Kimilerini Dinledik.. Belki en dusuk seviyesinde bile olmasa hissettik..
Bunlarla aklimizda olusan sorular.. Ne zaman ve nasil sonu gelecek bu yapilan insanlik disi haksizliklarin..
Dusuncelerimiz icinde bir arayis icindeyken biz soz geliyor aklimiza.. Halk icinde kullanilan fakat Hadis olup olmadigi kanitlanmamis, guzel bir soz..
"Haksizlik karsisinda susan (dil), seytandir.. " Bunlar karsisinda susulamazdi elbette..
Asik sefainin deyimiyle.. Susmayin ey Milletim, dini imani olmayanda ar olmaz.. Susar ise Yigitler, Bu Vatan bize yar olmaz!
Topraga dusse yigit, Olum guc verir bize.. Inancina teslim olmus bir milletiz.. Zulüm guc verir bize !

Susmayacaktik ama.. Neydi buna care.. Ne yapacaktik..

Allah yolunda herseyini feda eden bir toplum icin en buyuk tesellimiz, ahiretimizdir.. Yapilan hic bir haksizlik, yanlarina kar kalmayacaktir muhakkak..
Lakin gonul, eli kolu bagli olmaktan rahatsiz.. Yurek birsey yapamamaya dayanamazken..
Sevgililer sevgilisi Yuce efendimiz, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) in hadis'i yetisiyor imdadimiza..
"Kim kِtü ve çirkin bir is gِrürse onu eliyle düzeltsin;
eger buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin;
buna da gücü yetmezse, kalben karsi koysun.
Bu da imanin en zayif derecesidir." - Hz. Muhammed (a.s.)

Evet, elimizle duzeltemeyecegimize gore.. Dilimizi kullanmakti, yapilabilecek tek sey..

Imanin en zayif derecesi.. Kalben karsi koyduk.. Bugzettik.. Bunun ile birlikte bu kalbimizden gecen duygulari haykirmaliydik (iste)..

Birilerine birseyleri haykirmali.. Biz duzeltemiyorsakta..
Dunya uzerinde olan haksizliklardan, belki duzeltmede katkisi olabilecek birilerini haberdar etmeliydik..
Rabbim o insanlarina hidayeti nasip etsin, Aksini yapanlarida Islah eylesin..

Kerkuklu bacimizdan gelen bir davetiyeyle uzerimize duseni yapmakti bunun sonucu..
Davet, Protesto.. Pazartesi 6 Temmuz 2009.. Cin Konsoloslugu.. Lahey..

Haksizliga karsi hakkin dilini hatirlatilmaliydi.. Bunu duzenleyen kardeslerimizden, Allah razi olsun..

Gittik.. Tren, tramvay derken.. Gec kalmistik..
Tam varmistikki.. Bir dizine polis arabasi ve uniformalilar kaplamisti etrafi.. Sagdan soldan insanlar sokaga dokulmus, izliyorlar..
Gonuldaslarimizin cevresi sarilmis, yanlarina yaklasmamiz yasakti..
Kenardan bakiyorduk, haykiriyordular butun duygularimizi.. Yuzlerine vuruyorlardi ne kadar adi ce, teroristce insanlarin ozgurluklerini kisitlayip katlettiklerini.. Fakat herseye ragmen VAZGECMEYECEKLERINI..

Sonrasinda ogrenmistikki, duygularina hakim olamamislar.. Yerden goge kadar hakliyken, Haksiz durumuna dusmustuk adeta.. O sekildede polislerden muamele gorduk..
Bir musluman, duygulari en zirvesinde olsa bile zekice hareket etmeyi bilmelidir.. Fakat bu birbirimize, topragimiza ve Milletimize duskunlugumuz.. Buyuk zaafimiz..

Hollandali bir beyefendi; Ne kadar tuhaf bir goruntu degilmi? Biz hollandalilar insan haklarindan bahsedip, Turkiyeyi Avrupa birligine kabul etmezken..
Dunya uzerinden gecmisten beri insan haklarini tanimayan Cin devleti ile super birlikte calisiyoruz..
Ve bu yuzden de suanda, hakli yere duzenlenmis bir protesto'da.. Kabaran duygulara anlayis gostermeyip, Cin konsoloslugunun gordugu maddi hasardan dolayi cevre burolardan butun emniyet gorevlileri burada..

Gonuldaslarimiz protestolari esnasinda aslinda tutuklanmistilar, fakat protestonun son dakikasina kadar devam ettiler..
Uzaktan bir kac gonuldasimizin konusma yaptigini goruyor, bizimkilerin alkisladigina sahit oluyorduk..
Fakat ne konusuldugunu, anlasildigini duyamiyorduk..

Uygur-Turk bir kardesimiz geldi yanimiza.. Onlarla ayni tramvaydan inmistik.. Onlarda gecikmisti..
Cinlilerin henuz dogmamis bebeklere ve dunyaya yeni gelen bebeklere yaptiklarini.. Bir zaman once katlettikleri insanlari.. Henuz yeni olmus katliamlardan bahsetmisti..
Onunda akli kalbi, kardeslerinde oldugu icin.. O gunku sinavini kazanamamistida.. (--------------------------------)

Protestonun bitisine 30 dakika kala, minibusler hazirlanmis.. Polisler durusa gecmis.. Copuyla Korunmasiyla ozel guvenlik gelmisti..
Cevre burodaki butun polisler o alanda idi.. Allaha sukur bizimkiler uygun bir sekilde beraberce yuruduler ve daha fazla olay cikmadi..

O arada Hollandali bayan yazar, Haagse Gazetesinden Maaike ..... Durumu anlamaya calisiyor ve sorular soruyordu..
Polis Minibusleri ve sehir otobusleri getirtilmisti onlar icin..
Emniyet gorevlileri hazirlanirkene, bir baska Hollandali vatandas seslendi; Bir dakika bakarmisiniz.. Bu insanlarin hakki var, Biraz anlayisli olmaniz lazim.. Once bi sorun sorusturun, sonra tutuklayin..
Gorevliden gelen cevap cok soguk, ve beni ilgilendirmez gibi bir yuz ifadesiyle.. "Onlar, tutuklandilar bile"


Onlar beraberce yururken minibuse dogru, biz kenardan seyrediyorduk.. Icimiz o kadar sizliyorduki, gozlerimize hakim olamamistik..
Inancimiz buyuk guvencimiz oldugunu dusunsekte kardeslerimizi o sekilde gormek, icimizi parcalamisti..
Bizi kenarda farkeden bir Gonuldasimiz Haykirdi ordan; Kardesleriniz katlediliyor.. Unutmayin.. Ardindan tam ne soyledigini anlayamadik.. Polis engellemisti.. Biz "Allah, Yardimciniz olsun" diyebilmistik sadece..


Araclara giderken hala basina ve cevreye amaclarini haykirmaktan vazgecmemislerdi.. Araclar doldu gitti.. Geri donup, kalanlari grup grup goturduler..
Sonlara dogru bacilarimiz kalmisti.. Sahin bakislarinda mertlik, ama yufkadirya yurekleri.. Ellerinde Gok Mavisi Bayragimiz ile.. Yilmadilar..
Minibuslere binene kadar devam ettiler.. Cin devleti Teroristti.. Ve biz en buyuk Hakkimiz olan, Ozgurlugumuzu istiyorduk!

Kucaginda kimi bir kac aylik, kimi yeni yasina girmis cocuklariyla gelmis olan kardeslerimiz en sona kalmisti..
Onlarida yaya goturduler.. Biz arkalarindan bakmistik..


Asli Turk olan bir polis ise, Bu Goz Mavisi Bayraklari elinde tasiyan toplumun Turklerle ne alakasi oldugunu anlamamisti..
Toplantiya girecegi icin ise bir kac sual sormus, isinin basina donmustu..

Allahimizin buyuklugunu bilmek, ona her an siginabilmek.. Kimseden ummayip ondan beklemek.. Her zaman icimizi rahatlattigi gibi..
Yine bu sekilde biraz olsun, toparlanmistik..

Sonunda eve vardik..
Haberleri takip ediyor, gelismeler bekliyorduk.. Herseyin yolunda oldugunu aksama serbest birakilacaklarini duyunca sevinmistik..
Aksama bir cogu kardesimizi birakmistilar, ama hala 26 kardesimizi beklemekteyiz..

Orda beklemek zorunda olan kardeslerimize sahip cikan Lahey Ulku ocagi, gorev bilip onlara kucagini acip agirlamisti..
Burda yasananlar ile birlikte yeniden gunumuze tasinip, unutulmamasi gerekilen ozlu soz.... Türkün, Türk'ten baska DOSTU YOK..

Dogu Turkistan'in ozgurlugu icin, dualarimizi eksik etmeyelim..


Allah Turku Korusun ve Yuceltsin..
Selam ve dua ile..
HILAL GENCLIK HOLLANDA

[Turkmeneli]

Ülkü Ocakları Çin Elçiliğinde katliamı kınayacak

Ankara Ülkü Ocakları yarın Çin Büyükelçiliği'nde Çin zulmünü protesto edecek. Ankara Ülkü Ocakları tarafından yapılan duyuru şu şekilde:

DUYURU ;

ANKARA ÜLKÜ OCAKLARI OLARAK 8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA GÜNÜ ÖĞLENDEN SONRA DOĞU TÜRKİSTANLI KARDEŞLERİMİZE YAPILAN "ÇİN ZÜLMÜNÜ" KINAYACAGIZ..

8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA
Saat:12.30
Çin Büyükelçiliği önü
Gölgeli sokak / GOP / Çankaya / Ankara

Ulaşım sıkıntısı çekecek ülküdaşlarımız için saat 11:30 da Ankara ülkü Ocakları Önünden otobüsler hareket edecektir. ( Cihan sokak / sıhhıye )

KATILACAK OLAN ÜLKÜDAŞLARIMIZA DUYURULUR.

Bilgi için : 229 86 86
www.ankaraulkuocaklari.net

[Vuslatim]

Ölen Doğu Türkistanlı’ya itidal tavsiye etmek!



Memet AKBAŞ




Doğu Türkistan yıllardır Çin zulmü altında inim inim inliyor. Baskılar, yasaklar, insanlık dışı uygulamalar Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin hayatının bir parçası...

O yüzden Urumçi'de çıkan olaylara şaşırmadım...

Çin ahlaksızlığına yapılan başkaldırı, yaşanan zulmün patlama noktasını teşkil ediyor...

Bu ilk değil ve Doğu Türkistan özgürleşmedikçe son da olmayacak.

Bu ilk değil, çünkü daha önce de isyanlar oldu, yüzlerce Türk'ün kurşuna dizildiği isyanlar...

Çin gaddarlığı da tıpkı isyanlar gibi alışıldık...

Dinini yaşamak, dilini konuşmak isteyen Doğu Türkistanlılar Çin kurşununa kurban edilmekte, Türkistanlı kardeşlerimizin idamında kullanılan kurşunun parası da maktulün ailesinden tahsil edilmektedir.

Çin Komunizmi Doğu Türkistanlıların izin almadan toprak sahibi olmasına, toprağını satmasına, en basit ticari faaliyette bulunmasına izin vermemektedir.

İki gündür sokak ortasında kurşuna dizilen kardeşlerimiz, üç günde bir polise bu üç günde neler yaptığını izah etmek zorunda idi...

Ülke dışına gönderdikleri her satır mektup rejim bekçisinin kontrolünden geçmekte idi...

Çocuk yapmaları yasaktı...

Kimyasal silahlarla ilgili denemeler onların yaşadığı bölgelerde yapılırdı.

İşte bu yüzden koşa koşa ölüme gittiler...

Ve yaşayarak bir şey kazanamadıkları o topraklara ölerek hizmet etmeye çalıştılar...

Yaşanan şu son vahşeti tetikleyen olay bile Çin gaddarlığının vardığı boyutu gözler önüne sermektedir...

Doğu Türkistanlı kadınlar evlerinden alınıp 3000 km uzağa zorla çalışmaya götürülmektedir...

Bir kaç paragrafta anlatmaya çalıştığım bu aşağılık uygulamalardan ötürü Doğu Türkistan işgale uğradığı 1949 yılından beri onlarca defa isyan etmiştir...

Rezilce yaşamaktansa şereflice ölmeyi yeğlediği için Türkistanlı kardeşlerimiz tankların altına koşa koşa gitmektedir...

Ne mutlu onlara, ölerek kurtuldular...

Peki biz ne yapmaktayız?...

Ölümün kurtuluş olarak nitelendirildiği baba topraklarımızı işgal eden uğursuz Çinli ile karındaşlarımızı bir görmekte, "iki tarafa da itidal" tavsiye etmekteyiz...

Çinlinin itidalde olmasını anladık da ölen Türkistanlı nasıl mutedil olacak?...

Bu aşağılık uygulamayı yapanların elçiliklerine siyah çelenk bırakanları coplamaktayız...

Gelmesi "hâyal" olan 3 - 5 milyar dolar için...

Devamlı aleyhimize işleyen ticari "ilişkiler" için karşılıklı göbek atmaktayız; Osman Batur'a söver gibi...

Yani bu iş üç günlük iş değildir...

Altmış yıldır rutindir Çin işkencesi...

Ve karındaş Türkiye devletinin Doğu Türkistanlıyı görmemesi...

Baba vatanını öz ismi ile değil aşağılık kompleksi ile Çinli'nin ismi ile anması...

Türk'ün özgürlük aşkını "Amerikan komplosu" olarak görme alçaklığı...

Üç günlük iş değildir...

Tam altmış yıllık bir hikâyedir...

Hikayenin öznesi Osman Batur'dur, Türkistanlı soydaştır; Kaşgar'dır, Hoten'dir Urumçi'dir...

Konusu özgürlüktür, kandır, vatandır, gözyaşıdır; itidal tavsiye eden anlayamaz...

Sonu...

Sonu gelmemiştir; özgürlüktür elbet...

Şühedaya rahmet, mücadele edenlere dua...

Allah yâr ve yardımcıları olsun...

[Bozkurt-68]

1. Çin malları kesinlikle alınmayacak...
2. Uluslararası basını geçelim, duyarlı yerel basın harekete geçirilecek..
3. Çin elçiliklerine protestolar yapılacak.
4. Doğu Türkistandaki kardeşlerimiz örgütlendirilecek..
5. Müslüman ülkelerle(TÜRK CUMHURIYETLERI) hareket edilecek..

ÖZGÜRLÜK YAKINDIR. ALLAH (c.c.) YÂR VE YARDIMCILARI OLSUN!
DUALARIMIZ; KALPLERIMIZ; SIZLERLE..