Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Atsiz Ata´ya cirkin saldiri...
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pts Arl 07, 2009 12:15 am    ileti konusu: Atsiz Ata´ya cirkin saldiri... Alıntıyla Cevap Gönder

celik efendi!.. Sana demediklerimizi sen tahmin et... Hic zorlanmayacaksin!..

Su sinir gecsin agzinin payini verecek yaziyi yazacagiz...


Tanri Türk´ü münafiklardan ve iblislerden korusun...





Türkiye yanıyor, Hüseyin Çelik ne diyor




Hükümet PKK'ya teslim olmuşken, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, merhum Türk şair-yazar Nihal Atsız için "hasta ruhun psikolojisi"ne benzetti.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Devletin iyi bir orkestra şefi olarak, farklı sesleri armoniye dönüştürmek zorunda olduğunu ifade ederek, “Bu ülkede ırkçılık olmadı mı? Bu ülkede asimilasyon olmadı mı, tanımamazlık inkar olmadı mı? İtiraf edeyim ki diz boyu oldu” dedi.

Kafkas Dernekleri Federasyonu 4. Olağan Kurulu Tes-İş Sendikası Konferans Salonu’nda yapıldı. Kurula, federasyon üyelerinin yanısıra AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen ile Yılmaz Ateş, Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener ve DP Genel Başkanı Dursun Akdemir de katıldı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, burada yaptığı konuşmada, salonda bulunan “Demokratik Açılıma Evet, Toplumsal Çatışmaya Hayır; Geçmişle Yüzleşmeye Evet, Geçmişle Kavgaya Hayır; Biz Bu Topraklar İçin Ölürken Türkçe Bilmiyorduk, Şimdi Anadilimizi Bilmiyoruz..” şeklindeki sloganlara yürekten katıldığını söyleyerek, Mevlana’nın da “aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşırlar” sözünü hatırlattı. Bir vatan uğruna, ortak bir ideal uğruna aynı dili konuşmanın gerekmediğini ifade eden Çelik, “Farklı dillerin birer zenginlik olduğunu, insanların kendi anadilleriyle konuşmalarının önünde hiçbir engel olmaması gerektiğini de kesinlikle tasdik ediyoruz” diye konuştu. Geçmişe takılı kalmamak gerektiğinin altını çizen Çelik, “Bir araba kullanan insan dikiz aynasına zaman zaman bakar ama önünüzde büyük bir ön cam vardır ona bakarak araba sürersiniz, sürekli diki aynasına bakarak araba kullanamazsınız” dedi. Özellikle Kafkas milletlerinin tarih boyunca çektiği çileler çektiğini, 19. asrın Kafkaslar için adeta bir “kırlangıç fırtınası” olduğunu belirten Çelik, Türkiye’de 1 milyon civarında olan Kafkas kökenli vatandaşların, kendi kültürlerini muhafaza etmeleri, ana dillerini öğrenmeleri, kendilerinden sonraki nesillere aktarmalarının önünde en ufak bir engel olmaması gerektiğini belirtti.

ORTADA BİR HASTALIK VAR
Demokratik açılım sürecine değinen Çelik, sürecin farklı isimlendirilmesiyle ilgili eleştirilere de yanıt verdi. Çelik ,“Milli birlik ve kardeşlik projesi deniyor, demokratik açılım süreci, Kürt açılımı deniyor. Biz bu işe başlarken, tepeden tırnağa ifade ediyorum ki, bu tek başına bir Kürt açılımı olarak başlamamıştır. Milli birlik ve beraberlik, bu demokratik sürecin amacıdır, ulaşması gereken hedeftir. Ama bu projenin adı demokratik açılım sürecidir. Biz ‘paket’ lafını da doğru bulmuyoruz. Ortada bir hastalık var. Özellikle Doğu ve Güneydoğu meselesinden bahsediyorsanız bir rahatsızlık var. Bir çeyrek asırdır, bu ülkede kan akıyor. Ciddi manada bir terör problemi var. Bu tespit edilmiştir ve bunun gerçek sebepleri teşhis edilmiştir. Tedavi nerede? Bugüne kadar tedavi adı altında mesele tamamen güvenlik güçlerine havale edilmiş ama güvenlik güçlerinin başındaki insanlar da şunu söylemiştir; tek başına güvenlik güçlerinin terör meselesinin üstesinden gelmesinin mümkün değildir. O zaman birçok cepheden terör ve terörizmle mücadele edilmelidir” dedi.

BU ÜLKEDE DİZ BOYU IRÇILIK, ASİMİLASYON, İNKAR OLDU

Farklılıkların kavga değil, zenginlik nedeni olduğunu vurgulayan Çelik, demokratik açılımı da orkestraya benzetti. Devletin iyi bir orkestra şefi olarak, farklı sesleri bir armoniye dönüştürmek zorunda olduğunu ifade eden Çelik, “Bu ülkede ırkçılık olmadı mı? Bu ülkede asimilasyon olmadı mı, tanımamazlık inkar olmadı mı? İtiraf edeyim ki diz boyu oldu” dedi. Türk yazar Hüseyin Nihal Atsız’ın oğlu Yağmur Atsız’a yazdığı vasiyetnameyi okuyan Çelik, mektubu “hasta ruhun psikolojisine” benzetti. Yağmur Atsız’ın babasının “düşmanlığı” aşılayan vasiyetnamesini dinlememesiyle iyi bir evlat olduğunu söyleyen Çelik, “Bu memlekette maalesef ırkçılık tohumları atılmıştır. Herkesin kendini bundan kurtarması gerekiyor. Milletle-ırk Türkiye’de her zaman birbiriyle karıştırılmıştır. Türkiye’de bir millet vardır fakat çok sayıda ırk vardır. Millet ortak bir tarihi bir geçmişi, ortak bir vatanı olan insanların gönüllü birlikteliğinin adıdır. Irk eşittir kimlik değildir, ırk eşittir kimlik derseniz vahim bir hata yapmış olursunuz” diye konuştu.

BİZ, PKK VE DTP’Yİ DEĞİL, TÜM HALKI MEMNUN ETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Konuşmasında muhalefete de seslenen Çelik, demokratik açılımın PKK ve DTP’yi memnun etmek için yapıldığı yönündeki eleştirileri “iftira ve yalan” olarak değerlendirdi. Çelik, “Üniter Türkiye Cumhuriyeti Devleti tartışması konusu değildir, vatanımız, bayrağımız, İstiklal Marşı’mız tartışma konusu değildir ve asla da yapmayacağız. Bunu kesinlikle bir iftira ve bir yalan olarak değerlendiriyorum; PKK’yı, DTP’yı, PKK’nın sempatizanlarını memnun etmek için sanki sürdürülen bir süreçmiş gibi anlatılıyor. Bunu kesin bir dille reddediyorum. Biz PKK, DTP memnun etmek için değil tüm halkımızı memnun etmek için çalışıyoruz. Bu muhatabı kimdir diye sorulduğu zaman, 72 milyon milletimizdir. Bölünmenin panzehiri demokratikleşmedir. Zannedildiği gibi demokratikleşme bizi bölünmeye götürmez” dedi.

SIKILMIŞ YUMRUKLA EL SIKIŞAMAZSINIZ

Çelik, terörün en fazla kan döktüğü 1990'lardaki siyasi iradenin çözüm üretme iradesi göstermediğini belirterek, "Çünkü o gün böyle bir siyasi irade yoktu. Türkiye yamalı bohça gibi koalisyonlarla idare ediliyordu. Bu irade bugün var. Eksiklikler, aksaklıklar, hatalar olabilir. 'Hiçbir konuda en ufak, iğnenin ucu kadar hatamız yok' gibi bir iddianın içerisinde değiliz. Bizim yanlışlarımızı bize gösterenler, sırtımızdaki akrebi göstermiş olur. Yapıcı tenkit budur. Candemir'in eleştirilerini yapıcı eleştiriler olarak değerlendiriyorum" dedi.

Çelik, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı işaret ederek, “sıkılmış yumrukla el sıkışamazsınız. Bu süreçte neler yapıldığını, kimlere ne davetlerde bulunulduğunu vicdan izan sahibi olanlar izlemiştir” diye konuştu.

YENİ OSMANLICILIĞIN PEŞİNDE DE DEĞİLİZ

Türkiye güçlü olursa Kafkasların, Orta Doğu’nun da rahat edeceğini belirten Çelik, kendilerinin “Yeni Osmanlıcılık” peşinde olmadıkları söyledi. Çelik, Biz Suriye de, Irak da, Libya da değiliz. Bugün, tarihimizin bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle hareket eden bir Türkiye var” dedi. Aklımızı duygularımızın önüne çıkarmak zorundayız” diyen Çelik, Enver Paşa’nın ve ittihatçıların önemli bir kısmının da “vatan haini” oldukları görüşüne asla inanmadığını ifade etti. Çelik, “Enver Paşa aksine bir vatanperverdi. Ancak kendi duygularını aklının önüne geçirdiği için koca bir Osmanlı Devleti çatır çatır göçmüştür. Duygularımızla, saplantılarımız ve peşin hükümlerimizle hareket edersek, yarınlar bizim için çok daha karanlık olabilir” diye konuştu.

ÖYMEN: ÇERKEZLER DE ACI ÇEKTİ AMA TALEPLERİNİ SİLAHLA DAYATMADI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ise konuşmasında nüfusu 4 milyonu aşan Çerkezlerin, başta Abhazya’ya hava yolu ile ulaşım olmak üzere somut sorunlarına değindi. Çerkezlerin, Türkiye’de çağdaşlığın sembolü olduğunu ifade eden Öymen, geçmişte Çerkezlerin çok büyük ızdıraplar çektiklerini ancak tarihte yaşanana acı olayların esiri olmayıp, taleplerini hiçbir zaman silah yoluyla devlete dayatmadıklarını vurguladı. Öymen, “Çerkezler, o acı olayları içlerine atmayı bilmişlerdir. Yaşanan olaylara rağmen, cumhuriyetimize bütün güçleri ile destek olmaktan bir adım geri durmamışlardır. Kin ve nefret duyguları beslememişler, hiçbir koşulda şiddete başvurmamışlardır” diye konuştu. Öymen, hükümetin bir an önce, Trabzon, Sohum arasında uçak seferi, çifte vatandaşlık, diploma denkliği gibi sorunları gidermesi gerektiğini kaydetti.

KONUŞMALAR UZADI, GÖREVLİ BAYGINLIK GEÇİRDİ

Öymen’in ardından kürsüye Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener geldi. Ancak Şener’in konuşması sırasında, geleneksel Kafkas kıyafetlerini giymiş genç bir görevli, baygınlık geçirdi. Yaşanan kısa süreli paniğin ardından, Şener gencin bayılmasından, konuşmasının yaklaşık 45 dakika sürmesi nedeniyle Çelik’i sorumlu tuttu. Şener’in bu esprisi salonda gülüşmelere neden oldu. Öte yandan, dışarı çıkarılan görevlinin de durumunun iyi olduğu öğrenildi.



2023Haber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Arl 07, 2009 3:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

sevgili vuslat demis ki;
Alıntı:
Su sinir gecsin agzinin payini verecek yaziyi yazacagiz...

Olayin üzerinden neredeyse 24 saat gecti ama benim sinirim hala daha gecmedi.Ama konu atsiz a dil uzatmaksa,yapanin elini de dilini de kesmek biz Türk milliyetçileri için namus borcudur! Kafkas dernekleri federasyonu kimdir ne iş yapar bilmiyorum ama,böyle densizce bir konuşmanın orada rahat rahat yapılmasından ve bu adamın susturulmamasından da çok belli ki;etnik kaşımacılık görevini yüklenmiş bir kuruluş olsa gerek.
Öncelikle Çelik efendi şunu iyi bilmelidir.Nihal atsiz in,yani atsiz atamizin,yağmur atsiz gibi bana göre beş para etmez ama o na göre bir iyi evladı varsa;atsiz ve düşüncelerine sonuna kadar katılan ve onu yakin tarihimizin en büyük Türk milliyetçisi-anıt ve bilge kişisi-asrımızın en büyük Türkologu ,şair ve edebiyatçısı olarak kabul eden;milyonlarca evladı vardır!Bunlardan birisi de benim!
Bakın;Atsiz 1969 yılında Otuken dergisinde yazdigi;TÜRK HALKI DEGİL TÜRK MİLLETİYİZ
adlı makalesinde ne diyor?
Alıntı:
Türk milleti nedir, kimler Türk'tür diye sorulacak.
Türk milleti, Türk kökünden gelenlerle Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur.
Türkler, Polonya Türkleri gibi tektük istinaslarla evlerinde Türkçe konuşan, anadili Türkçe olan insanlardır.
Şuuraltında veya duygularının gizli yönünde başka biri ırkın şuur ve özleyişini taşımayan kimselerdir.

Burada görüldüğü gibi herhangi bir azınlık gurubunun dışlanması söz konusu degildir.
Ama bu tanım da öyle bir nokta var ki;asıl incelik orada.
"Ben,kürdüm,ben çerkezim ,ben gurcuyum ,ben bilmem neyim"laflarını;eğer bilinçaltı ya da duygularında ,bir ırkın bilinci ve özlemi içerisinde kullanıyorsan İŞTE O ZAMAN SEN TURK DEGİLSİN!
BANA GÖRE VE TURK MİLLİYETÇİLERİNE GÖRE BİR DEFA HASAN HUSEYİN ÇELİK TURK DEGİLDİR!neden?
Bırakın şuur altını,bırakın bilincinde gizli bir noktayı;bu şahıs açık açık kendi diliyle kendisinin Turk olmadığı zaten söylüyor.Ayrı bir ırk a ait oldugunu;çok renklilik çok seslilik adına sokuşturuyor zaten.
Bir defa Hasan Hüseyin Çeliki in kalkıp da;Türkiye,Türklük,Türk milleti adına konuşma yapmaya ve kendince doğruları göstermeye hakkı yoktur.
Çünkü eğer cumhuriyet ilan edilmemiş olsaydı;büyük bir olasılıkla;kaz ya da davar çobanı olacak olan H.Hüseyin Çelik;kendisini ait olduğu etnik kökene rağmen dışlamamış,doçentlik payesi ve onuru vermiş ,onu önce milletvekili ardından bakan yapmış bir sistemin bu kadar acımasız karşıtı ve yıkımcısı olmazdı.Bakanlığı dönemindeki rezaletleri hala unutulmamıştır.
Bu ülkede biz kürt cumhurbaşkanından tutun,kürt bakanına,paşasına,genelkurmay başkanına kadar bir sürü kürt gördük.Ama bunların hiçbirisi bizim bildiğimiz kadarıyla Çelik kadar açıktan kürtçülük yapmamıştır!
Yılların siyasetçisi Bitlis milletvekili sn.Kamuran İnan ;Hasan Huseyin Çelik ve bunlar gibilerin
marifetlerini geçenlerde avrasya tv de açıkça ortaya koydu.Sayın İnan ı;Türklük ten dışlayacak bir Türkçü var mıdır bu ülkede?
Nasıl Atsız ata,MERHUM AKİFİ ARNAVUT ASILLI OLMASINA,YILDIRIM HANIN ANNESİNİN RUM OLMASINA,ZİYA GÖKALP İN KÜRT OLMASINA RAĞMEN TÜRKLÜK DEN dışlamadıysa;
bugun biz Türk milliyetçileri,sn.Kamuran iNAN I NASIL TÜRKLÜKTEN DIŞLIYABİLİRİZ?
Peki ,Kamuran İnan ın bu tür bir konuşma yaptığını ,bilen gören var mı bu ülkede?
Bu Hasan Hüseyin Çelik in söyledikleri,bire bir pkk lıların ve dtp lillerin söylediklerinin aynisi degil mi?
Bu ülkede bir rte çıkıyor ben gürcüyüm diyor,Bir bakanı çıkıyor Türk ismini sileceğiz anayasa dan diyor,bu kişi çıkıyor;Atsizin şahsında biz Türk milliyetçilerine saldırıyor.
Yahu siz kimin adamısınız?Hangi devletin yöneticilerisiniz?Nedir bu Turk kelimesinden rahatsızlık?
İşte bunu cevabını Atsiz yukarıdaki kısa Türk tanımı ile veriyor.Bilinç altındaki,ya da duygulardaki,başka bir ırka ait olmanın özenmesi ve bu damarın açığa çıkması.
Bu bilinirse;bunları yapanların neden bu yola başvurduklarını düşünüp durmaya gerek yok.
Türklüğü,Türk olmayı,Türklüğe mensubiyeti kabul etmemek,edememek.İşte sorunun cevabı bu.Yani adam Türk olmayı aldığı bunca eğitime rağmen hazmedememiş,sindirememiş!
Hasan Hüseyin bunu bilinçli yapıyor.Bunun sonu da işte dun bazı dtplilerin söyledigi;"biz kendi marşımızı söylemek istiyoruz "lafına kadar da gider.
Hasan Hüseyin Çelik için,uzun uzun yazmaya,söylemeye degmez.Çünkü biz ne olduğunu ve düşüncelerini zaten biliyoruz.
Ama davasını sonuna kadar savunmuş,bu uğurda her şeyini yitirmiş,kendisine bir devlet memurluğu dahi çok görülerek burnundan fitil fitil getirilmiş Atsiz;olacakları 50 yıl önce görmüş ve bizlere anlatmıştır.Makalelerinde onlarca Hasan Hüseyin Çelik örnekleri vardır.
Ne demiş ise aynen de çıkmıştır.
Hasan Hüseyin gibi sahip oldukları makama dincilik yaparak gelenlerin;yanlız kendilerini degil devleti de Türkiyeyi de,Türkiyenin geleceğini de satanların ;bir namus abidesi olan Atsiz i anlamalarını zaten beklemiyoruz.
Atsiz;davası uğruna hekimliği,akademik kariyerleri elinin tersi ile bir tarafa iterek,o engin beyin ve yüreği ile küçük bir kütüphane memurluğundan zorla emekli olabildi.
Atsiz ;Hasan Hüseyin gibi 1.sınıf hastahanelerde tedavi göremedi.Atsiz ;kemal unakıtanın keşfi açılmış,gözünden perdesi kalkmış!!!karısının "rabbbim c levelland ı işaret etti"dediği hastahanelerden,bir basit by pass ameliyatı için bu devlete binlerce dolar fatura ödettirmedi!Kırmızı plakalı arabalarda gezip,lüks beleş yemeklerden zıkkımlanıp,midesini doldurmadı!
Ve şimdi çıkmış;aklen,ilmen atsizin tirnaği olamıyacak birisi;ölüm yıldönümüne bir kaç gün kala;onun aziz ruhunu incitmek bahasına,onunu üzerinden Türk milliyetçilerine saldırarak KÜRTÇÜLÜK YAPIYOR.
KENDİNE GEL!ÇAPIN KADAR KONUŞ!KESER DÖNER SAP DÖNER,O NE DEDİGİNİ BİLMEYEN DİLİNİ SANA YUTTURURLAR.
O DANDİK ELEKTRONİK MUHTIRAYI ALDIĞININ ERTESİ GUNU,AYAKLARIN BİR TARAFLARINA VURA VURA GENELKURMAYA ,DAVETLİ OLMADIĞIN HALDE AÇIKLAMA
YAPMAYA KOŞACAK KADAR TABANSIZ BİRİSİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ.
MEYDANI BOŞ BULUP DA SALLAMA.KÜRTÇÜLÜK YAPACAKSAN ,SİYASETİ,DOKUNULMAZLIĞI KULLANMA DAGA ÇIK Kİ;BİZ DE SENİ BİLELİM!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Sal Arl 08, 2009 12:07 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sagduyu...

Simdi arkamiza baktigimizda binlerce kez bu kelimeyi duyduk, binlerce kez kendimiz dillendirdik. Bizlere tavsiye edenlerin sahsiyetine bakarak anlam kazandi bu ifade. Elbette Türk´ün yüksek cikarlarini düsünerek bize tavsiyede bulunanlari saygiyla dinleyip öfkemizi en hakli telden dillendirip nasihatlere baskaldirdik.

Kutsallarimiza uzanan tüm tecavüzlere sabir tavsiye edenleri kendi aynalarinda süzdük.

Genclige Hitabeyi göz önünde tutarak, o büyük Basbug´a biat ederek erkekce bekledik delikanlica yumrugumuzu parmaklari kirarcasina sadakta saklarken.

Memleketin bütün kaleleri isgal olmus, ordu asimetrik taarruz altinda, tüm kavramlar tecavüze ugramakta. Kutsallarimizi bizi sindirmek icin arac olarak kullanmaya calisan cüretkar iblisler ortalikta kol geziyor.

Ve fahise agizlarda sakiz binlerce yillik Töre. Otlayan öküzler gevis getirmede...


Kader nedir, kadercilik nedir? Allah (c.c.) askina fahiseler bir milletin kaderi olabilir mi?

Aids diyorsun; "atin ölümü arpadan olsun" diyen bir anlayis tutup akp´ye oy veriyor. Evet! akp=aids... Buyrun kurun baglantiyi.

"Yesin de" diyor "Müslüman yesin". "Biraz da Müslüman yesin"

Hastalikli bir itikatin Imanindan ne olur? Bu Iman sizi nereye tasir? Madem siz varsiniz; iblise ne gerek var?

Sizden Türklük beklemiyoruz; bari inandiginizi söylediginiz Islama uyun. Yemez degil mi; Islama uysaniz Türklügü sevmek zorunda kalacaksiniz. Isinize göre, disinize göre Müslümansiniz vesselam.

Careniz belli, ilaciniz belli; Türk gibi Türk, Müslüman gibi Müslüman olmak.


Karı-koca fare, mahzende oturuyorlardı. Birden kulaklarına bir şıpırtı sesi geldi. Erkek gitti baktı; delik fıçılardan birinden şarap damlıyordu. Hemen çağırdı dişisini. Geçtiler damlaların başına bir güzel çektiler kafayı. Alkolün etkisiyle coşan dişi fare, erkeğin yanına yaklaştı. Erkek hiç oralı değildi ve merdivenlere doğru yürüyordu. Dişi fare seslendi :

-Sevgilim, nereye gidiyorsun? Gelsen de tatlı tatlı sevişsek olmaz mı?

-Hadi yahu, dedi erkek. Sana kim bakar! Ben şimdi kedinin hakkından gelmeye gidiyorum!...


Birileri kafayi yemis; icmeden sarhos.


Kirk sefer hamama gideceksiniz, kirk tugla eritip, kirk kalip sabunla temizleneceksiniz, kirk gün kirk gusül alacaksiniz... Anca belki...



Yaslica bir bayan evindeki koltugunda oturup uzun gecmis hayatini gozden gecirirken birden bir peri karsisina cikiverir ve ona 3 dilekte bulunabilecegini soyler.
Peki der yasli kadin "Zengin olmak istiyorum"
Peri bir el hareketiyle kadinin koltugunu som altina ceviriverir.

"Ikinci olarak ta sanirim guzel ve genc bir prenses olmak istiyorum" der.
Birden basinda paha bicilemez bir taci olan dunya guzeli bir prenses oluverir.

"Ucuncu ve son olarak olarak ne istersin ?" diye sorar peri.
O sirada yasli kopegi agir bir sekilde kafasini kaldiriverir ve zayif bir "hav" sesi cikartir.
Prenses cok sevdigi kopegine bakar ve soyle der "Kopegimi yakisikli bir prense donusturebilirmisin?"

Tam o anda, simdi guzel bir prenses olan yasli kadinin onunde dunyada hic kimsenin gormedigi kadar yakisikli bir prense donusur kopek. Hic kimsenin hayal bile edemeyecegi kadar yakisiklidir bu prens.

Kadin ona buyuk bir hayranlikla bakar ve o anda ona asik oluverir. Prens ona dogru yaklastiginda kadinin heyecandan dizleri titremeye baslar.

Prens ona dogru egilir ve dudaklari neredeyse kadinin kulagina degecek sekilde soyle fisildar:

- "Eminim simdi, zamaninda beni hadım ettirdigine cok pismansin."


Birilerinin prensi olmak hadim olmaktan gecer. Beyhude afra tafra ancak kendini tatmine yarar.



Tanri Türk´ü korusun ve yüceltsin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Arl 09, 2009 7:33 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

yenicag dan Ahmet B.ercelasun BEY DEN KONU İLE İLGİLİ GÜZEL BİR YAZI:
Alıntı:
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen,
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
Onu 34 yıl önce, 1975 Aralık’ının 11’inde kaybettik. 34 yıldır Atsız, Türk ırkının şeref taşan efsanesinde gömülü. Biz ise dünya denen mezellette yaşamaya devam ediyoruz.
Atsız, Türk tarihinin şereflerle dolu bir efsane olduğuna inanıyordu. Şimdi o, bu tarihin şerefli anıtlarından biri olarak zihinlerimizde de, gönüllerimizde de yaşamaya devam ediyor. İnsanlık tarihinin en şerefli sayfalarını yaratan Türk kanı, hiç şüphesiz bugün de varlığını koruyor ve bundan sonra da şerefli sayfalar yazmaya devam edecek. Bugün görünen mezbelelik kimseyi aldatmasın. Çirkinlikler olmadan güzellikler, karanlıklar olmadan aydınlıklar doğmaz. Türk kanının yarattığı şerefli tarih kutsal bir millî ruha da vücut vermiştir. Milletimizin maddi temelini oluşturan kan ve manevi temelini oluşturan ruh, bazılarının zannettiği gibi yok olmuş değildir. Karanlıklar içinden bir güneş gibi parlayacaktır.
Nihal Atsız, ülkedeki tehlikeleri çok önceden fark eden, ileri görüşlü bir Türkçü idi. 1967 Haziranı’nda, Ötüken dergisinin 43. sayısında şunları yazıyordu:
“Bugün Türkiye düşmanı fikirlerin başında Kürtçülük gelmektedir. Kürtçüler doğu illerimizde ayrı bir devlet kurmak davası ardındadırlar... (Bunu önlemenin) çaresi, esasen Türk olan doğu illerini büyük bir hızla yüzde yüz Türkleştirmektir. Balkanlardan gelen Türk göçmenlerini İstanbul’a veya Batı Anadolu’ya yerleştirmek gibi şuursuz davranışlar yerine bunları planlı bir şekilde doğuya yerleştirmek, Kastamonu, Sivas, Konya, Trabzon gibi İstanbul’a çok sayıda insan gönderen illerin bu fazla nüfusunu doğuya yöneltmek, büyük endüstri kuruluşlarıyla batıdan yığın hâlinde aydın ve işçi göndermek ve Türkçe’yi yaymak için gereken kültür ve propaganda tedbirlerini almaktan başka çare yoktur.”
Memleket idare etmeyi bütün ülke nüfusunu İstanbul’a toplayıp bu şehri de yaşanmaz hâle getirmek zannedenler, bu yazı üzerine kıyameti kopardılar. Yazıdaki “endüstri kuruluşları” fikrini görmemezlikten gelerek bütün kin ve gayzlarıyla Atsız’a saldırdılar. Bir ülkeyi yönetmenin en önemli yönlerinden birinin, nüfusu planlı ve dengeli bir şekilde bütün ülkeye yaymak, memleketin her tarafını yaşanabilir hâle getirmek ve ülkedeki ortak paydaları mümkün olduğu kadar artırmak olduğunu unuttular; “saldım çayıra, Mevlam kayıra” anlayışının hürriyet ve demokrasi olduğunu zannederek bugünkü “kaos” görüntülerine zemin hazırladılar. Doğruyu değil dosdoğruyu, eğip bükerek değil düpedüz söyleyen ve zaten taşıdığı yiğit ruh dolayısıyla başka türlü söylemesine de imkân bulunmayan Atsız’ı sosyal linçe tâbi tuttular. Aleyhindeki tutum Meclise kadar taşındı ve bir Diyarbakır senatörü Meclis kürsüsünden Atsız’a saldırdı. Bu hava içinde Nihal Atsız ve derginin sorumlu müdürü Mustafa Kayabek hakkında dava açıldı. Mahkeme altı yıl sürdü; 1973 yılında Atsız ve Kayabek on beşer ay hapis cezasına çarptırıldılar.
14 Kasım 1973 Çarşamba günü Atsız, Toptaşı Cezaevi’ndeki 40 kişilik adi suçlular koğuşuna konuldu. Bir süre sonra Sağmalcılar Cezaevi’ne nakledildi. O zaman üniversitelerde çalışan genç bilim adamları, milliyetçi aydınlar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları bu mahkûmiyeti kınadılar ve Nihal Atsız’ın affı için kampanya açtılar. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Atsız’ı affetti. Böylece yaklaşık 2,5 ay sonra, 22 Ocak 1974’te Atsız hapishaneden çıktı.
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık: Saldırıp bir daha dönmemektir.
Saldırıp bir daha dönmemeyi düşünen kahramanlara sahip milletler ancak devlet kurabilirler. Daha ilk enselenişinde yalvarıp yakarmaya başlayanlarla değil devlet, gerilla örgütü bile kurulamaz. Böyle yaratıklar toplumların midesini bulandırır, o kadar!
Yüce Atsız! Irkımızın şeref taşan efsanesinde rahat uyu!



Tarih nasıl tekrar tekrar yineleniyor.Kürtçülük davası güden h.huseyin Çelik gibiler,nasıl salyalarını saçarak Atsiz a saldırıyorlar!
Bakın ülküdaşlarım;Atsiz ,siyasilerden kaç yıl önde.Kaç yıl önce dediklerini hala daha bugun yapabilmiş degiliz.12 eylülü yapan o koca koca 4 yıldızlı paşalar bile,Atsiz in söylediklerinin tam tersini yaptılar.Doğudan aldılar batıya gönderdiler.Hem de onbinlerce yığını bir arada,hep beraber.İşte Denizli,işte Manisa,işte Turgutlu,işte Salihli,işte Aydın
İnceleyin kaç kürt iş adamı;bunca teşvike rağmen doğu ve güneydoğuya iş sahası açtı.Yüzde 5 i bile degil!E açmaz tabii güvenlik yok diyenlere de diyorum ki;o zaman devlet neden var?rte Diyarbakıra gidebilmekle öğünüyor,muhalefeti de gidememekle tabansızlıkla suçluyor.rte oralara nasıl gidiyor?Alnı yumruk,yüzü tükürük!Çöpler toplanmıyor,kepenkler kapatılıyor ve bir ordu ile gidebiliyor ancak.Hadi bakalım binsin otobüsüne de,ordusuz gidebilsin o taraflara!Neden ,Çünkü Diyarbakır da devlet yok da ondan!
Hasan Hüseyin Çelik,çok azılı bir kürtçü,ve kürt milliyetçisidir.Rahat hareket edebilmek için,ayni çıkara hizmet eden dinciliği kullanmış,dokunulmazlık zırhına sığınarak;şimdi ağzından salyalar saçarak Atsız a;onun şahsında da Türk milliyetçilerine saldırmaktadır.
Asıl hasta olan,parayona içinde bulunan,bu ülkeyi kürtçülüğün teslim alabileceğine inanan safdil kendisidir.Tarih Atsizi bütün saygısı ve ihtişamı ile her zaman yad edecektir.
Ama Hasan Hüseyin Çelik gibi,Türk ve Türkçülük düşmanları,tarihin acımasız karadeliklerinde,uçurumlarında,hakaret ve nefret ile anılacaklardır.
Hasan Ali Yücel den sonra siyasi tarihimizin en uzun milli eğitim bakanlığını yapmış bu kişiyi;
akepe bile daha fazla o makamda tutamamıştır .Şimdi yeni yerinden;bakan iken çekinerek söyleyemediklerini,rahat rahat söylüyor.İçindeki kürtçülüğü dışına açıkça vuruyor.
Maskesini düşürüyor.İyi de oluyor.Herkes bilsin,tanısın bu adamı,ileride gerekecek çünkü!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Çar Arl 09, 2009 8:14 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

<embed src="http://www.dailymotion.com/swf/x6fwl6&related=0" type="application/x-shockwave-flash" width="480" height="365" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always"></embed><br /><b><a href="http://www.dailymotion.com/video/x6fwl6_nyhal-atsizin-vasyyety_shortfilms">NİHAL ATSIZ´IN VASİYETİ</a></b><br /><i>






<embed src="http://www.dailymotion.com/swf/x8x4ch&related=0" type="application/x-shockwave-flash" width="480" height="276" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always"></embed><br /><b><a href="http://www.dailymotion.com/video/x8x4ch_nihal-atsizdan-secme-sozler_news">Nihal Atsiz´dan Secme Sözler</a></b><br /><i>




<embed src="http://www.dailymotion.com/swf/x79rhq&related=0" type="application/x-shockwave-flash" width="480" height="365" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always"></embed><br /><b><a href="http://www.dailymotion.com/video/x79rhq_dely-kurt-nyhal-atsiz_music">DELİ KURT --- NİHAL ATSIZ</a></b><br /><i>
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1