Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - P_K_K_ gerçegi
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2, 3  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 3 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 3:26 pm    ileti konusu: P_K_K_ gerçegi Alıntıyla Cevap Gönder

Arkdaşlar bu konudaki tartışmalarda. Sitemiz içinde bir arşiv oluşturmak istedim. Aşagıda pkk nın kuruluşundan bu gününe kadar olan serüvenini Kitap diger site ve resmi belgelerle ekleyecegim. BU konuda umarım herkez aradıgını burdan bulacaktır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 3:26 pm    ileti konusu: Türkiye'de Bölücülük Faaliyetlerinin Tarihsel Gelişimi Alıntıyla Cevap Gönder

Türkiye'de Bölücülük Faaliyetlerinin Tarihsel Gelişimi

Asırlar boyunca Türk Beyliklerine, Devletlerine, İmparatorluklarına karşı yürütülen iç ve dış yıkıcı faaliyetler günümüzde de mevcudiyetini muhafaza etmekte olup bundan sonra da devam edecektir. İmparatorlukta kaybedilen topraklar incelendiğinde kaybın harpten ziyade dışarıdan desteklenen bölgesel isyanlar neticesinde gerçekleştiği görülecektir.

İlki 1806 yılında Süleymaniye Kürtlerinden Babanzade Abdurrahman Paşa önderliğinde Kürt istiklalini temin için başlayan Kürtçülük hareketi doğrultusunda; Osmanlı imparatorluğu döneminde (9), Cumhuriyet Döneminde ise (25) ayaklanma ve isyan meydana gelmiştir.

Kürt Teali ve Terakki Cemiyeti'nin liderleriyle dış güçlerin destek ve teşvikiyle Türk Devleti'ni bölmek ve yıkmak amacıyla 1925 yılında Şeyh Sait, 1920 yılında Ağrı, 1937-38 yıllarında da Dersim isyanları başgöstermiştir.

Türkiye-İran-Irak ve Suriye topraklarının bir bölümünü kapsayan bölgede bir Kürt Devleti kurma gayesi ile faaliyet gösteren Molla Mustafa Barzani'nin önderliğini yaptığı KDP(Kürdistan Demokrat Partisi)nin ülkemizdeki kolu Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP) 1965 yılında kurulmuştur.

Bu yıllarda gelişen ideolojik akımlara paralel olarak yasal çerçevede kurulan Doğu Devrimci Kültür Ocakları (DDKO) ve TİP'in o dönemde düzenledikleri "Doğu Mitingleri" isimli toplantılarla yükseköğrenim gençliği arasında doğulu-batılı ayrımı yapılmaya başlanmıştır. TİP'in Anayasa Mahkemesince, DDKO'nun da Sıkıyönetim mahkemesince kapatılmasından sonra bu faaliyetler kısa bir süre durmuştur.

1974 yılında çıkarılan Af sonrasında Marksist-Leninist düşünce yapısında olan şahıslar, örgütlenme çalışmalarına yine başlamışlardır. Gelişen Kürtçülük faaliyetlerinden PKK gibi yasadışı bölücü örgütler oluşturulmuştur.

1980 yılına kadar ülke genelinde eylem ve faaliyetlerde bulunan bu örgütlerden RIZGARİ ve PKKdışındakilerin günümüzde eylem ve faaliyetlerine rastlanmamaktadır. 1975 - 76 iç savaşından sonra Lübnan’ın Bekaa vadisindeki haşhaş üretimi, tarımsal üretimin % 10’u civarındaydı. Suriye’nin Lübnan’a girişinden sonra bu oran % 85’e çıktı. Hafız Esad’ın kardeşi Rifad Esad, Ortadoğu’nun en büyük uyuşturucu ve eski eser kaçakçılığının organizatörü durumundaydı. Suriye Askeri İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Gazi Kenan bu organizasyonda önemli görevler üstlendi.

Lübnan’ın Suriye kontrolüne girmesini takiben, dünyanın pek çok terör örgütü yanında Türkiye karşıtı Kürtçü ve Marksist örgütlerin eğitim merkezleri de buraya kaydı. Ruslarla işbirliği içinde çalışan Kürdistan Devrimcileri örgütünün bir üyesi olan Abdullah Öcalan, yeni bir Kürtçü örgüt kurma hazırlıklarını sürdürürken 1979 yılında Suriye’ye kaçarak Şam’a yerleşti. PKK lideri Öcalan, 1980’li yılların sonunda Lazkiye’nin Kardaha kasabasında bir villada yaşıyordu. Öcalan ile Rifad Esad’ın burada yaptığı aşk alemleri yabancı basına bile konu olmuştu.

Aylık 100 dolar karşılığında Güneydoğu’dan toplanan işsiz ve cahil gençlerin ilk grubu Lübnan’daki Suriye yanlısı -Yaser Arafat’a karşı- Filistin’in Kurtuluşu İçin Demokratik Cephe kamplarına getirildi. İlk desteğini Suriye’nin emrindeki bu örgütten alan Abdullah Öcalan, taraftarlarıyla birlikte Lübnan’ın Halve kampına yerleşti. Bu dönemden sonra Rusya, Bulgaristan, Küba, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ihtihbarat örgütleri PKK’yı güçlendirmek için seferber oldular.

Özellikle Suriye, Muhaberat tarafından yetiştirilmiş kendi Kürt ve Ermeni vatandaşlarını PKK’nın kilit mevkilerine getirerek örgütü tümüyle kontrol altına aldı. Rifad Esad, PKK’nın Suriye ve Lübnan makamları ile olan ilişkilerini düzenliyor ve uyuşturucu trafiğini organize ederek mali kaynak sağlıyordu. Uzun bir inceleme konusu olan Suriye - PKK ilişkileri, Hatay sorunu, Güneydoğu Anadolu Projesi’nin engellenmesi ve Uyuşturucuların Avrupa’da dağıtımı gibi pek çok paydaya dayanıyordu. Suriye’nin PKK desteğindeki uyuşturucu ticaretinden elde ettiği yıllık gelir 2 milyar dolar, PKK’nınki ise yılda 900 milyon dolar civarındaydı.

PKK, Afganistan’dan aldığı uyuşturucu hammaddesini İran gizli servisinin yardımıyla Irak üzerinden Suriye ve Lübnan’a taşırken, bir kısmını da İran’da kurulan imalathanelerde işliyordu. İran, kendi ülkesinde uyuşturucuya ağır yasaklar koyarken, din ve rejim düşmanı olarak gördüğü Avrupa’ya taşınmasına göz yumuyordu. Büyük ölçüde Suriye’nin kontrolündeki Bekaa vadisinde işlenen uyuşturucular, Güney Kıbrıs (ve çevresindeki bazı ıssız adalar), Yunanistan, Almanya ve Hollanda üzerinden bütün Avrupa’ya ulaştırılıyordu. Bu konuda zaman zaman diplomatik yollar kullanılırken, kimi zaman da Avrupa’da kurulmuş paravan şirketlerin aracılığına başvuruluyordu. Batılı ülkeler bu gerçeği bilmelerine karşın, bölgesel çıkarları yüzünden PKK’ya karşı ciddi bir önlem almaktan her zaman uzak duruyorlardı..

Suriye yönetimi, Türkiye’nin ve ABD’nin baskıları karşısında zaman zaman PKK’ya olan desteğini çektiğini açıklamasına rağmen buna hiçbir zaman uymadı. Suriye’nin sıkıştığı anlarda Yunanistan, Rusya, Ermenistan, İran ve Libya devreye girerek PKK’nın güç kaybetmesi önlendi. Öcalan, Hafız Esad’a kadar pek çok üst yönetici ile birçok görüşmeler yaptı. Şam ve Halep yakınlarındaki Suriye’ye ait eğitim kamplarını kullandı. Halep, Lazkiye ve Şam’da Muhaberat’a ait özel güvenlik bölgelerinde misafir edildi. Suriye’de rahat çalışabilmesi için, kendisi ve yakın adamları için bizzat Askeri İstihbarat Başkanı Ali Duba imzalı Arap isimli kimlikler çıkarıldı. Şehirlerarası seyahatlerde Muhaberat tarafından özel eskortlar görevlendirildi. Bu ilişki halen aynı düzeyde devam ediyor.

SURİYE - İRAN TERÖR İTTİFAKI

İran ile Suriye’nin bölgede düşmanları ortaktı. Irak, Türkiye, İsrail ve ABD’nin diğer bölge müttefikleri başlıca hedefler arasındaydı. Özellikle Türkiye’ye yönelik düşmanlığın temelinde pek çok ilginç benzerlikler vardı. Suriye’de bulunan Türkler, İran’da bulunan Azeriler her iki ülke yönetimleri için de tehdit arzediyordu. Ayrıca Atatürk’ün, Suriye’nin hala hak iddia ettiği Hatay’ı 1938’de Türkiye’ye kazandırması; İran’ı bölgenin güçlü ve çağdaş bir ülkesi yapmak için çalışan Şah’ın pekçok alanda Atatürk’ü örnek alması yine bu ülkelerin tarihsel düşmanlığına önemli bir temel teşkil ediyordu.

İran’ın Ortadoğu’da Suriye ile ittifak kurması, İslam devrimciliğinin İslam terörizmine dönüşmesine yol açtı. Kendisini İslam Devriminin Önderi olarak lanse eden İran’ın, Suriye’nin 1982 Ocak ayında Hama’da Müslüman Kardeşler ayaklanmasını bahane ederek 10 bin Müslümanı öldürmesine ses çıkarmaması, bütün İslam dünyasındaki Sünni Siyasal İslamcı örgütlerde şok etkisi yarattı. Sünni Siyasal İslamcılar, İran İslam devrimciliğinin aslında bir Şii hareketi olduğunu farkettiler. Bu şekilde dışlanan İran için tek yol kalıyordu; Arap dünyasındaki Şii muhalefet hareketlerine ve kendilerinden yardım almakta mahsur görmeyen Radikal İslamcı örgütlere destek olmak.

İran’ın Hizbullah’a yaptığı silah ve malzeme yardımı önce Şam’a, buradan da Suriye’nin kontrolü altındaki bölgede faaliyet gösteren örgüt merkezlerine gönderiliyordu. Kargo uçakları ile Şam’a, buradan da kamyonlarla Lübnan’a ve Bekaa’ya taşınan güçlü silah trafiği 1996 yılında daha büyük artış gösterdi. Suriye’nin Lübnan’da yaklaşık 35 bin askeri vardı ve İran, Arap dünyasından tümüyle koparak düşmanlığının tescillenmesini istemediği için Suriye ile ittifakının sürmesi için ne gerekirse yapıyordu. Suriye’ye değişik adlar altında mali yardımlar yaptı ve askeri ve siyasi işbirliğini güçlendirdi.

1990’lı yıllarla birlikte Körfez ülkelerinde İran yanlısı Hizbullah örgütleri boy göstermeye başladı. 1996 yılı başında muhaliflerin yoğun baskısı altındaki Bahreyn’de Bahreyn Hizbullah’ı ortaya çıktı. Suudi Arabistan’daki Amerikan askeri varlığına karşı girişilen bombalama eylemini de yine adı ilk kez duyulan Körfez Hizbullah’ı üstlendi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 3:28 pm    ileti konusu: PKK Terör Örgütü Kuruluşu Alıntıyla Cevap Gönder

PKK Terör Örgütü Kuruluşu


1970'li yıllarda dünyada yükselen gençlik hareketlerinin Türkiye'ye yansıması nedeniyle ülkemizde birçok yasadışı terör örgütünü kurulmaya başlamıştır. PKK terör örgütünün temeli de bu dönem içerisinde atılmıştır.

1974 yılında Ankara Yüksek Öğrenim Derneği (AYÖD) isimli gençlik organizasyonu içerisinde faaliyet gösteren Abdullah ÖCALAN,Kesire YILDIRIM (ÖCALAN), Haki KARAER, Cemil BAYIK, Kemal PİR isimli şahıslar Ankara'nın Tuzluçayır semtinde yaptıkları bir toplantıyla PKK'nın ilk temelini atmışlardır.

Örgüt kurucuları örgütün, her ne kadar o dönemin yaygın akımı Marksist-Leninist fikir çizgide olduğunu iddia ediyorlarsa da, PKK terör örgütü diğer yasadışı terörist örgütlerden çok farklı bir söyleme sahiptir. Yakın dönemde yaşanmış olan Vietnam,Angola,Kore,Cezayir, Mozambik ulusal mücadelelerinden ve KDP (Kürdistan demokratik Partisi)'nin Irak ve İran devletine karşı yaptığı mücadeleden büyük ölçüde etkilenerek yoğun bir tartışma, inceleme ve teorik faaliyet içerisine girmişlerdir. Bu tartışmalar sonucu,
Kürtlerin Türklerden farklı bir halk olduğu ve Türk devletince sömürüldüğü (siyasal,ekonomik ve kültürel ).

Sözde Kürdistan denilen bölgenin Kürt parçası olduğunu ve en büyük parçanın da Kuzey Kürdistan olarak nitelendirilen Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesi olduğu, amaçlarının da bu parçaları birleştirerek bağımsız birleşik Sosyalist Kürdistan kurmak olduğu

. Hedeflerine ulaşmak için Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya gidip yöre halkına propaganda yaparak düşüncelerine inandırıp sözde Ulusal mücadele başlatmak gerektiği sonuçlarına varmışlardır.

Örgüt ilk faaliyet alanı olarak Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep illerini hedef seçmiştir.

Özellikle bu şehirlerde yoğun faaliyette bulunmalarının nedenleri Diyarbakır'ın geçmişte bir çok isyana merkez teşkil etmesi dolayısıyla isyancı bir geleneğe sahip olması, Şanlıurfa'da halen Feodal yapının kırılmaması, yoksul köylü halkı ile devlete yakın aşiret reislerinin arasında çelişkiler yaşanması, Gaziantep'i seçmelerinin nedeni de sanayinin gelişmesiyle yoksul İşçi sınıfının akın etmesi, örgütün bu gibi avantajları olan şehirlere yönelmesine neden oluştur. Gaziantep alanına gönderilen Haki KARER bir süre faaliyet yürüttükten sonra yine Kürt örgütlerden biri olan "sterka sor" (kızıl yıldız) tarafından öldürülmüştür. Bu olay grubu etkiler zira o güne kadar kadrolarından hiç kimse öldürülmemiştir. Grup bundan sonra daha sert ve daha dikkatli olmaya başlarmıştır; en önemlisi de bu olaydan sonra partileşme kararı alarak bunun çalışmalarına başlamasıdır. Örgüt gerekli parti tüzüğü ve programını bir kitapçık halinde çıkartarak partileşme çalışmalarını hızlandırmıştır.





27 kasım 1978 'de Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde yapılan bir toplantıyla PKK ( Kürdistan İşçi Partisi, Partiya Karkaren Kürdistan ) ilan edilmiştir. Bu aynı zamanda PKK terör örgütünün 1.Kongre'si dir. PKK terör örgütü, parti ilanını duyurmak için Hilvan ve Siverek'deki Aşiret ağalarıyla sürdürdüğü çatışmaları daha fazla yoğunlaştırarak dikkatleri üzerinde toplamayı amaçlamıştır. Bu çalışmalar sonucu siyasi yönden bazı kazanımlar elde etmişse de askeri yönden başarısızlığa uğramıştır. Çatışmalarda birçok militanını yanlış savaş taktikleri yüzünden kaybetmiştir. Bu durum terörist örgüt PKK içerisinde rahatsızlıklar meydana getirmiştir. Toparlanmak amacıyla Mardin tarafına çekilen militanlar daha çok verdikleri kayıpları kapatmak amacıyla Propagandaya ağırlık vererek, yeni kadrolar oluşturma yoluna girmişlerdir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 3:28 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

PKK Terör Örgütü

Amacı, İdeolojisi, Stratejisi

Amacı

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini de içine alacak şekilde Suriye, İran ve Irak toprakları üzerinde Kürdistan olarak adlandırdıkları bölgede Marksist-Leninist ilkeler doğrultusunda Bağımsız Birleşik Demokratik bir Kürdistan devleti kurmaktır.

Asıl amacı bu olmakla birlikte Türkiye'nin ezeli düşmanları olan dış devletlerin de desteğiyle ülkemizin gelişmesini engellemeye yönelik ekonomik anlamda amacı da bulunmaktadır.

Bu amacını gerçekleştirmek için silahlı mücadeleyi esas almıştır. Bu mücadele için de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri başta olmak üzere silahsız ve masum bölge halkına karşı katliamlara giriştiği gibi, ekonomiyi zarara uğratmak, istismar noktası olarak gördükleri geri kalmışlığı kıracak yatırım ve hizmetleri engellemek için araç gereç, kuruluş ve tesislere sabotaj türü saldırılarda bulunmakta, turizm sektörünü baltalamak için de turistik tesis ve kuruluşlar ile turistlere saldırmakta, ülkeye turist gelmesini engellemek için yurtdışında propaganda faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Stratejisi

PKK terör örgütü amacına ulaşmak için halk savaşının gerektirdiği Stratejik Savunma, Stratejik Denge, Stratejik Saldırı şeklinde bir yol izlemeyi benimsemiştir.

1- Stratejik Savunma (1984-1989)

Güvenlik güçlerinin duruma hakim olmasından dolayı, stratejik olarak savunmada, taktik olarak saldırıda bulunulan aşamadır.

Oluşturulacak silahlı örgüt birimleri vasıtasıyla güvenlik güçlerini yıpratmaya yönelik eylemlere başvurup, devlet güçleri ile baş edebilecek konuma ulaşılması amaçlanmaktadır.

2- Stratejik Denge (1989-1991)

Yürütülen yaygın eylemlerle kitleler siyasal mücadeleye çekilerek faaliyetin daha üst boyutlara ulaştırılması öngörülür. Silahlı faaliyetler ve eylemlerin yanında genel grev, boykot, işgal ve çeşitli düzeylerde toplumsal olaylara başvurulur. Hareketli savaş yöntemlerine geçilir. Ulusal kurtuluş mücadelesi verildiği propagandası ile başta Sosyalist ülkeler olmak üzere tüm işçi, devrimci güçlerin desteği sağlanır. Bu dönemin uzunluğu ve kısalığı bölge ve dünyadaki gelişmelere bağlı olarak değişim gösterebilir.

3- Stratejik Saldırı (1991-1996)




Devlet güçleri ile denge durumuna geldikten sonra kırların ele geçirildiği, kır ile şehirlerde başlatılan genel saldırı ile devlet güçlerinin tümden imha edilmeye çalışıldığı dönemdir.

Ayaklanma ve saldırılarla devlet güçleri dağlardan ovalara kovulur, ovada devlet güçlerine büyük darbeler indirilir. Yer yer şehirlerde genel grev, genel boykot vs. eylemler geliştirilir. Bazı küçük kasabalar işgal edilir, ovalarda sıkışan devlet güçleri şehirlere çekilerek tümden hareketsizleşir ve savunmaya çekilir.

Savaşabilecek tüm güçler silah altına alınır, genel bir saldırı hazırlığı yapılır.

Kısa bir sürede kırlardan şehirlere saldırılır, aynı anda şehir merkezlerinde ayaklanmalar geliştirilir, böylece düşman güçleri içten ve dıştan kuşatma altına alınıp, imha edilmeye çalışılır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 3:30 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

FALİYETLER 1



Legal - İlleegal Faaliyetler



· YMKM (Yukarı Mezopotamya Kültür ve Bilimsel Araştırma Merkezi ve Reklamcılık San. Tic. Ltd. Şti.)(İstanbul, Diyarbakır, Ankara,Adana)
· YKD (Yurtsever Kadınlar Derneği) (İstanbul, Adana, Ankara, İzmir, İçel, Diyarbakır)
· ZPS-ZEND PRES (Zin Basın-Yayın Ticaret ve Sanayii Limited Şirketi) (İstanbul)
· Hakkari Hevkari Kültür ve Sanat Merkezi :(22 Ocak 1992 tarihinde Hakkari'de kuruldu.)
· İHD - İnsan Hakları Derneği'nin bazı şubeleri
· KÜRT KAV - Kürt Kültür Vakfı : ( 1992 yılında kuruldu. )
· Amed Kültür Merkezi : (Temmuz 1992 tarihinde Ankara'da kuruldu.)
· Kürt Enstitüsü:(19 Nisan 1992 tarinde İstanbul'da kuruldu.
PKK terör örgütünün yayın faaliyetleri

Yurtiçi

Özgür Halk (Aylık Dergi)

PKK'nın legal yayın organıdır. Aylık Siyasi-Kültürel Dergi, Türkçe olarak İstanbul'da yayımlanmaktadır.

Özgür Yaşam Dergisi

13 Ekim 1995 tarihinden itibaren haftalık ve Türkçe olarak yayımlanmaya başlamıştır. Derginin ilk sayılarında örgüte müzahir izlenimi verilmeyerek, kanuni takibata maruz kalması önlenmiştir.

Jiyan Revşen

Yukarı Mezopotamya Araştırma ve Kültür Merkezi tarafından aylık olarak yayımlanmaktadır.

Sosyalist Alternatif Dergisi (Türk soluna yönelik yayını)

Dergi önceden yayımlanan Devrimci Alternatif Dergisinin devamı olarak Ağustos 1994 tarihinden itibaren Türkçe ve aylık Sosyalist Dergi şeklinde yayımlanmaya başlanmıştır.

Özgür Bakış

Terör örgütü PKK propagandası doğrultusunda legal alanda günlük olarak yayımlanmaktayken 22.10.1998 tarihinde İstanbul DGM tarafından bir ay süre ile kapatılan ve sonraki tarihlerde yayımına kendiliğinden son verilen Ülkede Gündem (Yeni Ülke, Özgür Gündem, Özgür Ülke, Yeni Politika) Gazetesinin yerine Özgür Bakış gazetesi Şubat ayı ilk haftası itibarıyla deneme basımına başlamış ve 15 Şubat 1999 tarihinden itibaren de düzenli yayıma geçmiştir.


Yurtdışı

Özgür Politika(Günlük Gazete-Almanya)

Terör örgütü PKK doğrultusunda illegal olarak 1995 tarihinde Almanya'da yayın hayatına başlamıştır.

Berxwedan (Direniş)

ERNK'nın temel yayın organıdır. Terörist başı Abdullah ÖCALAN'ın teorik düzeydeki çarpıtma ve saptırmalarını ajitasyon düzeyinde takviye etmeyi amaçlayan gazete, 1985'te ALMANYA'da yayımlanmaya başlanmıştır.

Axina Welat (Vatanın Ahı)

PKK'nın illegal yayın organı olarak Ocak 1995 tarihinden itibaren Rusya'nın başkenti Moskova'da (15) günde bir Latin ve Kiril alfabesiyle yayımlanmaktadır.

Botan Dergisi

Mart 1992'den itibaren ERMENİSTAN'da Ermenice olarak çıkarılmaya başlanmıştır.

Denge Kurt (Kürdistanın sesi)

PKK terör örgütü doğrultusunda Azerbaycan'da çıkarılmaktadır.

Wosea Mezopotamya ( Mezopotamyanın sesi)

PKK terör örgütü doğrultusunda Romanya'da illegal olarak yayımlanmaktadır.

Serxwebun Dergisi (Bağımsızlık)

Terör örgütü PKK'nın, doğrudan Parti-Merkez yayın organı olarak, 1979 tarihinde Almanya'da İllegal olarak yayıma başlamıştır.

Sterka Ciwan (Gençlik Yıldızı)

PKK terör örgütünün ERNK'ya bağlı olarak oluşturduğu YCWK (Kürdistan Yurtsever Gençler Birliği)'nin illegal olarak, Haziran-Temmuz 1994 yılından itibaren aylık-iki aylık periyodlarla Almanya'da çıkardığı yayın organıdır.

Kürdistanın Sesi

PKK tarafından illegal olarak 1990-1991 tarihinde itibaren Güney Kıbrıs Rum kesiminde aylık Rumca olarak yayımlanmaktadır.
ARGK ve ERNK'nın Kurulması
PKK, 15 Ağustos 1984'te gerçekleştirdiği Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla HRK (HEZEN RIZGARİYA KÜRDİSTAN - KÜRDİSTAN KURTULUŞ BİRLİĞİ) isimli askeri aparatının kuruluşunu ilan etmiştir.

26-30 Ekim 1986 tarihlerinde Lübnan'ın Bekaa Vadisinde bulunan Mahsum Korkmaz akademisi adlı terör kampında 3. Kongre yapılmıştır. Bu kongrede uluslar arası ittifaklar, askeri aparat, parti ve cephe örgütlenmeleri yönünde kararlar alınmıştır.

HRK adlı askeri aparatın ismi ARGK (KÜRDİSTAN ULUSAL KURTULUŞ ORDUSU - ARTEŞE RIZGARİYA GELE KÜRDİSTAN) olarak değiştirilmiştir.

ARGK birlikleri: merkezi bölgesel ve yerel düzeylerde örgütlenen çeşitli büyüklükteki birliklerdir. En küçük birim gruptur. Bir grup, şartlara göre sayıları 7 ile 11 arasındaki örgüt mensubundan oluşur. Örgüt yapısının büyümesinde üç üçlük sistem esası uygulanır. Üç gruptan bir takım, üç takımından bir müfreze oluşur. Büyüme tabur ve alay biçiminde devam eder.

PKK terör örgütü, 21 Mart 1985 tarihinde çeşitli toplum kesimlerinde cephe örgütlenmesini gerçekleştirmek üzere ERNK'yı (Kürdistan Halk Kurtuluş Cephesi - Eniya Rizgariya Netewa Kürdistan)'ı ilan ederek halk üzerindeki etkinliğini ERNK eliyle, sıcak çatışmaları da ARGK eliyle yapmaya başlamıştır. ERNK örgütlenmesi terör örgütü PKK 'nın siyasi kanadını oluşturarak terör örgütünün, askeri kanadı olan ARGK'nin lojistik, savaşçı, para, halk desteği v.s... ihtiyaçlarını karşılama görevini yapmaya başlamıştır. ARGK bölgede yaptığı eylemleri ERNK militanları aracılığıyla halk abartılı biçimde anlatarak onları etki altına almak istemekteydi.

Terör örgütü, ERNK ve ARGK 'nin kurulmasını ilan ederek halk savaşlarının 3 temel unsuru olan PartiPKK (Kürdistan İşçi Partisi), CepheERNK (Kürdistan Halk Kurtuluş Cephesi), Ordu ARGK (Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu) örgütlenmesini tamamlamış oldu. Bu dönemden sonra dağda başarılı olamayan veya propaganda yönü gelişkin olan elemanlar şehirlere , halkın içine gönderilerek komiteler oluşturulmuş ve dağdaki elemanların ihtiyaçları karşılanmaya başlanmıştır.

3.Kongre'de örgüte maddi gelir sağlama amacıyla "VERGİLENDİRME KANUNU" adı altında alınan kararlarda ise kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerini alan kürt kökenli müteahhit ve taşeronlarla, ekonomik faaliyette bulunanlardan makbuz karşılığı vergi adı altında para alınması kabul edilerek, örgüte maddi destek sağlanması kararlaştırılmıştır.

Yine bu kongrede Türkiye'nin ekonomik değerlerine, güvenlik güçlerine, (Polis, Asker) ajan muhabir, muhbir diye nitelendirilen sivil halk kesimiyle, kamu kurum ve kuruluşlarına eylem yapılmasının sürdürülmesi planlanmıştır.

Bu doğrultuda 1987 yılının ilk eylemi 17 Ocak'ta Mardin/Gercüş'te bir köy baskını şeklinde gerçekleştirilmiştir.

Terör örgütü PKK; 3 ncü kongre kararları doğrultusunda Ülkemizdeki faaliyet sahalarını eyaletlere ayırarak eylem ve faaliyetlerini bu şekilde sürdürmeye devam etmiştir.

Terör örgütü PKK 4 ncü kongreye hazırlık amacıyla 13-30 Eylül 1989 tarihleri arasında Van-Çatak ilçesi Toranis (Acarlar) köyünün güneyinde bulunan Tatereş Dağında 1nci Yurtiçi konferansını yapmıştır. Bu toplantıda;
Cephe faaliyetlerinin ağırlık olarak ülke içerisinde, özellikle Türkiye metropollerinde yürütülmesi, bu amaçla faaliyetlerin tek merkezden ve tam yetkiyle yürütülmesi için "PKK İç Merkezi "nin oluşturulması, bu merkezin 6 ayda bir toplanması

Eyaletlerin kendi içinde temel bölgelere ayrılması

Geçici veya hareketli olabilecek üslerin eyalet üslenmelerine bağlı olarak yapılması

Örgüte ihanet eden, örgütten kaçan militanları yargılayacak organların kurulması, bunların yetki sahalarının bir yönetmelikle belirlenmesi kararları alınmıştır.
PKK terör örgütü 04-13 Mayıs 1990 tarihinde Mahsum Korkmaz Akademisi adlı terörist eğitim kampında 2. Ulusal Konferansını gerçekleştirmiştir. Bu konferansta;
Üniversite ve gençlik kesimine el atarak ajitasyon ve propaganda çalışmaları yürütmek suretiyle sempatizan kadrolar oluşturup bunları savaşçı olarak kullanabilmek amacıyla örgütün yurtdışındaki kamplarına göndermek,

Kırsalda faaliyet yürüten militanlara yiyecek-giyecek temin etmek,

Kitle eylemleri düzenlemek,

Basın yayın propaganda çalışmalarına ağırlık vermek ve bu doğrultuda legal alanda "Özgür Halk, Yeni Ülke, Dilan" gibi yayın organları vasıtasıyla propaganda çalışmaları yapmaya ağırlık vermiştir.

Siyasi Partilerle İlişkileri ve Siyasi Faaliyetleri
Terör örgütü PKK'nın, 4. Kongresinde geniş halk kitlelerine seslenebilecek legal kitle örgütleri ile basın yayın çalışmalarına ağırlık verilmesi, bu unsurların örgüt stratejisi yönünde kullanması kararları alınmıştır. HEP ve SHP il ve ilçe teşkilatlarına sızarak, bu siyasi partilerin örgütün propaganda ve ajitasyon merkezi haline getirilmesi istenmiştir. 1991 seçimlerinde SHP-HEP ittifakı ile terör örgütüne yakın bir takım kişiler parlamentoya girebilmiştir.

1991-92 yıllarından itibaren kitle gösterileri ve olayları ile özellikle güneydoğu bölgemizdeki bazı yerleşim merkezlerinde toplumsal kitle olaylarını da yönlendirip provake eden örgütün bu dönemden itibaren siyasi faaliyetlere de ağırlık verdiği görülmüştür.

1991 yılında parlamentoya giren HEP (Halkın Emek Partisi) ve daha sonra bu partinin yerini alan DEP (Demokrasi Partisi)'nin de PKK'nın kitle olaylarını yönlendirmesine katkısı olmuştur.

16 Şubat 1999, Yunanistan/Atina, PKK güdümündeki "Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu" Başkanı Yaşar Kaya'nın basın toplantısı.
(Kaynak:AP)


Bu siyasal partiler bünyesinde örgütlenip kadrolaştırılan kişilerin PKK'nın kırsal kesimdeki silahlı gruplarına katılımlarıyla terör örgütünün silahlı militan sayısında da önemli ölçüde çoğalma görülmüştür.

1991 yılının önemli olaylarından birisi de örgüt içerisinde hizipleşmelerin baş göstermesidir. 4. Kongrede ÖCALAN'a muhalif güçler SARI BARAN (K), Mehmet ŞENER, FAİK (K) isimli üç örgüt mensubunun liderliğinde kurulun VEJİN (DİRİLİŞ) örgütü bazı değişiklikler dışında var olan PKK terör örgütünün ideolojisini benimsemiştir. Bu değişiklikler ise; örgütte evlenmelere, örgütte isteyenin istediği zaman ayrılmasına, PKK'da olmayan bazı sosyal haklara sahip olunmasına imkan vermek olup, Kürt halkının kendi kaderini kendinin tayin etme hakkının elinde olması şartıyla Türkiye çatısı altında sözde federal bir Kürdistan devleti için mücadele edilmesinin temel hedefleri olduğunu açıklamışlardır.

Mehmet ŞENER, teröristbaşı ÖCALAN'ın isteği üzerine Suriye Muhaberatı tarafından öldürülmüş, VEJİN ve PKK arasında çatışmalar başlamıştır.


KUM (Kürdistan Ulusal Meclisi)
PKK terör örgütü 1991 yılında gerçekleştirdiği 4.Kongrede aldığı kararla yoğunlaştırdığı siyasi atağını devam ettirmek, diğer Kürt gruplarını ve Kürt oluşumları yanına çekmek amacıyla 1993 yılı Mart-Haziran ayları arasında Zeli Kampında Türkiye'nin değişik bölgelerinden şahısları Ulusal Meclis Üyesi sıfatıyla toplayarak KUM (Kürdistan Ulusal Meclisi)'ni gerçekleştirmiştir. Topladığı şahısları örgüt ideolojisi çerçevesinde 7 ay siyasi eğitimden geçirmiştir. PKK tarafından düzenlenen KUM'a 400 kişinin katılmasını beklenirken 130 kişinin katılması sebebi ile toplantı istenen düzeyde olmamıştır.

Toplantıda terörist başı A.ÖCALAN'ın talimatıyla İslami yönü ağır basan kesimi PKK saflarında örgütlemek ve kamuoyuna imaj değişikliği mesajını vermek amacıyla Abdurrahman DÜRRE ve arkadaşlarınca Kürdistan İmamlar Birliği, Kürdistan Mollalar Birliği ve Kürdistan Dindarlar Birliği lağvedilerek yerine KİH (Kürdistan İslami Hareketi) oluşturma kararı alınmıştır.

1992 yılından itibaren güvenlik güçlerince gerçekleştirilen yoğun yurtiçi ve sınır ötesi operasyonlar sonucu örgüt önemli zayiatlar vermiştir.

Örgüt elebaşı A.ÖCALAN bu gerilemeyi telafi etmek, militanlarına moral vermek amacıyla 1993 yılı başlarında tek taraflı ateşkes ilan etmiştir.

24.05.1993 tarihinde Bingöl-Elazığ karayolunun kesilerek 33 askerimizin şehit edilmesi eylemiyle sözde ateşkes süreci sona ermiştir.
SKP (Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu)

1995 yılı başlarında Avrupa'daki Kürtçü dernek ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla sözde SKP (Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu) oluşturma çabalarına başlanmıştır. Bu çalışmalara, dokunulmazlıkları kaldırılan ve bu sebeple yurtdışına kaçan bir kısım DEP Milletvekilleri de katılmışlardır.

12.04.1995 tarihinde Hollanda'nın Lahey şehrinde sözde SKP açılmış ve başkanlığına DEP eski genel başkanı Yaşar KAYA getirilmiştir. Sözde SKP (Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu) değişik tarihlerde ve Avrupa'nın değişik şehirlerinde günümüze kadar (7) toplantı gerçekleştirmiştir
Yasadışı PKK terör örgütünün güdümü altında olduğu bilinen bu sözde parlamentoda yine PKK örgütünün yan kuruluşları olan Kürdistan Aleviler Birliği, Yezidiler Birliği, Asuri Federasyonu, Kürdistan İslam Hareketi, Kürdistan Aydınlar Birliği, ERNK ve kapatılan DEP temsil edilmektedir.

Türkiye'nin diplomatik girişimlerine rağmen sözde Kürt Parlamentosu 7.Toplantısını 29-30.09.1998 tarihinde İtalya'da gerçekleştirmiştir. Bu toplantıya yasadışı örgütün eli kanlı militanlarının da katıldığı görülmektedir. Buna çarpıcı bir örnek olarak Şanlıurfa bölgesinde daha önce silahlı faaliyet gösteren örgüt militanı Abdurrahman ÇADIRCI'nın sözde parlamentoda görev alması verilebilir.

Aynı dönem içerisinde terör örgütünün siyasal kanadı olan ERNK tarafından Avrupa'da siyasallaşma çalışmaları hızlandırılmıştır. Bu çerçevede 1 Eylül Dünya Barış Gününü de provake etmeyi planlayan örgüt, "Musa ANTER Barış Treni" adı altında bir etkinlik düzenlemiş, ancak gayesine ulaşamamıştır.

1998 yılında güvenlik güçlerince yapılan yoğun operasyonlar örgütü önemli ölçüde yıpratmış, militanlar arasında huzursuzluklar had safhaya ulaşmıştır. Örgüt bu olumsuzluklardan kurtulmak, uluslararası kamuoyunda özgürlük mücadelesi verdiği imajını oluşturmak amacıyla 1991 yılından itibaren başlattığı faaliyetini siyasi alana çekme girişimlerini hızlandırma çabası içine girmiştir.

17 Eylül 1998 günü ABD'de KDP ve KYB liderlerinin bir araya gelmeleriyle imzalanan Washington anlaşması ile ilgili olarak terörist başı Abdullah ÖCALAN MED TV'de yapmış olduğu açıklamalarda bölgede Kürt gruplarının bir araya gelerek anlaşma zemini bulabilmelerinin PKK açısından olumlu bulunduğunu, PKK terör örgütünün bu anlaşmanın karşısında olmadığını, ancak kurulabilecek bir yapının Kürt halkını temsil eden bütün grupların bir araya gelmesiyle oluşturulması gerektiğini, bu çerçevede PKK'nın da bu oluşumun içinde olması gerektiğini belirtmiştir.

1998 yılı içerisinde bölücü örgüt tarafından yine 1 Eylül Dünya Barış Günü provake edilmek istenmiş, İstanbul'dan Diyarbakır'a "Barış Otobüsü" düzenleme girişiminde bulunulmuş, ancak bu faaliyetin PKK terör örgütü tarafından düzenlenmesi nedeniyle kamuoyunda meydana gelen tepkiler sonucu bu faaliyet gerçekleşememiştir.

15 yılı aşkın bir süreden beri Türkiye'ye yönelik acımasızca eylemler gerçekleştiren terör örgütünün lideri, bu süre zarfında Suriye'de bulunmaktaydı. Siyasi ve askeri makamların kararlı tutumlarıyla ve izlenilen politikalarla, yasadışı örgütün lideri Abdullah ÖCALAN, 9.10.1998 tarihinde Suriye'yi terk etmek zorunda kalmış, 12.11.1998 tarihinde Abdullah SARIKURT (02.05.1951 Copler doğumlu) adına düzenlenmiş sahte pasaportla Rusya/Moskova'dan İtalya/Roma havaalanına giriş yaptığı anda İtalyan polisince gözaltına alınmıştır.

Terörist başının İtalya'da yakalanması üzerine, Türkiye'nin iade taleplerine ve bu konuda yapılan siyasi girişimlere İtalyan hükümeti olumlu cevap vermemiştir. Roma'da gözaltında bulunan A. ÖCALAN Roma İstinad Mahkemesince 20.11.1998 tarihinde İtalyan hükümetinin kendisine tahsis etmiş olduğu evde geçici olarak gözaltında bulundurulmak şartıyla serbest bırakılmıştır.

Terörist başı Abdullah ÖCALAN 14 Kasım günü İtalya'dan iltica talebinde bulunmuş ve bu iltica talebi İçişleri Bakanlığı komisyonuna havale edilmiştir.

İtalya'nın, Türkiye'nin iade talebini ilk mahkemede reddetmesi üzerine, Türkiye tarafından bir üst mahkemeye itirazda bulunulmuştur.

ÖCALAN, Yunanistan'lı bazı yetkililerin sağladığı "LAZAROS MAVROS" adına düzenlenmiş sahte pasaportla yakalanmıştır.



Terörist başı Abdullah ÖCALAN İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden beklediği desteği bulamamış ve bunun üzerine 16.01.1999 günü İtalya'dan da ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu gelişmeyi takip eden günlerde adı geçenin Almanya,Danimarka,Hollanda, Belçika ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerine ikamet veya sığınma amaçlı girişimleri olmuşsa da, bu konuda hiç bir ülkeden olumlu bir cevap alamamıştır. Ayrıca, Yunanistan'ın Abdullah ÖCALAN'a siyasi statü verilmesi amacıyla Avrupa Parlamentosuna başvuru da reddedilmiştir. Terörist başı A.


PKK'nın Yabancı Ülkelerdeki Faaliyetleri

Almanya

Almanya'da yaşayan Türk nüfusun yoğunluğu terör örgütü PKK için Avrupa alanındaki faaliyetlerinin organizesinde bu ülkeyi önemli bir merkez ve üslenme alanı olarak görmesine sebep olmaktadır.

1993 yılında PKK terör örgütünün Almanya'da resmen yasaklanmasına rağmen faaliyetler, paravan isimlerle kurulan 33 dernekle yürütülmeye çalışılmaktadır.



PKK'nın cephe faaliyetlerini yürütmek üzere bu ülkede kurulan ERNK ile bu paraleldeki diğer dernek ve kuruluşlarca Türk işçileri arasında PKK'ya eleman kazandırmak amacıyla propaganda faaliyetleri sürdürülmektedir. Terör örgütü PKK'nın son zamanlarda içine düştüğü eleman sıkıntısı sebebiyle bu ülkedeki sempatizan konumundaki kişileri legal görünümlü organizasyonlar bünyesinde seminer ve toplantılarla siyasi eğitime tabi tutarak önce Ortadoğu'ya sonra da Türkiye'ye göndermektedir.

Ayrıca yine aynı amaca yönelik olarak mülteci ve kaçak statüsünde bulunan oturma izni olmayan kişileri bu ülkede aktif örgütsel faaliyetlerde bulunmaya zorlamaktadır. Çeşitli vesilelerle organize edilen geceler, açılan yardım kampanyaları yayımlanan gazete ve dergilerin zorla satılması ile örgüt adına zorla para toplama faaliyetlerinden elde edilen gelirler örgütün finans kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu yollarla elde edilen gelirin yıllık 150 milyon Mark civarında olduğu değerlendirilmektedir.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi

Yunanistan, Türkiye'de işlemiş oldukları terör suçları nedeniyle adli takip ve soruşturmadan kaçarak ülkelerine sığınan teröristlere siyasi sığınma, kamp ortamı sağlama, silahlı eğitim, sağlık hizmeti verme ve barınma imkanı gibi kolaylıklar sağlamaktadır.

PKK terör örgütü Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesiminde rahatça faaliyet gösterebilmektedir. Elde edilen bilgiler ve yakalanan PKK militanlarının ifadelerinden; özellikle 1994 yılından itibaren Ülkemizden ve Avrupa'dan çeşitli yollarla Yunanistan'a gönderilen PKK militanlarının, bu ülkede örgüte ait mevcut kamplarda patlayıcı madde eğitimine tabii tutuldukları ve bu eğitimi tamamlayan militanların görevlendirildikleri metropol iller ve turistik bölgelerde bombalı saldırılar yapmak üzere Türkiye'ye giriş yaptıkları anlaşılmaktadır.

PKK, Yunanistan'dan ülkemize dönük faaliyetlerin bir kısmını Atina ve İstanköy'de bulunan ERNK temsilciliği ve Kürdistan Komitesi gibi kuruluşlarca organize etmektedir.

Yunanistan'ın özellikle Avrupa kamuoyunu etkilemeye yönelik Türk turizmini baltalama amaçlı yoğun gayretleri ile ülkesindeki parlamenter, asker ve diğer resmi kişilerin himayelerinde oluşturulan kamplarda turistik yörelerimize yönelik bombalama ve sabotaj eğitimlerinin verilmesi yasadışı örgüt ile Yunanistan'ın hangi müştereklerde birleştiklerini göstermektedir.



Güney Kıbrıs Rum kesimi PKK terör örgütü mensuplarının Avrupa ülkelerinde Suriye, İran ve Irak'a geçişlerindeki uğrak yeri olup, örgüt mensuplarına her türlü kolaylığı göstermektedir. Bekaa vadisinde Abdullah ÖCALAN'la görüşen Rum milli muhafız ordusunun emekli komutanının "Kürdistanın kurtuluşu Kıbrıs'ın kurtuluşu demektir" şeklindeki ifadesi herşeyi açıkça ortaya koymaktadır.Yunanlı subaylar terör örgütü PKK kamplarında teröristlere eğitim vermişlerdir.

Sonuç olarak Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesiminin PKK terör örgütüne vermiş oldukları destek, devlet düzeyinde yürütülmektedir. Bu ülkelerin bakanları, milletvekilleri, çeşitli kademelerdeki askeri ve sivil bürokratları, gazetecileri ve diğer kesimlerince PKK terör örgütüne yoğun bir destek verilmektedir. Yani kısaca Yunanistan ülkemize karşı ilan edilmemiş bir savaş kampanyası sürdürmektedir.

Romanya

Terör örgütü PKK Romanya'yı ticari faaliyetleri için bir üs olarak kullanta ve bu ülkedeki faaliyetlerini Kürt iş adamları Derneği ile Mezopotamya'nın sesi ismiyle çıkardıkları dergi çevresinde sürdürmektedirler.

Türkiye'de metropollere ve turistik alanlara yönelik gerçekleştirilecek eylemlerin bu ülkede planlandığı, koordine edildiği ve patlayıcı maddelerin buradan temin edildiği bilinmektedir.

Bu ülkede PKK adına eğitim gören ve belirli seviyeye gelen örgüt mensupları, Yunanistan'a gönderilmekte, burada askeri ve siyasi eğitimlerini tamamladıktan sonra bombalı eylemlerde bulunmak üzere ülkemize giriş yapmaktadırlar.

Hollanda

PKK terör örgütü faaliyetlerini siyasi alanda sürdürmek amacıyla 12 Nisan 1995 günü Hollanda'nın Lahey şehrinde yaptığı toplantıda sözde sürgünde Kürt Parlamentosunu kurmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı Amsterdam, Rotterdam, Lahey, Arnheim ve Deventer gibi şehirlerde örgüt mensuplarının bu insanlardan zorla para topladığı, bazı işyeri sahiplerini tehditle aylığa bağladığı, para vermeyenlere sürekli olarak baskı yaptığı bilinmektedir. PKK terör örgütü bu ülkedeki faaliyetlerini halen bir çok dernekle sürdürmektedir.

Suriye

Terör örgütü PKK'ya destek veren ülkelerin başında Suriye yer almaktadır. Suriye PKK terörünü su ve Hatay sorunu ile irtibatlandırmakta ve bunu bir koz olarak elinde tutmak istemektedir.

Kürt asıllı Suriye vatandaşları arasında PKK örgütlenmesinin bütün hızıyla devam ettiği, örgütün lider konumundaki militanlarının büyük bir kısmının bu ülke orijinli olduğu bilinmektedir.

15 yılı aşkın bir süreden beri Türkiye'ye yönelik acımasızca eylemler gerçekleştiren terör örgütünün lideri, bu süre zarfında Suriye'de bulunmaktaydı. Siyasi ve askeri makamların kararlı tutumlarıyla ve izlenilen baskı politikalarıyla, yasadışı örgütün lideri 09.10.1998 tarihinde Suriye'yi terk ederek Moskova'ya kaçmak zorunda bırakılmıştır.

Irak-Kuzey Irak

1990 yılında ortaya çıkan Körfez krizinden sonra oluşturulan 36. paralelin Kuzeyindeki tampon bölgede söz sahibi olan Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)'nin yanısıra PKK da bu bölgede üs ve faaliyet alanları oluşturmuş, otorite boşluğunun ortaya çıkması ile birlikte PKK tamamen bu bölgeye yerleşmiştir.

Kuzey Irak'taki fiili durumun, PKK'nın faaliyetlerine önemli katkılar sunduğu bilinmektedir. Uzun bir süre Kuzey Irak'ı salt bir cephe gerisi olarak kullanmaya çalışan PKK, Körfez Krizi'nin akabinde, bölgenin kuzeyini bir hakimiyet sahası olarak kullanma yoluna gitmiştir. PKK bölgede etkili bir güç olmanın, uluslararası camia nezdinde Kürt sorununda taraf olmak gibi bir avantaj sağlayacağını hesap etmektedir.

PKK'nın yakın dönemde sözde Sürgünde Kürt Parlamentosunu Kuzey Irak'ta üslendirmeyi hedeflediği, daha ileri giderek KYB ve KDP ile birlikte kendisinin de içerisinde yer alacağı Ulusal Kongreyi toplamayı hedeflemektedir, bu amaçla da Ulusal Kongre faaliyetlerinde başarı sağlanması için mevcut örgüt ve aşiretler ile ilişkilere önem vermektedir.

İran

Güvenlik kuvvetlerince ele geçirilen veya kendiliğinden teslim olan örgüt mensuplarının ifadelerinden; örgüt mensuplarının İran topraklarını barınma ve eğitim alanı olarak kullandığı ve özellikle Türkiye-İran ortak sınırına mücavir alanlarda örgütün kamplarının bulunduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca terör örgütü mensuplarının İran resmi makamları ile ilişki arayışı içerisinde olduğu, ihtiyaç duyduğu silah ve mühimmatın bir kısmını bu alandan sağladığı ve Türkiye-İran-Irak'a illegal geçişler için İran sahasının kullanıldığı, sınıra yakın yerlerde kümeleşen örgüt militanlarının ortak sınırı illegal yollardan geçerek güvenlik kuvvetlerine ve bölge halkına yönelik eylemler gerçekleştirdikten sonra tekrar karşı tarafa geçtikleri bilinmektedir.

Bulgaristan

Bulgaristan'da, rejim değişikliğinden sonra bozulan genel denetim ve güvenlik koşulları ülkede uyuşturucu, silah kaçakçılığı, sahtekarlık gibi alanlarda şebeke faaliyetlerine müsait bir ortam yaratmış ve PKK'nın veya bu örgüte yardımcı kişilerin Bulgaristan'da uygun yerleşme ortamı bulmalarına fırsat sağlamıştır. Bu sayede örgüt Avrupa ile Türkiye arasındaki bu tür faaliyetlerinde Bulgaristan'ı transit geçiş için kullanmaktadır.

İtalya
İtalya'da son zamanlarda faaliyetlerini sıklaştıran PKK terör örgütüyle mücadelede İtalyan Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin taviz verilmeyeceğini bildirmelerine rağmen, sözde SKP'nin 7. Toplantısını 29-30.09.1998 tarihleri arasında meclis salonunda düzenlenmesine izin vermesi büyük bir skandal olmuştur.İtalya, Ortadoğuda üretilen eroinin hem tüketicisi, hem de komşu ülkelere taşınmasında İtalya, transit yol konumundadır. Bu ülkede PKK'nın en verimli finansman kaynağının uyuşturucu kaçakçılığı olduğunu, arkasından da İşçi simsarlığının geldiği bilinmektedir. Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosu üyeleri, terörist başı A. ÖCALAN'ın İtalya'da yakalanmasının ardından söz konusu terörist başına destek olmak amacıyla İtalya Parlamentosu önünde düzenledikleri destek gösterisinde.
PKK terör örgütünün İtalya'da, Kürdistan Kültür Derneği, Kürdistan Enformasyon Bürosu, ERNK Bürosu-Roma, Kürt Dostluk Derneği ve benzeri kuruluşlar adı altında faaliyetlerini yürüttüğü bilinmektedir.


Rusya

Rusya Federasyonunda faaliyet gösteren örgütlerin başında Kürdistan Ulusal kurtuluş Cephesi (ERNK), Uluslararası Kürt Kültür Merkezi, Kürt-Rus Dostluk Derneği ve BDT Kürtleri derneği gelmektedir.

PKK terör örgütü gerek Rusya'da gerekse diğer cumhuriyetlerde bulunan Kürt potansiyeli kendi tarafına çekmek, olaya uluslar arası boyut kazandırmak, bu ülke vatandaşı olan Kürtleri silahlı faaliyetlerde kullanmak ve silah, uyuşturucu kaçakçılığında işbirliği yapmak amacıyla buralara açılma hamlesi yapmış, bilahare Rusya'nın da katılımıyla uluslararası konferans düzenleme imkanı dahi bulmuştur.

Bunun bir örneği de, PKK terör örgütünün bir organı olan Sözde Sürgünde Kürt Parlamentosunun Moskova parlamento binasında 30 Ekim 1995'de başlayan ve (3) gün devam eden toplantıdır.

İngiltere

İngiltere PKK'yı bir terör örgütü olarak görmekte, ancak, bu ülkede terör örgütü PKK adına faaliyet göstere kuruluşlar rahatça örgütlenebilmektedir. Özellikle, Kürdistan İnsan Hakları Projesi, Kürdistan Enformasyon Merkezi ve Kürdistan Workers Association isimli kuruluşlar vasıtasıyla örgüt faaliyetlerini rahatlıkla yürütmektedir.

PKK terör örgütü İngiltere'de bir çok dernek ve kuruluşlarla kamuoyunu yanlış bilgilendirmekte, bu yanlış yönlendirme sonucu İngiltere kamuoyunda, Türkiye'de insan hakları uygulamasında Kürt kökenli vatandaşlara farklı davranıldığı düşünceleri hasıl olmaktadır.

Fransa

PKK için Fransa, Avrupa alanındaki faaliyetlerin organizesinde önemli bir merkez olarak görülmekte ve faaliyetler bu doğrultuda sürdürülmektedir.

Terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı olarak faaliyet yürüten ERNK ile kendi paralelindeki diğer dernek ve kuruluşlarca PKK'ya, bu ülkede çalışan Türk işçileri arasından eleman kazanmak amaçlanmakta, düzenlenen çeşitli geceler ve açılan yardım kampanyaları ile örgütün dergi ve gazetelerinden elde edilen gelirler aktarılmaktadır.

Avusturya

Avusturya, PKK ve paravan kuruluşlarına karşı müsamahakar tutumuyla dikkati çeken bir ülkedir.

PKK doğrultusunda faaliyetlerde bulunan ERNK bürosu, Kürt Kızılayı gibi kuruluş ve dernekleri vasıtasıyla, bu ülkede bulunan Türk vatandaşlarından zorla para toplama, Türkiye aleyhinde kamuoyu oluşturma amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleme ve bu ülkede bulunan Türk kuruluşlarına yönelik saldırı eylemlerinde bulunma faaliyetleri gerçekleştirmektedir. gerçekleştirmektedir.

İsviçre

Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi PKK'nın cephe örgütü ERNK başka isimler altında bu ülkede de faaliyet göstermektedir. Örgüt İsviçre'de yoğun bir şekilde propaganda faaliyetlerine ağırlık vermektedir. Bu amaçla çeşitli geceler, seminerler, konferanslar gibi faaliyetler düzenlemektedir.

İskandinav Ülkeleri

İsveç

İsveç hükümeti PKK'yı terör örgütü olarak tanımakla birlikte Avrupa'da pek çok ülke gibi Kürt dernekleri federasyonu şemsiyesi altında faaliyet gösteren paravan kuruluşlara müsamahakar davranmaktadır. Hükümet, PKK'yı açıkça kınamaktan çekinmekte, sadece başvurduğu şiddet eylemlerine karşı çıkmaktadır.

ERNK'nin İsveç'te Türk vatandaşlarından zorla para topladığı bilinmektedir. Aynı şekilde geçtiğimiz yıl Stockholm'un çeşitli bölgelerindeki Türk turizmini baltalamaya yönelik posterlerde de ERNK imzası yer almaktadır.

Örgüt doğrultusunda İsveç'te faaliyet gösteren yaklaşık 42 derneğin İsveç Kürt dernekleri federasyonu adı altında toplandığı bilinmektedir.

Danimarka

Danimarka kamuoyu, Kürt Konusuna bir azınlık ve insan hakları sorunu ve ülkesi olmayan bir toplumun bağımsızlık mücadelesi olarak anlayış ve sempati ile bakma eğilimindedir.

Halen PKK terör örgütünün geçmiş yıllarda olduğu gibi bu ülkede de çeşitli kültürel adlar altında açmış olduğu derneklerin faaliyetlerine devam etmelerinin, bunların yanında 1995 yılında faaliyete başlayan ERNK bürosunun Hükümet izniyle resmi olarak açılmasının ve Adalet Bakanının ERNK bürosunun herhangi bir suç işlemediği taktirde faaliyetlerine engelleme getiremeyeceklerini belirtmesinin dikkat çekici olduğu değerlendirilmektedir.

Norveç

Avrupa'da Türklerin yoğun olarak yaşadıkları merkezlerdeki kadar büyük boyutlarda olmasa bile, Norveç'te de PKK mensupları örgütleri adına açık veya örtülü tehdit yoluyla para toplamaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, PKK şiddet kullanımı, aşırı gösteriler, uyuşturucu ticareti, işçi simsarlığı türünden faaliyetlerini bu ülkede de sürdürmekte, PKK'nın paravan kuruluşları mevcudiyetlerini korumaktadırlar.

Tüm bu gelişmelere rağmen Norveç makamları maalesef 1999 yılı içinde bu ülkede ERNK'nin bir büro açmasına müsaade etmişlerdir.

Finlandiya

Özellikle Körfez savaşından sonra Finlandiya'nın gündemine "Kürt Meselesi" "Ezilmiş bir halkın mücadelesi" şeklinde girmiş bulunmaktadır. Bu görüş üzerinde diğer Nordik ülkeleri parlamentolarının benzer görüşlerinin de etkisi olmuştur. Helsinki'de halen Fin-Kürt dostluk derneği ve Kürt Enformasyon merkezi isimleri ile aynı çatı altındaki PKK uzantısı ve yandaşı kuruluşlar faaliyet göstermektedir.

Diğer Ülkeler (ABD-İspanya-İrlanda)

ABD'de bulunan Türkiye aleyhtarı Ermeni ve Yunan lobilerinin yanında, bizzat terör örgütü PKK tarafından ABD ile ilişkileri geliştirmek ve Türkiye aleyhtarı faaliyetlere ivme kazandırmak amacıyla 1995 yılında GANİ GULUM (Kod adı) Namet GÜNDÜZ başkanlığında American Kurdısh Informatıon Network-AKIN (Amerikan Kürt Enformasyon Şebekesi) isimli dernek açılmıştır.

Bunun yanında, 1996 yılında Kürt Milliyetçisi Dr.Necmettin KERİM liderliğinde Washington'da "Kürt Enstitüsünü" kurulmuştur.

Terör örgütü PKK'nın İspanya'da iktidar ve muhalefet millet vekillerinin yanısıra bazı kuruluşlarla da irtibat halinde olduğu, Kürt Enformasyon ve İşbirliği Merkezinin açılışı sırasında görülmüştür.

PKK terör örgütü İrlanda'da sosyalist çevrelerle işbirliği yaparak sözde Türklerin Kürtlere katliam yaptığı imajını sergileyerek, İrlanda'dan Türkiye'ye bazı sendika ve dernek yetkililerini göndermişlerdir.

PKK'nın İrlanda-Dublinde Kürdistan Enformasyon Merkezinin bulunduğu bilinmektedir
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 6:07 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

gerçekten titiz bir çalışma ve çok güzel olmuş.eline sağlık diyorum.devamını diliyorum.Düşmanımızı ne kadar iyi tanırsak bizim için o kadar iyidir.Basın da okusun bunları.Kime satıldığımızı da yazsınlar.Bunların oyunun hangi partileri ihya ettiğini de anlatsınlar.Hangi partilerin kürt partisine dönüştüğünü de söylesinler.rte ye neden çatmadığını da yazsınlar pkk nın.Hangi birliğe girmeye çalıştığını da yazsınlar rte nin.o ortaklık yapmaya çalıştığı avrupa ülkelerinin pkk ya bakış açılarını da yazsınlar.yaz kardeşim.Allah eline kuvvet versin.Bu millet ancak böyle görür gerçeği.İleride demesinler ki biz bilmiyorduk.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yenidendogus
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Nov 19, 2004
İletiler: 10
Şehir: Yürkiye

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 6:45 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

gerçekten harika bir çalışma ellerine sağlık güzel mümin kardeşim allah senden razı olsun ve doğru yoldan ayırmasın. ALLAH MÜSLÜMANLARI YÜCELTSİN!!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
metehan_mali
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Dec 18, 2004
İletiler: 22
Şehir: Türkiye

İletiTarih: Per Arl 23, 2004 8:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ellerine sağlık yahyaoğlu.ALLAH senden razı olsun.Bizi yönetenlerin de tam olarak bu bilgilerden haberi var mı acaba?Yoksa bu bilgileri ellerine alıp okuyacak yüzleri kalmamış mı? ALLAH'a emanet ol.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Arl 31, 2004 6:21 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Arkadaşlar bu çalışmayı 11 12 ayrı siteden yürütmüştüm devamını gönderememiştim. Bir haftadır siteye giremiyordum tümayrıntılarla devamı gelecek azkaldı...... Ülküdaşlarıma selam olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cum Arl 31, 2004 6:35 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

sabırsızlıkla daha detaylı açıklamalar bekliyor;Allah kolaylıklar versin diyorum.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Arl 31, 2004 8:18 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ülküdaşlar konuyu tekrar başa almak zorunda kaldım degişik bir arşivden yolluyorum. Eski yazılarım kayboldugu için yeni başlıklarla pkk gerçegini anlatacagım...... Yazıların hepsi alıntı ve belgelerden derlenmiştir. Bazı konularda kısa yorumlar bana aittir. kullanılan siteler:
www.yesil.org
www.torer.org
www.weletpervez.com pkk nın sitelerinden
www.turkiye.com
www.ateizm.com
www.ozgurpolitika.com
www.turkiyeonline.com
vs..............

belgeler:


kendi gazete ve haber arşivimdendir


Allaha emanet olun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Arl 31, 2004 8:19 pm    ileti konusu: PKK NIN KURULUŞU Alıntıyla Cevap Gönder

KADEK Terör Örgütü
Kuruluşu

1970'li yıllarda dünyada yükselen gençlik hareketlerinin Türkiye'ye yansıması nedeniyle ülkemizde birçok yasadışı terör örgütünü kurulmaya başlamıştır. KADEK terör örgütünün temeli de bu dönem içerisinde atılmıştır.

1974 yılında Ankara Yüksek Öğrenim Derneği (AYÖD) isimli gençlik organizasyonu içerisinde faaliyet gösteren Abdullah ÖCALAN,Kesire YILDIRIM (ÖCALAN), Haki KARAER, Cemil BAYIK, Kemal PİR isimli şahıslar Ankara'nın Tuzluçayır semtinde yaptıkları bir toplantıyla KADEK'nın ilk temelini atmışlardır.

Örgüt kurucuları örgütün, her ne kadar o dönemin yaygın akımı Marksist-Leninist fikir çizgide olduğunu iddia ediyorlarsa da, KADEK terör örgütü diğer yasadışı terörist örgütlerden çok farklı bir söyleme sahiptir. Yakın dönemde yaşanmış olan Vietnam,Angola,Kore,Cezayir, Mozambik ulusal mücadelelerinden ve KDP (Kürdistan demokratik Partisi)'nin Irak ve İran devletine karşı yaptığı mücadeleden büyük ölçüde etkilenerek yoğun bir tartışma, inceleme ve teorik faaliyet içerisine girmişlerdir. Bu tartışmalar sonucu,

Kürtlerin Türklerden farklı bir halk olduğu ve Türk devletince sömürüldüğü (siyasal,ekonomik ve kültürel ).

Sözde Kürdistan denilen bölgenin Kürt parçası olduğunu ve en büyük parçanın da Kuzey Kürdistan olarak nitelendirilen Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesi olduğu, amaçlarının da bu parçaları birleştirerek bağımsız birleşik Sosyalist Kürdistan kurmak olduğu

.Hedeflerine ulaşmak için Güneydoğu ve Doğu Anadolu'ya gidip yöre halkına propaganda yaparak düşüncelerine inandırıp sözde Ulusal mücadele başlatmak gerektiği sonuçlarına varmışlardır.

Örgüt ilk faaliyet alanı olarak Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep illerini hedef seçmiştir.

Özellikle bu şehirlerde yoğun faaliyette bulunmalarının nedenleri Diyarbakır'ın geçmişte bir çok isyana merkez teşkil etmesi dolayısıyla isyancı bir geleneğe sahip olması, Şanlıurfa'da halen Feodal yapının kırılmaması, yoksul köylü halkı ile devlete yakın aşiret reislerinin arasında çelişkiler yaşanması, Gaziantep'i seçmelerinin nedeni de sanayinin gelişmesiyle yoksul İşçi sınıfının akın etmesi, örgütün bu gibi avantajları olan şehirlere yönelmesine neden oluştur. Gaziantep alanına gönderilen Haki KARER bir süre faaliyet yürüttükten sonra yine Kürt örgütlerden biri olan "sterka sor" (kızıl yıldız) tarafından öldürülmüştür. Bu olay grubu etkiler zira o güne kadar kadrolarından hiç kimse öldürülmemiştir. Grup bundan sonra daha sert ve daha dikkatli olmaya başlarmıştır; en önemlisi de bu olaydan sonra partileşme kararı alarak bunun çalışmalarına başlamasıdır. Örgüt gerekli parti tüzüğü ve programını bir kitapçık halinde çıkartarak partileşme çalışmalarını hızlandırmıştır.

27 kasım 1978 'de Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde yapılan bir toplantıyla KADEK ( Kürdistan İşçi Partisi, Partiya Karkaren Kürdistan ) ilan edilmiştir. Bu aynı zamanda KADEK terör örgütünün 1.Kongre'si dir. KADEK terör örgütü, parti ilanını duyurmak için Hilvan ve Siverek'deki Aşiret ağalarıyla sürdürdüğü çatışmaları daha fazla yoğunlaştırarak dikkatleri üzerinde toplamayı amaçlamıştır. Bu çalışmalar sonucu siyasi yönden bazı kazanımlar elde etmişse de askeri yönden başarısızlığa uğramıştır. Çatışmalarda birçok militanını yanlış savaş taktikleri yüzünden kaybetmiştir. Bu durum terörist örgüt KADEK içerisinde rahatsızlıklar meydana getirmiştir. Toparlanmak amacıyla Mardin tarafına çekilen militanlar daha çok verdikleri kayıpları kapatmak amacıyla Propagandaya ağırlık vererek, yeni kadrolar oluşturma yoluna girmişlerdir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Arl 31, 2004 8:20 pm    ileti konusu: YAPISI Alıntıyla Cevap Gönder

KADEK Terör Örgütü
Yapısı

KADEK terör örgütü; Genel Başkanlık ve Genel Başkanlık konseyi, Merkez Komitesi, Merkez Disiplin Kurulu, Eyalet yapılanması, Bölge Komiteleri, Yerel Komiteler, Hücreler adı altında yapılanmıştır. Belirli zaman dilimlerinde Kongre ve Konferanslar düzenlenerek gelişen şartlara göre örgütün yapısı ve faaliyetlerinde değişiklikler yapılmaktadır.

Genel Başkanlık

Örgüt içerisinde ÖNDER olarak da adlandırılan genel başkan, KADEK terör örgütünün başı olup yönetimden sorumludur. Örgütün her türlü terör eylemi, propaganda faaliyetleri, her türlü kaçakçılık bizzat başkan tarafından belirlenen taktik, strateji ve talimatlar doğrultusunda gerçekleştirilir. Başkanlık, KADEK'da terörist başı Abdullah ÖCALAN'ın şahsiyeti ile bütünleşmiştir. Başkanlık tarafından alınan kararlar değiştirilemez. Affetme, örgüt içi infazlar vb. ciddi kararlar her ne kadar örgüt içi sözde yargıya tabi ise de Abdullah ÖCALAN'ın öneri ve talimatları bu tür kararlarda birinci derecede rol oynamaktadır.

KADEK'nın üst düzey karar organı Kongre olmasına karşın, kararların alınması ve hayata geçirilmesinde yakalanıncaya kadar Abdullah ÖCALAN'ın büyük bir ağırlığı vardı. A.ÖCALAN yakalandıktan sonra örgütün yönetimiBaşkanlık Konseyi adı altında oluşturulan birim tarafından yürütülmektedir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
yahyaoglu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 13, 2004
İletiler: 655
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Arl 31, 2004 8:21 pm    ileti konusu: PKK AMACI Alıntıyla Cevap Gönder

KADEK Terör Örgütü
Amacı, İdeolojisi, Stratejisi

Amacı

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini de içine alacak şekilde Suriye, İran ve Irak toprakları üzerinde Kürdistan olarak adlandırdıkları bölgede Marksist-Leninist ilkeler doğrultusunda Bağımsız Birleşik Demokratik bir Kürdistan devleti kurmaktır.

Asıl amacı bu olmakla birlikte Türkiye'nin ezeli düşmanları olan dış devletlerin de desteğiyle ülkemizin gelişmesini engellemeye yönelik ekonomik anlamda amacı da bulunmaktadır.

Bu amacını gerçekleştirmek için silahlı mücadeleyi esas almıştır. Bu mücadele için de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri başta olmak üzere silahsız ve masum bölge halkına karşı katliamlara giriştiği gibi, ekonomiyi zarara uğratmak, istismar noktası olarak gördükleri geri kalmışlığı kıracak yatırım ve hizmetleri engellemek için araç gereç, kuruluş ve tesislere sabotaj türü saldırılarda bulunmakta, turizm sektörünü baltalamak için de turistik tesis ve kuruluşlar ile turistlere saldırmakta, ülkeye turist gelmesini engellemek için yurtdışında propaganda faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Stratejisi

KADEK terör örgütü amacına ulaşmak için halk savaşının gerektirdiği Stratejik Savunma, Stratejik Denge, Stratejik Saldırı şeklinde bir yol izlemeyi benimsemiştir.

1- Stratejik Savunma (1984-1989)

Güvenlik güçlerinin duruma hakim olmasından dolayı, stratejik olarak savunmada, taktik olarak saldırıda bulunulan aşamadır.

Oluşturulacak silahlı örgüt birimleri vasıtasıyla güvenlik güçlerini yıpratmaya yönelik eylemlere başvurup, devlet güçleri ile baş edebilecek konuma ulaşılması amaçlanmaktadır.

2- Stratejik Denge (1989-1991)

Yürütülen yaygın eylemlerle kitleler siyasal mücadeleye çekilerek faaliyetin daha üst boyutlara ulaştırılması öngörülür. Silahlı faaliyetler ve eylemlerin yanında genel grev, boykot, işgal ve çeşitli düzeylerde toplumsal olaylara başvurulur. Hareketli savaş yöntemlerine geçilir. Ulusal kurtuluş mücadelesi verildiği propagandası ile başta Sosyalist ülkeler olmak üzere tüm işçi, devrimci güçlerin desteği sağlanır. Bu dönemin uzunluğu ve kısalığı bölge ve dünyadaki gelişmelere bağlı olarak değişim gösterebilir.

3- Stratejik Saldırı (1991-1996)

Devlet güçleri ile denge durumuna geldikten sonra kırların ele geçirildiği, kır ile şehirlerde başlatılan genel saldırı ile devlet güçlerinin tümden imha edilmeye çalışıldığı dönemdir.

Ayaklanma ve saldırılarla devlet güçleri dağlardan ovalara kovulur, ovada devlet güçlerine büyük darbeler indirilir. Yer yer şehirlerde genel grev, genel boykot vs. eylemler geliştirilir. Bazı küçük kasabalar işgal edilir, ovalarda sıkışan devlet güçleri şehirlere çekilerek tümden hareketsizleşir ve savunmaya çekilir.

Savaşabilecek tüm güçler silah altına alınır, genel bir saldırı hazırlığı yapılır.

Kısa bir sürede kırlardan şehirlere saldırılır, aynı anda şehir merkezlerinde ayaklanmalar geliştirilir, böylece düşman güçleri içten ve dıştan kuşatma altına alınıp, imha edilmeye çalışılır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 3 sayfa)

Sayfa: 1, 2, 3  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1