Bozkurt NET

kaganos · Tarih: Sal Mar 28, 2006 5:51 pm ileti konusu: YAZIKLAR OLSUN...

Değerli Kardeşlerim,

Aynı zamanda TV'deki haberleride takip ediyorum...

DİYARBAKIR savaş alanı gibiymiş bugün...

Ölen teröristlerden 5 tanesi yabancı uyruklu...

Şu ilginçliğe bakın TÜRKİYE CUMHURİYETİ vatandaşı olmayan ne idüğü belirsiz tipler..

Her türlü eylemi yapıyor...

Askeri ,Polisi öldürüyor..

ATATÜRK büstünü parçalıyor...

TÜRK bayrağını yakıyor...

Hiç bir şey olmuyor... Devlet yetkililerinden çıt yok...

Hükümet yetkilileri aynı saatlerde basına fırça atıyor...

Olayları abartıyorsunuz ...diyor....

Bu toplantı yapılırken...

İstanbulda bir liseli genç daha ölüyor...

Diyarbakır savaş alanına dönüyor...

Buradan BU devletin yetkilileri her kimse, akıllarını başlarına almalarını istiyorum..

Beyler Burası Neresi?

Bu yabancı uyruklu tiplerin bu memlekette ne işleri var...

Hala sınırları korumayı düşünmüyormusunuz...

Bunlar elini kolunu sallaya sallaya turist gibi gelip gitmekteler...

Canları sıkılınca burada ... istemeyince Kuzey Irakta... Suriyede..

İranda mı olacaklar..

Devletin bu olaylar için ne düşündüğünü hakikaten çok merak etmekteyim...

Yoksa bu olayları boşverip...

Mehmet ali şovumu ... seda sayan ablamızı mı.. izlesek...

Durmadan SAĞDUYU önerilerinizi dinlemekten bıktık artık...

Durum içler acısı...

İstanbul Fatih 'te ellerinde döner bıçaklı 2-3 tinerciden korkup kaçan ,

10-12 polisi görünce şok oldum....

Aynı olay ABD'de olsa...

Polisler eylemcinin vücuduna bir şarjör mermiyi...boşaltırlardı...

AB kriterleri diye ... ülkeyi bu duruma düşüren tüm siyasetçilere

LANET OLSUN......

Aldıkları maaşlar HARAM olsun.....

saygılarımla.

sinan37 · Tarih: Sal Mar 28, 2006 6:04 pm ileti konusu:

Benimde bizzat bulunduğum eylemden bizlere ab kriterleri uygulanmamıştı.(05.09.2004) O GÜNKÜ HABERLER

""Fatih'te, Fener Rum Patrikhanesi'ne yürümek isteyen grupla polis arasında arbede yaşandı. Gruba joplarla müdahale eden polis, zaman zaman gaz bombası kullandı.

Ülkü Ocakları üyelerinden oluşan yaklaşık 500 kişilik grup, patrikhanenin kapalı bulunan kapısının açılması için eylem yaptı. Güvenlik güçleri, toplu halde patrikhane binasına yürümek isteyen göstericilere izin vermedi. Bunun üzerine grup ısrarla patrikhane önüne yürümek isteyince gerginlik yaşandı. Güvenlik güçleri daha önce gruba joplarla müdahale etti. . Çevik Kuvvet ekipleri grubun dağılması için gaz bombası kullanırken, gazdan en çok basın mensupları etkilendi. "

-------------------------------------------------------------------------------------
İSyan etmemek, kahrolmamak elde değil. Bir
ülke ancak bu kadar sahipsiz, bu kadar başıboş ve bu
kadar teslim olmuş olabilir. Şu olanlara, yapılanlara,
söylenenlere ve gösterilen tepkilere bir bakın. Ne
oluyoruz? Nereye gidiyoruz?

Türkiye'nin bütün büyük şehirlerinde bölücüler
meydanları doldurmuş, ihanet fotoğrafları veriyorlar.
Bölücübaşına af isteyip, önlerine geleni yakıp,
yıkıyorlar. Ellerindeki paçavralarda ne
insanlıktan, ne ortak değerlerden tek bir kelime, tek
bir harf yok.
Bu
durum dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun yapılacak
şey bellidir. Bu satılmışları durdurmak, yıldırmak ve
analarından doğduklarına pişman etmek devletin var
olmasının temel şartlarındadır. Bırakın kanunları
Anayasa emridir. Nitekim, başta AB ve ABD olmak üzere,
dünyanın hiçbir ülkesinde böyle birşeye cüret
edilemez. Edenler de olabilecek en sert şekilde
cezalandırılır. Televizyonlara, gazetelere zaman zaman
en medenisinden, en ilkeline kadar çeşitli ülkelerde
bu tür eylemler karşısında gösterilen şiddetli
tepkinin görüntüleri yansır. Ama söz konusu olan
Türkiye olunca herşey ters yüz oluyor. İhanet etmek,
bölücülük yapmak, yakmak, yıkmak bir anda en doğal hak
ve en temel demokratik değer sayılıyor. Yani satılmış,
şerefsizler çıkıp bildiklerini okuyacaklar, önlerine
geleni devirecekler, kıracaklar, sövecekler, devletin
polisi, emniyet güçleri de sırf birileri istiyor diye
bunları seyredecek.
İhanete, satılmışlığa, haddini bilmezliğe, çirkefliğe
karşı duran, son derece masumane, son derece seviyeli,
son derece samimi bir şekilde, güvenlik güçlerine
karşı yapıcı ve saygılı olarak protesto eylemleri
yapan ülkücülere, milliyetçilere, vatanseverlere,
olabilecek en sert şekilde müdahale edilmesine
kimsenin sesi çıkmayacak. Hatta polise tebrik
mesajları yayınlanacak. Ama bölücülere, hainlere,
şerefsizlere karşı polis harekete geçer, taş yağmuru
ve her türlü kırıcı, kesici aletler karşısında kendini
korumaya kalkarsa bunun adı "dayak" olacak ve hesapsorulacak.
____________________________________________________
Uyan ey Türk milleti. Bu sessizlik, bu boş
vermişlik devam ederse bu kadarla da kalmayacaklardır

black_devill · Tarih: Sal Mar 28, 2006 6:11 pm ileti konusu:

arkadaslar haklısınız ama vatansever bir polisin ülkücü birine saldırması bana bi garip geldi!!

pinar- · Tarih: Sal Mar 28, 2006 7:09 pm ileti konusu:

saçma sapan ab uyum yasaları.. polisimizinde elini kolunu bağladı.. insan hakları dendi adam dövmek yok idam etmek yok o yok bu yok hırsızlık arttı suç oranları arttı çünkü polisin eli kolu bağlandı.. niye? ab ye giricez.. insan hakları bizde suç işleyenlerin hakları oldu.. ab ütopyadır bizim için var olan düzenimizide hepten bozdular.. onlarda olduğu zaman adam kim vurduya gidiyo bi şekilde icabına bakılıyor sonra intihar süsü vs. veriliyor bizde suç işleyen birine yap bakalim işkence dünya ayağa kalkiyo insan hakları diyo.. herkes kendi vatanının hakkıyla hukukuyla ilgilense böyle olmaz..

bay_efe · Yeni Üye Kayıt: Dec 23, 2003 İletiler: 22

Selamün Aleyküm.

Artık düzen diye birşey kalmadı:-(

Herkes istediğini yapıyor, dur diyen yok.

Değerli polislerimize de suç bulmamak gerek, ne yapsınlar, ellerinden yetkilerini aldılar. Adamları dövseler, zanlı polisimizi mahkemeye veriyor vs. adalete bak...

(biz ülkücüler polise el kadırmadığımız için mi bize karşı zor kullanıyorlar burası da beni düşündürmüyor değil:-(...)

Devletin başına Devlet gelmedikten sonra bu düzenin düzeleceği yok.

ALLAH'a(c.c) Emanet Olun.

mustafayaman · Tarih: Sal Mar 28, 2006 8:50 pm ileti konusu:

YA BİZİMDİR, YA HİÇKİMSENİN BU VATAN….

Ülkenin rejimini silah zoruyla değiştirerek yerine kendi fikir sistemlerine göre yeni bir rejim kurmak isteyen terör örgütlerinin detay stratejilerini beslendikleri ideolojik kaynak ve faaliyet yürüttükleri bölgenin sosyal şartları belirlese de, genel stratejileri ve siyasetleri benzerlik gösterir. İllegal faaliyet yürüten bu örgütler için üç aşama vardır;

Örgüt gizli, propaganda gizli; bu aşamada yapılan her çalışma taban oluşturmaya yöneliktir ve “yılanın başını büyümeden ezmek” için fırsat kollayan devlet güçlerinin dikkatini çekmeden çekirdek kadro oluşturabilmek için her türlü faaliyet büyük bir gizlilik içerisinde yürütülür.

Örgüt gizli, propaganda açık; bu aşamada belirli bir taban bulan örgüt artık daha rahat hareket etmeye başlar. Her türlü konuyu ajitasyon ve propaganda malzemesi yaparak kendini anlatmaya çalışır, ancak örgüt gizliliğini muhafaza eder. Örgüt ismi en yüksek perdeden her fırsatta seslendirilse de drijan kadroya yönelik çok az kişi, çok az şey bilir.

Örgüt açık, propaganda açık; bu aşama terör örgütlerinin stratejinde ulaştıkları son aşamadır. Yeterli silahlı aparatı ve tabanı bulan terör örgütü artık kendini gizleme ihtiyacı hissetmez ve kanunlarda ki boşlukları da çok iyi kullanarak, legal uzantılarıyla beraber fikirlerini, düşüncelerini her fırsatta açıklamaktan ve hatta güdümündeki Sivil Toplum Kuruluşları vasıtası ile siyasal iktidar üzerinde “baskı” oluşturmaktan geri kalmaz..

Ben terör uzmanı değilim. Lakin özellikle son yirmi yıldır bölücü terörün kol gezdiği ve her gün en az birkaç vatan evladının şehadet şerbetini içtiği ülkemizde, tüm bunları söyleyebilmek için terör uzmanı olmaya gerek yoktur zaten.

İşte ilk silahlı baskını yaptığı 15 Ağustos 1984 tarihinden bu yana, otuz binden fazla ocağın sönmesine neden olan PKK/KONGRA-GEL terör örgütü de, biraz da Ortadoğu’ da esen savaş rüzgarlarının ve Türkiye’ de ki mevcut siyasal yapının “vurdumduymazlığı” ile artık tüm faaliyetlerini ulu orta, pervasızca sergilemeye başlamıştır. İdareyi ellerde tutan gafillerin aymazlığı ile bayrağımıza, vatanımıza yapılan her türlü saldırı “menfur birkaç olay” ve “istisna” gibi kerameti kendinden menkul açıklamalarla geçiştirilmiş ve neticesinde bugün gelinen noktada evet “ İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAMIŞTIR AMA ÇOĞALIP KAİDE OLMUŞLARDIR..”

Nasıl mı?

Benim devletime kurşun atan ve benim devletimden toprak talep eden soysuzların, bizim vergilerimizle beslenmesi, VIP salonlarının kapılarının bu hainlere ardına dek açılması artık bu ülke de kaidedir.

Terörist cenazelerinin devletin resmi plakalı araçları ile taşınması, her cenaze sonrasında “ŞEHİT NAMIRIN” sloganlarıyla bin yıllık Türk Devletine meydan okunması, küfür edilmesi bu ülke de artık kaidedir.

VATAN ve MİLLET ÜLKÜSÜNÜ gayri meşru bir bebek gibi camii avlusuna terk edenleR, şehitleri kimsesizliğin girdabında boğarken, vatan hainlerine şefkatli kollarını açmaları, onları TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE ağırlamaları ve sırtlarını sıvazlamaları bu ülke de artık kaidedir.

Bu vatan için, bu bayrak için canını pazara koyan yiğitler kirli siyasal oyunlarla adeta yalnızlığa, çaresizliğe itilirken, ve hatta son yolculuklarında dahi yalnız bırakılırken, vatan hainlerinin, haysiyetsizlerin korunup kollanması, ülkeyi yöneten en üst seviyedeki kişiler tarafından sırtlarının sıvazlanması bu ülkede artık kaidedir.

Türk’ e özgü her türlü hasleti en büyük zenginlik bilip, korumaya, yaşamaya, yaymaya çalışan insanların boyunlarına “gerici, faşist vs” gibi yaftaların asılması bu ülkede artık kaidedir.

Bu liste elbette uzayıp gider. Ve her kaide kendi arasında şüphesiz sayısız örnekle zenginleştirilebilir. Şurası bir gerçektir ki, TÜRKİYE garip ama AŞİKAR bir savaşın kesinlikle içindedir. İsimlendirilmeyen bu savaşta belirgin ve net olan tek şey CEPHE’ lerdir. Ve görünen o ki şu an ülkemizde sadece iki CEPHE kalmıştır.

VATANSEVERLERİN CEPHESİ ve VATAN HAİNLERİNİN CEPHESİ…

Vatan hainleri zaten “şerde birlik” etmekten geri kalmamakta, her kanaldan, her yoldan TÜRK DEVLETİNE var güçleriyle saldırmaktadırlar. Bu aslında azınlık psikolojisinden kaynaklanmaktadır. Onlar için düşman bir ve hedef tektir. Öyleyse küçük hesaplar bir kenara bırakılmalı önce düşman ortadan kaldırılmalı hedef yani TÜRK DEVLETİ yok edilmeli, sonra diğer konulara geçilmelidir. Yeşili, karası, kızılı bütün vatan hainlerinin aynı hedef etrafında kenetlenmesinin nedeni, bu kitlelerin bilinçaltında aranmalıdır. Bunu bir başka yazıya bırakalım.

VATANSEVER CEPHE’ ye gelince. Tek bir yumruk olmaktan öte, birbirinden bağımsız ve çoğu zaman habersiz hareket eden küçük gruplar halinde teşekkül eden VATANSEVER CEPHE’ nin bölünmüşlük görüntüsü içerisinde olmasın şüphesiz pek çok nedeni vardır ama en önemlisi bize Bizans’ tan sirayet eden “FİTNE, FESAT” hastalığıdır.

ÖNCE ÜLKEM, İLKEM VE ÜLKÜM diyenler… Bu vatandan alınacak tek çakıl tanesinin bile vebali üzerinizdedir. Bunu bilmek, idrakine ermek ve hayatınızın tüm evrelerini bu fikir sistemi içinde ilmek ilmek örmek zorundasınız.

TÜRK OLMANIZ, MÜSLÜMAN OLMANIZ BUNU GEREKTİRİR…

Biliyoruz ki, “FİTNE FESAT, KALLEŞLİK BİZANSIN SURLARI İSE, KARDEŞLİK FATİH’ İN TOPLARIDIR..”

Biliyoruz ki; “TOPLU VURDUKÇA YÜREKLER, HİÇBİR GÜÇ ONU SİNDİREMEZ..”

Bu duygu ve düşünceler içerisinde var gücümüzle dağlara değil, çağlara haykırıyoruz…

YA BİZİMDİR, YA HİÇKİMSENİN BU VATAN….

Yine, yeni, yeniden BİSMİLLAH….

sinan37 · Tarih: Çar Mar 29, 2006 8:00 am ileti konusu:

Bu köhne düzeni kaldırmak için çok ama çok çalışmamız gerekiyor haydi

YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE...............

"DEVLETİN BAŞINA DEVLET GELECEK"

aybike-turan · Tarih: Çar Mar 29, 2006 11:46 am ileti konusu:

Selamun aleykum arkadaşlar...Özellikle bu başlık altına bir şeyler yazmak istedim çünkü ben de bir polisim.Öncelikle bazı konulara açıklık getirmek istiyorum
Emniyet teşkilatı iç işlerine bağlıdır.iç işleri ise hükümetin temsilcisidir.bu ne demek oluyor polis var olan ve halkın kendi iradesiyle seçmiş olduğu ve türkiye bütünlüğünü sağlama yemini etmiş hükümetin emrinde çalışır.mantık nedir "halk seçti, halkın seçtiğine kimsenin bir itirazı olamaz"itiraz etmeye kalktığında azınlık ve ortalık karıştırıcı durumuna düşüyorsun çoğunluğun dediği doğru sayılıyor...polis kuruluş tarihinden itibaren her dönemde herkesle karşı karşıya gelmiştir sol bir örgütün eyleminde görevlisindir vay faşist polisler geldi derler sağcılarınkine gidersin koministler geldi bunlar adam dövmekten başka bi şey yapmazlar derler...MHP ninkinde ise maşallah gelenlerin yarısı silahlı... polisin parti faaliyetlerinde bulunması üye olması ve iştirak etmesi yasaktır.tarafsız olmak zorundadır...tarafsız olmadan var olan kanunları uygulaması imkansız
arkadaşlar dönem öyle dönemki vatanperverle ;özenti genci,psikopatı, hatta hiç bir yerde kabul görmediği ve sırf bir gruba tabi olmak için ben ülükücüyüm diye ortaya çıkıyor.her ülkücüyüm diyene inanmayın.adamlar saldırganlıklarının kural tanımazlıklarının her türlü saçmalıkları ülkücü kılıfıyla örtüyor.
Polisin sıkıntı çektiği zaten gerçek ülkücüler değil artistik amaçlı,bak bende bir şeyler yapıyorum demek için vuran kıran adamlar...
Hepinize saygılar...

Sebas · Tarih: Çar Mar 29, 2006 12:38 pm ileti konusu:

Bizde bu hukumet olduktan sonra daha çok " ah vah " çekeriz !

Bastakilerin maasi haram olsun polisin suçu yok !

Allah Turk Irkini korusun

MeRsİnLi · Tarih: Çar Mar 29, 2006 12:39 pm ileti konusu:

artık kim haklı kim haksız kalmadı düzen ortadaki sınırı kaldırdı.

tek umudumuz artık MHP

saygılar...

kaganos · Tarih: Çar Mar 29, 2006 1:12 pm ileti konusu:

aybike-turan demiş ki:

Selamun aleykum arkadaşlar...Özellikle bu başlık altına bir şeyler yazmak istedim çünkü ben de bir polisim.Öncelikle bazı konulara açıklık getirmek istiyorum
Emniyet teşkilatı iç işlerine bağlıdır.iç işleri ise hükümetin temsilcisidir.bu ne demek oluyor polis var olan ve halkın kendi iradesiyle seçmiş olduğu ve türkiye bütünlüğünü sağlama yemini etmiş hükümetin emrinde çalışır.mantık nedir "halk seçti, halkın seçtiğine kimsenin bir itirazı olamaz"itiraz etmeye kalktığında azınlık ve ortalık karıştırıcı durumuna düşüyorsun çoğunluğun dediği doğru sayılıyor...polis kuruluş tarihinden itibaren her dönemde herkesle karşı karşıya gelmiştir sol bir örgütün eyleminde görevlisindir vay faşist polisler geldi derler sağcılarınkine gidersin koministler geldi bunlar adam dövmekten başka bi şey yapmazlar derler...MHP ninkinde ise maşallah gelenlerin yarısı silahlı... polisin parti faaliyetlerinde bulunması üye olması ve iştirak etmesi yasaktır.tarafsız olmak zorundadır...tarafsız olmadan var olan kanunları uygulaması imkansız
arkadaşlar dönem öyle dönemki vatanperverle ;özenti genci,psikopatı, hatta hiç bir yerde kabul görmediği ve sırf bir gruba tabi olmak için ben ülükücüyüm diye ortaya çıkıyor.her ülkücüyüm diyene inanmayın.adamlar saldırganlıklarının kural tanımazlıklarının her türlü saçmalıkları ülkücü kılıfıyla örtüyor.
Polisin sıkıntı çektiği zaten gerçek ülkücüler değil artistik amaçlı,bak bende bir şeyler yapıyorum demek için vuran kıran adamlar...
Hepinize saygılar...

aybike-turan kardeşim,

Polisimize asla bir lafımız olamaz...

Bizim sitemimiz.. iktidara yaranma hevesinde olan bir sonraki seçimlerde göze giripte milletvekili olabilirmiyim diye düşünen üst düzey yönetemeyenleredir...

Takdir edersinizki...her zümreden çürükler çıkmaktadır...

TSK'dan atılan bir kaç şerefsizde bu iktidara yaranmış...

Tedaşta müdür olmuş... malı götürmektedir...

Ayrıca tespitlerinizde doğrudur...

ülkede ne idüğü belirsiz...

_ mış gibi gözüken kişiler de azımsanmayacak kadar çoktur..

Kimlik bunalımı yaşayıp bir yere aidiyet olma duygusu ile ...

ben şucuyum ..ben bucuyum diye ortalıkta dolanmaktalar..

Ama sadece dolanmaktalar....

Bir halta yaradıkları da yoktur bu tiplerin...

Önemli olan toplumun her meslek grubunun ...her aklı başında siyasetçinin ülkemizin içine düştüğü durumu görüp ona göre bir ortak tavır
almasıdır...

saygılarımla.

sinan37 · Tarih: Per Mar 30, 2006 8:40 am ileti konusu:

aybike-turan demiş ki:

Selamun aleykum arkadaşlar...Özellikle bu başlık altına bir şeyler yazmak istedim çünkü ben de bir polisim.Öncelikle bazı konulara açıklık getirmek istiyorum
arkadaşlar dönem öyle dönemki vatanperverle ;özenti genci,psikopatı, hatta hiç bir yerde kabul görmediği ve sırf bir gruba tabi olmak için ben ülükücüyüm diye ortaya çıkıyor.her ülkücüyüm diyene inanmayın.adamlar saldırganlıklarının kural tanımazlıklarının her türlü saçmalıkları ülkücü kılıfıyla örtüyor.
Polisin sıkıntı çektiği zaten gerçek ülkücüler değil artistik amaçlı,bak bende bir şeyler yapıyorum demek için vuran kıran adamlar...
Hepinize saygılar...

Bizler ÜLKÜCÜ gençler olarak uyuşturucu kaçakcıları,fuhuş çeteleri,mafya ile işbirliği yaparken yakalanan ,yollarda rüşvet alan ve o şerefli üniformayı taşıyamayan polislere bakarak bütün bir polis camiasını suçlamıyoruz;
Hiçbir kimsede kurtlar vadisi özentisi ile ortalıkta Ülkücüyüm diye dolaşan zibidilere bakarak ÜLKÜCÜleri suçlayamaz,zaten bu zibidilere bizler gereken cevabı gerektiği şekilde veriyoruz.

BİZ ÜLKÜCÜ GENÇLİK OLARAK HİÇBİR KURUMDAN VE HİÇBİR KİMSEDEN MERHAMET BEKLEMİYORUZ,ÇÜNKÜ BİZ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ OLARAK İNANDIĞIMIZ YOLDA GEREKİRSE CANIMIZI VERCEĞİMİZE YEMİN ETMİŞ İNSANLARIZ.

BAŞBUĞ ATATÜRK NE DİYOR HATIRLAMAKTA VE HATIRLATMAKTA FAYDA GÖRÜYORUM:
ATATÜRK’ÜN BURSA NUTKU

Türk genci, inkilapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkîlapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, "bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır" demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silâhla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "polis henüz inkilap ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: "Demek, adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lâzım!" Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana; İsmet Paşa''ya, Meclis''e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki; "Ben inanç ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!"
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!

Goykultu · Tarih: Per Mar 30, 2006 9:24 am ileti konusu:

Ataturk bu vatani, turkluyu ulkuculere emanet etmedimi peki nicin baskalari turklerin umut yeri olan Turkiyeyi baskalarinin ayaklarinin altina atiyor?
bunlar kendilerini devlet bashinda ebedim sayiyorlar?
zaman geler herkesin dersini Allah verir. ama bunlarin dersini Allahdan once biz vermeliyiz
sayqilarimla

YALNIZKURTmfc · Tarih: Per Mar 30, 2006 6:59 pm ileti konusu:

ESSELAMINALEYKÜM!!!benim ülküme davama kimse,hiç kimse dil uzatamaz!!!daha dünkü çocuk boyundan büyük şeylere kalkışmasın!!bunu asla yapmasın!!!yoksa karşısında ÜLKÜ sü için,davası için ölmeye hazır milyonlarca kişiyi bulur!!!herkes yerini bilsin!!!tekrar söylüyorum; ''KİMSE ÜLKÜME,DAVAMA LEF ETMEYE,DİL UZATMAYA KALKMASIN!!!'' YÜCE RABBİM'e emanetsiniz ülküdaşlarım!!! ''EZAN DİNMEZ,BAYRAK İNMEZ.VATAN BÖLÜNMEZ VE BAŞBUĞLAR ASLA AMA ASLA ÖLMEZ!!!'' Saygılarımla ....