Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Aile mutlulugu adina benlige tezat durus
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 1:59 pm    ileti konusu: Aile mutlulugu adina benlige tezat durus Alıntıyla Cevap Gönder

Amcamin evinde misafirim su an ve normalde bende olmayan TV kanallarina bir göz attim. Bir dügün kanalina rast geldim... Bir ibret manzarasi idi....

Kadinlar dansediyor, erkekler hic te hoslanmadiklari halde ayak uydurmaya calisiyordu. Nasil calismasin, gece evde yiyecegi firca aklina geldikce daha bir gayret gösteriyor...

Maco, kilibik vesaire kavramlarin disinda bir yaklasim aradim. Nedir bu insanlari oyuncak haline getiren diye...

Sizlere danismayi dogru buldum...

Nedir kadinlarinlarizi bu kadar yapacik islere yönlendiren?

Nedir erkeklerimizi asli unsurlardan uzaklastirip aile mutlulugu adina bazi sacmaliklara göz yumduran?

Bir toplumun dinamigi aile yasantisindaki üstünlükler ise bizi gelecekte neler bekliyor?

Icimize yerlestirilen dinamitlerden kurtulma yollari nelerdir?


Anlamakta zorlaniyorum; kadin kendi egosu veya cevresinin etkisi ile bir sürü yapmaciklarin icine düsüyor. Ve bunu medenilik ile bagdastiriyor... Yapmamak ise cok ayip(!) Erkek ise afedersiniz sadece canta tasimakla mükellef bir hal arzediyor...

Erkege düsen sadece "peki karicigim" demek mi?

Mutluluktan kastimiz bu mu?

Iyi anlasma bu mu? Aile saadeti bu mu?


En son Vuslatim tarafından Sal Nis 18, 2006 4:12 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 2:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sevgili kardeşim aile yapımızı bozmak için yaklaşık 50 yıldır oynanan oyun artık meyvalarını toplamaya başladı "Kadını erkeğe ,Erkeği kadına benzeten emperyalizm evimizin içinede televizyon illeti ile girdi.

Son yıllarda yayınlanan dizilerin hiçbirinin TÜRK aile ve adetleri ile uzaktan yakından alakası yok TÜRKİYEde evlerin %99una ayakkabısız girilirken dizilerin hepsinde ayakkabı ile eve giriliyor.

Ülkemizde Evlerimizde annelerimiz,bacılarımız,eşlerimiz başörtülü olduğu
halde dizilerde hiç başörtülü yok sadece hizmetçilere giydiriliyor ve sanki başörtülü kardeşlerimize2.sınıf insan muamelesi yapılıyor.

Örneğin sihirli annem,yabancı damat,kırık kanatlarv vsvs... dizilerinin yapımcıları genellikle yabancı servislerden beslenen soysuzlardır.


Türk ailesini kurtarmak...

Daha önceleri de yazdık. Daha doğrusu çırpındık, inledik. "Türk ailesi çözülüyor" diye... Yeni gençler, cinsi duygularını kaybetmiş veya ertelemiş yahut yerine parayı, nefsini koymuş, her şeyde "ben" diyor. Tabii ki kendisini beğendiği için başkasını beğenmiyor. Daima kendisinden daha paralı, şöhretli, ekonomik durumu iyi birisini umuyor. Haddini bilmiyor. Seviyesini bilmiyor. Gerek erkek, gerek kız, daha iyisini bekliyor, ümit ediyor.
Sevgi ve saygıya dayalı bir aile kurup mutlu bir hayat yaşamak, çoluk- çocuğu ile güçlü bir yuva kurmaktan çok, erkekler çalışan kadın alıp parasından ve ekonomik gücünden yararlanmayı düşünüyor. Kızlar da bir şehzade bekliyor. Asla ulaşamayacağı bir erkeği arzu ediyor ve bir hayal peşinde yıllarca bekleyip duruyor.
Evlenmek istediği kadın ve erkeğe asla güvenmeme üzerine kurulmuş bir şüphe ve paranoya başını almış gidiyor. Nikâhtan sonra, eğer flört etmişse haram ilişkinin meydana getirdiği bir geçici sevgi doğuyor. Ama evlilik denen yuvayı kurduktan sonra gerçeklerle yüz yüze geliyor. Aynı yuvayı, evi, malzemeleri, işleri, akrabaları, yeni oluşmuş çevreyi paylaşma mecburiyeti oluşuyor. Gelin ve kayınvalidenin aynı erkeği paylaşma ve hükmetme duygusu veya o erkeği yeni gelinin kocası ve kayınvalidenin oğlunu kaybetme korkusu, kıskançlıklara sebep oluyor. Zaten pamuk ipliği ile bağlı nikâh akdi, hemen karşılıklı suçlamalarla tehlikeye düşüyor. Maalesef kısa evlilikler bile olup yuvalar yıkılıyor. Kadın ve erkeğin eşlerini aldatmaları da son zamanlarda çok görülen boşanma sebeplerinden birisidir. Ailelerde görülen serbest veya yasak ilişkiler kadın ve erkeği nefsine kurban etmekte ve zina yoluna saparak yuvalarını yıkmaktadırlar. Bazı iktisadi sebepler, işsizlik, geçim darlığı da boşanmaların önemli sebeplerindendir. Erkeğin içki ve kumara düşkünlüğü de bunlardan sayılır.

Çocuklar

Evlenen gençlerin çocukları oldu mu mutluluğun daha da artması gerekir. Ortak bir sevgiyi bölüşme, çocukları beraber sevgiyle büyütme ailede esastır. Bu çocukların ve ebeveynin geleceği için, ailede ve meslekte başarının artması için elzemdir.
Çocukların aile dağıldıktan sonraki mutsuzluğu, hayatta başarısını çok olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuklar okulda, arkadaş çevresinde daima kendilerinde bir eksiklik hissedeceklerdir. Bu bakımdan da yeni yetişen çocuklar cemiyete karışıp kendine güven ile bir işi başarmak kabiliyetini kaybedeceklerdir. Çocuklar daima masum, huysuz, güvensiz, huzursuzlardır. Tatminsizliğin verdiği hırçınlık çocukların yakasını asla bırakmaz.

Teşvik edici faktörler

Türk aile yapısını en çok etkileyen faktörlerin başında, aile yapımızın Batı aile yapısına dönüşmesi geliyor. Batı ailesinde zina suç değildir.
Eşlerin ayrı cinslerle serbest ilişkisi ve ortamın teşekkülü, aldatmalara zemin hazırlamaktadır. Bu da gururu kırılan eşin haklı olarak hemen nikâhı bozmasına sebep olmaktadır. Batı ailesinde fert daima egoisttir. Yani bencildir. Nefsi nasıl isterse öyle yaşar. Bunu engelleyecek ve kendi hayatını sınırlandıracak ne eşi ve ne de çocuklarıdır. Batılı'nın bencilliğinde karşısındaki kişinin ruh yapısı, onun çekeceği sıkıntı, acı ve elem asla önemli değildir. Velev ki bu kişi onun ana, baba ve çocukları bile olsa...

Çözüm nedir?

Televizyonlarda işlenen tema, Şinasi'den beri tiyatrolarda oynanan eserlerde Türk ve İslam gelenekleri ile alay edilip Batı aile yapısının teşvik edilmesi, okullarda verilen bilgi ve eğitimin yetersiz olması, AB uyumu deyip eğitim ve öğretimin Batı'ya uydurulması, kültür değişiminin hızla ilerlemesi, erkeğin annesi veya kayınvalidenin eski töreye göre hükümperva olmak istemesi, yeni nesil gelinlerin bunu şiddetle reddi, damadın şahsiyetinin tahkiri ile anne ile eşi arasındaki ilişkilerin dengesini bulamaması da tabii ki boşanmayı teşvik etmektedir.
Türk milletini binlerce yıldır cihangir eden sebep Türk aile yapısının çok sağlam veya mazbut olmasındandır. Çünkü cesur, güçlü, vatan, millet, din ve Allah sevgisi ile donanan Türk gencini yetiştiren esas faktör anadır. Türk anası, edep, ar, namus ve iffet abidesidir. Bunu meydana getiren sebebin iki temeli vardır. O da İslam imanı, Peygamber ahlakı ve Türk töresidir. Ana evde evladını her türlü kötülüklerden korurken, oğluna ailede saygı ve sevgiyi, yuvanın kutsiyetini öğretir. Kızlarına büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi aşılar. Eş ve çocuklarına, eşinin yakınlarına, anne ve babasına saygıyı öğretir. Kızını el kapısına gönderirken ellerine kına yakar ki kocasına kurban olsun diye... Ayrıca "Gittiğin evden cesedin çıkar" diye de tembihte bulunur.
Evine- ailesine sahip olup, ar ve namusunu korusun diye...
Erkeğin eve getirdiği rızkın helal olmasına dikkat edilir. Çünkü haram lokma ile beslenen çocukların evine, ailesine, ana, baba ve cemiyete faydalı olmayacağı bilinir. Haramla beslenen kız çocuklarının ar ve namus konusunda sorun çıkaracağı telkin edilir. Fslam; boşanmalarda "arşı âlânın titrediğini" söyler.O halde ailemizde temel esas; ne feminizm, ne de Batı aile tarzı değil, Türk-İslam aile yapısının kurulmasıdır. Bu konuda acil davranıp televizyonların ıslah edilmesi, milli eğitimin aile eğitimine özen göstermesi, AB uyum paketinden vazgeçmesi ve Türk milletinin tekrar kendine dönerek ailesini düzene sokması gereklidir.

Seyfi Şahin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
cebeka
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 76
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 3:10 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alperen3775 kardaşım ağzınıza sağlık;Türk kadınının bu hale getirilmesindeki en iyi tespiti yapmışsınız.Modernleşme anlamında Türk-islam değerlerinden uzaklaştırılan yeni nesil genç kızlarımız tamamen hoptirik ve zorttirik televizyon proğramlarına özendirilmiş bir hale getirilmiştir.
Bu dünyadaki temel gayelerinin eğlenmek olduğu aşılanmaya çalışılan genç kızlarımız hedefsiz birer kitle haline getirilmeye çalışılıyor.Unutmayalım ki yeni nesilleri meydana getirecek ve onları eğitecek en önemli unsur bugünün genç kızlarıdır.Olaya nerelerden girildiğini ve kurnazca bir oyun oynanmaya çalışıldığının farkına varmalıyız.
Okullardaki genç kızlarımız en büyük amaç olarak erkeklerle flört etmeyi maharet olarak gösterilmeye çalışılmakta ki özellikle televizyon proğramları bu yöne kötü örnek olmaktadırlar.
Türk kadının temel gereği olan Türk örf ve adetleri bir kenara bırakılmaya çalışılıyor,milli değerlerinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor.Bir eğitimci olarak dahi eğitim camiasında milli değerlerine sahip çıkan ülkücü bayan arkadaşları görmek bir tarafa benimle bu konuda tartıştılarını görüyorum.Kendi benliğinden uzaklaşarak sosyal demokrat olabileceğini zanneden,afedersiniz orasını burasını açarak modern olabileceğini zanneden kafaların sayısı artıyor.
İnsanların giyim kuşamlarına diyeceğimiz birşey yok ama farklı düşünenler de gerici olarak değerlendiriliyor.Kendileri o kıyafeti giyerek ilerici oluyorlar ya her neyse.Konuyu fazla dağıtmaya gerek yok:Bizim üzerimize düşen yeni nesillere aslını unutmamalarını sağlamak Türk kadınının düşünce yapısının nasıl olması gerektiğini göstermektir.
Saygı ve sevgilerimle...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 4:01 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

açıkcası başlığını beğenmedim bu sefer de ben anlatayım:

Geçen arkadaşlarla cafede sohbet ediyoruz konu siyaset birden istek üzerine müziğin sesi daha da açıldı ve gördüğümüz manzara trajikomikti
iki erkek hemde oryantel bir müzikte oynuyorlar sanki bize birşeyler ispatlamaya çalışıyorlardı........Önce güldük ama sonra çok üzüldüm tığ gibi delikanlılar biz bayan olarak siyasetten bahsederken onların kalkıp hemde oryantel yapması çok üzmüştü beni bende aynı soruyu sormuştum......Bunlar ne yapmaya çalışıyor?

Bence duyarsız olduktan ve batı taklitçisi olduktan sonra bunun bayanı erkeği yok............
Ve malesef aile kurumuna gelince Türk örf ve adetlerini artık görmek hayal gibi birşey oldu....................cevap?????
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 4:11 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

funda3307 demiş ki:
açıkcası başlığını beğenmedim bu sefer de ben anlatayım:

Geçen arkadaşlarla cafede sohbet ediyoruz konu siyaset birden istek üzerine müziğin sesi daha da açıldı ve gördüğümüz manzara trajikomikti
iki erkek hemde oryantel bir müzikte oynuyorlar sanki bize birşeyler ispatlamaya çalışıyorlardı........Önce güldük ama sonra çok üzüldüm tığ gibi delikanlılar biz bayan olarak siyasetten bahsederken onların kalkıp hemde oryantel yapması çok üzmüştü beni bende aynı soruyu sormuştum......Bunlar ne yapmaya çalışıyor?

Bence duyarsız olduktan ve batı taklitçisi olduktan sonra bunun bayanı erkeği yok............
Ve malesef aile kurumuna gelince Türk örf ve adetlerini artık görmek hayal gibi birşey oldu....................cevap?????


Istegin üzere basligi degistirdim...

Simdi konuya dönelim...

Nedir bu ve ne yapmak lazim?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 6:18 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

funda3307 demiş ki:
açıkcası başlığını beğenmedim bu sefer de ben anlatayım:

Geçen arkadaşlarla cafede sohbet ediyoruz konu siyaset birden istek üzerine müziğin sesi daha da açıldı ve gördüğümüz manzara trajikomikti
iki erkek hemde oryantel bir müzikte oynuyorlar sanki bize birşeyler ispatlamaya çalışıyorlardı........Önce güldük ama sonra çok üzüldüm tığ gibi delikanlılar biz bayan olarak siyasetten bahsederken onların kalkıp hemde oryantel yapması çok üzmüştü beni bende aynı soruyu sormuştum......Bunlar ne yapmaya çalışıyor?

Bence duyarsız olduktan ve batı taklitçisi olduktan sonra bunun bayanı erkeği yok............
Ve malesef aile kurumuna gelince Türk örf ve adetlerini artık görmek hayal gibi birşey oldu....................cevap?????



"BACIM ZATEN ŞU ANDA BAŞIMIZDAKİ DANSÖZLER ERKEK,KIVIRMADA DANSÖZ ASENA BİLE BUNLARIN YANINDA SIFIR KALIR."
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 10:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Vuslatim demiş ki:
funda3307 demiş ki:
açıkcası başlığını beğenmedim bu sefer de ben anlatayım:

Geçen arkadaşlarla cafede sohbet ediyoruz konu siyaset birden istek üzerine müziğin sesi daha da açıldı ve gördüğümüz manzara trajikomikti
iki erkek hemde oryantel bir müzikte oynuyorlar sanki bize birşeyler ispatlamaya çalışıyorlardı........Önce güldük ama sonra çok üzüldüm tığ gibi delikanlılar biz bayan olarak siyasetten bahsederken onların kalkıp hemde oryantel yapması çok üzmüştü beni bende aynı soruyu sormuştum......Bunlar ne yapmaya çalışıyor?

Bence duyarsız olduktan ve batı taklitçisi olduktan sonra bunun bayanı erkeği yok............
Ve malesef aile kurumuna gelince Türk örf ve adetlerini artık görmek hayal gibi birşey oldu....................cevap?????


Istegin üzere basligi degistirdim...

Simdi konuya dönelim...

Nedir bu ve ne yapmak lazim?



Öncelikle sözlerime değer verip başlığı değiştirdiğiniz için teşekkür ederim

Nedir bu? Demişsin....

Bu nedir,bence tarih en güzel cevabı bize vermektedir,çünkü herşeyin birebir yaşanmışlığını ve ipuçlarını verir tarih şimdi bir göz atalım:
İttihatçılar Batı'daki Aydınlanma ve Pozitivist düşünceden çok etkilenmişlerdi. Her şeyin çözümünün Batı'da olduğunu düşünüyorlardı. Bunlar Batı'ya hayrandı. Ama bu hayranlık bir çok bakımdan körü-körüne idi.
Bunlar Batının yasalarını alırsak ilerleriz diye düşünüyorlardı. Ne de olsa A.B.D'yi tekrar keşfetmeye gerek yoktu, değil mi? Bu düşünceyle aynı zamanda Batının zorlamasıyla Tazminat Fermanı ilan edildi. İttihatçılar zevkten dört köşe olmuştu. Çünkü Osmanlı için başka alternatif yoktu. Ve tek alternatif olan "Batı Kopyacılığı" uygulanıyordu, bundan daha büyük başarı olur muydu? İttihatçılar her yerdeydi, kısa zamanda Ordu içinde ve basında, her yerde tek güçlü ses olacaklardı. Onlara karşı çıkanlar gerici ve statükocu ilan edilecekti. İşte bu şekilde gittikçe hızlanan İttihatçılar "Batı ne derse aynen yaptı". Ama Batı iki yüzlüydü ve emperyalistti.
Bunu o zaman anlayamamışlardı....Ve batı yanlısı olan görüşler aile düzenine de sıçramış ve TÜRK örf ve adetleri eski usul bu şekilde batıya ayak uyduramayız varsayımlarıyla batının malesef adetlerini ocakbaşımıza kadar sokmuşuz....

Bugüne dönelim isterseniz bugünde de AB telaşı almış başını gidiyor...Peki benzerlikler?...

A.B'ciler ne yapıyor peki? Onların İttihatçılardan farkı nedir lütfen söyler misiniz? "Batı taklitçiliği" ve kopyacılığını görebiliyor musunuz?.............
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Sal Nis 18, 2006 11:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Estagfurullah Ülküdasim...

Her Ülkücü degerlidir. Ve Ülkücü herseyi ile degerlidir...


Bati´da yasayan biri olarak söylüyorum. Bati bizi kendine benzetmek gibi bir gaye gütmüyor. Kendisi gibi olmayan bizlere YASAM HAKKI TANIMIYOR. Insan hakki falan hepsi hikaye...

Bati cok iyi bildigi halde kisisel özgürlük (!) adi altinda her türlü kutsalimiza bilincli saldiriyor. Almanya´da her basörtülü esittir Türk, gerici, kocasindan dayak yiyen zavalli, gün isigi görmemis ve her türlü mutluluktan nasiplenememis kisi olarak görülüyor.

Incelenmesi gereken bu noktaya nasil gelindigidir. Biz kendi bosvermisligimiz ile mi geldik? Yoksa getirildik mi? Bu önemli...

Ayni düsünceleri TV kanalizaysonlarina baktigimizda da görüyoruz. Basi aciklik esittir medeni cesaret, baskaldiri, hak, bireysellesmek vs. olarak algilaniyor...

DEGMESIN MABEDIMIN GÖGSÜNE NAMAHREM ELI....

Simdi düsünelim, Biz mi bizden uzaklasiyoruz? Yoksa bizi bizden mi CALIYORLAR....

Incelemeye devam edelim.

Hak ve özgürlükler adina yola cikan anamiz, bacimiz önce modelini degistiriyor. Model olarak algiladigi anasini veya ninesini terkedip, yerine kim oldugunu bilmedigi her biri baska alemin kurbani mutlu(!) kimselere yöneliyorlar... Sonuc kaza özenen tavugun hali...

Medeniyetten ne anladigimiz ise isin diger yönü. Egitimsizlik bu isin baslica nedeni. Kendi benligini vermezseniz, birileri gelip o boslugu doldurur. O da önce ANALARIMIZIN EGITIMI ILE MÜMKÜNDÜR... Medeniyeti tüketici olmak ile sinirlandirmak ancak ahmaklarin isi olabilir? Medeni olma ugrasisi ile medeniyeti taniyip geregini yapmak farkli seylerdir.

Kendi medeniyetini terk edip baskalarini secenler ancak ve ancak onlar gibi olabilirler. Bu ise medeni olmak degil de baskalasmak olarak aciklanir. Baskalasan biri de medeni olmamis kukla veya gölge olmustur.

Sorulmasi gereken soru; kisi neden kendi medeniyetini birakip bati medeniyetine özenir. Bizim medeniyetimizde bir eksiklik mi var... Yanlis mi? Tabiki hayir... Sadece bilmemezlik...

Bunun degisik sebepleri olsa da en baslicasi bati medeniyetinin seytani olmasidir. Kolayci olmasidir tüm zorluklara ragmen. Zorluk; zira o yüksek topuklarla yürümek vs.... Digerlerini yazmistim, sildim. Beni düsman olarak görmeyin diye... Bir sürü yapmacik ve birsürü sacmalik...

Peki suc sadece kadinlarin mi?

Kesinlikle hayir...

Cahiliye devrinde kiz cocuklarini diri diri topraga gömen anlayisi kökten silen ve kadinimizi ANA mertebesine kavusturan Kainatin efendisi Hz. peygamberimize (SAV) ragmen bu gün erkekler yine onu ARAC haline getirmistir. Bugün kadina bakan ANA degil de ARAC olarak görmektedir. Hz. Peygamber (SAV) efendimize göre bu kisiler KALPLERI SAKAT/ HASTA OLANLARDIR....

Suc büyük oranda erkeklerin.

Egitimsiz birakirsan, kalbindeki hastaligin pesine düsersen sonuc olarak torunlarin bu noktaya gelir.

Simdi bu kadar gezip dolastiktan sonra konumuza geri dönelim...

Dügünde gördügüm manzara;

Büyük ihtimal ile Tv de yayinlanabileceginden haberdar olmuslar ki kamera ile gözucu irtibati var. Ha gayret dansediyorlar. Bu arada da cok renkli bir kisilik sergileme cabasi hemen göze carpiyor. Aslinda ben daha iyiyim de iste burda ancak bu kadar mantigi. Gökyüzünde dügün var demisler merdiveni sormus hali. Kadinin sergiledigi pespese figürün aksine beyi esnememek icin kendini zor tutuyor. Artik dayanamiyor yanindaki ayni durumdaki arkadasi ile muhabbete. Öbürlerinin hali ondan iyi degil. O anda aklimdan bir sürü soru gecti; dansetmek, oynamak vb. disa tepkiler nedir, nicindir ve gerekli midir? Islam hukukunu ölcü tutmadan düsünmeye calistim. Zira Islam´in hükmü bellidir.

Ne oluyor. Nereye gidiyoruz NEREYE KOSUYORUZ....

Sonra kadinlarimizi hangi cabalar ile tekrar ANA olarak toplumumuzda algilanmasina vesile olmaya gayret edebiliriz diye dertlendim...

Ve buraya tasidim...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
BasbugAtilla
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 02, 2006
İletiler: 447
Şehir: İstanbul

İletiTarih: Çar Nis 19, 2006 3:37 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ya utanmadan karısının soyadını alan var ya :)))))
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
oguzsoy
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 06, 2006
İletiler: 12
Şehir: ankara

İletiTarih: Per Nis 20, 2006 6:56 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

işte onlar buna modern lik diyor bizlerse onlara göre geri kafalı ama dikkat onalara göre bilmezlerki asıl geri kafalı ta kendileri yozlaşmış kuklalar batının palyaçoları adları çagdaş içleri çürümüş.çevreme ve insanlar baktıkça görüyorum ki bu millet özünü yitirdi benligini kaybetti nerden geldigini unuttu ama şuna inanıyorum dedem derdiki. 'asıl azmaz bal kokmaz ' derdi inşallah dedemin dedigi gibi olur umudumuz büyük turan devleti dünyanın her yerindeki türklere özgürlük olacak
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
mustafa1995
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jan 12, 2006
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Nis 23, 2006 3:21 pm    ileti konusu: AİLEMİZ Alıntıyla Cevap Gönder

Tarihini yanlış hatırlamıyorsum 1950 li yıllarda ilk dünya güzelimiz seçildi,kızımız o kadar güzelmiydi hayır (bizim kendi bacılarımız bizim için her zaman güzeldir bizim canımız kanımız namusumuzdur)Ama anlaşmalı bir şekilde birinci seçtiler ve o günü OSMANLININ KADININI SOYDUK diye adeta bayram sevinciyle kutladılar.O gün bu gün dür geldiğimiz noktaya bir bakın.Hatırlarsanız KURTULUŞ SAVAŞIMIZI başlatan ilk kurşunlardan birisi Hasan TAHSİN in İZMİRDE bir TÜRK kızının başörtüsünü başından alarak yere atan yunan askerine,diğeride MARAŞTA SÜTCÜ İMAMA tarafından yine aynı sebeble Fransıslara karşıdır.Bu günde bizler kendi ellerimizle güzellik yarışmaları,bbg,ler bilmem nelerle namusumuzu ayaklar altına alıyoruz.Özellikle kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan magazin proğramları ile bu gayri meşru ilişkiler iyice empoze ediliyor.Güya sözde sanatcılardan oluşan çevreler bir birleri ile hep akraba olmuş durumdalar.(bundan gerçek ve hayalı sanatcılarımızı tabiki ayrı tutuyorum)Tv kanallarında bir seda sayan,hülya avşar,gülben ergen,ebru gündeş,aydın,fatih ürek ve ismini sayamadığım bir sürü bu türden sözde sanatcıların proğramları büyük izlenme oranları ile izleniyorsa bu kültür yozlaşmasına yönelik savaşıda kaybettiğimizin göstergesidir.Bizim asli unsurumuz olan ailemiz bittikten sonra maalesef yıkılışımızın yok oluşumuzun önüne biraz zor geçeriz.Bu gün sadece İSTANBULD da 50 bine yakın sokak çocuğundan bahsediliyor.En son geçen haftaki haberlerde sokakta bulunan yeni doğmuş ve sokağa atılmış çocuğun annesinin 15 yaşında liseli bir kız çocuğu olduğu çıktı ortaya işte geldiğimiz nokta.YÜCE ALLAH TÜRK-Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
bozkurt_1312
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 08, 2006
İletiler: 198
Şehir: Mardin

İletiTarih: Pzr Nis 23, 2006 3:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

İslamda kadına deger verın denılmıs deger verılır dınımız geregı...Analarımız basımızın tacıdır..Pekı bu adamların yaptıkları nelerdır .Bunlara bence once dın bılgısı verılmelı ahlak anlatılmalı orf ve adetler anlatılmalı
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
mustafayaman
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 09, 2006
İletiler: 315
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Nis 23, 2006 9:47 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Türk Töresi; "Türk hukuku", "Türk nizamı" demektir. Türk Töresi'nde her
Türk'ün toplum içindeki yeri, sırası ve vazifeleri belirli kaidelerle tespit
edilmiştir. Türk Milletinin teşkilâtlanması, Türk devletlerinin ve
ordularının teşkilâtlanması hep bu töre esaslarına göre olmuştur. Tarihte
karşılaştığımız o büyük Türk Medeniyeti, Türk töresinden, Türk zekâsından,
Türk kabiliyetinden doğmuştur. Türk Töresi; Evvelâ Türk milletini sevmek ve
Türk milletinin kuvvetine büyüklüğüne inanmak demektir. Türk Töresi; Yüksek
vazife duygusu demektir. Türk Töresi, devlet hizmetinde, insanların
münasebetlerinde millete hizmeti ve insanlara saygıyı esas alır. Türk
Töresi, büyüğe saygı, küçüğe şefkat ve sevgi demektir


Türk milleti, ağırbaşlı, vakarlı, ciddi, çok konuşmayan, gerektiği zaman az
ve öz konuşan, soğukkanlı olan, birden öfkelenmeyen, cesur, ahlâklı, azimli,
sözüne ve vazifesine sadıktır.

Avrupa'da fertler karşılıklı münasebetlerinde "Türk sözü mü?" derler. Onlar
Türk sözüne güvenileceğini bilmektedir­ler. Büyüğünün emrinden çıkmamak,
küçüğe karşı sevgi, şefkat göstermek, onu itaat altında bulundurmak, hakka
ria­yet etmek Türk töresinin esas unsurlarıdır. Türkler bütün devletlerini
bu töre ile kurmuşlar, töreyi bozunca da yıkıl­mışlardır.

Eski Türklerde suç; "şerefli suç" "şerefsiz suç" diye ikiye ayrılırdı.

Haneden mensuplarına ölüm cezası verilince kendi ya­yının kirişi ile
boğulurdu. Osmanlılar devrinde bile bu böyle olmuştur. Namussuzluğun,
iffetsizliğin cezası ölümdü. O da okla şerefsizce öldürülürdü. Türklere
büyük kuvvet veren, onlara disiplini sağlayan bu töre esasları olmuştur.

Arkadaşlar!... Kuvvet birlikten meydana gelir. Milleti­mizin uğradığı bütün
felâketler, birlik içinde yaşayamadığımızdandır. Törelere riayet etmeyerek,
birbirimizi sevmemiz­den, birbirimizi çekememezliğimizdendir. Memleket
hizmeti, itaatsizliği, ihmalkârlığı, ciddiyetsizliği kabul etmez. Evvelâ
kendimizi yoklayacağız. Bir Bozkurt, bir Ülkücü olarak ru­hen, karakter
itibariyle kendimizi yetiştirmemiz lâzımdır. Bencillik (egoizm) millet
hizmetinde en büyük tehlikedir. Bencillikten Türk Mileti, Türklük çok zarar
görmüştür. He­pimiz Türk Milleti olarak bu bencillik duygusunu atmalıyız;
atmalısınız. Hepiniz biriniz, biriniz hepiniz için olmalısınız.

Arkadaşlar!... Milletimizin kurtuluşu, fikirlerimizin tat­biki bizim
iktidarda olmamıza bağlıdır. Onun için gençliği, halkı kendimize
bağlamalıyız. Kendimizi onlara sevdirmeliyiz. Sadâkat, veya şefkat ve yardım
duygusu, sevgi ve saygı aranızda geliştirmeniz icab eden en yüksek
duygulardır. Bu duygular olmazsa mükemmel bir insanlık olmaz. Birbirimizle
kaynaşmak için, diğer gençleri, vatandaşları kazanmak için her şeyden evvel
insanları hafife almamayı, onları hor gör­memeyi, kim olursa olsun ona
"insan" gözüyle bakmayı öğ­renmeliyiz.

Bir Bozkurt, bir Ülkücü her hareketi, davranışı oturma­sı, kalkınması,
konuşması ile Türk Milliyetçiliğinin, Dokuz Işık'ın propagandacısıdır. Kötü,
yanlış hareketlerimizle in­sanları kendimizden nefret ettirmemeliyiz. Bir
ülkücüye ya­raşır şekilde hareket etmezsek hepimiz şahsımızda davamıza zarar
vermiş oluruz. Türk Milleti, bize kötü hareketlerimiz­le "Şunlara bakın; şu
milliyetçi geçinenlere bakın" demesin. Biz, güzel hareketlerde bulunarak,
dedirtmeyelim. Arkadaş­lar!.. Sizleri tam bir Türk insanının örneği olarak
görmek istiyorum. Ciddiyetinizi muhafaza etmeli ve cıvımamalısınız.

Müslüman Türk geleneğinde, kadına saygı vardır. Türk cemiyetinde kadının
yeri, erkeğinin yanıdır. Türk kadını top­lumumuzun faal bir unsuru,
saygıdeğer bir varlığıdır.

Türk vakurudur. Kişi olarak, Bozkurt olarak bu olgun­luğu elde etmezseniz,
insanca vasıflarla varlığını süslemezseniz, memlekete beklenen faydayı
veremezsiniz, parasız hasta muayene etmeyen doktorlardan, çimento, demir
çalan mühendislerden olursunuz.

Arkadaşlar!... Başkalarının işine karışmayın, sır sakla­yın, daima iyilik
getirecek söz ve hareketlerde bulunun ve bunu âdet edinin. Dinimiz dahi bazı
ahvalde yalan söyleme­yi serbest bırakmıştır. Doğruyu söylediğiniz zaman
fitne fe­sat çıkacaksa, ortalık karışacaksa, yalan söyleyin demiştir. Gayet
disiplinli olmalısınız. Disiplin; Türk töresine, ahlâkı­na, kanunlarına,
nizamlarına uymak, büyüğün küçüğün hak­kına riayet etmek, hürmetkar
olmaktır.

BAŞBUĞ:ALPARSLAN TÜRKEŞ
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Pts Nis 24, 2006 8:10 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

NE HALE GELDİK.........................

Dün: Göğsümüz tunç siperiydi...
Bugün:Göğüslerimiz artık silikonlu!..

Dün:Demir ağlarla örmüştük anayurdu...
Bugün: Çetelerle başına çorap ördük!..

Dün: Türk’e durmak yaraşmazdı...
Bugün: Türk’e dürüstlük yaraşmaz oldu!..

Dün: Canımızı vermiştik bu vatan için...
Bugün:Naylon fatura verir olduk vatanı soymak için!..

Dün:Elimizde üretkenliğin nasırı var...
Bugün: Elimizde tembelliğin cep telefonu!..

Dün: Kağnılarla cepheye silah taşırdık...
Bugün: Son model mersedeslerle tetikçi taşıyoruz!..

Dün: Güzellik kraliçemizin adı : Keriman Halis’ti...
Bugün: Jüri uyelerinin adlarını daha iyi biliyoruz!..

Dün:Karanlığın üzerine bir güneş gibi doğuyorduk...
Bugün: Yeni zenginlerimiz çocuklarını artık Amerika’da doğuruyor!..

Dün: İstikbal göklerdeydi...
Bugün: İstikbal gökkafeslerde!..

Dün: Ümmet imparatorluğunu, cumhuriyetle değiştirdik...
Bugün: Bir gecede 700 trilyon kara para el değiştiriyor!..

Dün: Yüreğimiz coşkulu, gönlümüz zengindi...
Bugün: Yüreğimiz organ tacirinde...

Dün: Çıkmıştık açık alınla 10 yılda her savaştan...
Bugün: Çetelerle savaşmayı bile beceremiyoruz!

Dün: Herşeyi onurumuza bırakmıştık...
Bugün: Herşeyi oluruna bıraktık!..

Dün: 10. yıl marşımız vardı...
Bugün: Hala 10.yıl marşımız var ama kaybımız 70 yıla yakın!..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1