Bozkurt NET

[kadir45]

Türk tarihinin belki de en utanç verici bir gününü yaşıyoruz bugün.
Biz şerefli tarihimiz boyunca çok savaştık.Bazen parlak zaferler kazandık,bazen de çok acı yenilgilere uğradık.Ama ben; tarihimizde böylesine kara günler yaşadığımızı ve dünyaya rezil olduğumuza ilk defa tanık oluyorum.Çıkarsın ortaya,savaşırsın;gücün yetmezse yenilirsin.
Sonuçlarına da katlanırsın.Ama böylesine bir rezaleti ilk kez yaşıyor ve duyuyorum.
Esir 8 asker,devletin resti ve girişimi ile değil,pkk nın siyasi kolu olan çapulcuların ve pkk nın yerli işbirlikçilerinin aracılığı ile HEM DE UTANMADAN BU ÇAPULCULARA TESLİM EDİLİYOR. .
Devlet bu son olayla iyiden iyiye bittiğini göstermiştir.
1.Çuval vakası,hadi şaşırdık diyelim,ikinci çuval vakası(helikopterlerin sınırımız ihlali)hadi sabır diyelim,ya bu üçüncü çuval vakası ne?
Her gün uçaklarımıza önleme yapan yunanlılar karşısındaki bu sessizlik,bizi tube lerde madara edişlerine ne diyelim?
Sen devletsen,seni önleyen uçakları düşürürsün;sen devlet isen sınırlarına yakıt tankı atıp ihlal eden israile hesap sorarsın,sen devletsen askerini gider kendin kurtarır teslim alırsın,sen devlet isen sınırlarını ihlal eden helikopterleri zorunlu olarak indirir ya da düşürürsün.Sen devlet isen,senin düşmanlarını içeri tıkar ,yargılar kelesini alırsın.
Bunların hiçbirini yapmayıp da,suratımıza fırlatılan her tükürüğü,yarabbi şükür diye eli ile silmekten başka bir şey yapmayanların,hangi kurum,hangi kuruluş olursa olsun,o makamlarda oturmaya hakları yoktur!
Böyle bir devlet olacaksa,dağıtın bu orduyu,teslim olun!
Teslim olun,ülkeyi açıktan işgal ettirin ki;biz devlete kalkışmakla suçlanmaktan kurtulalım,ve %17 olarak,bu işgali tanımayıp,MİLLİ MÜCADELEYİ BİR KEZ DAHA BAŞLATALIM!KORKAKLARIN YÖNETTİĞİ DEVLET İLE YAŞAMAKTANSA,DÜŞMANLA SAVAŞAN KUVVACILAR OLARAK ŞEREFİMİZLE ÖLELİM!
HADİ TESLİM EDİN VE BU İŞİ ARTIK BİTİRİN.BUNA NEDEN OLANLARI YERLE BİR ETMESİNİ DE BİLİRİZ BİZ;O KOLTUKLARDAN İNDİRMESİNİ DE!AMA İSYANCI OLARAK ÇARPITILMAK İSTEMİYORUZ!
HADİ BİTİRİN BU İŞİ VE TESLİM ANLAŞMASINI,YENİ SEVRİ İMZALAYIN.
İMZALAYIN Kİ BİZ DE YOLUMUZA BAKALIM,YAPMAMIZ GEREKENİ YAPALIM.
ATTİLA NIN,KÜRŞAT IN,FATİH İN,YAVUZ SULTAN SELİM HAN IN,ATATÜRK ÜN BAŞINI YERE İNDİRDİNİZ,AZİZ RUHLARINI İNCİTTİNİZ.MİLLİ ONUR VE HAYSİYETİMİZİ AYAKLAR ALTINA ALDINIZ.ŞEREFİNDEN BAŞKA BİR ŞEYİ OLMAYAN VE YOKLUKLAR İÇERİSİNDE YAŞAYAN BU MİLLETİ KÜÇÜK DÜŞÜRDÜNÜZ!
NEDEN OLANLARA LANET OLSUN!
TANRI TÜRK Ü KORUSUN!

[kaganos]

Aman Ülküdaşım!...


Lütfen biraz İTİDAL....

Aman ha!.. sizin hiç mi ticaret yapan ..esnaflık yapan akrabanız. yok!..

Aman ha! Borsa düşer.. Ekonomi bozulur!..

işadamları TV ekranlarında halkımıza nasıl da telkinlerde bulunuyor..

Allah bir daha 2001 krizi gibi bir kriz göstermesin diyor...

Olmadı sayın ülküdaşım ! hiç olmadı...

Bütün bunların yanında..

Vatan ,millet,Bayrağın lafımı olur!...


Boşverin ülkeyi mülkeyi...

Bakın her sabah Seda şovlar ile.. BBG evleri ile İBO şovlar ile göbek atıp duruyoruz...

Şu fani dünyada ... Yiyip ,içip eğlenmenize bakın lütfen...

Ne yapacaksınız.. Vatanı ;bayrağı , Milleti...

Lütfen ! Aman İTİDAL'li olalım..


Saygı ve sevgi ile.

[cCcBilgecCc]

Bizlere ergenekon yolu gozukuyor ulkudaslar :cry:

[tamerr]

Boğazım düğüm düğüm, konuşmak istiyorum, konuşamıyorum, soruyorlar bana ne oluyor bu gidişat nereye? susuyorum, konuşmak istemiyorum, sadece bir iki cümle dökülüyor ağzımdan; Felakete gidiyoruz, meğerse 51. eyaletmişiz, başka hiçbirşey söylemek istemiyorum, yutkunuyorum, efkarlanıyor yüreğim, bir sigara yakıyorum, yerli üretici kazansın diye kazık yediğim tekel2000 sigaramdan, haberlere bakıyorum, 8 asker kaçırılmış, kılını kıpırdatmıyor Devletim, ortalığı toza dumana katacağı yerde siyasilere bırakılmış herşey, siyasiler diyalogla çözeceğiz babında boy gösteriyorlar ekranda, rice konuşacakmış, gelecekmiş Ülkeme, yollar kapanmış yine, yolda düşünüyorum sıkışık trafikte, neden geldi bu karı diye? hiçbir faydası olmayacakki bize, sadece akıllı olunmu diyecek? olsa olsa bu olur, yoksa ne diye gelsin, nasihatlar edip gitmiş sonuçta gördük, meclise soktuklarımız aklımıza soktular diyalog diyalog ve meclise soktuklarımız yada soktukları el pençe durdu üç beş itin, kanı beş para etmezin karşısında, yıkılıyor dünyam, parçalanıyor benliğim, kendimden geçmişim, hüzün bulutları dolaşıyor Şehitlerimin üstünde, inip tükürecekler yüzüme, korkuyorum, korkuyorum hesap veremeyeceğim diye, ben benden geçiyorum, Devletim Devletliğinden geçiyor, toplanıyor şerefsiz kalabalıklar, it köpek için bağırıyorlar, iktidar göstermek istemiyor bunları Vatanını seven insanlara, s.ktirin gidin diyorum içimden, bu Vatan bizim, sesim boşlukta yankılanıyor, iktidar uyuyor, muhalefet ancak cenazede boy gösteriyor, neler oluyor diyorum neler oluyor, cevap geliyor Fatih ten, Kanuniden, Atatürk ten, Yavuz dan, bu kadar ahmak olmayın diyorlar, bu kadar gamsız olmayın, Vatan elden gidiyor !!! Vatan elden gidiyor !!! ..........

Ve sessiz çığlık karanlıkta kaybolup gidiyor, gündemi ismet arzuman meşgul ediyor...................

Saygılarımla

[EgE]

Devletimiz nerde? Ordumuz nerde ALLAH askina?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt diyor ki :

Hükümetle uyum içindeyiz. Başbakan´ın ABD ziyaretinin sonuçlarını bekliyoruz.

Başbakanın ABD seyahati önemli. Onun dönüşünü bekleyeceğiz. Biz Dışışleri ile uyum içinde çalışıyoruz.

Askerle hükümet arasında bir uyumsuzluk varmış gibi gösterilmesi de doğru değil. Devlet bir bütündür.

Simdi bu sözlere ne gerek vardi? Hani kime neyi satmaya calisiyoruz? Kime neyi inandirmaya veya ispatlamaya calisiyoruz anlamis degilim! Sen düsmana böyle sözlerle güya hükümetle birlik beraberlik bir bütünüz imaji vererek göz dagi vermeye calisirken (ki zaten inanan olmaz buna) kendi vatandasinida yanlis yönlendirmis olmuyormusun hatta hayal kirikligina düsürmüs olmuyormusun? Üzerine birde Bosbakan´in bu amerika gezisine askerimizde katiliyor. Inanilir gibi degil! Hayret ve cok yazik!

[kerkuk_turk]

dusman, katil ve terorist abd nin ayagina tam kadro gittiler... utanc verici, Turkiye birsey yapacaksa abd'den yalvararak yapmasina luzum yok!!
zaten ben birsey beklemiyorum bu geziden, yalandan goz boyamaca guya dun pkk burosu kapatilmis erbilde, ve bugun 8 asker kurt hukumeti bakani tarafindan pkk dan tesim aliniyor! abd bununla uyutacak Turkiyeyi. ne buro kapatilmasi orada kurulan parlamento bir pkk parlamentosudur ve ayrica bizim tanimadigimiz orada abd tarafindan kurulan devlet bir pkk devletidir.. iste simdi 90 yildir PASIF politikalarina sevinsin Turkiye, yapacagi birsey yok, abdye yalvarmaktan baska, onlarda oyaliyor tabiki.
milletin coguna gelince, yukaridaki ulkudaslarim iyi belirtmisler iste...

[kadir45]

Bir ülkeye haddini bildirmeye gidiyorsan,o ülkeye eşini götürmezsin.
Hem başbakanın hem de dışişleri bakanının eşleri orada.Başbakanın eşi ilk iş olarak alışverişe çıkıyor.Dış işleri bakanı da eşi ile sağlıklı yaşam yürüyüşünde.Başbakan hido denilen hemşehrisini asansörde tebrik ediyor,pozitif hislerle doluyum diyor.Gazete haberleri okuyun.
f5haber com dan alıntı:

	Alıntı:
	Başbakan Erdoğan, Bush'la yapacağı görüşmeyle ilgili olarak da şunları söyledi: "Tabii ben görüşmeyle ilgili olarak pozitif duygular içerisindeyim. Bu anlayışla bu toplantıya geldik ve bu poizitif yaklaşım içerisinde buradan da olumlu neticelerle döneceğimize (inanıyorum).

f5haber com dan alıntı:

Alıntı:

Emine Hanım neden hemen alışverişe çıktı? 05.11.2007 18:35 ( Kaynak : www.haberturk.com ) Habertürk Ekonomi Müdürü Melda Yücel yazdı Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı George W.Bush ile görüşmek üzere ABD'de. Bu en kritik zirve! Washington'dan gelen ilk görüntüler ise şaşırtıcı. Başbakan Erdoğan "pozitif duygular içindeyim" diyor.. Türk heyeti gece mesaisi yapıyor.. Ve gün ağırıyor.. Başbakanımızın eşi Emine hanım, alışverişe çıkıyor. İHA'dan geçen haber şöyle: "Emine hanım alışveriş için özellikle Tyson's Corner semtini tercih etti. Başmüzakereci Dışişleri Bakanı Babacan ile eşi Zeynep hanım ise elele George Town'da yürüyüş yaptı." ?! *** Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bu süreçte her adımı ne kadar önem taşıyorsa.. Sayın Emine Erdoğan'ın da bir o kadar önemli. Bence Emine hanımın programı da, böylesi kritik bir süreçte gözardı edilmemeli. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ının eşi "first lady" ayağının tozuyla alışverişe çıkmamalı. Alışveriş öncelikli konu olmamalı. Sergilediğimiz fotoğraf bu olmamalı. Zira bu; tipik bir turistik ziyaret değil. Zira bu; ABD ile Türkiye ilişkisini doğrudan etkileyebilecek ve yarınımızı belirleyecek hassas bir ziyaret. Kamuoyu da bir o kadar hassas! Üstelik 1915 olayları ile ilgili iddialar konusunu ise yeni atlatmışken... "Amerika'da alışveriş" öncelikli gündem maddesi olmamalıydı. Her türlü duruşumuz, mesajımız önemli! *** Peki ne yapılabilirdi? Amerika'da yaşayan Türkler ile biraraya gelebilir, Türkler'in yoğunlukta olduğu bölgede bir okulu ziyaret edebilir... Önceden organize edilen bir konferansta konuşabilirdi. Ya da.. Tıpkı bir önceki ABD ziyaretinde olduğu gibi... Bir operaya ya da sergiye gidebilirdi. Sakin bir gündemde Emine hanım geçtiğimiz ABD ziyaretlerinde "Operada'ki Hayet"i izlemişti. Duruş.. Verilen fotoğraf... Ve değişim-vizyon için son derece doğruydu. *** Danışmanlara duyurulur... Lütfen; Türkiye Cumhuriyeti'nin "First lady"si Emine Erdoğan'ın ziyaretlerini ihmal etmeyelim... Lütfen organize edelim! Ayrıntı özeli belirler. Önce biz kendimize değer verelim! Lütfen...

Sn genelkurmaybaşkanımız; bu ciddiyetsiz, devlet adamından başka herşeye benzeyen adamların oradaki yapacağı sözde görüşmelerden acaba ne bekliyor?
Bu adamların oraya iş yapmaya,bu devleti savunmaya gitmedikleri apaçık ortada.Biz ne bekliyoruz?Türkiye haklı olduğu bir davada,elindeki belgeleri masaya koyacak ve abd ye hesap soracak değil mi?Neden genelkurmay çok üst düzeyde temsilci gönderdi?O paşa eli boş mu gitti oraya,yoksa kalın dosya ve raporlarla mı?Sn Büyükanıt neden nisan aylarında,"yapana değil,yaptırana bakmak lazım "diye konuştu?
Peki bu eşli cümbürcemaat heyetler mi o hesabı abd ye soracak?Hesap sormayacaksanız,soramıyacaksanız orada işiniz ne?Adamların zencisi 2 gün önce gelmedi mi?Resmen bizimle dalga geçiyorlar.Şu anda akepenin önünü kesecek tek güç olan olan ordunun çuval giymesini kutlayacaklar galiba birlikte!

[-ULKUCU-GARDAS-]

Mehmetçik Ümmetçik Olur mu?


Son olaylar göstermiştir ki, bu ülkenin en güvenilir ve vazgeçilmez kurumu Silahlı Kuvvetler’dir. Ülkenin bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün güvencesi, rejimin teminatı Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.



Silahlı Kuvvetler’in subay-astsubay kadrosuna giriş çok ciddi incelemeler ile yapılmakta, bu nedenle, Ordumuzun rütbeli kadrosu, Atatürk’ün izinde ve Cumhuriyeti’ne bağlı kişilerden oluşmaktadır. Komuta kademesi böyle olunca, ister istemez er ve erbaşlar da bu çizgide hareket etmek durumunda kalırlar.



İçte ve dışta yer alan düşman ve iş birlikçiler bu yüzden yıllardır TSK’ya sızmayı, orada da Cumhuriyet düşmanlarının yuvalanmalarını ve böylelikle amaçlarına kolayca erişmeyi amaçlamışlardır. Adliye’ye, Mülkiye’ye, Emniyet Teşkilatı’na ve diğer devlet dairelerine sızan tarikatların, tek sızamadığı veya başarılı olamadığı yer Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.



Ancaaaak, devletin bütün kurumlarına sızmayı başaran, ekonomik olarak oldukça güçlenen tarikatların, halkı da kendi güdümlerine sokmaya başladıkları açıkça görülmektedir. Dinine bağlı halkımız, bir şeyhe bir tarikata tabi olmaması halinde, dini vecibelerini eksik yaptığı görüntüsüne büründürülmekte, sürekli olarak bu yönde yanlış bilgilendirme ve baskı altında tutulmaktadır.



Ülke aleyhine tavır sergiledikleri açıkça ortaya çıkan Hocaefendi’lerin, dindarlık adına, ülkemiz insanını, yavaş yavaş ABD güdümünde, düzmece, uyduruk, ABD laboratuarında üretilmiş Ilımlı bir İslam’a, hatta Hıristiyanlaşmış bir İslam’a götürmelerine rağmen, bu eylemlere ciddi bir karşı duruş gösterilmemektedir. Halkımız, çok yoğun ve kirli bilgi altında kimin gerçek Müslüman, kimin İslam düşmanı olduğunu ayıramamaktadır. Bu grubun yegane ve ciddiye aldığı muhatabı Türk Silahlı Kuvvetleri olmaktadır. Bu nedenle de asker üzerinde yıpratma faaliyetleri hız kazanmaktadır.



Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısı incelendiğinde, bu kurumun er, erbaş, astsubay ve subay kadrosundan oluştuğu görülür. Türk Silahlı Kuvvetleri astsubay ve subay kadrosunu bizzat alıp, kendisi yetiştirdiğinden, şimdilik, tarikatların, Cumhuriyet düşmanlarının bu kadrolara sızmaları mümkün görülememektedir. Ancak er ve erbaşlarımız, her vatandaşımız için zorunlu olan askerlik görevi nedeniyle silahlı kuvvetlere katılmaktadır. Dolaysıyla halkın bağrından çıkan kişilerdir. Bu nedenle halkın duygu düşünceleri, istikameti orduya aynen yansımak durumundadır. Halkımızın, tarikatların hakimiyetine, sevk ve idaresine bırakılması, Atatürkçü, Cumhuriyetçi bir milli eğitimin yavaş yavaş terk edilmekte olduğunun gözlenmesi karşısında, bir müddet sonra, yanlış yönlendirmeler sonucunda, kasıtlı olmasa bile, kutsal dinimizin vecibelerini yerine getirme adına (tarikat şeyhlerinin buyrukları doğrultusunda) Cumhuriyetimizin karşısında yer alma ihtimalinin olmadığını kimse söyleyemez.



Demokrasinin gereğiymiş gibi, halka türlü türlü referandumlar uygulatılabilir. Daha önemlisi, askere alınacak gençler, bu şekilde düşünmeye başlayan halkımızın evlatlarından oluşacağından, böyle giderse, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısı, bozulma ihtimalini taşımaktadır. Yıllarca çocuklarına “Mehmet” ismini verip askere gönderen ana-babalar, bundan sonra çocuklarına “ümmet” ismini koymaya yönelebilirler.



Bağımsız bir milletin temsilcisi olan “Mehmetçik” kavramı, ılımlı İslam’ın “Ümmetçik”ine dönüştürülebilir.



Böyle bir ihtimali düşünmek bile istemeyiz. Ancak, tüm öğretmenlerimize, aydınlarımıza, halkımıza ciddi görevler düşmektedir. Emperyalizmin türlü oyunları içersinde, kutsal dinimiz kullanılmak suretiyle, ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirmek, daha ötesi, “Türkiye, Türkler’e bırakılmayacak kadar güzel bir ülke” diyerek ülkemizi toptan ele geçirmek isteyen Emperyalist ABD ve AB’nin bu oyunlarına gelmemeliyiz.



Şayet Mehmetçiği Ümmetçik yapmayı başarırlarsa, düşmanlarımızın önünde duracak hiçbir güç kalmayacaktır. Allah korusun, Irak’tan beter bir duruma düşebiliriz.

ALINTI : odak haber

[IHTIYARKURT]

Evet görünen köy Kilvuz istemez derler ya, durum Maalesef yukarida

belirtildigi gibi Gözümüzün Nuru Askerimizlen cok ugrasiyorlar.Son

zamanlarda gözümüzden kacmiyor aslinda,bilhasa su Tarikatcilarin halk-

lan Askerin arasini bozmaya cok caba sarfetiklerini bilhasa kendi yakin

cevremiz saysinde ögrenmis bulunmaktayiz.

Biz hernekadar Vatandaslik görevi deyip Milletimizi uyandirmaga calisakda

bu Vatan hainlerinin bazi Vatandaslarimizi olur olmaz,ipe sapa gelmeyen

bilgilerlen doldurusa getirdigini görüyoruz.

Ne Mutlu TÜRKÜM diyene

[Vuslatim]

Bize ulasan bir iletiyi paylasmak istedik...

Buyrun iletiyi beraber okuyalim...


Atatürk'ün devlet adamlığı



Arkadaslar icimden haykirarak aglamak geliyor.........

Atatürk'ün devlet adamlığı, Stalin'in verdiği bir demeç üstüne gidişi





Stalin'in Sovyetler Birliği'nin başında olduğu dönemler... Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü bir diplomat Karakan... 1917 Ekim Devrimi'nin yıl dönümlerinden birinin sabahında Stalin, son derece sivri, anlamsız ve onur kırıcı bir demeç veriyor. Bu demecinde aynen şunları söylüyor:



"Herkes bilsin ki, Rus Milleti; Boğazlarla, Ardahan'ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir. Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum..."



Aynı gece Ankara'da Sovyet Büyükelçiliği'nde de ihtilalin yıl dönümü kutlamaları yapılıyor. Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk, gece yarısına doğru Stalin'in bu densiz demecinden haberdar oluyor ve maiyetine emrediyor:



"Arabaları hazırlayın gidiyorum."

"Paşamız bu saatte nereye gidecekler?"

" Sovyet Sefareti'ne."



Mahiyetin etekleri tutuşur çünkü olayı kavrarlar, içlerinden birisi Atatürk'e:

"Paşa hazretleri nasıl olur? Protokolsüz mü? Siz devlet başkanısınız, protokolsüz nasıl gidersiniz?"



"Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk. Stalin vatanımın topraklarına göz dikmiş, sen bana protokolden söz ediyorsun. Hazırlayın arabaları." diye cevap verir.



Büyük önderimiz ve arabalar hazırlanır. Atatürk ve maiyeti, Sovyet sefaretinin kapısına dayanır.



Ulu önderimiz yüzü asık bir şekilde yukarı çıkar ve o sırada sefarette büyük bir balo vardır. Atatürk kendisini karşılayan Büyükelçi Karakan'ı görünce:



"Merhaba Karakan" der ve aynı sert ifadeyle devam eder. "Rahatsız ettik ama sen benim şahsi dostumsun, kusurumuza bakmazsın. Bir hususu esasından anlamaya geldim."

"Emredin Sayın Başkan"



"Ajanstan öğrendiğime göre, başbakanınız Stalin, Ardahan'la Boğazları istemiş, kararı katiymiş...Pek yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış. Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş. Tabii ki bu nutkun da bir sureti sende vardır. Getir bakalım şunu da işin aslını faslını iyi anlayalım."



Stalin'in nutku getirilir. Atatürk metnin o kısmını yanındakilere kelime kelime tercüme ettirir. Nutuk ajanstan geçen metin ile aynıdır. Atatürk sorar:

"Karakan, sefaret telsizinden derhal Stalin'i bulduracaksın. Bu beyannatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksın. Başbakanın tükürdüğünü yalayacak, yalamazsa ben yapacağımı bilirim. Bu cevap bu gece gelecek çünkü benim senin başbakanından daha önemli kararım var. İstediğim cevabı almadan sefaretinizden dışarı adım atmam. Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bil ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim..."



Karakan çaresizlik içinde telsizin başına koşar ve Atatürk'ün söylediklerini aynen nakleder. Stalin'den gelen cevap büyük önderimizi tatmin eder çünkü cevapta aynen şöyle söylenmektedir. "Stalin sürçü lisan eylemiştir. Boğazlar'la Ardahan'ı almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur..."

Atatürk cevabı okuduktan sonra Rus Büyükelçisi Karakan'a hitaben "Karakan seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar. Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et."

Karakan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabı telgraftan hemen sonra bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak: "Teşekkür ederim. Sizi tanımış olmam bile kafidir ancak memleketinizdeki vazifem sona ermiştir. Yarın hareket edeceğim."

Atatürk fazla ısrar etmez ve Çankaya'ya döner. On gün sonra şöyle bir haber gelir. Sovyetler Birliği'nin eski Ankara Büyükelçisi Karakan fırında yakılmak suretiyle idam edilmiştir.

[IHTIYARKURT]

Nerden nereye,dimi ATAM Sana rahat icinde uyu diyemiyoruz,cünki

biliyoruz ki sikintilisin (bizde)nedenini sorarsan ne halere düstük malum

Vatana Göz koyanlara Müdahale etmek icin,Vatana Göz koyanlardan izin

almak icin taa Okyanuslarin öbür ucuna yolluyoruz.

ATAM kalkta gör su rezaleti!!!

Ne Mutlu TÜRKÜM diyene

[EgE]

Beyaz Saray'da BİR İLK

06 Kasım 2007 Salı 00:01

Türk heyetinin Bush ile görüşmesinde bir ilk yaşandı. Nedeni heyetteki o isim...

İnternethaber/ Türkiye gözü Beyaz Saray'daki "kritik görüşmedeydi"... Görüşmenin özel noktalarından biri, ilk kez bir askeri yetkilinin resmi heyette yer almasıydı..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bush ile buluşmasında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Saygun da yer aldı. Bu durum diplomaside bir ilk olarak nitelendi. Beyaz Saray için de bu durum alışılmış bir şey değil.

Diplomasi dilinde bunun özel bir anlamı var. Türkiye, bu ilginç protokol uygulaması ile ABD'ye "operasyon konusunda ne kadar kararlı" olduğunu göstermeyi hedefledi.

Bir diğer mesaj da iktidar ile asker arasında görüş ayrılığı olabileceği yönündeki düşünceleri sıfırlamaktı. Verilen mesaj; "iktidar ve ordu aynı hedefe kilitlendi" olarak yorumlandı.

ABD ONU İYİ TANIYOR

Beyaz Saray Orgeneral Saygun ismini çok iyi biliyor. Tam bir yıl önce yine bir Kasım ayında Orgeneral Ergin Saygun, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Jack D. Crouch ile görüşmek için Beyaz Saray'a gitmişti.

Orgeneral Saygun, Beyaz Saray'dan içeri girerken güvenlik cihazı ötünce üzeri aranmak istenmişti. Bu duruma çok sert tepki gösteren Saygun, görüşmeyi iptal edip, Beyaz Saray'dan ayrılmıştı.

Bu durumdan haberdar olan Crouch, Orgeneral Saygun’u Washington’da kaldığı otele geri dönerken yolda telefonla arayarak özür dilemiş ve Beyaz Saray girişinde gereken önlemin alındığını belirterek yeniden davette bulunmuştu. Ancak Saygun Paşa, yapılan uygulamanın şahsıdan öte Türk halkına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bir saygısızlık olduğunu belirterek, Crouch’un "Beyaz Saray’a dönün ricasını" geri çevirmişti.

[kadir45]

IHTIYARKURT demiş ki;

	Alıntı:
	Nerden nereye,dimi ATAM Sana rahat icinde uyu diyemiyoruz,cünki biliyoruz ki sikintilisin (bizde)nedenini sorarsan ne halere düstük malum Vatana Göz koyanlara Müdahale etmek icin,Vatana Göz koyanlardan izin almak icin taa Okyanuslarin öbür ucuna yolluyoruz. ATAM kalkta gör su rezaleti!!! Ne Mutlu TÜRKÜM diyene

Evet ülküdaşımız ne kadar haklı.5 Kasım 2007 Türkiye meşr-u müdafaa hakkını kullanmak için;işin içerisine bir de genelkurmay ikinci başkanını katarak,abd ye izin almaya,istihbarat ve yardım dilenmeye gidiyor.
Oysa ayni 5 KASIM 1638 de;Osmanlı ordusu Sultan 4.ncü Murad han komutasında Musul a girip;zındıklara çizmelerini öptürüyordu.
Şu kaderin oyununa,şu tarih benzerliğine bakın.Birisinde başımız dimdik,diğerinde ezik,perişan bir haldeyiz.O zaman zındıklar Osmanlı sınırları içerisinde barınamıyorlardı.Bugün vatanımızda iktidar olmayı başardılar.
Evet nerelerden nerelere geldiğimizi göstermek daha ne yapalım ne söyleyelim bu millete?

[tamerr]

Alıntı:

PKK yandaşları evleri taşladı OSMAN KARA İstanbul İstanbul'un çeşitli ilçelerinde dün terör örgütü PKK yandaşlarınca gerçekleştirilen gösterilerde yol keserek sokaklara molotofkokteylleri atan gruplar, Türk bayrağı asılı olan bazı ev ve işyerlerini taşladı. Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve Ümraniye'de toplanan terör örgütü PKK yandaşları, izinsiz gösteri yaparak bazı ev ve işyerlerine zarar verdi. Gazi Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde toplanan bir grup, yolu trafiğe kapatarak, terör örgütü lehine slogan attı. Küçükçekmece Mahmet Akif Mahallesi'nde de akşam saatlerinde toplanan yaklaşık 50 kişilik grup sloganlar atarak Aşık Veysel Caddesi'nde yürüyüşe geçti. Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi'nde de terör örgütü lehine slogan atan grup, polis ekiplerinin panzerli müdahalesi sonrası ara sokaklara kaçtı.

Biz bunları vakti zamanında söylerken, bazıları hatta çoğunluk bize OLMAZ ÖYLE ŞEY !!! deyip gülüp geçtiler, bekleyin görün dedik, bekleyin görün, daha neler olacak dedik, gün gelecek bu tür eylemlere bile kalkışacaklar dedik, dedik ama kimseyi dinletemedik, evleri taşlamış kahpeler!!! bugün dedik başka yerdeler, yarın sizin evinizdeler dedik, dedik dedikte ne oldu? Anlamamakta ısrar edenlere tekrar söylüyorum, bugün camları taşladılar yarın sizi taşlayacaklar !!! Peki bunlara Devlet ne yapıyor? sadece müdahale ediyor !!! Müdahale ??? Kocaman bir muamma, gözaltı yok, sorgu yok, yaptırım yok !!! Oyun içinde oyun dönüyor, iktidar gaflet içerisinde aman kimseyi ürkütmeyeyim zihniyetiyle DURMAK YOK YOLA DEVAM diyor, yine bir boş boğazlık yapıp söyleyeyim bazı şeyleri, yani görünenleri yada ilerisi için gördüklerimi, zıvanadan çıkacak iyice bu it tayfası, birebir eylemlerde bulunacaklar ta ki sabır taşımızın nereye vardığını görene dek, gerçi bizim sabır taşımız çoktan çatladı ama iktidara destek veren o %47 hala sabır taşlarının nerede olduğunu arıyor......

Saygılarımla