Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - BÜYÜK CAGRI!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Pzr Ekm 25, 2009 1:10 am    ileti konusu: BÜYÜK CAGRI! Alıntıyla Cevap Gönder

Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pzr Ekm 25, 2009 11:40 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder





Bahçeli'den Türk Milleti'ne kurultay daveti






Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi'nin "Sonsuza Kadar ‘Var ol' Türkiye" 9. Olağan Kurultayı'na Türk Milleti'ne davet mesajı yolladı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi'nin "Sonsuza Kadar ‘Var ol' Türkiye" 9. Olağan Kurultayı'na Türk Milleti'ne davet mesajı yolladı.

Bahçeli'nin mesajı şu şekilde:

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 86. yılına ulaştığımız bu günlerde ülkemiz yine karanlık bir sürecin bütün sancılarını yaşamaktadır.

Sevr'de yarım kalarak kapanmamış tarihi emellerin Lozan'la hesaplaşması sürmektedir.

Türk milleti, birliğine, varlığına ve geleceğine yönelik ayrışma ve bölünme tehdidi altındadır.

Bin yılda yoğrulmuş kardeşlik duyguları hükümet eliyle köreltilmek istenmektedir.

Vatan, bayrak, millet, şehadet, gazilik gibi bütün kutsallar tahrip edilmektedir.

Böylesi bir vahim gidişin sonu kargaşa, çatışma, parçalanma ve yok oluştur.

Milletimiz, dün emperyalizmin biçtiği kefeni akıl, iman, cesaret, kardeşlik ve süngü ile yırtmıştır.

Bugün de küresel projelere teslim olmuş yönetimin sürüklediği uçurumun kenarından mutlaka dönecektir.

Yine tarihe damgasını vuracak, değerlerine, birliğine, varlığına ve geleceğine yönelik dayatmaları mutlaka reddedecektir.

Türk milletinin asla hak etmediği dayatma ve aşağılanmadan kurtulmasının yegane çözüm yolu budur.

Son günlerde yurdumuzun her yerinden yükselen şuur ve heyecan bu uyanışın müjdesini vermektedir.

Şimdi vatana, bayrağa, millete ve bunlar uğruna kendini feda eden evlatlarımıza sahip çıkma ve bu duruşu gösterme zamanıdır.

Şimdi, teslimiyete karşı durma, kardeşlikte buluşma ve geleceği paylaşma zamanıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi, milletinin bu heyecanını, duygularını, düşüncelerini ve inancını tüm dünyaya duyurmak, yüksek sesle haykırmak ve teslimiyetçilerin yüzüne çarpmak için hazırlıklarını tamamlamıştır.

Partimizin inançlı, kararlı ve şuurlu mensupları, yüreği Türk milleti için atan, kutlu vatan sevgisi ile çarpan, aziz şehitlerimizle sızlayan Türkiye'mizin tamamını, köken, mezhep, yöre ayrımı yapmaksızın kucaklamak için yola çıkmıştır.

Milliyetçi Hareket, "Bin Yıllık Kardeşliği ‘Yaşa' ve ‘Yaşat' " mesajıyla yurdumuzun çeşitli yörelerinde, belirlenecek yer ve zamanlarda yapmayı planladığı "açık hava toplantılarına" katılmak için aziz milletimizi hazır olmaya çağırmaktadır.

Bu açıdan, partimizin gerçekleştireceği 9. Olağan Büyük Kurultay yalnızca siyasal kadroların tespiti olmayacak, aynı zamanda bin yıllık kardeşliğin yaşaması ve yaşatılması gibi tarihi bir görevin dönüm noktası ve seri toplantıların başlangıcı anlamını da taşıyacaktır.

Türkiye'nin her yöresindeki aziz vatandaşlarımı, kardeşliğin yoğurduğu büyük Türk milletini, 8 Kasım 2009 tarihinde Ankara'da yapılacak olan "Sonsuza Kadar ‘Var ol' Türkiye" 9. Olağan Büyük Kurultayımıza ve ardından yurdumuzun her yöresinde yapılacak olan "Bin Yıllık Kardeşliği ‘Yaşa' ve ‘Yaşat' " açık hava toplantılarına şimdiden davet ediyorum.

Önümüzdeki dönem içinde yapılacak bu anlamlı buluşmaları, büyük Türk milletine gururla müjdeliyor, kurultayımızın devletimize, milletimize, partimize, demokrasimize, Türk ve İslam dünyasına ve insanlığa hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum.

EtikHaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pts Ekm 26, 2009 7:24 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Cok guzel bir davet.
Umarim tum ulkudaslar takilir, bizde canli yayinla izleme imkanini bulabiliriz.
Allah razi olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Bozkurt_34
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Oct 07, 2005
İletiler: 10
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pts Ekm 26, 2009 8:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EVET ÇOK GÜZEL BİR DAVET ;
İNŞALLAH HEM ANKARA DA Kİ BÜYÜK KURULTAYIMIZA
HEMDE İSTANBUL DA YAPILACAK OLAN BÜYÜK AÇIK HAVA TOPLANTILARIMIZA
KATILMAYI ALLAH NASİP EDER DE DOST DÜŞMAN GÖRÜR BU ÜLKENİN
SAHİPSİZ OLMADIĞI NI

ULU ÖNDER ATATÜRK'ÜN DEDİĞİ GİBİ,

HAYATTA YEGANE VARLIĞIM VE SERVETİM TÜRK OLARAK DOĞMAMDIR.

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Çar Ekm 28, 2009 7:43 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MHP Kurultay öncesi Kızılcahamam'da konuşan Bahçeli'nin gündeminde Darbe Eylem Planı ve Demokratik Açılım vardı.





Devlet Bey'in Kızılcahamam konuşması



Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
27-28 Ekim 2009 tarihlerinde Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Milletvekilleri
ve İl Başkanları ile yapılan özel gündemli toplantılar hakkındaki değerlendirmeleri.

28 Ekim 2009




Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milliyetçiliği fikriyatı üzerinde, refah, huzur, kalkınma, güvenlik ve kardeşliği ilke edinerek 8-9 Şubat 1969 yılında Türk siyasal hayatına girmiş saygın bir siyaset kurumu, okulu ve ekolüdür.

Millet hizmetinde sürdürdüğü bu kırk yıllık uzun yolculuk 8 Kasım 2009 tarihinde yapılacak "Sonsuza Kadar 'Var ol' Türkiye" 9.Olağan Büyük Kurultayı ile taçlanacaktır.

Kurultayımızın, milletimiz ve siyasetimiz için anlamını daha iyi yorumlayabilmenin yolu, ülkemizin içinde bulunduğu ağır şartların ve olayların analizinden geçecektir.

Bugün Türkiye, AKP hükümetiyle her geçen gün öncekinden daha vahim gelişmelere açık, gerilim, çatışma ve kavga ortamına biraz daha sürüklenmektedir.

özellikle son dönemde yaşanan gelişmeler, merkezinde kanlı terör örgütünün siyasallaşmasının bulunduğu bir senaryonun Türkiye'ye dayatılmasında son aşamaya gelindiğinin işaretlerini vermeye başlamıştır.

Etnik bölücülüğün hukuki zemin kazanması için tepkilerin azaltılması ve uygun altyapının hazırlanması çalışmaları, sözde dağdan indirme ve barışı sağlama adı altında artık iyice netleşmeye başlamıştır.

* Milli devlet niteliğimizin ve üniter yapımızın yeniden düzenlenmesi,
* Başbakan tarafından kaşınan etnik kimliklerin milli kimlikle yer değiştirmesi,
* Alt kimlik ve kültürlere anayasal zeminde siyasi ve hukuki azınlık statüsünün tanınması,
* Ayrıştırılmaya çalışılan etnik kimliklerle siyaset yapılmasının önünün açılması ve siyaset ortamının yeniden yapılanması,
* Eğitimin etnisiteye göre tanzimi ve kimliklere dayalı kamu düzeninin sağlanması, “fırsat" ve "çözüm" adıyla propaganda edilmeye başlanmıştır.

Türkiye üzerinde sahnelenmek istenen bu oyunun nihai hedefi, tek millet ve tek devlet esasına dayanan Türkiye Cumhuriyeti'nin milli birlik, bölünmez bütünlük ve milli egemenlik anlayışının yeniden tanımlanması ve çok kimlikli, çok milletli parçalı bir devlet yapısının kabul edilmesidir.

AKP zihniyetinin geride kalan yedi uzun yıldaki uygulamaları ve söylemleri, devletimizi ve milletimizi Cumhuriyet tarihinin en büyük problemleri ile karşı karşıya bırakmıştır.

Yanlış kurguladığı siyasetin batağına sürüklenen hükümetin bugün hiçbir milli meselede direnme ve dayanma imkânı kalmamıştır.

Başbakan ve hükümeti, tavizkar anlayışının eseri ve sonucundan doğan küresel bir dayatma kampanyasının mahkûmu haline gelmiştir.

Ermenistan’la tek taraflı ilişkiler, Kıbrıs’ın Avrupa ipoteğine ve Rum insafına bağlanması, Avrupa birliği ile ilişkilerin sanal sürece sokulması, Irak ve Peşmerge ile boyun eğerek sürdürülen onursuz münasebetler, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ve statüsü gibi temel meseleler girilen çıkmaz sokağın başlıca teslimiyet istasyonlarıdır.

Israrla sürdürülmeye çalışılan gayri milli politikalar ülkemizi bir uçurumun kenarına kadar getirmiştir.

Ve en tehlikeli olanı, bin yılın köklü ve derin kardeşliğine dayanan sosyal, siyasal ve kültürel mutabakatın yerine öfke ve kuşkuların yer aldığı tehlikeli bir çatışma sürecinin önümüze konulmuş olmasıdır.

Bunlara ilave olarak yaşanan ağır ekonomik kriz de hükümeti küresel güçlere tam bir teslimiyete itmiş, dayatma listeleri Başbakanın önüne konulmuştur.

Direnme imkânını tamamen kaybeden hükümeti fırsat olarak gören, yerli ve yabancı mihraklar milletimiz için sakladıkları ertelenmiş niyetlerini ve taleplerini ardı ardına sıralamaya başlamışlardır.

Milletimizin artık tartışmaların da ötesinde, hükümetin uygulamalarına yakından yaşayarak şahit olduğu bütün gelişmeler, aslında yıllardır Milliyetçi Hareket Partisi tarafından dile getirilen uyarıların ve öngörülerin artık kamuoyu tarafından da anlaşılmaya başlandığını işaret etmektedir.

Türkiye, özellikle son aylar içinde, tarihinde yaşamadığı bir teslimiyet ve zafiyet göstermiş, aziz milletimizin mukaddesatımızı asırlardır taşıyan yüksek vicdanı hükümet eliyle ağır yara almış ve derinden hırpalanmıştır.

Bilindiği gibi, Başbakan Erdoğan’ın sözde “Kürt açılımı” etiketiyle gündeme getirdiği “Yıkım Projesi”nin söylemden eyleme geçmesinin ilk adımı geçtiğimiz hafta atılmıştır.

İmralı canisi ile kol kola giren Başbakan Türkiye’nin milli birliğinin temellerine ilk darbeyi Habur’da vurmuştur.

PKK kontrolündeki Mahmur kampından ve terör örgütünün Kandil kadrosundan 34 kişinin Türkiye’ye gelmesi ve sonrası yaşanan gelişmeler, Türk milletini derinden sarsmıştır.

Başbakan Erdoğan’ın yol haritasının ilk aşamasında yaşanan bu rezaletlerin siyasi ve hukuki sonuçları ve yansımaları olması kaçınılmazdır.

Başta Başbakan, ilgili Bakanlar ve buna alet olan her kademedeki bütün görevliler olmak üzere bu hain senaryoda sorumluluğu olan herkes, Türkiye bir hukuk devletiyse zamanı geldiğinde mutlaka hesap vereceklerdir.

Bu süreçte yaşananların siyasi, ahlaki ve hukuki sakatlıkları konusunda özellikle şu hususların kayda geçirilmesi, Türk adaleti önünde görülecek hesabın çerçevesini belirlemek bakımından önem taşımaktadır.

İhanet kafilesinin Türkiye’ye gelişi sırasında bölgede devlet otoritesi felce uğramış, yerini kin, nefret ve husumet gösterileriyle devlete meydan okuyan terör örgütü ve maşalarına bırakmıştır.

Hükümet ve devlet görevlileri bu ihanet resmi geçidine nezaret etmiş, bunu adata bir devlet törenine dönüştürmüştür.

Bu vesileyle Başbakan’ın teröristlere örtülü af projesinin fiilen hayata geçirilmesinin ilk provası yapılmış, teröristlerin gururunun rencide edilmemesi adına, Türkiye Cumhuriyeti devletinin onuru ve haysiyeti ayaklar altına alınmıştır.

Bu süreçte hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çiğnenmiş, Anayasa ve kanunlar çöpe atılmıştır.

AKP hükümetinin talimatıyla “teröriste özel imtiyazlı uygulama” yapılmış, “terörü koruma içtihadı” oluşturulmuş ve “Kandil dokunulmazlığı” getirilmiştir.

Başbakan Erdoğan’ın bu alçak tabloyu “son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğünü” açıklaması ve İçişleri Bakanı’nın da “bunun demokratik açılımın yeni bir safhası olduğunu” ilan etmesi, AKP hükümetinin gerçek niyetlerini göstermesi bakımından önemle not edilmelidir.

Başbakan’ın bu rezaletin davet ettiği toplumsal tepkiler karşısında Avrupa’dan gelecek ikinci ihanet kafilesinin gelişini ertelemesi, sadece taktik bir zamanlama ayarlamasıdır.

Başbakan, terör örgütüyle yürüttüğü pazarlık ve müzakerelerde mutabık kalınan çerçevenin dışına çıkılması nedeniyle öfkelenmiştir.

Bu yıkım projesini Türk milletine hazmettire hazmettire dayatma planlarının aksadığını düşünen Başbakan, şimdi zaman kazanarak tepkilerin dinmesini beklemektedir.

Türk milletinin öfkeyle şahit olduğu bu gelişmelerle sis perdesi aralanmış ve resmin parçaları birer birer yerine oturmaya başlamıştır.

Bu ihanet projesinin amaçları, hedefleri ve yol haritası ile Başbakan’ın gerçek niyetleri olanca çirkinliğiyle ortaya çıkmıştır.

Bütün unsurları ve uygulama aşamalarıyla önceden belirlenen bu senaryo aziz milletimiz tarafından çok iyi görülmeli ve anlaşılmalıdır.

Türkiye’nin kaderi üzerinde oynanan oyunların ve bunun aktörlerinin çok iyi teşhis edilmesi bugün gelinen noktada hayati önem taşımaktadır.

Başbakan’ın ne pahasına olursa olsun geri dönmeyeceğini açıkladığı bu ihanet senaryolarının satırbaşları şunladır:

AKP hükümeti İmralı canisi ve terör örgütünün Kandil’deki elebaşlarıyla aracılı bir pazarlık süreci başlatmıştır.

İlk terör kafilesinin Türkiye’ye gelişi ve haklarında hiçbir adli kovuşturma yapılmadan girişleri bu pazarlığın bir parçasıdır.

İmralı canisinin sözde “yol haritası” Başbakan’ın elindedir. Bu sürecin ilerletilmesinde İmralı’nın yol haritası ile Başbakan’ın “oyun planı” koordine edilmekte, imkânlar ölçüsünde uyumlaştırılmasına çalışılmaktadır.

Terör örgütünü perde arkasında meşru muhatap kabul eden AKP hükümeti, bu süreçte karşılıklı olarak atılacak adımların niteliğini ve zamanlamasını bir takvime bağlamayı amaçlamaktadır.

Kandil’deki terör elebaşları ilk kafileyi göndererek kendilerinin bir açılım yaptığını, şimdi bu pazarlık sürecinin ileri aşamalarına geçilmesi için AKP’nin adım atmasını beklediklerini açıklamışlardır.

Bu beyanlar, karşılıklı adımlarla hayata geçirilecek projenin uygulama takviminin müzakere edildiğini göstermektedir.

Türkiye’ye gelen ilk terörist kafilesinin “numune olduğu ve test amaçlı geldikleri” terör elebaşlarının aynı gün yaptığı açıklamalarla ortaya konulmuştur.

Bu kafilenin teslim olmak için değil, PKK’nın siyasi çözüm anlayışı konusunda temaslarda bulunmak ve lobi yapmak için geldiğini, bu amaçla beraberlerindeki mektupları sınırda kendilerini karşılayan mülki yetkiliye verdikleri de açıklanmıştır.

İmralı canisinin birkaç gün önce PKK yayın organlarında yayınlanan sözde yol haritasının da bu yaklaşım üzerine bina edildiği açığa çıkmıştır.

Başbakan’ın ilk kafilenin karşılanması sırasındaki gösteriler karşısında “güven bunalımı oluştu, böyle devam ederse başa döneriz” sözleri, terör örgütü ile yapılan pazarlıkların açık bir itirafı olmuştur.

Başbakan Erdoğan bu sözleriyle PKK ile güvene dayalı bir ilişki kurduğunu, bu zeminde bir mutabakata varıldığını kabul etmiş, ancak bunun dışına çıkılması nedeniyle bu anlaşmayı geçici olarak askıya alındığını söyleyerek terör örgütüne sorumluluklarını hatırlatmıştır.

Terör örgütü ile güvene dayalı bir ilişki kurabilen bu Başbakan portesi çok iyi anlaşılmalıdır. Türkiye’nin karşısındaki ihanet tablosu maalesef budur.

Teröristlerin barış elçisi, İmralı canisinin mihmandarı ve Başbakan’ın taşeronu olduğu bu “Yıkım Projesi” bu niteliğiyle bir ihanet projesidir.

Bu ihanetin artık farkına varan ve mukaddesatı sorgulanan milletimiz şehitlerine, gazilerine ve hatırlarına sahip çıkmak üzere ayağa kalkmıştır.

Hukukun teröriste göre şekil değiştirdiği, mahallinde portatif mahkemelerin kurulduğu, teröristin kahraman gibi karşılandığı görüntüler milletimizde haklı infial uyandırmıştır.

Sınırdan giriş yaparken, üzerlerinde taşıdıkları örgüt paçavralarıyla, barış gönüllüsü olarak takdim edilen ve hükümet nezdinde de öyle kabul gördüğü anlaşılan eli kanlı canilere yapılan hükümet teşrifatı milletimizde kapanmayacak yaralar açmıştır.

Her bedeli ödemeye hazır olduğunu söyleyen Başbakan, son tepkiler üzerine geri adım atmış, yeni yığınaklara hazırlık yapmak için açılım denen yıkım sürecine mola vermek durumunda kalmıştır.

AKP zihniyetinin “PKK açılımı” kapsamındaki teslim törenlerinin milletimizdeki infialini durdurmak için yürüttüğü kafa karıştırıcı oyunları ve yıllardır kullanmaya çalıştığı karartma ve sıyrılma senaryolarını da artık öğrenmiştir.

Bu açıdan, demokrasiye yönelik tehditleri hukuken sonuçlandırmayan, üzerine gitmeyen, sorumluları ortaya çıkarmaktan ısrarla kaçınan AKP zihniyetinin, siyasete dışarıdan müdahale arayışlarını sakladığı sandıktan çıkarıp yeniden ısıtması gündem değiştirme vasıtası olarak görülmelidir.

Eğer Başbakan, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde olduğu iddia edilen demokrasiye ve siyasete müdahale hazırlıkları konusunda düşüncelerinde samimi ise, konunun vahametine ve ciddiyetine bağlı olarak adalet hızla işletilmeli ve hükümet bir an önce gereğini yapmalıdır.

Siyasetin alternatifi mutlaka siyaset olmalı, kendinde güç ve akıl vehmedenlerin demokrasi dışı arayışları, kirli oyunları ve dayatmaları acilen soruşturulmalı ve sonuçlandırılmalıdır.

Adaletin tecellisine ve kararlarına herkes katlanmalı, hangi seviyede ve kim olursa olsun sorumlularına hadleri bildirilerek, bütün gerçeklerin bir an önce ortaya çıkması sağlanmalıdır.

Ve bütün bunlar tamamen hukuk içinde kalınarak çözülürken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıpratılmasından, karalanmasından ısrarla kaçınılmalı, bu temel milli kurumun kahramanca yürüttüğü vatan görevi sekteye uğratılmamalıdır.

Türkiye geçtiğimiz asırlardan beri siyasetin ve demokrasinin sırtında kambur olan bu ilkel anlayıştan mutlaka kurtulmalıdır.

AKP zihniyeti de bir an önce soruşturmaları sonuçlandıracak tedbirleri almalı ve konu sıkıştığı yerde devreye sokacak bir oyalama ve göz boyama vasıtası olmaktan çıkartılmalıdır.

Bu konuda partimiz ihtiyaç duyulacak bütün desteği vermeye hazır ve kararlıdır.

Ne var ki, dikkatleri başka noktalara çeken bu gelişmeye rağmen, AKP hükümetinin yıllardır süren tahrikleriyle kırılgan hale gelen milli kardeşlik duyguları en küçük bir kıvılcımla patlayacak, büyük ve vahim olaylara neden olacak gerilimleri yeterince biriktirmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi, ülkemizin bütün meselelerinde bu derece ağır sorunlar yaşamaya başladığı, daha vahim gelişmelerin beklendiği böylesi bir karanlık ortamda 9. Olağan Kurultayını gerçekleştirecektir.

Kurultayımız ülkemizin bekasına yönelik duyduğu kaygıların bir sonucu olarak “Sonsuza Kadar ‘Var ol’ Türkiye” inancının ve kararlılığının vurgulandığı bir toplantı olacaktır.

Demokratik siyasi hayatın gerekleri ve icapları bu süreçte de işleyecektir.

Bu kutlu toplantı, üzerine titrediğimiz birlik ve beraberliğin ısrarını ve kararını vurgulayan “Bin Yıllık Kardeşliği ‘Yaşa’ ve ‘Yaşat’ ” mesajıyla önümüzdeki dönemde ülke çapında yapmayı planladığımız açık hava toplantılarının da başlatılması anlamını taşıyacaktır.

Türkiye’mizin ağırlaşan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamına çözüm üretecek, ümit olacak ve milletimizin elinden tutacak bir siyaset misyonu için mensuplarımız yönetici kadrolarını belirleyecektir.

Bu kapsamda olmak üzere, 27-28 Ekim 2009 tarihlerinde Merkez Yönetim Kurulu üyelerimiz, Milletvekillerimiz ve İl başkanlarımız ile Kızılcahamam’da özel gündemli toplantılar yapılmıştır.

Bu toplantılarda;

* ülkemizdeki temel meseleler hakkında istişarelerde bulunulmuş,
* Gelişmelerin izlediği seyir ve muhtemel sonuçları değerlendirilmiş,
* Sorunların demokratik nizam içinde, siyasetin disiplini ile çözüm yolları tartışılmış,
* Yeni dönemdeki gelişmelere uygun olarak partimizin izleyeceği siyasetin esasları belirlenmiştir.

Toplantılar sonucunda; Merkez Yönetim Kurulu üyelerimizin, Milletvekillerimizin ve İl Başkanlarımızın görüş birliğine vardıkları ve üzerinde mutabakat sağladıkları kararlar şunlardır.

1. Cumhuriyetimizin 86. yılını kutlamaya hazırlandığımız bugünlerde, kurucu ilkelerimiz ve temel değerlerimiz işbaşındaki hükümet tarafından tehlikelere maruz bırakılmıştır.

2. İç ve dış gelişmeler milletimizin huzuru, refahı ve birliği yönünde ciddi tehlikelerin yaklaşmakta olduğunu işaret etmektedir.

Karşımızdaki en büyük tehlike bin yıldır milli kültürün etrafında oluşturduğumuz kardeşlik hukukunun ve milli kimliğin çözülmesidir. Bu tehlike milli devletin ve üniter yapının ortadan kalkmasına neden olacak yıkılma dinamiklerini içinde taşımaktadır.

3. Hükümetin “PKK açılımı” tam bir teslimiyete dönüşmüş ve Başbakan Erdoğan’ın gerçek yüzü kamuoyu tarafından görülmüştür. Sürecin sonunda yaşanan gerçekler, partimizin milli kimlik ve kardeşlik için verdiği mücadelenin haklılığını ve doğruluğunu ortaya çıkarmıştır.

4. Hükümetin çatışmacı, dışlayıcı ve kutuplaştırıcı siyaset anlayışı toplumda öfkeye ve umutsuzluğa neden olmaktadır. Türkiye’mizin yaşadığı ağır buhranın sorumlusu AKP hükümetleridir.

5. Türkiye’nin hiçbir meselesi bu ağır tabloya rağmen çözülemez değildir. Her sorunun çaresi ve çıkış yolu vardır. Ancak, ülkemizin önünün açılması, AKP zihniyetinin teslimiyetçi anlayışından ve kadrolarından milletimizin bir an önce kurtulmasına bağlıdır.

6. önümüzdeki süreç milletimizin bütün göz boyama ve kafa karıştırma çabalarına rağmen gerçekleri görmeye başladığını işaret etmektedir. Bu umut verici uyanış, milletimizi içine düştüğü kısır döngüden kurtarmaya talip, huzura ve refaha kavuşturmayı sağlayacak olan Milliyetçi Harekete ve kadrolarına olan teveccühü artırmaktadır.

7. Partimiz yeni dönemde milletimizin geleceği açısından tarihin kendisine yüklediği sorumluluğun farkında ve şuurundadır. Türkiye’nin ve insanlığın bütün meselelerine ilişkin görüşü, yorumu ve değerlendirmesi vardır ve çözüm için hazırdır.

8. Milliyetçi Hareket,

* ülkemizin dağılma ve çözülme sürecine sürüklenmesine asla izin vermeyecektir.
* Türkiye’nin bir avuç işbirlikçinin elinde ufalanıp yok olmasına göz yummayacaktır.
* Dayatmalara, istismara ve işbirlikçiliğine boyun eğmeyecek, yolsuzluğu ve yoksulluğu bir kader olarak kabul etmeyecektir.
* Ağır tahriklerle çözülme belirtileri gösteren kardeşliği onaracak, Türkiye’nin milli kimlik etrafında toplanılmasını sağlayacaktır.
* Milli değerler etrafında kenetlenmeye davet edecek, ayrışmayacağımızı ve ayrılmayacağımızı, dosta ve düşmana gösterecektir.
* Daha müreffeh, daha huzurlu, daha onurlu ve daha kudretli bir Türkiye’nin kapılarını açacaktır.
* Ve Türkiye Cumhuriyeti, ebedi vatanında milli varlığını ve birliğini sonsuza kadar koruyacaktır.

9. Milliyetçi Hareket, bu kutlu değerleri ve kutsal emanetleri muhafaza etmeye yeminlidir. Her yönetim kademesindeki mensupları arasında bu ilke ve hedeflere ulaşılması konusunda tam bir uzlaşma ve kararlılık vardır.

Partimiz, üzerine düşen görevleri, milletimizin esenliği için kendisinden beklenen duruşu ve tepkileri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacak inanca ve ülkülere sahiptir.

İnancımız odur ki, Cenab-ı Allah, Türkiye’yi ve Büyük Türk Milletini karşılıksız seven ve bu uğurda her çileye ve güçlüğe katlanmaya hazır olan Milliyetçi Hareketi iktidar yolunda mutlaka muzaffer kılacaktır.

10. önümüzdeki 9. Olağan Kongre süreci, bu gerçeklere vakıf, yeni dönemin ağır gündemini taşıyacak, çözüm bekleyen sorunların farkında, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve sonra ben diyen Türkiye Sevdalıları arasından yapılacak seçimin milletimize müjdesidir.

* Bu görev de demokratik bir yarışma ve heyecan içinde,
* Türk Milletini ve Türk milliyetçiliğini esas alan bir siyasi rekabet ortamında,
* Ahlâkı ve erdemi muhafaza ederek,
* Birleştiren, kucaklaştıran, kaynaştıran bir milli siyaset anlayışı ile
* Milliyetçilere yakışan bir olgunluk içerisinde yürütülecektir.

Kırk yıllık siyaset tecrübemiz, karşılıksız millet sevgimiz ve tarihe, ecdada ve kutlu değerlere olan bağlılığımız, her zorluğun aşılmasında en önemli dayanağımız ve çıkış noktamız olacaktır.

Herkesi 8 Kasım 2009 tarihinde Ankara’da yapılacak olan "Sonsuza Kadar 'Var ol' Türkiye" 9.Olağan Büyük Kurultayı”na bir kez daha davet ediyor, yeni bir dönemin sevincini, ümidini ve inancını paylaşmaya çağırıyorum.

NETTAVIR
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Per Ekm 29, 2009 7:51 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



MHP Türk Bayraklı Mitingler Yapacak



MHP, demokratik açılıma karşı ülke genelinde miting yapacak. MHP Genel Başkanvekili Oktay Vural, ileriki günlerde birçok ilde büyük mitingler gerçekleştireceklerini söyledi.

TBMM 22 ilden gelen şehit aileleri derneklerinin başkanlarını kabul eden Vural, demokratik açılıma ve PKK'lıların karşılanmasına tepki gösterdi. özellikle son günlerde yaşananlardan rahatsız olduklarını kaydeden Vural, "Bu tablo iyi bir tablo olmamıştır. Maalesef devlet PKK'nın ayağına gitmiştir. Yargı ortadan kaldırılmıştır. Şehit analarını ve milleti 1 milyon kez daha yaralamıştır. Erzurum ve Sivas'ta çizilen yol haritası artık İmralı'dan gelen talimatlara göre yapılıyor." dedi.

Vural, demokratik açılım adı altında ülkenin bölünmek istendiğini iddia etti. Vural, "Bu sorun sadece şehit ailelerinin sorunu değil. Türk milletini bölüp parçalamak isteyenlerle milletin mücadelesidir. 1000 yıldır birlikte yaşayan milleti bölmek istiyorlar. Bölücülük açılım adı altında gündeme getirilmek isteniyor." diye konuştu.

Vural, daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den getirdiği mesajı okudu. Vural, mesajın ardından demokratik açılıma ve PKK'lıların getirilmesine karşı ülke genelinde miting yapma kararı aldıklarını söyledi. Bunun için herkesten destek isteyen Vural, şehit ailelerinden ve milletten Türk bayrakları bu mitinglere destek vermelerini istedi.
Bu haber toplam 4156 defa okunmuştur.
alinti nettavir.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Per Ekm 29, 2009 8:39 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder


Bahçeli'den ülkücülere çağrı
"Tahriklere kapılmayın, çıkartılmak istenen kavganın tarafı olmayın."

PKK'lıların teslim olmasının şova dönüştürülmesine toplumun her kesiminden tepkiler yükselmiş ve ortam bir anda gerilmişti.

İşte bu dönemde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den sağduyu açıklaması geldi.

Bahçeli, parti teşkilatları ve ülkü ocaklarına on maddelik bir dizi uyarıda bulundu.

Devlet Bahçeli, "Demokrasi dışı odakların siyasete müdahaleye davet eden çağrılarına dikkat edilecek, partililerimiz ve aziz milletimizin bu konuda bilgilenmesi sağlanacaktır.

Milliyetçilere yönelik korku ve kaygılar uyandırmaya dönük girişimler ve kışkırtmalara karşı partimizin vakur çizgisi korunacaktır.

Bu hassas ortamda gerilim, tartışma ve çatışmadan mutlaka kaçınılacaktır."

Bahçeli, parti içinden gelecek tahriklere de kapılmayın çağrısında bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Partimize doğrudan nüfuz edemeyen odakların, eski ülkücü veya eski MHP'li sıfatı ile bilinen şahıslar üzerinden tabanımızı yönlendirme, duruşumuzu sorgulatma arayışlarına karşı uyanık olunacak, bunların gerçek yüzleri ve maksatları konusunda partililer uyarılacaktır" dedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay da yaşanan bu sancılı süreçte sabırlı olunması gerektini belirterek "Demokratik Açılım" sürecini uzun ve zorlu bir yola benzetti. Atalay, "Bu yolda bazı yanlışlar yapılmış olabilir; ancak amacımız terörü tamamen bitirmektir" diye konuştu.
timetürk alinti
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Sal Kas 03, 2009 5:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin
Teşkilatlara Yayınlamış Oldukları Genelge.
29 Ekim 2009



Aziz Dava Arkadaşlarım,



Türkiye’nin, hayatın her alanında ağır buhran ve bunalım yaşadığı bir dönemde partimizin ve mensuplarımızın üstlendiği milli sorumluluğun önemi daha da artmıştır.



AKP hükümetlerinin çatışmacı ve ayırımcı anlayışı toplumda gerilim ve öfkeyi yükseltmiş, küçük bir kıvılcımın büyük patlamalara neden olacağı bir toplumsal hassasiyet ortamı doğmuştur.



İyi şeyler olacağı müjdesiyle kafası karıştırılmak istenen milletimizin PKK teröristlerine yapılan karşılama törenlerine yönelik haklı tepkileri, ortamı tahriklere açık hale getirmiştir.



Bizim aylardır yaptığımız uyarılarımızın toplumda kabul görülmeye başlamış olması memnuniyet verici olsa da bu acı gerçeklerin neden olduğu kırılgan ve hassas toplumsal yapı her an patlamak üzere yoğun bir gerilim de biriktirmiştir.



Hükümetin İmralı ile işbirliği yaparak içeriğini açıklamaktan ısrarla kaçındığı “PKK açılımı”na karşı partimizin özellikle yaz başından bugüne kadar verdiği yoğun mücadele, milletimizin takdirini kazanmış ve öngörülerimizdeki haklılığı ortaya çıkarmıştır.



Bu haklılık, akıl, sabır, dikkat ve titiz analizlerin neticesinde oluşmuş, hükümetin bütün propaganda kanallarını kullanmasına ve işbirlikçi “kötü adamları” devreye sokmasına rağmen gerçekleşmiş ve başarılmıştır.



Toplumca kabul gören bu tavırlarımızın ve duruşumuzun devamı hem partimizin yükselişi için, hem de milletimizin geleceği için son derece önemli hale gelmiştir.



Ne var ki, uyanan milletimizin şehitlerine, gazilerine sahip çıkarak gösterdikleri öfke ve tepkinin şimdilik geri adım atan hükümeti yıkım niyetinden vaz geçirdiğini söylemek mümkün değildir.



Türkiye’yi çözülmeye sürükleyen aktörlerin, kısa bir moladan ve durum değerlendirmesinden sonra yeni oyun ve tuzaklar eşliğinde ortaya çıkacakları beklenmelidir.



Bu konuda özellikle milli meselelerde hassasiyeti çok yüksek olan Milliyetçi Hareketin mensuplarına yönelik tahrik arayışları başlatılacağına dair işaretler alınmıştır.



Yıllar içinde sabır ve özenle ulaştığımız teveccühün ve ilerlediğimiz iktidar yolunun, doğru zannedilen masum fakat yanlış adımlarla heba olmasına izin verilmesi mümkün değildir.



Geçtiğimiz yıllar içerisinde milliyetçiler ve ülkücüler çıkartılmak istenen kavgaların tarafı olmamış, karanlık sokaklardan uzak durarak ülkemizi küresel senaryolardan korumuşlardır.



Bugün de aynı metanetin korunacağı düşüncesiyle bu çok hassas dönem boyunca, Milliyetçi Hareket Partisi’nin yöneticileri, mensupları şu hususlara önemle dikkat ve riayet edeceklerdir:



1. Toplumun her kesimini derinden etkileyeceği anlaşılan önümüzdeki süreçte AKP ve işbirlikçilerinin hazırladıkları muhtemel tuzaklara karşı uyanık olunacaktır.



2. Milliyetçi, hareket, ocak, ülkü, hilal gibi partimizin sembollerini çağrıştıran, istismar eden veya kullanan bizim dışımızdaki yabancı dernek, parti, kurum gibi oluşumlardan uzak durulacak, bu gruplarla bağımızın olmadığı kamuoyuna anlatılacaktır.



3. Dengeli ve sabırla oluşturulan güveni sarsmak ve siyasetimizi yalnızlaştırmak için yapılacak tahriklere dikkat edilecek, bu hassas ortamda gerilim, tartışma ve çatışmadan mutlaka kaçınılacaktır.



4. Partimize doğrudan nüfuz edemeyen odakların, eski ülkücü veya eski MHP’li sıfatı ile bilinen şahıslar üzerinden makale, toplantı, söyleşi gibi faaliyetlerle tabanımızı yönlendirme, duruşumuzu sorgulatma arayışlarına karşı uyanık olunacak, bunların gerçek yüzleri ve maksatları konusunda partililer uyarılacaktır.



5. Partimizin düzenlediği toplantı ve kararlaştırılmış kampanyalarının haricinde münferiden hareket ve tepki gösterilmeyecektir.



6. Genel Merkezin belirlediği işaret, slogan, marş, sembol ve kavramlar dışında materyal kullanılmayacak, tanıtım disiplinine riayet edilecektir.



7. Demokrasi dışı odakların siyasete müdahaleye davet eden çağrılarına dikkat edilecek, partililerimiz ve aziz milletimizin bu konuda bilgilenmesi sağlanacaktır.



8. Milletimizin gönlünde yükselen partimizi gözden düşürmeye, milliyetçilere yönelik korku ve kaygılar uyandırmaya dönük girişimler ve kışkırtmalara karşı partimizin vakur çizgisi korunacaktır.



9. Ortak fikir ve tutum oluşturmak için Genel Merkez açıklamaları ve Grup Toplantıları hassasiyetle takip ve analiz edilecek, politik ve ideolojik söylemlerin sınırı bu esaslar üzerinde çizilecektir.



10. Oluşacak gerilimler ile partililerimize yönelik faaliyetler sürekli kontrol edilecek ve değerlendirmeler vakit kaybetmeksizin Genel Merkeze ulaştırılacaktır.



Milliyetçi Hareket Partisi, hiçbir dayatma, tuzak ve senaryoya aldırmadan yalnızca büyük Türk milletinin yükselişi yolunda yürüyecektir.



Kırk yıllık bir mücadelenin yanlış hesaplar ve davranışlarla zarar görmemesini sağlamak hepimize düşen bir görev ve davamızın vazgeçilmez sorumluluğudur.



Partimiz tamamen meşru zeminde demokrasinin sunduğu imkanları sonuna kadar kullanarak ülkemizin meselelerini aşmak ve kamuoyunu uyandırmak konusunda kararlıdır.



Bu maksatla önümüzdeki dönemde yurdumuzun her yöresinde yapılacak olan “Bin Yıllık Kardeşliği ‘Yaşa’ ve ‘Yaşat’ ” açık hava toplantılarına teşkilat mensuplarımızı ve aziz milletimizi davet ediyorum.



8 Kasım 2009 tarihinde yapacağımız “Sonsuza Kadar ‘Var ol’ Türkiye” 9.Olağan Büyük Kurultayımıza bu yüksek ülkülere ulaşma heyecanı ve azmiyle gireceğimize ve sürdüreceğimize yürekten inanıyorum.



Milliyetçi Hareketin aziz mensupları, millet vicdanında bir çığ gibi büyüyen milli uyanışın önünde hiç bir engelin durmasına asla izin vermeyeceklerdir.

Yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun.

http://www.mhp.org.tr/haber.php?id=2692
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Sal Kas 03, 2009 5:23 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bazi ortayi karistirmayi sevenler ve geri zekalilar.

Bu on uyari'yi "on emir"gibi yorumlayarak Ulkuculer'in(Ozellikle genc Ulkuculer'in)kafalarini karistirmaya cabaliyorlar.

Sozde bunlar Ulkuculer'mis.

Ulkucu dedigin nifak tohum'u ekmez.

Ulkucu'yu,Ulkucu'ye karsi dusurmez.


Vazgecsinler bu tutumlari'ndan!

Boyle yaparak a ke pe'nin ekmegine yag surdukleri'nin farkina varmalari lazim.

Ha yok bile,bile bunu yapiyorlar'sa,bilsinler'ki Ulkuculer bunlar'in oyunu'na asla gelmeyecek!


[/b]
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1