Bozkurt NET

[EgE]

Alıntı:

Bu sorular kafa karıştırıyor İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren konvoya dönük kanlı saldırısına dönük tepkiler sürerken, hükümetin tutumuna ilişkin soru işaretleri çoğalmaya başladı. İşte Gazze saldırısının ilk gününden beri AKP'nin ve yandaş medyanın yanıt vermekten özenle kaçındığı sorular: 1. Yardım konvoyuna katılacakları açıklanan 15'e yakın AKP milletvekilinin bundan vazgeçmesinin nedeni neydi ? Hükümet gemiye saldırılacağını bildiği için mi vekilleri geri çekti? 2. Mavi Marmara gemisinin bandırası neden değiştirildi ve hukuken Türkiye'ye ait bir gemi olmaktan çıkarıldı? 3. İsrail hükümetinin açık ve diplomatik kanallardan "gemiyi mutlaka durduracakları"na ilişkin mesajlarına karşı Türkiye herhangi bir güvenlik önlemi aldı mı? Bir hesap hatası mı yapıldı, yoksa saldırının sonuçları göze alındı mı? 4. Hükümet bir yandan konvoyun sivil inisiyatif olduğunu söylerken, öte yandan konvoyun bütün siyasi sorumluluğunu nasıl üstlenebiliyor ve zaman zaman herkesi suçlu ilan edecek kadar paranoya geliştirirken konvoyu düzenleyenlere kefil olabiliyor? Bazı İslamcı yazarlar dahil, "AKP bu işin başından beri içinde" iddiası doğruysa, "devlet" adına Mavi Marmara gemisinde görev yapanlar kimlerdi? 5. Basına Türkiye'nin İsrail'e dönük karşı adımları konusunda aslı astarı olmayan haberleri kim servis ediyor? Her konuda medyayı "yalan haber"le suçlayan hükümet yetkilileri bu haberleri İsrail üzerinde baskı uygulamak için mi yoksa kamuoyunu oyalamak için mi üretiyor? 6. İsrail'in gemileri durduracağı gün bilindiği halde Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'nın yurt dışında olması, zaman kazanmaya ve ABD ile diğer ülkelerin tepkilerini ölçmeye dönük bir önlem miydi? 7. AKP TBMM'den çıkacak ortak deklarasyonda yer alan bazı ifadelere neden itiraz etti? Konuya ilişkin bütün hamleler Erdoğan'ın inisiyatifinde gerçekleştirilirken deklarasyona onun haberi olmadan AKP'li milletvekillerinin itiraz yöneltmesi ne kadar mümkün? Bu gerçeğe karşın "krizi Erdoğan çözdü" iddiasının kaynağı ne? 8. Obama ile Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinin içeriği her iki tarafça ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklandı. Obama'nın bazı ifadeleri Başbakanlık tarafından yapılan açıklamada sansürlendi. ABD Başkanı Tayyip Erdoğan'a "yardım için başka yollar bulun" dedi mi? Demediyse, başbakanlık bunu neden yalanlamıyor? Dediyse, bunu neden gizliyorlar? 9. Hükümet İsrail'den, yardım konvoyundakilerin tamamının hiçbir işlem yapılmaksızın serbest bırakılmalarını talep etmiş ve süre vermişti. İsrailli yetkililer gemidekileri "sınırdışı" ettiklerini açıkladılar. Oysa gemidekiler uluslararası sularda İsrailliler tarafından kanlı bir baskınla zorla alıkonuldular. "Sınırdışı etmek" hukuki bir işlemdir ve her bir ülkenin yasalarının yanı sıra, bazı uluslararası sözleşmelerde de çerçevesi çizilmiş bir yaptırımdır. Hükümet İsrail'e "sınırdışı etme" kararının arka planını sormuş mudur? 10. İsrail'in terörist saldırısından sonra Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde, saldırıya tepkinin ürünü olarak askeri tatbikatların durdurulması dışında ne tür somut değişiklikler olmuştur? Gazete5

[kadir45]

Olay son derece hem üzücü hem de bizim açımızdan yüzkızartıcı.
Öncelikle şunu belirtmek isterim.İntihar saldırısı yapan bombacılar ne kadar şehitse;bu acı olayda hayatını kaybedenler de ayni derecede şehittir!
Yani bu olayda hayatlarını kaybedenler bir kere şehit falan değildir.Eline silahı alır,dalarsın israil hücumbotlarının içerisine şehitsin.Gidersin gazze ye diklirsin israil tank ve zırhlı birliklerini karşısına yine şehitsin.İsraili protesto etmek için üzerine benzin döküp kendisini tutuşturanlar ne kadar şehitse,bu gemide hayatlarını kaybedenler de o derece şehittir.Çünkü yapılan işin bundan hiçbir farkı yok.Kendini bilinçsizce tehlikenin kucağına atmak ne cesarettir,ne de ödül gerektirir.Tam tersine ,bize emanet olarak verilen bu can ve bedeni,o yaratılış harikası,mucizesi beden ve ruhu aptalca tehlikeye atar ve yokolursan;bu da hesap gününde hesap vermeyi gerektirir.
Ümitsiz saldırı ve hareketler ne zaman şehadet olur?Düşmanı durdurmak ve geciktirmek bu arada başkalarının hayatlarını kurtarmak için.Kaybedeceğin bellidir,ama karşı tarafa da ağır bir zayiat verdirmeyi istersin tamam.Birliğine ölüm kusan bir makinalı tüfegi susturmak için düşman siperlerine dalarsın eyvallah!Evladını kurtarmak için ,denize atlar,yangına dalar,arabanın tekerlerine atlarsın bunlar tamam.Ama demir çimentoyu bilmemneyi ulaştırmak için böyle bir girişim,ancak intihardır.
rte ne kadar o gemiye başka bir bayrak çektirse de;o gemi bir Türk gemisidir,içinde çoğunluk Türk vatandaşıdır.O gemi istanbul belediyesince satın alınıp bu şirkete aktarılmıştır.Yani bu gemi olayı rte nin güdümünde bir harekettir.Bu gemiye uluslararası sularda yapılan saldırı Türk topraklarına yapılmış bir saldırıdır.Hiç kıvırmasınlar.İsrail resmen arkamıza tekmeyi savurdu.Biz de karşılığında ağlamaktan başka hiçbir halt edemedik.Abilerini yardıma çağırdılar,ağlayıp sızladılar.Bunun nesi kahramanlık nesi yüreklilik?

TOPRAKLARINDAN SALDIRI ÜZERİNE SALDIRI,BASKIN ÜZERİNE BASKIN YEDİĞİMİZ BARZANİ İTİNİN ELİNİ KOPARACAKMIŞCASINA HARARETLE SIKAN ŞU DIŞİŞLERİ BAKANI OLACAK O KİŞİ MESELENİN NE OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUYOR MU?
Gemi hareketi resmen bir oy toplama gösterisidir.Ekonomi felaket,issizlik çığ,dış politika rezalet,iç güvenlik sıfır.EEE nerden oy alacak bunlar?
Bir belediyeyi yönetmekten aciz kasaba siyasetçisi tiplerinden bu kadar dış politika,bu kadar devlet idaresi,bu kadar başarı olur ancak.
Bir de kalkmış ölenleri şehit ilan ediyor.Dini bilgisi bile sıfır!
Madem neticeden bu kadar emindin,israilin gemiye bir şey yapamıyacağını düşünüyorsun,neden çocukların,karını o gemiye koymadın?Neden o suatları,salih kapusuzları,bülent arınçları,cemil çiçekleri o gemiye bindirmedin.
kEŞKE SİZ O GEMİYE BİNSEYDİNİZ DE İSRAİL ALAYINIZI BOMBALASAYDI!
RTE cinayte işlemiştir.İktidar hırsı,gösteri yapma,yalancı ortadoğu liderliği pozları uğruna o kadar insanı tlef ettmiş,.ok yoluna niyazi olmalarını sağlamıştır.
Başına çuval giymekten,her gün askeri birlikleri saldırıya uğrayıp şehitler vermekten ,terörle mücadele diye bir meselesi olmayan ve teröre teslim olmaktan utanmayan birisinin;ne vatan sevgisinden,ne de liderliğinden bahsedilebilir.Böyle birisinin kalkmış,ülkesinin dağ gibi sorunlarını bir tarafa itip gazze fatihliğine,osmanlıcılık oynamaya kalkışması tam anlamıyla gülünçtür.
Bu hareketleri alkışlayan basın da yandaş da,seçmen de hem yalaka hem de geri zekalıdır!
İsraile toprak sat,ihale ver,seçimlerde yardım destek al,bop eşbaşkanlığını ilan et,ondan sonra kalk geç tv lerin karşısına bir dakika de,israile ağzına geleni söyle.İsrailin taşaronu barzaniyi adam yerine koy,ülkene çağır,onunla görüş,Yandaşlarına kuzey ırak dan ihale alma karşılığı kırmızı çizgileri çiğne,kürdistanı tanı,kendi ülkende kürdüstanı kurduracak yasal düzenlemeleri yapmaya kalkış;ondan sonra da israile ver yansın et.
Bu tam bir ikiyüzlülüktür!Türk tarihinin en rezil,en bilgisiz,en başarısız yönetimi iş başındadır.Tarihi yandaş basın değil;gerçekler yazar.
Zaman ve tarih bizim mi yoksa rte nin mi haklı olduğunu gösterecektir.

[kadir45]

vatan dan alıntı:

Alıntı:

‘Türkiye bölünüyor' ABD gazetesinden ilginç yorum ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, Türk vatandaşları öldürüldüğünde tek vücut olan Türkiye’nin, hükümetin olayı ele alma tarzı konusunda bölündüğünü yazdı.Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Türkiye’de baskına reaksiyonda çatlak ortaya çıktığını belirttiği haberinde, “Geçen hafta gelişmelerin karşısında Gazze’ye yönelen bir gemide Türk vatandaşları öldürüldüğünde tek vücut olan Türkiye, hükümetin olayı ele alma tarzı ve yardım konvoyunu düzenleyen İslamcı yardım kuruluşunun rolü konusunda ise bölünüyor” diye yazdı. Erdoğan’ın “Türkiye-İsrail ihtilafında ateşi körüklediğini” öne süren WSJ, baskınla ilgili kuşkuların, Fethullah Gülen’in eleştirilerinin ardından hız kazandığı belirtildi. Gazete, “Analistler, hükümetteki birçok kişinin büyük saygı duyduğu bir şahsiyetin devreye girmesini, İsrail karşıtı duygu fırtınasının kontrol dışına çıkması riskinin bulunduğu uyarısı olarak gördü” diye yazdı. Newsweek dergisine konuşan Ortadoğu Dörtlüsü Özel Temsilcisi Tony Blair, “Geleneksel müttefikler olan İsrail ve Türkiye’nin zamanla uzlaşacağını umuyorum” dedi.

Bu ülkede aklını kullanmayı beceremeyip de basın ve yayındaki köşe yazarlarının fetvalarına göre olayları değerlendiren kişiler eğer yabancı dil biliyorlarsa,kapatsınlar tv lerini yabancı yayınları izlesinler.Zira en doğru haber ve yorumlar oralardan gelmektedir.
İsrailin gemi baskınında %100 suçlu olmasına rağmen,oraya bilinçli olarak hır çıkarmaya giden (kızılay,kızılhaç,bm gibi kuruluşlar dışlanarak)sözde yardım örgütünün Türkiye Cumhuriyetini içine düşürdüğü berbat durum,bir de bu akepe yandaşları ve diğer dinci gurupların İskenderun felaketine sessiz kalmaları ve filistinci geçinmeleri ne yazık i milletimizi bunca bölünme yetmiyormuş gibi,bir kez daha bölmüştür.
rte istediği kadar bağırsın,essin yağsın;bu olayın kışkırtma;israile hizmet,Türkiyeyi terörist ülke gösterme,ve oy avcılığı olduğunu gizleyemez.
rte,o akepe milletvekillerinin neden o gemiye binemediklerini,önce karar verip vazgeçtiklerini,olayın son anına kadar israil devletinin bizi uyarıp uyarmadığını bu millete açıklamak zorundadır.Ama açıklıyamıyor ve açıklıyamıyacak.Olayın olduğu gün hem genelkurmay başkanının hem de neredeys hükümetinin yarısının yurt dışında ne işi olduklarını da bu yetkililer millete açıklamalıdır.Bu yurt dışına kaçış d çok iyi gösteriyor ki;ne rte nin ne de ordunun başındaki komutanların israile karşı bir yaptırımı göze alamadıkları,caydırıcılık durumunu kullanmaya kalkışmayacaklarını açıkça göstermektedir.Diğer taraftan kışkırtıcı,maraza çıkarma görevini yüklenmiş gemi ve içindekilerinin BİZ JETLERİMİZİ BEKLEDİK"demeleri çok ilginçtir.
Demek ki gemidekiler bir Türk-israil savaşını beklemekteydi.Bu bile geminin fonksiyonunu ortaya koyuyor.Biz Osmanlının yıkılışına neden olana savaşa da 2 gemi yüzünden girmiştik hatırlayanlar için!
Bu kadar açık bir tertip karşısında bile ya akepe yandaşı olarak olayları saptıran ve olayı,Türkiye nin büyük devlet olmaya soyunması olarak saptıranlar yanında;bazı iyi niyetli,dini duyguları güçlü kişlerin mesela yeniçağdaki Hasan Bey gibi yazarların yaptığı yorumlar yürekler acısıdır.
İkide bir haydar baş ı övüp duran Hasan Demir Bey ve onun gibi her şeye din üzerinden bakan bazı yazarların akepeye karşı görünmelerine rağmen saçmalamaları bir ibret örneğidir.İnsanlar arasındaki tüm kavgaların ya din ya da don kavgasından ileri gelmesi bizler için yeteri kadar ibret vericidir.
Bu yüzden insanlar arasındaki ilişkileri din ya da insani zaafiyetler açısından ele alırsanız,bunun gideceği yer çıkmaz sokaktır.Bu yolun çıkışı yoktur.!Burada kullanılacak tek sistem AKIL DIR!BİLİM DİR!
Bakın bu kısır döngüye girmiş HASAN bEY NE YORUMLAR YAPIYOR?

Alıntı:

İsrail, bittiğini bakın nasıl itiraf ediyor! 19 yaşındaki lise öğrencisinin kafasına yakın mesafeden beş kurşun sıkan askere “Kahramanlık Madalyası” vermeleri, bittiklerinin ilânı değildir de nedir? Komando (?!) sanki Türk Özel Kuvvetleri ile çatışmaya girmiş, birkaçını öldürmüş ve sağ kalmayı başarmış, madalyayı da hak etmiş. Savunma Bakanları Ehud Barak’ın, “Ordumuzun operasyonu başarılıdır. Zayiat vermediler, birkaç yaralı ile gemiyi Gazze’ye sokmamayı başardılar” demesi, İsrail’in bittiğinin bir başka göstergesi değil midir? İnsan Barak’ı dinlerken ordusunun İsrail’e saldıran Türk hücumbotları ile çatıştığını ve Türk gemilerini esir aldığını zannediyor. Sivillere esir düşüp ağlayan İsrail komandosu ise, İsrail ordusunun ne kadar büyük bir ruhi çöküntü içinde olduğunun resmidir ve İsrail yönetimi ordusunun işte bu çürümüşlüğünü gözden uzak tutma gayreti içersindedir. İşin aslı, İsrail ordusu son on yıldır girdiği hiçbir savaşı kazanamıyor. Ortada 1967’deki o İsrail ordusundan eser yok. Ya ne var? Düşmanı görünce korkudan titreyen hatta silahlarını bile terk ederek kaçan bir İsrail ordusu var. Bunu ben söylemiyorum, 2000’de Lübnan’a saldıran ve sonra çekilen İsrail ordusu komutanlarından Ben Tzvi söylüyor, “Çekilmedik, kaçtık” diyor. Hem de askeri ve sivil araçları terk ederek kaçtık diyor. Sonra neler oldu hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. İsrail 2000’deki bu mağlubiyetinden güya büyük dersler aldı. Hem intikam hem Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirmek yani aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30’a yakın bölge ülkesinin sınır ve rejimlerini değiştirecek adımı atmak için 2006’da Lübnan’a bir defa daha saldırdı. Saldırırken de, Lübnan Hizbullah’ının elindeki esir iki askeri kurtarmak istediğini bütün dünyaya deklare etti. Bush’un ABD’si bugün olduğu gibi o gün de bütün gücü ile İsrail’in arkasındaydı. Dışişleri Bakanı Rice savaş bölgesine gelerek, “Artık sınırların değişme zamanı geldi” bile dedi. İsrail ordusunun kazanacağından çok ama çok eminlerdi. Yine yenildiler. Bırakınız esir iki askeri kurtarmayı pek çok kayıplar vererek kaçmak zorunda kaldılar. Rezil rüsva oldular. İsrail karıştı, generaller hesap verdi, hükümetler değişti. İsrail ve ordusu böyle bir haleti ruhiye içersindeyken Mavi Marmara yola çıktı. İsrail ordusu ve İsrail hükümeti için halka moral verecek bir operasyon fırsatı doğmuştu. “One munte” diyen Türkiye’nin gemisi hedef alındı. Kimsede silah yoktu, gemi basılacak, kan akıtılarak bir yandan gördünüz mü ey İsrail halkı, biz Türkiye’ye bile kafa tuttuk denilirken diğer yandan da Arap dünyasına, haddinizi bilin, Türkiye’ye bunları yapabilen bir İsrail size neler yapmaz mesajı verilecekti. Ama yine rezil oldular. İsrail ordusu bir kez daha mağlup oldu. Bir devlet deniz gücü ile savaşacak güçte denizaltı, uçak, helikopter, fırkateyn ve Zodyak botlarla içinde sivillerin bulunduğu gemiye saldırdı ve ilk saldırıda tam üç İsrail askeri sivillere esir düştü. Bereket versin gemidekiler biraz fazla iyi niyetli insanlardı. Yoksa o üç İsrail askerinden ele geçirdikleri silahları onların kafalarına dayar, “En ufak bir hareketinizde kurşunu yersiniz” diyebilirlerdi. Rehin askerlerle gemiyi Gazze’ye sokup, rehin askerlerle geldikleri limana dönebilirlerdi. İki askeri için Lübnan’a saldırıp Hizbullah’a mağlup olan İsrail ordusu, bu sefer birkaç sivil tarafından hezimete uğratılmış olurdu. İsrail ordusu, Mavi Marmara operasyonunda bir defa daha, üstelik bu sefer silahsız sivillere mağlup oldu. İsrail’i yönetenlerin küstahlığı işte bu mağlubiyeti kendi halkı ve düşmanlarının gözünden saklayabilmek için.

Hasan Bey bununla da kalmadı.Bir önceki yazısında,yahudileri bu sefere katılmaya çağırdı.
Bir insan bu kadar gerçeklerden uzak birisi olamaz.
İsrail hafife alınacak bir millet değildir.İsraili hafife alanlar,başta islam dünyası;en sonunda bunların bir devlet kurup dünyanın başına bela olmasına neden oldular.Kabul edin ya da etmeyin,İSRAİL SEÇİLMİŞ BİR MİLLET DİR.Ben söylemiyorum,BAKARA suresi söylüyor.Alemlere üstün kılındığını,üzerlerine nimetin tamamlandığını Kuran söylüyor.Doğru mu?
Elbet de doğru.Bilim ve sanat tarihinden israili çıkarın geriye bir şey kalmaz.
Nasıl askeri ve siyasi tarihten Türk milleti çıkarıldığı zaman;geriye hiçbirşey kalmadığı gibi!Sahip oldukları zeka dolayısıyla seçilmiş bir millet olan israilin;Tanrının beklentilerini boşa çıkarması,ve dolayısıyla kınanması;İSRAİL İN BAŞARISIZ OLACAĞINI GÖSTERMEZ.Eşşek küçüktür ama,bir katar deveyi peşine takıp çeker.Bugün bir avuç yahudi,koca bir dünyayı peşine takmış,hem onu çekmekte hem de uğraştırmaktadır!Yahudi korkatır,yahudinin ömrü bitti gibi laflar;hem kendimizi kandırmak hem de farkında olmadan müslümanı rahatlık içerisine sokarak uyutmak ve her şeyi Tanrıdan beklemek demektir.Biz hiç bir şey yapmayacağız,bunların ömrü nasılsa bitti,biz kazanacağız öyle mi?
Yahudi korkak mı,değil mi bilemem,savaşmadan da göremeyiz.Ama peygamberleri süleyman ın;belkis hadisesinde anlatıldığı gibi,firavunu nasıl bir tuzağa düşürüp koca ordusunu mahvettiklerini biliyoruz.Parlak kalkanlarla firavun ordusunu nasıl sıfır görüşe çevirip uçuruma çekip bitirdiklerini biliyoruz.İsrail korkak da olabilir.Ama israil kendisi için savaşacak birilerini sürekli olarak bulacaktır.Arap savaşlarında,nato yu kullandıkları iddia edilmektedir.
İsrail bugün Türkiyeyi de karıştırmaktadır.Kuzey Irak da yaptıkları ortadadır.
Bizden yoğun olarak toprak satın almaktadır.Mossad mit ile içli dışı olmuştur.
apo nun paketlenmesini hatırlayın.Aselsan da yıllardır esrarengiz mühendis intiharları vardır.Ve askeri işbirliği anlaşmaların vardır.Bunları bir tarafa koyup sona erdirmeden,ve bütün bu ilişkileri hala devam ettiren ama bir taraftan da israile sövüp sayan üstün cesaret madalyalı rte;hem kocasını hem de hovardasını seven kadın gibi davranmaktadır.Bir tafatan oy toplamak ve bitmiş hazineye taze para akımı sağlamak için arapları seveceksin,diğer taraftan iktidarını sürdürmek ve deliğe süprülmemek için israile hizmet edeceksin!Bu ne biçim dalga?
Hiçbir düşman hafife alınamaz alınmamalıdır.Tarih sayısal çoğunluğuna güvenen nice ordunun uğradığı büyük felaketlere tanıktır.
Hasan Demir gibi düşünenler oldukça israil bitmez.İsraile de iş bırakılmaz!
Ya yahudinin cezası bitti ise?O zaman ne yapacaksınız?
Ya aklını kullanmadığı ve israil ile emperyalist ülkelerin maşası ve oyuncakları olduğu için bu kez islam cezalandırıyorse ne edeceksiniz?
İslam israil ve haçlı dünyası ile başetmeye niyetli ise;önce kendisini temizleyecek;içindeki her türlü yobazlığı,kaderciliği ve tembelliği bir tarafa atacaktır.Bilmem kaç sene önce yazılmış siyer kitapları ile islamın doğru dini yaşaması ve kurtulması mümkün değildir.Kuran ın doğru ve çağdaş olarak
yorumu zamanı çoktan gelip geçmiştir.İslamın tanrısı da ayni yahudiler ve iseviler gibi adeta insanlaştırılmıştır.Çünkü yobaz ve geri zekalı dinciler;tanrı ile iletişim kurmanın yolunu,dün teorik fiziğin önde gelen ve karadelikler teorisini ileri süren profesor HAWKİNG in dün ileri sürdüğü gibi ;O nu insallaştırmak da bulmuşlardır.Kurtuluş Hawking in ileri sürdüğü gibi ancak bilimle olacaktır.Bilimsiz,ne düşmanla başedilir ne de yaşanır.Yaşarsan da kabile gibi yaşarsın öylesine işte.
Bu bakımdan israil in ömrü bitti,bunlar sivillerden bile korkuyor,israil korkaktır savaşamaz gibi laflara gerek yoktur.İsril ile başetmenin yolu tesbih çekmek değil;israil ile başedecek teknolojiye ulaşmak,çalışmak,üretmek,bağımsızlığına kavuşmaktır.
senin ülkenin siyasileri,seçim kazanmak için,ta amerikalara kadar gidip de yahudilerden destek istiyorsa;senin israil in bittiğini söylemen kadar yanlış bir şey olamaz.Uluslar arası ilişkileri artık din ve don kavgası olarak görmekten vazgeçmek gerekir.iLİŞKİLERİ din ve don açısından görmeye devam edersen işte böyle acı hallere düşer,kısır döngüler içerisinde boğulur,İSRAİL İN DE İŞİNİ KOLAYLAŞTIRMAK DAN BAŞKA BİR ŞEY ETMEZSİN!

[-ULKUCU-GARDAS-]

Sayın başbakan sorularım size…

1-) Milliyetçiliğe karşı savaş başlattınız, milliyetçiliği ayaklar altına aldınız? Şu an üzerinde oturduğunuz koltuk bir sömürge ülkesinin başbakanına ait değilse bu liberal-demokrat nutuklarla olmamıştır değil mi? Hal böyleyken neden milliyetçilik ayaklar altında?

2-)Türkiye’de milliyetçilik küfre ve emperyalizme karşı bir duruşu temsil eder, bu bir iddia değil aynı zamanda bir yaşanmışlığın kısa ifadesidir, yani ispatı tarihte mahfuzdur. Önce işgalcilere karşı gardını alan milliyetçilik daha sonra Sovyet tehdidine karşı bir kalkan olmuştur. Bugün de ABD ve AB’ye karşı yükselen milli-İslami bir sestir. Şimdi milliyetçiliği ayaklar altına almak kime yarar?

3-)Sizinle yola çıkanlar arasında ‘milliyetçiler’ de vardı, onları kullandınız mı?

4-)Ayrıca Milliyetçilerin ‘millet’ tanımı gayr-ı İslami değil ki Milliyetçilikleri ‘ırkçılık’ olsun. Bu durumda siz fasıklardan olmuyor musunuz?

5-)Daha eskilerden bir sual sorayım; 1980 öncesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde ve bunun yanında Ankara, Konya, Kırşehir, Kırıkkale gibi illerimizin muhtelif ilçe, mahalle ve beldelerinde Kürt kökenli kardeşlerimiz yaşamaktaydı. Buralarda MHP’nin oyu belediye başkanı çıkaracak yahut belediye meclis üyeleri çıkaracak düzeydeydi. (buralardan MHP birçok belediye başkanı da çıkarmıştır) 80 askeri darbesinin ardından oralara ilk gidenler Refah Partisinin yetkilileriydi. Propagandayı öyle bir yaptılar ki o belediyeler önce Refahın sonra DEP’in(bugünkü BDP çizgisi) oldu. Bu durum yaklaşım açınız itibariyle tövbe gerektiren bir durum değil midir?

6-)Size vaktiyle oy vermiş ‘milliyetçiler’ tanıdım, bunlar ırkçı olsaydı size oy verirler miydi? Yahut bu millet ırkçılığa prim verseydi siz Başbakan olur muydunuz?

7-)Aynı şekilde MHP’ye oy veren ama soy itibariyle Türk olmayanlar tanırım ziyadesiyle. Bırakın oy vermeyi MHP’nin en yetkili organlarında şereflice görev yapan adamlar tanırım yahut milletvekili, belediye başkanı vs… olan. Şimdi Türk Milliyetçilerinin ırkçı olduğu kanaatiniz hâlâ devam ediyor mu?

8-)BDP ve yandaşlarına gösterdiğiniz yakınlık ve neticesinde terör örgütünü muhatap alan yaklaşımınız bana Osmanlı padişahı 2. Mahmut ile M. Ali Paşa (Mısır valisi) arasındaki meseleyi hatırlattı. Tarihi bir karıştırıverin, sorunun sonucu nereye gidiyormuş. Lakin terör meselesinde ve birçok iç ve dış sorunda ticari hassasiyetle mi siyaset yapıyorsunuz bunu da çok merak ediyorum?

9-)Şunu kabul ediyorum, devletin (yahut hükümetlerin ama neticede resmi ideolojinin) terör ve güneydoğudaki birçok meselede çok ciddi yanlışları oldu. Bu yanlışlar elbette yabancı mihraklar tarafından desteklenip, kamuoyunda haklı olarak gösterildi. Acaba şuanda sizin faaliyetleriniz için de mi böyle bir hazırlık yapılıyor?

10-)Hükümetinizin 10 yılı aşan karnesinde Irak’ın işgalinden İmralı’ya kadar acaba hangi hususta başarı kazandınız? (terör ve bağlantılı olarak dış siyaseti önceleyerek soruyorum)

11-)Eskiden şeriata hürmetiniz vardı zannederim, size soruyorum, az çok bilirsiniz; ‘Apo’nun şer’i hukukta cezası nedir?

12-)Apo’nun Kürt olmadığı teziyle başlasanız sizi satrancı iyi bilen bir siyasetçi olarak kabul ederdim ama şuan yaşananlar tavla gibi değil mi?

13-)2002’deki biten terör ne oldu da 2013’de biten bir devlet meydana getirdi?

14-)Şu Arap baharı dedikleri dalganın Türkiye’yi etkilememesi için yaptığınızı farz edelim bunca açılımı; peki siz Arap baharını neden en baştan beri desteklediniz? Büyük Ortadoğu adamı bozuyormuş değil mi sayın Başbakan? Siz Büyükdoğu’yu okurken şuan içinde olduğunuz fotoğraf kareleri size malum olsaydı Allah aşkına söyleyin, bir samimi ‘hafizanallah’ dökülmez miydi dudaklarınızdan?

15-)Son olarak, İslamcı bir gelenekten geliyorsunuz, sizce siyasal İslam sünnete uygun mudur?

Vicdanınız çürümeden tezlerimizi çürütün ne olur?

Selametle…

Arif KAAN YALÇIN

ALINTI : www.etikhaber.com