Uyum yasaları




UYUM YASALARI

Değerli Kardeşlerim
TBMM’de son dönemde çıkarılan ve halen çıkarılmaya çalışılan AB uyum yasaları ile ilgili,Türkiyeyi seven gönüllerden çıkan canhıraş feryatları dinliyor ,kalemlerden çıkan yazıları okuyoruz..”Kim karşı çıkacak ”başlıklı serzenişlere şahit oluyoruz.
Tehlike yeni ortaya çıkmış değil. Buyrun Eylül 2002’de yayınladığım bir yazıdan ilgili kısımları tekrar alalım:

”Bugün AB bizden dil , hukuk , sosyal ,ve politik sahalarda değişiklikler yapmamızı isterken , bu değişikliklerin Türkiyeyi getirmesini ümit ettikleri noktayı da açıkça belirtiyor :

”Devlet konusunda, üniter anlayıştan pluralist (çoğulcu) bir anlayışa geçmiş ,
kimlik anlayışında değişiklik yapmış , içlerine tek bir güç olarak değilde , yaratılacak iç ayrılıklar nedeniyle fazla sesini çıkaramayacak ,milli yapısı zayıflatılmış bir halde girecek Türkiye ”.

AB kendi çıkarları açısından böyle bir strateji izlemekte haklıdır . Çünkü milli birliğe ve üniter yapıya sahip yetmiş milyonluk Müslüman bir Türkiyenin , nüfusu sebebiyle elde edeceği Avrupa parlamentosundaki politik güç çok büyüktür ve AB bu rizikoyu kabul edemez. Ama AB sadece ekonomik bir ortaklık değil, aynı zamanda dünya siyasetinde önemli bir güç odağı olmak isteyen yapılanmadır . Bu hedef ise Türkiye olmadan , Türkiyenin jeopolitik ve beşeri potansiyeli elde edilmeden çok zordur.

Demekki meselede karşılıklı menfaatler yatmaktadır . Bizim şu andaki ekonomik sıkıntılarımız sebebiyle AB’nin ekonomik katkısına , AB,nin de bizim potansiyelimize ihtiyacı vardır.
”O zaman ne pahasına olursa olsun girelim” mantığını anlamak mümkün değildir. ”bayrak mayrak derken tren kaçıyor” ifadeleri de Türk milletinin siyasi temsilcilerinin ağzına degil , AB menfaatlerini savunmak için tutulmuş
taşeron ağızlara yakışır. Devlet adamı böyle hayati meselelerde ağzından çıkan sözleri birkaç defa ölçmek zorundadır .

Bizler, bu gün AB den daha AB’ci olan siyasetçi , işadamı ,yazar ve bilumum akıl hocalarının , bize boş tencereleri ve boş keseleri göstererek bizi davet ettikleri yola girersek hayali bir maddi zenginlik uğruna başımıza neler gelecek,bizden sonraki nesillere hangi tehlikeleri bırakacağız bir düşünelim :

· Bugün mecliste kabül edilen anadilde eğitim , Türkiyenin kendi ihtiyaçlarından doğan ve milli iradesiyle verdiği bir karar olmayıp , pkk ’nın siyasallaşma planlarıyla doğru orantılı olarak AB nin dayatmasıyla alındığı için (bu arada AB kendi içindeki mesela İspanya ve Yunanistandaki etnik meselelere hiç ilgi duymamaktadır .) zaman içinde ikinci resmi dil – özerk bölge talebi-ve vatanımızın bölünmesi sürecinin ilk adımı değilmidir ?

· Yunanistanın baskısıyla paketin içine dahil edilen Kıbrıs meselesi , bürokratik kulvara çekilip , Yunanistanın istediği gibi pratikte tekrar rum yönetimine teslim edilmeyecekmidir?

· Ermeni soykırım palavrası Türkiyeye dayatılıp , arkasından tazminat talepleri milletimizin sırtına yüklenilmeye çalışılmayacakmıdır ?

· Kürtlerden sonra Türkiyede yaşayan veya yaşadığı iddia edilen etnik kökenliler için de (kendilerinin böyle bir talebi olmasa dahi taşeronlar kullanılarak ) özerkliğe varan talepler gündeme gelmeyecekmidir.

·Bugün işkembe çorbasına , kokorece karışan AB , yarın ezân sesine , mezbahalardaki İslâmi hayvan kesimlerimize , yönetmeliklerine aykırı buldukları gelenek ve göreneklerimize karışmıyacakmıdır.

·Milli birlik ve bütünlüğü yaralanmış ,ordusu AB ordusu emir-komutasına dahil olmuş , Türkiyeyi Türkiye yapan , Türkü Türk yapan maddi ve manevi değerleri başkaları tarafından kontrol altına alınmış ülkemizi , TÛRKİYE olarak gelecek nesillere bırakabilecekmiyiz ?

· Fener rum patrikhanesinin ekümenlik hayalleri ve patrikhanenin Avrupa gezileri sırasında bu hayallere çanak tutan Avrupalı devletlerin davranışları ortada iken , Vatikan gibi bir devlet kurma peşinde olanları neyle engelliyebileceğiz.

Okuyanlar içinde yazımızı fazla karamsar bulanlar çıkabilir . Ancak milletine karşı sorumluluk duyan her devlet adamının ,hatta sokaktaki her insanımızın
Ekonomiyi , midesini ve kesesini düşündüğü kadar bunları da iyi düşünmesi gerekir.”


Benim bu yazımna benzer ,çok daha muhtevalı birçok yazı ve yayın o dönemde sık sık yazıldı ,tehlikelere dikkat çekildi.

Bizim kutsal bildiğimiz ,uğruna can verilecek gördüğümüz değerleri fazla önemsemeyen ,hatta bu değerlerin sinsice yokedilmesi için gayret sarfedenlere serzenişte bulunmaya ,onlardan şikayetçi olmaya hakkımız yok.

Mücadele etmemiz ,bu değerleri her platformda savunmamız ,milletimize tehlikeleri anlatmamız gerekiyor. Mücadele için de ,bu değerlere gönül verdiklerini iddia eden insanların biraraya gelmesi ,tek yumruk ,tek ses olması şart.

Bir ordu saflarını düzeltmeden ,bir merkezden yönetilemeden ,stratejisini tespit etmeden , hala komutanlığı ,stratejiyi ,hedefleri tartışarak savaşa girebilir mi.?
Girse bile başarılı olabilir mi?
Gururumuzun aldığı darbelerin acılarını ,tehlikedeki değerlerimiz adına unutmayı beceremiyorsak ,şahsımıza karşı „velev ki“yapılan hataları yine bu değerlerimiz adına sineye çekemiyorsak ,gerçeklere göz yumup romantik Türkçülükle yanlış hedef seçiyorsak , „Arap kültürü“ ambalajıyla İslâma saldırarak,Türk dünyasının ortak ve değişmez kimliği olan „Müslüman Türk“ kimliğini incitiyorsak ,İslam ambalajıyla soyumuza saldırıyorsak ,“ne pahasına olursa olsun birlik- beraberlik“ diyemiyorsak , suç bizimdir.
Açık ve gizli düşmanları hiç suçlamayalım.

Değerli kardeşlerim
Yazılan-çizilen tehlikelerin hepsi de gerçekçidir.Bunlara karşı koyacak,mücadele edecekler de „milletimizi yanımıza çekerek“ bizleriz.Bu mücadele için her nefere büyük ihtiyaç var.
Bir an önce birleşmeliyiz,tek yumruk ,tek ses olmalıyız.Bu birleşmenin sağlanması için en büyük vebal de yazanlarımıza ,çizenlerimize ,akıl danışılanlarımıza ve bizi yönetenlere ,yönetmeye talip olanlara düşmektedir.
Unutmayalım her vatanseverin yapmakla yükümlü olduğu fedakarlık ,tabandan tavana doğru gittikçe çoğalır .
Herkes yapması gerekeni bir an önce bu millet için yapmalıdır .Aksi taktirde ,İnternet sayfalarındaki yazılarımız ,bireysel isyânlarımız belki nefsimizi tatmin eder ,ama neticede fedaisi olduğumuzu iddia ettiğimiz bu aziz milletin ,dolayısı ile Türk dünyasının düşmanlarının ekmeğine yağ sürer.

Bütün Türkler bir ordu ,
Katılmayan kaçaktır ,
Töremizde yazılı ,
Harpten kaçan alçaktır.

Allaha emânet olunuz.
İlhan Esen





Site adresi: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Yazının sitedeki adresi:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=Conteni2&pa=showpagina&pid=1