Çocuklarımızın hayal dünyası




ÇOCUKLARIMIZIN HÂYAL DÛNYASI

Bir İskandinav ülkesinde yaşıyorum .Geçenlerde evdeydim. Akşama doğru 10 yaşındaki çocuğuma derslerini getirip yapmasını söyledim. ”Baba şimdi çocuklar duymasın başlayacak, onu seyredip öyle yapayım ”diye yalvardı. Ondan iki yaş küçüğü ise koşarak gelmiş, çoktan televizyon karşısındaki yerini almıştı bile.

Nadiren o saatlerde evde bulunabildiğim için dizi konusunda tam cahildim.Büyük küçük birçok insanı ekran başına çeken bu diziyi merak ettim. Çocukların arasına oturup beklemeye başladım.

Tipler gayet iyi canlandırılmıştı. Özellikle yetişme çağındaki çocukların ama genelde her yaşın sempatisini çekecek çocuk tiplemeleri vardı. Açıkgöz, hazırcevap her durumda mutlaka komik bir cümle bulabilen elemanlarla dolu bir kadro.

Evin reisi (veya hanımın kocası) işinden eve teşerrüf etti. Kapıyı açınca gördüğü manzara pek hoşuna gitmedi. İstikbâlimizin teminatı yavrularımız „Eminem“ namlı bir ecnebinin müziği eşliğinde rufai dervişleri gibi transa geçmiş, sallanıp duruyorlardı.

Bağırmakla dikkat çekemeyince müziği durdurdu ve kısa bir nesillerarası ağız çatışması sahnesinden sonra hanım tarafından mutfağa (ailenin gizli oturum salonuymuş) davet edildi.

Bayan çocuklarla anlaşabilmesi için beyefendiye batı müziği dinlemesini, zevklerini değiştirmesini tavsiye etti. Sayın bay da güya komiklik yaparak çocukların Dede Efendiyi dinlemeleri gerektiğini söyledi.

Çocuklarım neşeyle kahkaha atıyor, benim içimi, seyrettikçe sıkıntı basıyordu. Türk aile yapısı, kültür değerlerimiz, komiklik adına tamamen katledilmişti ve çocuklarımız severek seyrediyorlardı.

Onlara aldığımız oyuncakları düşündüm. Süpermen , Betmen, Spidermen, vak vak amca, pokemonlar, digimonlar.

Seyrettikleri ve çok sevdikleri çizgi filmler, yine yukarda zikrettiğimiz figürlerin filmleri, Walt Disney yapımı masallar, Harry Potter, Yüzüklerin efendisi, Mulan v.s v.s v.s

Her eğitimci bilir ki, çocuklar gerçek dünyalarından önce kendilerine bir hayal dünyası kurarlar. Bu dünyadaki kahramanlar, onların kişilik geliştirmelerinde, değer yargılarını algılamalarında oldukça önemlidir.

Bu hayal alemi Batı için, özellikle Amerikan film ve oyuncak endüstrisi için cirosu korkunç düzeylerde bir sahadır. Bu sektörün ürünleri tüm dünyayı pazar haline getirmiştir.. Bir taraftan adeta beyin yıkama mertebesine çıkan reklam kampanyaları ve akabinde korkunç kâr oranlarıyla erişilen yüksek kazanç, diğer taraftan özellikle hristiyanlığa ait unsurların (noel ’in yüceltilmesi ,masum yüzlü çocukların hristiyan usulü duaları, hristiyan din adamlarının adeta melekleştirilmesi, hristiyanlıkla ilgili sembollerin bol bol kullanılması v.s) propogandasıyla milli yapıların kozmopolitleştirilmesi bu sektörlerin iki önemli hedefidir.

İskandinav efsanelerinden birisi ”Valhalla” Danimarka devletinin büyük katkılarıyla çizgi film yapıldı.Kalite nefisti,hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamış ,ortaya mükemmel bir sonuç çıkmıştı.Seyretmeyen hiç bir Danimarkalının kaldığını zannetmiyorum.Filmin çizgi roman olarak yapılan bir versiyonu da nefis bir ciltle satışa sunuldu..Fiatı oldukça yüksekti .Ama aşaği yukarı her aile birer takım aldı ve kitaplığına yerleştirdi.

Yine Danimarkada okullar yılda bir defa Viking haftası düzenlerler. Okul çocukları o hafta viking kıyafetleriyle okula gelirler .Bahçeye Vikingler devrindeki evlerden yapılır ,o devrin oyunları oynanır, sadece o devirde kullanılan araç ve gereçler kullanılarak ,tarih çocuklara sevdirilir, kimlik şuuru pompalanır.

Biz dünyanın en zengin kültür zenginliğine sahip bir milletiz. Mükemmel destanlarımız, masalla-rımız, müziğimiz, halk oyunlarımız tarihi kahramanlarımız, milli bayramlarımız, geleneklerimiz, göreneklerimiz var. Ama maalesef bunlar yerinde kullanılamıyor. Bu değerler lise kitaplarında ( o da çok sınırlı olarak ) ezberlenmek, üniversitelerde özel ilgi alanı olarak öğretilmek için olmamalıydı.

Bu değerlerimiz, özellikle yeni yetişen nesillerimize, çağın teknik imkanlarıyla albenili olarak, çizgi film, oyuncak, kıyafet, özel haftalar şeklinde sunulmalıydı. Özellikle her yaşa hitabeden kaliteli çizgi filmler dizi şeklinde çocuklara verilmeli, kahramanlar kendi kültürümüzden, kendi değer yargılarımızı, milli – manevi zenginliklerimizi yüceltenlerden olmalıydı.

Maalesef şu anda piyasamızda bulunan ve kendi değerlerimiz örnek alınarak üretilen ürünler, ya sadece mümkün mertebe hızlı kâr sağlamak için üretildiğinden, veya tam işin ustaları tarafından yapılmadığından, ihtiyacı karşılamaktan çok ama çok uzak.

Çocuklarımızın, kendi kahramanlarımızın oyuncaklarıyla oynamaları, hayal dünyalarının bizim masallarımızla süslenmesi, kimlik şuurlarının hamuruna Türk destanlarının karışması, bir Müslüman gibi dua etmeyi öğrenmeleri, gayri safi milli hasılamızdan çok daha önemlidir.

Unutmayalım ki, gelecek nesillerimizin bizim değerlerimizi yaşatmasını istiyorsak, öncelikle onların hayal âlemlerini Türkleştirmemiz gerekiyor.

Saygılarımla

İlhan Esen





Site adresi: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Yazının sitedeki adresi:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=Conteni2&pa=showpagina&pid=13