Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Son Dakika- [b]TURKMEN HABERLERI [/b]-
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pts Oca 03, 2005 10:41 am    ileti konusu: Son Dakika- [b]TURKMEN HABERLERI [/b]- Alıntıyla Cevap Gönder

merhaba soydaslar,
bundan boyle bu baslik altinda Turkmen illerini ve Turkmen davasini ilgilendiren heberleri bulacaksiniz. onemli olaylar olursa buraya koyacagim.
Allah Turku Korusun Ve Yuceltsin[/b]
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pts Oca 03, 2005 10:45 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

IRAK TÜRKLERÝ VE ÜLKÜCÜLER

Elimizde 1964 senesinde çekilmiþ siyah-beyaz resimler var. Ülkücüleri 'marjinal bir grup' olarak deðerlendiren gafillere tokat gibi bir cevap niteliðinde olan bu belge, 1926 yýlýndan beri unutulan ve adeta kaderine terkedilen Irak Türkleri ve Ülkücüler arasýndaki baðýn ne kadar eski olduðunu da ortaya koyan mühim bir delildir.


5. Eylül .1964 - Talat Sönmez, Alparslan Türkeþ, Nejdet Koçak

Þimdi diyeceksiniz ki; 'sevdanýn delili mi olur, inanan inansýn'. Doðrudur bizim kimseye böyle bir þey ispat etmek gibi bir derdimiz yok. Ancak Ülkücüleri 'karýþtýrýcý, maceracý ve doðuþtan muhalif' gibi iftiralar ile suçlamaya çalýþanlar bilsinlerki onlar Kerkük þehrinin adýný bile bilmezken Ülkücüler Türkmeneli'nin tam ortasýndaydý.


5. Eylül .1964 Alparslan Türkeþ ve Türkmenler

Irak sahasýnda Peþmerge ve dolayýsýyla ABD eksenli siyasete monte edilmeye çalýþýlan Türkmenlerin de bu hususta söyleyecekleri sözleri vardýr. Tabiî ki bu geliþmeleri hep birlikte izleyeceðiz.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pts Oca 03, 2005 10:49 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

YAŞAR ÖMER EMİN (CENGİZ)'I KAYBETTIK!

Yaşar Cengiz 1954 yılında Kerkük'ün Musalla mahallesinde dünyaya geldi. Lise yıllarında milli harekete katılarak bir çok siyasal etkinlikte faal olarak çalıştı.

1975-1979 yılları arasında Bağdat'ta Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünde tahsil hayatını tamamlayarak, mezuniyetinden sonra da aynı okulda asistan olarak kaldı. Çalışkanlığı, dürüstlüğü ve üstün meziyetleriyle tebarüz etmiş bir Türkmen genciydi. Irak istihbaratının takibini farketmiş olmakla beraber bir takım arkadaşlarının Türkiye'ye gitmelerine rağmen Yaşar Cengiz ülkesinde kalarak mücadele etme kararı aldı.

Bağdat'ta çeşitli kültürel etkinlikler düzenleyen Yaşar Cengiz, bir yandan Türkmen gençler için geniş kapsamlı eğitim faaliyetleri yürütüyor, bir taraftan da ev sohbetleri düzenliyordu. Saddam yönetimi, Türkmen kelimesini bile kendileri için büyük bir tehlike olarak gördüğünden, değil siyasî yapılanma, folklorik bir hareketlenmeyi bile hazmedecek durumda değildi.

Saddam zulüm rejimine karşı dik duruşu o'nun başına büyük belâlar getirmiş ve 26 Aralık 1987 tarihinde Irak İstihbarat Teşkilatı Muhaberat tarafından öğrencilerine ders verdiği okulundan gözaltına alınarak Bağdat'taki merkeze götürülmüştü. Burada yedi ay gibi uzun bir zaman ağır işkencelere maruz kaldı.

Suçlama her Türkmen tutuklu için aynı olan Irak Ceza Kanunu'nun ünlü 158.maddesi. Meşhur cellat teşkilâtı ‘Mahkemetu Sawra' yedi ay süren işkence neticesi müebbed ağır hapis cezası vererek Yaşar Cengiz'i Ebu Garip hapishanesine yolluyordu. Bu sırada Ebu Garip'te 215 Türkmen hükümlü ve 85 tutuklu bulunmaktadır.

Uzun hapishane yıllarında Yaşar Cengiz boş durmamış ve arkadaşlarıyla beraber Türkmenlerin hukuk mücadelesine bir çok sahada yardımda bulunarak, demir parmaklık arkasında da olsa milletinin var olma savaşına önemli katkılar sağlamıştır.

20 Ekim 2002 tarihinde hapishaneden serbest bırakılınca soluğu Türkiye'de alan Yaşar Cengiz Ankara'da bulunan Türkmeneli İşbirliği Kültür Vakfı'nda çalışmaya başlar.

Mücadelesinde kesinti yoktur. 2003 senesinin Nisan ayında tekrar Kerkük'e dönerek faaliyetlerini uğruna ölümleri, zindanları göze aldığı bu aşıklar şehrinde sürdürmeye devam eder. Bu arada Yaşar Cengiz 4 Eylül 2003 günü bir Türkmen kızıyla hayatını birleştirerek sıcak bir yuva kurmuştur. Yıllar boyu acı ve ızdırap içerisinde ve yalnız yaşamaya mecbur edilmiş ve inadına sosyal bir yapıya sahip olan bu büyük dava adamı, bir yandan gönüldaşlarıyla buluşmanın lezzetini soluksuz yudumlarken diğer taraftan bedelini katmer katmer ödediği özgürlük rüzgarlarını alabildiğine ciğerlerine çekiyordu.

Onun kitabında “dur, durak” yoktu.Yaşar Cengiz “Irak Türkmenleri Siyasi Tutuklular ve Şehit Aileleri Derneği”ni kurarak bu teşkilâtın Genel Başkanı seçilir. Bu kuruluş, Irak sahasında önemli çalışmalar başlatmış ve sosyal dayanışmanın en mühim örneklerinden biri olmuştu.

Dernek, hapisten çıkan tutuklu Türkmenlere ve şehit ailelerinden işsiz olanlara iş, aşsız olanlara aş veren kutlu bir ocak olmuştu. Ocağın tüten dumanı Türkmeneli semalarında yükselirken, milli irade adına yapılan her türlü faaliyete de damgasını vuruyordu.

Seneler boyunca Türkmen milli davasına hizmet eden “Irak Türkmenleri Siyasi Tutuklular ve Şehit Aileleri Derneği” Genel Başkanı Yaşar Cengiz, Irak Türkmeneli Partisi Genel Başkanı Riyaz Sarıkahya ve Türkmeneli AKP Genel Başkanı Enver Bayraktar'ın araçları 08 Aralık 2004 Çarşamba günü Bağdat-Kerkük karayolunda Halis yakınlarında kaza yapmış, bu elim trafik kazası neticesinde diğer iki arkadaşı yaralanırken Yaşar Cengiz Hak'kın rahmetine kavuşmuştur.

25 Aralık 2004 günü dünyaya gelecek olan yavrusunu sonsuz bir heyecanla bekliyordu. Bir hafta sonra bebek bu fani dünyaya babasız merhaba diyecek.

Nur içinde yat sevgili arkadaşım!.. Yıllarca demirparmaklık ardından hayalini bile kurmaya cesaret edemediğin özgürlüğün ihtişamlı günlerine kavuştun, kuş misali bir yuva kurdun. Bu güzel yuvayı kutlu bir meyve ile süsleyecek olan gül yüzlü bir yavru bekliyordun... Birkaç gün sonra doğacak olan bebeğini koklayamadan dar-ül beka'ya doğru yelken açtın. Yolun açık olsun silah arkadaşım, yerin boş kalmayacak!..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pts Oca 03, 2005 10:52 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ŞEHİTLERE SELÂM OLSUN



Bir ülkenin nüfus hareketlerini sağlıklı izleyebilmek için, o bölgenin kabristanlarını incelemek gerekir. Kerkük'e sahip çıkmak isteyen Talabani ve Barzani denen siyasi yosmalar ve ilim yoksunu sefiller gidip bir baksınlar peşmerge mezarlığı var mı diyerek. Veya kaç senelik mezarları var, bir araştırsınlar. Bulamazlar. Kerkük, Erbil, Musul, Telafer'den Mendeli'ye kadar öz be öz bizim toprağımızdır. Kutsal Türkmeneli'dir...

Türkmenlerin yerleştiği bölgeler Irak'ın kuzeyinin dağlık alanları ile orta ve güney bölgeleri arasındadır. Türkmenlerin yaşadıkları bölge, kuzey doğudan güney batıya kadar bir şerit şeklinde Irak'ın kuzey batısındaki Telafer 'den, güney doğusundaki Mendili 'ye kadar uzanmaktadır.

Kerkük şehri, Türkmenlerin en önemli yerleşim yeri olmasının yanısıra onların sembolü durumundadır.

Kerkük'e geldiğim gün Musalla mahallesinde şehitliği ziyaret etmiş, Birinci Dünya Harbinde şehit olan Osmanlı Ordusunun zabit ve askerleri ve başta Nejdet Koçak olmak üzere Türkmen şehitleri bağrına basan bu kutsal mekanın her karış toprağına büyük bir titizlik içerisinde ve ayak ucuyla basarak yürüyordum.


Birinci Dünya Harbi Şehitlerimiz

Osmanlı Zabit ve askerlerinin kabirleri, Saddam rejimi tarafından yok edilmek istenmesine rağmen Türkmenler büyük bir gayret göstererek bu mübarek mezarları korumuşlar ve günümüze kadar gelmesini sağlamışlardır.

Tuna nehrinden Çin Seddine, Yemen çöllerinden Asya steplerine kadar olan geniş coğrafyaya, kısacası yerküreye hükmeden yüce Türk milleti bu toprakları da aziz kanlarıyla sulamıştır. İşte Kerkük'ten Nuri oğlu Veli adında bir Türkmen yiğidi kalkmış "Çanakkale Geçilmez" diyerek yollara düşmüş, 1915 senesinde geldiği bu kutsal beldede savaşırken can vermiştir.

Çanakkale'de şehit düşen Velican bizden bile canlıysa eğer, bu "unutmak tükenmektir" ilkesini hayata geçiren soylu milletimizin bir nişanesi olarak insanlık tarihine vurulan kutlu bir mühür olarak göz kamaştırmaya devam edecektir.

Tıpkı Azerbaycan ve diğer Türk yurtlarında olduğu gibi, uzaklardan gelip kendileri için savaşırken can veren bu büyük kahramanları unutmamışlar, ve kutsal kabirlerini sonsuza kadar korumaya ant içmişlerdi.


Nejdet Koçak

Şehit Nejdet Koçak'ın kabri başına geldiğimde ise "zulüm asla payidar olmaz" ilkesinin bir hafta kadar önce bu topraklarda tecelli ettiğini öğreniyorum. Nejdet Koçak'ın katillerinden birisinin parçalanmış cesedi bu kabrin yakınında bulunmuş.

Türkmen lider Ata Hayrullah'ı ararken Kerkük Şehitliği adında başka bir kabristan da olduğunu öğreniyorum ve oraya doğru yola çıkıyoruz.

Hüsamettin Türkmen, kabre asmak için tabela ve resim hazırlamış. Onları da alarak Yılmaz kardaşımla beraber Kerkük şehitliğine gidiyoruz. Bu büyük şehidin mezarına levha asmak bize nasip olacak diye hamdediyorum.



Kabrin kapısının kapalı olduğunu görünce bekçiyi bularak açtırdık. Arkadaşlarımız şehitliğe yönelik tahribatı önlemek için bir görevli tutmuşlar. Daha önceleri İstanbul Sarıyer Emirgan/Reşitpaşa mezarlığına defnedilen şehidimiz Hayati Dağaslan'ın kabrinin defalarca tahrip edildiğini hatırladım. Demek düşmanlarımızın tutum ve davranışları da ortak karakter arzediyordu.



“TURANÇILARIN TÜRKÇÜLERİN LİDERİ ATA HAYRULLAH’IN ETİNİN KİLOSU 10 FULUS (kuruş) ALAN VARMI?..” diyerek parçalayıp şehit ettikleri ATA HAYRULLAH ve kardeşi yarbay doktor İHSAN HAYRULLAH yan yana defnedilmişti.



Tabelaları ve fotoğrafı demirlere monte ettikten sonra diğer şehit kabirlerine yöneldik.

Şehitlikte bir kaç aile görünce önce sırayla onlara selâm vererek, sohbet edip gönüllerini aldık. Şehitlerin aziz ruhlarına kuran okuduk. Türkiye'den geldiğimi öğrenince bir başka sevgi gösterisinde bulundular.


Taşları yeni yapılmış bir kabrin başında iki yaşlı Türkmen ve bir çocuk görünce o tarafa yöneldim. Yaşlı çift oğulları Vecdi'yi anlatırken âdeta kendilerinden geçiyorlar. Acıları daha çok taze. Ancak benim asıl merak ettiğim, çocuk kim acaba? Şehidimizin yavrusu mu diye yüreğim sızlıyor. Sormaya da bir türlü güç bulamıyorum, konuyu onlar açtı. Çocuğun küçük amcası oluyordu bu civan Türkmen şehidi. Şehidin babası defalarca kabristanın tahrip edildiğini ancak Türkmen Milli Mukavemet Teşkilatının el koymasıyla bu tip olayların önlendiğini söylüyor.

Çoğu zaman Bağdat'ın 50 kilometre güney-batısında kurulmuş bir zulüm yurdu olan Ebu Greb Cezaevinde başlayıp, Kerkük Şehitliğinde son bulan ve tarifi mümkün olmayan işkencelerin ağır kan kokusunu duyarsınız buralarda. Kerkük "mum kimin yanarken" sizde bu nar'lı ateşten tutuşarak alev alır, yanarsınız...

Hüzün ve ızdırap içerisinde şehitlikten geri geri çıkarak ayrılıyorum, kalbimi orada bırakarak...


Yusuf Ziya ARPACIK
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Pts Oca 03, 2005 11:37 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ITC BAŞKANI DR. ABDURAHMAN: ITC Basın Bürosu 29.12.2004

- IRAK TÜRKMEN CEPHESİ (ITC) BAŞKANI DR. FARUK ABDURAHMAN, KUZEY IRAK'TAKİ TÜRKMENLER'İN ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI İÇİN 30 OCAK'TA YAPILACAK OLAN SEÇİMLERİN KAÇIRILMAZ BİR FIRSAT OLDUĞUNU SÖYLEDİ.


İSTANBUL (CAN LATIF ) - Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Dr. Faruk Abdurahman, Kuzey Irak'taki Türkmenler'in etkinliğinin arttırılması için 30 Ocak'ta yapılacak olan seçimlerin kaçırılmaz bir fırsat olduğunu söyledi.

CHA 'a konuşan ITC Başkanı Abdurahman,Türkmen seçmenlere seçimlerde oy kullanmaları çağrısında bulundu. Siyasi etkinliğin devamı için Türkmenler'in seçimlerde iradelerini göstermeleri gerektiğini aktaran ITC Başkanı, "Siyasi olarak etkinliğimizi arttırabilmemiz için tüm Türkmen seçmenler seçim günü sandık başında olmalı. Türkmen partileri de daha fazla parçalanmadan Irak Türkmen cephesiyle birlikte hareket etmelidir." diye konuştu.

Saddam sonrası Irak'ın yeni bir siyasi sürece girdiğini kaydeden Abdurahman, Türkmenlerin Irak'ta varlıklarını pekiştirmelerinin en temel koşulunun Irak'ta yapılacak olan seçimlere bir fill katılmalarından geçtiğini söyledi. Dr. Abdurrahman, " Biz milli davamız için mücadele ediyoruz. Bu da bizim için büyük bir şereftir." dedi.CHA tv de yayınlanan mülakata Türkmen lider bütün Türkmenlerin seçimlere katılmaları için çağrıda bulundu .Irak'ta 30 Ocak 2005'te yapılması düşünülen seçimler öncesi Kuzey Irak'taki siyasi parti liderleri de koalisyon çalışmalarını sürdürüyor. Seçim kampanyaları da aralıksız devam ediyor.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cum Oca 07, 2005 8:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

AHMET MURATLI: “KERKÜK' ÜN TÜRKLÜĞÜNÜ TARTIŞMAYIZ…” Yankı Dergisi 06.01.2005





Yankı Dergisi, 01-15 Aralık 2004 tarihli 1027 sayısında yayınlanan röportaj:


- AHMET MURATLI: “KERKÜK' ÜN TÜRKLÜĞÜNÜ TARTIŞMAYIZ…”


Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı; Irak' ta özlenen barış ve huzurun, Kerkük' ün konumuna ve Türkmenlerin durumuna bağlı olduğunu söyledi. “Bin yıllık tarihimizi de Barzani' ye değiştirtmeyiz” diyen Muratlı, Kerkük' ün Türklüğünü asla tartışmayacaklarını, bunu kimsenin akıllarından çıkarmaması gerektiğini belirterek, zorda kalındığı takdirde tarih yazacaklarını söyledi.


- Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Lideri Mesut Barzani' nin Türkiye ziyaretini değerlendirir misiniz?…


Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Lideri Mesut Barzani' nin ziyareti bir çok soru işareti ve ilginç rastlantılarla dolu. Uzun süredir Türkiye' ye gelmeye yüzü olmayan Barzani, bu kez Hükümetin çağrılısı olarak ve istemeyerek Türkiye' ye geldi. Duyumlarımıza göre, gelirken de 2 şart öne sürmüş. Nitekim bu konu bir Internet Sitesi' nde de (turktime.com) yer aldı. Bunlardan biri bir bakan tarafından karşılanmak diğeri ise medyaya “bir şamar oğlanı olmadığı” izlenimi vermek..


Barzani'nin Türkiye'ye ayak bastığı saatlerde tesadüf bu ya bir bakan Esenboğa Havalimanındaydı. Ayrıca medyanın gerekli unsurlarıyla da temaslar kurularak, Barzani'nin üzerine yapışan bu imajın silinmeye çalışıldığı hissedildi.… Barzani' ye eskisi kadar olmasa da gereken bir kıymetin verildiği ortada…


Gelelim temaslarına… Kendi bölgesinde Kurt kesilen Barzani ne hikmetse Türkiye' de kuzu oluyor... Ağzından çıkanı kulağı duyar hale geliyor.. Bizim bildiğimiz, Hükümetin çağrılısı olarak Ankara' ya gelen IKDP Liderine, Türkiye' nin Irak' ta ki ve Kerkük' teki hassasiyetleri iletildiğidir.


Kuzey Irak' ta kendi değimiyle Kürdistan denen coğrafyada, çeşitli ve keyfi tasarruflarda bulunan Barzani' nin, Türkiye' deyken Irak' a ve özellikle Kerkük' e bakış açısının değiştiğini görmek memnuniyet vericidir ancak yeterli değildir. Kaygılarımız sürmektedir.


Anlaşılan; “Kerkük, Kürdistan denen coğrafi yere ait, içinde 4 etnik yapının birlikte yaşadığı Irak kentidir..." diyen Barzani' nin Kerkük sevdası devam etmektedir…


Barzani' her fırsatta, "Kerkük, içinde Kürt kimliği de bulunan bir Irak kentidir. Kerkük birlikte yaşamanın sembolüdür, orada insanların birlikte barış içinde yaşaması önemlidir..." diyerek kente bir Kürt kimliği atfedip bunu çeşitli platformlarda dile getirerek kafaları bulandırmaya çalışmaktadır…


Barzani' nin "Kerkük'te hiçbir zaman etnik çatışma olmayacak..." sözlerinin doğruluğunu ise zaman gösterecektir.


- Barzani' nin Türkiye' den sonra Suriye'yi ziyareti hakkında ne düşünüyor sunuz?


Barzani' nin Türkiye' den sonra Suriye' ye gidişi de pek hayra alemet değil… Bizim tahminimiz, Türkiye' nin Irak' a gidişte Suriye üzerinden bir güzergah belirlemeye çalıştığı döneme rastlıyor.. Olsa olsa buna mani olmaya çalışmak için olabilir.. Çünkü Türkiye sınırındaki kapıdan yıllık geliri bir milyar dolar…


Gelelim Suriye' deki söylemlerine… “Kerkük Irak' ın iç işiymiş ve kimse karışamazmış..” Peki bunu Türkiye' de niye söyleyemedin kardeşim?


Barzani' nin KERKÜK konusunda yaptığı talihsiz ve tutarsız beyanları üzerine IRAK TÜRKMEN CEPHESİ (ITC) Türkiye Temsilciliği zorunlu bir açıklama yapmak zorunda kaldık.


Biz Irak'ta ki Türkmenleri temsil eden ITC olarak Mesut Barzani' nin Kerkük ile ilgili açıklamalarını hala endişe ile karşıladığımızı belirttik. Kuşkusuz, tehdit içeren ve sorumsuzca yapılan bu tür açıklamalar, Irak' ın bağımsızlığına hizmet etmeyeceği gibi uzun vadede ulusal çıkarlarımıza da zarar verecektir. Bunun cezasını da yine Irak' ın asli unsuru olarak kabul edilen Irak halkları çekecektir.


Barzani' nin Türkiye' ye veya bize vereceği hiçbir söz ve teminat; 10 Nisan 2003 tarihinden sonra ülkede baş gösteren otorite boşluğundan da yararlanarak, on binlerce Kürt ailenin; Kerkük ve Türkmen bölgelerine yerleştirilmeleri ve hatta yurtdışından göç ettirilmeleri gerçeğini değiştiremeyeceği gibi ört bas da edemez..


Yaralı Irak' ta yeni çatışmalara yol açmamak için Barzani, artık gerçekleri görmeli, demagoji yapmak yerine zamanını Irak' ın geleceğine ve daha yararlı işlere sarf etmelidir.


- Barzani' nin, Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile Kerkük konusunda anlaştığı yönünde bir açıklaması oldu. Ne konuda anlaşmış olabilirler?


Biz de konuyu medyadan öğrendik. Bizim böyle bir anlaşmadan haberimiz yok. Bu konuyu Irak Türkmenleri olarak yakından takip ediyoruz. Doğru olup olmadığını bölgedeki gelişmeler gösterecek.


- ABD' deki seçimler IRAK-TÜRKİYE-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?


ABD konusunda kafamız karışık. Saddam Hüseyin'in devrilmesinin ardından Irak'ta bir İslam devletinin kurulmasına karşı çıkan ABD yönetiminin açıklamalarının aksine Bush, geçtiğimiz günlerde "Irak'taki seçimlerden İslam devleti çıkarsa itiraz etmem" şeklinde konuşuyor. “Bu durum beni hayal kırıklığına uğratır. Ama demokrasi demokrasidir. Eğer halkın tercihi buysa, onların seçimi geçerlidir...” diyebiliyor..


Aynı Büyükelçi, bir gerçeğe daha dikkati çekiyor ve hislerimize tercüman oluyor. Edelman, Irak Geçici Yönetimi içinde Kerkük'ün çok özel bir statüsü olduğunu da ifade ediyor.. Edelman, ''Kerkük, Kürdistan'daki yönetimin bir parçası sayılmıyor. Kentin geleceğine karar verilirken de son derece şeffaf davranılacak. Biz demografik yapının güç kullanılarak değiştirilmemesinden yanayız. Bazı Kürt gurupları, Kürt aileleri oraya getirerek bu gayreti gösteriyorlar. Bu bizim için de büyük endişe kaynağı” diyor..


ABD' nin Türkiye ile ilişkilerinde bir değişiklik beklemiyoruz… Türkmenlerin herhangi bir pazarlık konusu yapılıp yapılmadığını ise bilmiyoruz…


- Ne olacak bu Kerkük' ün hali?


Unutulmaması gerekir ki Kerkük en başka bir Irak şehridir.

Irak'ın geçici anayasasına göre, Kerkük ve Bağdat müstakil vilayetlerdir. Kerkük ile ilgili olarak, yeni seçilecek Irak meclisinin hazırlayacağı anayasada nihai karar verilecektir. Bildiğiniz gibi Türkmenler de Irak'ın geçici anayasasında yok sayılmıştır. Yeni Anayasa' da Irak' ın 3. asli unsuru olarak Türkmenlerin girmesi gerekmektedir. Irak' ta barış ve huzur, Kerkük' ün konumu ve Türkmenlerin durumuna bağlıdır..


Artık, Irak'taki Araplar bile Barzani' ye tepki gösteriyor ve Türkmenlerin haklarını teslim ediyorlar. Iraklı Şii grupların en büyüğü olan Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi'nin (SCIRI) üç numaralı adamı Türkmen asıllı Şeyh Taki el Mevla, sürpriz bir şekilde geldiği Ankara'da Kürt lider Barzani'ye sert tepki gösterdi.


Ne dedi Şeyh Taki el Mevla; “Kerkük bir Irak kentidir. Kerkük'te Türkmenler, Araplar, Kürtler ve Asuriler, hepsi yaşar. Ama sayıca Türkmenler fazladır. Bu eskiden de böyleydi. Kim giderse gitsin, yaşlılara sorsun, Kerkük kimindir diye, herkes Türkmenler burada yaşar der. Gidin bakın dağa, taşa, hepsinin ismi Türkmen ismidir. Barzani'nin bu sözleri hayır getirmez. Böyle söylemekle, Irak'a hizmet edilmez. Böyle söylemesi iyi değildir. Ama Kerkük bir Türkmen kentidir.”


Saddam sonrası Irak'ta mezhepler arası ya da etnik guruplar arası çok büyük çaplı çatışmalar çıkması bekleniyordu. Kerkük bir fünye işlevi görebilir ve Kuzey Irak Lübnan'a dönmesine neden olabilirdi… Bu ülkenin çimentosunun Türkmenler olduğu bir kez daha görüldü… Bunun hem Irak, hem Türkiye hem de ABD tarafından çok iyi anlaşılması ve değerlendirilmesi gerekiyor.


Kerkük ile ilgili talihsiz açıklamalar, sorumluluk sahibi kişilerin yapacağı açıklamalar değildir.. Tabanına mesaj vereyim derken, Iraktaki huzuru ve istikrarı bozduklarının farkında değiller… Bunun komşu ülkelere sıçrayabileceğini dahi göremez haldeler…


Bizi tarihi bilmemekle suçluyorlar… Bir tarihimizi iyi biliyoruz. Ancak tarihin tahrif edilmesine de karşıyız.. Bin yıllık tarihimizi de Barzani' ye değiştirtmeyiz… Bunu aklından çıkarsın ve unutmasın çok zorda kalırsak biz tarih yazarız…


- Hep Kerkük' ü konuşuyoruz. Erbil, biraz ihmal mi edildi dersinsiniz?


Evet, çok haklısınız, biraz değil, tamamen ihmal edildi. Adeta hedef saptırıldı…

Kerkük, Saddam döneminde Araplaştırma, Saddam sonrasında da Kürtleştirme politikalarıyla karşı karşıya… Bakın size çok açık söyleyeyim.. Bizler Kerkük' ün yapısını kimseyle tartışmayız ve tartışmayacağız… Çünkü bunun tartışılacak bir tarafı yok… Kerkük bir Türk şehridir ve öyle de kalacaktır.


Gerçekten bizim asıl tartışmamız gereken konu ERBİL olmalıdır. Erbil tarihi bir Türkmen kentidir. Şimdilerde Kuzeyde oluşturulmaya çalışılan sözde bir devletin Başkenti ilan edilmiş durumda… 13 yıldır, güya güvenli denen bölgede IKDP' nin insanlık dışı uygulamaları hüküm sürüyor.. Türkmenler inim inim inliyor… Erbil' deki haklarımızdan asla vazgeçmeyiz.. Ben önce Erbil' deki 350 bin Türkmenin geleceğini Irak merkezi ve Kuzey Irak'taki yönetimleriyle tartışmak zorundayım…


IKYB lideri Celal Talabani kuyuya bir taş attı, çıkartabilene aşk olsun.. Kerkük için Brüksel modeli öneriyor.. Biz Erbil' i düzde bulmadık… Sen önce bu modeli Erbil' de uygula uygulayabiliyorsan…



- Barzani ve Talabani hakkında ne düşünüyorsunuz?


Yok aslında birbirlerinden farkı… Barzani sırtını ABD' ye dayamış, savaş ganimeti olarak ta gözünü Kerkük' e dikmiştir.. Oysa Talabani, Irak' ta bozulan güvenlikten ABD ve müttefiklerini sorumlu tutuyor, “kimse Irak halkına işkence yapamaz” diyebiliyor… Saddam devrilir devrilmez, Kerkük' el koyan ise yine Talabani…


- Türkiye' nin Türkmenlere ilgisini nasıl buluyor sunuz?


- Türk halkı Türkmenlerle çok ilgili. Ancak Türk halkındaki bu duyarlığı bazı kesimlerde göremiyoruz. Hatta bazı serzenişlerimize bile tahammül edemiyorlar.. Bize bu kadar tahammül edemeyeceklerin zaten bizim için yapabileceği bir şeyi olmadığının da farkındayız… Onlardan bir şey de beklemiyoruz.. Ben buradan Türkmen sevdalılarına sesleniyorum; “Sesiniz biraz daha gür çıksın”… Bu bize yeter…


- Türkmenlere bir mesajınız var mı?


Zaman birlik ve beraberlik zamanıdır. Türkmenlerin önünde çok kritik günler var… Bu nedenle tek ses tek yumruk olmamız gerekiyor… Çatlak sesler, Türkmenleri yaralar ve böler, davaya zarar verir.. Sorumluluk sahibi bütün Türkmenleri içinde bulunduğumuz bu dönemde ihtiraslarına esir olmamalarını diliyorum… Ve bir gün seçim olursa, Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, Türkmenline gelmelerini ve oy kullanmalarını bekliyorum....


- Felluce' deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyor sunuz?


Felluce, Sünni direnişin en önemli merkezlerinden birisidir. Direniş adı altında terorist eylemlere de sahne olmuştur… Bunlar doğrudur… Buna karşın ABD, Felluce operasyonu öncesinde, Irak' ın komşu ülkeleriyle batılı devletleri bilgilendirmişti. Operasyon öncesi hiç bir ülkeden de tepki gelmedi. Sanırım olayın içyüzü ileriki tarihlerde açıklığa kavuşacaktır.


ABD' nin, Felluce'deki sorumsuz ve ölçüsüz kuvvet kullanımı, hem Arap dünyasındaki "öfke"yi artırmıştır, hem Bağdat'ta kurdurduğu Allavi hükümetinin güvenini sarsmıştır.


Belki de Felluce'deki Amerikan saldırısı en azından Sünniler'in gözünde seçimlerin kaderini etkilemiştir. Kürtler de bundan istifade etmeye kalkmışlar ve Kürtler de seçimlere karşı çıkmışlardır. Kerkük'ün nüfus yapısını kendilerine göre değiştirdikten sonra seçim yapılmasını istemektedirler.. Seçimi tartışmak bile Irak' ta yeni bir kaos doğurabilir.. seçimin yapılmasını isteyen ve istemeyen tarafları karşı karşıya getirebilir.


- 30 Ocak' taki seçimler konusunda ne düşünüyor sunuz?


Irak'ta üç seçim yapılacak. Genel seçimler, yerel seçimler ve Kuzey Irak için seçim. Üç seçim de aynı gün yapılacak. Zorluk buradadır. Birçok ittifak kurulması muhtemeldir. Biz Türkmenler olarak hedefimizi belirledik. Genel seçimlerde 30 milletvekili çıkarmayı hedef aldık. 275 kişilik Irak parlamentosunun yüzde 10'undan fazlasını alabiliriz.


Biz bu yönetimden, baskılardan, haksızlıklardan bıkmış olan Araplarla değişik bölgelerde ittifaka da gidebiliriz. Bu yönde talepler var. Seçim güvenliği ve adaleti sağlanırsa, biz gücümüzü parlamentoya yansıtırız. Tabii, bir seçim komplosuyla karşılaşmazsak… Seçimlerin adil ve dürüst ve şeffaf bir biçimde, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası gözlemcilerin gözetiminde yapılması en büyük beklentimizdir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cum Oca 07, 2005 8:33 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ITC Türkiye Temsilcisi Muratlı: "Türkiye çok iyi bir sınav verdi"



IRAK son günlerde kaynayan bir kazan gibi. Bir yandan direniş hareketi, diğer yandan patlamalar ve operasyonlar sürüyor. Türkiye'nin gözü ise özellikle Kuzey Irak'ta ve Türkmenler'in üzerinde. Çünkü bölgede yaşananlardan en fazla etkilenen kesimlerin başında Türkmenler geliyor.


Ülkeye huzur getirmek amacıyla yola çıkan ABD'nin, kışkırtmalarla son dönemde Türkmen kentlerine yönelik operasyonlar yapması da dikkatle izleniyor. Özellikle Tel Afer, Kerkük, Musul gibi kentlerde meraklı bir bekleyiş söz konusu.


Biz de bölgedeki son durumu ve Irak Türkleri'nin Türkiye'den beklentilerini Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı ile konuştuk. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle kimi zaman bölgedeki Türkmenler ile yakından ilgilenemediğini söyleyen Muratlı, Tel Afer'deki olaylarda kendileriyle birlikte Türkiye'nin de sınandığı görüşünde. Muratlı'ya yönelttiğimiz sorular ve aldığımız cevaplar şöyle:


ABD, Felluce'yi çözmeli


- Sohbetimize sıcak gelişmeleri konuşarak başlayalım. ABD'nin son Felluce Operasyonu'nu nasıl değerlendiriyorsunuz?


ABD seçimlerinden önce operasyonun sinyallerini vermişti. Bizim edindiğimiz bilgilere göre, ABD'nin gücünü ispatlaması için Felluce'yi çözmesi gerekiyor. Ancak, Irak halkı da Felluce'den rahatsız. Buraya dışarıdan sızmalar olduğunu da biliyoruz. Felluce direnişin simgesi haline geldi. Belli çevrelerce de terörün Ortadoğu'daki yuvası olarak yorumlanıyor. Bu sıkıntıyı 'medeniyetler çatışması' düzeyine yükseltenler var. Bazı Müslüman ülkelerden oradaki mücadeleye destek verenler bulunuyor. Bir İslam Devleti kurulmasını amaçlayanlar var. Oradaki grupların içinde en azından eski Irak yönetiminde, ordusunda bulunmuş üst düzey yöneticilerin de olduğunu biliyoruz. Irak Ordusu'nun birçok silahı da Saddam devrilmeden önce Felluce'ye gitti. Bizim gönlümüzde yatan bunun barışçı yollardan halledilmesi. Ancak, koalisyon güçleri, Irak Hükümeti ve bu gruplar arasındaki üçgende ne döndüğünü tam bilmiyoruz. Direnişçi grupların sözcüleri, “Anlaşmalar çok iyi gidiyordu. Son zamanlarda anlaşma sağladık dediğimiz sıralarda Irak Hükümeti'nin ilave katı şartlar koyduklarını gördük” diyorlar. İleride bu konunun gerçekleri arşivlerdeki belgelerden çıkabilir.


- Operasyon sonrası için öngörünüz nedir, seçimlere kadar gerekli güvenlik ortamı sağlanabilir mi?


Süre çok kısa. 90 günlük sürede güvenli ortam sağlanır mı, şüpheli. Felluce dışında da olaylar tırmanmış durumda. Bu ortam devam ederse, seçimler birkaç ay ertelenebilir.


- Irak Hükümeti de mi operasyon yanlısı bir politika izledi?


Böyle bir tavır kondu. Bir de Bush'un ABD seçimlerini ikinci defa kazanması dünya kamuoyunda bu kararın önünde kimsenin durmayacağını da gösterdi. Hatta operasyondan önce ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Irak'a komşu ülkelere, hatta Abdulah Gül'e de, operasyon hakkında bilgi vermiş olması ilginçtir. Bu ne anlama geliyor bakmak lazım. Bilgi verilen kimse de reddetmemiş.


- Tel Afer'de ne oldu?


Oraya, aynen bugün Felluce'ye gelen gruplar gibi gruplar sızdı. Birtakım insanları olay çıkarmak için kışkırttılar.


- Kimdi bu gruplar?


Aslında onlara 'Selefi Tekfiri' deniliyor. Vahabiler'den çıkan bir gruptur ve Irak'ta artık ciddi bir şekilde su yüzüne çıktılar. Bunlar Suudi Arabistan menşeli, oradan maddi destek alan bir gruptur. Suudi Hükümeti'nin dışında, sivil toplum örgütlerinin gönderdiği destekle besleniyorlar. ABD ile görüşmelerimizde, bize operasyonun sadece bu grupların bulunduğu bölgeyle sınırlı kalacağını bildirilmişti. Maalesef, tüm Tel Afer'e yönelik bir operasyon haline geldi. Peşmergeler devreye girdiler ve ABD'lileri kışkırttılar. Yarın aynı şeyin Kerkük için yapılıp yapılamayacağını denemek istediler.


- Tel Afer'deki operasyonun genişletilmesinin arkasında Kürt peşmergeler mi var?


Tel Afer insanlarından öç alma amacı ve provokasyon vardır. Bir de tepkilerimiz yoklandı. Türkmenler ile birlikte, Türkiye ciddi bir şekilde sınandı.


- Türkiye bu sınavı nasıl verdi sizce?


Sonuç bizce iyi oldu. Orada 68 şehit verdik, 200'ün üstünde de yaralımız vardı. Ancak sonuçta, Türkmenler arkalarında büyük bir manevi destek olduğunu gördü. Bir de Tel Afer, dünya kamuoyu gündemine taşındı.


- Sizce, Türkiye tüm operasyon sürecinden haberdar mıydı?


Hayır, sadece mahalli bir bölgeye operasyon yapılacağı bildirilmişti. Tabii hükümetin neden haberi vardı, ben çok iyi bilemem. Birden, bir gecede üzerimize döndü.


- Bir gecede ne oldu?


ABD'liler sürekli yanlış bilgilendirildiler. Tel Afer rahattı, hiçbir sorun yoktu. Kim girmemişti oraya? Kürt gruplar. Tel Afer'de bir güç oluşturmak istediler. Bakın, 20 yıl önce de onların böyle amaçları vardı. Ancak şimdi bambaşka söylemleri var. 20 yıl önce Kürtler bir yerin güneyinden bahsetmiyor muydu? (Güney Kürdistan'dan bahsediyor) Bu bir süreçtir. Şimdi palazlanıyorlar. Nereye kadar gidecekler göreceğiz.


- Şu an şehirde durum nasıl, amaçlarına ulaşabildiler mi?


Ulaşamadılar. Yönetim hâlâ Türkmen'dir. ABD, bir ay sonra ikinci bir ihbar üzerine yine girdiler buraya ama bir sorun olmadığını gördüler.


- Irak seçimlerde hedefiniz nedir?


Biz yönetime talibiz. Yapıcı olarak, Irak'ın yeniden inşasına, imarına ciddi katkılarda bulunacağımızı varsayarak her türlü yardımı yapmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar Irak'ın oluşumundan bu yana 80 yıllık tarihinde bizler yönetimden uzaklaştırıldıkça Irak'ın başına bunlar geldi. Bir savımız var; Irak'ta daha adaletli, daha hakça ve eşitçe, diğer grupların arasında çimento görevi göreceğimize, kardeşliği ön plana çıkaracağımıza inanıyoruz. Daha iyi kadrolarımızın olduğunu düşünerek bu savı öne sürüyorum. Bu topraklar üzerinde medeniyetler kurmuşuz. Bu fırsat bize verilsin, kendi ülkemize hizmet edelim. Irak kimliğinin ön plana çıkarılmasında fayda olduğuna inanıyoruz. Iraklılar'ın hepsinin aynı platformlarda bizimle birleşmesi gerekiyor.


Seçimler bize sınavdır


- Türkmenler arasında birlik var mı?


Bazı çevreler bu konuyu temcit pilavı gibi tekrarlarlar. Herhangi bir kişi Kıbrıs'ı baksa, 'orda birlik yok' diyebilir. Dışarıdan Türkiye'ye bakarsanız, Türkiye de bölük pörçük görünür. Bunun sebebi aslında işleyen demokrasidir. Türkmenler'deki demokratik sürecin yansımaları da böyledir. Bu birliği ve beraberliği önümüzdeki seçimlerde göstereceğiz. Bu seçimin Türkmenler için büyük bir sınav olduğunu düşünüyoruz. Bugünlerde birliğimizi dirliğimizi tutacak ve ispatlayacak bir sürece girdik. Özellikle Irak'ta bizi sevmeyenler, Türkmeneli yöresinde hakimiyet kurup kendi menfaatlerini kurmak isteyen güçler Türkmenler'i bölmeye çalışıyorlar. Kukla Türkmen partileri kurarak bizim birliğimizi bozmaya çalışan çevreler var, bunlara karşı da mücadele veriyoruz. Kimse hakkımızı biz istemeden vermez.


- Türkiye'den beklediğiniz desteği bulabiliyor musunuz?


Bizim temennimiz, ilişkilerin daha ileri bir düzeye çıkması. Yapılan girişimleri yeterli bulmuyoruz. Mevcut hükümete bu sorumluluğu yıkmak adil olmaz. Bu durum 80 yıllık bir ihmalin sonucudur. Türkmenler ile ilişkinin Türkiye'nin ana politikalarından biri olmasını istiyoruz.


Türkiye'nin 1991 - 2003 tarihleri arasında kuzeydeki yerel hükümetlere çok büyük maddi desteği oldu. Biz bu sürede hiçbir yardım almış değiliz. Bu konuda haksızlığa uğradık.


Körfez Savaşı sonrası Irak'ın üç bölgeye ayrılmasıyla Türkmen nüfusunun yüzde 10'u güvenli bölgede kalırken, yüzde 90'ı Saddam'a terk edildi. 13 sene boyunca en büyük darbeyi Türkmenler yedi. O süreçte bir çok Türkmen, gerek ekonomik nedenlerden, gerekse Irak'ta huzursuzluğun zirveye ulaşmasından dolayı yurtdışına kaçtı.


- Gönlünüzde özerk bir Türkmen yönetimi mi yatıyor?


Biz söylemlerimizde hep Irak'ın birliğinden yana olduğumuzu söyledik. Eğer Irak'ta bazı gruplara etnik ve mezhebi haklar verilecekse, bu hakların eşit kılınmasından yanayız. Aynı haklara biz de talibiz.


Türkmen adı İngiliz oyunu


- Türkiye Türkleri ile Türkmenler arasındaki fark nedir?


Arada hiçbir fark yoktur. Biz de Oğuz boyunun bir dalıyız. Osmanlı'da bir bütündük. Ondan önce de Selçuklular, Akkoyunlular zamanında “Irak Türkleri” deniyordu bize. Hatta 1930'lu yıllarda yazılan Irak yasalarında da Türk kelimesi geçer. Lozan ile birlikte bizi Anadolu'dan kopardılar. 'Türkmen' adı sırf bizi Anadolu'dan koparmak için kullanılan bir tâbir oldu.


- İngilizler mi bu tâbiri getirdi?


Evet. Bu oyunun başlıca aktörü


İngilizler'dir. Anadolu'dan bizi kopardıktan sonra, Türkiye'nin o bölgede bir daha hak iddia etmesini önlemek için alınmış bir önlemdir. Türkiye'de de şimdiye kadar hep Irak Türkleri ifadesi kullanıldı. Son dönemlerde Türkmen demeye başladılar.


Dünyada çok sayıda Türkmen bulunuyor


- Irak'ta olduğu kadar dışarıda da Türkmenler yaşıyor. Onların sayısı ne kadar?


Bir rakam vermek zor. Tahminlerimize göre Türkmenler'in yüzde 10'u Irak dışında. Kanada'da tahmini 2 bin 500 Türkmen var. 5 bin civarında Almanya'da olduğu söyleniyor. Bir zamanlar Türkiye'de ikamet verilmeyince Yunanistan'a kaçmaya kalkan bir çok insan da Ege Denizi'nde boğulmuş.


- Türkiye neden ikâmet vermedi?


Türkiye'nin kendi içinde de sıkıntıları vardı. O dönemde 3 milyon işsiz bulunuyordu. Avrupa'ya kaçmak isterken batan botlardaki cenazelerimizi sahilden topladığımızı hatırlıyorum. Devletin hiçbir zaman Türkmenler hakkında ciddi bir politikasının olduğunu zannetmiyorum. Çünkü kendi meseleleri çok büyüktü.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1