Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - "Sokak çatışmasını Bahçeli engelliyor"
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Sal Kas 18, 2008 12:29 pm    ileti konusu: "Sokak çatışmasını Bahçeli engelliyor" Alıntıyla Cevap Gönder

MHP lideri Bahçeli'nin danışmanı Doç.Dr. Vedat Bilgin'e göre bugün sokakta bir Kürt-Türk çatışması yaşanmıyorsa bunda Bahçeli'nin emeği çok...



Devrim Sevimay'ın röpörtajı

Başbakan Erdoğan'ın sokağa göz kırpan son çıkışlarını, yıllardır teşkilatını sokaktan uzak tutmaya çalışan MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin siyasi başdanışmanı Doç. Dr. Vedat Bilgin'e soralım dedik. Ancak gördük ki, Bilgin ne Başbakan'ın sokağa göz kırptığını düşünüyor, ne değiştiğini, ne de son çıkışlarının "milliyetçilik" olduğunu... Bilgin, sorunun yapısal nedenlerini ortaya koyduktan sonra gerisinin Başbakan'a yönelik "zoraki", hatta "maksatlı" eleştiriye girdiğini söylüyor. Sorularımızı siyasi değil, akademisyen kimliğiyle yanıtladığının altını çizen Vedat Bilgin'in görüşleri şöyle:

- Başbakan Erdoğan'da bir değişim görüyor musunuz?

Hayır, ben bir değişim görmüyorum.

- Diyarbakır 2005 konuşmasını yapan Erdoğan'la bugünkü Erdoğan aynı mı sizce?

Aynı, bence öyle ciddi, ilkesel anlamda bir değişimi yok. Sonuçta Sayın Başbakan Türkiye'de siyaset yapan her insanın karşılaştığı sorunlarla karşılaşıyor. Sorunlarla karşılaştıkça da siyaseten çözüm üretemeyenlerin verdiği tepkileri veriyor. Neye çözüm üretemiyor? Türkiye, Güneydoğu'da çok ciddi bir sorunla karşı karşıya. Bu sorunun birçok boyutu var. Bunu çok önceden iyi analiz edemez, hazırlıksız yakalanır, kendi siyasetinizi üretemezseniz tabii ki tepki verirsiniz. Başbakan da şu anda bunu yapıyor.

- Peki hangisi gerçek Erdoğan sizce; 2005'te "Türkiyelilik"ten söz eden mi, yoksa bugün "Kabul etmeyen gitsin" diyen mi?

Hepsi gerçek Erdoğan. Erdoğan başladığı yerde duruyor. Sadece Türkiye'nin sorunları giderek derinleşiyor. Erdoğan da buna tepki veriyor.

- Bu tepki onu başka bir siyasi kulvara da sokmuyor mu?

Tabii, siyaseti artık başka bir kulvarda yapıyor, ama bunun sebebi Erdoğan'ın değil, Türkiye'nin şartlarının değişmesi.

- Ne değişti?

Başbakan'ın iktidara geldiği 2002'de terör psikolojik olarak mağlup edilmişti. Cinayet örgütü etkisiz hale getirilmiş, "Artık buradan çıkış yolu yok" diyecek bir noktaya gelinmişti. İşte bu rahatlık, bu rehavet Türk siyasetinde her zaman olduğu gibi meselenin sadece bir "güvenlik meselesi" olarak çözülmesinin yeterli olduğu şeklinde algılandı.

- Yani Başbakan ilk geldiğinde fırsatı iyi kullanamadı?

Evet, Başbakan bir siyasetçi olarak hazırlıksızdı. Meseleyi el yordamıyla anlamaya çalıştı ve bir iki sloganla geçiştirebileceğini zannetti. Oysa Başbakan göreve ilk geldiğinde böyle bir şiddet tablosuyla karşılaşsaydı herhalde şimdikine benzer şeyleri o zaman da söyleyecekti. Çünkü bu konuda siyaset üretmemiş, hazırlıksız...

- İyi ama bir siyasetçi daha ne kadar hazırlıksız olabilir ki; 25 yıl oldu, bir de üstelik onun öncesi var?..

"Hazırlıksız olmak"tan kastım şu: Türkiye demokratikleşemedi. Türkiye'nin devleti, toplumu, bireyi, vesairesi yeterince modernize olamadı. O yüzden de sorunlarını arkaik bir duruşla ele alıyor.

- Nasıl "arkaik duruş"?

Yani Türkiye'de sorunları ele alışta militarizm ağırlıklı bir ideolojik konsept var; geleneksel devletçi yaklaşımın getirdiği özellikler var.

- Niye var?

Bu bize Osmanlı'dan kalan bir "imparatorluk sendromu." Dünyanın en büyük imparatorluğunu 500 yıl idare ettikten sonra kaybetmenin yarattığı tortular. Şimdi o tortular bugünkü zihniyet biçiminin alt yapısını oluşturuyor. Ne diyoruz? "Bir sorun varsa Türkiye Cumhuriyeti kendisini korur". Nasıl korur? "Güvenlik güçleri üstüne gider, halleder." İşte bu yaklaşım yüzünden Türkiye, bir türlü korumacılık ve güvenlik üreten siyaset anlayışını geride bırakamıyor; onun yerine sosyal politika üreten devlet anlayışını koyamıyor.

- O zaman da bu toplumsal sorunları çözmek kime kalıyor?

Tabii ki güvenlik güçlerine kalıyor. O güvenlik güçleri de duruşlarını bu ideolojik bakış çerçevesinde geliştiriyor, bu ideolojiye göre politika üretiyor. Böylece siyasetin karşısına sadece bir ideoloji değil, o ideolojinin kurumları da çıkmış oluyor. Ama daha kötüsü, bir süre sonra siyasetçiler ve kamuoyu nezdinde dahi Güneydoğu sorunu sadece bir güvenlik meselesi olarak algılanmaya başlıyor. Zaten esas endişe verici olan bu.

- Ama Özal, Demirel, Çiller, Yılmaz ve son olarak Erdoğan... Aslında bu isimlerin hepsi önceleri "güvenlik" dışında başka bir siyaset üretmek istemediler mi?

Doğru, ilk evvela bunu bir fark ediyorlar, ama sonra fark ettikleri şeyi siyasete dönüştüremiyorlar. Cinayet örgütünü etkisiz hale getirecek entegrasyon programını ortaya koyamıyorlar. Zaman zaman sizin de işaret ettiğiniz gibi arayışlara giriyorlar, ama sorunu çözecek o gücü kendilerinde bulamıyorlar. Çünkü çok zayıflar...

- Peki nasıl güçlenebilirler?

Öncelikle, Güneydoğu sorununu sadece bir güvenlik meselesi olarak tanımlayan o ideolojik örtüyü yırtmaları gerekiyor. Arkasından da eski politikaların geçersizliğini gösterecek daha başarılı bir politikalar demetiyle kamuoyunu, kendi partilerini, Meclis'i ve ilgili kurumları ikna etmeleri lazım.

- Mesut Yılmaz'ın bir lafı var, Hasan Cemal'e söylemiş. Diyor ki, "Demokrasi ve insan haklarıyla düşmanı tecrit edip avlamayı hedef alan strateji modeli... Her iktidara gelenin gönlü önce bu modeli istiyor. Daha sonra bunun yürümeyeceğini anlıyorsun. Üçüncü yola geliyorsun, önce güvenlik, önce terörle mücadele..." Bu cümlede bir "gerçekleri sonradan görme" vurgusu var mı sizce?

Mesut Bey'in neyi kastettiğini bilemem, ama bunun doğru olabilmesi için bir defa şu varsayımın kabul edilmiş olması gerekiyor: Demokrasi içinde terör yenilmez. Oysa ben demokrasi içersinde daha iyi yeneriz fikrini savunuyorum. Bence bunun tersini söyleyen siyasetçi kendi zaaflarını ve Türkiye'nin temel problemini iyi analiz edemediği için suçu demokrasiye yöneltiyor, başarısızlığını demokrasiye atfediyordur. Sosyal politikalar alanında sorunu çözemiyor, ekonomik olarak dönüştürücü siyaset uygulayamıyordur. Bunun neticesinde de güvenlik odaklı siyasete kayıyordur.

- Çözüm üretemeyen siyasetçi askere teslim mi oluyor yani?

Evet, politik olarak sorunu çözecek biraz önce söylediğim yeni açılımlar, yeni politikalar ortaya koyulmadığı zaman mesele güvenlik meselesi haline geliyor; yani Mesut Yılmaz'ın dediği oluyor.

- Başbakan'ın başına gelen de sadece bu mudur? "Yerel seçime dönük davranıyor", " Kapatılmama sonrasında askerle anlaştı", "Yalnızlaştığı için hırçınlaşıyor" gibi yorumlarla ilgisi hiç yok mu sizce?

Bu yorumları doğru bulmuyorum. Zoraki olarak meseleyi başka bir yöne çekmeye gerek yok, sorun ortada duruyor. Bunu anlamak lazım. Güneydoğu meselesi sadece etnik, ekonomik veya kimlik sorunu olmaktan öte, uluslararası boyutu da olan karmaşık toplumsal bir sorundur. Türkiye bu sorunu ele alış biçiminin yarattığı tepkisel, günü birlik arayışlardan uzaklaşıp, daha tutarlı, bütüncül, sorun çözücü bir yaklaşıma girmek zorundadır. Başbakan'la ilgili mesele de budur.

"YA SEV YA TERK ET" LAFI ERGENOKONCULARA AİT

- "Yeni AKP, eski MHP'ye benziyor" veya "AKP, MHP'lileşiyor" diyebilir miyiz?

Neye dayanarak?

- Mesela Başbakan'ın "Ya sev ya terk et" anlamına gelen sözlerine dayanarak?..

Bu tabii MHP'ye yapılan büyük bir haksızlık. MHP'nin kurumsal yapısı içinde hiç kimse böyle bir şeyi ne söylemiştir ne savunmuştur.

- Peki Türkiye'de ilk kim kullandı bu lafı?

O söylem bu Ergenekon'vari örgütlerin sokaklarda kullandığı, çeşitli yerlerde duvarlara falan yazdığı bir laftır. Doğrudan doğruya o örgütle bir ilişkisi var mıdır onu da bilmiyorum, ama o tür anlayışların, özellikle lümpen marjinal unsurların kullandığı bir ifadedir. Böyle bir ifadeyle MHP'nin özdeşleştirmesi sadece haksızlık değil, aynı zamanda MHP'ye yakışıksız bir suçlamadır.

- Yalnız burada bir parantez açalım: "1980 öncesinde her şeyi Gladio yaptı, sonrasını da Ergenekon üstlendi, MHP'nin bu aşırı uçlarla hiç ilişkisi yoktur" gibi bir tablo çizmek tüm maziyi temize çıkartıyor mu?

Bu bir temize çıkarma değil, Türkiye'yi iyi analiz etmekle ilgili bir şey. Bunun için de evvela 1980 öncesi Türkiye'yi ve hatta Soğuk Savaş öncesini iyi analiz etmemiz lazım. Bunları bilmiyorum konuşmayı istiyor muydunuz?

- Hayır, tamam şimdilik kapatalım parantezi; çünkü asıl sormak istediğimiz, Başbakanın bu son tutturduğu söylemi için "milliyetçi" der misiniz?

Kesinlikle hayır, ben o söylemini milliyetçilik olarak görmüyorum. Çünkü milliyetçilik dışlamayı gerektirmez, şiddet içermez. "Ya sev ya terk et" veya "kendini pompalıyla savunma hakkı" gibi sözleri "milliyetçilik" olarak algılamak bir kere milliyetçilikten habersiz olmak demektir.

- Sizce "AKP milliyetçiliği" ile "MHP milliyetçiliği"nin farkı ne?

MHP, bütünüyle milliyetçilik üzerine kurulu bir partidir. AKP'nin ise meselelere milliyetçilik esasında bakan, bu konuda etraflı analizleri olan bir siyasi çizgisi yok.

- Erdoğan sizce ne kadar milliyetçi?

Milliyetçilik bir hâl olarak ve Türkiye'deki bütün insanlarda olduğu kadar Başbakan'da da var, ama bunun siyasete dönüşmüş bir belgesini veya bir analizini doğrusu ne okudum, ne gördüm.

ASKERİN AKP'YE BAKIŞ AÇISI OLUMLU

- Başbakan Erdoğan'ı güvenlik odaklı bir siyaset anlayışına çekmekte Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un etkisi olmuş mudur?

Ben o düzeyde bakmıyorum. Ordunun teröre bakış açısında genelkurmay başkanlarının adlarının değişmesiyle çok fazla bir şey değişmez. Değişen hep siyasetin bu meseleye bakış açısında karşılaştığı sorunlara göre oluşturduğu tepkilerdir.

- Güneydoğu, AKP ile asker arasında bir mutabakat noktası mı oldu?

Sanıyorum oturup bir mutabakata varmak yerine, AKP'nin bu bölgede siyaseten PKK'nın temsil ettiği siyaset anlayışını mağlup etmesi askerlerde de olumlu bir bakış açısı oluşturdu diyebiliriz.


- Yani Güneydoğu'da asker AKP'yi destekliyor diyebilir miyiz?

Asker ayrılıkçı anlayışın siyaseten de mağlup edilmesini istiyor demek mümkün.

- Aynı şekilde AKP'nin de askere daha bir olumlu bakmaya başladığını söyleyebilir miyiz?

Yalnız burada iyi görmemiz gereken şöyle bir şey var: Türk ordusu özellikle Hilmi Paşa'dan bu tarafa siyaset ve demokrasi konusunda hassasiyeti hızla artan bir konuma gelmiş, Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı yapacak bir tavrı ortaya koymuştur. Ordu kurumsal olarak bir demokrasi içersinde nasıl davranması gerektiğinin rol modelini benimsemiştir, ona göre davranmaktadır ve Başbakanın da bununla ihtilafa girmesinin bir anlamı yoktur. Sayın Başbakan'a düşen nedir? Güvenlik alanının dışındaki konuları ele alması, o konuda politika üretmesi, o konuda çözüm üretmesidir. Sorun oradadır.

- Konjonktürel olarak "asker AKP yanlısı, AKP de asker yanlısı" mı oldu; bu görüşte olanlar var?

Ben bu meseleye, kurumsal olarak devlet, sivil siyasete öncelik veren yeni bir konsepte ihtiyaç duyuyor, bunun arayışı içinde, diye bakıyorum.

BU ÜLKEDE YAŞAMAK İÇİN SEVME ŞARTINA GEREK YOK

- Başbakan'ın yeni "ya sev ya terk et" benzeri söylemine "milliyetçilik değil" dediniz, ne peki?

Reaksiyonel bir tavır, ama politik bir tercih değil, tamamen konjonktürel bir şey. Terörle birden bire yüz yüze gelen bir Başbakan'ın tepkisi. Bu tepkiyi biz anlarız, ama Sayın Başbakanın da "Terör bu noktaya nasıl geldi?" sorusu üzerine geriye dönüp ayrıntılı bir çalışma yapması lazım.

- Peki tehlikeli bir tepki şekli değil mi Başbakanın ki?

Tehlikeli tabii, ama ben Başbakanın da o ifadesinden pişman olduğunu sanıyorum. Çünkü asla siyasetçi sorumluluğuyla bağdaşır bir tarafı olmadığı gibi zaten bunu demeye hiç kimsenin hakkı yok. Bu ülkede bu ülkeyi sevmeyenlerin de yaşama hakkı vardır. Bu ülkede bizim gibi düşünmeyenlerin de yaşama hakkı vardır, çünkü biz de onlar gibi düşünmüyoruz. Bu ülkede doğmuş olmak bu ülkede yaşama hakkını elde etmeyi gerektiren yeterli bir sebeptir, başka bir şarta gerek yoktur.

- Pompalı lafından da pişman olmuş mudur sizce?

Ben onu da Başbakanın "Sokak sahneye çıksın" şeklinde söylediğini düşünmüyorum, o da maksadını aşan bir ifade bence. Ama Başbakanın söylediği biçimiyle de olsa bir şekilde sokağa inisiyatif vermek, sokağa göz kırpmak çok yanlıştır. Sokağın aklı yoktur. Bu işler sokağa bırakılamaz.

- Kaldı ki sokaktan önce bir AKP'li milletvekili "Devlete karşı suç işleyen elbette vurulacaktır" dedi? Acaba bir furya mı başlıyor?

Bir milletvekilinin öyle bir şey söylemesi büyük talihsizlik, ama bir furya başlayacağını zannetmiyorum. Türkiye'nin sağduyusu bu kışkırtmalara hiçbir zaman sıcak bakmamıştır. Sayın Başbakanın da zannediyorum maksadı öyle bir şey değildir.

BAHÇELİ TARİHİ BİR ROL OYNUYOR

- Sokağın ne demek olduğunu MHP iyi biliyor galiba değil mi?

Eğer, bugün sokakta bir Kürt-Türk çatışması yaşanmıyorsa bunda Sayın Bahçeli'nin tarihi bir rol oynadığını söyleyebilirim. Sayın Bahçeli, ısrarla bu topraklar üzerinde yaşayan insanların kardeşlik hukukunu savunuyor ve gittiği her yerde bu tavrını ortaya koyarak Türkiye'nin barışına çok önemli katkı yapıyor. Milliyetçi bir partinin sorumluluğu da budur. Milletimizi bir iç savaşa götürme karşısında daha entegre etmek, kardeşlik duygularımızı ön plana çıkarmaktır. Sadece siyasi olarak değil, ahlaki ve insani olarak da bu kardeşlik hukukunu savunmak çok önemlidir ve Bahçeli yıllardır bunu yapıyor.

AKP, G.DOĞU'DAN DAHA FAZLA BİLE OY ALABİR

- Başbakan bu girdiği yeni siyaset kulvarıyla Güneydoğu'dan 22 Temmuz'da aldığı oyu alabilir mi?

Daha fazlası bile olabilir; çünkü 22 Temmuz'da gördük ki bölge halkı Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik siyaset yapan bir partiyi tercih ederek, oradaki etnik ayrımcılık söylemini temsil eden siyaseti mağlup etti. Bunu bugün de yapabilir, fakat şu şart var: Terör örgütünün seçim sürecindeki baskısını, sandıklar üzerindeki denetimini kırmak gerekiyor. Yani hükümetin sokaktaki insana "Ben PKK'nın tehdidi altında olmadan yaşabilirim" duygusunu vermesi lazım.

- Ama tam tersine Başbakan bölgeye gittiğinde kendisinin güvenliği tehdit altına girdi?..

Ve bu yüzden de vatandaşta güvenlik endişesi belirdi, o gezinin böyle bir mahsuru oldu. Ama önümüzde daha zaman vardır. Orada insanların üzerindeki baskıyı Başbakanın yenmesi, ortadan kaldıracak önlemleri derhal alması lazım. Çünkü aslen Güneydoğu halkı PKK'yı siyaseten yenmek için fırsat aramaktadır. Ama bu fırsatı kendisini güven içersinde hissettiği zaman ifade edebilir.

- Başbakan'a karşı sokağa dökülen o kadar insana ne diyeceğiz peki?

O tepki mobilize edilmiş bir tepki. Zaten mobilize tepkinin bu kadar şiddetli olmasının sebebi de bölgedeki siyasal tercihlerin hızlı bir şekilde PKK'nın aleyhinde seyretmeye başlamasıdır. Bölge insanı tıpkı Özal ve SHP döneminde olduğu gibi şimdi de AKP'ye yönelmiştir.

BÖLGENİN ÜMİTLERİYLE TÜRKİYE'NİN ÜMİTLERİ PARALEL

- Yani onlar için AKP bir amaç değil, terörün her türlüsünden kurtulmak için bir araç?

Aynen böyle; siyasi tercihleri bir partiyle özdeş değil, partiden beklentileriyle ilgili. Çünkü dikkat edin, hep Türkiye'nin bütünlüğünü savunan ve Türkiye'nin bütününden yüksek oy alan partilere yöneliyorlar. Bu da şunu gösteriyor: O bölgenin insanlarının ümitleriyle Türkiye'nin ümitleri paralel seyrediyor. Bu büyük bir umut kaynağı. Yani aslında Türkiye büyük ölçüde bu şiddet olayını çözecek politikaları harekete geçirirse bu sorunu çok rahat çözebilecek.

- Ama siz de şimdi önceliği güvenliğe veren bir çözüm önerisinde bulunmuş olmadınız mı?

Sorunun uzun vadeli çözümü için üretilecek politikalar ayrı, ama hiç olmazsa seçim döneminde sokaktaki güvenliği sağlamak çok önemli.

Sizin de çocuğunuzu, annenizi ya da kız kardeşinizi tehdit etseler ne yapacaksınız?

- Peki bölgenin tek sorunu terör mü, mesela kimlik sorunu yok mu?

Bu yaklaşımı ben doğru bulmuyorum. İnsanlar kimlik sorununu nasıl hissederler? Bir baskı ortamında hissederler. Mesela bir 12 Eylül rejiminde insan kimlik sorunu hisseder. Çünkü diyor ki, Kürtçe konuşma, Kürtçe şarkı dinleme, Kürtçe yazma. Böyle bir ortamda tabii ki kimlik sorunu hissedilir. Ama insanların esas sorunu o değil.

- Hangisi esas sorunları?

Hangi ortamda, hangi şartlar altında bulunduğunuza bağlı olarak bütün sorunlar hiyerarşisi sık sık değişir. Ama birinci sorun her zaman yaşama hakkıdır.

- Sizce DTP'ye verilen oyların hepsi tehdit yüzünden, korkuyla verilmiş oylar mı?

Hayır değil, DTP de belli bir tepkinin oyunu organize etmiş olabilir, ama ağırlık olarak oradaki o baskının oyudur. Baskın bir örgüt var. Onun için ben DTP'nin gerçek oyunun ancak o örgütlü baskı kırıldığı zaman ortaya çıkacağını düşünüyorum.

"ERDOĞAN BUSH'LAŞTI" CİDDİ BİR SİYASİ ANALİZ DEĞİL

- "Erdoğan Obama'ydı, Bushlaştı"; ne diyorsunuz bu tür yorumlara? Ben bunlarınpolitik tartışmalar olduğunu düşünüyorum ve çok da ciddiye almıyorum. Böyle gündelik polemiklere dayanılarak siyaset analiz edilemez.

- Ama siz de söylüyorsunuz başka bir kulvara girdi diye...

Sorunları çözemeyince yeni bir reaksiyon veriyor diyorum.

- Peki, işte bu Obama'dan Bush olmaya dönmekle paralel bir şey değil mi sizce?

Değil, burada karşınıza bir sorun katmerleşmiş olarak çıkıyor. Siz gidiyorsunuz bir şehre, orada sorunu yüzünüze karşı örgütlemiş olan bir terör grubuyla karşı karşıyasınız. Başbakan'ın ki onlara verilen bir tepki, yoksa bunda politika değişikliğini gösterecek ipuçları yok. Yani Başbakan yarın herhangi bir toplantıda yine 2005'te yaptığı konuşmaya benzer bir konuşma yapsa ne diyeceğiz? Başbakan yine değişti mi diyeceğiz? Üstelik bence Erdoğan o sözleri bugün de söyleyebilir.

- Ama mealen "ya sev ya terk et" de diyebilir; öyle mi?

Sayın Başbakan'ın durumsal reaksiyonları var. Uzun boylu düşünülmemiş bir durumla karşılaştığı zaman bu tür tepkiler verebiliyor. Tabii ki daha kontrollü olması lazım.

- Yoksa Başbakan 2002'de demokrattı şimdi vazgeçti demiyorsunuz?

Hayır, Başbakan 2002'de ne söylüyorsa bugün de konuşmalarının bütününe baktığınız zaman aynı şeyleri söylüyor.

- Dengir Mir Mehmet Fırat'ın görevden alınması, yerine Abdülkadir Aksu'nun getirilmesi bir politika değişikliğini göstermez mi?

Ben doğrusu öyle bir şey olduğunu zannetmiyorum. Öyle olsa Sayın Fırat ya partiden istifa ederdi ya da daha başka bir tepkisi olurdu. Milletvekili olarak partide kalmaya devam ettiğine göre ben bu olayın daha çok Kemal Kılıçdaroğlu'yla yaptığı tartışmaların kendi psikolojisinde ve etrafında oluşturduğu havadan kaynaklandığını düşünüyorum.

ZORAKİ ELEŞTİRİNİN GERİSİNDE GÜL TERCİHİ VAR

- Başbakanın etrafındaki isimlerin bile ona göstermediği duyarlılığı gösteriyorsunuz şu anda; herhalde Başbakan bu söyleşiyi okusa "Milliyet iyi ki Vedat Bilgin'le konuşmuş" der?..

Ben sadece haksızlık etmek istemiyorum. "Bulduk, buradan Başbakana saldıralım" tavrını doğru bulmuyorum. Yoksa ben Başbakan'ı pek çok konuda şiddetle eleştiriyorum. O yüzden Başbakanı zoraki eleştirecek şeye ihtiyaç yok, Başbakanın eleştirilecek zaten bir sürü tarafı var.

- Peki madem şimdi yapılan eleştirilerin zoraki olduğunu düşünüyorsunuz; bunun gerisinde bir "Erdoğan yerine Gül" tercihi olduğunu da düşünür müsünüz?

Ben şöyle analiz edeyim isterseniz; medya ve sermaye çevrelerinde Başbakanın politikalarından rahatsız olanların önemli bir kısmının Sayın Cumhurbaşkanına yönelik bir eğilimi var. Bu doğru. Bu çevreler Sayın Cumhurbaşkanının daha fazla inisiyatif almasını istiyor. Cumhurbaşkanı kendisine gelen bu çevrelere ne tepki veriyor bilmiyorum, ama ben bunun medya ve sermaye çevrelerinde oluşturulmak istenen bir hava olduğunu düşünüyorum.

VEDAT BİLGİN'DEN KISA KISA...

- SOYKIRIM:

Osmanlı soykırım yapmadı, ama istese yapabilirdi. Çünkü Ruslarla savaş halindeyken Ermeni çeteleri bir anlamda Türklere karşı soykırım uyguladılar. Bayburt'ta benim doğduğum kasabada Ermeni çeteleri tarafından bütün nüfusu yok edilmiş köyler var. Ama Osmanlı büyük bir devlet gibi davranarak soykırım yapmadı ve iyi ki yapmadı. Neden yapmadı? Çünkü bu topraklarda yurtsever bir sürü Ermeni vardı ve onlardan bazıları da devlet yönetimindeydi. Türkiye bu akla sahip olan bir ülke.

- TEHCİR:

Hem Ruslara karşı savaş yapıyorsunuz hem de iç savaş ortamını yaşıyorsunuz. Buradan kurtulmak için Osmanlı devleti tehcire mecburdu. Tehcir zorunlu göçtür, sürgün bile değildir. Yolda insanlar ölmüştür, onu savunmak mümkün değil, ama tehcir doğru bir politikadır. Aksi takdirde Birinci Dünya Savaşını yürüten bir ülke iç savaşa evet mi desin diyorsunuz? Tehcir iç savaş şartlarını ortadan kaldırmak için uygulanan bir politikadır.

- MÜBADELE:

Vecdi Gönül'ün söylediklerini talihsizlik olarak görüyorum, çünkü doğru değil. Bir defa tanım yanlış. Vecdi Bey ulus-devleti tek etnisiteli bir yapı zannediyor, oysa ulus-devletin içersinde tek etnisite yoktur, "millet" etnisite değildir. Ziya Gökalp ne demiş; millet etnik kimliklerin aşıldığı üst bir noktada oluşan yeni bir kimliktir. "Ulus-devlet yaratmak için mübadele mecburiyetti" yanlıştır.

- TÜRKİYE MİLLİYETÇİLİĞİ:

Türkiye'nin kültür üzerinden gelişen bir "organik milliyetçilik" anlayışı vardır. Temsilcileri Sait Halim Paşa, pratikte Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları, Hilmi Ziya Ülken Bey, Mümtaz Turhan Bey ve hocam Erol Güngör. Fakat bir de benim "devletçilik" dediğim, tek parti döneminde Alman ve İtalyan faşizminden etkilenen bürokratik bir milliyetçilik algısı vardır. En sivri temsilcisi Recep Peker'dir. Bu ekip baskıcı devletçilik modelini Türkiye'de bir çeşit milletleşme siyasetinin aracı haline getirmeye çalışmışlardır. Bunun içindir ki milliyetçilik demokrasiye açılan bir kapıdır, devletçilik ise faşizme açılan bir kapıdır.

- KÜRTÇE:

Hiç kimsenin ana dili yasaklanamaz. Her topluluk kendi ana dilini öğrenmek için eğitim alabilir. Ama resmi eğitim dilinin tek bir dil olması lazım. Etnik topluluklarının eğitim dili olamaz. "Milli" dediğimiz şey etnisitenin üzerinde oluştuğu için ortak paydanın dili olması gerekir.

VEDAT BİLGİN KİM?

Doç. Dr. Vedat Bilgin, 1954-Bayburt doğumlu. İlk ve orta tahsilini Bayburt'ta tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi'nden 1980'de mezun oldu. 17 yaşından beri ülkücü camianın içinde. 10 yıldır MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin siyasi başdanışmanı. Ünlü sosyal bilimci Prof. Dr. Erol Güngör ekolünden geliyor. Öncelikli ilgi alanları kalkınma ve modernleşme. "Prof." unvanı almak için dört yıldır başvuruda bulunmayı ihmal ettiğini söyleyen Vedat Bilgin, halen Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi.



Milliyet

http://www.etikhaber.com/content/view/66194/28/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Per Arl 04, 2008 4:19 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu afiş MHP'yi bile çıldırttı



03 Aralık 2008 Çarşamba 12:00

İskenderun Belediye Başkanı DTP mitingi öncesi tüm ilçeyi bilboadlarla donattı. Afişe en başta MHP karşı çıktı. Afişte o meşhur söz vardı.
İskenderun Belediye Başkanı DTP mitingi öncesinde billboardlara ‘Bu vatan bizim. Ya sev, ya terk et’ yazılı afişler astı, en başta MHP buna karşı çıktı.


Hatay'ın İskenderun İlçesi Belediye Başkanı Demokrat Parti'li (DP) Mete Aslan'ın, Türkiye haritası ve fotoğrafının da yer aldığı, ‘Bu vatan bizim. Ya sev, ya terk et’ yazılı afişleri tartışmalara neden oldu.

Kentin değişik noktalarındaki panolara ve billboardlara ‘Bu vatan bizim. Ya sev, ya terk et’ yazılı afişler asıldı. Afişteki Türkiye haritasının batı bölgesindeki kısma ‘Ya sev’, doğu bölgesinde ise ‘Ya terk et’ yazılı olması dikkat çekti.



AFİŞE MHP KARŞI ÇIKTI

Bir haftadır asılı bulunan afişlerin gerginliğine neden olabileceğini belirten MHP Hatay İl Başkanı Şefik Çirkin, afişlerin 6 Aralık'ta İskenderun'da DTP'nin yapacağı miting öncesinde ortamın gerilmesine neden olabileceğini ve bazı gruplarca provoke edilebileceği uyarısında bulundu.

Afişin yanlış değerlendirebileceğini bildiren İskenderunlular da “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkes Türk vatandaşıdır. Atatürk ‘Ne mutlu Türk'üm diyene’ demiş, ne mutlu Türk olana değil” eleştirisinde bulundu. İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan, konuyla ilgili yarın açıklama yapacağını söyledi.


Internethaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Cum Arl 05, 2008 1:09 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ekledigim haber belki üzerinde durulacak bir haber olmayabilir. Fakat ben bu konuda MHP´nin bu olaya karismasini acikcasi dogru bulmadim. Kime neyi ispat etmek istiyorlar halen? Ne gerek var? DP´nin yaptigi bizi neden bagliyor? Afislere ilk karsi cikan biziz diye taktirnamemi verecekler?!

Üstüne Atatürk´ün söyledigi sözü örnek göstererek elestiri yapmislar ne alaka? Tamam Atatürk NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE demis, NE MUTLU TÜRK OLANA degil. Fakat bunlar TÜRKÜM bile demiyor ki yahu!!! Tamamen yersiz bir elestiri olmus bu.

Tamam MHP´nin uyarilari iyi güzel hos bunu provake edebilirler dogru ama provake etmek isteyenler zaten birseyleri öne sürüp provake ediyor ortam zaten geriliyor. Onlar TÜRKÜM bile demiyor iken, zaten kendileri APO posterleriyle, sloganlariyla BÖLÜCÜ olduklarini ilan ediyorlar devlete ve TÜRK Milletine meydan okuyorlar, peki bunlar ortami zaten geriyorsa biz neden her konuda GERI ADIM atalim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Pzr Arl 14, 2008 9:31 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EgE demiş ki:
Ekledigim haber belki üzerinde durulacak bir haber olmayabilir. Fakat ben bu konuda MHP´nin bu olaya karismasini acikcasi dogru bulmadim. Kime neyi ispat etmek istiyorlar halen? Ne gerek var? DP´nin yaptigi bizi neden bagliyor? Afislere ilk karsi cikan biziz diye taktirnamemi verecekler?!

Üstüne Atatürk´ün söyledigi sözü örnek göstererek elestiri yapmislar ne alaka? Tamam Atatürk NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE demis, NE MUTLU TÜRK OLANA degil. Fakat bunlar TÜRKÜM bile demiyor ki yahu!!! Tamamen yersiz bir elestiri olmus bu.

Tamam MHP´nin uyarilari iyi güzel hos bunu provake edebilirler dogru ama provake etmek isteyenler zaten birseyleri öne sürüp provake ediyor ortam zaten geriliyor. Onlar TÜRKÜM bile demiyor iken, zaten kendileri APO posterleriyle, sloganlariyla BÖLÜCÜ olduklarini ilan ediyorlar devlete ve TÜRK Milletine meydan okuyorlar, peki bunlar ortami zaten geriyorsa biz neden her konuda GERI ADIM atalim.


Degerli Ülküdasim.

O afis'i asan kisiye sormak lâzim.

Simdiye kadar aklin nerdeydi?;diye.

O kisinin akli nerdeydi?
Seçim yaklasinca'mi aklina geldi?

Bizim geri adim attigimiz falan yok.
Öyle gözüküyor ama öyle birsey yok.

Ata televiziyonu ve Bengü Türk'ü devamli takip edersen,bunun böyle olmadigini göreceksin.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Pts Arl 15, 2008 12:44 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Delikanli66 demiş ki:

Degerli Ülküdasim.

O afis'i asan kisiye sormak lâzim.

Simdiye kadar aklin nerdeydi?;diye.

O kisinin akli nerdeydi?
Seçim yaklasinca'mi aklina geldi?

Bizim geri adim attigimiz falan yok.
Öyle gözüküyor ama öyle birsey yok.

Ata televiziyonu ve Bengü Türk'ü devamli takip edersen,bunun böyle olmadigini göreceksin.



Degerli Ülküdasim ben "biz neden geri adim atalim", veya "atiyoruz" derken Ülkücü camiayi veya MHP´yi kastetmedim. Türkler olarak "BIZ" dedim yani. Bölücü kürtler herseyi yapiyor, birak bizim Türklerde birseyler yapsin artik. Sirf secim icin olsada birak assin ne varki bunda. Demek istedigim buydu.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
mtn963
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 30, 2005
İletiler: 91
Şehir: Almanya

İletiTarih: Sal Arl 16, 2008 10:43 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

YA SEV! YA TERK ET! AFISI ÜZERINE!

Ne yazikki vakit yetersizligi sebebi ile bir türlü bu güzel ortamda bulunamiyorum. Bende böyle bir afisi görünce cok sasiranlardanim elbette.
Insan ister istemez düsünüyor bu afisi asan zattin bagli oldugu partiyi!
Bunlar degilmiydi gecmisimizde demokrasi kalkaninin arkasina saklanarak bizi kafatasci fasist göstererek Türk milletinden oy toplayan zihniyet!
Simdi ne olduda MHP´nin bile kesinlikle red ettigi bir söylemi afislerle dile getirmenin geregi?
Sanki Türk milletini bu hallere getiren dis güclerin kuklalari kendilerini yine Türk milletine affettirmeyemi calisiyor? yoksa böyle bir söylemle siyasi rant pesindelermi? sorulari kafamda gelip giderken!

CHP´NIN TÜRBAN! ACILIMI PATLAYI VERDI ORTALIKTA!

Demek biz bosuna dogrularimizi savunmusuz bu günlere kadar! diyesi veresi geliyor insanin.
Ne güzel gelismeler bunlar! Böyle bir ortamda bile mutluluktan ucuyorum adeta dedirtiyor insana bu gelismeler. Bu düsüncelerinden dolayi gecmiste ölen vede öldürülenleri bile düsünesi gelmiyor insanin!!!
Birde inanana bilsemki bu acilimlari yapanlar bunlari kendileri istedikleri icin yaptiklarini! Iste o zaman cok daha mutlu olacagim ne mali kriz nede ülkenin bölünmesi beni üzemiyecek!!!!

AMA NE YAZIKKI BILIYORUM! BU ACILIMLARI KUKLALAR GERCEKLESTIRIYORLAR! EFENDILERINDEN ALDIKLARI EMIRLER DOGRULTUSUNDA!

Elbette hedefte belli! Ne kaybedersek kaybedelim.

Yeterki Türk milleti üzülmesin. Bu saatten sonra artik herkez milliyetci! herkez giyim kusamci oluverdi! Ah birde MHP vede ülkücüler olmayi versede gümbür gümbür yiki versek bu degerlerle TÜRKIYE´YI! Efendilerimize itaatimizi ispat ederek tarihe gecebilsek!

BURDA DURUN VEDE SUNU UNUTMAYIN! AKLINIZIN BIR KÖSESINE IYICE YAZIN! HATTA KAZIYIN!

Sizler ne yapmaya calisirsaniz calisin hangi kiliga girmeye cabalarsaniz cabalayin sizin gibileri cok iyi taniyan ülke sevdalilari! asla uyumaz! asla aldanmaz!
Cünkü bilir yapabileceginizin Türk milletini kandirarak ancak MHP´nin önünü kesmek oldugunu! bunu bizim kadar sizleri oynatan efendilerinizde cok iyi bilir. Cok ucuz oldugunuz icinde bu ugurda kullanir sizin gibileri kullana bildigince.

Saygilarimla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Sal Arl 16, 2008 11:54 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ya sev ya terket sözünde bir kötülük benim anladığım kadarıyla yok,çok açık temiz bir söz ,bu sözün anlamı ya ülkeni sev ülken için çalış ter dök emek harca ,soluduğun havanın hakkını ver yada çek git başka yerlere,bu sözün manası budur bu sözü alıp başka manalara çevirmek çok yanlıştır.onun için o afişleri asan belediye başkanını ben kutluyorum.
bir siyasetçi part, genel başkanı ülkeyi yönetmeye hazırlanan kurumlar ve liderleri bu sözü söyleyemez o kişinin kuşatıcı olması gerekir.bizim genel başkanımız o sözü söylemiyor diye taban da mı söylemesin,ben bir bireyim,hepimiz bireyiz kendimizden sorumluyuz fakat devlet bahçeli bütün ülkücü hareketten sorumlu onun için devlet bahçeli söylediği sözlere dikkat etmeli bunda hemfikiriz fakat bunu tyabandan beklemek yanlış olur,ben ya sev ya terket diyebilmeliyim bunda kötü bir mana yok
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Cum Arl 19, 2008 3:29 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"hasan1299" Ülküdasima katiliyorum.

Bende onu diyorum. Eger ki DP Belediye Baskani ""Bu vatan bizim. Ya sev, ya terk et"" diye afis asiyorsa birakin assin. Bu yönde en son elestiri Milliyetcilerden gelmeli. Oyumuzu ona verecek halimiz yok. Sirf yerel secim icin yapmis olsada, varsin öyle olsun. Eskiden söyleydi böyleydi olabilir. Bu durumda TÜRK olarak bakmaliyiz. Ben böyle bir afis kim tarafindan asilirsa asilsin, bir Milliyetci olarak hos karsilarim. Partim belli, durusum belli. Ama bu durumda elestirmem. Hele hele amanda herhangi bir tatsizliga yol acabilir, bunu provake edenler olabilir, ortalik karisir gibi sacma sapan düsüncelerle hic elestirmem. Adamlar apo posteri aciyor, bez parcalarini dalgalandiriyorlar, bölücü sloganlarini atiyorlar, ortami istedikleri zaman geriyorlar zaten.

"Ya sev ya terk et" sözü dogru sözdür. Anlami illaki o anlamda degil. Sevmesede ZARAR verecek bir faaliyette bulunmayacak en azindan. Bu herkes icin gecerlide olabilir! Insan gibi devletine yararli bir vatandas olacak, hatasi olursa cezasini ceker, bölmek isterse hem cezasini ceker, belasini bulur ve üstüne cekip gider!!!

Mutlaka Ülküdasimin dedigi gibi tabanin bir birey olarak böyle bir sözü vatandas olarak söyleme hakki var. Aslinda siyasetinde var ama yanlis yere cekilebilecegi icin uygun olmaz. Ama en azindan bizlerin bir Türk olarak bölücülere böyle birseyi söylemeye hakkimiz olmali. Baska siyasetci yaptiysada yapmis ne güzel bence.

O yüzden bu afislere hic ama hic elestiri vermeye gerek yok idi. Isterse oy icin asilmis olsun farketmez. Firsat bulunmus yapilmis. Ne güzel iste!

Ben partimizden illaki bu davranisi kutlamalarini beklemiyordum kesinlikle, ama en azindan elestiri yapmamalari gerekirdi. Neticede DP´nin ne olduguda ortada. Milliyetci oylara oynayabilirler. Haliyle partimiz böyle yapmak zorunda kalmis olabilir. Herneyse büyüklerimiz elbet en iyisini bilir ama illaki bu yüzden oy kaybina ugrayacagimizida düsünmüyorum. Taktir edilecek davranis ama ne olursa olsun oylar Milliyetci Harekete.

Türkiye icin oylar MHP´ye.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Cum Arl 19, 2008 4:23 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EgE demiş ki:
Delikanli66 demiş ki:

Degerli Ülküdasim.

O afis'i asan kisiye sormak lâzim.

Simdiye kadar aklin nerdeydi?;diye.

O kisinin akli nerdeydi?
Seçim yaklasinca'mi aklina geldi?

Bizim geri adim attigimiz falan yok.
Öyle gözüküyor ama öyle birsey yok.

Ata televiziyonu ve Bengü Türk'ü devamli takip edersen,bunun böyle olmadigini göreceksin.



Degerli Ülküdasim ben "biz neden geri adim atalim", veya "atiyoruz" derken Ülkücü camiayi veya MHP´yi kastetmedim. Türkler olarak "BIZ" dedim yani. Bölücü kürtler herseyi yapiyor, birak bizim Türklerde birseyler yapsin artik. Sirf secim icin olsada birak assin ne varki bunda. Demek istedigim buydu.


Degerli Ülküdasim ben seni anladim bende diyorum'ki o kisinin akli nerdeydi?

Türk Milleti olarak elbette birseyler yapacagiz ama önce hayirlisiyla su yerel seçimleri bir kazanalim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pzr Arl 21, 2008 11:35 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Benim de hiç anlayamadığım bir şey var.Neden biz oyuna gelmeyeceğiz,kışkırtmaya kapılmayacağız diye,susmak zorundayız hep?
Bu devletin bayrakları yırtılacak,çiğnenecek,direklerden indirilecek,yakılacak;yerlerine çaputlar sallandırılacak;biz "aman kışkırtmaya gelmeyelim,oyuna gelmeyelim"diye seyredeceğiz!Bir ülkücü bunu kabul edebilir mi?Benim; bayrağımdan,bağımsızlığımdan,namus ve şerefimden başka neyim var kaybedecek?Biz yandaş mıyız?Kurum ve kuruluşlarda genel müdür müyüz?Devletden çaldıklarımızla saraylar mı inşa ettik?Yatlarımız,çeşit çeşit binitlerimiz,her aile bireyinin altında son model arabalarımız mı var?Neyimiz var kaybedecek bir canımızdan başka?
Neden bu söze sahip çıkmıyoruz?Biz ne zaman tavır koyacak,karşı duruş sergileyeceğiz?Neden hep bize dur deniliyor da,karşı tarafa"akıllı ol,bu şekilde davranırsan,bunu savaş nedeni sayarım,bu benim koruma kollama alanım içerisine girer!"denilmiyor.Neden bize sus deniliyor da,bunları yapanlara "hoşt it!"denilmiyor.Bunun ;kavgada elini tutan ve sürekli yumruk yemene neden olan dost dan ne farkı var?
Onlar siyasidir,elbet de öyle diyeceklerdir.Ama ben öyle anlamak ve koyun gibi seyretmek zorunda mıyım?
Ne oldu Kıbrıs da bayrağımızı indirmeye kalkışan itin hali?Kim ne diyebildi?
Eğer güvenlik güçleri bu durumda yakaladıkları bir kişiyi indirmiş olsalardı;bayrak öyle değil böyle indirilir deselerdi;kim cesaret edebilirdi bunları yapmaya?Bu itler yunandan daha da aşağılık ve bunu onlardan daha fazla hakediyorlar.O bir düşman.Ama bu içindeki yılan!Kardeşiz dediğin yılan hem de!
Ben bu söze,hangi siyasi parti ortaya koyarsa koysun,destek veriyor,benimsiyorum.Ben artık kardeş diye;koynumda yılan ile yatmak ve uyumak istemiyorum!Devletin Akdeniz üniversitesinde kızıl kürtler ülküdaşımızı şehit edecekler;sen ondan sonra Ömer ülküdaşa sahip çıkmayacaksın!Var mı böyle şey?Ömer oraya gelinceye kadar,neredesiniz o üniversitenin teşkilatları?Ömer oraya dışarıdan müdahale ediyor,siz ne halt ediyorsunuz?Neden ülküdaşımızın,davamızın hakkını aramıyorsunuz?
Ömer mabedin namusunu kurtarmaktan başka ne suç işledi de ona sahip çıkmadınız,onu boyalı basının laflarıyla dışladınız?İsteseydi bir çoğunun leşini yere serebilecek Ömere neden sahip çıkmadınız?Oy endişesi ile mi?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1