Bozkurt NET

[reisim25]

MİLLİ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK YENİ BİR KAOS YARATACAK SÖYLEMDE BULUNDU.

"Yetkim olsa, Ruhban okulunu 24 saatte açarım" dedi.

Ruhban okulu için demekki RTE veya avanesi A. Gül AB'ye girmeden önce bazı sözler vermişler, ve şimdide bu İstiklal Marşını bilmez yüzsüz, utanmaz adama da nabız yoklatıyorlar.

AB'ye istedikçe vermeği medeniyet sanan ve sadece uşaklık kanunları ve efendilerine hizmet olarak düşündükleri politikalrını 355 milletvekilide onaylıyor olamlıki kimseden ses seda çıkmıyor.

[kerkuk_turk]

bakiyorum bu sozu kim soylemis,

"TC Milli Egitim Bakani" soylemis, bu TC bakanliklarinin "isgal" altinda oldugunun gostergesidir iste.

ab ne isterse bunlar yapiyor, bu 2 yil icinde turkiye'ye ne kadar zarar verdiler saymakla bitmez!

[reis269]

Yazıyı okuyunca bunu bir Türk bakanın nasıl söyleyebileceğine şaşırmaktan kendimi alamadım.Ama bu şaşkınlığım hemen gitti.Nedeniyse bunu söyleyen bakanın bir akp li olduğunu hatırlamamdı.Ancak onlar bukadar alçalabilirler.Ancak onlar Atatürk'ümüzün ve milyonlarca şehidimizin kemiklerini bukadar sızlatabilirler.Ama gün gelecek devran dönecek herşeyin hesabı sorulacak.Ben inanıyorum.Çünkü bu ülkede ne zaman ne olacağı belli olmuyor.Bir gün bakmışsın ki cezaevindesin,ertesi gün bakmışsın ki başbakansın.(tayyip) O yüzden gün gelecek yalancının ampulü de patlayacak.Allah'a emanet olun.

[fatihky]

ben böyle utanmazlık görmedim hani bunlar müslümandı allah ın sevgilisi peygamber efendimiz (a.s) mın hadisini bilmiyorlar mı 'yahudileri ve hırıstiyanları kendinize dost edinmeyiniz.çünkü onlar sadece birbirlerinin dostlarıdırlar.' bunlar öyle bağlanmış ki bu haçlı ordusuna allah büyüktür görür ve gerekeni yapar ama hatırlatmak gerekir ki bizler çanakkale de tek başına yüzlerce kiloluk topları kaldıran yiğitlerin torunlarıyız aman ha akıllı olun

[reisim25]

Hüseyin çiçek malumunuz daha önceki günde üçdebirinin kürt olduğunu söylemişti. Üçde ikisinide merak ediyorum.
Kaynak: Ergun Göze Halka ve Olaylara Tercüman
9. ekim 2005

[adigek]

Reisim ucte biri Kurt, ucte ikiside faili mechul. Kendiside bilmiyodur.
Yariyi duydumda, ucte biri ilk defa duydum.

[reisim25]

Zaten efendisi RTE de hanımı için önce kürt şimdi arap diyor.

[Vuslatim]

Dogruyu kim yaparsa yapsin dogrudur. Bu gün CHP meclisteki varolusu ile Meclis gündemine getirebildigi cok anlamli celiskileri ben de size sunmak istedim. akp nin neye hizmet ettigine bir belge daha....




Atatürk´ün 10. Yıl Nutku´na ´sansür´


CHP Milletvekili Sür, MEB´in dağıttığı "İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" kitabından Atatürk´ün Onuncu Yıl Nutku´nun çıkarılmasını Meclis gündemine getirdi.
CHP Balıkesir Milletvekili Orhan Sür, bir soru önergesiyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilköğretim öğrencilerine basarak dağıttığı 8’inci sınıfta okutulmakta olan "İlköğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" kitabının bu yılki baskısından "Gazi Mustafa Kemal’in Onuncu Yıl Nutku"nun çıkarılmasını Meclis gündemine getirdi.
CHP Balıkesir Milletvekili Orhan Sür, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e üç ayrı soru önergesiyle "İlköğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" kitabının bu yılki baskısında yapılan değişiklikleri sordu.
Sür, bu kitapta 2004 baskısının 119’uncu sayfasında okuma parçası olarak yer alan "Gazi Mustafa Kemal’in Onuncu Yıl Nutku"nun 2005 yılı baskısında yer almadığına dikkat çekerek, Bakan Çelik’e, "Türk Ulusu sözleriyle başlayıp Ne Mutlu Türküm Diyene vecizesiyle sona eren bu tarihi söylevin çocuklarımıza öğretilmesinden neden vazgeçtiniz?" diye sordu.
Sür, "Yüce Atatürk’ün çok sevdiği ulusuna yol gösteren ve yokluklar içinde 10 yıla sığdırılan başarının büyüklüğünü anlatan bu önemli söylevin cumhuriyetimizin ve geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımıza öğretilmesinde hangi sakınca bulunmuştur? Bu söylevin kitaplardan çıkarılmasından sonra Milli Eğitim müfredatının Atatürk devrim ve ilkeleri doğrultusunda olduğunun savunulması mümkün müdür?" sorularını da yöneltti.
Sür, aynı kitabın 2004 baskısının 125’inci sayfasında çok partili rejim denemeleri bölümünde Şeyh Said ayaklanması ile ilgili kısmın başlığının "Şeyh Said ayaklanması" olarak yer almaktayken, "Doğu İsyanı" olarak değiştirildiğine de dikkat çekti. Bakan Çelik’e, bu değişikliğin nedenini soran Sür, "Bu bölümün başlığının Doğu İsyanı olarak değiştirilmesiyle sanki bütün Doğu bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız isyan etmiş gibi gösterilmesi tarihin çarpıtılması değil midir? Bu başlık değişikliğinden beklenen yarar nedir?" dedi.
Sür, Bakan Hüseyin Çelik’e, "İlköğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" kitabının geçen yılki basımında Türk Bayrağı ve altında bayrağın anlatımı varken, bu yılki baskıdan bunun da kaldırıldığını anımsatarak, bunun nedenini sordu.
Sür, yine aynı kitabın geçen yılki baskısının 90’ıncı sayfasında "Antep Savunması ve Şahin Bey" yer alırken, yeni baskıda bu bölümün de yer almadığını belirterek, Bakan Çelik’ten, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın en önemli yerel kahramanlarından olan Şahin Bey’in çocuklara öğretilmesinden vazgeçilmesinin nedeni ve amacı konusunda da bilgi istedi.

[mus25]

Allahın selamı ve selameti tüm sevdalı yüreklerin üzerine olsun.
Misyonerlerin faaliyetlerine hız verdiği bir dönemde çıkıp bir bakanın bu şekilde bir söylemde bulunması kabul edilecek ve susulacak gibi bir olay değildir.Aslında bu olay açıkça ortaya koymuşturki misyonerlerin dış kaynaklı değilde bizzat devlet destekli birer faaliyet unsuru olduklarıdır.Dış kaynaklı olduklarını düşündüğümüz misyoner faaliyetlerinin aslında bu satılık hükümetin bir oyunu olduğunu galiba pek farkına varamamışız.Düşmanı bu saatten sonra dışta aramak karanlıkta ine aramak kadar aptalca bir teşebbüs olur.
Ab uğruna satılmadık bir şey bırakmayan bu satılık zihniyet açık yüreklilikle çıkıp bu ülkenin bir numaralı düşmanlarını olduklarını bir kez daha ortaya kymuşlardır.Ama şunu hiçunutmamalılar biz Türk İslam sevdasına gönül vermiş ülkü neferleri geçmiştede şimdide bu ülkenin son damla kana kadar koruyucusu olduk dünya durdukça da hep böyle kalacağız.

[reis269]

mus25 demiş ki:

Allahın selamı ve selameti tüm sevdalı yüreklerin üzerine olsun. Misyonerlerin faaliyetlerine hız verdiği bir dönemde çıkıp bir bakanın bu şekilde bir söylemde bulunması kabul edilecek ve susulacak gibi bir olay değildir.Aslında bu olay açıkça ortaya koymuşturki misyonerlerin dış kaynaklı değilde bizzat devlet destekli birer faaliyet unsuru olduklarıdır.Dış kaynaklı olduklarını düşündüğümüz misyoner faaliyetlerinin aslında bu satılık hükümetin bir oyunu olduğunu galiba pek farkına varamamışız.Düşmanı bu saatten sonra dışta aramak karanlıkta ine aramak kadar aptalca bir teşebbüs olur. Ab uğruna satılmadık bir şey bırakmayan bu satılık zihniyet açık yüreklilikle çıkıp bu ülkenin bir numaralı düşmanlarını olduklarını bir kez daha ortaya kymuşlardır.Ama şunu hiçunutmamalılar biz Türk İslam sevdasına gönül vermiş ülkü neferleri geçmiştede şimdide bu ülkenin son damla kana kadar koruyucusu olduk dünya durdukça da hep böyle kalacağız.

Allah razı olsun mus25 kardeşim.Söylenebilecek başka birşey yok zaten.

[mustafayaman]

Milli eğitimde yapılan düzenlemelere dikkat
Mevcut hükümetin Milli Eğitim sistemine getirdiği bazı yeni düzenlemeler.

Bunların üzerinde durmak istiyorum.
İlkokul 6. sınıf Din Kültürü kitabının 96. sayfasında “Dört Büyük Kutsal Kitap” şeklinde bir başlık var. Burada “Peygamberlerden bazılarına öğütler kitaplar gönderilmiştir. Bunlardan dördü günümüze kadar gelmiştir. Bütün olarak elimizdedir. Bu kitaplara dört büyük kutsal kitap denir” ifadeleri geçmektedir.
Kuran–ı Kerim ve Rasulullah’ın (SAV) sünnetine göre bu ifadeler tamamen yanlıştır. İnancımıza göre günümüze kadar gelen bir kitap vardır, o da Kur’an–ı Kerim’dir; diğerleri ise tahrif olmuşlardır.

Tahrif olduğunu belirtmeden, diğer kitapların da günümüze kadar geldiğini çocuklarımıza öğretmenin mantığı ve amacı nedir? Bu, siyasi amaçlı misyonerlik faaliyetlerinin ekmeğine yağ sürmez mi?
Müslüman olmayanların bu ifadelere nasıl baktığı önemli değil, ama bunlar yüzde 99 Müslüman olan bir ülkenin ders kitabında geçiyor.
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” 5.sınıf kitabının 18. sayfasında 7. maddede Kelime–i Tevhid sadece “Lailaheillallah” olarak belirtilmektedir.
Burada tevhidin ikinci bölümü olan “Muhammedürrasulüllah” çıkartılmıştır. Türk gençliğine dinin temelinden başlayarak eksik öğretme, dini yanlış öğretme hedefi bariz bir şekilde görülmektedir. Peygamber Efendimiz devre dışı bırakılmaya çalışılmakta, peygambersiz bir din anlayışı yerleştirilmeye çalışılmaktadır.

Yine benzer bir şekilde, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesinde geçen “Size bir emanet bırakıyorum: Allah’ın Kitap’ı ve Resulünün Sünnet’i” diye ifade edilen cümleden din bilgisi kitaplarında “Resulü’nün Sünnet’i” kısmı çıkartılmıştır.
Burada da Peygamber Efendimizin devre dışı bırakılma maksadı gözlemlenmektedir.
Dikkat ediniz, bu uğurda hem Kelime–i Tevhit, hem de veda hutbesi tahrif edilmiştir.
Peygamber Efendimizi dışlama hedefli başka bir örnek de önceki yıl yapılan bir sınavda görülmektedir. İkinci Deneme Sınavı 4. Sınıf soru kitapçığında “Gönderilen en son peygamber hangisidir?” sorusu sorulmaktadır. Cevapların içerisinde “Hz. Muhammed (SAV)” olmasına rağmen, doğru cevap olarak, sınava giren herkesi şok eder bir şekilde, “Hz. İbrahim” şıkkı belirtilmiştir. Sınav sonrasında bu cevapla ilgili herhangi bir tekzip yapılmamıştır.

Yine İslam tarihi oyunca hiçbir örneği olmayan ve büyük bir edepsizlik sayılan bir uygulama daha yapılmıştır. 4. sınıf din dersi kitaplarına (Resim 51) ve 5. sınıf din dersi kitaplarına (Resim 52) Hz. Muhammed’in (SAV) ve sahabesinin minyatür resimleri konulmuştur. Bu kitapların UNESCO’un desteğiyle bedava verilmesi de ayrıca düşündürücüdür.
Yine bir taraftan din dersi kitaplarında İslam Dini yukarıda belirttiklerimiz gibi yanlış ve eksik öğretilirken, diğer taraftan büyük dinler adı altında Hıristiyanlık, Yahudilik, Budistlik, hatta putperestlik olduğu gibi aktarılmaktadır.
Değerlendirme kabiliyeti olmayan, sadece verileni alabilen körpe dimağlara, yanlış olduğu gibi, doğru ise kırpılarak verilmektedir.

Böylece Vatikan’ın milyarlarca dolarlık desteğiyle ülkemizde cirit atan yerli ve yabancı misyonerler, rahatlıkla gençliğimizi etkilemekte ve onları Hıristiyan yapmaktadır.
Dini eğitimin engellenmesi, misyonerliğin ise önünün açılması gençliğimizin dini ve milli değerlerden tamamen kopmasına neden olmakta ve milli direnç gittikçe zayıflamakta ve yokolmaktadır. Çanakkale ve Kurtuluş savaşı ruhu kaybolmaktadır.
Bizi asırlarca ayakta tutan bu ruh olmasına rağmen, bunun tersine icraatlar ortaya koymanın maksadı ve mantığı nedir?

Hıristiyan Batılılar, birbirlerinin mezhepleri konusunda bile oldukça katıyken, son derece mesafeliyken, dinlerarası diyalog yutturmacalarıyla bizlere oynadıkları oyunun perde arkasını hala göremiyor muyuz?
Bütün bunların son 4 yılda oldukça hızlanması, millilikte zaten bir iddiası olmayan mevcut iktidarın, dindarlıkta ne kadar samimi olduğunu bizlere göstermiyor mu?
Ayık olmalı kendimize çeki düzen vermeliyiz. Gençliğini kaybeden bir milletin asla geleceği yoktur.
Murat ÇABAS

[kadir45]

değerli ülküdaşlarımız gerçekten çok güzel cevaplar vermişler.Bu iktidarın kimin iktidarı olduğu,kimlerle işbirlikçiliğe soyunduğu apaçık ortadadır.İşin özeti şu.Türkiyeyi şu anda batı devletlerinin verdiği emirler doğrultusunda tüsiad yönetiyor bu birincisi.İktidar dini istismar etmekte,başörtüsü konusunda samimiyetsiz davranmaktadır.Din derslerine eklenen ve değiştirilen konular remen dialog mantığıdır.Ve utanmadan bunu savunanlar kalkmış,bu anlayışı Hudeybiye ile karşılaştırıyorlar.Oysa peygamber'imizin taktiklerini en iyi yorumlayan ve örnek alan insanlardan bir tanesi de ATATÜRK'TÜR.SAVAŞLARDA VE İSYANLARDA KATİ NETİCEYİ DÜŞMANI TAKİP VE SORUMLULARI CEZALANDIRARAK ALMAK,MİSAK-I MİLLİ ; BUNUN EN GÜZEL ÖRNEKLERİDİR.ATATÜRKÇÜ GEÇİNEN SAHTEKARLAR BUNU KABUL ETMEZLER AMA,MİSAK-I MİLLİ RESMEN HUDEYBİYENİN BİR UYGULAMASIDIR.GELECEKTE MUASSIR MEDENİYETE ULAŞILACAK KADAR YAŞASAYDI,BAKALIM O ZAMAN GÖRECEKTİM BEN BUGÜN KOKMAZ BULAŞMAZ MONŞERLERİN DIŞ POLİTİKALARINI.ATATÜRK YAPTIKLARININ HEPSİNİ BU EMPERYALİST DEVLETLERE YEDİRECEKTİ.AMA KISMET BU KADARMIŞ.Hatay'ı halletti,Musul Kerkük'e sıra gelmişti ki Dersimi çıkardılar karşısına.
Ardından sağlığı bozuldu.
Bu yapılanlar,din derslerine eklemeler;Atatürkten sonra materyalist kafalıların yaptığı işler ne ise,onların bir başka türüdür.Bunlar ayni kuyununu suyudur.BAKMAYIN RENKLERİNE.Böyle bir din anlayışı olamaz.Bu ikiyüzlülüğün ta kendisidir.Milli eğitim denilince,arka bahçelerini avantajlı kılacak kurnazlıklar peşinde koşmanın ne milli eğitim ile,ne adalet anlayışıyla ne de samimiyetle alakası vardır.Bunların hepsi bir gün düzeltilecek;bu iktidar çirkin,kara bir kabus olarak tarihe gömülecektir.

[BasbugAtilla]

Arap-kürt kırması adamdan ne beklenir.İşleri güçleri Ab'nin isteklerini yerine getirmek,onların köpekliğini yapmak ama ülkücü gençlik daha ölmedi;o şerefsizlere,misyonerlere istediklerini vermeyeceğiz...

[thegreen_wolf]

ALLAH'ın selamı veselametiyle farklı bir acıdan bakmak istiyorum
Acaba bu kansız bakanın yerinde ben olsaydım neler yapardım

Ben Milli Egitim Bakanı olsaydım;

Doğu Anadolu'daki eğitimin kaliteli olması için çalışmalar yapardım. Bunun için doğuda gönüllü çalışacak öğretmenlere destek ve teşvik primi verirdim.

Eğitim için ayrılan bütçenin artırılması için çalışmalar yapardım. Örneğin; lisans için harcanan milyon dolarlar harcanıp alınan işletim sistemleri ve yazılımların yerini, ücretsiz işletim sistemleri ile değiştirerek burdan yapılacak tasarruf ile yardıma muhtaç okullara teknolojik destek verirdim.

Yaşam standardı belli bir ortalamanın üzerinde olan vatandaşlardan, zorunlu tasarruf gibi zorunlu olarak " eğitime destek vergisi" alırdım.

Görevlendirilen tüm öğretmenlere, bazı bilgisayar firmalarıyla anlaşma yaparak Laptop ve projeksiyon cihazı verirdim. Bu sayede tüm öğretmenlerin bilgisayar destekli eğitim vermesine yardımcı olurdum.

Ülke genelinde öğrencilerin bilgi ve becerilerini öğrenerek, seviyelerini belirleyebilmek için bir sınav yapardım. Elde ettiğim sonuça göre Müfredat ve Öğretim Planlamasında yenilikler yapardım.

Tüm bunların objektif olarak değerlendirilebileceği bir Kontrol Merkezi kurardım.(Tekno-Donanımlı Aktif Müfettiş mesela) Bu merkezden aldığım dönütlere göre ilgili her eğitim kurumlarını gözlemler, uygulamaya koyduğum bu sistemin eksik yanlarını görür ve Eğitim-Öğretimi bu sistemle geliştirir hale gelirdim...

Cografi konuları gezerek yerinde inceleyerek ögretilmesinden yana olurdum.

Mezun ve mağdur durumda kalan öğretmen adaylarına iş imkanı sağlamak adına, mevcut olan kadroyu düzenlerdim.

.....................
...............
...............
Son olarak Dünya da teknoloji alanındaki gelişmelerin benimsenmesine bir göz atıp sivil havacılığın piyasanın %25 ini 54 yılda tevizyonun 26 yılda , bilgisayar ın sadece 15 yılda internetin ise 7 yılda potansiyel piyasayı ele geçirdiğini görüp internetin tüm Türkiye de özellikle öğrenciler tarafından kullanılmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapardım..
Örneğin; Her öğrenciye (ilk öğretim orta öğretim ve yüksek öğretim kurumlarındaki öğrencilere) öğrenci belgeleri ile eğitim durumlarına göre günde en az 3 er saatlik bedava internet kullanımını sağlayacak hafta içi ve hafta sonları okullardaki mevcut bilgisayarların bu öğrenciler tarafından kullanılmasını sağlardım..

Mili Eğitimi Bakanı bugün olsam yarın istifa ederdim.
ÜLKEYİ PARÇA PARÇA İHANETLE SATANLARLA İŞBİRLİĞİ YAPMAZDIM

konuyu farklı bir acıdan ele aldım sevgi ve saygılarla