Bozkurt NET

[gelibolulu]

Sadece geçici süreyle ve vekil olarak orada olduğunu unutanlar, elbet o makamların gerçek sahipleri tarafından atılırlar...

Kendi seçmenine ''bizim başörtüsü sorununu çözemiyeceyimizi sizde biliyordunuz ve bizi uyarmadınız. Çözeceğiz demeseydik oy vermezdiniz'' demek laubaliliğini gösteren hükümet mensupları, vatandaşına ''lan'' demekten çekinmez tabi...

Bunların akıl sağlığı da yerinde değil...

[aksu61]

Bu adam üslubu ile bütün devlet gelenegini bozdu ve afedersiniz ama içine *****.Böyle bir şey olabilir mi ya? Bir devletin hele hele de binlerce yıllık devlet geleneği bulunan bir devletin başbakanının konuşma tarzına bakın arkadaşlar.Ayıp valla memlekete çok yazık oluyor.

Allah yardımcımız olsun

[kadir45]

Ege ülküdaşımın fotoğraflı haberini büyük bir dikkatle okudum.Bunu buraya taşıdığı için kendisine teşekkür ediyorum.Sanıyorum 2-3 hafta kadar önce,rte nin kontrolünü ve dengesini kaybettiğini,sinirlerinin büyük bir zaafiyet içerisinde olduğunu,esneyebilse diktaya gitmek için can attığını yazmıştım.rte bu defa da bizi yanıltmadı.Bir yere hak etmeden,omuzlar üzerine alınarak getirilen insanlrın bir süre sonra" vay be ben neymişim"dedikleri,tecrübe ile sabittir.Bu tipler,bir süre sonra kendilerinin en doğru yaptığına dair kendilerini inandırırlar.Buna karşı çıkan insanlar karşısında da çıldırır,işte böyle dengeyi kaybederler.rte kendisini destekleyecek arkasında silahlı bir güç bulabilse,diktaya kaymaya da çok eğilimli biri.Ama kendisinin her an al aşağı edileceği korkusu o kadar hakim ki,ikide bir devleti sağa sola,yabancıya şikayet edip duruyor.Ab nin ve abd nin karşısında,sümüklü çocuklar gibi süklüm püklüm duran bu olsun,abdullah gül olsun,şu çiçek olsun;yargıtayın kararı karşısında bu kurumlara etmediği hakareti bırakmadılar.Halkı kışkırttılar,gerçekleri çarptırdılar.Ülkesini dışarıya ispiyonlayan,mahkeme eden o alçakları da tetiklediler.Devleti yatak odasına girmekle suçlayacak kadar sorumsuzluk içerisine girdiler.İmam hatiplere çifte diploma,ve turban konusunda iki gol yiyip de hazmedemeyenler çıldırdılar.Egeye gelemiyorlar.Geçenlerde milletvekilleri köylerde kovuldu.Elimizde video kasetleri var,milletin neler dediğine dair.Hala yüzsüzlük yapıp,bir tek muhtarla 2 saat köyde oyalandılar ve giderlerken uzlaştık dediler basına.Bunlar bu kadar yalancı,bu kadar yüzsüz.Basın bile hallerine gülüyor.Ama bunlar bizde gülünecek hal falan bırakmadılar.Sabrımız taştı.Onun azli,bir geceye bakar.Ya devlete sahip çıkması gerekenler alır,ya da seçim sandığına gömülürler.Bunlar kontrolü çoktan kaybetti de,benim korkum,bunların peşinden giden dangalaklarda.Onların akıllanması lazım bunların siyaseten gitmesi için.

[zbyr86]

arkadaşlar böyle serefsizler afedersiniz her boku yer ama biz yapmadık derler...Buyüzden ben böyle yapmalarını normal görüyorum

[reis_yavuz]

bir başbakan her türlü olaya hazırlıklı olmalı bence ne olursa olsun ağzından çıkan kelimenin ne anlama gelicegini hesab etmeden o kelimeyi sarfetmemelidir ve bu olay kendisinin ne kadar cahil olduğunu gösterdi malesef kardeşlerim bizi okumuş cahiller yönetiyor yazıklar olsun

[gelibolulu]

Emin Çölaşan'ın dünkü yazısı, benim ve benim gibi düşünen pek çok insanın düşüncelerine tercüman olduğu için buraya aktardım...


Sonun başlangıcı


BİR hükümetin inişe geçtiği, sonun başlangıcına gelindiği iki aşamada belli olur.

1- Vatandaş tepkileri çığ gibi büyümeye başlar.

2- Devleti ve hükümeti yönetenlerin siniri bozulur, argo konuşmaya, azarlamaya, hazımsızlığa başlarlar.

Recep Bey dün Mersin’de. Çiftçi vatandaş Kemal Özcan kendisine hitaben "Çiftçinin hali ne olacak, hangi yüzle geliyor buraya" diye yüksek sesle soruyor. Recep Bey’in zaten gergin olan sinir sistemi bir anda boşalıyor. Aralarında geçen konuşma:

"Gel buraya, artistlik yapma.

"Artistlik yapmıyorum, lütfen hakaret etmeyin."

"Böyle bağırılmaz... Lan bana anayasayı öğretme. Terbiyesizlik yapma lan."

"Lan mı?"

"Evet."

"Canın sağolsun."

"Şu anda çiftçiye ne verildiğinin farkına mısın?"

"Benim mahsulüm öldükten sonra mı? İki senedir anamız ağladı."

"Haydi, anan ağlasın, baban ağlasın. Ananı al git buradan."

Vatandaş, korumalar tarafından götürülürken haykırıyor:

"Lan diye hitap etme. Ayıp be! Sayın Başbakan diye hitap ettim, ’lan’ diye hitap etti."

Biz bunca yıllık Cumhuriyet tarihinde bir başbakanın böylesine argo konuştuğuna, insanları böyle azarladığına hiç tanık olmamıştık.

* * *

Kendisinden başlayarak ağızları iyice bozuldu. Recep Bey zor durumda. Kötüye gidiş karşısında sinir sistemi çöktü. Yukarıdaki sözler ne ilkti, ne de son olacak. İşte kendi ağzından birkaç örnek daha:

Baykal’a: "Adam okusa, nelerin pazarlanacağını bilir."

"Bunların dünyadan haberi yok. Bekára karı boşamak kolay."

"Milliyetçilik havasında gezip afra tafra atıyorsunuz."

"Bunlara sorun, hayatında bir koyun güttün mü?"

Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi’ne: "Senin başbakanınla görüştüm, haberin var mı? Bir daha böyle siyaset yaparsanız yanarsınız! (Yanıt almayınca): Fazla içmedin değil mi?"

YÖK Başkanı’na, kafasını göstererek: "Burası basmıyor. Hayatta iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor."

Erzurum’da çiftçinin durumu ne olacak diye soran vatandaşa: "Yahu bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak?"

Muhalefet partilerine: "Dur dinle be! 9 ay 10 gün be."

"Akılları basmaz. Bana da frikik attırıyorlar. İyi frikik atarım."

Son günlerdeki konuşmalarından:

"Ben halkımın dilini konuşuyorum. Halkımın dili argoysa ben argo konuşurum. Beni gaza getirmeye çalışıyorlar."

"Kıbrıs elden gidiyor diyorlar. Ne gidiyor be?"

"Sanki meslek liselilerin hepsi imam hatipli anasını satayım."

(İyi ki S harfiyle başlayan son sözcükte bir dil sürçmesine uğrayıp yine S harfiyle başlayan bir sözcük çıkmamış ağzından!)

* * *

Bu konuda kendisini izleyen, aynı argo ağızlarla konuşan bir de Maliye Bakanı var. Onun da sinir sistemi bozuk. Onun da ağzı iyice bozuldu.

Birkaç gün önce Kayseri’de Deniz Baykal’a hitaben mikrofonlara konuştu:

"Lan oğlum, Maliye Bakanı’ndan niye bu kadar korkuyorsun? Niye korkuyorsunuz oğlum?"

Beyefendi birkaç gün önce Hacettepe Üniversitesi’ne gitmişti. Yanına bir delikanlı yanaştı. Önce bakan beyin elini sıktı. Genç sonra derdini anlattı:

"Durum çok kötü, bir şeyler yapın. İş yok. Açız. Zor durumdayız."

Devreye anında korumalar girdi. Genç oradan uzaklaştırılırken son bir şey daha söyledi:

"Sayın bakanım hep kendinize cukkalıyorsunuz, hiç halkı düşünmüyorsunuz."

Son cümle çok önemliydi: "Hep kendinize cukkalıyorsunuz."

(Kimbilir, belki de marketten aldığı Unakıtan ürünlerinin bayat çıkmasına kızmıştı!)

* * *

Sevgili okuyucularım, bunların inişi her geçen gün biraz daha hızlanıyor. Eğer bir iktidarın en tepesine ve öteki yöneticilerine vatandaş tepkileri böylesine artıyorsa, cukkalar, devlette ve belediyelerde ihale ve alım vurgunları, özelleştirme peşkeşleri, partili yandaşları zengin etmeler böyle havalarda uçuşuyor ve onlar da bunun karşılığında ağızlarını bozmak zorunda kalıyorsa, piyesin sonu yaklaşıyor demektir.

Türkiye’de sonun başlangıcı hep böyle gelir.

Üç yıl boyunca övülmeye, yağlanmaya, pohpohlanmaya, çizilen ve kendileri tarafından çizdirilen yapay pembe tablolara fena alıştılar. İnsanlar ses vermeye başlayınca şaşkına döndüler. Sinir sistemleri boşaldı. Gerçek kişilikleri ve bilinçaltları yüzeye fırladı!

[EgE]

Erdoğan'a yine protesto

Mersin'de derdini anlatmak isteyen çiftçiye 'ulan'diyen Başbakan Erdoğan, dün de Ankara'daki bir açılış töreninde protestos edildi

Erdoğan, Çalışma Bakanı Başesgioğlu ile birlikte katıldığı OSTİM Hizmet Merkezi'nin açılışında konuşurken, biri kadın 2 kişi, Başbakan'a hitaben "Mersinli protestocu çifçi Kemal Öncel'den özür dile" diye bağırdı. Erdoğan protesto gösterisine rağmen sözünü kesmeyerek konuşmasını sürdürdü. Konuşmanın sürmesi nedeniyle protestocu kişilerin sesleri salonda fazla duyulmadı. Protestocular görevliler tarafından salon dışına çıkarıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her gittiği yerde protesto ediliyor. Geçtiğimiz hafta Mersinde protesto edilen Erdoğan bu defa da Ankara'da "özür" dilemeye çağrıldı. OSTİM'de katıldığı bir açılış toplantısında biri erkek, diğeri kadın iki kişinin protestosu ile karşılaştı. Protesto Mersinli çiftçi Kemal Öncel ile ilgili. Başbakan Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu ile bakanlığın OSTİM Hizmet Merkezi'nin açılışına katıldı.

Başbakan Erdoğan burada konuşma yaptığı sırada iki kişi tarafından protesto edildi. Protestocular Erdoğan'dan Mersinli çiftçi Kemal Öncel'den özür dilemesini istedi. Erdoğan protesto gösterisine rağmen sözünü kesmeyerek konuşmasını sürdürdü. Konuşmanın sürmesi nedeniyle protestocu kişilerin sesleri salonda fazla duyulmadı. Protestocular görevliler tarafından salon dışına çıkarıldı.

[Vuslatim]

Kapatılan Refah Partisi'nin bir toplantısında çekildiği ifade edilen bu görüntülerde Erdoğan, Coşan'ın yanına oturmadan önce elini öpmeye çalışıyor. Ancak Coşan, önünde eğilen Erdoğan'a elini öptürmüyor.

AKP İçin "Düğmeye" Basıldı mı?

KANAL D Televizyonu'nun bu akşam yayınlanan ana haber bülteninde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İskenderpaşa tarikatının lideri Esat Coşan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın 12 yıl önce birlikte çekilen görüntüleri yayınlandı.
Kapatılan Refah Partisi'nin bir toplantısında çekildiği ifade edilen bu görüntülerde Erdoğan, Coşan'ın yanına oturmadan önce elini öpmeye çalışıyor. Ancak Coşan, önünde eğilen Erdoğan'a elini öptürmüyor.
Başbakan Erdoğan, daha sonra Coşan ile o zamanlar Albaraka Türk'ün yöneticisi olan Unakıtan'ın arasına oturuyor.
Haber görüntülerinde, Kemal Unatıkan'ın sakalları ise özellikle dikkat çekiyor. Görüntülerin Unakıtan ve Erdoğan arasındaki dostluk bağlarının oldukça eskilere dayandığının kanıtı olarak gösterildi.


Kaynak; Ülkücü.org

[Vuslatim]

Iste O görüntüler...Tiklayin

[suskunreis]

Vuslatim demiş ki:

Kapatılan Refah Partisi'nin bir toplantısında çekildiği ifade edilen bu görüntülerde Erdoğan, Coşan'ın yanına oturmadan önce elini öpmeye çalışıyor. Ancak Coşan, önünde eğilen Erdoğan'a elini öptürmüyor. AKP İçin "Düğmeye" Basıldı mı? KANAL D Televizyonu'nun bu akşam yayınlanan ana haber bülteninde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İskenderpaşa tarikatının lideri Esat Coşan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın 12 yıl önce birlikte çekilen görüntüleri yayınlandı. Kapatılan Refah Partisi'nin bir toplantısında çekildiği ifade edilen bu görüntülerde Erdoğan, Coşan'ın yanına oturmadan önce elini öpmeye çalışıyor. Ancak Coşan, önünde eğilen Erdoğan'a elini öptürmüyor. Başbakan Erdoğan, daha sonra Coşan ile o zamanlar Albaraka Türk'ün yöneticisi olan Unakıtan'ın arasına oturuyor. Haber görüntülerinde, Kemal Unatıkan'ın sakalları ise özellikle dikkat çekiyor. Görüntülerin Unakıtan ve Erdoğan arasındaki dostluk bağlarının oldukça eskilere dayandığının kanıtı olarak gösterildi. Kaynak; Ülkücü.org

İŞTE SEÇTİKLERİ BAŞBAKANLA GURUR DUYSUNLAR...
KENDİ KUYUMUZU TÜRK MİLLETİ OLARAK KENDİMİZ KAZIYORUZ. ÖYLEBİR UYKUYA YATMIŞKİ MİLLETİMİZ HİÇ UYANACAĞA BENZEMİYOR. HİÇ

[Vuslatim]

ABİ-KARDEŞ İLİŞKİSİ !

Şimdi AKP dendiği vakit ilk akla gelen isimler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olmaktadır. İki isim arasındaki uyum, günden güne en yüksek düzeye çıkmaktadır. Para, pul işlerinde en çok bunlar konuşulmakta, en çok bunlar tartışılmaktadır.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın başka partilerin genel başkanları ile ilgili başlatmış olduğu mal varlığı tartışması, en çok kendi genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı köşe sıkıştırmıştı. Recep Tayyip Erdoğan, başlatılan mal varlığı tartışmaları etrafında kamuoyundan gelen baskılara dayanamayıp, mal varlığını açıklamak zorunda kalmıştı. Ama ne açıklama... Zaten kamuoyunda da hiç kimse tatmin olmamıştı.

Recep Tayyip Erdoğan, partisine ve kendisine çok büyük zarar veren tartışmayı başlatan ‘Kemal Abisine’ nedense zerre kadar kızmamış, sinirlenmemiş ve hep onun arkasında durmuştu.

O Kemal Unakıtan ki, bugüne kadar hiç kimsenin arkasında duramayacağı icraatlara imza atmıştı. Tek başına iktidar olan AKP’nin bir bakanı olmayı, kendi ailesine kalkınma modeli olarak gören Unakıtan, kendi partisi içinde bile istifaya davet edilirken,Recep Tayyip Erdoğan ne hikmetse onu koruyup, kollamaktadır.
AKP içindeki bazı milletvekilleri, Kemal Unakıtan’ın hakkındaki iddialara cevap arayarak “Artık parti ve ülke sizi kaldırmıyor” tavrını gösterirken, Başbakan ise sanki şirket ortağını savunurcasına davranmaktadır.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın ailece giriştiği para kazanma hırsı, artık mide bulandırmaya başlamıştır. Bu durumun pişkinliğe, yüzsüzlüğe vurulup, bir de Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli savunmaya geçmesi, dayanılacak gibi değildir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı savunduğu kadar Türkiye’yi, Kıbrıs’ı, Kerkük’ü, Musul’u savunmuş olsaydı, inan buralarda yaşanan acılar bu boyutta olmazdı.

İsimleri AK Parti (biz, henüz isme yakışanı göremedik) ağızlarından ‘temiz siyaset’ laflarını hiç düşürmüyorlar. Ama gel gör ki, ne isimlerine yakışıyorlar, ne de temiz siyasete bir örnek gösterebilirler.

‘Yolsuzluklara damardan girdik’ diyorlardı... Şimdi kendi damarları yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları ile tıkanmıştır.

Recep Tayyip Erdoğan, Unakıtan’a sahip çıktıkça, suç ortağı olduğuna dair şüpheler artmaktadır.

Geçtiğimiz gün, kameraların karşısına geçerek, her zaman yaptığı gibi Maliye Bakanına sahip çıkmak için açtı ağzını, yumdu gözünü...

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki aydınlanmayı bekleyen soruların çoğu, kendi partisinin milletvekilleri tarafından sorulurken, Recep Tayyip Erdoğan, “Medya bu konuda da kendini fazla yormasın. Medyanın ileri gelenleri de kendilerini yormasınlar. Köşe yazarları da kendilerini yormasın. Attıkları birçok iftiranın yalan olduğu ortaya çıkıyor. Ve bunun bir şeyler karşılığında olduğunun biz farkındayız. Bakın bu konuda bu kadar ağır söylüyorum’ sözleri ile özellikle medyaya gönderme yapıyor. RTE, sen önce AKP içinde sorulan sorulara cevap ver, ondan sonra sağa-sola laf yetiştirirsin...

İnsanlarımızın çoğu açlık sınırında iken, çöplerden ekmek toplarken, Unakıtan’ın tüm piyasayı ailesi için toplaması karşısında gösterdiğin tavırla senin sözde halk adamlığını tüm Türkiye böylece görmüş oldu. Sizin gibiler, bu ülkeyi yönetmeye devam ettikçe, biz köşe yazarları yorulmaya devam edecektir.

Ta ki bu ülke, Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Unakıtan gibilerden kurtulana kadar her türlü yorgunluğu yaşayacağız.

Yildiray Cicek

Kaynak; Yildiraycicek.com

[seffahelhalil]

bizim gibi her yalanı yutan bir millietimiz olduğu sürece daha çok kazıklanır daha çok aldatırılırız

[gelibolulu]

AKP VATANI SATIYOR


MHP Karacabey İlçe Kongresi'nde konuşan Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş,
"Bütün önemli tesislerimizi, limanlarımızı satıyorlar. Vatan elden gidiyor. AKP Aldatma ve Kandırma Partisidir" dedi



Mevcut yönetimin aday olmadığı Karacabey MHP İlçe Kongresi'nde, İsmail Tezcan ve ekibi oybirliği ile seçildi. Tezcan ve arkadaşları, elele tutuşarak birlik gösterisi yaptı.

BURSA'nın Karacabey İlçesi'nde, MHP teşkilatının kongresinde İsmail Tezcan ilçe başkanlığına seçildi. Divan Başkanlığı'nı eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un yaptığı kongreye, MHP Bursa İl Başkanı Necati Özensoy, 21. dönem MHP Milletvekilleri Orhan Şen, Burhan Orhan, Mustafa Zorlu ile çok sayıda partili katıldı. Durmuş, "AK Parti'nin ülkeyi sattığını hepimiz görüyoruz. Bütün önemli tesislerimizi, limanlarımızı satıyorlar. Vatan elden gidiyor. AK Parti 'Aldatma ve Kandırma Partisidir'dedi. Atılan bazı imzalar neticesinde 6 Mayıs 2006'da Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Rumlara açılacağını iddia eden Durmuş, bir an evvel erken seçim olması gerektiğini savundu. Konuşmaların ardından mevcut yönetimin aday olmadığı ve İsmail Tezcan'ın tek listeyle katıldığı seçimlere geçildi. Oyların tamamını alan Tezcan, MHP Karacabey İlçe Teşkilatı'nın yeni başkanı oldu.

[Bozkurt-Yakup]

Basbakan Tayyip Erdogan malesef böyle bir basbakan iste.Iktidar olmadan halka bir sürü söz verdi bizim cahil halkimizda oylari verdi.Iktidar olunca ne yapti hic bir sey!!!Halka aslinda simdi yardim etsin.Türkiyede bir sürü ac susuz evsiz barksiz insan var yardima muhtac hastalar var onlarla ilgilensin.Tayyip Erdoganin isi halkin gözünü boyamak ve AB nin esiri olmak.Bence kendisi saglam bir Türk bile degil.Tayyip Erdogan bir Masondurdiger basbakanlarimiz gibi.