Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - çeçenistan...
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 4. sayfa (Toplam 5 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
drmfk
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 03, 2005
İletiler: 361

İletiTarih: Cmt May 13, 2006 10:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bitmeyen çile

05 Mayıs 2006 Cuma
Çeçenistan Türkiye’nin orta ölçekte birkaç ili büyüklüğündedir. Bir ucundan diğer ucuna 3 saatte gidilir. Uçan kuşları bile kontrol edebilecek teknoloji ve askerî güce sahip Rusya, Çeçenistan’da savaşın devamını istemektedir. Rusya barışa ve müzakerelere asla yanaşmamaktadır. Avrupa Birliğinin benimsediği “Mashadov Planı”nı Rusya reddetmiştir. Putin’in dikta rejimi için Çeçenistan bir vasıtadır. Çeçenistan bahane edilerek Rusya Federasyonunda Sovyet ve Çarlık rejimini aratacak baskı devam etmektedir. Ayrıca Rus ordusu için Çeçenistan bir rant (gelir) kaynağıdır. Paralı askerden generallere kadar Çeçenistan bir talan ve yağma alanıdır. Evler basılarak en kıymetli eşyalar ve bilhassa para ve altın gasp edilmektedir. Gençler ve erkekler suçsuz olarak tutuklanmakta ve sonra para karşılığında ailelerine satılmaktadır. Hatta Çeçenlerin cesetleri bile para karşılığında yakınlarına teslim edilmektedir. Bu arada subay ve generallerin kolay yoldan terfileri ve rütbeleri de bu işin cabasıdır. Moskova’dan gelen paralar Çeçen halkına verilmeyip, subaylar arasında paylaşılıyor. Dış ülkelerden gelen yardımlar yağmalanıyor. Putin yalnız Çeçenistan’ı değil bütün Kuzey Kafkasya’yı sindirmek istiyor. Çeçenistan bahane edilerek medyaya baskı yapılarak zapturapt altına alınıyor. Netice olarak Putin, Çeçenistan’da terör maskesi ile Kafkasya ve Rusya Federasyonunda baskı icra ediyor.

Adım adım Çarlığa
Putin, adım adım başında Çar olmayan ama Çarlık Rusya’sını yeniden kurma hazırlığındadır. Putin, (sözde) 89 federal bölgeyi 7 bölge valiliğine bağlamıştır. Ve bu valilerin çoğu da generaldir. Rusya Federasyonuna bağlı cumhuriyetlerin yakında lağv, yani ortadan kaldırılması an meselesidir. Cumhuriyet ve federal bölgelerin liderleri Kremlin’e sadık kişiler olmasına rağmen seçimle iş başına gelmektedir. Seçim konusunda yapılacak değişiklik icra edilerek bu liderler seçimle değil, Kremlin’den tayin ile iş başına geleceklerdir. “Beslan Katliamı” Putin’in senaryosudur. Yerel yönetimler yasasını çıkartmak içindir. Rus Asker Anneleri Teşkilatı, Londra’da Mashadov’un temsilcisi Zakayev ile görüşmüşlerdir. Aslan Mashadov tarafından 1 Şubat-22 Şubat ateşkes ilan edildi. Şamil Basayev ateşkese uyacağını ifade etti. Ama Putin savaştan yanadır. Putin Çeçenistan’daki katliam ve baskıyı, yağmayı terörle mücadele maskesi altında örtmektedir. Çeçenistan’da bazı insan hakları savunucuları sınırlı da olsa Rus zulmünü duyuruyorlar. Rus-Çeçen Dostluk Topluluğu binası bile Rus askerlerince basıldı ve evraklara el konuldu. 49 yaşındaki Avukat Mahmud Mayamadov kaçırıldı. Suçu ise Rusya tarafından kaçırılan Çeçenleri insan hakları kuruluşlarına bildirmesidir. Rus Askeri Savcısı Vladimir Üstinov, Interfax’a yaptığı açıklamada mücahitlerin (Rusya’ya göre militanların) yakın akrabaları da tutuklanacak. Çeçen askerleri evlerinden alıp götüren maskeli Rus askerleri, intihar bombacısı oldukları gerekçesiyle artık kalanları da evlerinden alıp götürüyorlar. Eşini kaybeden kadınlara “Kara Dullar” adı veriliyor. Dış politika uzmanlarına göre Kuzey Kafkasya’da fırtına öncesi bir sessizlik var. Kuzey Kafkasya halkı ya Rus baskısı ile sinecek ya da bütün Kafkasya Rus zulmüne karşı toptan isyan edecek. Yaşlılar Rus kültürü ile büyüdüler. Genç nesillerin çoğu Rusça bile bilmiyor. Ve Rusya’ya giderek artan bir nefret, intikam ve kin ile patlama (isyan) anını bekliyorlar...

M.Necati Özfatura
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Pts May 15, 2006 9:15 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



1783
Çeçenlerin Çarlik Rusyasi isgaline karsi baslattigi savas Kuzey Kafkasya'ya yayildi. 1780'lerin basinda baslayan savasta cihadin liderligini Seyh Mansur yürütüyordu. Rus istilâcilar katliam yaptilar. 1791'de tutukladiklari Seyh Mansur'u, 1794 yilindâ Slisselarg hapishanesinde sehit ettiler, ama savas devam etti.

1816
Çar, General Yermalov'u Kafkasya'ya komutan toyin etti. Yermalov büyük bir ordu ile Çeçenleri ve diger Kafkas halklarini katliama tabi tuttu.

1828
Rus baskisina dayanamayan Dagistan'da Müslümanlar önce Imam Gazi Muhammed, daha sonra Imam Hamzat önderliginde ayaga kalktilar. Büyük savas bir anda bütün Kafkasya'ya yayildi.

1834
Imam Hamzat'in sehit edilmesinden sonra cihadin önderligini Imam Samil yapmaya basladi. Taso Haci liderligindeki mücahid kuvvetleri de Imam Samil saflarina katildi.

1839
Çarlik, Çeçenlere karsi baskin düzenlemeye basladi. Imam Samil liderligindeki büyüklü küçüklü bütün Çeçenler ve Kuzey Kafkasya halklari gazavat savasina, cihada basladilar. Milli Azadlik cihadi olarak bilinen bu savas tam 25 yil devam etti. Bu savas Rus tarihine Kafkas Harbi olarak girdi. Rus demokrat yazari N.Çerniserskiy, bu savastan bahsederken, "Rusya bu savasa yilda 25 bin asker gönderdi" diye yazmaktadir. General N.N. Rayevsk ise "Bizim Kafkasya'daki hareketlerimiz Amerika'nin istilâsindaki facialar gibi
idi" diye yazmaktan kendini alamamistir.

1859
Ruslar, Çeçenlerin son duragi Vedeno köyünü de isgal etti. Samil esir düstü. 25 yil devam etmis olan savasta milletin yarisindan çogu vuruldu ya sahit oldu veya gazi. Fakat Çeçenler yilmadi. Savas 1864 yilina kadar devam etti.

1865
Ruslar, sömürge rejimi uygulamaya basladilar. Çeçen gençleri Rus ordusu arasina dagitildi. Birçoklari da ülkenin disina çikmak zorunda kaldi. Anadolu'ya göçler bu tarihte basladi.

1877
Çeçen ve Inguslar yeniden ayaga kalkti. Iki yillik çetin savastan sonra Ruslar, Çeçen ve Inguslari vatan topraklarindan sürgün ettiler ve bölgeye Rus Kazak (koçak/larini yerlestirmeye basladilar. Bunun üzerine Çeçen ve Inguslar gerilla savasi ,baslatti. Zalimhan, liderligindeki mücahidler;
1917 yilina kadar Rus Koçaklorina karsi savastilar.

1917
Çeçen Inguslarla Rus Kazaklari arasindaki ölüm kalim savasi basladi. Bu savas bir yil sürdü. Çeçenler, 1918 yilinda kendi topraklarini geri aldilar. Çeçenler, Seyh Uzun Haci önderliginde Kuzey Kafkasya Emirligi altindaki Islâm devletinin kuruldugunu ilan ettiler.

1920
Komünistler, Kuzey Kafkasya'yi isgal ettiler. Sovyetler sikiyönetim ilan etti. Olaganüstü idarenin basini ÇK (daha sonra KGB) yürütüyordu. Aydinlar, bilhassa din adamlari kursunlandi.

1922
Komünistler, bölgeyi "Çeçen vilayeti" ilan etti.

1924-25
Kafkasya Sikiyönetim Komutanligi, 10 bin Çeçen Ingus aydinini hapsetti. Komünist olmayanlar idam edildi, kursuna dizildi.

1929
Kafkasya Harbi Komutanligi, Çeçenistan'da kolhozlastirma (halkin topraklarina el koyma) hareketi baslatti. Bu uygulamaya karsi çikan Çeçenler, Sit Islambulov liderliginde baskaldirdilar.

1930
Kizilordu, Sit Islambulov liderligindeki mücahidlerle anlasma yoluna gitmek zorunda kaldi. Bu anlasmaya göre Sovyetler, Çeçen Inguslarin
haklarina saygi duyacaklari garantisini verdi.

1931
KGB, anlasmayi bozdu ve Sit Islambulov ve arkadaslarini kursuna dizerek sehit etti. Sit Islambulov'un yerine kardesi Hasan Islambulov geçti ve 1935 yilina kadar Kizilordu ile savas devam etti.

1932
Çeçenistan Nogayyurt bölgesindeki halk ayaklandi. Buna karsi NKVD (daha sonra KGB) buradaki herkesi hapse atarak iskenceler uyguladi.
Sonra diger yerlerdeki milleti kötülemek için kizil partizan Ibrahim Gelderan liderliginde sahte bir ayaklanma gerçeklestiren KGB, halki Kizilordu kursunlarina hedef ettiren Gelderan'a öldürttü.

1936
Yillardir devam eden savasi durdurmak isteyen Moskova, Çeçen-Ingus vilayetine, Çeçen Ingus Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyeti adini
verdi. "Sovyet Sosyalist" kelimelerini istemeyen millet aydinlarini 1937 yilinda hapse attilar. Bir yil içinde 10 bin kisi tutuklandi ve hiçbirisi evine
dönemedi.

1940
Milleti tehcir eden Ruslara karsi Hasan Islambulov liderliginde baslayan
ayaklanma herkesi birlestirdi. Satoy sehrini ele geçiren Hasan Islambulov askerlerinin hareketi millete güç verdi ve Galanoj Ingus halkinin geçici
inkilap hükümetini kurdular. Ruslar ne kadar saldirdilarsa da Islambulov taraftarlarini yok edemediler.

1944
Çeçenler, Kirim; Karaçay, Balkar ve Ahiska Türkleriyle birlikte, Stalin tarafindan Sibirya ve Türkistan steplerine sürgün edildiler. Bu topyekün
sürgün sirasinda binlerce Çeçen açlik, salgin hastalik ve Rus kursunlariyla öldü.

1957
Sovyet lideri Nikita Kurusçev, sürgündeki Çeçen ve Inguslara, eski durumlarina kavusmalari için bazi haklar tanidi. Sürgündekiler, Çeçen
Ingus Cumhuriyeti'ndeki yurtlarina dönmeye basladilar.

1960-1970
Bu yillar içerisinde Moskova, Çeçen Inguslarin daglik yerlere, sehirlere, Rus Kazaklarinin yerlestirilmesi, nüfus yapisinin degistirilmesi çalismalarina devam etti. Çogu yerlerde sahte törenler yapti. Çeçen Inguslar bu sahte törenlere çok sert tavir aldilar. Rus-Çeçen mücadelesi ideolojik savas seklinde devam etti.

1982
Sovyetler Birligi Komünist Partisi'nin birinci adami Brejnev'in yardimcisi Süslov, "Baska milletler, Sovyetler Birligi'ne kendi arzulari ile katilmislardir" diyerek asimilasyon politikasini sürdürdü.

1988
Çeçen Ingus Halk Cephesi kuruldu. Hoca Ahmet Bisultanov lider seçildi. Cephe, ilk eylem olarak Gudermes'te yapilmakta olan kimya fabrikasina karsi protesto gösterileri düzenlemeye basladilar. Bu arada siyasi teskilâtlar da kuruldu. Bu teskilâtlar, 1990 yilinda siyasi parti hüviyetine
büründü.

Kasim 1990
Çeçen Halk Kurultayi toplandi. Kurultayda Çeçen Milli Komitesi kurulmasi karari alindi. Komitenin adi daha sonra Milli Kongre olarak
degistirildi ve basina Cevher Dudayev getirildi.

5 Eylül 1991
Agustos ayinda Sovyetler Birligi Komünist Parti Genel Sekreteri ve Devlet Baskani Mihail Gorbaçov'u devirmek için yapilan darbeyi destekleyen Çeçen Ingus hükümeti, baskilar sonucu; bagimsizlik yanlisi Çeçen Milli Konseyi'nden istifa etmek zorunda kaldi. Rus Hava Kuvvetleri'nden kendi istegiyle emekli olan General Cevher Dudayev, ülkesine döndü ve milli lider ilan edildi.

Ekim 1991
Cevher Dudayev, Moskova yanlisi geçici hükümeti devirmek için kampanya baslatti. Resmi daireleri ele geçirmeye baslayan Cevher
Dudayev halkin yüzde 80'den fazlasinin oyunu alarak Devlet Baskanligi'na seçildi ve tek tarafli olarak bagimsizlik ilan etti.

Kasim 1991
Rusya Federasyonu Devlet Baskani Boris Yeltsin, olaganüstü hal ilan ederek Çeçenistan'in bassehri Grozni'ye asker gönderdi. Bu askerlerin Grozni havaalaninda Devlet Baskani Dudayev'e bagli askerler tarafindan engellenmesi üzerine, Rusya Parlamentosu olaganüstü hali kaldirdi
ve Rus askerleri 3 gün sonra geri döndü.

Haziran 1992
Çeçen-Ingus Cumhuriyeti, "Çeçenistan" ve 'Ingusistan" olarak birbirinden ayrildilar. Ingusistan, Rusya Federasyonu içerisinde kalmaya karar verirken Çeçenistan'in bagimsizlik karari Rusya tarafindan reddedildi.

1994
Moskova; Çeçenistan'in suçlular için karargâh olmaya basladigi seklinde propaganda yapmaya basladi ve halkin Cevher Dudayev'i devirmesi için çagri yapmaya basladi.

2 Agustos 1994
Rusya'nin destekledigi bilinen muhalefet tarafindan organize edilen Geçici Konsey, Cevher Dudayev'i devirme çalismalarina basladi.

25 Kasim 1994
Moskova destekli isyancilar, tank ve agir silahlarla Grozni'ye saldirdilar, fakat bir gün sonra geri çekilmek zorunda kaldilar


Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Pts May 15, 2006 9:18 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



29 Kasim 1994
Boris Yeltsin, Dudayev ve muhalefete 48 saat içinde silahlarini birakmalari çagrisinda bulunarak, aksi halde olaganüstü hal ilan edecegini açikladi. Rus uçaklari Grozni'yi bombaladi.

30 Kasim 1994
Rus uçaklari tarafindan yeni bir hava
saldirisi daha yapildi. En az 10 uçagin katildigi saldiridan
sonra Cevher Dudayev, kadin ve çocuklara Grozni'yi terket-
meleri çagrisinda bulundu. Rusya, Çeçen sinirina asker yig-
maya basladi.

1 Aralik 1994
Rusya'nin, verdigi sürenin bitmesine ragmen, hiçbir harekette bulunmayan Yeltsin, Çeçenlerin elindeki Rus esirleri geri alabilmek için her yolu deneyecegini açikladi.

5 Aralik 1994
Rusya, Çeçenistan'in terörist yatagi oldugunu ileri sürerek, Bati'yi yanina almak tesebbüslerine basladi.

6 Aralik 1994
Çeçenistan bagimsizligini elde etmesinden sonra ilk dafa en üst seviyede bir toplanti yapti. Rusya Savunma Bakani Pavel Graçev ve Cevher Dudayev, yaptiklari görüsmede, krizin sona ermesi için güç kullanilmamasi konusunda görüs birligine vardilar.

7 Aralik 1994
Rus Güvenlik Konseyi, taraflarin silahsizlandirilmasi için bütün anayasal tedbirlerin uygulanmaya konulmasini istedi.

8 Aralik 1994
Boris Yeltsin, anayasal tedbirlerin uygulanmasini istedi.

10 Aralik 1994
Rusya, Çeçen hava sahasi ve sinirini kapattigini açikladi. Grozni yine bombalandi. Dudayev'in yardimcilarindan biri, Rusya'nin Çeçenistan'i isgal etmeleri halinde, Rus askerlerinin tabut içinde terk edeceklerini söyledi.

11 Aralik 1994
Rus askerleri, 3 koldan Çeçenistan'a girdiler. Yeltsin, 15 Aralik tarihine kadar süre taniyarak, Çeçenlerin silahlarini birakmalarini istedi.

12 aralik 1994
Rus uçaklari, Grozni yakinindaki hedefleri bombaladi. Grozni'nin disindaki köylerde agir çarpismalar meydana geldi.

14 Aralik 1994
Cevher Dudayev, Rusya'yi uyararak bir adim daha atmalari halinde, gerilla savasi baslatacaklarini ilan etti. Baris ümidi, Çeçenlerin
Rusya'nin isteklerini reddetmeleri ile son buldu.

15 Aralik 1994
Boris Yeltsin, Cevher Dudayev taraftarlarinin silah birakmasi için verdigi süreyi 48 saat daha uzatti. Dudayev, Rus askerlerinin çekilmesi halinde masaya oturacagini açikladi.

16 Aralik 1994
Çeçenistan'a gönderilen bir Rus general, Yeltsin'in hareketinin anayasaya aykiri oldugunu belirterek, "Bir adim daha ileri gitmeyecegini" ilan etti. Rusya Güvenlik Konseyi yaptigi açiklamada, verilen süreyi cumartesi gece
yarisina kadar erteledi.

17 Aralik 1994
Rusya Disisleri Bakani Andrei Kozirev, yabancilarin ülkeyi terketmesini istedi ve Dudayev'i bir defa daha görüsme masasina davet etti.

18 Aralik 1994
Rus uçaklari gece yarisindan itibaren Grozni'yi bombalamaya basladilar. Fakat kara harekâtina geçilmedi. Grozni'de bulunan Dudayev taraftarlari sessiz kalarak Rusya'nin ikinci bir adim atmasini beklediler.

19 Aralik 1994
Rus kuwetleri özellikle sivil yerlesim birimlerini bombalayarak 16 kisinin
ölümüne sebep oldu. Grozni'ye yönelik hava saldirilari yine devam etti. Grozni disinda yogun çarpismalar oldugu bildirildi. Bölgede bulunan
gazeteciler, Petropavlovskaya köyünün Ruslarin eline geçtigini bildirdi. Cumhurbaskanligi Sarayina yönelik saldirilarda, sarayin isabet almadigi, mermilerin bos araziye düstügü belirtildi.

Ocak 1995
Rus tanklari Grozni'nin merkezine dogru ilerlemeye basladi.

Subat 1995
Mücahidler bassehir Grozni'yi terk etmeye basladi.

Nisan 1995
Avrupa Güvenlik ve Isbirligi Konferansi AGIK, Çeçenistan komisyonu kurmaya karar verdi. Dudayev, Rusya içinde saldirida bulunma
tehdidinde 'bulundu. Argun, Gudermes ve Sali'yi ele geçirmeye basladi.

Mayis 1995
Rus askerleri Kafkas dagina dogru ilerliyor. AGIK himayesinde yapilan görüsmelerin ilk turunda sonuç alinamadi.

Haziran 1995
Askerlerinin, güneydogudaki mücahidlerin karargâhini ele geçirdiklerini duyuran Rusya, Satoy ve Nazhoyyurt'u da aldilar.

14 Haziran 1995
Çeçenistan'a 70 kilometre mesafedeki Stavropol sehrinin Budonnovski
kasabasina baskin düzenleyen Samil Basayev liderligindeki bir grup mücahid, bir hastanede yüzlerce Rus'u rehin aldi.

15 Haziran 1995
Rusya, Kuzey Kafkasya'daki kuvvetlerini alarma geçirdi. Yeltsin, Rus sivillere sakin olmalari çagrisinda bulundu.

16 Haziran 1995
Rus askerleri, Çeçenlerin saldiri ihtimaline karsi Moskova'daki kilit öneme sahip binalari korumaya aldi. Rus parlamentosundaki gruplar, hükümetin istifasini istedi. Yediler toplantisi için Kanada'ya giden Yeltsin'e geri dön çagrisindabulunuldu.

17 Haziran 1995
Rus askerleri hastaneye baskin düzenledi. Operasyon basarili olamadi. Ancak Basayev, 220 kadin, çocuk ve hastayi serbest birakti. Yeltsin; baskinin kendisinin Moskova'dan ayrilmasindan sonra gerçeklestirildigini açikladi. Basbakan Çernomirdin ise, rehinelerin serbest birakilmasina karsilik Çeçenistan'da ateskes yapilmasini teklif etti.

18 Haziran 1995
Rusya Basbakani Çernomirdin, mücahidlerin komutani Samil Basayev ile telefonda görüstü. Mücahidler, 126 rehineyi daha serbest birakti. Bâsayev,
kendi adamlarini ve rehinelerin bir kismini Çeçenistan'a götürmek için bir otobüs istedi. Çeçenistan'daki Rus komutan, "Bütün askeri operasyonlarin durdurulmasi" talimatini verdi.

19 Haziran 1995
Baris görüsmelerinin yeni turu Grozni'de basladi. Mücahidler 764 rehineyi daha serbest birakti ve bir Rus tuzagina karsi bazi gazeteciler, parlamenterler ve çok sayida Rus'un bulundugu otobüsten olusan konvoyla Budonnovski'den ayrildi.

30 Temmuz 1995
Heyetler arasinda askeri anlasma imzalandi. Anlasmaya göre; Ruslar,
Çeçenistan'daki askerlerini çekecek, Çeçenler de savunma maksatli olmayan silahlarini teslim edecekler. Çeçen heyetine Çeçenistan Bassavcisi.
Osmati Imayev baskanlik etti.

Agustos 1995
Çeçenistan'da kimyasal silah kullanilmis olabilecegine iliskin belirtiler
bulundugu bildirildi.

16 Agustos 1995
Çeçen Cumhuriyeti'nin baskenti Grozni'de süren baris görüsmelerinin
kesilmesi ve taraflar arasinda gerginligin tehlikeli bir sekilde tirmanmasi ardindan bir grup Çeçen direnisçi silahini teslim etti.

25 Agustos 1995
Çeçen lideri Cevher Dudayev'e bagli güçler, cumhuriyetin ikinci büyük kenti Gudermes'te yönetime el koydugunu bildirdi.

28 Agustos 1995
Rusya'nin Budonnovsk kentine baskin düzenleyerek 30 Temmuz da Rus-Çeçen heyetlerinin askeri bir anlasmaya varmalarina
kadar giden görüsme sürecini baslatan Çeçenlerin ünlü savasçisi Samil Basayev, silahlarini teslim etmeyeceklerini söyledi.

5 Eylül 1995
Çeçenistan'da Cevher Dudayev yanlilari 6 Eylül 1991'de ilan edilen, ancak
taninmayan bagimsizlik ilanlarinin yildönümünü cumhuriyetin çesidi yerlesim birimlerinde kutladilar.

16 Eylül 1995
Çeçenistan'in Alkhoi-mohk kasabasinda Rus uçaklarinin bombardimani
sonucu üç kisinin öldügü, alti kisinin Yaralandigi bildirildi.

4 Ekim 1995
Çeçenistan Cumhurbaskani Cevher Dudayev'in danismani Ramazan Kaytemirov, Rusya'nin Çeçenistan'da asil amacinin petrol yataklarina sahip olmak, boru hattini kullanmak ve askeri üs kurmak oldugunu söyledi.

20 Aralik 1995
Çeçenistan'in Gudermes kentini kusatan Rus askerleri yüzlerce sivil öldürerek kenti ele geçirdi. Ülkenin yüzde 70'ini kontrol altinda tutan
Müslüman direnisçiler, Ruslara agir kayiplar verdirdi.

9 Ocak 1996
"Yalniz Kurt" grubunun lideri Salman Rudayev, Kizilyar'a baskin düzenleyerek yüzlerce kisiyi esir aldi.

17 Ocak 1996
Salman Raduyev ve mücahidler, Kizilya dan kaçarken kistirildiklari Pervomaiskoye köyündeki Rus kusatmasini yarmayi basardilar.

5 Subat 1996
Çeçenistan'in baskenti Grozni'de bagimsizlik yanlisi Çeçenler, Rus güçlerinin ayrilmasi istegiyle gösteriler baslatti.

8 Subat 1996
Grozni'deki gösterilere binlerce kisi katildi. Kent merkezinde gösterilere
katilanlarin sayisi on bine ulasti.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Pts May 15, 2006 9:22 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



İki Çeçen komutan şehid oldu

--------------------------------------------------------------------------------

ÇİC Şura Meclisi Devlet Savunma Komitesi sözcüsü, ülkenin güneyinde yaşanan çatışmalarda iki Çeçen komutanın Bilal Edilsutanov ve Timur Maasyevin şehid olduklarini(inşa Allah) bildirdi.

Sözcünün verdiği haberede, 10 Mayıs 2006, mücahitler çok sayıda olan işgalci birliklerele girdiği çatışmada şehid oldular.

İşgalciler Cevherkale'de kayıp verdiler

İşgalci kaynakların verdiği habere göre, Cevherkale'nin Zavoskoy ilçesinde mücahitlerin düzenlediği sabotaj eylemin sonucunda 1 paralı işgalci yok edildi ve diğer 4 işgalci yaralandı.

Mücahitler Rus işgalcileri araçtayken saldırı düzenlemişlerdi. Mücahitler bu operasyonda kayıp vermediler.



Ayrica işgalci haber kaynaklar, 12 Mayısta mücahitlerinMashadov ilçesindeki Taşkala kasabasında askeri operasyon düzenlediği bildirdi.


Operasyonda 2 kafir yok edilirken 3 kafir yaralandı. İşgalciler, Çeçen sabotajcilerın UAZ adlı Rus askeri cipe saldırı düzenlediklerini bildirdiler.


İşgacileri temizledikten sonra mücahitleri olay yerini kayıpsız terk ettiler.


Bu arada işgalciler, Eha Borze (Rus adı Assinovskaya) köyünde ÇİC Başkan Yardimcisi Dokku Umarovun yeraltı sığınağını bulduklarını iddia ettiler.


Çeçenistan'da 29 işgalci ve hain yok edildi ve yaralandı

--------------------------------------------------------------------------------

ÇİC Şura Meclisi Devlet Savunma Komitesi sözcüsü Kavkaz Center haber ajansına, ülkenin Nojay-Yurt bölgesinde mücahitlerin gerçekleştirdiği askeri operasyonlarda 4 işgalcinin yok edildiğini ve 6 işgalcinin yaralandığını bildirdi.

Çeçen tarafın verdiği verilere göre, 12 Mayısta, Canni-Vedeno'da Rus işgalcilerin bölgeyi keşif yaptığını sırasında mücahitler işgalcilere saldırı düzenlediler.

Saldırıda mücahitler 3 kafirini yok ettiler ve diğer 4 yaraladılar. Aynı günde, Vedeno—Dargo anayolda işgalcilerle haraket eden bir araç havaya uçuruldu.

Bu eylemde BMP zırhlı araçla bereber 1 işgalci yok edildi ve 2 işgalci yaralandı.


Bu arada işgalciler 13 Mayısta ülkenin Kurçaloy bölgesinde, BTR zırhlı araçin havaya uçurulması sonucunda 3 paralı işgalcinin öldürüldüğünü ve 6 işgalcinin yaralandığını itiraf ettiler.

Operasyonun ayrıntıları bilinmiyor. İşgalciler sadece, bu operasyonu Dokku Umarovun mücahitler tarafında düzenlediği bildirdiler.




Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Cum Ekm 16, 2009 3:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çeçenistan’da neler oluyor?


Türkiye’de son zamanlarda bazı çevrelerin Rusya işbirlikçisi Kadirov’u meşrulaştırmaya yönelik çalışmaları dikkat çekiyor. İşte Çeçenistan’ı doğru okumayı sağlayacak bir yazı:


Soğuk Savaş sonrasında tüm dünyayı saran kargaşa ve savaş ortamının, en uzun hakim olduğu bölge kuşkusuz Çeçenistan’dır. Birinci Çeçen Savaşı Aralık 1994’te başlamış Ağustos 1996’da sonlanmıştı. İkinci Çeçen Savaşı ise 1999 Ekim’inde başlamıştır ve hâlen çok düşük yoğunluklu da olsa devam etmektedir. Bu savaşlardan etkilenmeyen, yaşamı bu savaşlarla değişmeyen tek bir Çeçen yoktur. İnsanlar dışında, diğer yaşam formları da bu olumsuzluklardan aynı şekilde etkilenmiştir. Kimyasal, biyolojik ve belki nükleer özellikleri olan silahlar, Çeçenistan’ın ormanlarını, dağlarını, bağ-bahçelerini, nehirlerini ve diğer tüm su kaynaklarını, yani bölgenin tüm doğal varlıklarını derinden etkilemiştir.

Dost düşman kabul etmektedir ki Çeçen ve Ruslar arasında güç simetrisinden yoksun bir savaş yaşanmıştır. Fakat çok uzun asırlardır Kafkas halklarıyla Ruslar arasında devam edegelmekte olan mücadele, birçok kez tecrübe edildiği üzere sadece kağıt üzerindeki güç ve rakamlara göre gelişme göstermemiş; çoğu kez din ve vatanı için mücadele eden Müslüman halklar savaş meydanlarında destanlar yazabilmişlerdir. İlk Çeçen savaşı da aynen böyle olmuştur. Çeçen topraklarından 1000 kat geniş; ordu, silah ve mühimmat açısından binlerce kat daha iyi durumda bulunan Rusya, 1996 yılı ortalarında en yetkili ağızlardan (Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Dışişleri Bakanı Aleksander Lebed) savaşı kaybettiğini ilan etmek zorunda kalmıştır. Bunda Cevher Dudayev, Aslan Mashadov ve Şamil Basayev gibi şehit devlet adamı ve komutanların yönetimleri etkili olmuştur.

İlkinin yaralarını saramadan Rusya’nın “büyük oyun”uyla kendini yeni bir kargaşa ve savaş ortamında bulan Çeçenistan, İkinci Çeçen Savaşı süresince sadece Ruslara karşı değil, aynı zamanda Ruslarla işbirliğinden asla çekinmeyen iç mihraklarla da mücadele etmek durumunda kalmıştır. Birkaç yıllık kısa barış dönemi ayrı tutulacak olursa 1994 yılından beri savaş halini yaşamakta olan Çeçen halk, dünyanın onlarca farklı ülkesine savrulmak zorunda kalarak büyük acılar yaşamıştır. Bugün Çeçenistan’da hiçbir aile yoktur ki bireylerinden bir tanesi hayatını kaybetmemiş olsun. Yine her iki savaşta ayrı ayrı yarım milyon insan muhacirliğin derin zorluklarıyla karşılaşmış ve korku halinde Çeçenistan’da yaşamaktansa daha güvenli bir yaşam için hicret etmeyi tercih etmiştir. Son rakamlara göre bu şekilde yaşamak zorunda bulunan muhacirlerin sayısı 250 binin (AB ülkelerinde 100 bin, Rusya: 130 bin, komşu bölgeler: 20 bin) üzerindedir. Bunun dışında halen binlerce Çeçen, köylerinin tamamen haritadan silinmesi ve evlerinin yok edilmesi nedeniyle ülke içerisinde göç etmek durumunda kalmıştır. Nitekim 2008 yılına ait BM İnsan Hakları Raporu, Çeçenistan’da 30 binden fazla evin kullanılamaz halde bulunduğunu göstermektedir.

2003 Ekim’inden itibaren gayrimeşru bir biçimde iktidara getirilen Kadirov saltanatı bugün Çeçenistan’da hüküm sürmeye devam etmektedir. Ahmet Kadirov’un 2004 Mayıs’ında stadyumda meydana gelen patlamayla ölümü, aynı yıl Ağustos ayında Ali Alhanov’u cumhurbaşkanlığı koltuğuna getirmiş, oğul Ramzan Kadirov ise 2007 Şubat’ında aynı makama yine Rus desteğiyle oturabilmiştir. Bu arada seçimle iş başına gelmiş olmasına rağmen 2005 Mart ayında Aslan Mashadov’un ve 2006 Temmuz’unda Şamil Basayev’in insanlık dışı bir şekilde şehit edilmeleri Ruslara ve Rus yanlısı Çeçenlere karşı verilen mücadelenin etkisini yitirmesine sebep olmuştur. Bugün düşük yoğunluklu olmasına rağmen mücadelenin devam ettiği bilinmektedir. Nitekim Rusya’nın ‘antiterör operasyonu’nun bittiğini açıkladığı 16 Nisan 2009 tarihinde hâlâ dağlık bölgelerde yoğun bombardıman devam ettirilirken, 16 Nisan’ı millî bayram ilan edeceğini ifade eden Ramzan Kadirov, üç Çeçen bölgesini operasyon bölgesi olarak ilan etmiştir. Ayrıca tüm Çeçen bölgelerinde insanlar durdurulmaya, sorgulanmaya devam etmektedir!

Çeçenistan’daki tüm bu gerçeklere rağmen Rus yanlısı Kadirov hükümeti Çeçenistan’daki durumun normalleştiğini iddia etmekte ve basın yoluyla dünyanın onlarca ülkesine yayılmış bulunan Çeçen mültecileri Çeçenistan’a davet etmektedir. Oysa iktidara getirilmeleri akabinde tüm Çeçenistan’da devam ettirilen baskılar, soruşturma ve işkenceler, adam kaçırma eylemleri, keyfi tutuklama ve yasa dışı gözaltılar, gözaltında ölümler, aşırı kuvvet kullanımı ve direniş gruplarıyla irtibatı bulunduğu iddia edilenlere yönelik sürdürülen koğuşturmalar bugün de devam etmektedir. Birleşmiş Milletler (BM)’e ait 2008 “Rusya İnsan Hakları Raporu”na göre Ramzan Kadirov muhaliflerine şiddet uygulamaya devam etmektedir.

Kadirov yönetimi, Çeçenler geri döndüğü takdirde, evleri yıkılmış olanlara, yeni evlenenlere ve hatta yeni çocuğu olanlara maaş bağlayacağını belirtmekte, astronomik düzeyde paralar vaat etmektedir; tüm bunlar Çeçenistan’ın hâlâ güvenliksiz bir coğrafya olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Nitekim 2009 Nisan sonu itibarıyla Çeçenistan’ın üç bölgesi yine Kadirov tarafından operasyon bölgesi olarak ilan edilmiştir. İtum Kala, Shatoy, Notshoy-Yurt ve Vedeno gibi bölgelerde bombardıman devam etmektedir. Tüm dünyaya dağılmış olan ve sayıları çok ciddi rakamları bulan bu insanlar, Çeçenistan’a dönme fikriyle yatıp kalkmalarına rağmen başlarına geleceklerden endişe duymakta ve her türlü zorluğa rağmen bulundukları yerleri terk etmemektedirler.

Ramzan Kadirov yönetiminin verdiği imajın aksine, Çeçenistan’da savaş devam etmektedir. Çeçenler yapılan çağrılara uyup evlerine geri döndüğü takdirde, güvenlik sorunu ile karşılaşacaklardır. Dahası kendilerini bekleyen tek sorun elbette güvenlik sorunu değildir. Evleri yurtları yıkılan, bazı köy ve kasabaların tamamen haritadan silindiği Çeçenistan’da yeni bir hayata başlamak öyle Rus yanlısı Kadirov yönetiminin belirttiği gibi kolay değildir. İşsizlik geri dönmek isteyenler için yine önemli bir engel olmaya devam etmektedir. Zira bugün Çeçenistan’da her beş kişiden dördü işsizdir. Bürokrasinin tamamına yayılan rüşvet ve devlet kademelerindeki yolsuzluklar, Çeçenistan istikrarı için yine önemli tehditlerden birini oluşturmaktadır. Soğuk Savaş dönemi öncesinde SSCB’nin nükleer çöplüğü gibi kullanılan Çeçenistan’da savaş döneminde ve sonrasında adı bile konulamayan hastalıklar görülmekte, kanser vakaları yaşanmaktadır. Sağlık hizmetlerinin halen çok yetersiz olması; eğitim altyapısının yetersizliği, savaş döneminde hasar gören okulların onarılamamış olması diğer önemli sorunlar arasında yer almaktadır.

Şimdi maalesef Türkiye’de bazı Rus ve Ruslarla işbirliği içerisinde bulunan Kadirov yanlısı kişiler, uzun zamandır Kadirov yönetimini haklı gösterme çabası içerisine girmişlerdir. Bunu niçin yapmak istediklerine kendileri cevap vermelidirler! 1994 yılından beri her iki savaşta dinleri ve vatanları için şehit olan 300 bin insanın hayat ve emeklerine ihanet edercesine, manda yönetiminin bedeli olarak Rusya tarafından ödenen paralarla imar edilen betonlardan etkilenerek, Çeçenistan’ı adeta cennetten bir köşe olarak ilan edenler nasıl bir yanılgı içerisinde olduklarının farkında değiller sanki!

Son olarak 4 Ekim tarihinde içlerinde Türkiye’nin oldukça tanıdık simalarının da bulunduğu bir grup yine aynı amaca matuf olarak Çeçenistan’a götürülmüş ve bu grup Rus sermayesiyle inşa edilen camilerin açılış programlarına katılmışlar, çok katlı alışveriş merkezlerini ve inşa edilen binaları görmüşlerdir. Fakat bu heyet içerisindeki bazı kişiler mevcut durumdan dolayı mutlu olduklarını, Çeçenistan’ın bir huzur ülkesi haline geldiğini ifade ederek –bilerek ya da bilmeyerek- kamuoyunu yanıltmışlardır. İyice anlaşılmalıdır ki bu şekilde değil üç-beş tane, yüzlerce cami yaptırılsa bir kıymeti bulunmamaktadır. Ayrıca İHH olarak bölgeye davet edilen bu önemli isimlere Çeçenistan’ı farklı vecheleriyle anlatmayı düşünmekteyiz.

Çeçenistan’ın şehir merkezlerinde yeni binaların kurulması, yollarında son model arabaların dolaşmaya başlaması daha 10-15 sene evvel boğulmaya, köleleştirilmeye ve toptan yok edilmeye çalışılan bir ülkenin varlığını, bunun için şehadete koşanları, yaralananları, hala muhaceratın derin zorluklarını yaşamakta olan acılı insanları bu kadar kolay bir şekilde nasıl unutturabildiği doğrusu merak konusudur. Hafızası olmayan millet ve toplulukların aynı acıları defaatle yaşamak zorunda kaldıkları yine yüzlerce kez tecrübe edilmiştir.

İllegal bir biçimde yönetime gelen/getirilen Kadirov, yine aynı iktidar hırsıyla Türkiye ve İslam ülkeleri nezdinde legalleşmeye çalışmakta, bunun için de durumun farkında olmayan bazı STK, yazar, televizyon yöneticisi ve entellektüel isimleri kullanma uğraşı içerisindedir.

Bu derin yanlıştan derhal dönülmelidir. Yüzbinlerce şehit, ölüm korkusuyla hala yurtlarına dönemeyen onbinlerce muhacir ve Çeçenistan’daki bağımsızlık ruhunun sarsılmaması için, bunun bir insanlık görevi olduğu muhakkaktır.

İHH Araştırma Komisyonu Başkanı
alinti TİMETÜRK HABER
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cmt Ekm 17, 2009 7:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çeçenistan´ın yeni yüzü (III)

'ŞİMDİ CİHAT SAVAŞMAK DEĞİL,
ÜLKEYİ ONARMAK VE KALKINDIRMAKTIR'

Bu söz, Çeçenistan’ın Rusya ile tutuştuğu 1’inci savaşta sol bacağını kaybeden ve tek bacağı üzerinde koltuk değnekleriyle yürüyen bir Çeçen mücahidin sözü..

Adı; Gazi Şa’a (Gazi Şah diye de çağırıyorlar).. İlk savaşta Aslan Mashadov’un 1’inci koruması imiş.. Mücahit liderleri 1994-96 arasındaki canhıraş 1’inci savaşı sonlandırıp Moskova ile barış sözleşmesi yapınca, düze inenlerden.. Yapılan sulh anlaşmasını tanımayarak dağda kalan ya da başka ülkelere mülteci olarak sığınan mücahit kardeşlerine şöyle sesleniyor:

"İlk savaşta cihat, ‘Savaşmak’tı.. Bu sulh döneminde ise ‘Cihat’, ülkeyi onarmak ve kalkındırmaktır.. Halk ve ülke adına bir ‘Barış’ sözleşmesi imzaladıktan sonra, sözleşmeyi tek taraflı bozarak tekrar silaha sarılmak, ‘Cihat’tan başka bir şeydir.. Kaldı ki, bugünkü cihat(!)ta Çeçen silahı yine Çeçen'i öldürmektedir.. Bu nice cihattır?."

CİHAT SADECE 'SAVAŞMAK' ANLAMINA MI GELİR?.
Türkiye’ye dönünce, dini literatürümüzdeki "Cihat" tabirini çeşitli kaynaklara bakarak yeniden ve bir daha inceledim.. İşte ulaştığım izahlar...

Cihat, Arapça "Cehd" kökünden geliyor ve çeşitli dini branşlarda güç ve gayret sarfetmek; bir işi başarıya ulaştırmak üzere cehd-etmek anlamını taşıyor.. Örnek olarak:

- "Akait" ilminde imanını daha bilinçli ve sağlam hale getirmek için çaba harcamak;

- "İbadat" alanında kulluk görevlerini eksiksiz ifa edebilmek için gayret sarfetmek;

- "Ahlak" sahasında nefsine, aile ve akrabalarına, topluma, çevre ve doğaya karşı ahlaki vazifelerini tam tamına yapabilmek için sürekli cehd halinde olmak;

- "Tasavvuf"ta nefsini terbiye, tezkiye ve ıslah etmek;

- "Fıkıh"ta ise bütün bunlar yanında savaşta düşmanla harp ederken sabırlı ve dirençli olmak "Cihat" olarak değerlendiriliyor..

Yani sadece cephede "Savaşmak" değil, "Barış" halinde de "Cihat" farz.. Nefsini tezkiye ve terbiye; toplumu kalkındırma; ülkeyi imar.. Bunlar da cihat, bunlar da farz..

Hz. Peygamber'in, bir sıcak savaştan dönerken "Küçük cihattan büyük cihada döndük" sözünü hatırlamayan yoktur.. Çevresindekilerin "Büyük cihat nedir ya Resulallah?" sorusuna karşılık verdiği cevabı da keza herkes hatırlayacaktır.. O cevap şudur:

"Büyük cihat, nefisle cihattır.." Yani nefsi ıslah, terbiye ve tezkiye etmek..

Görüldüğü gibi "Cihat" tabirinde savaş yani savaşta sabır, metanet ve dayanışma anlamı da vardır ama, Müslümanların barış halinde inanç, ibadet ve ahlaki fazilette derinleşme cehdi ve çabası; sonuç olarak huzur, refah ve kalkınma hamlelerinin de cihat cümlesinden birer ibadet olduğu dini literatürümüzde belirtilmiştir..

İslamiyet’te kişiler ve kavimlerarası münasebetlerde "Savaş" değil, "Barış" esastır.. Savaşın ne zaman, niçin ve hangi şartlarda yapılacağı konusunda ise İslami kaynaklarda kesin ve keskin çerçeveler çizilmiştir..

'ÜLKELERİNE VE EVLERİNE DÖNSÜNLER'
Bu davet yeni yönetimin..

Ülkeyi kırım ve kıyımdan kurtarıp baş döndürücü bir imar ve kalkınma hamlesine girişen siyasi yönetim, az sayıda da olsa dağlarda kalıp savaşı tercih eden ve Türkiye başta olmak üzere dost ülkelere sığınan yurttaşlarını vatanlarına dönmeye davet ediyorlar..

Dönsünler ve ülkenin barış içerisinde kalkınmasına destek versinler.. Gönüllerindeki vatanseverlik duygusunu böylece tatmin etsinler.. Öyle diyor, böyle istiyorlar..

Bu daveti ben bizzat Cumhurbaşkanı Ramazan Ahmet Kadirov’un ağzından dinledim.. Devlet sözü veriyor.. "Onlara ihtiyacımız var" diyor.. Birlikten kuvvet doğacağını söylüyor.. Çeçen’in Çeçen’i, yani kardeşin kardeşi öldürmesinden rahatsız ve huzursuz olduklarını belli ediyor..

Bu kardeş ülkenin iyiliğini istemekten başka ne diyebiliriz ki?!..

http://www.aygazete.com/?56078
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pzr Ekm 18, 2009 12:30 pm    ileti konusu: Çeçen Komutan Selim şehid oldu! Alıntıyla Cevap Gönder

Çeçen Komutan Selim şehid oldu!


Türkiye'den bir heyetin Kadirov'un doğum günü münasebetiyle ziyaret ettiği ve herşeyin 'güllük gülistanlık' olduğu öne sürülen Çeçenistan'da çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

Murat Hazine / TIMETÜRK

Türkiye'den bir heyetin Kadirov'un doğum günü münasebetiyle ziyaret ettiği ve herşeyin 'güllük gülistanlık' olduğu öne sürülen Çeçenistan'da çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Bölgeden gelen son bilgilere göre, Vedeno bölgesinde içlerinde Vedeno bölge komutanı Selim'in de bulunduğu 4 mücahid şehid oldu.

Bölge komutanlarından Komutan Arbi ile Abdusselam ve Seyfullah isimli iki öz kardeşin de diğer şehidler olduğu bildirildi.

TimeTurk
TÜRKMEN BACI
www.kerkukfeneri.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cum Ekm 23, 2009 9:08 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BENİ HEDEF GÖSTERENLERE…

Seyfullah Türksoy
ipekyolugezgini@hotmail.com

Seyfullah Türksoy

İnternet sitelerinde bir süreden beri şahsımı hedef alan ahlaksızca bazı yayınlar yapılıyor..
Başını kuma gömüp kıçı açıkta kalan bazı geri zekalılar, klavye mücahitliğine soyunmuşlar.. Kimileri de araştırmadan incelemeden bu seviyesiz koroya katılıp ahkam kesiyor..
Şu ana kadar çok sayıda tehdit, şantaj ve hakaret içerikli sanal saldırıya muhatap oldum.
Bana yapılan saldırıların temelini, Çeçenistan’la ilgili yaptığım yayınlar oluşturuyor.
Lafa gelince demokratik haklardan, takvadan, ahlaktan, müslümanlıktan dem vuran bazı insanlar, böyle durumlarda gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar.
Bizim kimseden korkacak halimiz yok; Fakat bazı haysiyetsiz ve şerefsizlerin hakkımdaki iddia ve iftiraları çığırından çıkınca bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Biliyorum ki, onlara ne anlatsam boş. Gözlerini kan ve hırs bürümüş bir kere…
Çeçenistan’da da bir zamanlar sözde Kafkasya Emirliği adı altında Şeriat Mahkemeleri kurup, sokaklarda vahşi infazlar yapıyorlardı. Rehin aldıkları masum insanların parmağını, kulağını, boynunu “tekbir” sesleriyle kesiyorlardı!.. Okul baskınları, tiyatro baskınları, hepsi bir planın parçalarıydı. Sonuçta Rus derin devleti ve bazı yabancı ülkelerin istihbarat örgütleri amacına ulaştı. Çeçenistan’ı kan gölüne çevirdiler. 300 bin insan şehit oldu. Taharet almasını bile bilmeyen insanların Şeriat Devleti maceralarının Çeçenistan’ı ne hale getirdiğini gördük. O döneme ait tartışmalara girmek istemiyorum. Çünkü insanlar öğrenmeğe, anlamaya değil; kendilerini küfretmeye, karşı çıkmaya, iftira atmaya şartlandırmışlar.
Benim Çeçenistan’la ilgili yaptığım yayınlar bazı insanlarda neden paniğe yol açtı anlamıyorum. Ben şimdiye kadar 70 civarında ülkeye gitmiş ve 1700’e yakın TV programına imza atmış bir gazeteciyim. Çeçenistan da gittiğim, gündeme getirdiğim ülkelerden sadece biridir. Pek çok gazetecinin yapmak isteyip de yapamadığını yapmışım ve Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov’la röportaj gerçekleştirmişim. Bu benim ilk defa yaptığım bir iş değil ki.. Daha önce de Kerimov, Aliyev, Türkmenbaşı gibi pek çok önemli devlet başkanıyla röportajlar yapmıştım. Ben Türkiye’deki bazı cahil cühela takımının hoşuna gitsin diye, Ramzan Kadirov’a küfür mü etmem gerekiyor! Çeçenistan’da muhteşem Osmanlı Camilerinin yapıldığını inkar mı edeyim!.. Savaşta yakılıp yıkılan Çeçenistan’ın baştan başa imar edildiğini görmezden mi geleyim!..Çeçenistan’da savaşın bittiğini, insanların çarşıda pazarda huzur içinde dolaştığını anlatmamalı mıyım? Ne yapmamı istiyorlar? Grozni’de Avrasya’nın en büyük camisinin açıldığını söylemeyelim mi! 5 Ekim tarihinde,
1 günde 4 muhteşem caminin hizmete açıldığını görmezden mi geleyim! Son 3 ay içinde 145 köydeki okulun baştan başa yenilendiğini dile getirmeyeyim mi? Çeçenistan’da yaşayan Kumuk Türklerini, Nogay Türklerini, Ahıska Türklerini ziyaret etmek, onların ihtiyaçlarını Cumhurbaşkanına söylemek suç mudur? Türkiye’de yaşayan Çeçen mültecilerin sorunlarını Cumhurbaşkanına iletip, bu insanlara sahip çıkmalarını, şefkat göstermelerini istemek ayıp mıdır! Benim gösterdiklerimin, anlattıklarımın içinde bir tane fazla-abartı varsa, bütün şerefimle söylüyorum, ben bu mesleği bırakırım.
Ben gördüklerime inanırım, dedikodulara değil. Şimdi birileri benim karşıma çıkıp, beni yalancılıkla, kafirlikle, münafıklıkla, para almakla suçluyor. Bütün basit ve aşağılık insanların başvurduğu yöntemlerle bana saldırıyorlar. Ve benim karşıma Ramzan Kadirov’a ait olduğu öne sürülen video görüntüleriyle çıkıyorlar. İyi de kardeşim, kimse Ramzan Kadirov’un evliya, asfiya falan olduğunu söylemiyor ki!. Ben sadece Çeçenistan’daki güzel gelişmeleri ve ülke gerçeklerini anlatmaya çalışıyorum. İnsanların kalplerini, özel hayatlarını bilemem. Kaldı ki, Kadirov da o görüntülerin tamamen montaj ve gerçek dışı olduğunu ifade ediyor.
Anlaşılan o ki, Çeçenistan’ı bir rant aracı olarak gören ve kandan beslenen belirli bir zümre var. Bu kadar büyük panik yapmalarını başka türlü izah etmek mümkün değil. Şahsen bunların samimi Müslüman olduklarına da pek inanamıyorum. Tanımadığı insanlar hakkında iftira atan, kafirlikle suçlayan böyle tipleri biz geçmişte de çok gördük. Osmanlıyı sırtından vuran Vehhabi hainlerini de, İslam adına sancak açan ve kardeş kanı akıtan Şeyh Said’leri de, Arapları kışkırtan Şerif Hüseyin’leri de çok gördük. -Sözde İslamcı- Hizbullah gibi eli maşaları da, Amerika tarafından kurdurulan -sözde Şeraitçi- Taliban, El Kaide gibi örgütleri de iyi biliyoruz. Bana bu kadar saldıracaklarına, zahmet buyurup Çeçenistan’a gitsinler, doğru mu yalan mı gerçeği gözleriyle görsünler. Eğer Çeçenistan’da kendileri gibi düşünen 100 tane adam bulabilirlerse, onlara ben de inanacağım.. Dağlardan yeni dönen gençlerle konuşsunlar. Onların düşüncelerini öğrensinler. Ben kimsenin avukatı değilim; Sadece gazetecilik yapmaya çalışan Kafkas kökenli bir insanım. Savaştan, kandan, gözyaşından beslenen fitne odaklarıyla muhatap olmanın bir anlamı yok. Onların gözünü kan bürümüş. Belli ki 300 bin şehit, 500 bin sakat, dul, yetim bu arkadaşları tatmin etmemiş. Buradan gaz vererek geriye kalan toplam 1 milyon Çeçen’i de ateşe atmak için yanıp tutuşuyorlar. İyi de bu arkadaşlar madem cihada bu kadar hevesliler, onları tutan mı var, gitsinler cihat etsinler. Burada uzuz klavye kahramanlığı yaparak başkalarının ölmesini istemek şerefsizlik değil midir? Şu kadarını söyleyeyim: Günlerdir aleyhimde yazılar yayınlayarak beni bazı terörist gruplara hedef gösteren İmkan-Der ve başka bazı örgütler, yüce Türk adaleti önünde birgün mutlaka hesap verecekler. İnsanlara çamur at izi kalsın, çok eski bir Sovyet yöntemiydi. Belli ki bu yöntemi hala temel düstur edinenler var. Ben hayatım boyunca inanmadığım hiçbir şeyin arkasında olmadım. Benim bu yayınlar karşılığında milyonlarca dolar aldığımı iddia eden iftiracı şerefsizlere sesleniyorum: Eğer öyle bir para aldıysam Allah benden ve çoluğumdan çocuğumdan çıkarsın! Bunu ispat edemeyenler alçaktır, şerefsizdir, namussuzdur! Bu iftirayı kasıtlı olarak kim ortaya attıysa, kim bu şerefsizliğe alet olduysa, dünyada ve ahirette iki elim yakalarında olacak!..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pzr Ekm 25, 2009 1:37 pm    ileti konusu: Birand'dan şok eden iddia!.. Alıntıyla Cevap Gönder

Birand'dan şok eden iddia!..

Gazeteci Mehmet Ali Birand, AKP hükümetinin Çeçenistan politikasına yönelik çarpıcı bir iddiada bulundu.CNN Türk'te Ayşenur Arslan'ın hazırlayıp sunduğu 'Medya Mahallesi'nin bu haftaki programına konuk olan gazeteci Mehmet Ali Birand, AKP hükümetinin Çeçenistan politikasına yönelik çarpıcı bir iddiada bulundu.

Önceki gün yayınlanan programda Ayşenur Arslan'ı odasında ağırlayan Birand, Erdoğan'ın başbakan olmadan önce Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin ile yaptığı bir görüşmeyi gün yüzüne çıkardı. Birand, Erdoğan'ın bu görüşmede Putin'e Çeçenistan konusunda Rusya'yı sıkıntıya sokmayacak politikalar izleyeceklerine dair söz verdiği iddiasında bulundu.

CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Birand, anılarını anlatırken Rusya Devlet Başkanı Putin ile arasında geçen bir diyaloğu anlattı. Bu görüşmesinde Putin'in kendisine "Sizin Başbakanınıza müthiş bir güvenim var" dediğini belirten Birand, aralarında geçen diyaloğu şu şekilde anlattı:

"Allah Allah... Neden dedim? Çünkü dedi, Başbakan olmadan önce Erdoğan bana geldi ve dedi ki; 'Bu Çeçen konusunda göreceksiniz bizim iktidarımız size hiçbir şekilde zorluk çıkarmayacak, bu konuda biz sorun yaratmayacağız' dedi. Ben de kendi kendime güldüm. Çünkü geldiği yer asıl Çeçen konusunu sömüren yerdi. Erbakan takımıydı, Çeçen konusunda çok duyarlı olan yer. Yapamaz dedim. Geldi Başbakan oldu ilk yaptığı iş o oldu"

Birand'ın ortaya attığı bu şok iddia, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Eğer bu iddia doğru ise kamuoyu şimdi Erdoğan'dan şu soruların cevabını bekliyor:

"Erdoğan, Başbakan olmadan önce Putin'e gerçekten böyle bir söz verdi mi? Verdi ise neden ihtiyaç hissetti? AK Parti hükümeti döneminde izlenen Çeçenistan politikası ile bu iddianın örtüşmesi bir rastlantı mı? Erdoğan ile Putin arasındaki samimi görüntülerde bu iddianın bir yeri var mı?"

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=212485
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pzr Ekm 25, 2009 1:53 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çeçenistan meselesi gercekten cok guc bir konu oldu.
Herkes kendi bildigini soyluyor, soyleytinlerin biri birbirni tutmuyor!
Kime inanacagimizi sasirdik.
R.Kadirov sarap icerken tekbirlerin getirildigi yerin bir montojdan IFTIRA oldugunu soyluyor, Cecenistan komutanlari Turkiyeye multeci olarak geldiginde Rus ajanlari tarafindan oluduruyor...Cecen multeci kamplarina yardim zor gidiyor. Cecen anam eylem duzenlerken Cecenistan bayragi actiginda jobla vuruluyor.
Cecenistana giden S.Turksoy tehditler aliyor? M.A Biranda baska iddalarda bulunuyor?

Iyicene kafam karismis bir durumda! AMA SU BIR GERCEK: CECENISTANIN bizim yardimimiza ihtiyaci var! CECENISTAN MULTECI KAMPLARINA YARDIM EDELIM, onlarin hikayelerini dinliyelim ulkudaslar!GERCEKLERI OGRENMEMIS SART
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Çar Ekm 28, 2009 7:48 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Cecenistanin öteki yüzü








MİLLİ GAZETE ALİNTİ
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pzr Kas 08, 2009 6:05 pm    ileti konusu: Çeçenistan'da mayınlar öldürmeye devam ediyor Alıntıyla Cevap Gönder

Çeçenistan'da mayınlar öldürmeye devam ediyor



Çeçen topraklarına döşenen binlerce mayın can almaya devam ederken, hükümet Rusya'dan mayınları temizlemesini istedi.

Çeçenistan hükümeti Federal Merkez'den ülke içine Rus ordusu tarafından döşenen mayınların temizlenmesini istedi. Ramzan Kadırov son birkaç yıl içerisinde bu konuda çok sayıda taleplerinin olduğunu ancak Kremlin sarayının olumlu yanıt vermediğini ifade etti. Sorunun uzman yetersizliği olmadığını söyleyen Kadirov, Rusya'nın yurt dışına bu konuda uzmanlaşmış elemanlarını gönderdiğini hatırlattı.

Olağanüstü Haller Birimi'nin verdiği rakamlara göre, 1994 yılından günümüze kadar Çeçenistan'da bulunan mayınlardan üç bin 66 sivil zarar gördü. 706 Çeçen mayın patlaması ile hayatını kaybederken, iki bin 360 Çeçen sakat kaldı. Mayınlar nedeniyle ölen çocukların sayısı 131, yaralı çocukların sayısı ise 600 olarak gösterildi.

Çeçenistan meclis başkanı Abdurahmanov, her ay mayın patlaması sonucunda yeni sivil kayıpları yaşandığını ifade ederken, toplam 24 bin 500 metrekare alanın temizlenmesi gerektiği belirtiliyor.

Çeçenistan'da bulunan Olağanüstü Haller Birimi başkan yardımcısı Yuri Lebedev, 40 kişilik uzman grubun bölgeye gönderilmesi için gerekli mektubun yazıldığını ifade etti. Uzmanlar 40 kişilik ekibin yetersiz olduğunu, mayınların temizlenmesi için gereken en az 12 milyar ruble bütçenin Çeçenistan tarafından karşılanmasının da imkansız olduğunu savunuyor.


Dünya Bülteni/Haber Merkezi
Kerkukfeneri.com altintidir
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Çar Kas 25, 2009 6:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çeçenistan'da son durum nedir?
Çeçenistan'dan geçtiğimiz hafta dönen Resul Tosun, son günlerde bu ülke ilgili tartışmaları yorumdı ve orada neler gördüğünü anlattı:



Ve Çeçenistan

Çeçen gruplar arasında yazı yazmamaya özen gösterdim. Fakat Hakan Albayrak kardeşimin Salı günkü yazısından sonra bu yazıyı kaleme almam şart oldu.

Çünkü Çeçenistan'dan Çarşamba günü döndüm.

MİR Ajans sahibi Seyfullah Türksoy bey beni Çeçenistan'nın başkenti Grozni'ye davet etti. Grozni havaalanının uluslar arası uçuşa açılacağını ve ilk seferi de Medine-i Münevvere'ye hacı götürerek gerçekleştireceğini söyledi.

Gitmeden önce ilgili olduğunu düşündüğüm bazı arkadaşlardan bilgi aldım. Çeçenistan'daki gelişmelerin Moskova merkezli bir imaj hareketi olduğunu söyleyen arkadaşlar gitmemem istikametinde telkinde de bulundular.

Bir gazeteci olarak haberi mahallinde görmenin ve değerlendirmenin daha mantıklı olacağını düşündüm ve Türksoy'un davetini kabul ederek geçen hafta bugün Çeçenistan'a gittim. Heyetimiz 9 kişilik basın mensuplarından oluşan küçük bir heyetti.

İlmel yakın bildiğim Çeçenistan'ı aynel yakın görünce nasıl bir bilgi kirliliği içinde olduğumuzu gördüm ve üzüldüm.

Çeçenistan'ın büyük bir bölümünü gezdim. Gezdiğimiz yerlerde de yer yer heyetten ayrılarak çarşı pazar dolaştım, sokaktaki insanlarla muhatap olmaya çalıştım. Çünkü heyet halinde gidenlerin sadece yetkililerin istediği mekanlara götürüleceği, istedikleri insanlarla görüştürülecekleri ve gerçeğin görülmesine engel olunacağı iddiaları vardı. Çok karamsar bir tablo çizilmişti.

Çeçenistan denince hafızamda son savaşta yakılmış, yıkılmış harabeye dönmüş açlık ve kıtlıkla boğuşan mahrumiyet içinde bir Çeçenistan görüntüsü vardı.

Abartmıyorum Grozni'ye indiğinizde gelişmiş bir Avrupa şehrine indiğiniz zehabına kapılıyorsunuz. Grozni adeta yeniden inşa edilmiş, yollar yapılmış çevre düzenlemesi gerçekleşmiş, pırıl pırıl tertemiz bir şehir. Öte yandan da harıl harıl devam eden inşaatları görüyorsunuz. Bu temiz ve düzenli şehrin Avrupa şehirlerinden farkı şehrin göbeğinde şehrin en güzel en gösterişli en ihtişamlı ve en merkezi yapısının bir cami olmasıdır. Geniş bir alanda yeşillikler içinde dört minareli Sultan Ahmet Camii benzeri bir cami. Hacı Ahmet Kadirov Camii. Hemen yanı başında İslam Üniversitesi onun karşısında müftülük binası.

Çeçenlerin geleneksel giyim kuşamları ve insanı duygulandıran onurlu davranışları dikkati çekiyordu. Kiminin başında Çeçen kalpağı, çoğunun başında da Kadiri takkesi!

Bu sene Çeçenistan'dan 3 bin kişi hacca gidiyormuş. Biz ilk kafilenin törenine katıldık.

Hacı uğurlamasının yapıldığı şehrin merkezindeki Hacı Ahmet Kadirov Camii'ne gittiğimizde binlerce Çeçen'i cami avlusunda, bahçesinde ve içinde hararetle koşturduğunu gördük. Avluya girdiğimizde ortada bir zikir halkası vardı. O meşhur ritmiyle tüylerimizi diken diken eden Çeçen versiyonuyla Kadiri zikri.

Çeçenler lisanı halleriyle 'Biz kimliğimize sahip çıkıyoruz' diyorlardı. Bu durumu imaj çalışmasıyla izah etmek biraz zor.

Cumhuriyetin dört bir yanında tamamını Türk mühendis, mimar ve ustaların yaptığı devasa camiler bu bölgeye mührünü vurmuş. Bu camilerin ibadete açılanlardan birkaçını ve inşaatı devam eden diğerlerini gördük.

Bu kalıcı eserlerin imaj çalışmasıyla izahı da bana pek inandırıcı gelmedi.

Hakkında çok şey yazılıp söylenen, internet sitelerinde videoları gezen Cumhurbaşkanını da iki kez gördük. Bir konutunda bir de havaalanında hacıları uğurlarken. Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov, 1994 yılında Milli Görüş'ün tertip ettiği İstanbul'daki Fetih Şöleni'ne Çeçenistan mücahitleri adına katılan Ahmet Kadirov'un oğlu. Ahmet Kadirov Çeçenlerin Dağıstan'a saldırısında mücahitlerle yolunu ayırmış. Savaş sonrası Çeçenistan'a cumhurbaşkanı olmuş ve 2004 yılında bir suikastta hayatını kaybetmişti. Şimdiki cumhurbaşkanı onun oğlu. 33 yaşında başında takkesi elinde tespihi, şen şakrak, sevecen bir Kadiri dervişi. Öyle görünüyor. Moda deyimle pozitif enerji saçan bir kişilik sergiliyor.

Yönetimdekiler hakkında duyduklarımızdan sonra onların dinle diyanetle alakası olmayan bürokratlar diye düşünmüştüm. Oysa şu anda yönetimde olanların da birinci savaşta diğerleriyle omuz omuza savaşmış mücahidler olduğunu gördüm. Cumhurbaşkanlığı köşkündeki çalışanların çoğu sakallı takkeli Müslümanlar. Laikçi biri onları görse Çeçenistan'da irtica hakim olmuş yaygarasını kopartır.

Anadolu Ajansı, TRT ve Sabah grubu cumhurbaşkanıyla uzun söyleşiler yaptılar, merak edilen her şeyi sordular ve cevapları kaydettiler. Bir kısmını Haber7. com'da gördüm.. Ben de görüştüm ve kafama takılan soruları sordum.

Görülen o ki birinci savaşta omuz omuza cihad edenler arasında Dağıstan'a müdaheleden sonra görüş farklılığı zuhur etmiş. Bir grup silahlı mücadeleye devamı tercih ederken öteki grup -ki şu anda Çeçenistanın yönetimini elinde bulunduranlar- 'Anlaşmayı bozan taraf biz olmamalıyız, biz burada ölüyoruz dünya seyrediyor, bağımsızlığımızı ilan ediyoruz hiçbir Müslüman devlet bizi tanımıyor, öle öle insan kalmadı, gücümüz tükendi, başarı şansımız yok oldu, bari gelecek nesilleri kurtaralım, ülkemizin daha fazla tahrip edilmesine sebep olmayalım' görüşünü benimsemiş.

Her ikisi de Müslüman olan bu farklı görüşteki iki gruptan birinin yanında ya da karşısında olmanın, anlaşmazlığı körükleyeceğine kanaat getirdim.

Bizlere taraf olarak ihtilafı körüklemek değil, doğruları savunup yanlışları ikaz etmek düşer diye düşünüyorum. Bu iki grubun hataları da sabıkaları da olabilir. Onların hatalarıyla uğraşmanın ne bize ne de Çeçen halkına faydası vardır.

Moskova'nın Çeçenistan üzerinden bir imaj çalışması yaptığı ve bu ziyaretlerin lobi amaçlı olduğu iddiası da tutarlı görünmüyor. Orada gördüğüm kadarıyla Müslümanlar lehine yapılan öylesine köklü yatırımlarla ve icraatlarla imaj çalışması yapılmayacağı gibi bu kadar basit organizasyonlarla da piar çalışması yapılmaz. Piar çalışmasına ne hacet birkaç ay sonra Çeçen hava yolları İstanbul seferlerini başlatıyor. Herkes gidip görecek.

Bu konuda konuşmak isteyenlere önce Çeçenistan'ı görmelerini tavsiye ederim. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların hataya düşmeleri mukadderdir.

Kimseyi savunuyor değilim. İhlallere karşı elbette ki gereken tepki gösterilmeli/göstermeliyiz. Ama ölçüyü de kaçırmamalıyız. Birilerine olan tavrımız bizi adaletsizliğe sevk etmemeli.

Ayrıca lobicilikle itham edilen Seyfullah Türksoy beye de haksızlık etmeyelim. Yıllardır kendi imkanlarıyla programlar yapan mütevazi firmasına cirminden büyük cürüm yüklemeyelim lütfen. Komik oluyor.

Resul Tosun - Yeni Şafak
resultosun@ttmail.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Çar Arl 02, 2009 1:24 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Rusya'daki tren saldırısını Çeçenler üstlendi

Rusya'nın başkenti Moskova'dan St. Petersburg'a giden Nevski Ekspres'e düzenlenen terör saldırısını kendisini Kafkas Emiri olarak tanıtan Dokku Umarov'un liderliğini yaptığı Çeçen direnişçi grup üstlendi.

Aynı grup Rusya'nın en büyük hidroelektrik santrali Sayano-Suşenskaya'daki patlamayı da kendilerinin gerçekleştirdiğini iddia etmişti. Rus yetkililer hidroelektrik santraldeki patlamanın terör saldırısı olmadığını, teknik arızadan kaynaklandığını açıklamıştı. Ağustos ayında hidroelektrik santralin patlaması sonucu 75 kişi hayatını kaybetmişti.

Çeçen direnişçilere yakın bir internet sitesinde yayınlanan bilgide, "Kafkas Emiri Doku Umarov'un direnişçi birliğinden bir mektup aldık. Mektupta trene yönelik sabotajın yıl başından bu yana planlandığı ve başarılı bir şekilde yerine getirildiği ifade ediliyor." cümlesi yer aldı. Sitede saldrının Umarov'un emri ile gerçekleştirildiğine de dikkat çekildi.

Mektupta, "Özel operasyon grubu 27 Kasım'da Nevski trenine saldırı gerçekleştirdi. 30'dan fazla insan hayatını kaybetti ve en az 80 kişi yaralı. Başlangıçta Rusya makamları bunun kaza olduğunu söyledi. İkinci patlamanın ardından olay kamuoyundan gizlenemedi. Ve saldırı olduğu kabul edildi." denildi.

Yıl başından bu yana hazırlık yaptıklarını savunan grup, "Saldırı Kafkas Emiri Doku Umarov'un emri ile gerçekleştirildi. Biz elektrik santrali, petrol ve doğalgaz boru hatlarına saldırı düzenliyoruz. Operasyonlarımızın büyük çoğunluğu hazırlık aşamasında." tehdidinde bulundu.

Açıklamada tüm bu operasyonlarda mümkün mertebe sivil halka zarar vermekten kaçındıklarını savunan direnişçi grup, "Silahsız insanları hedef olarak görmüyoruz. Bu yıl gerçekleştirilen saldırılarda Rusya ekonomisine büyük zarar verdik. Bu yönde çalışmalarımıza devam edeceğiz." açıklamasını yaptı.

Sitede yer alan mektupda Rusya yönetimini uyaran grup, "Masum Müslümanları öldürmeyi durdurmadığınız sürece, biz de sivil halka yönelik operasyon hakkımızı saklı tutuyoruz." ifadelerine yer verdi.

Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in 16 Nisan itibarıyla Kafkaslar'da olağanüstü hali sona erdirmesinin ardından, bölgede olaylar tırmanıyor. İnguşetya'nın başkenti Nazran'da emniyet müdürlüğüne yönelik intihar saldırısında 25 kişi ölürken, 160 kişi de yaralanmıştı. 1994'ten bu yana iki ayrı savaşın yaşandığı Çeçenistan'da ayrılıkçı gruplar, polis ve emniyet güçlerine yönelik eylemlerine devam ediyor. Çeçenistan merkezli şiddet olayları komşu cumhuriyetler İnguşetya ve Dağıstan'ı da istikrarsızlaştırıyor. (CİHAN)

http://www.stargazete.com/dunya/rusya-daki-tren-saldirisini-cecenler-ustlendi-haber-229078.htm
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 4. sayfa (Toplam 5 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1