Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Nurcular, Ülkücülerden Ne istiyor?
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5 ... 11, 12, 13  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 4. sayfa (Toplam 13 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:21 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:


Fethullahçı organizasyon, her ay, Türkiye’nin hemen her tarafında müritleri olan işadamlarından ve esnaftan makbuzsuz-kayıtsız trilyonlarca lira toplamakta; dış yardımlarla birlikte toplanan bu paralar, okul-dersane-yurt ve evlerin giderlerine sarfedilmektedir. Aynı şekilde, yurt dışında 300’ü aşan okulun masrafları da çantalı öğretmen-kuryeler vasıtasıyla elden karşılanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, her ne ad altında olursa olsun Valiliklerin izni olmaksızın para toplanması suçtur. Keza, yurtdışına illegal yoldan para çıkarmak da kaçakçılık kapsamında suçtur. Aynı şekilde fethullahçı işadamları da, Rusya Federasyonu, CIS ülkeleri ve Balkanlara yaptıkları yatırımlar için çantalı öğretmen-kuryeleri kullanmakta; kayıt korkusuyla, legal yollardan yani banka havale işlemlerine başvurmaktan kaçınmaktadırlar. Kâğıt üzerinde sözkonusu okulların sahibi görünen şirketlerin ve bağlantılı işadamlarının muhasebe kayıtlarında yapılacak ciddi bir çalışma, fethullahçı organizasyona büyük bir darbe indirecektir. Bu yolla, özellikle Rusya, Balkanlar ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde mafyaya kaptırılan, rüşvet olarak dağıtılan, batırılan milyonlarca doların, bir başka ifadeyle Türkiye’nin zaten kıt kaynaklarından yapılan illegal aktarımın boyutları da saptanmış olacaktır. Kuryelerin ve tahsildarların saptanması, ilgili şirketlerin muhasebe kayıtlarına ulaşılması devlet için “çocuk oyuncağı” sayılır. Halihazırda eksik olan, niyettir, kararlılıktır, siyasal iradedir.
Fethullahçı organizasyonu, Türkiye’nin en büyük sivil istihbarat örgütü ve arşivini oluşturma yolunda girişimlerini sürdürmektedir. Kendi organizasyonları açısından potansiyel risk taşıyan politikacılar, gazeteciler, T.S.K. Komuta kademesinde yer alan hedef subaylar, bürokratlar, öğretim üyeleri vd. hakkında “yerlebir” etmeye yönelik ya da en hafifinden “şantaj” değeri taşıyan ses ve görüntü kasetlerinin, her türlü ailevi-yakın çevre ve de kişisel istihbari bilgilerin bir merkezde toplanmakta olduğuna ilişkin duyumlar gelmektedir. Türk yasalarına göre böyle bir oluşum, girişim aşamasında olsa bile ağır suçtur. Bu duyumların doğruluğunun araştırılması, Türk istihbarat birimlerinin deneyim ve yeteneği dikkate alındığında hiç de zor değildir.
Fethullahçıların muvazzaf subayların yanısıra, askeri eğitim kurumlarına sızma girişimleri öteden beri kamuoyunca bilinmektedir. Yüksek Askeri Şûra’nın onurlu bir kararlılık ve gerçek vatanseverlilikle bu tür sızmalara karşı radikal önlemlere başvurması, fethullahçı organizasyonu hiç ama hiç caydırmamaktadır. En az 10 yıl ya da daha ötesine yatırım yapan fethullahçı organizasyon, yatılı kurslarında militanlaştırdıklarından (kazandıklarından) emin oldukları çok zeki ve başarılı öğrencileri, askeri eğitim kurumlarına girmeye yönlendirdikleri de bilinmektedir. Fethullahçı ya da başka tarikat veya radikal dini grup üyelerinin Y.A.Ş. kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilmeleri, bu sapkınlara müritleri nezdinde aksine itibar sağlamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerine organize biçimde sızmak, dışarıya bilgi akışını da sağlamak demektir. Askeri mevzuata göre, böyle bir eylem, girişim halinde olsa bile suçtur ve ceza gerektirmektedir. Bundan sonra, şeriatçı faaliyetler kapsamında meselâ fethullahçı bilinen subay ve astsubaylara T.S.K.’nden ihraç cezası verilirken, arkalarındaki hocaefendi (!) örneği başta olmak üzere deşifre olmuş organizasyon yöneticilerinin de sorgulanıp yargılanmaları gerekir. Bir başka ifadeyle, devlete karşı cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturanların yaptıklarının yanlarına kâr kalmaması kaçınılmazdır ve en etkili mücadele yoludur. Bu öneri, kararlı, radikal sonuçlarıyla birlikte, şeriatçı örgütler için de caydırıcı nitelik taşımaktadır.
Fethullahçı organizasyon içinde yer alan başta medya kuruluşları olmak üzere tüm şirketlerin muhasebe kayıtlarının incelenmesi, organizasyonun kirli-yasadışı ilişkilerinin çorap söküğü gibi çözülmesine yolaçacaktır. Organizasyonun kamuoyu nezdinde sözcülüğünü yapanların yanısıra, kilit yöneticilerin de (özel kalem müdürleriyle birlikte) gözaltına alınmaları ile başlatılacak yasal süreçte, yoğun sorgulama yöntemlerinin uygulanması da bu mafyavari yapılanmanın çözülmesinde önemli etken olacaktır. Tipik bir örnek olarak, öncelikle Polis Akademisi ile birlikte, devleti temsil eden, devletten maaş alan ama fethullahçı organizasyonun militanı olarak hareket eden mülki yöneticiler arasındaki kadrolaşmanın tüm boyutları ile ortaya çıkarılması gerekmektedir. Kamuoyundaki tereddütlerin giderilmesi, karşı propagandaya izin verilmemesi ve de stratejik devlet kuruluşlarının bu safralardan temizlenmesi için konuyla ilgili skandal nitelikli bilgi ve belgelerin, anlamsız gizliliklerden kaçınılarak halka maledilmesi şart görünmektedir. Bu örnekte de fethullahçı olarak temayüz eden üst düzey organizasyon yöneticilerinin sorgulanması ve yargılanması, çözülme sürecinin hızlanmasına katkıda bulunacaktır.
Üniversitelerde yönetici konumundaki fethullahçıların tasfiyesi ve diğer şeriatçı kadrolaşmanın çözülmesi için Y.Ö.K.’na istihbari bilgi akışı sağlanmalı ve bu doğrultudaki tasfiyeler düzenli olarak denetlenmelidir. M.G.K., (T.İ.B. dahil) öğretim üyesi danışmanlarını, konferansçılarını yakın izlemeye almalıdır. Keza, üniversitelerin yanısıra, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi ve de Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu da sürekli büyüteç altında tutulmalıdır. Aynı şekilde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, İslâmiyetin özünde ruhban benzeri aracılara yer olmadığını; sonradan çıkan tarikat ve cemaat benzeri organizasyonların müslümanlar arasında bölünmeye ve çok yönlü istismara yol açtığını ve devlet düşmanlığına kadar gittiğini kitle iletişim araçları vasıtasıyla sık sık gündeme getirmesi ve vurgulaması gereklidir. Diyanet İşleri Başkanı’nın, hocaefendiyle (!) görülecek onur ve yetki hesaplaşmasının zamanı gelmiştir.
T.B.M.M., fethullahçı ve benzeri şeriatçı nitelikli tarikat ve organizasyonları tüm boyutlarıyla ortaya çıkarmak için mutlaka “pişmanlık yasası” çıkarmalıdır. İtirafçılara cazip ceza indirimleri sağlanmalıdır. Bu taktirde önemli bir bölümü çıkar ilişkilerine dayalı organizasyonun darmadağın olması kaçınılmaz görünmektedir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:23 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Fethullahçı organizasyona müdahale, yasal çerçevede ve ödünsüz olarak uygulanmalıdır. Tüm olasılıklar önceden dikkate alınmalıdır. Örneğin, A.B.D. Büyükelçisi ya da İstanbul Konsolosu, olası destek girişimlerine karşı önceden uyarılmalıdır. Keza, sadece medya kuruluşlarının kapatılması, ekonomik gelir kaynaklarının kurutulması gibi geçici önlemlerle yetinmek de çözüm getirmeyecektir. Bir örnek olarak, bu organizasyonun TV kuruluşu kapatılsa ya da Kablo TV’den çıkarılsa, büyük bir olasılıkla Med TV’nin yayın yaptığı uydu ve ülkeden yayınını sürdürme şansı sözkonusu olacaktır. Önemli olan, elebaşılarını yurtdışına kaçırmadan, gereğini -yasalar çerçevesinde- Türkiye’de “tam dokunarak” yerine getirmektir...

SONUÇ: İki basit soru, iki anlamlı cevap:

Soru: Yurt içinde ve dışında yüzlerce eğitim kurumuna; yetişmiş küçümsenemeyecek ölçüde militan bürokrat kadrosuna; adeta küçük bir eğitimci ordusuna; beyinleri yıkanmakta olan yüzbinlerce öğrencinin barındığı yurt ve evlere; her ay ortada dolaşan trilyonlarca liralık gelir kaynağını tahsil eden, nakleden ve sarfeden tahsildar, kurye ve mutemetlere; yurtdışı temsilciliklere; malûm servis yetkilileri ile işbirliğini gerçekleştiren iyi yetiştirilmiş koordinatörlere; çok sayıda şirkete, derneğe, vakıfa ve basın-yayın kuruluşuna; istedikleri ve gerekli gördükleri kişilere devlet makamlarını peşkeş çekebilme, milletvekili seçtirme ya da danışmanlık vererek satın alma rahatlığına; etkili bir imaja, reklam ve propaganda gücüne sahip, devleti ele geçirme iddiasındaki bir suç organizasyonunun gerçek yöneticisi, sadece ilkokul eğitimi almış hocaefendileri (!) olabilir mi?!.

Cevap: Cevap zaten sorunun içinde.....

Soru: Fethullahçılar nereye koşuyorlar?!..

Cevap: Türkiye Cumhuriyeti’nin barış, huzur ve iç güvenliği için bir başlangıç olarak önce askeri hapisanelere!..

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türklük bilincinin simgesi, ulusal birliğimizin ortak paydası, çağdaşlaşmanın öncüsü, ATATÜRK’e sevgi ve rahmetle...

Türkiye’yi ortaçağın karanlıklarına, siyasal ümmetçilik batağına çekmeye çalışan din tâcirlerine, yabancı servis ajanlarına, kısaca Türklük düşmanlarına lânet ve nefretle...



Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:25 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Alıntı:


SAİD NURSİ KİMDİR ? 1877 yılında Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğan ve 24 mart 1960 tarihinde ölen ve bidayette Saidi Kürdi diye anılan bir şahsın esas gayesi, Türklüğü tahrif ederek ayrı bir Kürt devleti kurmaktır. Nitekim yaşamı boyunca bu amacını gerçekleştirmek için etkinlik göstermiştir.
Doğduğu bölgeden İstanbul'a gelen Said-i Kürdi, Volkan gazetesinde Kürtlerin bağımsızlığı konusunda yazılar yazmış, 31 Mart ayaklanmasına katılmış, Milli mücadele döneminde Kürt Teali Cemiyeti kurucuları arasında yer almıştır.
(kaynak Marmara Brifingi: Orgeneral turgut Sunalp, Korgeneral Abdurrahman Ergeç, Tümgeneral Recai Engin, Tümgeneral, Memduh Ünlütürk, Tümgeneral Fazıl Polat, Kur. Alb. Fikret Küpeli...) Bu zamandan 1950'ye kadar risaleleri yaymaya ve cemaatini büyütmeye devam etmiştir.
1950 sonrasında yazmış olduğu risalelere dayanan cemaatini iyice güçlendirmiş ve bu dönemki DP hükümeti le işbirliğine girmiştir. Atatürk'ün başlatıığı toprak reformunu yarıda bırakarak bölgesinin ağalara ve şeyhlerin elinde kalmasında büyük pay sahibi olan Said-i Nursi zamanın iktidarı Adnan Menderes tarafından eli öpülerek el üstünde tutulmuştur.
1960 ihtilaliyle birlikte Adnan Menderes ve diğerleri asılmıştır. Said-i Nursi'nin cesedi de İhtilal subayları tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Volkan Gazetesi
Şeriat devleti isteyenlerin bütün hareketlerinin gerisinde emperyalizmin çirkin yüzü sırıtmaktadır. 31 Mart irtica olayında da Derviş Vahdeti'nin ve Melanzade Rıfat'ların iplerini elinde tutan gerçek güç emperyalizmdir.
15 Aralık 1908 tarihli Volkan, İngilizlerin adem-i merkeziyetçiliği sayesinde Kıbrıs'ın "küçük bir İsviçre" haline geldiğini ileri sürmektedirler. Oysa ki Kıbrıs İngiltere hükümetinin Osmanlı'dan alacaklarına akrşılık rehin aldığı fakat ilk bahaneyle el koyduğu veişgal ettiği, nüfusunun da Yarıya yakınının Türk olduğu bir topraktır. İngilizlerin burayı tek kurşun bile sıkmadan dalavereyle ele geçirmesini ve sömürge kurmasını Volkan gazetesi alkışlamaktadır.
8 Nisan 1909 tarihli Volkan: "İngiliz Hükümetinden, kuvvetli, mütefennin, her surette müterakki, hami-i insaniyet bir hükümetin mevcudiyetini hala mutasavver mir?" diyerek bugünkü Amerikan dalkavukluğuna andırır biçimde İngiltere'nin her yönden propagandasını yapmaktadır.
İşta 31 Mart olayının başkahramanı Derviş Vahdeti dahi, günümüz Amerikan şeriatçılarına benzer biçimde koyu bir İngliz İngiliz şeriatçısıdır. 31 Mart yobazları önlerine çıkan ilerici subayları şehit ettikleri halde hristiyan kafirlere karşı davranışlarında son derece "centilmen"dirler. Yobazlara 31 Mart günü yollarda rastladıkları hristiyanlara korkmamaları için teminat vermişler, yabancı elçiliklerin kapılarına da nöbetçiler dikmişlerdir.
İsyandan sonra hükümet 31 Mart olayında ünlü "Intelligence Service"e mensup İngiltere elçiliği baştercümanı Fitz Maurice ile onun ihzmetindeki yerli işbirlikçilerin marifetlerini saptamışlar ama bu konuyu kurcalamaktan kaçınmışlardır.
31 Mart Ayaklanması
Halkın temsil edildiği parlamentonun kaldırılarak, Padişahın mutlak egemenliğinin geri getirilmesi için çıkan ve sloganı: "Halk burada çoban nerede?!" olan bu ayaklanma Mustafa Kemal Atatürk'ün komuta ettiği Yıldırım Orduları tarafından bastırılmıştır.
Bu ayaklanmada önemli rol oynayan Volkan gazetesi'nde de yazıları çıkan Said-i Kürdi Isparta'ya sürülmüştür.
Kürt Teali Cemiyeti
1. Dünya savaşında yenilince yurd emperyalistler tarafından daha önce yapılmış anlaşmaya uygun olarak işgale başlandı. Ülkenin her yerinde Yunan ayrılıkçısı, Ermeni ayrılıkçısı Kürt ayrılıkçısı cemiyetler türemeye başladı.
Isparta'daki sürgünden memleketine dönen Said-i Kürdi yine İngilizlerin işgal planına uygun olarak Doğu'da ve güneydoğuda İngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulması amacıyla "Kürt Teali Cemiyeti" kurucuları arasında yerini aldı.(kaynak: Marmara brifingi, 1971)
Bir yandan işgalcilerle mücadele eden Ankara hükümeti bir yandan da İngiliz destekli gerici isyanları bastırmakta başarılı olunca Said-i Kürdi bu sefer M. Kemal'le görüşmek için Ankara'ya gitti. Amacın şeriat devleti kurmak olmadığını, ulusal temele dayanan devlet kurmak olduğunu anlayınca bundan vazgeçti.
Bugün dahi Nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi'nin anlayışına göre ülke hala "müslüman" değildir. "Dar-ül harp"tir. Yani şeriatı getirmek için savaşılması geren topraklardır.
Bu anlayışa uygun olarak çıkan ve arkasında İngiliz desteği olduğu resmi belgelerle kanıtlanmış olan Şeyh Sait isyanına katıldığı için İstiklal Mahkemesince yargılandı ve birçok ilde sürgün yaşadı. İngiliz destekli bağımsız Kürdistan isteyen bu ayaklanma birçok şehrin yıkımına, ordunun büyük ölçüde kayıp vermesine ve misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan Musul ve Kerkük'ün İngilizlere kalması ile sonuçlandı.
Nur cemaati'nde Atatürk'ün "Öküz aleyhisselam", "Beton Kemal", "Deccal" gibi isimlerle anılmasınınn arkasında bu şeriatçı ayaklanmaların uğradığı hezimetler yatmaktadır.





Risaleleri ve fikirleri


Said-i Nursi'nin yaşamı boyunca yazmış olduğu risalelerin tümüne "Risale-i Nur Külliyatı" denir.


Türkçe konuşan insanların %90'ının anlayamayacağı bir dil kullanan(ve kişisel düşünceme göre hiç de derin anlamı olmayan ve birbirinin tekrarı niteliğinde olan) bu eser, başlarda cifir'in İslam dışı olduğunu söylediği halde("cifir..., gaybı Allah'tan başkası bilmez ayetine karşı edep dışı bir davranıştır")(bkz. Lem'alar s. 39(yazıldığı tarih 1957) daha sonraki kitaplarında sık sık cifir kullanarak kendisinin ve yazdıklarının ne kadar yüce olduğunu anlatır. Buna örnek vermek gerekirse:
"-... İçlerinde bedbaht olanlar da said olanlar da vardır- anlamındaki ayetin cifir yyönünden sayı değeri 1303 eder. Hud Suresinde -Emrolunduğu gibi hareket et-, anlamında bir ayet olduğu gibi Şura suresinin 2. ayetinde de aynı anlamda bir ayet vardır. -Vav-la başlayan Şura suresindeki ayetin cifir yönünden sayı değeri de 1309 eder. Bu tarihte bütün muhataplar içinde özellikle birine Kur'an adına iltifat ediliyor, doğru olmak yolunda buyruk veriliyor. Birinci tarih(1303)de ise, Risale-i Nurlar müellifi(Said-i Nursi)nin ilim tahsiline başladığı tarihtir. İkinci ayetin tarihi ise O müellif(Said-i Nursi)nin harika bir şekilde pek az bir zamanda ilimce en son noktaya ulaştığı(!), tahsili bitirdikten sonra ders vermeğe başladığı ve 3 ayda, bir kış içinde, 15 senede ancak okunabilen 100'den çok kitap okuduğu ve o zamanın o muhitte en ünlü alimlerinin yanında o 3 ayın mahsulu fakat 15 yılın mahsulü kadar olan ilimleri kazandığı, ne kadar büyük bir alim olduğunu; hangi ilimden olursa olsun sorulan her soruya en doğru cevabı vermekle ispat ettiği tarihe rastlar."(Tasdik-i Gaybi, s. 61-62, yıl 1958)


Ayrıca Hz. Ali'nin vbg. İslam Dünyası'ndaki ünlü kişilerin sözlerinden cifir yaparak kendisini haber verdikleri anlamını çıkartır. Oysa İslam'da gelecekten haber vermek yasaktır!...


Said-i Nursi bir yerde de kendisini şöyle tanıtır:
"İngiltere'nin en yüksek bilim kurulu, Şeyhülislamlık'a 6 soru sorup cevabını istediği zaman; o 6 soruya 6 kelimeyle cevap veren;
Yabancıların en çok önem verdikleri ve bilginlerinin en esaslı düstur saydıkları ilkelerine, gerçek ilim ve marifetle karşılık verip üstün çıkan;
.... Gerek Avrupa filozoflarına, gerek ülemasına ve gerek okullarda yetişmiş olanlara meydan okuyan, kendisi hiç soru sormadan sorulan soruları eksiksiz cevaplandıran..."(Lem'alar Risalesi)


İşte Said-i Nursi böyle üstün bir kişi olduğunu kendisi anlatıyor...


Ayrıca İzmir ve Erzincan Depremleri için şöyle dediğini F. Gülen kendisi naklediyor:"Ya oralarda hiç hizmet eden yoktu(dine hizmet eden) veya onlar yenik durumda idiler ki bu bela başlarına geldi.". Yani müslümanı varsa bile azınlıktıaydı. Depremler bu yüzden olmuştu.


Fethullah Gülen de bu söze dayanrak şunu ekliyor( Prizma 2 sf 66): " -Devlet bu belayı hazrıladı, altyapı hazır değildi, inşaat ruhsatı verilmemeliydi vs.- diyorlar. Halbuki İslam inancına göre maziye ve musibetlere kader açısından bakılır. Artık bu safhada bize Allah'a tevekkül etmek düşer. Yoksa böyle bir bakış açısı, musibeti Üstad'ın ifadesiyle ikileştirir."





Adnan Menderes ve Said-i Nursi


"Ben kütüğü aday göstersem milletvekili seçtiririm.", "İstersem hilafeti geri getiririm" söylemlerinde bulunan ve Anaaysayı ihal ederek diktatörlük yolunda giden Adnan Menderes Doğu'daki ve Güneydoğu'daki şeyh, ağalık oluşumu düzeltmek için Atatürk döneminde başlatılan toprak reformunu sürdürmek bir yana oranın sömürücüleri olan ağalarla ve şeyhlerle işbirliğine girmiştir. Said-i Nursi'nin de elini öpmek seviyesine kadar düşerek cemaate hoş görünmeye çalışmış ve başarılı da olmuştur.


Yetiştirilmiş beyinleri ülkeye kazandırmak için Atatürk tarafından kurulmuş olan köy enstitülerini kapatan ve yerine imam hatip okuları açan, demiryollarını "komünist işi!" diye bırakan ve ulaşımda, sanayide, ticarette ülkenin geri kalmasına yol açan Adnan Menderes ülkeyi Amerikan benzinine bağımlı kılmayı tercih etmiş, ABD'nin isteği üzerine uçak fabrikasını kapatmıştır.


Demiryollarına halen bir çivi bile çakılmamış olması ülkemizin Mobil, BP gibi AB güdümlü sermayenin bir nuamralı sömürgesi yapmakta, Avrupa2nın toplamında daha çok kamyona sahip olmamıza neden olmakta ve trafik kazalarını bir katliam boyutuna çevirmektedir. Bütün bunların sorumlusu halka gerçekleri anlatmak yerine cemaat bilinci aşılayıp uyutanlardır.


Nurculuk Cereyani (*)


Dinci, gelenekçi çevrenin bir temsilcisi olduğu "$akirtleri" tarafindan belirtilmi$ olan Said-i Nursi (31 Mart Olaylarindan Said-i Kurdi) ye baglanan cereyan Nurculuk adini almi$tir. Said-i Nursi taraftarlari, Nursi'yi "misilsiz, muellif, hakikat kahramani, Butun islam aleminin muhtac oldugu bir filozof" olarak tanimlami$lardir. Ilmi degeri bakimindan "Aristo'yu, Ibni Sina'yi, Ibnirrust'u, Farabi'yi" geride biraktigi da muritlerince iddia edilmi$tir. Manevi sahada Turkiye'nin Gandisi oldugu belirtilmi$tir. Eseri "Risale-i Nur" Kuran-i kerim'in yirminci asirdaki tefsiri sayilmi$tir.(115) Bu hukmu, eseri hakkinda bizzat Said-i Nursi de tekrarlami$tir. Risale-i Nur'a kimsenin mani olamayacagini, onun manevi bir polis oldugunu, dunya bari$ini saglayacak kudretini kendisi de belirtmi$tir. Bu bakimdan iktidar partisi (DP) ve eski iktidar partisi (CHP), Risale-i Nur'a minnettar olmalidir, cunku o belalari defeder. O'na hucum edilirse mutlaka bir bela ile kar$ila$ilir. Nitekim bir eseri ile ilgili yapilan bir arama sirasinda sifirin altinda 18 derece soguk olmu$tur. (116)


Said-i Nursi'nin Kuran'i yorumlayan yazilari yaninda siyasi ve sosyal fikirlerini içerenler incelendiginde bu alandaki fikirlerinin ilmi açidan zayif olduklari gorulmektedir. Genel olarak Said-i Nursi'nin fikirleriyle dinci çevrenin savundugu fikirler arasinda birlik vardir.


Said-i Nursi ve talebeleri, Cumhuriyet'in 1950 senesine kadar olan devresini mutlak bir istibdat (dikta) saymi$lardir. Bu zaman içinde pek çok tekliflerinin sonuçsuz kaldigini da uzuntuyle kaydetmi$lerdir. Said-i Nursi 1950 genel seçimlerinden sonra ba$layan devreyi fikirleri için bir kabul ve gerçekle$me devri saymi$tir.


Said-i Nursi genel olarak teokratik bir devlet $eklinin taraftarligini yapmi$tir. Bu fikrini El Hutbei $amiye ba$likli 31 Mart olayini konu edinmi$ bir risalesinde ileri surmu$tur. (117) Bu suretle laiklik prensibini de tamamen reddetmi$ olmaktadir.Mesela $apka giyimi ona gore islam'in geleneksel kanunlarina muhaliftir, çar$afa gelince, kadinlar için bir " kale ve siper" anlamindadir. (118) Açik bacak ve yarim çiplak kadinlar iman ehline saldirmaktadirlar. Çiplak bacaklar, "cehennem odunlari" dir. Cehennemde yilan suretinde gorunurler. Tesetture uymayan kadinlar cehennemde azap çekeceklerdir.(119)


Çok kadinla evlenmeye gelince, bir erkek birden çok nikah altina alinamayacagi gibi, ba$ka kadinlari da nikah edebilir. (120) Kadinlarin bo$anmak için mahkemeye ba$vurmalari "islam onuruna ve milli $erefe" yaki$mamaktadir. (121)


Ogretim alaninda da Said-i Nursi'nin bazi fikirleri ve teklifleri vardir. Bir anne çocugunu hafiz mektebinden alip Avrupa'ya gondermekle çocugunun ebedi hayatini tehlikeye koydugunu du$unmemektedir. (122) Yuksek ogretim alaninda Said-i Nursi'nin dikkat çeken teklifi "dogu universitesinin" kuruşu$udur. Bu universite Kahire'deki "camiulezher" in kizkarde$i olacaktir. Ogretim dili bakimindan "Arap vacip, Kurt caiz, Turk lazim" (123) $ark universitesi geleneklere dayanmalidir. "Batilila$maya ve medeniyete muhtaciz" tezi bu universiteye uygulanamaz. (124) Istanbul Universitesinde ileride bir "Nur medresesi" açilmalidir. (125)


Said-i Nursi "Ba$bakan ve dindar milletvekillerine" hitaben yazdigi bir mektupta laiklik prensibinin uygulanma $ekli hakkindaki fikirlerini açiklami$tir. Siyaset gizli dinsizlige degil, dine alet edilmelidir. Bu goru$ bizi Said-i Nursi'nin natilila$ma meselesi uzerindeki du$unceleriyle kar$ila$tirmaktadir. Islamiyet milliyetinden faydalanacak yerde , batilila$mak dalalete, sefahate, yabanci politikaya dayali bir ya$ayi$ $ekli sayilmi$tir. Gizli munafik ve zindiklar, batilila$mak bahanesiyle, dini siyasete alet etmi$lerdir. Avrupa, kulturuyle maddeten islam alemini yenmi$ olabilir. Fakat dinen yenememi$tir.Islam dunyasinda Avrupa kulturuyle iyile$tirme (islahat) yapilamaz.(126) Avrupa medeniyeti artik "kurtlanmi$ bir agaç" halindedir ve Asya medeniyetine yenilecektir. Cumhuriyet rejimini kurmak için "Avrupa'ya dilencilik etmek, islama buyuk cinayettir" Zira islam bu rejimi 13 asir once getirmi$tir.(127)


Nurculuk hareketi bir aksiyon cephesine de sahip olmu$tur. Said-i Nursi propaganda gezilerine çikmi$, genel ortami oldukça me$gul etmi$tir. Zamanin iktidari bu hareketi desteklemi$tir.





Said-i Nursi'nin olumunden sonra Nuculugun durakladigi ve "ittihadi muhammedi firkasi" hakkinda soyledigi gibi bir tunele girdigi soylenebilir. Bu hareketin Turk devrim prensiplerine muhalefetleri kayda deger ozelliktedir.


(*) : 1996 Tarik Z. Tunaya, Turkiye'nin siyasi Hayatinda BATILILASMA HAREKETLERI, sf 190-194


115- Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesinde verilen konferans (Ankara 1957)- E$ref Edip : Risale-i Nur muellifi Bediuzzaman Said-i Nursi (ıstanbul 1952- 1317)


116-Bediuzzaman Hz. Said-i Nursi nihayet konu$tu. (Hur Adam No. 344- 20 $ubat 1959, s 1-4) Ankara'da Nurcular hakkinda devam eden mahkeme safhalari ve Avk. Bekir Berk'in savunmasi için Bkz Hur Adam No 311 den itibaren Said-i Nursi'nin Tesettur Risalesi hakkinda uyesi bulundugumuz bilirki$i heyeti , verdigi rapor dolayisiyla dokuz imzali bir tehdit mektubu almi$tir. (1952) Bu raporda da Risale-i Nur'un tedrisati sayesinde on be$ haftada islah olduklari da belirtilmi$tir.


117-Bu kitabin çe$itli baskilari vardir. 1953 senesinde elimize geçen bir nushasiyla , 1957'de basilan nusha arasinda yazilarin ba$liklari ve yazilar bakimindan farklar vardir. Bu kitabin son baskisi $u ba$ligi ta$imaktadir: Hutbe-i $amiye namindaki Arabi Risale'nin Tercumesi (Antalya-1957)


118-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a (Hanimlar rehberi, Istanbul 1958, sf 24-27)


119-Birden ihtar edilen mesele-i muhimme (Gençlik rehberi, Istanbul 1951, sf 14-15)


120-Bediuzzaman , Yirmidorduncu Lem'a sf 24


121- Bediuzzaman : Ehli iman ahiret taifesi olan kadinlar taifesi ile bir muhaveredir . (Hanimlar rehberi, sf 5-6)


122-123 Ayni yazi


124-Bediuzzaman Said-i Nursi'nin $ark universitesi açilmasina giri$ildigi sirada cumhurba$kani ve ba$bakan'a gonderdigi dilekçeden bir parça (Hur Adam No 33- 26 Aralik1958) s 2 Ayni mektup metni için Bkz Risale-i Nur hakkinda Ankara Universitesi'nde verilen bir konferans s 75-78


125-Bediuzzaman gençlik rehberi s 77


126-Said-i Nursi'nin 1923 tarihinde Millet Meclisi'ne hitaben yazdigi bir hutbe:(Hur Adam No 320- 12 Eylul 1958, s 1)


127- Badiuzzaman: Hutbei $amiye (bkz 117)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

NURCULARIN GERÇEK HEDEFLERİ


Günümüzde nurculuk diye bilinen başını fettullah gülenin çektiği cemaatin amacı Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yerine seriatçı bir devlet kurmaktır.Bu gaye uğruna dini kullanmakta ve gençlerin beyinlerini yıkıyarak çirkin amellerine alet etmektedirler !


NURCULARA AİT ŞİRKETLER

Nurculara yakın kurum, şahıs ve firmalar
KARA LISTE Kisa adiyla ISHAD olarak bilinen

"Is Hayati Dayanisma Dernegi"nin kurulusunun hemen baslarinda yer alan sirketlerinin adlari (hedefleri ilk asamada 5000 üye sirket sayisina ulasmak)-alfabetik sira ile-: Açil

Tekstil, Adela Ayakkabi, Afsar Mobilya Ticaret, Ahsen Mefrusat, Ak Un Ekmek ve Unlu Mamuller, Akaydin Turizm Nakliyat, Akbulut Elektrik, Akça Hastanesi ve Dogumevi, Akdas Tekstil Insaat Sanayi, Akdere Insaat Gayrimenkul, Akerler Ticaret ve Sanayi, Akin Çorap Sanayi, Akik Bebe Tekstil, Akören Tekstil, Aksa Giyim Sanayi, Aksa Tekstil Sanayi, Aksam

Tekstil, Aksan Ak Insaat Sanayi, Aksiyon Tekstil Gida, Aksoyman Mefrusat, Aksu Market, Aktekstil Giyim Ticaret, Akter Elektronik Sanayii, Aktifsped Uluslararasi Nakliyat, Akveren Unlu Mamuller, Al Insaat Emlâk, Al-Ka Granit Mermer Sanayi, Al-Ko Tekstil, Al-Koç Deri ve Mamulleri,

Alper Mefrusat, Alsa Tesisat Ürünleri Sanayi, Altay Konfeksiyon, Altaylar Plastik Sanayi, Altin Büfecilik ve Gida Sanayi, Altin Köprülü Tekstil Dis Ticaret, Altun Züccaciye, Anadolu Kuyumculuk ve Döviz, Anadolu Mermer Sanayi, Ankara Mobilya, Apa-Akin Mensucat Pazarlama, Ar-El Tekstil, Arilar Kumas, Arinç Tekstil Ticaret, Arin Sirketler Grubu, Art Gida Pazarlama, As Teks Kumasçilik, As-Negis Tekstil Sanayi, Asas Filtre Sanayi, Asil Kimya Boya, Asil Ticaret Asilsoy Insaat Turizm ve Ticaret,

Asit Ticaret, Aslan Mobilya Sanayi, Asrin Giyim Sanayii, Atak Ayakkabicilik, Atlas Çanta Deri Mamulleri, Atlas Tekstil, Ay Sigorta ve Aracilik, Aydin Gida Sanayi, Aydin Örme Sanayi, Aydinli Hazir Giyim Tekstil, Aydogan Tekstil Sanayi, Aypas Saat ve Makine Sanayi,
Aytemiz Petrol, Bahar Taban Sanayi, Bakim Elektronik Sanayi, Baklavaci Güllüoglu, Balkan Kâgit Sanayi, Baris Gida, Baris Yag Sanayi, Basaran Tekstil, Bedir Otomotiv, Begendik Tekstil Sanayi, Benson Tekstil Sanayi, Bereket Gida Maddeleri, Bereket Kimya ve Tip Teknik, Beria Tekstil Sanayi, Bes Makine, Besiktas Denizcilik, Bezci Tekstil Sanayi, Bilal Kutu Oluklu Mukavva Ambalaj, Bilada Ayakkabi Sanayi, Bilge Döküm Makine,

Bilkim Dis Ticaret, Biofarma Ilaç Sanayi, Birdem Etek Sanayi, Birlik Sigorta Aracilik, Bogaziçi Gida Sanayi, Buluzan Giyim Sanayi, Burak Dis Ticaret, Butik Öz Berat Giyim, Cansizoglu Yapi Malzemeleri, Ceceli Metal Sanayi, Cemeks Yapi Elemanlari Sanayi, Cengiz Bebe, Cerçelik, Coskun Ticaret, Coskun Triko Gömlek, Çagdas Altin Döviz, Çagin Büro MobilyaTicaret, Çagrim Konfeksiyon, Çakirlar Insaat Malzemeleri, Çap Sirketler Grubu, Çelenli Gida Ihtiyaç Maddeleri, Çelikay Yapi Akaryakit Sanayi, Çelikeller Yapi ve Tüketim, Çiftçioglu Kirtasiye, Çiftlik Gida Sanayi, Çigdem Çelik Mutfak Sanayi, Çilteks, Çitak Ithalat ve Ihracaat, Çolakoglu Yapi Malzemeleri, Dalgakiran Kompresör, Damgaciogullari Sen Lokanta, Damla Kumas ve Konfeksiyon, Darbaz Hali Sanayi, Daytona

Tekstil, Demirsoy Döküm Ticaret, Denizsan Gemi Makine, Denkon Insaat Sanayi, Diksan Iç Giyim Sanayi, Dinçerler Tekstil Sanayi, Dinsel Tekstil Ürünleri Sanayi, Dizayn Bilgi Islem, Dogu Bati Metal Ticaret, Dogus Moda Tekstil Sanayi, Dost Dis Ticaret, Doytas Dogalgaz Yapi Malzemeleri, Duha Tekstil Sanayi, Duman Tekstil, Duru Giyim, Duyar Endüstri Malzemeleri, Ebdu Tekstil Giyim, Ege Yapi Malzemeleri Ticaret, Egsan Egzost Sanayi, Egirdir Tekstil Pazarlama, Eke Kerestecilik, Eker Örme Sanayi, Ekinci Dis


Ticaret ve Insaat, Ekmekçiler Ev Gereçleri Sanayi, Ekru Tekstil
Sanayi, Eksiogullari Insaat Endüstri, Elif Ahsap Sicak Pres ve Mobilya, Elif Deri ve Spor Giyim, Elif Otomotiv Sanayi, Emirogullari Maden, Emre Mobilya Sanayi, Er Maden Sanayi, Era Elekronik, Erdogan Ayakkabi Yan Sanayi, Erike Mobilya Sanayi, Erkoç Insaat, Eroglu Giyim Sanayi, Ersa Dis Ticaret ve Tekstil, Ersal Asansör Makine, Ertaç Öner Mimarlik ve Insaat, Ertug Konfeksiyon, Es-El Mümessillik Reklâmcilik, Evrensel Gida Sanayi, Factor Tekstil Sanayi, Fahri Kuz Optik, Fayteks Suni Deri ve Dis Ticaret, Felah Tekstil Sanayi, Ferhat Mobilya ve Aksesuar, Ferpas Perde Sanayi, Feta Iç ve Dis Ticaret, Feti Tekstil, Feza Spot Dayanikli Tüketim, Feza Toptan, Firat Elektronik Computer, Fide Konserve Sanayi, Final Giyim, Flato Giyim Sanayi, Force Car, Form Insaat Müsavirlik, Gayretli T

ekstil, Gaziantepli Habes Seyidoglu, Gecem Dinlenme Gereçleri Sanayi, Gemsatas, Gençtekst Tekstil Giyim Sanayi, Gezer Ayakkabi Pazarlama, Gidaplast, Gode Giyim, Gönenli Peynirci, Gönül Giyim Sanayi, Gözde Konfeksiyon, Güder Sirketler Grubu, Gül Branda, Gül Otomotiv, Gülen Tekstil Sanayi, Güler Anahtar Kilit Pazarlama, Güler Cam Sanayi,

Güleryüz Dar Dokuma, Gülsah Çiçekçilik, Gülteks Tekstil, Gülüm Mefrusat, Günal Kâgitçilik Kirtasiye Ambalaj, Günalp Giyim, Güngör Plastik Sanayi, Güntas, Günteks Tekstil, Gürler Giyim, Gürtas Insaat Sanayi, Güven Elektrikli Ev Aletleri, Güven Makine, Güvenler Giyim Sanayi, Güzel Yildiz Tekstil Sanayi, Güzeller Ithal Kumasçilik, Güzeller Tekstil Sanayi, Halil Tekstil Sanayi, Haluksan Ticaret, Hamle Büro Mobilyalari Sanayi, Has Gida Tüketim Mallari Pazarlama, Has Tekstil, Hasan Yildirim Orman Ürünleri, Hasircilar Empirme Sanayi, Hasircilar Tekstil Konfeksiyon, Hatipoglu Insaat Sanayi, Haznedar Tekstil, Hefa Poliüretan Flok Suni Deri, Hilal Dekorasyon Ahsap Dograma, Hipak

Hidrolik Makine, Hira Tekstil Ürünleri Sanayi, Hiranur Tekstil Sanayi, Hisar Ticaret Insaat Malzemeleri, Hüsrevoglu Istifleme Sistemleri, Isik Sigorta Acentaligi, Isin Tekstil, Ilham Elektrik Mühendislik, Ilke Otomotiv Ticaret, Inan Alüminyum, Inan Dayanikli Tüketim Mallari, Inan Dokuma Sanayi ve Tekstil, Inan Mermer Sanayi, Ipek Mobilya Dekorasyon, Ipek Toptan, Iremteks Tekstil Konfeksiyon, Irfan Tekstil Sanayi, Isabella Mobilya Dekorasyon, Iskender Kundura, Iskenderler Mobilya Sanayi, Islamoglu Madeni Esya Sanayi, Ismail Giyim Sanayi, Istanbul Mefrusat, Istanbul Ofset Basin Yayin, Kabatas Ticaret, Kader Sanayi, Kadinca Giyim Merkezi Sanayi, Kadioglu Trikolari, Kalafatlar Makine Yedek Parça, Kale Uluslararasi Ticaret, Kapris, Kar Sirketler Toplulugu, Karahan Tekstil Dis Ticaret, Kardesler Otomotiv Sanayi, Kares Kumasçilik Tekstil Sanayi,


Katrelux Gömlek, Kayacan Insaat, Kayali Tekstil Sanayi, Kaynaklar Ithalat, Kehribar Mefrusat, Kenan Tekstil, Kirgözler Etek ve Bluz, Kocamanlar Insaat Ticaret, Koçaklar Tekstil Sanayi, Koçkaya Motorlu Araçlar Sanayi, Kolat Ayakkabi Market, Konak Giyim Sanayi, Kopuz Gida Ticaret, Kopuz Insaat, Korkmaz Kumasçilik Ticaret, Köprü Dis Ticaret, Köseler Teknik Kalip, Kulaberoglu Insaat, Kumkaya Makine Sanayi, Kumtel, Kuran Petrol Insaat Ticaret, Kuris Insaat Ev Gereçleri Sanayi, Kurtas Tekstil Sanayi, Kutez Kuyumcu Tezgâhlari, Küteks Tekstil, Lale Mimarlik ve Mühendislik, Lokman Eczanesi, Lolita Tibbi Malzeme, Londra Turizm Seyahat, Main Çelik Ticaret, Maltepe Mobilya Ticaret, Manolya Gida Sanayi, Mareks Dis Ticaret, Mavi Tekstil, Me-Gün Glass Show, Mega Basim Yayin Sanayi, Mendilli Deri Kürk Imalati, Mentaç Giyim Sanayi, Merkez Kimyevi Maddeler Sanayi, Mersa Giysi Sanayi, Mert Çelik Mutfak Sarayi, Mert Ticaret, Merter Elektronik, Merve Optik, Mesa Tekstil, Metal Ahsap, Meteks Dis Ticaret, Metraj Tekstil Sanayi, Metro Denizcilik, Mila Insaat Taahhüt, Mim Restorasyon Sanayi, Mimaks Büro Gereçleri Sanayi,


Mine Giyim, Motif Tekstil Sanayi, Mukoç Tekstil, Nakmen Tekstil, Nasip Giyim Sanayi, Nazik Konfeksiyon, Ne-Ad Elektrik Sanayi, Nef Aritim ve Kimya, Negis Giyim Imalat ve Ihracat, Nema Kimya Dis Ticaret, Nepa Tibbi Malzeme, Nil Mühendislik Insaat, Nomgisa Giyim Sanayi, Nur Fantezi Tekstil, Nur Giyim, Nur Ticaret Ithalat Ihracat, Nurpak Kumas Tekstil Sanayi, Nusret Kuyumculuk, Odabasiogullari Insaat, Odakule Shipping, Ogün Tekstil Giyim Sanayi, Onlar Iç ve Dis Ticaret, Onur Ev Cihazlari, Optik Sanayi, Orenko Deri Sanayi, Orhan Kurt Yapi Malzemeleri, Orhan Tekstil Ticaret, Ortadogu Tekstil Ticaret, Oto Hakan Tofas Servisi, Oto Ogus, Oto Uzunlar, Ölçü Insaat Boya Sanayi, Ömeroglu Mobilya, Ömür Tekstil, Önder Mobilya, Örünç Ofset Matbaacilik Ambalaj, Öz-Is Triko Örme Sanayi, Özaksa Giyim Sanayi, Özalp Ayakkabicilik Sanayi, Özbaris Triko Konfeksiyon, Özbay Sanayi, Özberat Giyim,

Özcan Insaat ve Mühendislik, Özer Makine, Özgelisim Konfeksiyon Sanayi, Özkaracalar Giyim Sanayi, Özkardesler Ticaret, Özlü Tekstil, Özturan Gömlekleri, Öztürk Makine Sanayi, Padisah Gida Kimya Sanayi, Pak Gida Tarim Ürünleri Sanayi, Pamukkale Kablo Sanayi, Perçem Giyim Sanayi, Persan Tekstil Sanayi, Petek Giyim Sanayi, Pitirci Cimariva Tekstil, Polat Çelik Sanayi, Polen Menkul Degerler,

Prestij Stil Insaat Yatirim, Rabig Giyim Sanayi, Reba Kagitçilik, Remtas Otomotiv Sanayi, Renk Tekstil Ürünleri, Renktem Temizlik ve Ihtiyaç, Rikkat Giyim, Rita Giyim Sanayi, Rotas Oto Ticaret, Roza Peri Esarp, Sama Insaat Turizm Sanayi, Samanyolu Insaat Sanayi, Samanyolu Tekstil Pazarlama, Sampa Dis Ticaret,

Sancak Boya Emprime Baski, Sar Tekstil Sanayi, Saral Büro Makineleri, Sarp
Giyim Sanayi, Sedef Kuyumculuk ve Döviz, Semiplas Plastik Otomotiv Sanayi, Sercan Saatçilik Ticaret, Sere Mümessillik, Serhat Saat Sanayi, Serpa Tekstil Ticaret, Sevil Örme, Sevimler Petrol Ürünleri Sanayi, Sevinç Kuyumculuk, Seyidoglu Baklavalari,

Seyman Dericilik Sanayi, Seymen tekstil, Seyrek Giyim Üretim, Siddik Kardesler Haddecilik, Siral Triko Sanayi, Sinem Giyim Sanayi, Siral Insaat, Sitas Mensucat Sanayi, Solmazgül Tekstil, Sözer Makine Sanayi, Style Konfeksiyon, Sunkoteks Tekstil Sanayi, Suteks Tekstil Ürünleri, Sündüz Tekstil, Sürat Basim Yayin Sanayi, Sürmeli Insaat, Sadol Boya Sanayi, Safak Elektrik Malzemeleri, Sahin Tekstil Ürünleri, Sahin Züccaciye, Sahnur Aydinlatma, Sampiyon Hersekli Turizm, Seyda Etek, Simsek Ithalat ve Ihracat, Sura Yeminli Mali Müsavirlik, Tan Ayakkabicilik,

Tanim Yeminli Mali Müsavirlik, Tanriverdi Fermuar Sanayi, Tarimsan Motorlu Araçlar Sanayi, Tek Tekstil Sanayi, Teknik Asansör Makine Sanayi, Teknik Mensucat Sanayi, Teknomekanik Bakalit Plastik, Teksan Makine Yapi Elemanlari, Tepas Tekstil Sanayi, Tergan Deri Ürünleri Sanayi, Tikir Tekstil Sanayi, Tinarsoy Elektrik Ticaret, Toksay Mobilya, Toktas Kundura Kaliplari, Topaloglu Insaat Sanayi, Topkapi Ambalaj Sanayi, Topraklar Yumurta Dahili Ticaret,

Toya Iç ve Dis Ticaret, Törk Makine Ticaret, Tugcu Konfeksiyon, Tugra Halicilik Sanayi, Turkuaz Dis Ticaret, Tuva Gida ve Kimya Sanayi, Türkeli Elektrik Motorlari, Türkmen Kanepe Yatak Yorgan, Uçar Tekstil, Ugur Hidrolik Makine Sanayi, Ugur Ticaret, Ulubas Dayanikli Tüketim, Ulus Giyim Sanayi, Ulus Kumas Giyim Sanayi, Umar Makine Sanayi, Umran Sinai Mamulleri, Uysal Tekstil
Konfeksiyon, Uzka Insaat Taahhüt Sanayi, Uzmanlar Özel Egitim Ticaret, Üçyildiz Kagit Masura Rulo Sanayi, Üçler Tekstil, Üçüz Tekstil Kirtasiye Insaat, Ümit Bayoglu Tekstil, Ümit Manifatura Ticaret, Ümit Serbest Muhasebecilik, Ünal Ayakkabicilik, Üstün Çelik Mutfak, Van Halicilik ve Hediyelik Esya, Varak Kirtasiye Gida, Varlik Turizm ve Seyahat, Vatan Kablo Metal Endüstri,


Vatan Mobilya Sanayi, Ves Collection, Vural Çelik Madeni Mutfak, Yakut Insaat, Yalçinlar Dayanikli Tüketim, Yaman Sirketler Grubu, Yasar Giyim Sanayi, Yavuz Mutfak Esyalari Sanayi, Yeni Lider Plastik Ticaret, Yenice Yapi Ürünleri Sanayi, Yenigün Elektronik Sanayi, Yildirim Ticaret, Yildiz Avize Sanayi, Yilmaz Insaat, Yilmaz Insaat Sanayi, Yilmaz Tekstil ve Gida Sanayi, Yurt Triko, Zafer Dis Ticaret, Zaim Gida Sanayi, Zaman Tekstil Boya Emprime, Zarif Mefrusat Tekstil Ticaret, Zem Zem Tekstil, Zinet Tekstil Sanayi, 3 M Musulli International

aman gazetesinin Türkiye disinda basildigi ülkeler söyle:

A.B.D., Almanya, Hollanda, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Azerbaycan, Kazakistan,
Kirgizistan, Tataristan, Türkmenistan ve Baskurdistan. Bu özellige sahip dünyada bir baska gazete örnegi bulunmamaktadir. Gazete,

Türkiye içinde Istanbul, Ankara, Izmir, Adana ve Erzurum'daki baski merkezlerinde basilmakta olup, tiraji -net satisi degil- 300.000 civarindadir.

Yakin zamana kadar Orta Asya'dan seyredilebilen Samanyolu TV, birkaç ay önce, tam miktari ögrenilemeyen milyonlarca dolarlik bir kira bedeli ile Avrupa dahi, dünya ülkelerinin hemen pek çogundan izlenilebilir hale gelmistir
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:34 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Fethullah Hoca'yi uçuran CIA'nin süpürgesi

Hükümet ortaklarinin Fethullah Gülen'le iliskisi, Amerika'yla iliskidir

Amerika'yla iliskilerini Gülen'in kendisi anlatiyor

Fethullah okullarinda CIA pasaportlu sözde Ingilizce ögretmenleri çalisiyor



Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:35 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Gerçek Fethullah Gülen’i devletin istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlar da görmek gerekmektedir. Raporlara göre;


“Fethullah Gülen, alışılmış 'Din Adamı' profilinden uzak, din adına farklı söylemleri bulunan kimi zaman 'Sfenks' kadar sessiz, kimi zaman Atatürk'ü övmeye gerek duyan, kimi zaman 8 yıllık eğitime destek verecek kadar reformcu, rejim yandaşı ve aydın bir düşünür, kimi zamanda farklı dinlerin temsilcilerine dünya barışı adına çağrılar yapacak, hatta Papa ile fikir teatisinde bulunabilecek kadar da enternasyonal yanı güçlü biri olarak görüntüler vermektedir. Tarikat mensupları da baş imam Fethullah Gülen'den aldıkları fetvalar doğrultusundaki davranışları ile kendi düşüncelerinin zıttı olanlara karşı 'hile mübahtır' yöntemi ile tedbirler geliştirmektedirler.

Fethullah Gülen'in yeterli bir din eğitimine ve bilgisine sahip olduğu kuşkuludur. Ama, dini bütünüyle bilmeyen fakat itikatlı olduklarına inanan insanları etkileyebilecek noktayı iyi keşfetmiş, üstün bir zeka sahibi olduğu söylemleri de gündemdedir.

Din bilgesi olmayı gerektirmeyen dini hikayeleri, ıstırap yüklü ses tonu eşliğinde, sohbetlerinde gözyaşı suyu ile kişilerin manevi alanlarına nüfuz edecek şekilde anlatan ve kişileri istediği yöne sevk etmeyi başarması birçok entelektüel kesimin kendisinden etkilenmesini sağlamıştır.

Gençlerimizin ülke menfaatleri ve değerleri açısından hangi noktalarda bulundukları, nihai hedeflerinin ne olduğu tam olarak belirlenmiş olanlarla kamufle yeteneğine sahip bulunan çeşitli maskeler ve kamuoyu desteğiyle yollarına devam etmekte olan ve üzerindeki 'giz' perdesi tam olarak kaldırılmamış masumane görünümlü kimi organizasyonların çekim alanlarına girmelerine mani olabilecek ölçülerde uyarmadığımız ve yeterli bilgilerle teçhiz edemediğimiz de bir başka gerçektir. Böyle olduğu içindir ki gençlerimiz halen birtakım kişi ya da legal ve masumane görünümlü gruplaşmaların etkinliğini artırmada bu kişi veya örgütlerin hedefledikleri noktalara ulaşma ve bu yöndeki planlarını hayata geçirmeleri konusunda cazibe merkezi olmaya devam etmektedirler.

Polis akademileri
Gençlerimiz üzerinde oynanan bu oyunlardan da anlaşılacağı gibi devletin bazı önemli mevkileri ile birlikte teşkilatımız bünyesinde bulunan başta Polis Koleji ve Akademisi olmak üzere, birçok eğitim kurumumuz adı geçen tarikatın ilgi alanına girmiş teşkilatlanmaları adeta bir sistematiğe bağlanmış gibi devam etmektedir.

Fethullah Gülen cemaatinin devlet içindeki yapılanması alışılmış örgütlenme modelinin dışındadır. Tarikata göre; makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Bu nedenle kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle 'Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et' taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar.

Işık tarikatı
'Işık tarikatı' olarak adlandırdığımız Fethullah örgütlenmesinin yol göstericilik ve irşad edicilik şeklinde tanımlanan yapısının dışında; Fethulllan Gülen'in kendi deyimi ile 'Dava adamı ne muzafferiyetinde ne de mağlubiyetinde tavrını değiştirmez... Her yüce davada, yerinde sebat edip cepheyi koruma bir yiğitlik nişanesidir' tarzındaki karakter telkini ile 'İbni Erkanı (IŞIK) evlerinde yetiştirmeden sabırla pişirip olgunlaştırmadan yapılacak her şey ham hayaldir' şeklinde mensuplarına ihtiyat telkin eden, söylemleri gibi birçok beyanı ışığında 'IşIk tarikatına' geçirilmiş örgütsel yapı ortaya çıkacaktır.

Marksist literatürde, genelde 'Militan' olarak adlandırılan tiplerin yetiştirilmesindeki telkin ve inandırma yöntemleri ile Fethullah GÜLEN'İn 'IŞIK EVLERİ' ya da 'Işık kışlaları' diye tanımladığı ve 'Bayrak yere düşmüştür oradan kaldırılmalıdır' şeklinde örtülü olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan önceki döneme gönderme yaptığı ve büyük bir titizlikle gizlemeye çalıştığı hedefi için 'Hizmet insanı gönül verdiği dava uğrunda; kandan, irinden dar yolları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da sahibine verecek kadar olgun ve yüce yaratıcıya edepli ve saygılı, muvaffakiyetinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de putlaştırmayacak' şeklindeki izahı hem mücadelenin tarzını anlatmaya, hem de lidere tabi olmak suretiyle ondan irşad ve emir beklemeyi telkin ettiği açıkça ortadadır.

Hedef: Teokratik rejim
Esasında; yazının ekindeki rapordan da anlaşılacağı gibi, Fethullan GÜLEN'in kitaplarında gerçek niyetini gizlemek için kullandığı bazı kelimelerin yerine, gerçekte onun niyetini ihtiva eden sözcükleri koyduğumuzda çok kullandığı, ancak ne olduğunu bir türlü izah etmediği 'Hedef'inin gelecekte zümre hakimiyetini hedefleyen teokratik bir rejim olduğu hemen anlaşılmaktadır.

Şeriat yerine İslam, Cumhuriyet dönemi yerine talihsiz dönem veya karanlık ya da upuzun hicranlı dönem, militan yerine hizmet erleri ya da Işık erleri veya Işık süvarileri, laik kesimler yerine karşı cephe veya hasım cephe, Cumhuriyet dönemi yöneticileri yerine o kafalar, Atatürk dönemi ya da İsmet İNÖNÜ dönemi yerine mabede giden yolların kapatıldığı zaman dilimi, şeriat düzeni yerine hedef, Atatürk yerine deccal şeklinde deyimler 'hedefinin' ne olduğunu açıklamaya yeterlidir.

'Devleti ele geçirin'
Tarikat liderinin 1950'li yıllara atıfta bulunarak Said-i Nursi'yi 'karşı cepheye aksiyoner tavır almamak' gerekçesiyle üstü kapalı eleştirerek '...50'li yıllardan bu yana tam 40-45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60-65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti' ifadesi ile devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.

'... Bir yandan hasım cepheyi mükemmel işleyen haber alma teşkilatıyla içinden tanırken, öte yandan da hasım cephenin aynı faaliyetleri kendi içimizde sürdürmesine müsaade edilmemeli' tarzındaki mantalitesi ile de emniyet ve istihbarat birimlerini ele geçirme teşebbüsündeki niyeti açıkça ortaya çıkmaktadır. Yazının ekinde pasajlar şeklinde alınan ve konunun bütününden kopmama düşüncesi ile verilen bilgiler okunduğunda Fethullah Gülen'in nelere özlem duyduğu net olarak anlaşılacaktır.

Eyüp Kayar'ın sözleri
Örgütsel yapının ekli raporda da görüleceği gibi genel hatları bizzat Fethullah Gülen tarafından çizilmiştir.

Işık tarikatı'ndan koparak bir televizyonun 'Ceviz Kabuğu' adlı programında kamuoyuna yönelik itiraflarda bulunan, ancak, hakkında şu ana kadar herhangi bir işlem yapılmayan Eyüp Kayar isimli şahsın, Fethullahçılık (ışık tarikati) örgütlenmesi ile ilgili yaptığı açıklamalar genel hatlarıyla şu ana kadar yapılan inceleme ve araştırmaları teyit eder beyanlar olması bakımından büyük önem taşımaktadır.

Eyüp Kayar'ın beyanları özetlendiğinde, 'Işık Evleri cemaat mensuplarının yaşadığı evler, hücre evleri mahiyetinde, Fethullah Gülen'e göre kapılarına kilit vurulmuş zaviyelerin, kışlaların, tekkelerin görevini yapan evlerdir. Bu evlere giriş ve çıkışlar mümkün olduğunca gizlilik içinde yapılır. Işık evlerinden sorumlu bir ev imamı vardır. Bu imamlar 6 ayda veya 1 yılda değişir. Evin maddi girdisi ve çıktısıyla ilgilenir yukarıdaki imamlara rapor verir. Bu evlerde genelde 4-5 kişi yaşar. Umumiyetle kiralanır. Evlerde insanlara yaklaşım tarzları özellikle öğretilir. Fethullah Gülen'in sesi ve görüntülü kasetleri izlenir. Lise ve üniversite öğrencileri katılır.

Cemaatin üç kolu
Cemaat üç saç ayak üzerine kurulmuştur. Işık evler, ağabeyler ve talebeler. Yeni ilişki kurulan öğrenciler ders çalışmak bahanesiyle evlere davet edilir, öğrencilere dersleri konusunda yardımcı olunur. Zamanla bu öğrencilere sesli ve görüntülü kasetler izletilir ve Fethullah Gülen'in kitapları okutturulur.

Cemaat 1992 yılından sonra çok hızlı gelişmeye başladı. Cemaat 'Söyleyemiyorsan söylet' taktiği çerçevesinde cemaat liderine herkes hüsnü kabul göstermeye, hoşgörü ile bakmaya başladı.

Bayrak yere düşmüştür, ayaklar altına alınmıştır. Tekrar bu bayrağın yerden kaldırılması ellere alınması omuzlarda taşınması, uzaya götürülmesi meselesini bu cemaat yapacaktır. Fethullah Gülen ve cemaati hiçbir lakabı kabul etmezler. Her zaman radikal İslam'dan farklı olduklarını vurgularlar. Biz farklıyız radikal islamcılardan farklıyız, bize hoşgörü ile davranmazsanız radikal islam güçlenir.

Cemaatin en güçlü olduğu eğitim öğretim kurumları, Işık Evleri, yurtlar, kolejler, Finans kurumları, Esnaflar, Holdingler, Talebeler, mesleki örgütlenme şeklinde de Doktorlar, Öğretmenler, Avukatlar, Polisler gibi.

Siyaset alanında da örgütlenme vardır fakat bu sempatizan bazındadır. Basın-yayın alanında cemaat çok güçlüdür. Zaman, Sızıntı, Yeni ÜMİT, Ekoloji, Aksiyon, STV, Burç FM gibi örgütlenmeler vardır. Ayrıca prodüksiyon şirketleri vardır.

Kadın kolları örgütlenmesi vardır. Kadın cemaat mensuplarına Şakirde, erkek cemaat mensuplarına Şakirt denir.

Eğitim ve öğretimde başıçeken Işık Evleri'dir. Işık Evleri kökünü Hz. Muhammed devrinden alır. Fethullah GÜLEN bu evleri Işık Evleri olarak niteler, vaazlarında ve kitaplarında bu evlere İbn-i Erkam evleri der. İbn-i Erkam sahabedir. Hz. Muhammed'i herkesin dışladığı bir vakitte evine almıştır. İbn-i Erkam evlerinde yetişmeden, sabırla pişip olgunlaşmadan yapılan her şey ham hayaldir. Bu evler cemaatin hücreleri durumundadır.

Her evin bir programı vardır. Her iş bu program dahilinde yapılır. Atatürk'e ait hiçbir kitap okunmaz ve okutulmaz. Fethullah Gülen'e mehdi nazarı ile bakılır. Mehdi ahir zamanda bayrağın yere düştüğü vakitte zuhur edecek ve beklenen cemaatin başına geçerek bayrağı kaldıracak. Cemaat içinde Atatürk için, Beton Kemal, Musti, Kefere, Deccal, Öküz aleykümselam gibi ağır lakaplar kullanılır.

Tek isteği şeriat
Devletin Anayasal nizamını değiştirerek yerine şer'i esaslara dayalı bir İslam devleti kurmayı hedeflediği değerlendirilen Fethullah Gülen ve yandaşları, 28 Şubat Kararları'nın alınmasından sonra ve özellikle soruşturma ile ilgili yazışmaların başlaması ile birçok örgüt evini boşaltmış, örgütsel yapılanmaya zarar vermemek için faaliyetlerini mevzii koruma kuralına uyarlamışlardır.


Endişe verici
Şu anda birçok örgüt mensubu ve talebeleri aile evlerinde örgütsel faaliyetlerini sürdürmektedirler. Gülen örgütlenmesinin ekonomik boyutu da göz önüne alındığında, gelecekte ülkemizi bekleyen tehlikenin büyüklüğü endişe verici boyuttadır.”
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
thegreen_wolf
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 12, 2006
İletiler: 466
Şehir: trabzon

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 10:53 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



formlara yazı yazan kardesler bakalımm bunları okuyunca neler dusuneceksınız merak ediyorum...........

Gülen cemaati, adı konmamış bir holdinge benziyor. Farklı alanlarda girişimleri var:
Eğitim (yurt içinde ve dışında liseler, üniversiteler, yurtlar, vakıflar), finans (Asya Finans), medya (TV, gazete, yayınevi, dağıtım şirketi).

Bu dev yapı şu anda varlığını Gülen'in manevi liderliği ve ona yürekten bağlı kişilerin koordinasyonu ile sürdürüyor. Böylece cemaat çeşitli sorunlar karşısında ortak hareket edebiliyor.

Gülen'den sonra ilk ayrılanlar, cemaate dini kaygılarla değil ekonomik kaygılarla giren işadamları olacak. Artık manevi bir otorite kalmadığı için 'herkes kendi yoluna' diyecekler. Ardından bağışlarda azalma olacak.

Gülen cemaati, klasik Nurcular gibi 'gevşek' ve 'yatay' bir örgütlenme değil.
Tersine 'sıkı' ve 'hiyerarşik'. Demokratik ve katılımcı değil,
otoriter ve disiplinli. Aşağıdan yukarıya 'enformasyon' gidiyor, yukarıdan aşağıya 'emir' geliyor.

benim için :ç demokrasiye karşı büyük bir tehdit oluşturan dinsel kökenli totaliter eğilimleri içinde barındırıyor,

kimileri için ise bir kurtuluş yolu. işte buna gülüyorum.........

Gülen'e destek veren büyük medya acaba "kurtuluşa" mı gidiyor, yoksa "intihar" mı ediyor; ne dersiniz?
karar sizin

şimdi iyi düşünün bu konu hakkında ona göre yazı yazın

suişe bak
Alıntı:

.....................................
Sızıntı dergisinde askerleri öven yazıları çıktı. Sağ-sol çatışmasının durduğu, Kenan Evren'in ayetli, hadisli nutuklar attığı, askerlerin doğrudan ya da dolaylı dini gruplarla temasa geçtiği bu ortam Gülen'i memnun ediyordu. Cemaati daha da büyüyordu. İşin ilginç yanı Fethullah Hoca bu yazıları kaleme alırken, cemaatine evet oyu verilmesi yönünde telkinde bulunurken yurt çapında aranıyordu! Gülen'in resimleri otogarlara, istasyonlara asılan listede yer alıyordu! O ise Anadolu'da dolaşıyor, kah hasret gideriyor, kah gelecek planları yapıyordu. 1983'teki genel seçimlerde Turgut Özal'ın Anavatan Partisi tek başına iktidar olmuştu. Ülkede yeni bir hava esiyordu. Ekonomi canlanmıştı. Türkiye her bakımdan dışa açılıyordu. Turgut Özal'ın ekonomik politikaları Anadolu'daki potansiyeli harekete geçirmişti. Sonraki yıllarda bazılarının 'Anadolu Kaplanları', diğerlerinin 'Yeşil Sermaye' adını vereceği oluşum uykusundan uyanmıştı. Dernekler, holdingler kuruluyor, küçük ve orta boy işletmeler harıl harıl çalışıyordu. Bu sermayeyi yöneten insanların çoğu İslam'a ve geleneksel değerlere karşı duyarlıydı. Zekat veren, Hacca giden, zengilerin sosyal sorumluluk taşıması gerektiğine inanan kapitalistlerdi onlar. Sadece paranın değil dinin kurallarına da uymak istiyorlardı. İşte bu ortamda Fethullah Gülen yeni bir stratejiyi devreye soktu. Takipçilerinden okullar açmalarını istedi. ...........
Telkinleri, tavsiyeleri bir emir gibi algılandı. Yukarıda sözünü ettiğimiz işadamlarından ve elbette gönüllülerden oluşan gruplar ülkenin dört bir yanında kolejler, yurtlar kurmaya başladı. Böylece İslami kesimin 'hizmet' adını verdiği aksiyon yeni bir içerik kazanmıştı. 'Hizmet' artık sadece dini anlatmadan, din için faaliyet göstermeden ibaret değildi. Pozitif bilimlerin öğretilmesi, çağdaş teknolojinin kullanılması da hizmete dahil olmuştu. Bence burada Said Nursi'nin kurduğu hayalin değişik bir biçimi, çağdaş bir yorumu söz konusuydu. Genellikle 'İslam adına savaş' olarak algılanan 'cihat' kavramı da yeni bir içerik kazanıyordu: Manevi cihat! Eğitim cihadı!

adam anlamıs tabıkı egıtımle beyınlerın nasıl yıkanabılecegini uyguladı
NE DEMELİ....

SEVGİLERLE....

RABBİM TÜRK'ü korusun ve yüceltsin
RABBİM yar ve yardımcımız olsun



Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM ICQ
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Sal Haz 06, 2006 5:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Geçen ay RUSYA DEVLET BAŞKANI VİLADİMİR PUTİN FETULLAHIN okullarında ingilizce öğretmeni olarak çalışan 32 tane profesörü sınır dışı etti gazete ve televizyonlarda pek verilmeyen bu olayın sebebini rusya şöyle açıkladı ........

"SINIRDIŞI EDİLEN 32 TANE PROFESÖR RUS GİZLİ SERVİSİNİN RAPORUNA GÖRE CİA AJANLARIDIR VE RUSYADA GİZLİ FAALİYETLERDE BULUNMAKTADIRLAR."


İŞTE SEVGİLİ ÜLKÜDAŞLARIM HERŞEY AÇIKKEN HALA BU SARIKLI PAPAZA İNANAN VARSA NE DİYELİM ALLAH UYANDIRSIN...........
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
aslanderen40
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jul 11, 2003
İletiler: 133
Şehir: kırşehir

İletiTarih: Çar Haz 07, 2006 10:51 am    ileti konusu: kur'an Alıntıyla Cevap Gönder

arkadaşlar kur'an-ı Kerim'an Maide suresi 51. ayetinde derki "Ey inanlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır."
arkadaşlar bu diyalog budadalarına verilebilecek en güzel mesajdır lütfen sizlerde bunu öğrenin ve onların yüzlerine tokat gibi çarpın.
Allah yar ve yardımcınız olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM ICQ
kushcu
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 07, 2006
İletiler: 11

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 10:39 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

s.a.

Ben nur cemaatinden değilim fakat şuan cemaatin bir lisesinde lise sonda okuyorum bunun sebebide babamın bu okulların ortam olarak temiz oldugunu dusunup gondermesidir..

Şahsi fikirlerim cemaatin içinde yanlıs işler oldugudur özellikle dinler arası diyalog olayları hosuma gitmiyor..

Ama dini açıdan ahlaki açıdan eksikleri olsada şuan cemaate saygı duymamın en buyuk sebebi cemaatteki bazı dostlarımdır..

şahsen nakşi yim ama orada cok sevdigim insanlar var.
Zaman kotu Allah yardımcımız olsun.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 12:21 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Zaten bizim cemaatin tabanında olan samimi insanlara sözümüz olamaz bizim görevimiz nacizane onları uyarmak.

bu siyonist planın bilerek veya bilmeyerek piyonu olmasınlar.....
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 5:34 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli kardeşlerim,



Annemin rahatsızlığı nedeniyle yine bir müddet siteden uzak kaldım..

Hafta başında yine ameliyat olacak..

Bugün ilk işim; uzun süredir okuyamadığım siz değerli kardeşlerimin gönderdikleri iletileri ; okumak oldu..

Bu cemaatten benimde arkadaşlarımın olduğunu söylemiştim..

iyi bir şey yaptıklarını zannediyorlar..

Bize görede çok yanlış yoldalar...

Bu harekete başladıkları zaman siyaset ile ilgileri yoktu...


Ya da insanları ona inandırdılar...

Şimdi ise gırtlaklarına kadar siyasetin içindeler...

''Ülkücü Camiayı da '' bu yüzden hazmedemiyorlar..

Çünkü DİN olayını tekellerine alamadılar...

Ülkücüler, samimi müslümanlar... buna engel....

Maalesef bu cemaatin bilinçli bir şekilde planlanarak üretildiğini düşünüyorum;

Türk örf ,adetlerini, Ahlak yapısını yozlaştırmak..

Türk toplumuna arap-kürt karışımı bir kültürü hakim kılmak adına

planlanan bir faaliyettir bu...

Burada görev yapan arkadaşlara da fazla kızmamak gerekir..


Çünkü yıllardır, beyinleri bu iş için yıkanmıştır..

Bu beyinleri birazda ticaret ile... mevkii ,makam ile süsleyince...

Tadına doyum olmuyor.....

Yıllardır bu topluma TÜRK olduklarını hatırlatmak için herşeyi söyledik..

Türk örf ve adetlerini her yerde yaşatalım istedik...

Ama ne yazık ki! gördüğüm kadarı ile...

Bu arap -kürt kırması düşünce tarzı bu topluma hakim olmaya başladı..

Dini kullanarak kendilerini bu topluma çok güzel kabul ettirdiler....

Bir ''karadenizli ailenin'' düğününe gidiyorum..;

Karadeniz türküleri, Karadeniz örf ,adetlerini izlemek için sabırsızlanırken...

Bir de ne görüyorum....

Düğün sanki.. güneydoğu'da oluyor....

sazlar ,sözler ,türküler,konuşmalar hep o bildiğimiz...

arap -kürt karışımı....

Bir müddet sonra sebebini anlıyoruz...

Meğer; Karadenizli Meşhur Ailemiz;

Bu Cemaatin etkisinde kalmış... en baş müridleriymiş....


Helal olsun ; Adamlar ister din adına ister cemaat adı altında...


arap -kürt karışımı bu yoz kültürü TÜRK toplumuna kabul ettirdiler...

her gece TV'lerde...bunların müzik programlarını , dizileri izleyen bu toplum...


Hızla TÜRK'lükten uzaklaşıp...

Bu cemaatin kucağına düşüyor....

Tabiiki bu oyunlara gelmeyen Ülkücüleri düşman gibi görüyorlar....



saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 8:39 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kaganos demiş ki;
Alıntı:
Değerli kardeşlerim,



Annemin rahatsızlığı nedeniyle yine bir müddet siteden uzak kaldım..

Hafta başında yine ameliyat olacak..

Arkadaşımız kaganosun muhterem validelerinin rahatsızlığı için kendilerine geçmiş olsun diyor,ameliyatının başarılı geçerek,eski sağlığına tekrar kavuşmasını diliyoruz.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
mustafayaman
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 09, 2006
İletiler: 315
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 8:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli Ülküdaşım kaganos annenize acil şifalar biran önce sağlığına kavuşur inşaallah
ALLAH(cc) yar ve yardımcınız olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 4. sayfa (Toplam 13 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5 ... 11, 12, 13  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1