Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Nurcular, Ülkücülerden Ne istiyor?
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 11, 12, 13  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 5. sayfa (Toplam 13 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 8:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

[quote="kadir21"]kaganos demiş ki;
Alıntı:
Değerli kardeşlerim,



Annemin rahatsızlığı nedeniyle yine bir müddet siteden uzak kaldım..

Hafta başında yine ameliyat olacak..

Arkadaşımız kaganosun muhterem validelerinin rahatsızlığı için kendilerine geçmiş olsun diyor,ameliyatının başarılı geçerek,eski sağlığına tekrar kavuşmasını diliyoruz.[/quote]


Değerli kardeşim,



Allah hepinizden razı olsun...

Bu maddi menfaate dönüşen kirli dünyamızda...

Maneviyata, Ülkeye,Millete ,Bayrağa önem veren tüm kardeşlerimin ,Aileleri ile birlikte; Sağlıklı ,mutlu;başarılı bir ömür geçirmelerini dilerim..

Yüce Rabbimiz, bize bu bedeni ,bu aklı ödünç verdi...

Gün gelecek ... Bu fani dünyada yaptıklarımızın hesabı sorulacak...

Bütün gayemiz , bu hesabı layıkıyle vermektir...

Günümüz geldiğinde ...o arzu ettiğimiz mekanda....

Tüm kardeşlerimiz hep beraber oluruz inşaallah...



saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 8:56 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ne kadar düşman olurlarsa olsunlar hiç farketmez.Bunların içine düştükleri durum için hiçbir mazeret kabul etmiyorum.Doktor,mühendis,öğretmen olmuş adamlar dolu içlerinde.Ama kafalarını kullanmıyorlar.Ne denilirse kabul etmişler,ne söylenmişse inanmışlar.Sonunda da koyunlaşmışlar.Sürünün liderinin peşinden hepsi de uçuruma doğru sürükleniyorlar.Bunlar bir süre sonra düşüp parçalanacaklar.Vakit varken bu ahmaklıktan vazgeçip,doğruyu artık görsünler.Ciğeri beş para etmez,bilgisiz cahil insanların isterik heyezanlarına kapılıp gitmesinler.Yok illa bu cemaat işinin içinde olacağız diyorlarsa kendi bilecekleri iş.Kendi düşen ağlamaz'Biz burada kendilerini uyararak gerekli vazifemizi yaptık.Yarı hesap gününde,bize bunlar söylenmedi demek şansları yok.Azgınlığı bırakıp,dinimizin şiddetle tavsiye ettiği orta yola dönmek ,son şanslarıdır.Allaha yaklaşacağız derken,peşine takıldıklarıyla,ve onlara alet olmakla,bu arayı sürekli açıyorlar.Sanmasınlar ki fazla yaptıklarını düşündükleri ameller onları kurtaracak!Millete verdikleri zararın tek bir zerresi,onların hesaplarını alt üst etmeye yeter!Bu kadar kalabalık olmalarına,bu imkanlarına rağmen darbe üzerine darbe yiyorlar.Arkalarında Allah yardımı olsaydı,çoktan emelleine ulaşmışlardı.Ülkücü camia bunlarla kesin olarak yollarını ayırmıştır.Hem de yıllar önce.Nüfuz etme çabaları boşunadır.Bizim ocaklardaki,kendi eğitimimiz sürekli devam ettiği sürece buna muvaffak olmaları da mümkün değildir.Bunu da çok iyi biliyorlar.Yaptıkları psikolojik bir savaştır.Ortalığı bulandırmaktan,kafaları karıştırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.Ülkücünün dini duygularını istismardan başka bir şey de değildir.Ama her defasında hakettikleri cevapları alıyorlar ve camiadan dışlanıyorlar.Ülkücü asla koyunlaşamaz!O kurt'dur çünkü!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 8:57 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli ÜLKÜDAŞ' ım "kagonos" ALLAH ( c.c.) acil şifalar dilerim DUA' larımız sizinle
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Cum Haz 09, 2006 9:15 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bence başlık yanlış " Nursuzlar ÜLKÜCÜ'lerden ne istiyor diye" değiştirilmeli mümkünse
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Pzr Haz 11, 2006 12:15 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliştirip büyütün”



Yalnızca bir dakika durup düşünün. Yukarıdaki tümceyi kim söylemiş olabilir? Apo mu? Aklınıza hemen Apo geldiyse, aslında bir bakıma başarılı oldular demektir. Görünen düşmana karşı Türk’ün savaşması zor olmaz.

Ama saf Türk halkının görünmeyen sinsi düşmana karşı savaşması çok daha zordur. Yukarıdaki tümceyi söyleyen kişi amansız bir Türk düşmanı olan ve son soluğuna kadar Türkiye toprakları üzerinde bir Kürdistan kurma düşüyle ölen Kürt Said ya da çoğunun bildiği adıyla Nurculuğun kurucusu Said-i Nursi’dir.

Bu tümce, bir zamanlar çıkarılan ve kime hizmet ettiğini herkesin çok iyi bildiği Özgür Ülke gazetesinde yayınlanmıştır. Yine bu gazetenin ifadesinde ve diğer Kürtçü yayın organlarında Kürt Said için “devrim şehidi” ifadesinin kullanılması nurculuğun hangi ereğe hizmet ettiğinin en kesin kanıtıdır

Nurculuk savaşla ulaşılamayan bir hedefin sinsi bir düşünce yapısı ile başarılması uğraşıdır. Bu uğraşın ana hedefini de Türkiye’nin doğusunda bağımsız bir Kürdistan kurmadır. Yukarda da anlattığımız gibi bu işi ilk başta savaş ile başarmaya çalışmışlar fakat devlet ve ordu gelenekleri olmadığından dolayı sonları hep bozgun, hezimet olmuştur.

1876 yılında Bitlis’in Nurs köyünde dünyaya gelen Said-i Nursi bağımsız Kürdistan çalışmalarına II. Abdülhamit zamanında başlar. Bu zamanlar, Türk topraklarının birer birer elden çıktığı zamanlardır. Said-i Nursi de bu durumdan yararlanmak için Abdülhamit’e bir dilekçe ile başvurur. Dilekçede Kürdistanın geleceği (!) için Kürdistan olarak adlandırdığı bölgede 3 tane medrese açılmasını ve bu burada Kürt gençlerinin eğitim görmesini ister. II. Abdülhamit bunun altındaki sinsi planı hemen fark eder. Her ne kadar Türklük akımlarını engellemekteyse de, Türk toprağını kendi eliyle teslim edecek kadar Vahdettinleşmemiştir. Bu dilekçeden sonra Said-i Nursi’yi önce sürgüne göndermeyi düşünür fakat akli dengesinin yerinde olmadığını anladığından tımarhaneye kapatılması kararlaştırılır. Said, “Zalimler için yaşasın cehennem!” sözünü Abdülhamit için söyler.

31 Mart ayaklanmasında da Kürt Said, Volkan gazetesi ile beraber yeniden sahneye çıkar. İngilizlerin tek bir kurşun atmadan bir Türk toprağı olan Kıbrıs’ı ele geçirmesinden büyük bir sevinç duyarlar. İnsanın midesini bulandıracak şekilde, Volkan gazetesinde İngiliz propagandası yaparlar. Çünkü umdukları şey Kürdistan için İngilizlerden görecekleri yardımdır. 31 Mart ayaklanmasında birçok Türk subayını vahşice katlettikleri halde Hıristiyanların kapısına birer nöbetçi koyarak onları korurlar. Yağmalanan Türkler ise umurlarında değildir. Fakat Mustafa Kemal’in kurmay başkanlığını yaptığı Yıldırım Orduları çok geçmeden bu isyanı bastırınca Isparta’ya sürülür. Bu andan itibaren Kürt Said Mustafa Kemal’i artık unutamayacak ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı tüm kinini kusacaktır.

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkınca Said-i Nursi tekrar sahneye çıkar. İngilizlerin güdümünde Kürt Teali Cemiyeti’ni kurar ve İngilizlerin işgal planlarına uygun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yeniden Kürdistan düşleri görmeye başlar. “Uyan ey Selahattin Eyyübi’nin torunları Kürtler!” diyerek Kürtleri ayaklanmaya çağırır. 16 Eylül 1919’da İkdam gazetesinde bir bildiri yayınlayarak, Türk Ulusunu Kuvayı Milliye’ye destek vermemeye, hatta onlara karşı mücadele etmeye çağırır.

Cumhuriyet’in ilanından sonra da Kürtlerin isyan dalgası devam eder. Said-i Nursi de bu isyanlara katılır. “Biraderi azamım” dediği Şeyh Sait’in isyanına katıldığından dolayı yeniden sürgüne gönderilir. Onun biraderinin, “Bir Türk öldürmek yetmiş gavur öldürmekten daha üstündür” sözü Said-i Nursi’nin düşünce yapısını dolaylı yoldan bize gösterir. Şeyh Sait Türk Ulusu’na karşı bu hainliğinin bedelini darağacında sallanarak öder. Said-i Nursi bunu asla unutmaz. Hasta yatağında yatarken şimdi Hakpar Başkanı olan Abdülmelik Fırat’a “Biraderi azamım Şeyh Sait’in öcünü alacağım.” der. Öcünü almak istediği kişi, yaşamını Türk’ü sırtından vurmakla geçiren, İngilizlere ruhunu satarak Musul ve Kerkük’ün Türklerin eline geçmesini engelleyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalayarak bir Kürdistan kurma düşü olan kişidir.

Sıkça hezeyanlara kapılan Said-i Nursi’nin bir hezeyanı ise Atatürk ile ilgilidir. Emirdağ Lahikası’ndaki “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlığını Mustafa Kemal’e vermediğim için bana hücüm ediyorlar.” sözü, en koyu ikinci cumhuriyetçilerin bile akıllarına getiremeyecekleri ve kargaları bile güldürecek kadar komik bir laftır.

İslam ile çelişkileri

Said-i Nursi’nin düşünce yapısı da İslam inanışı ile çoğu yerde çelişki gösterir. Ve bu çelişkiler İslam alimi olmayanlar tarafından bile hemen anlaşılacak şekilde çok açıktır. Hiç evlenmemesi, Cuma namazına gitmemesi, kendisine Kuran öğreten hocalarına karşı gösterdiği saygısızlık gibi. Ne Yunus Emre ne de diğer İslam büyükleri kendilerini yetiştiren hocalarına karşı “Sen bir şey bilmiyorsun.” lafını kullanmamıştır. Belki de bundan dolayı Said-i Nursi ders almak üzere gittiği tüm medreselerden kovulmuştur. Cuma namazı kalabalık olarak kılındığından ve kendisinin kalabalık yerlerde namaz kılmaktan huzur bulmadığını söyleyen Said’in durumu son derece ilginçtir. Çünkü Cuma namazı inananlar için müminlerin bir araya toplandığı bir andır ve cemaat ile kılınması zorunludur. Üst üste üç Cuma namazı kılmayan bir Müslümanın cenaze namazı bile kılınmaz.

Risaleleri ile ilgili söylediği sözler bile İslamı nasıl yorumladığını bizlere gösterir. “Risale-i Nur okumak ona hizmet etmek bir ibadettir. Ona hizmet üç aylarda yapılan zikirlere bile tercih edilmelidir.” Kısacası Said-i Nursi kendi yazdığı kitapları okumanın Allah’a karşı yapılan ibadetten daha hayırlı olduğunu söyler ve İslam’a yeni bir yorum getirir.

Bu noktada akla İngiliz casus Hempher’in anıları geliyor. Az sayıdaki İngiliz casusa verilen “İslam’ı Nasıl Yıkarız” adlı kitapta da cihadın geçici bir farz olduğu ve artık cihad yerine başka işlerle uğraşmasının Müslümanlar için daha iyi olduğu propagandasının yayılarak İslamiyetin zayıf düşürülmesi öneriliyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında da İkdam gazetesinde Kuvayı Milliyecilerin İngilizlere karşı savaşmaması için bildiri yayınlayan Said-i Nursi’nin davranışının bir nedeni de bu olabilir mi?

Said-i Nursi, “Risale-i Nur okumak ya da yazmak alim olmak için yeterlidir. Başka şey istemez.” sözü ile Kuran’ı, hadisleri ve diğer tüm İslam bilimlerini bir çırpıda silmiş temel kaynak olarak kendi risalelerini koymuştur. Hattâ Hizbullahın öldürdüğü Zehra Vakfı’nın bir üyesinin cenazesinde de Kuran yerine risale okuyacak kadar ileri gitmişlerdir.

Bu ve bunun gibi İslamdışı yorumlarından dolayı nurcular, diğer bazı tarikatlar tarafından “narcılar” yani cehennemlikler diye adlandırılmaktadır.

Said-i Nursi’den sonra Bayrak Fethullah’ta

Said-i Nursi’nin ölümünden sonra nurcular kendi aralarında bölünmüş Fethullahçılar, Med Zehracılar, Kırkıncılar, Aczmendiler gibi çeşitli akımlar türemiştir.

Jandarma Genel Komutanlığı’nın hazırlamış olduğu rapora göre, nurcular dokuz gruba ayrılmış olup, içlerinde en güçlü konumda bulunan Fethullahçılardır. Ekonomik yönden inanılmaz bir güce ulaşan bu grubun en tanınan şirketleri ise Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonudur. Finans sektöründe Asya Finans eğitim sektöründe ise yurdun her tarafına yayılmış olan dersaneler ve Fatih Üniversitesi ile faaliyet göstermektedir. Bu dershaneler ve üniversite Fethullahçılar için bir numaralı insan kaynağıdır.

Bu çalışmalar yalnızca yurtiçinde değil yurtdışında da sürdürülmektedir. Dünyanın neredeyse yarısında Fethullah’a bağlı şirketler aracılığı ile okullar kurrulmakta ve İngiliz kültürü adına önemli hizmetler verilmektedir. Buna en güzel örnek olarak bir Türk yurdu olan Yakutistan’ı verebiliriz. Ana dili Türkçe olan bu ülkede, Fethullah bir üniversite ve 5 okul açarak İngilizce eğitim vermeye başlamış ve nihayet 1999 yılında ülkenin resmi dili Türkçe yerine İngilizce olarak değiştirilmiştir. İngiltere’nin Kazakistan Büyükelçisi 1995 yılında Fetulla’ın Kazakistan’daki okulları için “Bu okulları açmak suretiyle İngiliz kültürüne yaptığınız hizmetler ve İngiliz kültürünü yaymakta gösterdiğiniz katkılar için İngiliz milletinin minnettarlığını bildiriyor ve teşekkür ediyoruz” diyordu. Londra’da Fethullah için düzenlenen ödül töreninde de Lord Rotherham Fethullahçıların okul sayısını kendi okulları olarak kabul ile övünerek “50’den fazla ülkede 500’den fazla okulumuz var.” demiştir. Böylece Said-i Nursi gibi Fethullah’ın da kime hizmet ettiğini tüm Türk Ulusu görmüştür

Fethullah saf insanları etkilemek için üstadının taktiklerini birebir uyguluyor. Sabah gazetesinde yayınlanan bir röportajında, cehennemin önünde kollarını acıp beklediğini insanların yığınlar halinde cehenneme doğru giderken kendi cemaetinden kimsenin olmadığını Allah’ın adını vererek yemin ediyor. Böylece Fethullah İslam dünyasına Hıristiyanlıkta bulunan ruhbanlığı sokmuş oluyor. Hz. Muhammed bile sahabelerden en fazla 10 kişiyi cennet ile müjdeleyebilirken Fethullah tüm cemaatini cennet ile müjdelemektedir.

28 Şubat’tan sonra

28 Şubat sürecinde eski hastalıkları yinelediğinden ABD’ye giden Fethullah ne hikmetse bir türlü iyileşememiş ve ülkesine dönememiştir. Aradan 6 yıl geçmiştir. Ezan sesini ve minareleri çok özlediğini söyleyen Fethullah her ne hikmetse Türkiye olmasa bile başka bir Müslüman ülkeye gidip bu özlemini gidermeyi akıl edememiştir. İnsanın aklına gelen başka bir soru da insanın bir emekli maaşı Amerika’da nasıl yaşamayı başardığıdır. Bizim emeklilerimiz devlet hastenesine bile gidemezken kendisinin Mayo Clinic gibi tüm dünyanın bildiği bir sağlık kurumunda nasıl tedavi olduğunu açıklarsa en büyük hizmeti yapmış olur.

Fethullah şu an yaşamını Pensilvanya’daki bir çiftlikte CIA tarafından en düzeyde korunarak sürdürmektedir. 11 Eylül’ün ardından tüm dünyada Müslümanlar için sürek avı başlatan ABD neden Fethullah’ı korumak için en üst düzeydeki örgütünü görevlendirmektedir?

Bunun nedeni aslında çok açıktır. ABD’nin ılımlı İslam uygulaması için Fethullah biçilmiş kaftandır. Irak-ABD savaşında ABD’yi desteklediğini açıklaması, savaşta ölen İsrailli çocuklar için üzüldüğünü söylerken, Iraklı çocuklar için tek laf etmemesi onu İslamı Protestanlaştırmak için en uygun aday yapmaktadır. ABD eski başkanlarından Bill Clinton’un danışmanı Eckelman da Fettullah Gülen’i “İslam’ın Martin Lutheri” olarak tanımlıyor. Vatikan’ın bundan dolayı Fethullah’ı sevmesinden daha doğal birşey olamaz. Vatikan’ın Türkiye temsilcisi Maroviç’in, “O şeriatı getirmez çünkü ‘Muhammedun resulullah demeyen de cennetlıktır’ dedi. Onun için biz onu çok seviyoruz?” diyerek bağrına basmıştır.

Türk Birliği’nin önündeki en büyük engel: Nurculuk

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce ABD, ortaya çıkacak yeni durumu çok iyi değerlendirmiş, tüm Türk dünyasının tek bir çatı altında birleşmesinin kendisi için en büyük tehdit olacağını anlamıştır.

İşte tam bu noktada doğan boşluğu doldurmak üzere Fethullah devreye girer. Orta Asya ülkelerinde birbiri ardınca İngilizce eğitim veren okullar açılır.

Katledilmeden önce Necip Hablemitoğlu, Fethullah’ın ABD adına üstlendiği rolü de yazdığı bir rapor ile ortaya çıkarmıştı:

“Bizzat kendi yandaşlarının açıklamalarına göre; hocaefendileri yakın zamana kadar Türk devletinin istihbarat örgütlerine ajanlık yapmaktaydı. Bir başka ifade ile gerekli ve önemli bulduğu sakıncasız bilgileri -sırf gizli ilişkilerin ve amaçlarının örtülmesine yönelik olarak (second cover)-Türk ilgili makamlarına iletmekteydi. CIA ile bağlantının gelişmesinden sonra bu tür enformasyon hizmeti, (double-agent) statüsü içinde bir süre devam etti. CIA bağlantısı, Fethullahçıların ve de Hocaefendilerinin yerinde yani kendi vatanlarında taraf değiştirmesi (defection in place) sonucuna yol açtı. Ta ki bu çarpık ilişkiyi Türk Silahlı Kuvvetleri ve MIT farkedinceye kadar! CIA nezdinde tüm Fethullahçılar (walk-in) diye tabir edilen bir kategoride tutulmaktadır. Yani kendi ayaklarıyla ve gönüllü olarak ajanlık hizmetine talip olmuşlardır”

Kısacası kendi gizli amaçlarına ulaşmak için Fethullah, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve MİT’in işine yaramayacak bilgiler veriyor ve bu arada gerçek görevi olan CIA ajanlığını sürdürüyordu. Kısacası çift taraflı oynuyordu. Türk tarihinde devletini, ulusunu satanların sonu her zaman bellidir.

Rapordaki bir tümce son derece dikkat çekicidir:

“Fethullahçılar, Türkiye’nin hasmı olan ülkeler için en uygun ve en zengin ajan borsasını oluşturmuşlardır”

İngiliz kültürüne yaptığı çok büyük katkılardan dolayı ödül alan, yüzlerce yıllık Türk yurdu olan Yakutistan’ın ana dilinin İngilizce olmasını sağlayan Fethullah’tan bunları beklemek hiç garip olmasa gerek.

Fethullah’ın eğitim alanındaki hizmetleri yalnız yurtdışı ile sınırlı değildir. Fethullah Heybeliada’daki ruhban okulunun açılmasının en büyük destekçilerinden birisidir. Bu konudaki çalışmaları için Patrik Bartholomeos her seferinde ona teşekkür etmekte ve “Ona bir emrimiz değil ancak bir ricamız olur.” diyerek gözlerimizi yaşartan bir dostluk tablosu sunmaktadır. Aynı Fethullah ise Batı Trakya’da yaşayan Türk yurttaşlarımızın eğitim hakkı için en ufak çaba göstermemektedir. Hoş! Aslında bu çabayı gösterse ne için olacağı da oldukça açıktır.

Fethullah Türk milliyetçileri arasına girerek onları bölmeye çalışmakta ve nabza göre şerbet verme ustalığını en iyi şekilde kullanmaktadır. Askerliğinde Cemal Tural adlı komutanının milliyetçi olduğunu öğrendikten sonra bir anda milliyetçi söylemlere başlayan Fethullah tüm Türkler için “Peygamber Ocağı” sayılan ve bu görevi tamamlamayanlara kız bile verilmeyen askerlikten yırtmak için neler yaptığını anlatır. Ona göre askerlik yılları tüm yaşamının en kabuslu yıllarıdır. Korkulu bir rüya gibi sürekli olarak askerliğinin bitmesini beklediğini söyler. Herkesin 24 ay askerlik yaptığı bir zamanda 17 ay askerlik yaptığını böbürlenerek anlatır.

Zaman kime hizmet ediyor?

Tüm bu süreç içinde Zaman gazetesine biçilen rol ise Türk tezlerine karşı Ermeni ve Kürt tezlerini desteklemektir. Sayfalarında Ermeni soykırımı masallarını büyük puntolarla duyuran Zaman, şehit haberlerini ise küçük puntolarla bir köşeye sıkıştırma gayreti içindedir. Sabrının sınırları zorlanan Türk halkının Bözüyük’te PKK sempatizanlarına hak ettikleri karşılığı vermelerine “Provokasyona gelmeyin” diyen gazete, Türk insanı ile bir avuç PKK sempatizanına eşit uzaklıkta durduğunu son derece net şekilde göstermektedir. Türk insanının PKK yandaşlarına nasıl davranmalarını bekliyorlardı? Davullar calıp kurban keserek mi?

Samanyolu Televizyonu aynı yolda Türk insanına hizmetlerine (!) devam etmektedir. Bilal Ercan adını çoğunuz duymamış olabilir. Bu adam PKK propagandası yapan ve Türk Devleti’nin kapatmak için büyük uğraş verdiği Danimarkayı defalarca uyardığı Kürtçü ROJ TV’de düzenli olarak program yapan bir adam. Berat Kandili nedeniyle Samanyolu televizyonu bu adamı programına çağırıyor. Ve bu adamın kasetlerinin reklamı, Fethullah’a bağlı kırtasiye mağazalarının vitrinlerini süslemekte. Bir PKK sempatizanını Samanyolu neden ekrana çıkarıyor dersiniz? Yanıt oldukça basit. Çünkü Fethullah’ın şiirlerinden birini bu adama bestelemiş. Bundan dolayı bu adama sponsor oluyorlar. Etraflarında herhalde PKK sempatizanı olmayan bir besteci bulamamış olsalar gerek... AB üyeliği uğruna Apo’yu salıverdiklerinde de Samanyolu’nda kahramanlık türküleri okuturlar artık.

22 Eylül 2005 tarihli Zaman gazetesinde şöyle bir yazı geçmekte: “...Bize karşı yapılanlara karşı devleti bir sorgulamaya kalksak çoğu zaman dengeyi koruyamayız. Farkında olmadan devletine karşı milletin güvenini sarsmış oluruz...” Bu sözlerin kime ait olduğunu hemen anladınız herhalde. Yani Fethullah diyor ki: Bu devlet bana karşı haksız davrandı, ben bana yapılan haksızlıkları açıklarsam millet galeyana gelir, devletinden soğur. Doğrusu gözlerim yaşardı. Ne yurtsever ne mazlum insanmış Fethullah. Ama burada ince bir nüans var. Fethullah aslında aba altından sopa gösteriyor. Yazının devamında milletin güveninin sarsılması halinde anarşi doğacağını söylüyor. Yani bana yapılan haksızlıkları bir açıklarsam Türkiye Cumhuriyeti anarşiye boğulur diyor Hocaefendi.

Artık Türk gencinin böyle laflara karnı tok. Atatürk’ün dediği gibi içteki düşmanlar hiç ara vermeden calışmaktadır. Eğer günün birinde Türk toprakları üzerinde bir Kürdistan görmek istemiyorsak, nurculuk gibi ABD çıkarlarına hizmet eden sapık tarikatların oyunlarına karşı dikkatli olmalıyız. Bu yurdu atalarımızdan aldığımız şekilde çocuklarımızı da bir Türk yurdu olarak bırakmak için nurcu hareketi engellemek her Türk için bir namus borcudur.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Pzr Haz 11, 2006 12:32 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli kardeşlerim site ismi vermek istemiyorum bir memur sitesinde

komünist ve kürtlerin TÜRKLERE karşı yaptıkları her türlü hakaret ve küfürler mazur görülüp ÜLKÜCÜ düşmanları bir sürü yıldız ile ödüllendirilirken sitede adeta koalisyon kurmuş olan kürtçü,komünist ve fetullahçı yapıya karşı yaptığımız en küçük eleştiride hemen yazınız siliniyor ve engelleniyorsunuz .

ARKADAŞLARIM ARTIK UYUMA ZAMANI DEĞİL UYANMAK ZAMANIDIR SARIKLI PAPAZ ARTIK GÖREVİNİ YAPMIŞ VE kadir21 KARDEŞİMİZİNDE DEDİĞİ GİBİ AKDEMİK KİMLİĞİ OLAN KİŞİLERİ(benim ailedede var maalesef) koyun gibi yapmıştır.

İNANIN BİR HRİSTİYAN GELSE SİZE BUNLAR KADAR FESAT YUVASI PATRİKHANEYİ SAVUNAMAZ.

""YAZIKLAR OLSUN HAHAMLARLA,PAPAZLARLA DOST OLUPTA TÜRK MİLLİYETÇİLERİNE DÜŞMAN OLANLARA..""
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
levyeci
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 27, 2006
İletiler: 5
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Haz 11, 2006 8:11 pm    ileti konusu: nurcular Alıntıyla Cevap Gönder

s.a karadşım sen sitenin ismini versene millet nereden inansın ki sen ver hele de bizde girip bakalım kardaşım kardaşın kardaştan saklayacagı hiç bir şey yoktur.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Pzr Haz 11, 2006 8:18 pm    ileti konusu: Re: nurcular Alıntıyla Cevap Gönder

levyeci demiş ki:
s.a karadşım sen sitenin ismini versene millet nereden inansın ki sen ver hele de bizde girip bakalım kardaşım kardaşın kardaştan saklayacagı hiç bir şey yoktur.


Levyeci kardaş; sen burada site isimlerinin verilmediğini bilmiyorsun herhalde, (reklam amacı taşıyor) Birde konuşma şeklin hiç hoş değil, "sen sitenin ismini versene" emirmi telakki edelim?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
levyeci
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 27, 2006
İletiler: 5
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Haz 11, 2006 9:15 pm    ileti konusu: nurcular Alıntıyla Cevap Gönder

s.a kardaş kusuruma bakma sinirlerim bozuktu o yüzden acele ile yazmışım kardaş kusuruma bak ma hakkını helal et kendine iyi bak site isimlerinin de verilmedigini bilmiyordum kardaş allaha emanet ol ...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
cemersever
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: May 01, 2005
İletiler: 224
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pts Haz 12, 2006 4:55 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Sivasi demiş ki:
leyligüzel kardeşim niye bu kadar heyecanlanıyorsun.ben fetoşa daha hiç bir şey söylemedim ki .söylemediğim şeyleri bana mal ediyorsun.ama dinler arası diyalog söylemleriyle şeyhinizin ne yapmaya çalıştığı gün gibi
ortada.siyonizme hizmet ettiğinide onu önceden savunanlar bile söylüyor.fethullahçıların gazetesinde neler yazıldığını hiç unutmadık türkler ermenilere soykırım yapmışlar,atatürk kendini gözü kapalı savunacak yayın organı arıyormuş cumhuriyet gazetesini bu yüzden kurdurmuş gibilerinden yazıları...bir de diyorsun ki siz hiçbir yerde tanınmıyorsunuz adam heryerde tanınıyor.apo köpeğide meşhur ama yaptıkları ortada.
turhanbey kardeşim sana gelince ben hayatımın hiçbir döneminde materyalist olmadım.çok şükür müslümanım.bunu senin gibi mesihciler anlayamacağı için çok fazla açıklama yapmak istemem.sizde hz. isayı beklemeye devam edin. kimbilir belki gelir...
sivasi kardeş senin gercektende ağzından cıkanı kulağın duymuyor galiba.benden sana tavsiye.cismini,cismaniyetini,maneviyatını,hayatını ve daha bircok seyi hakkında zerre kadar bilgi sahibi olmadığın kişiler hakkında atıp tutma.ha birde sözlerine dikkat et fetos gibi tabirler kullanma.sen kimsin ki millete lakab takıyorsun.edebini takın.şeyhiniz dediğin kişinin şeyhlik yapmak gibi bir derdi yok.tek derdi hizmet .ALLAH yolunda hizmet.Peki sen allah için ne yaptın bu zamana kadar.sen her duyduğunda inanan bir kardessan galiba.sözüm sadece sana değil senin gibi düşünen kardeslere...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et YIM MSNM ICQ
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Pts Haz 12, 2006 6:51 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"cemersever" şeyhlik yapmak gibi bir derdi yok.tek derdi hizmet .ALLAH yolunda hizmet.Peki sen allah için ne yaptın bu zamana kadar.sen her duyduğunda inanan bir kardessan galiba.sözüm sadece sana değil senin gibi düşünen kardeslere...


Bu yazınla f.gülen cemaatinin savunuculuğu yaptığının farkındamısın

o cemaate mensup kişiler genellikle karşısındaki kişilere ALLAH ( c.c. ) ne yaptın anan babam namaz kılıyormu sorularıyla sıkça karşılaşıyoruz bu sorulara cevap versek karne'mi verecekler acaba, Birde burda gizlenen çakallar'dan rica ediyorum bu başlıkta bulunan değerli ülküdaş'larımın YAZILARINI OKUYUN HEM FİKİR DEĞİLSENİZ gidin YOK BEN KOVULMADAN GİTMEM derseniz o vakit siz bilirsiniz
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Sebas
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 18, 2003
İletiler: 510
Şehir: Bordeaux / KahramanMaras

İletiTarih: Pts Haz 12, 2006 7:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

bizim birligimizi, beraberligimizi kiskananlar çatlasinlar !!
Ülkücü Hareket Engellenemez, ne nurcular, ne fetoscular, ne baskasi bizleri Engelleyemez !!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Haz 13, 2006 10:56 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ülkücülüğü öğrenmek için gelene kapılarımız ardına kadar açıktır.Hiçbir rahatsızlık duymayız.Ama burada şeyhini uçurmaya kalkan adamların forumlardan uzaklaştırılacağını daha önce defalarca ikaz ettik.Fethullah Gülen'i ruhaniyeti ve cismaniyeti ile kutsayan cemersever adlı üyenin forumlarla ilişiği kesilmiştir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Sal Haz 13, 2006 7:29 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

.................FETHULLAH GÜLEN DİYOR Kİ...................

Onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın yayınladığı Küresel Barışa Doğru adlı eserden okuyoruz:
"Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler ya Hz. Muhammed (sav) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır".


Herhangi bir şehrimizin, herhangi bir sokağında, caddesinde herhangi bir vatandaşımızı durdurun ve yukardaki cümleyi okuyun, ardından da bilgi terazisinde tartmasını isteyin. Teraziye bile koymaya gerek görmeden "yanlış ve tutarsız bir cümle" hükmünü verecektir.
Bu milletin herhangi bir ferdinin dahi ilk okuduğunda, duyduğunda tutarsızlığını rahatlıkla anlayabildiği bir cümleyi Fethullah Gülen niye sarfetmiştir? Bu sorunun muhatabı olan kendilerine soruyoruz.

Bu cümleden biz, iki mesaj çıkarıyoruz. Bu mesajlardan biri Yahudi ve Hıristiyanlara yönelik biri de Müslümanlara yönelik.
* * *
"Yahudiler ’Üzeyr Allah’ın oğludur’ dediler. Hıristiyanlar da ’Mesih (İsa) Allah’ın oğludur’ dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir ki daha önce küfretmiş olan kimselerin sözlerine benziyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da Haktan döndürülüyorlar!

(Yahudiler) Allah’ı bırakıp hahamlarını, (Hıristiyanlar da) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) Rab edindiler. Halbuki onlara da ancak bir olan Allah’a ibadet etmeleri emredilmişti. Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur. O müşriklerin ortak koştukları şeylerden uzaktır.

Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler hoşlanmasalar da, Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.

O Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler hoşlanmasa da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılsın.

Ey iman edenler! Gerçekten hahamlardan ve papazlardan bir çoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (ensanları) Allah yolundan alıkoyarlar..."
(Tevbe: 30–34).
* * *
Tevbe suresinden beş ayet–i kerimenin mealini aldık, bu doğrultuda onlarca ayet çeşitli surelere serpiştirilmiştir. Herhalde Gülen, yazımızın başına koyduğumuz cümlesiyle Yahudi ve Hıristiyanlara şunu demek istiyor;

"Bizim kitabımızda, sizleri azarlayan ve "Allah kahretsin, Allah lanet etsin" gibi ağır ifadeler var, sakın siz bunlardan alınmayın, üzerinize de almayın. Kur’an’ın bu ifadeleri, yüzyıllar önce yaşamış gitmiş olan dedelerinizi eleştiriyor ve azarlıyor. Sizlerin rahatsız olmanıza hiç gerek yok, zaten siz onların yaptıkları hataları yapmıyor, düştükleri şirke düşmüyorsunuz."

Bu yaklaşım, herkese merhamet nazarı ile bakmak gibi telakki ediliyorsa da, son derece yanlıştır ve merhametsizlik örneğidir. Çünkü bu yaklaşım, mutlak şirk içinde olan kitlelerin sırtını sıvazlayarak, gittikleri yolun doğru olduğunu söylemek ve onları kandırmaktır, avutmaktır. Hayatta iken İslam’la şereflenme ihtimali varken, önlerine perde çekip ebedi cehennemlik olmalarına sebep olmaktır.

“Yahudiler ve Hristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler ya Hz. Muhammed (sav) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır.”

Evet, dünkü yazımızda ifade etmiştik; bu cümle Fethullah Gülen’e ait. Başka eserlerde de yer alıyormuş ama ben Küresel Barışa Doğru adlı eserden aldım. Bilmeyenler için tekraryalım, bu kitap kendilerinin onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın yayınıdır.

Dünkü yazımızda, Tevbe suresinin 30. ayetinden 34. ayetine kadar alıntı yaparak, ayetler ışığında yukarıdaki cümleyi yanıtlamıştık. Gülen’in bu cümlesi ile, biri yaşayan Yahudi ve Hristiyanlara, diğeride yaşayan Müslümanlara yönelik olmak üzere iki mesaj verdiğine işaret etmiştik.

Gülen’in bu beyanında, bugünkü Yahudi ve Hıristiyanlardan, Kur’an adına, dolayısıyla Allah adına bir özür dileme hali sezilmektedir. Halbuki buna hiç kimsenin yetkisi ve selahiyeti yoktur. Allah ne buyurmuşsa mutlaka doğrudur, nasıl tanımlamışsa eksiksiz ve şüphesiz öyledir.

Tevbe suresinin 30. ayeti kerimesinde şöyle buyuruluyor:

“Yahudiler ’Üzeyir Allah’ın oğludur’ dediler. Hıristiyanlar da ‘Mesih (İsa) Allah’ın oğludur’ dediler. Bu onların ağızlarıyala geveledikleri sözlerdir ki, daha önce küfretmiş olan kimselerin sözlerine benziyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da Hak’tan döndürülüyorlar.”

Bugünkü Yahudi ve Hıristiyanların şöyle bir beyanına rastlamadık:

"Bu ayet–i kerime yüzyıllar önce yaşamış olan dedelerimizin saplantılarını, bâtıl inançlarını anlatıyor, ama biz onların inandığı gibi inanmıyoruz. Üzeyr ve İsa’ya Allah’ın oğludur demiyoruz. Son peygamberin tanıttığı ve inandığı şekliyle bir Allah’a inanıyoruz. Dolayısıyla “Allah onları kahretsin! Nasıl da haktan döndürülüyorlar” ifadeleriyle azarlanan Yahudi ve Hıristiyanlardan değiliz."

Onların böyle bir beyanı yok, aksine atalarının izledikleri yolu santim santim takip ettiklerini her fırsatta hem söylüyorlar, hem de icraatlarıyla ortaya koyuyorlar.

Dolayısıyla İslam adına birinin çıkıp da, "Bizim kitabımızda sizleri azarlayan ayetler var ama, siz üstünüze almayın, bu ifadeler geçmiş ümmetler hakkındadır. Çağdaşınız olan Yahudi ve Hıristiyanlara bu gözle bakmayın. Başınızdan aşağı bomba da yağdırsalar, memleketinizi işgal eip, evinizi barkınızı yağma da etseler, çoluk çocuğunuza gözünüzün önünde tecavüz de etseler, sakın; ’Allah onları rahretsin! Nasıl da Hak’tan döndürülüyorlar’ mealindeki Kur’an ayetinin muhatapları bunlardır zannetmeyin" demesi büyük bir cinayettir.

Yine; "Ey iman edenler! Gerçekten hahamlardan ve papazlardan bir çoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan alıkoyarlar”(Tevbe: 34) ayetini okuyup da, "Bugünkü papaz ve hahamların, insanları Allah yolundan alıkoyması eskidenmiş. Görmüyor musunuz ki; biz de onları iftar sofralarının baş köşesine oturtup sofra duasını da onlara yaptırıyoruz" demesi bir başka cinayettir.

Tefsir usulü ilmine ve tefsir geleneğine taban tabana zıt olan söz konusu açıklamanın vermek istediği her iki mesaj da tek kelimeyle cinayettir.


Aziz KARACA 09/10-06-2004
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 5. sayfa (Toplam 13 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 11, 12, 13  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1