Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - TurkbirDEV
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Çar Eyl 19, 2007 11:36 pm    ileti konusu: TurkbirDEV Alıntıyla Cevap Gönder

http://www.youtube.com/watch?v=qYaUdyVtTz0


<embed src="http://www.youtube.com/v/qYaUdyVtTz0" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="350"></embed>




http://www.youtube.com/watch?v=wSanaC97kZ0


<embed src="http://www.youtube.com/v/wSanaC97kZ0" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="350"></embed>


Konu hakkindaki görüslerinizi arzediyoruz.

Saygilarimla...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kocakurt_adil
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jan 27, 2006
İletiler: 104

İletiTarih: Pzr Eyl 23, 2007 10:57 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

TÜRK DÜNYASI'NIN YERİ


Mihail Gorbaçov’un iktidara gelmesi ile başlayan ve Ağustos 1991 darbesinden bir az sonra Yeltsin, Kravçuk ve Şuşkeviç’in imzaladıkları bir bildiri ile sona eren süreç içerisinde resmen dağılan Sovyetler Birliği, Türk diplomasi hayatına yeni bir takım terimlerin de girmesine sebep oldu. Bu terimlerden birisi, TÜRK DÜNYASI terimidir. Türk Dünyası neresidir? Bu bölgede hangi bağımsız, hangi otonom devletler vardır? Hangi halklar bölgede yaşamaktadır?

Türk Dünyası “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar” olan bölge midir? Dikkat edilirse bu ifadede bölge izafi olarak belirtilmesine rağmen, muallakta kalmaktadır. Coğrafi bir sınır çizilmemiştir. Türk halkları Asamblesi Başkanı Vyeçislav Timoteyev’e göre de “Türklerle meskun olan bölgeler, Doğu ve Batı Sibirya, Eski Türkistan, Kafkasya, Türkiye, Kuzey Irak, İran, Avrupa, Amerika ve Avustralya’da Türkler’in yaşadığı bölgeler TÜRK DÜNYASI’dır”. Prof. Dr. Turan Yazgan Hoca’ya göre “Türkiye, Kafkasya, İran Azerbaycanı, Kadim Türkistan, Afganistan, Doğu ve Batı Sibirya TÜRK DÜNYASI’dır”.

Aslında TÜRK DÜNYASI bir Kızıl Elmadır. Yani, Ömer Seyfettin’in meşhur hikayesinde ifadesini bulan “Türk Hakanı’nın atının gidebildiği yerdir.” Bugün sınırları çizilebilse de, yarın bu sınırların değişmeyeceğini kimse temin edemez. Mesele, Kızıl Elma idealinin gönüllerde yaşatılmasıdır. Bugün gerçekçi olarak düşünürsek; kadim Türkistan, doğu ve batı Sibirya, Türkiye, İran Azerbaycanı, Kuzey Irak’ı sınırları içine alan bölge, Türk siyasi terminolojisinde ”TÜRK DÜNYASI” olarak anılmaktadır. Bu bölge içerisinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan olmak üzere yedi bağımsız, Tataristan, Çuvaşistan, Başkurdistan, Hakasya, Tuva, Sakaeli ve Doğu Türkistan olmak üzere yedi otonom cumhuriyet bulunmaktadır. Bölgede, büyük Türk ağacının dalları olan; Azeriler, Özbekler, Tatarlar, Çuvaşlar, Kazaklar, Kırgızlar, Uygurlar, Karakalpaklar, Balkarlar, Türkmenler, Nogaylar, Altaylar, Hakaslar, Sakalar, Tuvalar, Teleütler, Şorlar, Karaimler, Dolganlar ve Türkiye Türkleri yaşamaktadır. Bölgede azınlık olarak, Ruslar, Ukrainler, Çerkezler, Osiyetler, Almanlar, Çinliler bulunmaktadır. Kadim Türkistan, Türkiye, Güney Azerbaycan ve Kafkasya, Türk nüfusun yoğun olduğu bölgelerdir. Buralarda 130 milyon Türk yaşamaktadır. Diğer bölgelerde 20-25 milyon civarında Türk vardır. Bölgede Türk Dili’nin çeşitli şiveleri konuşulmaktadır. Azerbaycan Türkçesi ve Türkmen Türkçesi, Türkiye Türkçesine en yakın dillerdir. Karakalpakistan ve Harezim bölgesinde konuşulan şive de Türkiye Türkçesine yakın dillerdir. Dinleri genelde Müslüman olmakla birlikte, Hristiyan, Budist ve Şamanist olanlar da vardır. Örf, adet ve geleneklerinde ortak özellikler çok fazladır.

Bölgenin dışında, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Moldovya ve Ukrayna’da azınlık olarak ABD, Avrupa ve Avustralya’da işçi veya akademisyen olarak yaşayan milyonlarca Türk bulunmaktadır.


TÜRK DÜNYASI'NIN ÖNEMİ


Türk Dünyası dediğimiz bölge, ekonomik ve stratejik açıdan, bütün dünyanın ilgisini çekebilecek derecede büyük bir önem arzetmektedir. 1989 yılından itibaren, bölgeyle ilgilenen gelişmiş ülkeler, bilhassa ABD, İngiltere, Hollanda, Almanya, Japonya, Güney Kore, İsrail, Türkiye, İran bölgenin ekonomik ihtiyaçları ve stratejik zenginliklerinden pay kapmak istemektedirler. Biz, Orta Asya’yı TÜRK DÜNYASI’nın bir parçası olarak görmekteyiz. Diğer parçalara da şöyle bir bakarsak; bölge yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından oldukça zengindir. Azerbeyacan petrol rezervlerinin 510 milyon ton, Tataristan’ın 450 milyon ton, Kazakistan’ın 1.500 milyon ton, Tümen bölgesinin 750 milyon ton olduğu gözönüne alınırsa, bölgenin cazibesinin boyutları kendiliğinde ortaya çıkar. Petrolün dışında stratejik önemi olan uranyum, volfram, yakut, elmas, altın, doğalgaz yatakları bakımından da oldukça zengin olan bölgede, her türlü sebze, meyva ve endüstri ürünleri tarımı yapılmakta, büyükbaş ve küçükbaş hayvan ile kümes hayvanları üretimi de dünya standartlarının üstüne çıkmaktadır.

Amerikalı uzmanın üzerinde durduğu herhangi birşeye sahip olmayan 130 milyon insanın yaşadığı, potansiyel bir market, TÜRK DÜNYASI içinde yeralmaktadır. Buraya mal satmak arzusunda olan bütün ülkeler, dikkatlerini bölgeye çevirmiş durumdadırlar.

TÜRK DÜNYASI, stratejik açıdan da büyük önem taşımaktadır. Hür dünya ülkeleri Çin’in gelişmesinden ve bir tehdit unsuru haline gelmesinden endişe etmektedirler. Çin’in en kolay gözlenebileceği yer, Çinle sınırı olan Kırgızistan ve Kazakistan’dır. ABD bunu çok önceden bildiği için gerekenleri yapmakta ve bölgeye özel bir önem verdiğini Kırgızistan’a sağladığı ekonomik yardımlarla göstermektedir.

Neresinden bakılırsa bakılsın, bölge büyük önem taşımaktadır. Bugün bölgede, Türkiye-İran ve Rusya’nın görünen, ABD, Türkiye, İran ve Pakistan’ın görünmeyen mücadelesi devam etmektedir. ABD Rusya’ya yaptığı ekonomik yardımlarla Rusya’yı yeniden ayakları üzerinde durabilecek hale getirmiştir. Türkiye’nin bölgede nüfus kurmasına ise pek sıcak bakmamaktadır. Yale Üniversitesi profesörlerinden Firuz Kazemdeh’in de kongreye tavsiyesi bu yöndedir. Kazamzadeh kongre alt komisyonunda yaptığı konuşmada “Ayrıca, bu işte Türkiye’yi desteklemenin “Amerikan Arabasını Türk Yıldızına döndürmenin” çok tehlikeli olacağı kanaatindeyim, zira, bu hemen Tacikistan’ı kışkırtacak ve İran’ın direnişini uyandıracak olan Pan-Turanizm fikirlerini akla getirecektir.” diyen Kazemzadeh, uzman olarak tavsiyesini yapmaktadır. Bu durum elbette Rusya’nın işine yaramaktadır. Burada aklımıza Rusya ile ABD’nin daha önce yaptıkları gibi, gizli bir anlaşma ile nüfuz sahalarını yeniden belirledikleri gelmektedir. Çünkü, Elçi Bey döneminde paylaşılan Azerbaycan petrollerinde ABD’nin üç şirketinin payı %21.3 iken, Aliyev döneminde %49.3’e yükseltilmiştir. Tunguz bölgesinde çalışmasına izin verilmeyen Mobil, daha sonra Tunguz bölgesi petrollerinin neredeyse %50’sine sahip olmuştur. Bu işlerin hemen akabinde Rusya Çeçenistan’a silahlı müdehalede bulunmuş, başbakan Çernomerdin Kazakistan’da Nazarbayev’e, eski Sovyetler Birliği’nin yeniden kurulmasını teklif etmiştir. Rusya, ABD’nin petrol paylarına nasıl sesini çıkarmamışsa, ABD de Rusya’nın müdehalelerine sesini çıkarmamıştır. Bu olaylar, iki ülkenin mahiyetini pek bilmediğimiz ikili bir anlaşma yaptıkları ihtimalini yükseltmektedir. ABD’nin Rusya ile ikili bir anlaşma yapmış olma ihtimali ne kadar yüksek ise de, yine de yanıltıcı yönleri olabilir. Bir kere ABD dünya pazarında hiçbir surette rakip kabul etmez. Rusya’yı şu anda rakip görmese bile, Rusya’nın ileride ciddi bir rakip olacağını da çok iyi bilmektedir. Bu bakımdan dizginleri elinde tutmayı düşünmektedir. Arada bir Kongre’de bazı senatörler “Biz Orta Asya’daki tüm demokratik hareketleri, ister laik, ister anti-laik hepsini desteklemeliyiz. Amacımız demokrasidir" diyerek Rusya’ya gözdağı vermektedir. Yani Rusya’ya tüm cumhuriyetlerdeki Rus karşıtı, milliyetçi, dinci hareketleri destekleyerek, kolunu kesebiliriz demekte ve Rusya’yı istediği biçimde yönlendirebilmektedir. Bu bakımdan insiyatif halen ABD’nin elindedir. İstediği tarafa ağırlığını koyabilir. Görünen o ki, herşey iradesi dahilindedir. Bugün demokrasinin bekçisi olan ABD, cumhuriyetlerde diktatörlerle kolkola girebiliyor ve demokrat muhalefet güçlerine destek vermiyorsa, bunun sebebi Rusya’dan sağladığı önemli menfaatlerdir. Yarın ne olacağı kesin olarak bilinmemektedir. Menfaatlerin ön planda olduğu asla hatırdan çıkarılmamalıdır. Bu sadece ABD için geçerli olan bir yöntem değildir. Bütün Batılı ülkeler aynı tarzda hareket etmektedirler. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov Hollanda’yı ziyaret ettiği zaman, Kerimov’un başbakanla ve kraliçe ile görüşmesi Hollanda’da bazı tenkitlere sebeb oldu. Tenkitçilerden Hollanda’nın en ciddi gazetesi NRC Handelsblad gazetesinin yazarlarından Hubert Smeets “İslam Kerimov sıradan biri değildir. O muhalefete parlamento kapılarını kapatan ve hoşuna gitmeyen muhalefet liderlerini yurt dışından kaçırarak geri getiren biridir.... Kerimov’un insan haklarını hiçe sayan bu davranışları O’nun Hollanda için önemini azaltmaz. Kerimov, pamuk, petrol ve altın parasına sahiptir ve Hollanda ile iş yapmak istemektedir. Önemli olan Hollanda’nın menfaatidir. Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Kerimov’a bu konuda yardımcı olabilirler. Fakat bu işe kraliçeyi karıştırmak pek lüzumsuz gibi...” demektedir. Yani bütün amaç, Hollanda’nın menfaati ve Orta Asya’dan bir pay kapmak istemesidir. İnsan hakları, demokrasi önemli değildir. Batı budur. Pay kalmadığı zaman, Batı da elini herşeyden çekecek, yeni pay kapabileceği bölgelere yönelecektir. Bunun için yarın ne olacağını kimse bilemez diyoruz.


TÜRK DÜNYASI'NDA MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ


Ruslar’ın, Çar İvan Grozni’den başlayan ve I.Petro döneminde sistemleştirilen bir politikaları vardır. Bu politika “Sıcak denizlere inmek” şeklinde özetlenebilir. Yayılmacı bir politikadır. Çar İvan Grozni’nin, Batıya ve Güneye doğru yayılması, o günün şartları altında mümkün değildi. Batısında ve güneyinde devrin en güçlü devleti Osmanlı İmparatorluğu vardı. Bu büyük gücün varlığı İvan Grozni’yi doğuya yönelmeye mecbur etti. Doğuya giderken takip edebileceği iki yol vardı. Hazar Denizinin güneyine inerek, İran üzerinden Orta Asya’ya ulaşmak yahut Hazar Denizinin kuzeyinden İdil (Volga) boyunu takip ederek Orta Asya’ya ulaşmak. Birinci yolda İran gibi güçlü bir devletin olması, ikinci yolun tercih edilmesine sebeb oldu. Ve Ruslar bu yoldan hareket ederek, 1551’de Çuvaşistan’ı, 1552’de Tataristan’ı işgal ettiler. Daha sonraları Sibirya üzerinden Orta Asya’ya indiler. 1800’lü yıllarda artık Orta Asya’nın işgali için bir engel kalmamıştı. Dağıstan’da Şeyh Şamil direnişinin kırılması ile boş kalan ordularını Orta Asya’ya yolladılar. Yedi Sular Bölgesinden Kırgızistan’a girerek kısa zamanda Orta Asya’yı ve son direnç noktaları olan Hivye, Hokand ve Buhara Hanlıklarını işgal ettiler.

Ruslar’ın bu yayılmacı emelleri ve zalim tutumları Türk topluluklarında büyük bir nefret ve dikkatle izlenmiştir. Rusların zalim davranışları, daha Çarlık Rusyası zamanında Milliyetçi hareketlerin doğmasına sebeb olmuştur. Rus İmparatorluğu içindeki Kırım ve Volga Tatarları, modern milliyetçilikten ilk etkilenen Türk İslam ulusları olmuşlardır. Onların sayesinde milliyetçilik, tüm Türk Dünyasına bir ideoloji olarak yayılma imkanı bulmuştur. Şeyh Şamil’in destanımsı mücadelesi, Kuzey Kafkasya halklarının hiç unutmadığı bir mücadele olarak nesilden nesile aktarılmış ve Kuzey Kafkasya’da milliyetçi hareketleri hep ayakta tutmuştur. Denilebilir ki, Kuzey Kafkasya Türkleri, hiçbir zaman Rusya’nın tam boyunduruğu altına girmemişlerdir.

Kırım Tatarlarından Gaspıralı İsmail Bey, Cafer Seyit Kırımer, Şah Cihan, Volga Tatarlarından Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, Ayaz İshaki, Batulla Taymaz ilk aklımıza geliveren milliyetçi aydınlardır. Komünizmin Çarlık Rusyası ile olan mücadelesinde milliyetçiler bütünüyle Komünistleri desteklediler. Lenin’in “Halklara Özgürlük” sözü Türk Milliyetçilerinin Çarlık Rusyası’ndan kurtulma istek ve arzuları, onların komünistlerle birlikte olmalarına yolaçtı. Fakat komünistler ülkede hakimiyetlerini sağlamalaştırınca, bütün işbirlikçilerini yokettiler. M.Emin Resülzade, Hüseyinzade Ali Bey, Hüseyin Cavid, Ahmet Cevat, Sultan Galiyev, Zeki Velidi Togan gibi şahsiyetler ya öldürüldüler ya da ülke dışına kaçmak zorunda bırakıldılar. Bu arada Türkistan’da Korbaşılar, Kuşçubaşı Eşref Bey, Hacı Sami Bey gibi tecrübeli ittihatçılar tarafından organize edildiği için 1937’lere kadar mücadeleyi devam ettirdi. 1937’de son Korbaşı Şir Hikmet Bey’in ülkeyi terk etmesiyle bu hareket de sona erdirildi. Ve 1937 yılı, tüm Türk bölgelerinde milliyetçilerin hasadı bekleyen başaklar gibi biçildiği bir yıl olarak hafızalara nakş edildi.

İkinci dünya savaşı yıllarında bilhassa Kafkasya ve Kırım’da, Almanya destekli kurtuluş hareketleri ortaya çıktı. Almanların kurduğu Türkistan taburları, Ruslara karşı savaşa girdiler. Fakat Almanlar savaşı kaybedince, Kırım Tatarları, Karaçaylar, Ahıska Türkleri, Balkarlar ve Çeçenler özgürlük mücadelelerinin sonucunu çok pahalı bir şekilde ödediler. Stalin’in hışmına uğrayarak, çoluk çocuk, yaşlı genç bakılmadan, tümü yurtlarından alınarak, Orta Asya’nın çeşitli bölgelerine, Sibirya’ya sürgün edildiler. Korkunç katliamlara, sonu gelmez acılara sebebiyet vermesine rağmen özgürlük mücadelesi hiç durmadı. Stalin celladının ölümünden sonra, Kruşov döneminde, Çeçenler, Karaçaylar, Balkarlar ve Kırım Tatarları’nın yurtlarına dönmelerine izin verildi. Tabii ki, bu dönemde ortaya çıkan ve bugün de özgürlük mücadelesine yılmadan devam eden Mustafa Cemil Kırımoğlu’nu burada anmamak hakka vefasızlık olurdu.

20.yy ikinci yarısından itibaren milliyetçilik kavramına “İnsan hakları” kavramı da eklendi. Mücadelenin boyutu böylece biraz daha genişletildi. Türk olmayan bir kısım halklar ve kişiler de, mücadeleye bu sayede destek verdiler. 1980’lere Brejnev’le gelen Sovyet toplumu, bu arada tankların, Çekoslovakya’daki özgürlük ateşini nasıl söndürdüklerini de gördüler. 1985 yılında Sovyetler Birliği’nin başına Mihail Gorbaçov geldi. Gorbaçov, sistemdeki aksaklıkların meydana getirdiği içinden çıkılmaz ekonomik bunalımın giderilebilmesi için, batılı ülkeler tarafından kendisine önerilen, (bilhassa ABD tarafından) reformlara başladı. Bu Sovyetler için sonun başlangıcı oldu. Oldukça hafif bir yumuşama gösteren rejim, Sovyetleri meydana getiren halkların kimlik arayışları ve isyanlarıyla karşılaştı. Artık Sovyetler Birliği’nin her tarafında milli kimlikleri için ayaklanan, hak arayan yüzlerce kuruluş ortaya çıktı.Önce Baltık ülkelerinde başlayan Halk hareketleri, diğer cumhuriyetlere sıçradı. Doğu Almanlar Berlin duvarını yıkarak, Batı Almanya ile kucaklaştılar. Dayanışma Sendikası Polonya’da iktidarı ele geçirdi. Azerbaycan’da Halk Cephesi, Özbekistan’da “Birlik” Hareketi açık bir şekilde komünistlere karşı verdiği özgürlük mücadelesini meydanlara taşıdılar. Bu arada bölgesel kimlik çatışmaları da görülmeye başladı. Abhaz-Gürcü, Moldovan-Gagavuz, Ahıskalılar-Özbek, Kırgız-Özbek, Moldovan-Rus gibi.... Bu dönemde Sovyetler Birliği, tam bir, kaynayan cadı kazanına dönmüştü. Ortaya çıkan olayların sebebi, yaratılmak istenen Sovyet insanı ve unutturulmaya çalışılan milliyetlerdi.

Bu kargaşa ortamında Türk Cumhuriyetlerinde ve Türk bölgelerinde Milliyetçi, özgürlük mücadelesi veren kuruluşlar filizlendi. Bunlar;

- Azerbaycan Halk Cephesi

- Özbekistan "Birlik" Halk Hareketi

- Kazakistan Alaş-Orda Hareketi

- Türkmenistan Ağız “Birlik” Hareketi

- Kırgızistan Alaş-Başan Hareketi

- Tataristan Özek Cemiyeti

- Çuvaş Kalkınma Partisi

- Türk Halkları Asamblesi

- Türk Dünyası Gençler “Birliği”

- Kırım Milli İttifak Hareketi

- Balkarya Töre Teşkilatı’dır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1