Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - 10 KASIM!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 3. sayfa (Toplam 3 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Pts Kas 10, 2008 11:09 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Her Türk'ün büyük bir dikkat ve titizlikle koruması gerekli Millî Birlik ve Beraberlik ilkesi, Atatürk milliyetçiliğinin zorunlu bir sonucudur. Bu görüş ve anlayışa göre, millet ülkesiyle birlikte bölünmez bir bütündür. Herkesin bunu kabul etmesi ve aynı idealleri gerçekleştirmek için birlikte hareket etmesi gerekir.

Atatürk, Türk milleti bir bütün haline gelmeden Kurtuluş Savaşı'nı başlatmamıştı. Ancak bölücü, zedeleyici akımları ve ayaklanmaları bastırdıktan sonra başarı yolları kendisine açılmıştır. Atatürk konuşmalarında, sırası geldikçe, hem zaferin hem de inkılâpların milli birlikle gerçekleştiğini belirtmiştir. O, hiçbir zaman vatanı milletten ayrı düşünmemiştir.

Madem ki millet aynı ideale bağlı insanların oluşturduğu bir birliktir, o halde insanların üzerinde yaşadığı vatan parçası da bir bütündür, kutsaldır. Bölünemez, parçalanamaz. Bunun aksini düşünmek milliyetçiliği inkâr etmek olur. Milliyetçilik inkâr edilecek olursa Türk varlığı da sona ermiş olur.

Atatürk her bakımdan birleştirici bir insandı. Çeşitli görüşlere sahip insanları ortak bir amaç uğrunda birleştirdi. O'nun bu yeteneği Türk Milleti'nin birlik sevgisinden kaynaklanıyordu. Bu sevginin sürdürülmesi geleceğimizin en büyük güvencesidir. Atamizi saygi ve rahmetle aniyoruz.Ayrica bu birbirinden degerli video ve paylasimlardan cok istifade ettik,Allah razi olsun sizlerden.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Kas 10, 2008 4:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ölümünün 70.yılında Gazi Mustafa Kemal Paşayı;minnet ve saygı ile anıyorum.Onu anmak;anlamak ve işaret ettiği yönde ilerlemektir.
Kuru saygı görüntüleri arasında O nun kurduğu Cumhuriyete ihanet edenlerin,seyredenlerin sözde saygısına O nun ihtiyacı yoktur.
Ona gerçek saygı;eserine sahip çıkmak ve yaşatmak demektir.
Mandayı kabul edenlerin,dini devlet kurmaya çalışanların;bu ülkeyi bölmeye çalışan abd ye,sivil olsun,asker olsun müttefik diyebilenlerin;Atatürk ile hiç işi yoktur.Onu Bozkurt yapan bağımsızlık sevdasıdır.Onu başbuğ yapan,bir devlet kurmasıdır.
Onu büyük yapan;cephedeki başarıları siyasal başarıya çevirebilmesidir.
Onu lider yapan,doğru bir ekonomik görüş ortaya koyabilmesi ve milleti o hedefe kilitletip yürütebilmesidir.
Kim demiş KEMALİZM bitti diye.Onun izlediği yol ile,70 yıl sonra beceriksiz ve hain adamların elinde bugün izlemekte olduğumuz yol rasındaki farkı görmemek için aptal olmak gerekir.
Daha iyisini ortaya koyamayanların,Onun tırnağı bile olamıyacak adamların,O nu nasıl çarpıtmaya kalkıştıklarını,ve yeni nesle Bop un istediği Atatürkü anlattıklarını;esef ve ibretle görüyoruz.
O bugün bile güncelliğini korumakta ve hala yakın çağın son lideri unvanını korumaktadır.Dünyaya Ondan sonra böyle bir lider daha gelmemiştir.Çünkü O ezenlerin değil;EZİLENLERİN KAHRAMANIYDI.
MİNNET VE SAYGI İLE ANIYORUM.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Pts Kas 10, 2008 11:40 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Tarih, 24 Temmuz 1927.

Yer, Dolmabahçe Sarayı...

Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanı sıfatıyla İstanbul'a ilk gelişinden 23 gün sonra. Sarayın merdivenlerinden inerken birisi elini öpmeye çalıyor. O ise elini öptürmemek için direniyor. Ulusu daima üstte tutmanın erdemini hatırlatıyor. Ayrıca 'o' anda kendisinden yıllar yıllar sonra elini öptürmek için uzatan politikacılarımıza ders vermeye devam ediyor.





O BİR IŞIKTIR

O bir ışıktır,
Sönmedi,
Sönmeyecek.

Türk gençliği
İzinden,
Dönmeyecek.

Kimse kesemez,
İçimizdeki
Büyük hızı

Bizler yaşadıkça
Yaşatacağız,
Ata'mızı.



Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Tugrulbeg
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 05, 2008
İletiler: 49
Şehir: Altaylar

İletiTarih: Sal Kas 11, 2008 12:56 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Konu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olunca , 1920 Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli celsesinden yapmis oldugu konusmayla baslayip,Yüce Sahsiyet'in söyledigi sözlerini Derleyip sizlerle paylasmak istedim.

"Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli’de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı’na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum."

BIZ TÜRK'ÜZ!..Her manasiyla TÜRK'üz!.. Iste o kadar!.. Bize IYI MÜSLÜMAN olmak yeter!.

ASYA için, AVRUPA için bizim kanunumuz aynidir: TAM BAGIMSIZLIGIMIZI KORUMAK!.. HER SEYI TÜRK CEPHESINDEN DEGERLENDIRMEK!.. Bu, GERÇEKÇI GÖRÜS'tür. (1921)
BU MEMLEKET tarihte TÜRK'TÜ, halen de TÜRK'TÜR, ve ebediyyen TÜRK KALACAKTIR! (16.3.23 Adana)

TÜRK MILLETI!.. Sen ANADOLU denilen yurda sonradan gelme degil; ilk yerlesip medeniyet kuranlarin çocuklarisin!..

Milletim TÜRK, vatanim TÜRKIYE, ülküm TÜRKLÜK'tür!..

Asla süphem yoktur ki, TÜRKLÜGÜN unutulmus BÜYÜK MEDENI VASFI ve MEDENI KAABILIYETI âtinin yükselen medeniyet ufkunda bir GÜNES GIBI DOGACAKTIR!..Bu söylediklerim hakikat oldugu gün, senden ve bütün medeni beseriyetten dilegim sudur: BENI HATIRLAYINIZ!.. (29.10.33)

- NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE!.. (29.10.33)

- Haritada TÜRKIYE üstüne abanmis bir blok var (Rusya), görüyor musun?.. Iste o agirlik benim omuzlarim üzerindedir... Omuzlarim üstünde oldugu içindir ki, ben konusamam, konusamam!..

- Düsün bir kere: OSMANLI IMPARATORLUGU ne oldu?.. Avusturya-Macaristan Imparatorlugu ne oldu?.. Dünyayi ürküten Almanya'dan ne kaldi?..

- Demek oluyor ki, HIÇ BIR SEY SÜR-GIT DEGILDIR... Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden ileride belki pek az bir sey kalacaktir... Devletler ve milletler bu idrakin içinde olmalidirlar!..

- Bugün Sovyet Rusya dostumuzdur, komsumuzdur. Bu dostluga ihtiyacimiz var... Fakat yarin ne olacagini kimse kestiremez... Tipki OSMANLI Imparatorlugu gibi parçalanabilir... Bugün elinde simsiki tuttugu milletler ellerinden kaçabilirler... Dünya yeniden bir dengeye ulasir.

- O zaman TÜRKIYE ne yapacagini bilmelidir!..

- Bugün bizim bu dostumuzun yönetiminde DIL bir, INANÇ bir, ÖZ BIR KARDESLERIMIZ VARDIR... ONLARA SAHIP ÇIKMAYA, onlari arkalamaya HAZIR OLMALIYIZ!..

- Hazir olmak yalniz o günü susup beklemek degildir. Hazirlanmak lâzimdir.

- Milletler buna nasil hazirlanir?.. MANEVI KÖPRÜLER'i saglam tutarak!.. DIL bir köprüdür, INANÇ bir köprüdür, TARIH bir KÖPRÜDÜR!..

- KÖKLERIMIZE INMELI ve olaylarin böldügü tarihimizin içinde BÜTÜNLESMELIYIZ.

- Bu dünya-yi beseriyyette asgari 100 milyonu mütecaviz nüfustan mürekkep bir TÜRK millet-i azimesi vardir... Ve bu milletin saha-yi arzdaki vüs'ati nisbetinde, saha-yi tarihte de bir derinligi vardir.

- Bugün biz bu kitlelerden, DIL bakimindan, GELENEK, GÖRENEK, TARIH bakimindan kopmus, ayrilmis, çok uzaklara düsmüsüz... TÜRKÇE'MIZ bile BATI TÜRKÇESI!.. Demek ki bir de DOGU TÜRKÇESI var... Bizim kullandigimiz mi dogru, onlarin kullandiklari mi?..

- Bunun hesabini yapmakta fayda yoktur. Onlarin bize yakinlasmasini bekleyemeyiz!.. BIZIM ONLARA YAKLASMAMIZ GEREKLI... TARIH bagi kurmamiz lâzim... FOLKLOR bagi kurmamiz lâzim... TÜRKOLOJI alaninda merhaleler asmamiz lâzim!..

- KIM YAPACAK BUNLARI?.. Elbette BIZ!.. Nasil yapacagiz?.. Iste görüyorsunuz: DIL encümenleri, TARIH encümenleri kuruluyor... Dilimizi onun diline yaklastirmaya, böylece birbirimizi daha kolay anlar hale getirmeye çalisiyoruz... Tarihimizi ona yaklastirmaya çalisiyoruz... ORTAK BIR MAZI idrakine varmak pesindeyiz.

- BUNLAR AÇIKÇA YAPILMAZ!.. Ad konarak yapilmaz... Bunlar devletlerin ve milletlerin derin düsünceleridir. (29.10.33 tarihli sohbet)

- Büyük ve hayali seyleri YAPMADAN YAPMIS GIBI GÖRÜNMEK yüzünden bütün dünyanin husumetini, garazini, kinini bu memleketin ve bu milletin üzerine celbettik.

- Böyle yapmadigimiz veya yapamadigimiz mefhumlar üzerinde düsmanlarimizin adedini ve üzerimize olan tazyikatini tezvid etmekten ise, HADD-I TABII'ye, HADD-I MESRU'a rücu edelim. Haddimizi bilelim... Biz HAYAT ve ISTIKLAL isteyen milletiz ve YALNIZ VE ANCAK BUNUN IÇIN HAYATIMIZI IBZAL EDERIZ!..(1.12.21)

- Siyasi varligimizin haricinde, baska ellerde, BASKA SIYASI ZÜMRELERDE isteyerek veya istemeyerek mukadderat ortakligi etmis, bizimle DIL, IRK, MENSE BIRLIGI'ne malik ve hatta yakin uzak TARIH ve AHLÂK YAKINLIGI GÖRÜLEN TÜRK CEMAATLERI VARDIR... BU HAL, TÜRK MILLETI IÇIN ELEM VERICI BIR HATIRADIR!..

- Su kadarini belirtmeliyim ki, ben her seyden evvel bir TÜRK MILLIYETÇISI'yim!.. Böyle dogdum, böyle ölecegim!.. TÜRK BIRLIGI'nin bir gün hakikat olacagina inancim vardir!.. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyalari içinde kapayacagim!..

- YARININ TARIHI yeni fasillarini TÜRK BIRLIGI ile açacaktir!.. DÜNYA SÜKÛNUNU BU FASILLAR IÇINDE BULACAKTIR!.. Kasgarli Mahmud'un "Divan-i Lügat-it TÜRK"ünde dedigi gibi, "TANRI TÜRK'Ü INSANLIK, SERIRLERINDEN SAKILERDEN KURTULSUN DIYE YARATTI!..(Mahmut Esat Bozkurt'tan nakil)

- Bizim yolumuzu çizen, içinde yasadigimiz YURT, bagrindan çiktigimiz TÜRK milleti, ve bir milletler tarihinin binbir facia ve izdirap kaydeden yapraklarindan çikardigimiz neticelerdir.

- Bizim milletimizin hayat-i esasini düsünelim... Bu düsünce bizi elbette 6-7 asirlik OSMANLI TÜRKLERI'nden SELÇUKLU TÜRKLERI'ne, ve ondan evvel bu devirlerin her birine muadil olan büyük TÜRK DEVRI'ne ulastirir!..

- TÜRK milleti Kurtulus Savasi'ndan beri, hatta bu savasa atilirken bile, MAHKÛM MILLETLER'in HÜRRIYET ve BAGIMSIZLIK davalari ile ilgilenmeyi, o davalara yardim etmeyi benimsemistir!.. Böyle olunca, kendi SOYDASLARI'nin HÜRRIYET ve BAGIMSIZLIK'larina kayitsiz davranmasi elbette uygun görülemez!..

- Fakat MILLIYET davasi suursuz ve ölçüsüz bir sekilde müdafaa ve mütalaa edilmemelidir!.. MILLIYET DAVASI SIYASI BIR MÜCADELE KONUSU OLMADAN ÖNCE, SUURLU BIR ÜLKÜ MESELESIDIR!.. SUURLU ÜLKÜ demek, MÜSBET ILME, MÜSBET USÜLLERE DAYANDIRILMIS HEDEFLI BIR GAYE DEMEKTIR.

- O HALDE PROPOGANDALARDA MÜSBET USÜLLERE MÜRACAAT ETMEK SARTTIR... HAREKETLERIN IMKÂN SINIRLARI VE SIRALARI, MUTLAKA HESABA KATILMALIDIR!..

- TÜRKIYE DISINDA kalmis olan TÜRKLER, ilkin KÜLTÜR meselesiyle ilgilenmelidirler... Nitekim biz TÜRKLÜK davasini, böyle bir müspet ölçüde ele almis bulunuyoruz... Büyük TÜRK tarihine, TÜRK DILI'nin kaynaklarina, zengin LEHÇELERI'ne, eski TÜRK ESERLERI'ne önem veriyoruz... BAYKAL ötesindeki YAKUT TÜRKLERI'nin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz!..

- TÜRK!.. Bu memleket dünyanin beklemedigi, asla ümit etmedigi bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu... Bu sahne 7000 YILLIK bir TÜRK BESIGI'dir.

- Besik tabiatin rüzgarlariyla sallandi... Besigin içindeki çocuk tabiatin yagmurlariyla yikandi... O çocuk tabiatin simseklerinden, yildirimlarindan, kasirgalarindan evvelâ korkar gibi oldu... Sonra onlara alisti... Onlari tabiatin babasi sandi, onlarin oglu oldu... Bir gün o TABIAT ÇOCUGU, tabiat oldu... Simsek, yildirim, GÜNES oldu... TÜRK oldu!..

- TÜRK budur!.. Yildirimdir!.. kasirgadir!.. DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNESTIR!..

- Bizim TÜRK milletimiz eski ve serefli bir millettir... Zaten ORTA ASYA'nin ALTAY yaylasinda yetistigi için, KARTALLARIN MEZIYETLERI'ni daha gençliginde kazanmistir... TA UZAKLARDAN GÖRÜR!.. HIZLI bir UÇUSU vardir ve bu RUH'u barindiracak kadar KUVVETLI bir BEDEN sahibidir... Zaten maddi olsun, dimagi olsun, HIÇ BIR SIKICI HUDUT IÇINDE DURMAZ!.. Yaradilista oldugundan, yüksek anayurdunun dünyadan uzak vaziyetine isyan etmistir.

- Iste o zaman bu ilk TÜRKLER baslarini alarak dünyanin hem batisina, hem dogusuna yayildilar... Yilmaz atalarimizin bu ilk saldirilariyla, bugünün TÜRK MILLETI olan bizler pek ziyade alâkadariz!..

- Kadim ETILER'imiz, atalarimiz, bugünkü yurdumuzun ilk ve otokton sakini ve sahibi olmuslardir!.. TÜRKLÜGÜN MERKEZI'ni ALTAYLAR'dan ANADOLU-TRAKYA'ya getirmislerdir. (1.1.33)

- ASYA HUN IMPARATORLUGU'nun kurulus tarihi Çin'de imparatorluk kurulus tarihiyle baslar... Çin'in M.Ö. 13. asra ait vesikalari bunu böyle kaydeder.

- Basit sallarla ANADOLU'dan RUMELI'ye geçen, ve ISLAM'i ta VIYANA kapilarina kadar götüren TÜRK kahramanlariydi!.. Bir ihanete ugramasalardi, TÜRK'ün gücünü çok daha ilerilere götürebilirlerdi!..

- Cihan tarihinde bir CENGIZ, bir SELÇUK, bir OSMANLI devleti tesis eden ve bunlarin hepsini hadiselerde tecrübe eyleyen TÜRK MILLETI, bu defa dogrudan dogruya kendi nam ve sifatinda bir devlet tesis ederek, bütün felaketlerin karsisinda dogustan tasidigi kaabiliyet ve kudretle yerini aldi. (2.1.1923)

- MILLETIMIZIN YÜKSEK KARAKTERINI, YORULMAZ ÇALISKANLIGINI, ZEKÂSINI, ILME BAGLILIGINI, GÜZEL SANATLARA OLAN SEVGISINI, MILLI BIRLIK DUYGUSUNU MÜTEMADIYEN ve her türlü vasita ve tedbirlerle birlikte besleyerek INKISAF ETTIRMEK, MILLI ÜLKÜMÜZDÜR!..

- Nasil bakarken gözlerimizin farkinda degilsek, ama bizim görmemizi sagliyorsa, ÜLKÜ de bütün davranislarimizda, farkinda olmadan yasar ve bize yön verir.

- Ayni iman ve kat'iyetle söylüyorum ki, MILLI ÜLKÜ'yü tam bir bütünlükle yürütmekte olan TÜRK milletinin BÜYÜK MILLET oldugunu, bütün medeni âlem az zamanda bir kere daha taniyacaktir.

- Biz MILLIYET fikirlerini tatbikte çok gecikmis ve ilgisizlik göstermis bir milletiz... Bunun zararlarini, fazla faaliyetle telafiye çalismaliyiz!..

- Insanlara MILLIYET duygularini unutturup, onlari bir "dünya devleti" içinde birlestirme düsüncesi, gerçekçi degildir!..

- Insanlara her türlü özel duygu ve baglarini unutturup "tam kardeslik ve esitlik" içerisinde birlestirerek "insani bir devlet" kurmak nazariyesi de, kendine mahsus sartlara baglidir.

- Bilirsiniz ki, MILLIYET nazariyesini, MILLIYET ülküsünü çözüp dagitmaya çalisan nazariyelerin dünya üzerinde tatbik kaabiliyeti bulunamamistir... Çünkü tarih, hadiseler, müsahedeler; insanlar ve milletler arasinda hep milliyetin hâkim oldugunu göstermistir... Ve MILLIYET prensibi aleyhindeki büyük ölçüde fiili tecrübeler ragmen, yine MILLIYET hissinin öldürülemedigi ve yine yasadigi görülmektedir.

- Bahusus bizim MILLETIMIZ MILLIYETINDEN TEGAFÜL EDISININ ÇOK ACI CEZALARINI GÖRDÜ... OSMANLI Imparatorlugu dahilindeki akvam-i muhtelife hep milli akidelere sarilarak milliyet mefkûresinin kuvvetiyle kendilerini kopardilar... Biz ne oldugumuzu, onlardan ayri ve onlara yabanci bir millet oldugumuzu, sopa ile içlerinden kovulunca anladik... Kuvvetimizin zaafa ugradigi anda bizi tahkir, tezlil ettiler... Anladik ki, KABAHATIMIZ KENDIMIZI UNUTMAKLIGIMIZMIS!.. (25.3.23)

- OSMANLI hakanlarinin amaci büyük bir imparatorluk kurmakti... Bu amaçla asil TÜRK MILLETI kullanildi... Iç siyasetlerini dis siyasetlerine uydurunca, zaptettikleri ülkelerdeki bütün uluslari dilleri, dinleri, gelenekleri, her seyi baska baska olan ve bir çok ulustan olan bu toplulugu, oldugu gibi muhafazaya kalkistilar... Onlara bütün bu özelliklerini sakli birakabilecek ISTISNALAR, ayricaliklar bahsettiler.

- Buna karsilik asil TÜRKLER uzun seferler, fetihler yapmakla, savas alanlarinda ölmekle, zaptolunan ülkeleri ve halkini beslemekle kendi kendini tahrip ediyordu... Bundan dolayi millet, ESAS UNSUR, kendi evinde kendi yurdunda ve kendi gerçek hayat sebebini gelistirmek için çalismaktan tamamen yoksundu. Bununla da kalmiyordu... Yeni fethedilen ülkeler halklarini ve ecnebileri hosnut kilabilmek için asil TÜRK MILLETI'nin hakkindan, hayat kaynaklarindan ve ekonomisinden pek çok seyler LÜTUF, BAGIS olarak veriliyordu.

- Itirafa mecburuz ki, simdiye kadar hakiki, ilmî, müsbet manasiyla MILLÎ bir DEVIR yasamadik!.. (29.10.23) (17)

- Yüzyillardan beri DOGU'da gadre ve zulme ugramis TÜRK milleti gerçekten sahip oldugu vasiflardan yoksun sayiliyordu... Son yillarda milletimin fiilen gösterdigi YETENEK, ANLAYIS, KAVRAYIS kendisine kötü gözle bakanlarin ne kadar gafil, bilgisiz, görünüse kanan insanlar oldugunu ispat etti!.. (29.10.23)

- DÜNYANIN BIZE HÜRMET GÖSTERMESINI ISTIYORSAK; EVVELÂ BIZ KENDIMIZE, BENLIGIMIZE, MILLIYETIMIZE BU HÜRMETI hissen, fikren, fiilen bütün ef'al ve harekâtimizla GÖSTERELIM!..

- Bilelim ki, MILLI BENLIGI OLMAYAN MILLETLER, BASKA MILLETLERIN SIKÂRIDIR!..

- MEVCUDIYET-I MILLIYE'MIZE DÜSMAN OLANLARLA DOST OLMIYALIM!.. Böylelerine karsi bir TÜRK sairinin dedigi gibi, "TÜRK'ÜM VE DÜSMANIM SANA, KALSAM DA BIR KISI!" diyelim!..

- Düsmanlarimiza bu hakikati ifade ettigimiz gün; kanaatimize, mefkûremize, istikbalimize yan bakan her ferdi düsman telâkki ettigimiz gün; MILLI BENLIGIMIZE UZANACAK HER ELI SIDDETLE KIRDIGIMIZ GÜN; milletin önüne dikilecek her hali devirdigimiz gün HALÂS-I HAKIKI'YE VASIL OLACAGIZ!.. Ve sizin gibi münevver, azimli, imanli gençler sayesinde bu halâsa vasil olacagimiza emin olabiliriz. (Konya TÜRK Ocaklari)

- HIÇ BIR DÜSÜNCE; TÜRK MILLI MENFAATLERI'nin, TÜRK VARLIGI'nin, DEVLET'i ve ÜLKESI'yle BÖLÜNMEZLIGI esasinin, TÜRKLÜGÜN TARIHI ve MANEVI DEGERLERI'nin, MILLIYETÇILIK ve MEDENIYETÇILIK KARSISINDA KORUMA GÖREMEZ! (1932 Anayasasi)

- TÜRK; SOY, DIL, TARIH, DIN, GELENEK GIBI BAGLARLA BIRBIRINE BAGLI INSANLARIN MEYDANA GETIRDIKLERI BIR TOPLULUKTUR.

- TÜRKIYE CUMHURIYETI'NI KURAN TÜRKIYE HALKINA "TÜRK" DENIR!..(20) Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlik tarihinde görülmemistir.

- GÖÇMENLER, kaybedilmis topraklarimizin hatiralaridir.

- Bugün MILLETLER asagi yukari KARDES olmuslardir...(17.3.37)

- Bugünkü TÜRK MILLETI SIYASI ve IÇTIMAI CAMIASI IÇINDE kendilerine KÜRTLÜK fikri, ÇERKESLIK fikri ve hatta LAZLIK FIKRI veya Bosnaklik fikri propaganda edilmek istenmis vatandas ve milletdaslarimiz vardir... Bu yanlis adlandirmalar, bir kaç DÜSMAN ALETI GERICI BEYINSIZLER'den baska hiç bir millet ferdi üzerinde kederlendirmekten baska bir tesir dogurmamistir!.. Çünkü bu millet fertleri de tüm TÜRK TOPLUMU gibi ayni ORTAK GEÇMIS'e, TARIH'e, AHLÂK'a, HUKUK'a sahip bulunuyorlar.

- Bugün içimizde bulunan HIRISTIYAN, MUSEVI VATANDASLAR MUKADDERAT VE TALIHLERINI TÜRK MILLIYETI'NE VICDANI ARZULARIYLE BAGLANDIKTAN SONRA, KENDILERINE yan gözle YABANCI NAZARIYLA BAKMAK, MEDENI TÜRK MILLETI'NIN ASIL AHLÂKINDAN BEKLENEBILIR MI?..

- Gençlerimizin bugün içinde bulunduklari bunalim ve bosluk, daha çok geçmisi ve mensup olduklari milletin büyüklügünü bilmemekten ileri gelmektedir... Yanlis hükümler bir çoklarinda bir asagilik duygusu meydana getirmistir... Bundan kurtulmak için milletimizin yüksek vasiflarini bilmeye, bundan kuvvet almaya ihtiyaç vardir!..

- Ortak MILLI FIKRIN, AHLÂKIN, DUYGUNUN, HEYECANIN, HATIRA VE GELENEKLERIN kisilerde meydana gelmesini ve KÖKLESMESINI SAGLAYAN ORTAK GEÇMIS'in, birlikte yapilan TARIH'in, vicdanlari ve zihinleri dogrudan dogruya birlestiren ortak DIL'in, milletlerin meydana gelmesinde EN ÖNEMLI ETKENLER oldugunu kaydettikten sonra; MILLET hakkinda ikinci derece unsurlari dikkate almayarak, mümkün oldugu kadar her millete uyabilecek bir tarifi ele alalim.

- MILLET; DIL, KÜLTÜR ve MEFKÛRE ILE birbirine BAGLI vatandaslarin teskil ettigi BIR HEYETTIR.

- Zengin bir HATIRA mirasina sahip bulunan, BERABER YASAMAK hususunda müsterek arzu ve muvafakatte samimi olan, ve SAHIP OLUNAN MIRASIN MUHAFAZASINA beraber DEVAM HUSUSUNDA IRADELERI MÜSTEREK olan insanlarin birlesmesinden meydana gelen CEMIYET'e MILLET denir.

- DIN BIRLIGI'nin de bir MILLET teskilinde müessir oldugunu söyleyenler vardir... Fakat biz, TÜRK MILLETI tablosunda bunun aksini görmekteyiz... TÜRKLER ISLAM dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi... Bu din ne Araplar'in, ne Acemler'in, ne vesairenin TÜRKLER'le birlesip bir millet teskil etmelerine tesir etmedi.

- Gerçekten maziden MÜSTEREK ZAFER VE YEIS MIRASI, ISTIKBALDE gerçeklestirilecek AYNI PROGRAM, BERABER SEVINMIS OLMAK, beraber AYNI ÜMIDI BESLEMIS OLMAK!... Bunlar elbette bugünün medeni zihniyetinde diger her türlü sartlarin üstünde mânâ ve sumül alir.

- MILLET; SIYASI VARLIKTA BIRLIK, YURT BIRLIGI, DIL BIRLIGI, IRK ve MENSE BIRLIGI, TARIHI karabet ve AHLÂKI KARABET'TEN MEYDANA GELIR.

- Bu tarif tetkik olunursa, bir milleti teskil eden insanlarin KIYMET, KUVVET, ve VICDAN HÜRRIYETI'yle, INSANI HISS'e gösterilen riayet, kendiliginden anlasilir. TÜRK MILLETI'nin tesekkülünde mevcut olan bu sartlar, diger milletlerde kâmilen yok gibidir.

- TÜRK milleti MILLI HISS'i, INSANI HIS'le yanyana düsünmekten zevk alir!.. Vicdaninda MILLI HISS'in yaninda INSANI HISS'in serefli yerini daima muhafaza etmekten iftihar duyar!.. Çünkü TÜRK milleti bilir ki, bugün medeniyetin yolunda bagimsiz ve fakat kendileriyle paralel yürüdügü bütün medeni milletlerle KARSILIKLI INSANI ve MEDENI ILISKI elbette gelismemize devam için lâzimdir.

- Ve yine malumdur ki, TÜRK milleti her medeni millet gibi, geçmisin bütün devirlerinde KESIFLERIYLE, BULUSLARIYLA medeniyet âlemine HIZMET ETMIS INSANLARIN KIYMETINI TAKDIR ve hatiralarini hürmetle muhafaza EDER... TÜRK MILLETI INSANIYET ÂLEMI'nin samimi biri ailesidir.

- En genis insani düsüncelere MILLET denilen varligin özünden varilabilir.

- MILLET, MILLETIN RUH SAATI, MÜZIGI, EDEBIYATI ve bütün GÜZEL SANATLARI; güzel olan KUTSAL KAVGA'NIN ILAHI SARKILARINI sonsuz bir VATAN ASKI'nin büyük heyecani ile DAIMA SÖYLEMELIDIR!..

- TÜRKIYE halki, IRKEN veya DINEN ve HARSAN yekdigerine karsi HÜRMET-I MÜTEKABILE ve FEDAKÂRLIK hissiyati ile meshun ve MUKADDERAT ve MENAFI-I MÜSTEREK olan bir heyet-i içtimaiyedir.(1922)

- Ben TÜRK ELI'nin kahraman bir bucagindayim... Yazik ki oraya "Bekir Diyari" diyorlar... Fakat özünde TÜRK DIYARI idi. Bizim diyarimiz OGUZ TÜRKÜ'nün has kaynagidir!.. Biz de bu yüce kaynagin çocuklariyiz. (26.9.32 Diyarbakir)

- Çocuklarimiza ve gençlerimize verecegimiz tahsilin hududu ne olursa olsun, onlara esasli olarak sunlari ögretecegiz: MILLIYETINE ve TÜRK DEVLETI'NE BAGLILIK!.. Fertleri bu mücadele sebepleri ve araçlariyla mücehhez olmayan milletler için YASAMA HAKKI yoktur!..

- Bir MILLETIN TABII HUDUTLARI daglar ve irmaklar degildir, isnat ettigi MILLIYETIN LISANI ve DINI SINIRLARIDIR!..

- En bariz ve en kat'i ve en maddi delail-i tarihiyeye istinaden beyan edebiliriz ki, TÜRKLER 15 asir evvel ASYA'nin göbeginde muazzam devletler teskil etmis, ve insanligin her türlü kabuliyetine tecelligah olmus birer unsurdur... Sefirlerini Çin'e gönderen ve Bizans'in sefirlerini kabul eden bir TÜRK DEVLETI, ecdadimiz olan TÜRK milletinin teskil eyledigi bir devlettir. (29.10.33)

- TÜRK MILLETI Asya'nin garbinda ve Avrupa'nin sarkinda olmak üzere kara ve deniz sinirlariyla ayirt edilmis, dünyaca taninmis büyük bir yurtta yasar... Onun adina "TÜRK ELI" derler!.. TÜRK YURDU daha çok büyüktür... Yakin ve uzak zamanlar düsünülürse, TÜRK'E YURTLUK ETMEMIS BIR KIT'A YOKTUR!.. Bütün dünyada, ASYA, AVRUPA, AFRIKA TÜRK atalarina yurt olmustur... Bu hakikatler eski ve hususiyle yeni tarih vesikalariyla malumdur.

- Fakat bugünkü TÜRK milleti varligi için bugünkü yurdundan memnundur... Çünkü TÜRK, derin ve sanli geçmisin büyük kudretli atalarinin mukaddes miraslarini bu yurtta da muhafaza edebileceginden, o miraslari simdiye kadar oldugundan çok daha fazla zenginlestireceginden emindir.

- AHLÂK'in MILLET teskilinde yeri çok büyüktür, mühimdir!.. AHLÂK'in KAYNAGI toplumdur, MILLET'tir... Gerçekten AHLÂKIYET, hususi FERTLERDEN ÂRI ve BUNLARIN ÜSTÜNDE, ancak IÇTIMAI VE MILLI OLABILIR!

- MILLETIN IÇTIMAI NIZAM VE SÜKÛNU, günümüzde ve gelecekte REFAHI, SAADETI, SELÂMETI ve GÜVENLIGI, MEDENIYETTE ILERLEMESI ve YÜKSELMESI IÇIN INSANLARDAN, her hususta ILGI, GAYRET, nefsin feragatini gerektigi zaman SEVE SEVE NEFSININ FEDASI'ni isteyen MILLI AHLÂK'tir!..

- Bir milletin namuskâr bir mevcudiyet, sayan-i hürmet bir mevki sahibi olmasi için, o milletin yalniz ÂLIM ve MÜTEFENNIN bulunmasi kâfi degildir!.. Her ilmin, her seyin fevkinde bir hassaya sahip olmasi lâzimdir ki, o da o milletin muayyen ve MÜSBET bir SECIYE'ye malik bulunmasidir.

- Böyle bir SECIYE'ye malik olmayan fertler ve böyle fertlerden mürekkep milletler, hiç bir dakika hakiki bir devlet teskil edemezler... Böyle milletler birer FESAT OCAGI olurlar!..

- TÜRK OCAKLARI'nin esas gayesi millete MÜSBET bir SECIYE vermektir. TÜRK OCAKLARI milletin HARS'i üzerinde mühim tesirler yapmalidir!..

- Ne vakit basladigi bilinmeyen zamanlardan beri SEREF-I ISTIKLAL ile yasayan milletimiz, en feci bir izmihlal ile nihayet oluyor gibi görünmüs iken, kayd-i esarete karsi evladini kiyama davet eden ECDAT SESI kalbimizin içinde yükseldi, ve bizi son halâk mücadelesine davet etti.

- Bu sahada akan TÜRK kanlari, bu semada pervaz eden SEHIT RUHLARI DEVLET ve CUMHURIYET'imizin ebedi muhafizlaridir. (Dumlupinar, 30.8.24)

- Biz TÜRKLER her çagda SARK'IN KILICI'nin KESKIN AGZI idik!.. Lakin gitgide bir çok LEVANTEN UNSURLAR biz TÜRKLER'e karistiklarindan OSMANLI Imparatorlugu denilen o milletler halitasi ortaya çikti.

- BIZ dogrudan dogruya milletperveriz ve TÜRK MILLIYETÇISIYIZ!.. Ama biz öyle milliyetçiyiz ki, bizimle ISBIRLIGI EDEN bütün MILLETLERE HÜRMET ve riayet EDERIZ... Bizim MILLIYETÇILIGIMIZ herhalde BENCILCE ve MAGRURCA bir milliyetçilik DEGILDIR!.. Biz MÜSLÜMAN oldugumuz için, müslümanlik yönünden ÜMMETÇILIGIMIZ de vardir ki, milliyetçiligin çizmis oldugu sinirli çemberi, genis bir alana dönüstüren odur. (2.8.20)

- Milli hayatimizda yediden yetmise hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA IÇIMIZDEN ATAMIYACAGIMIZ MILLI FELAKET GÜNLERIMIZ DE VARDIR... 1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri!.. TÜRK'ÜN AVRUPA'DAN ADETA KÖKÜNÜN KAZINMASI ISTEGIYLE HORTLAYAN HAÇLI ZIHNIYETININ GIRISTIGI TOPLU KATLIAMLAR!.. 1912 Balkan Savasi ve TÜRKLER'e reva görülen zulüm ve ISKENCELER!.. Tarihin bu aci miraslari her TÜRK'ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir.

- Milletimizin kalbinde HISS-I INTIKAM olmali!.. Bu alelade bir intikam degil; hayatina, ikbaline, refahina düsman olanlarin mazarratlarini izaleye matuf bir intikamdir. (16.3.1923)

- Bütün dünya bilmelidir ki, karsimizda böyle bir düsman oldukça, onu affetmek elimizden gelmez. DÜSMANA MERHAMET, ACZ VE ZAAFTIR!.. Bu insaniyet göstermek degil; INSANLIK HASSASI'nin zevalini ilan etmektir!.. (16.3.1923)

- Bizim vuzuh ve tatbik kaabiliyeti gördügümüz siyasi meslek, MILLI SIYASET'tir!.. Dünyanin bugünkü umumi sartlari ve asirlarin dimaglarda ve karakterlerde topladigi hakikatler karsisinda, hayale kapilmak kadar büyük bir hata olmaz!.. Tarihin ifadesi budur. Ilmin, mantigin, aklin ifadesi böyledir.

- Milletimizin KUVVETLI, MESUT ve MUSTAKAR yasayabilmesi için, DEVLETIN TAMAMIYLE MILLI BIR SIYASET TAKIP ETMESI ve BU SIYASETIN IÇ TESKILATIMIZA TAMAMEN UYGUN OLMASI ve ONA DAYANMASI LÂZIMDIR.

- MILLI SIYASET'ten kastettigim mânâ sudur: MILLI SINIRLARIMIZ IÇINDE her seyden önce KENDI KUVVETIMIZE DAYANARAK VARLIGIMIZI KORUYUP, MEMLEKETIN IÇ SAADET VE IMARINA ÇALISMAK!..(Nutuk sf. 276)

- TÜRK MILLETI'nin içtimai nizamini bozmaya müteveccih didinmeler, bogulmaya mahkûmdur. TÜRK MILLETI kendisinin ve memleketinin yüksek menfaatleri ALEYHINE ÇALISMAK ISTEYEN müfsid, sefil, VATANSIZ, MILLIYETSIZ SEBÜK MAGZLARIN hezeyanlarindaki gizli ve KIRLI EMELLERINI ANLAMIYACAK VE ONLARA MÜSAMAHA GÖSTERECEK BIR HEYET DEGILDIR!

- TÜRK milletinin EBEDI FEYZ'inden, müesses AHLÂK KAIDELERI'nden henüz nasibini almamis veya bu ILAHI NIMET'ten bir idraksizlik sonucu mahrum kalma talihsizligine ugramis bu bedbaht yiginlar, elbet bir gün gafletten uyanacak ve aziz milletimizin gösterdigi huzur verici hürriyet ve demokrasi yolunda ilerleyen yarinin en güçlü güven kaynagi ve sevgiyi bilen MILLI RUH'un temsilcisi TÜRK GENÇLIGI'ne ve büyük milletimize katilacaklardir.

- Yüzyillardir ulusumuzu yöneten HÜKÜMETLER DOGU'yu ve BATI'yi TAKLIT'ten kurtulamadiklarindan, sonuç ulusun cahillikten kurtulamamasi olmustur!.. (1.3.22)

- Bir milletin MUTLULUK saydigi sey, diger bir millet için FELAKET olabilir!.. O halde bir millet KENDINE GÖRE MUTLULUK sayacagi bir seye erisebilmek için basvurdugu gereç ve vasitalar, KENDI RUHUNDAN çikarsa, o vakit maksada varabilir.

- Her milletin kendine mahsus GELENEKLER'i, kendine mahsus ÂDETLER'i, kendine göre MILLI HUSUSIYETLER'i vardir... HIÇ BIR MILLET aynen DIGER BIR MILLETIN TAKLITÇISI OLMAMALIDIR!.. ÇÜNKÜ BÖYLE BIR MILLET NE TAKLIT ETTIGI MILLETIN AYNI OLABILIR, NE DE KENDI MILLIYETI IÇINDE KALABILIR!.. BUNUN NETICESI, SÜPHESIZ KI ÇOK ACIDIR!..

- BILELIM KI, MILLI BENLIGINI BILMEYEN MILLETLER, BASKA MILLETLERE YEM OLURLAR!..

- TÜRKLER'I bütün dünyaya GERI bir millet olarak TANITAN GÖRÜS, bizim IÇIMIZE de GIRMISTIR!.. "400 çadirlik bir kabile"den bir MILLET ve IMPARATORLUK ve MILLI TARIHI'ni baslatmak suretiyle!.. Imparatorluk zamaninda dahi bazi Türklerin görüsleri de bu merkezde idi.

- Milletimiz ufak bir asiretten anavatanda müstakil bir DEVLET tesis ettikten baska GARP âlemine, DÜSMAN içine girip ve orada azim müskilat içinde bir IMPARATORLUK vücude getirdi... Bu imparatorlugu 600 seneden beri tam bir heybet ve azametle devam ettirdi... Buna muvaffak olan bir DEVLET, elbette ki yüksek SIYASI ve IDARI NITELIKLER'e sahiptir... Böyle bir vaziyet yalniz KILIÇ kuvvetiyle vücude getirilemezdi!..

- Cihanin malûmudur ki, OSMANLI DEVLETI pek genis olan ülkesinde bir huduttan diger hududa ordusunu fevkalâde sür'atle ve tamamen mücehhez olarak naklederdi... Ve bu orduyu aylar, belki senelerce iyi baslar idare ederdi... Böyle bir hareket yalniz ORDU TESKILATI'nin degil, bütün IDARI SUBELER'in MÜKEMMELLIYET'ini ve KAABILIYETLI oldugunu gösterir.

- Evvela millete TARIH'ini, ASIL bir millete mensup bulundugunu, BÜTÜN MEDENIYETLERIN ANASI olan ileri bir milletin çocuklari oldugunu göstermeliyiz.

- Büyük devletler kuran ECDADIMIZ, büyük ve sumüllü medeniyetlere de sahip olmustur... Bunu aramak, tetkik etmek, TÜRKLÜGÜ CIHANA BILDIRMEK, bizler için bir borçtur!.. TÜRK GENÇLIGI, ECDADINI TANIDIKÇA, DAHA BÜYÜK ISLER YAPMAK IÇIN KENDINDE KUVVET BULACAKTIR!..

- Bu dünyadan göçerek TÜRK milletine veda edeceklerin çocuklarina, kendisinden sonra yasayacaklara son sözü su olmalidir:

" Benim TÜRK milletine, TÜRK cemiyetine, TÜRKLÜGÜN ISTIKBALI'ne ait ödevlerim bitmemistir!.. Siz onlari tamamlayacaksiniz!... Siz de sizden sonrakilere, benim sözümü tekrar ediniz!.."

- Bu sözler bir ferdin degil, bir TÜRK MILLETI duygusunun ifadesidir... Bunu her TÜRK bir PAROLA gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir... Her TÜRK ferdinin son nefesi, TÜRK MILLETININ NEFESININ SÖNMIYECEGINI, ONUN EBEDI OLDUGUNU göstermelidir!..

- YÜKSEL TÜRK!.. SENIN IÇIN YÜKSEKLIGIN HUDUDU YOKTUR!.. Iste PAROLA budur!..

- Bu ÜLKÜ'müzü açikça ifade etmeliyiz!.. Onu imanla duymali ve onu hiç yilmadan takip etmeliyiz.

- TÜRKÇÜLÜK bir bayrak gibidir... Bu bayragi VATAN'in her kösesinde durmadan dalgalandirmak, her TÜRK'ün ILK ve MILLI VAZIFE'sidir!..

- Benim yaradilisimda FEVKALÂDE olan bir sey varsa TÜRK olarak dünyaya gelmemdir!...

- Benim hayatta YEGÂNE fahrim, servetim TÜRKLÜK'ten baska bir sey degildir!..

- TÜRK MILLETI'NIN KARAKTERI YÜKSEKTIR!.. TÜRK milleti ÇALISKANDIR!.. TÜRK milleti ZEKIDIR!.. TÜRK milleti MILLI BIRLIK ve BERABERLIK ile güçlükleri yenmesini bilmistir. (29.10.33)

- TÜRK MILLETI, DEVLET KURMAK, VATAN KURMAK KUDRETINDE KENDI CEVHERINDEKI KIYMET VE FAZILETLERE ISTINAT EDEN YAPICI VE YARATICI BIR MILLETTIR!..

- TÜRK çetin isler basarmak için yaratilmistir!..

- TÜRK'e MÜSBET ve IYI bir sey veriniz... Bunu reddetmesi ihtimali yoktur!..

- TÜRK, ögün!.. Çalis!.. Güven!..

Tarih sayfalarindan bir yaprak.

General Pershing’in kurmay başkanı olan General Harburg Sivas!ta Mustafa Kemal ile görüşürken der ki:

-Türk Tarihi’ni okudum. Milletiniz büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan millet elbet bir medeniyet sahibi olmalıdır. Taktir ederim. Ama bu günkü duruma bakalım. Başta Almanya,müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi,bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünüyorsunuz?

Mustafa Kemal genarale,
-"Teşekkür ederim" der. "Tarihimizi okumuş bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterim ki biz emperyalistlerin pencesine düşenbir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahküm olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz."

General ve arkadaşları sessizce ayağa kalkarlar baslar öne egilmis bir vaziyet'te ,Geldikleri Gibi giderler.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Sal Kas 11, 2008 7:42 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Bu fotograf gercek bir liderin asil durusunu,makami ne olursa,olsun milletine olan saygisini sözlere gerek kalmadan net bir sekilde ifade ediyor.

Bu resimdede bir devlet baskanini görüyoruz burdada Ananida al git diye vatandasini azarlayan, Allah icin milletine isine geldigi zaman saygili olan bir basbakan???
Atatürk her hali ve davranislariyla tartismasiz bir LIDER ,di farkin ve ilkelerin ülkemizin icinde bulunmus oldugu su dönemde daha cok hissediliyor ATAM.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Pts Kas 09, 2009 10:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder








10 Kasım 1938-ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜ - ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ
Atatürk'ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara'ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu.

Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran Atatürk, çok yorgun düştü. Ülkü edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu. Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi Atatürk'ü çok sevindirip moralini düzeltti.

Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan Atatürk'ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi. Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışladı.

Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı. 29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve Türk'lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir.

Atatürk 1 Kasım 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.

Atatürk'ün hastalığı tekrar şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk'ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı'nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı.
Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler.

16 Kasım günü Atatürk'ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonunda katafalka konuldu. Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti.
Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı'na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar, donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyiİzmit'e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi. Atatürk'ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkam, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra Atatürk'ün tabutu katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu.

Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi.

ALİNTİ
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
cCcBilgecCc
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 326

İletiTarih: Pts Kas 09, 2009 10:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ALLAH C C NiZi SEVERSENiZ BASBUG ATATURKU SU DANGALAKLA NASIL KIYASLIYORSUNUZ,BASBUGUMUZUN ELiNE SU BiLE DOKECEK KAPASiTEDE BiRi DEYiL O DONME ,iKiDE Bi DEVLET ADAMI YOK SUYDU YOK BUYDU DEYiPDE INSANI ZIVANADAN CIKARMAYIN!...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Sal Kas 10, 2009 1:33 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
reisim25
Özel Üye
Özel Üye



Kayıt: Mar 25, 2005
İletiler: 779
Şehir: TR

İletiTarih: Sal Kas 10, 2009 5:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Atatürk'ü gerçekten saygı, rahmet, özlemle anıyoruz.
Biz milliyetçiliği, Türkçülüğü, ülke sevdasını, yenilmezliği, bir Türk'ün dünyaya bedel olduğunu, askeri, silahı, imkanı olmayan bir millettin dünyaya karşı galip gelmesini ondan öğrendik.
Nutku ve Genliğe hitabını bir kere daha, bin kere daha okumalıyız.
Muhtaç olduğumuz asil kan damarlarımızda mevcut.
Bugün dünden daha fazla yüreğe, daha fazla inanca, daha fazla imana, daha fazla Türkçülüğe, daha fazla Atatürk'ün yol gösteren bağımsızlık inancına ve emperyalistleri oluşturan küresel güçlerle daha güçlü savaşa htiyacımız vardır.
Hep beraber, bütün ÜLKÜCÜLER tek yürek ve tek bilek olarak.
Kanımızın son damlasına kadar.
Tek bir ÜLKÜCÜ ünyada kalana kadar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Kas 10, 2010 6:01 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Büyük Atatürk ün uçmaka varışının 72.yıldönümü dolayısıyla bir kaç meseleyi bir kez daha tekrarlamak istiyoruz.
Atatürk ün bir komutan,ve devlet adamı olarak başarılarını tekrarlamıyacağız.Anlamak niyetinde olanlar için bir ilkokul öğrencisinin dahi bildiği şeylerdir bunlar.
Yeryüzünde hiçbir millet yoktur ki;kurtuluşuna neden olmuş bir anıt kişiye,dil uzatıp hakaretler yağdırsın,nefret etsin ,hem de bir milletin yarısından fazlası ;bu da yetmezmişcesine,isminin önünde yazar,köşe yazarı,tarihçi,araştırmacı,profesör gibi unvanlar bulunanlar buna yeltensin.Türk milleti dışında!Bu bizleri,biz vatan sevdalılarını son derece incitmekte ve yaralamaktadır.
Çünkü bu yüce millete nankörlük ve tarihi bilerek çarpıtmak, hiç ama hiç yakışmamaktadır.
Atatürk ün en büyük eseri kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetidir.Bırakın tarih bilgisi ve bilincini,şu içerisinde yaşadığımız acı günlere bir bakış;o eserin degerini,kurucusunun büyük hizmetlerini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.Atatürk ün ne kadar doğrular içerisinde olduğunu,bugünün yöneticilerine bakarak anlamak mümkündür.
Dileyen kabul eder,dileyen kabul etmez.Ama gerçek şudur ki;Atatürk yaşadığı çağdan en az bir kaç yüzyıl önde,Türk milletinin hastalıklarını ve zaafiyetlerini çok iyi bilen ve geleceği görebilen bir devlet adamıdır.Bunca yıl,iktidar olmuş,devleti yönetmiş bir sürü siyasetçi gördük bu ülkede.Bunların bazılarına Atatürk ten daha fazla hizmet etme imkanı süre olarak tanındı.Ama hiç kimse şu 3 kişinin,tırnağına dahi yaklaşamadı.Bu üç kişi,Atatürk,Nihal Atsız ve Başbug Alpaslan Türkeş dir.Üçü de çok büyük milliyetçidir.Üçünün ortak özelliği Türk tarihini çok iyi bilmeleri,geçmişimize bakarak gelecekte nerelere sürüklenebileceğimizi görebilmeleri;milletimizin,yeteneklerini,zaafiyetlerini çok iyi bilmeleri ve Türkçeye verdikleri büyük önemdir.Bu üçlünün hiçbir tesbit ve degerlendirmesi boş çıkmamış ve aynen gerçekleşmiştir.
Bu üçlü,tüm ortaya koydukları düşüncelerde Türk milletinin yüksek yetenek ve cevherini esas alırken;Atatürk ten sonra gelen ve iktidar koltuğuna oturmuş siyasetçilerin;bu milletin sahip olduğu kötü ve olumsuz alışkanlıklardan ve zaafiyetlerden yararlanarak o koltuklara oturduğunu ve yüce milletimizi kandırarak sömürdüğünü çok acı bir şekilde görüyoruz.
Cumhuriyetin temel hedefi insandır.İnsanın hür olarak gelişmesi,mutluluğu ve mülkiyet edinmesi,kalkınması esastır ve temel amaçtır.Atatürk ün yapmaya çalıştığı tüm devrimler;bu ülkeden dini kaldırmaya degil,akılcı düşünceyi ve bilimi insanların günlük yaşayışlarına getirebilmek ve bu şekilde geri kalmış milletimizin gelişmesini sağlamak amacına yöneliktir.Yoksa kimsenin inancına herhangi bir müdahale,dini aşağılama,dini ortadan kaldırmak amacına yönelik degilidir.İnancın ve imanın cephedeki yansımalarını ve mucizelerini yakınen görmüş ve bu milletin şanlı ordularına komuta etmiş,meydan savaşı kazanmış bir komutan ın bunu etkisiz hale getirmeye kalkışmasını düşünmek en büyük akılsızlıktır.Asırlarca yobazların elinde oyuncak olmuş milletimize doğru dini öğretebilmek için dinin tefsir ve açıklamaları Türkçeleştirilmiştir.Hutbeler bunun için Türkçeleştirilmiştir.
Atatürk din ile değil,bu ülkeye matbaanın gelişini tam 400 yıl geciktiren kafa ile uğraşmıştır.Atatürk köylüyü efendi yapan kişidir.Türk çocuklarını bilimle tanıştıran kişidir.Türk çocuklarının sadece ölerek degil,bilim ile de bu ülkeye hzimet edebileceğini gösteren kişdir.
Gerçek tarihin tozlu raflarında tüm acılığı ile durmaktadır.Bu ülkeye tren gelmiş,tek bir Türk makinisti yoktu.Varın gerisini siz düşünün.Memurlar kimlerdendi siz düşünün.Kimler avrupaya egitime gönderiliyordu sizler düşünün.Kalkıp Türkler diyebilecek tek bir kişi yoktur.Lafla degil,icraat ile köylümüzü efendi yapmıştır Atatürk.
Cumhuriyetin hedefi,işi gücü millet iledir.Bugün "millet iradesi,milletin dediği olur" diyerek;milletin gözünün içine baka baka,milleti yoksullaştıran,yandaşlarını semirten,milleti soyup soğana çevirip bir koli erzagı dilenecek hale getirdikten sonra;Çankaya baloların da
Cumhur burada diye dalga geçenlerin cumhuriyeti degildir bu ülke bize göre.
Şu baloya çağrılanların kimliklerine bir bakın.Nerede imiş o cumhur?
Bugün Cumhuriyet gidiyor diyorlar.Geçmiş olsun.O Cumhuriyet Atatürk ün hakka yürümesi ile birlikte başladı ve bu gün son evreye girdi.
Bu ülkenin başına gelen her iktidar bir sınıfı kollayıp korudu Atatürk den sonra!Diğerlerini silindir gibi ezip geçti.
Her zaman söylediğimizi bir kez daha tekrar edelim.Sistemi işletecek olan insandır.En iyi idare şekli dahi,ard niyetli,ve yetersiz insanlrın elinde mahvolmaya mahkumdur.
Tartışılacak asıl şey sistem degil,hilafet bilmem ne degil,şu yöneticilerin halidir.Bunları yetiştiren eğitim sistemidir.Ve bu ülkede halledilmesi gereken en öncelikli mesele budur.
Atatürk ün Hakk a yürümesi dolayısıyla kendisinin,silah arkadaşlarının ve şehit ve gazilerimizin anıları önünde saygı ve minnet ile eğilirim.Bize haklarını helal etsinler!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Çar Kas 09, 2011 11:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Atamızı saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 3. sayfa (Toplam 3 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1