Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - DOGU TÜRKISTAN
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... , 11, 12, 13  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 12. sayfa (Toplam 13 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Cum Arl 25, 2009 7:20 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ey Filistin icin aglayanlar!

Filistinliler Musluman'da,Insan'da,Uygur Turkleri Musluman,Insan degiller'mi?!

Ey Turk Milleti,Dogu Turkistan'a sahip cikalim!!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pts Arl 28, 2009 7:28 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder


İstanbul Ülkü Ocakları Bayanlar Masası il Başkanlığı’mız “ Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” Konferansı Düzenledi.

İstanbul Ülkü Ocakları Bayanlar Masası il Başkanlığı’mız “ Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” Konferansı Düzenledi. Doğu Türkistan’ın Efsanevi Lideri İsa Yusuf ALPTEKİN’in oğlu, Doğu Türkistan Gençlik ve Kültür Derneği Onursal Başkanı Sn.Arslan ALPTEKİN hocamızın konuşmacı olarak katıldığı konferansımıza çok sayıda ülküdaşımız katılım gösterdi.

Ve Kadın Olmak… “ Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” diye haykırıyorlar.. Duyulsun artık sesimiz, bilinsin değiliz trahom müdavimi/ timsah gözyaşlarından ayrılsın hüznümüz, yazılsın bilinçlere Türk Kadınıyız… İşte bu yüzdendir kah Kabil’de, kah Doğu Türkistan’dayız! Sevdanın adıyla başlarız emzirmeye Nesli Asım-ı , ilmik ilmik işleriz balalara, bilinsin Oğuz aslıyız! Düş ahvalinde düşledik özgürlüğü bugün, esareti dinledik Arslan ALPTEKİN’den, onun dilinden, Doğu Türkistan’lının , asımın,oğuzun dilinden… Ellerinden dedi, ellerinden alıyorlar kadınlık hakkını.Ddoğurma! Kaybet aklını! Ağlamakta yasak sana! Yasak sana yaşamak Türk Kadını!! İşte Çin’in sesi budur, bunlardır maonun torunları! Dinledik, dinledik ekmek derdine düşen kadınlar aşağılanıyor, dinledik dinledik Çin’li köpek ırzımıza Urumçi’de göz dikiyor…
SANMASINLAR UNUTURUZ KARDEŞLERİMİZİ YAD ELLERDE, SANMASINLAR MUHAMMED ÜMMETİNE ZULÜM BAKİ KALIR! GÜN OLUR KÜRŞAD YAKAR ATEŞİNİ İNTİKAMIN, GÜN OLUR CUMALAR KILINIR TİYANŞAN’DA.. ASYA’DANTUNA’YA
ESSELAMÜNALEYKÜM VE RAHMETULLAH ,ESSELAMÜNALEYKÜM VE RAHMETULLAH….
Şad Olsunlar Şad Olalım Geri Angarya …


İstanbul Ülkü Ocakları Bayanlar Masası il Başkanlığı’mız “ Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” Konferansı Düzenledi. Doğu Türkistan’ın Efsanevi Lideri İsa Yusuf ALPTEKİN’in oğlu, Doğu Türkistan Gençlik ve Kültür Derneği Onursal Başkanı Sn.Arslan ALPTEKİN hocamızın konuşmacı olarak katıldığı konferansımıza çok sayıda ülküdaşımız katılım gösterdi. İlginin büyük olduğu konferansımıza başta Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanımız Sn Gökmen KANTAR ve il yöneticilerimiz olmak üzere, Doğu Türkistan Derneği’nin değerli temsilcileri, Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Mensupları ve Kıymetli Asena Teşkilatımız yer almış bulunmaktadır. İstanbul Ülkü Ocakları Bayanlar Masası Olarak Düzenlemiş Olduğumuz Prograramımızda İstanbul’lu Asenalar olarak ilk yeminimizi ederek güne başladık. Programımızın açılışını saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlattık. Sonrasında program sunucumuz Ecemsu BAZ’ın Bayanlar Masası Başkanımız Sn.Serap BİLGİN’i açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etmesinin akabinde Doğu Türkistan’ı tanıtım belgeseli, Fatma YILDIRIM’ın şiir okuması, Doğu Türkistan’da ki vahşeti,yaşananları gözler önüne koyan2. Belgeselimizin ardından Doğu Türkistan Derneği mensubu Asiye KARAKAŞ kardeşimiz güzel sesi ve yorumuyla şiirini okudu. Sonrasında muhteşem sesiyle Hilal BOZKURT asenamız Cengiz ŞAHİN’in saz ile eşlik etmesiyle Güzel Türkistan adlı türküyü seslendirdi. Türkü sonrasında Sn.Arslan ALPTEKİN hocamızın “Doğu Tüskitan’da Kadın Olmak” konulu konuşması bitiminde Bayanlar Masası Başkanımızın Hocamıza Çiçek taktimi ve Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanımız Sn.Gökmen KANTAR ‘ın yapmış olduğu muhteşem konuşma ile programımız son buldu. Emek verip,destek olan böylesine hassas bir konuda duyarlılık gösterip programımıza katılan tüm ülküdaşlarımıza İstanbul Ülkü Ocakları Bayanlar Masası İl Başkanlığı Olarak sonsuz teşekkürü bir borç biliriz.

Hasulku.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Çar Arl 30, 2009 12:48 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

ERBAY,UYGURLARIN ÇİN’E İADESİNE TEPKİ GÖSTERDİ

AK Parti Düzce Milletvekili Celal Erbay, Kamboçya’daki Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliğine sığınan Uygurların, Kamboçya tarafından Çin Halk Cumhuriyetine iade edilmesi kararını şiddetle kınadıklarını söyledi.
[img]http://www.kerkukfeneri.com/wp-content/uploads/2009/12/F1938277880_celalllll-300x210.jpg[/img\]

Erbay, konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında, AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı’nın da imzasının olduğu metni okudu. Erbay, Temmuz 2009′da Urumçi’de meydana gelen olaylarda şiddet ve baskıya uğrayan 27 Uygur Türk’ünün, bu baskılardan canını kurtarmak ve güvenli bir ortama kavuşmak için önce Vietnam’a, ardından da Kamboçya’ya geçtiklerini hatırlattı. Erbay, 27 kişinin, BM Mülteciler Komiserliği kanalıyla Kamboçya Hükümetinden sığınma hakkı talep ettiklerini bildirdi.

AK Parti’li Erbay, Kamboçya Hükümetinin henüz resmi karar süreci tamamlanmadan, uluslararası anlaşmaları ihlal ederek, 27 Uygur Türk’ünü 19 Aralık’ta Çin’e iade ettiğini kaydetti. Celal Erbay, şöyle konuştu:

”Halbuki Kamboçya, 1951 tarihinde Güneydoğu Asya Konvansiyonuna imza atmak suretiyle, sığınma talep eden mültecileri kaçtıkları ülkeye iade etmemeyi taahhüt etmiş bir ülkedir. Buna rağmen, insani mülahazalar dikkate alınmaksızın, başka saiklerle verilmiş olan bu talihsiz karar, Kamboçya’nın atmış olduğu imzalarla, üstlenmiş olduğu uluslararası yükümlülükleriyle de bağdaşmamaktadır

Kamboçya’nın uluslararası hukuka aykırı bu kararını şiddetle ve esefle karşıladığımızı ve şiddetle kınadığımızı ifade etmek isteriz.” Dedi.

Kerkukfeneri.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Çar Arl 30, 2009 1:00 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Hele sukur yani! ILK DEFA AKP hukumeti bir yazili ve sesli tepkide bulundu!
Mademki 1951 tarihinde Kambocya imza atarak multecileri kabul etmis, ozaman UYGUR kardeslerimizi teslim ederek Kambocyalilar bir suc islemislerdir!
Kinama ile olmaz bu isler! HAREKET gerek! Dogu Turkistan halkinin hakkini istiyoruz!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Çar Arl 30, 2009 1:37 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Nisanim demiş ki:
MHP GÜNGÖREN LOKAL DOĞU TÜRKİSTAN DERNEĞİNDE

Doğu Türkistan da Çin’in yaptığı ve halen devam etmekte olan katliam ve soykırım nedeniyle MHP Güngören Lokal Başkanlığı tarafından, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Zeytinburnu şubesine ziyarette bulunuldu. Dernek Genel Başkanı Hidayet Oğuzhan ve Genel Sekreter Alimcan Buğda dan geniş bilgi alındı. Dr.Alimcan Buğda, Doğu Türkistan`da Çin zulmünün yakın tarih içinde izlediği seyri ve Doğu Türkistanlıların çektiği işkenceleri anlattı. Komünist Çin’in Doğu Türkistan halkına yıllardır uyguladığı baskıların artık katliama dönüştüğünün ve soykırımın gizlenemez boyutlara ulaşmasına rağmen başta AKP hükümetinin ve çağdaş dünyanın olup biteni seyretmekte ve sadece cılız kınama mesajları ile olayları örtbas etmeye çalıştıklarını belirten Lokal Başkanı Cengizhan Gayberi, Ülkücü hareketin Doğu Türkistanlı din kardeşlerimizin yanında olduğunu ve küfür tek millettir hadisi şerifini hatırlatarak, ‘Allah c.c den nusret ve zafer diliyorum.’ dedi. Ziyarette Doğu Türkistan’ ın geleceği ve turan ülkümüz ile ilgili bundan sonraki ortak faaliyetler konusunda neler yapılması gerektiğine ilişkin her iki taraf görüş alışverişinde bulundu. Lokal başkanımızın, dernek başkanına kur'an-ı kerim ve ay yıldızlı bayrağımızı hediye etmesi ile ziyaret son buldu.





Mustafa Can (Lokal Bşk.Yrd.), Cengizhan Gayberi (Lokal Bşk.), Alimcan Buğda(Doğu Türkistan Der.Genel Skrt.), Hidayet Oğuzhan (Doğu Türkistan Der.Genel Bşk.),Mustafa Öz(İlçe Yöneticisi)

Fotoğrafların Tamamını Görmek İçin Linke Tıklayınız...
http://www.mhpgungorenlokal.com/?&Fa=1&Id=22712
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cum Oca 01, 2010 3:03 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Çin, Doğu Türkistan olarak tanınan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 5 Temmuzda meydana gelen olayların ardından kesilen internet bağlantısının kısmi olarak kullanılmaya başladığını duyurdu.



China Daily gazetesinin haberine göre, bölge sakini Türkler, iki resmi haber sitesine (xinhuanet.com, people.com.cn) sınırlı bir şekilde erişebiliyor. Bu sitelerin bilgi edinme ve haber okuma özelliklerine erişebilen kullanıcılar, sitenin mail kutularını kullanamıyor ve haberlere yorum yapamıyor.

Merkezî hükümet, olaylar sırasında bölgede internetin "hayati önem" taşıdığını ve "elebaşılarının" internet yoluyla insanları kışkırtacağını öne sürerek, interneti ve uluslararası telefon görüşmelerini yasaklamıştı.

İnternete tam anlamıyla erişmek isteyen bölge sakinleri, Sincan Uygur Özerk Bölgesine en yakın eyalet olan Gansu eyaletine geçerek interneti verimli bir şekilde kullanabiliyor.

Bölge İletişim İdaresi Başkanı Yang Maofa, yetkililerin uluslararası aramalar ve kısa mesaj servisiyle ilgili sınırlamaları da kaldıracaklarını belirtti, ancak bu hususta süre veremeyeceğini kaydetti.

Urumçi'de yaşayan Çin soyadlı bir kişi ise, girişine izin verilen siteleri internet hizmeti sorunsuz sağlanırken de takip etmediğini, tüm internetin bölgeye sağlıklı bir şekilde verilmesini beklemekten sıkıldıklarını, ancak son gelişmeyle en azından bir ümidinin olduğunu söyledi.

Öte yandan internet yasağına rağmen, yine Çinli yetkililerin "organize terör saldırıları" olarak nitelendirdiği, bölge genelinde düzenlenen şırınga saldırıları, "hayati önem" taşıyan internetin olmamasına rağmen, eyalet genelinde büyük protestolara neden olmuş ve eyalette büyük infial yaratmıştı.

Eyalette sadece hükümet yetkilileri ve gazeteciler gibi sınırlı sayıda kişiler, Hoitak Otelindeki resmi haber merkezinde bulunan 24 bilgisayardan internete girebiliyor. İnternetteki tüm temaslar ve bilgi alışverişleri de gözlem altında tutuluyor.

ANKARA (AA)
Turkish journal
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cmt Oca 02, 2010 6:57 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Turkmeneli demiş ki:
Rabia Kadir ve Dalay Lama Türkiye’ye geliyor


İstanbul’da düzenlenecek ‘Uluslararası İnsan Hakları Sempozyumu’na, Uygur Türklerinin annesi Rabia Kadir ve Tibet’in ruhani lideri Dalay Lama davet edildi. Çin’in işgali altında olan Tibet ve Doğu Türkistan’ın sürgündeki liderleri Türkiye’de buluşacak.
Türkiye dünya çapında ses getirecek bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Uygur Türklerinin annesi Rabia Kadir ve Tibet’in ruhani lideri Dalay Lama, Mart ayında İstanbul’da düzenlenecek ‘Uluslararası İnsan Hakları Sempozyumu’na katılacak. İHH İnsanı Yardım Vakfı tarafından düzenlenen program için davet edilen Uygur Türklerinin sürgündeki lideri, Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir ve Tibet’in özgürlüğü için mücadele veren Nobel Barış Ödülü sahibi Dalay Lama ile irtibata geçildi. Kadir, programın gerçekleşeceği 21 Mart için olumlu cevap verdi. Tibet’in sürgündeki lideri Dalay Lama’nın programa katılması için asistanından gelecek cevap bekleniyor. Türkiye’de bir araya gelmesi planalanan ikili, son olarak Prag’ta düzenlenen “Asya’da Barış, Demokrasi ve İnsan Hakları” konferansına 1 gün arayla katılmıştı.
İLK TÖREN HAVALİMANINDA
Rabia Kadir’in gelişi için Türkiye’deki Uygur dernekleri de harekete geçti. Dernekler, Rabia Kadir için muhteşem bir karşılama töreni düzenlenmeyi planlanıyor. Karşılamanın ilk adresi İstanbul Atatürk Havalimanı olacak. Çok sayıda Uygurlu bayraklarla Rabia Kadir’i karşılamaya gelecek.
ÇİN’İN HEDEF TAHTASINDA
Çin devleti tarafından, devlet düşmanı olarak ilan edilen Rabia Kadir Uygur Türklerinin hakları için mücade ediyor.Türkiye’nin Rabia Kadir’e ziyaret için vize vermediğine dair basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat açıklama yaparak “vize verilecek” dediği Rabia Kadir’in gelişi için Dışişleri Bakanlığı bilgilendirildi. Türkiye’ye gelişinde bir problem olmadığı teyidi alınan Rabia Kadir için olağanüstü güvenlik önlemleri de alınacak. Son olarak Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki yaşanan çatışmalara ilişkin açıklamaları yüzünden Çin’in hedef tahtasına koyduğu Rabia Kadir, Türkiye’nin olayları ’soykırım’ olarak nitelendirmesinden memnuniyetini dile getirmişti.

Budist rahipten cevap bekleniyor
Tibet’in bağımsızlığını savunan Nobel ödüllü Budist ruhani lider Dalay Lama ile temasa geçen İHH yetkilileri önümüzdeki hafta bir yanıt gelmesini beklediklerini ifade ettiler. Özgürlük mücadelesi için heryıl bir çok ülkeyi gezen ve Tibet’te yaşanan insan hakları ihlallerini aktaran Nobel Barış Ödülü sahibi ödüllü Dalay Lama’nın davete sıcak baktığı belirtildi. Davetiyetelerin hazırlandığı belirtilen etkinlik için uluslararsı düzeyde yoğun bir katılım bekleniyor. Program için Çin yönetiminin izleyeceği tavır ise merak konusu. MURAT PALAVAR/İSTANBUL
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Per Oca 07, 2010 10:48 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Doğu Türkistan'da Çin zulmü köylere kadar inecek


Çin, Doğu Türkistan'da dini faaliyetler üzerindeki kısıtlamaları ve 'fişlemeleri' artırıyor. Uygulama 1 Şubat'ta başlayacak

Doğu Türkistan'daki Çin yönetimi tarafından, "ulusal birliği tehdit eden görüşlerin engellenmesini" amaçlayan yasal düzenlemelere gidildi.

Yönetimin internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre, "Sincan'da etnik birlik amacını taşıyan eğitim" başlıklı yasa, yerel meclis tarafından Salı günü kabul edildi. Uygulamanın Şubat ayında yürürlüğe gireceği belirtildi.

Yasa, bireylerin veya kuruluşların ulusal birliğe aykırı olabilecek görüşleri toplamasını, üretmesini veya yaymasını yasaklıyor.

Çin'in Şinhua haber ajansının Bölgesel Halk Kongresinin bir yetkilisine dayanarak verdiği habere göre, "etnik birliği tehlikeye sokucu veya ayrılıkçılığı körükleyici fiiller yargılanarak cezalandırılacak."

Kanun kapsamında, kimlik kontrolleri yaygınlaştırılacak, dini faaliyetler 'yakın şekilde takip edilecek', Çin polisi Türkistan'ın ücra köyleri de dahil olmak üzere tüm yerleşim bölgelerinde 'hedef kitleleri fişleyecek.'

Resmi yayın organlarının konuyla ilgili haberlerinde, böyle bir suç için ne ceza öngörüldüğüne veya bu suçun işlenmesinin kabul edilmesini sağlayacak kriterlerin neler olduğuna dair bilgi yer almadı.

Yerel yönetimler de, göçmen işçilerin kayıt altına alınması ve ev kiralanması da dahil olmak üzere "geniş bir bilgi ağı kurulması için" çalışmalarını hızlandıracak.

Kanunun hazırlıklarının 2008 yılının Ağustos ayında başladığı, ancak çatışmaların ardından çalışmaya hız verildiği kaydedildi. Çin'de ulusal düzeyde bu yönde yasalar mevcuttu, ancak yerel düzeyde çıkarılmış benzer yasalar bulunmuyordu.

Çin yönetimi, yaz aylarındaki gerginlik sırasında enformasyon akışının kontrolüne önem vermiş, Twitter ve Facebook gibi paylaşım siteleri, bazı haber siteleri engellenmişti. Bazı bölgelerde internet erişimi ve cep telefonu iletişimi bütünüyle durdurulmuştu.

Dünya Bülteni/Haber Merkezi
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pts Şub 01, 2010 6:52 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Doğu Türkistan'da kar felaketi



Kar 20 can aldı

Çin'in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ni etkisi altına kar yağışı ve don olayları nedeniyle 20 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Çin Sivil İşler Bakanlığı, bölgedeki kar afetinin 1 milyon 540 binden fazla kişinin yaşamını olumsuz etkilediğini açıkladı. 169 bin kişi acil olarak güvenli bölgelere yerleştirilirken, doğrudan ekonomik kayıp 650 milyon yüeni (yaklaşık 145 milyon TL) buldu.

Çin Uluslararası Radyosu, soğuk hava dalgasının Bohay Körfezi'ni de etkilediğini ve körfezin yarısından fazlasının buzla kaplandığını duyurdu.

-"SİNCAN'DA YATIRIMLAR ARTIRILACAK"-

Öte yandan, Hong Kong'da yayımlanan South China Morning Post gazetesi, Çin hükümetinin Salı günü yaptığı toplantıda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yatırımları artırma konusunu görüştüğünü yazdı.

Habere göre, söz konusu toplantıya ülkenin önemli enerji şirketlerinin yetkilileri de katıldı.

Çin Komünist Partisi Siyasi Bürosu üyelerinden Cou Yongkang, Halkın Günlüğü gazetesinde yer alan açıklamasında, bölgede ekonomik ve toplumsal kalkınmayı hızlandırmak için devlet şirketlerinin yatırımları artırmasını savundu.

Cou, merkezi liderlerin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin kalkınması ve istikrarı için yapılacakları belirlemek için bu yıl özel bir toplantı düzenlemelerini de istedi.

Çin ekonomisi 2009'da yüzde 8,7 büyürken, bölgenin büyümesi yüzde 8 olarak gerçekleşti.


http://www.beyazgazete.com/dogu-turkistan-da-kar-felaketi.html
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Çar Şub 03, 2010 9:22 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Soğuk bir kış gecesiydi Azatlık adına ne varsa Atayurdun bünyesinde doğada yankılanmaktaydı. Belli ki gece tüm kutluluğu ile her yana Hakkı fısıldıyor ve haklılığı haykırıyordu. Karla karışık yağan yağmur gecenin soğukluğunun zıddına yüreği manevi ateş ile kaplı insanların sıcaklığını bırakın soğutmayı, azaltmaya bile yetmiyordu. Kazakistan sınırındaki Doğu Türkistan’da İliderya vadisinde kurulu Gülca’daki Müslüman Türkler tarafından o an için her şey yolunda gidiyordu.

Müslümanların yaşadığı her Türk beldesinde olduğu gibi, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine açılan önemli ticaret merkezi konumundaki Gülca şehrinde de Müslüman Türkler için İslamiyet’in en önemli günlerinden biri eda edilmekteydi. Bir kandil gecesiydi ki, bu kandil apayrı bir önemi olan kandildi. Nitekim, bu gece Kuran-ı Kerim’in, indirilmeye başlandığı ‘Kadir Gecesi’ idi. Gülca’daki Müslüman Türkler, gecenin özelliğine yakışır bir şekilde hazırlıklar yapmaktaydılar. Bu hazırlık çabasında olan isimlerden biri de “Nur Ahmet Tigin” di. Nur Ahmet Tigin, abdestini almış yatsı namazını eda etmiş ve biraz dinlendikten sonra nafile namazlar kılmaya başlamış bu arada da yer yer Kuran-ı Kerim okumaya başlamıştı. Ama o gecenin daha sıra dışı geçmesi için çeşitli hazırlıklar yapıyor; komşularına oğluyla haber yolluyor, onlarla bir araya gelip, sohbet etmek için can atıyordu. Böylesine muhteşem geceyi soydaşlarıyla ve dindaşlarıyla geçirmek istiyordu. O ara ağabeyi Hasan, eşi ve çocuklarıyla içeri girdi.

Nur Ahmet’in eşinin bayanların ibadet yapmak üzere toplandığı bir eve gittiğini öğrenince o da kızıyla oraya gitmek istedi. Nur Ahmet onları bayanların toplandığı eve götürmesi için oğlu Kasım’ı çağırdı. Kasım yengelerini alıp, annesinin bulunduğu eve doğru dışarıya çıktı. Hava oldukça soğuk ve yağışlıydı. Toplanılan eve yaklaşan Kasım evin olduğu caddede ilerlerken 4-5 el silah sesi duydu. Daha sonra yoluna devam eden Kasım, bayanların toplandığı evin önünde çin polisinin ve polis araçlarının olduğunu görünce yengesini ve amcasının kızını orada güvenli bir yerde bekletip, neler olduğunu öğrenmek üzere binanın önüne doğru ilerlemeye başladı. Araçların yanına gelmişti ki toplanılan evden zorla çıkarılan kadınların olduğunu gördü. Bunun üzerine hemen yengelerinin yanına dönüp, olanları babasına ve amcalarına anlatmaları için onları yolladı. Yeniden olay yerine dönen Kasım hiç biri suçu olmayan bayanların kiminin çığlıklar atıp polisle gitmemek için direndiğini kiminin de çaresiz hıçkırıklar içinde polis aracına bindirildiğini gördü. O ara çığlık atanlardan birinin polis aracına zorla bindirilmek istenen annesini olduğunu görünce bağıra çağıra hemen oraya doğru yönelen Kasım’ı bir polis engellemeye çalıştı ama Kasım o polisi aşıp annesinin bindirilmek üzere olduğu araca tam yakınlaşmıştı ki bir polis onu ayak darbeleriyle yere düşürdü. Kendisi gibi orada olan birkaç Uygur gencinin yardımına yetişmesi Kasım’ın çamurlar içinde tekmeler yemesine engel olamadı. Ağzı burnu kan içinde kalan Kasımla birlikte diğer gençlerde Çin polislerinden nasibini almıştı. O arada bütün bayanlar araçlara bindirilmiş ve polis merkezine götürülmeye başlanmıştı. Polisler kan içinde kalan Kasım ı ve çaresizlik içindeki diğer gençleri orada bırakıp ayrıldılar.

Bu arada tek tek Ahmet Tigin’in akrabaları ve arkadaşları olan bitenlerden habersiz, erkeklerin geceyi eda etmek için toplandığı bu eve gelmeye başlamıştı bile. Herkes birbirinin kandilini kutluyor ve birbirine ikramlarda bulunuyordu. Bulundukları ortamda bir bayram havası vardı. Manevi soluklu bu havadan etkilenen insanlar o an dışarıda neler olduğundan habersiz ibadetlerine başlamışlardı ki o ara kapı hızlıca çalınmaya başlandı. Merakla kapıya yönelen ev sahibi Nur Ahmet daha kapıyı açmadan gelenin oğlu Kasım olduğunu sanmıştı ama kapıyı açınca yanıldığını fark etti ve gelenlerin az önce Kasımla yolladığı yeğeni ve yengesi olduğunu görünce onların yüzündeki endişe belirtilerinden az da olsa tedirgin oldu.

Bu arada hıçkırıklar içinde kalan eşinin sesini duyan Nurahmet’in ağabeyi de kapıya gelmiş ve telaşla eşine neler olduğunu sormuştu. Kadın anlatmaya başladıkça içeride namaz kılanların dışındaki herkes tek tek kapıya yönelmeye başladı. Bu arada hemen dışarı çıkmaya başladılar. Kadınların toplandığı binanın önüne geldiklerinde ortalık ana baba günü gibiydi. O ara Nurahmet, oğlu Kasım’ı yerde yarı baygın halde gördü etrafında birkaç genç onunla ilgileniyor yaralarını sarıyordu. Nurahmet oğlunun yanına yaklaştığında oğlu onların hemen polis merkezine gitmesini söyledi. Polislerin annesiyle birlikte bütün kadınları aldıklarını söylediğinde de gözlerinden inen yaşlara hakim olamayan babası Nur Ahmet’i gören Kasım hıçkırıklara boğuldu. Küçük kardeşi Ömercan’ı Kasımla ilgilenmesi için orada gençlerin yanında bırakan Nurahmet ağabeyi ile birlikte polis merkezine doğru yol almaya başladı ki bu ara büyük bir kalabalığın da kendileriyle gelmeye başladıklarını fark ettiler. Polis merkezi önüne geldiklerinde şehrin dört bir yanından insanların oraya akın ettiğine şahit oldular ki, hepsinin içinde öfke vardı.

Nurahmet hemen kapıya yöneldi. Ancak olası bir ayaklanmaya karşı kapının kapatıldığını anlayınca kapıya vurmaya başladı. Bilinçsizce bağırmaya başlayan Nurahmet’i abisi biraz sakinleştirmeye çalıştı. Abisi aklından o kadar da kötü şeyler geçirmiyordu. Sonra bekleyişe koyuldular bu arada Kasım’ı eve bırakan Ömercan da dönmüştü. Tam bu sırada içeriden otomatik silah sesleri geldi. Bunun üzerine nihayet kapı açıldı açılmasına ama o ara hengame koptu. Çünkü 3-4 Çin polisi bedeni kurşunla doldurulmuş iki tane Türk kadını kapıya bırakıp geri içeri dönmeye çalıştı ki o ara Ömercan ve beraberindeki on onbeş kişi o polislerin elindeki silahlara aldırmadan saldırmaya başladı. O ara içeriden otomatik silahlarla 4-5 Çin Polisi daha dışarıya çıkmayı başardı. Ne olduysa o an oldu. Orada toplanan silahsız insanlara yaylım ateşi açan bu polisler özellikle baş sırada bulunan Ömercan ve yanındakilerin can vermesine neden oldular. Bu durumu gören Nurahmed ve ağabeyi tekbirlerle daha da büyük bir hiddete kapılıp etrafındaki insanların da desteği ile o polislerin elindeki silahı kapmayı başardı. Ancak bu arada onlarca Türk insanı şehit edildi.

Olaylar bu şekilde devam ederken ertesi gün Doğu Türkistan’ın bir çok şehrinden gelen Uygur Türkleri büyük bir İstiklal Hareketi başlattı. Çin güçleri tarafından resmen tahrik edilmiş olunan Doğu Türkistanlıların tepkisi gitgide büyümüş ve kısa zamanda Doğu Türkistan’ın 80 ayrı bölgesinde Çinli işgalcilere karşı bir özgürlük savaşı başlatılmıştır.

Bu durumdan giderek kaygı ve korkuya kapılan işgalci Çin hükûmeti Çin’den Doğu Türkistan’a takviye askerî güçler getirmek zorunda kalmıştır. Çinliler, Doğu Türkistan halkına karşı tank ve benzeri ağır silahlarda kullanmışlardır. Çinli cellâtlar tarafından katledilen insanlar arasında çocuklar, yaşlılar, kadınlar büyük çoğunluktaydı. Yüzlerce, hatta binlerce Doğu Türkistanlı hunharca şehit edilmiş evler, yerleşim bölgeleri tanklarla yıkılmış yerle bir edilmiş, Doğu Türkistanlılar için artık silahsız olmanın hiçbir ehemmiyeti kalmamıştı.

Ellerine geçirebildikleri ilkel silahlarla ve çeşitli yollarla rüşvet yahut tehditle Çin güçlerinden elde ettikleri silahlarla haftalarca çatışmalar devam etti. Bu çatışmalar o günlerde, Türkiye ve dünya basınında geniş bir şekilde ye almasına rağmen, dünya kamuoyu tarafından işgalci Çin hükûmetine resmî yollarla bir tepki, bir kınama söz konusu olmamıştır. Elbette ki; Bağımsızlığa teşne durumdaki Doğu Türkistan halkı sözde hür olduklarını zanneden dünya devletleri tarafından yalnız bırakılsalar bile kalplerindeki özgür olma duygusunu asla köreltmeyecekti. Kendi kaderi ile baş başa bırakılan Doğu Türkistan halkı millî mücadelesini yok denecek imkânlarla günümüze kadar sürdüre gelmektedir. Sürdürmeye de devam edecektir. Bir milletin bağımsızlığının yalnızca başka devletlerin yardımlarına muhtaç olarak ayakta durmayacağı da bilinen bir gerçektir. Bunun bilincinde olan kahraman Doğu Türkistan halkı sayısız şehitler vermek pahasına yarım asırdır millî mücadelesini dünyanın en fazla nüfusuna sahip en vahşi ordularını besleyen ve dünyada silah yatırımı en fazla olan Çin gibi bir emperyalist devlete karşı devam ettirmektedir. Bir gün mutlaka bağımsız olacaklarına olan inançlarını kalplerinden bir gün olsun çıkartmayan Doğu Türkistanlıların sahip olduğu dinî, millî, kültürel ve ırkî yönden mukavemet göstermesi Çin hükûmetini her geçen gün daha fazla tedirgin etmekte ve bu sebeple de ellerine geçirdikleri her fırsatta yüzlerce, binlerce Müslüman Türk’ü çeşitli bahanelerle katletmektedirler.

5 Şubat 1997 Gulca olaylarının kanlı bir şekilde bastırılmasından sonra Habibullah , Abdusattar (Gulca) ve Nuriddin (Aksu Shayar) nahiyesinden 3 Uygur genci Kazakistan’a sığınmışlardır. Bu ayaklanmalarda bizzat bulunan bu insanlar büyük bir mücadeleye imza atanlar arasındaydı. Bu gençlerden biri de Nur Ahmed’in oğlu Kasım’dı. Kasım Kazakistan’da akrabalarıyla iletişim kurmuş ve özellikle Yusuf Yabgu Tiginle görüşmeye başlamıştı. Kazakistan’ın Almata şehrinde yaşayan kendileri gibi Uygur Türk’ü olan bayanlarla evlenerek ikamet imkanı elde eden Kasım ve iki arkadaşları bu ülkede bir nebzecik de olsa rahatı bulmuştu ki Çin hükümetinin baskısı sonucunda Kazakistan hükümetince iade edilmeleri isteğini takiben Kasım’ın ailesiyle birlikte 3 aile can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle 1998 yılında Pakistan’a sığındılar, bu ülkede 1998 -2005 yılına kadar çeşitli vilayetlerde sığınmacı olarak yaşadılar. Bu 3 aile 1998 yılından itibaren BM teşkilatının Pakistan Mülteciler idaresi ve batı devletlerinin elçiliklerine siyasi iltica talebinde bulunduysalar da 7 yıl boyunca isteklerine cevap gelmedi. En son ise, 2004 yılında bu 3 aile Pakistan’ın Weziristan vilayeti Miranshang ilçesine yerleşmişlerdir. 2004 yılının sonbahar aylarında bu vilayette yaşama imkanlarının olmadıklarını anlayınca tekrar başka bir yere göç kararı almışlardı. 2005 yılı Temmuz ayı içerisinde adı geçen bu 3 aile 23 kişilik bir kafile ile yeni bir güvenli yer aramak maksadıyla tekrar yola çıktılar. Aralarında 60 yaşlarında bir yaşlı bayan ve 70 yaşını geçmiş bir bayan da vardı. 5 erkek 6 bayan, 6 aylık bir bebek ve 15 yaşını henüz bitirmiş 6 kız 5 erkek çocuk’ tan oluşan kafilede Gülca olaylarından dolayı aranan fertlerinden dolayı il il dolaşan 3 aile vardı. Bu 3 aile, Pakistan’ın Mirashan vilayetinden yeni bir umut için yola çıkmışlardı.

Mirashan-Weziristan kara yolunda bilinmeyen bir sebeple Pakistan güvenlik güçlerince durduruldu. Yolda niçin durdurulduğunu sormak için güvenlik güçlerinden bilgi almak isterlerken yaşları 60 ve 70 civarında olan bayanlar güvenlik güçlerince hakaret ve dipçik darbesi ile tartaklandı. Bu olaylara seyirci kalamayan aile fertlerinin araya girmesi ile olay büyümüş Pakistan güvenlik güçleri olayı yatıştıracağına bu 3 ailenin üzerine ateş açmışlar, en son kullandıkları araca roket atarak aile fertlerinden kimsenin sağ kurtulmasını istememişler ve aile fertlerinin hepsinin can vermesine sebep olmuşlardır. Olay yerine gelen halk feci tablo karşısında şaşırmış bu masum ailelerin vahşice katledilme olayına seyirci kalmayarak yerel halk güvenlik güçlerine saldırmışlardır.

Bu olay sonrası Pakistan yönetiminden üst düzey bir yetkili halktan özür dileyerek olayın yanlış bir anlama sonucu meydana geldiğini söylemiştir. Hükümet yetkilileri ölen 23 kişinin cesedini toplayarak bilinmeyen bir yerde defin işlemini gerçekleştirmiştir.

Pakistan hükümetinin Çin devleti ile olan suçluları iadesi anlaşması gereği her yıl yüzlerce Doğu Türkistanlı Uygur suçlu veya suçsuz olsun Çin’e iade edilmekte veya böyle vahşice kendi dindaşları tarafından katledilmektedir. Bu gibi olaylar uluslar arası Af Örgütünün yıllık raporlarında belirtilmektedir.
ALİNTİ ÜLKÜDASİM.NET
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cmt Şub 06, 2010 12:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Hollandanin baskenti Amserdam'da Dogu Turkistan'nin Gulca sehrindeki katliam anildi.

Yakladik 50 kisinin katildigi eylemde, Ozgurluk icin, azadlik icin, Gulca hakkinda konusmalar yapildi.

Eyleme katilan cok sayida Turan illerden katilan gencler vardi.

Allah Dogu Turkistan'in ve tum esir Turan illerinin azadligini bize yasatmayi nasip eylesin.





Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pzr Şub 07, 2010 1:20 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pts Şub 15, 2010 9:29 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Türkistan'daki 10 bin kişiden hala haber yok

Olaylar başladığı zaman Türkistan'ın dünya ile bağını kestiler ve ancak 7 ay sonra geçtiğimiz hafta telefon, internet gibi bağlantıları açtılar.

Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri Dolkun İsa ile konuştuk. 5 Temmuz olaylarında yürüyüşe katılan 10 Bin kişinin hemen tamamına ulaşılamadığını söyleyen Dolkun İsa; “Resmi olarak 5 Temmuz olaylarından itibaren 34 kişiye idam cezası verdiler ve infaz ettiklerini dünyaya duyurdular. Gizli infazlar ve tutuklamaların sayısını dünya henüz bilmiyor. Olaylar başladığı zaman Türkistan’ın dünya ile bağını kestiler ve ancak 7 ay sonra geçtiğimiz hafta telefon, internet gibi bağlantıları açtılar. 7 ay boyunca hiç haber aldırtmadılar” diye konuştu.

Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Kutluğ Kağan ve Abdulkerim Saltuk, Buğra Han gibi büyük insanlar yetiştiren Doğu Türkistan, Komünist Çin işgali altında kan ağlamaya devam ediyor. İnanılmaz maden kaynakları ile adeta koca Çin’i besleyen Doğu Türkistan Müslümanlarının bu geniş yurdu 60 yıldır Kızıl Çin’in insanlık dışı uygulamalarına şahit oluyor. Bağımsızlıklarını kazandıkları 1863 yılında Osmanlı’ya resmen bağlanan Doğu Türkistan İslâm Devleti, 12 Kasım 1933 ve 12 Kasım 1944 tarihlerinde de tekrar kurulmuştu. Her defasında bir süre sonra milyarlık nüfusları ile İslâm yurdunu basan Çinliler çok kanlı bir şekilde bu devletlere son vermişlerdi. Şimdi ise Müslüman Uygur halkının dil, din, kültür ve mimarisine karşı büyük bir savaş söz konusu. En son 5 Temmuz 2009 olayları ile Türkiye gündemine gelen ancak şimdilerde yeniden unutulan Doğu Türkistan’ı, Dünya Uygur Kongresi’nin Genel Sekreteri Dolkun İsa ile konuştuk. Avrupa’da yaşayan Dolkun İsa ile internet ve telefonlar aracılığı ile irtibat kurduk ve sorularımızı yönelttik. Buyrun;

“ÇİN RESMİ OLARAK ŞU ANA KADAR 34 MÜSLÜMANI İDAM ETTİ”

Son soykırımdan sonra bütün dünya gibi Türkiye kamuoyu da Doğu Türkistan’ı unuttu. Bize şu anki durum hakkında bilgi verebilir misiniz? Durum nedir?

Doğu Türkistan’ın şimdiki durumu çok daha kötüye doğru gidiyor. 5 Temmuz katliamından sonra Çin polisi ve güvenlik güçleri büyük çapta bir tutuklama hareketi başlatmışlardı. Bu süreçte mazlum ve suçsuz insanları topladılar. 11. Ayın başından beri de “stricke hard” yani isyanı bastırma hareketi başlamıştır. Yargısız infazlar sürüyor.

Sürekli idam haberleri geliyor Türkistan’dan. Bu konuda gerçek bilgiler nedir? Kaç kişiye idam cezası verdi komünist Çin?

Çin hükümeti 5 Temmuz katliamından hemen 2 gün sonra bir açıklama yaparak bu olaylara karışan kişilere idam cezası vereceğini açıklamıştı. Yani daha nelerin olduğu tam anlaşılmadan Çin idamlardan söz etmişti. Ve söyledikleri gibi 12 Ekim 2009 tarihinde ilk duruşma gerçekleşti.

İlk miydi bu?

Aslında hayır. Çünkü bu ilk duruşmadan önce de gizli mahkemeler ve gizli idamlar oluyordu. Bunlar hakkında bilgiler bize gelmişti. Ama resmi ve açık olarak düzenlenen bu ilk mahkemede 6 kişiye idam cezası verdiler. Aradan 2 gün geçti ve bu defa 14 Ekim tarihinde bu defa 5 Uygur Müslümana idam cezası verdiler.

Peki, şu ana kadar resmi olarak kaç kişiye idam cezası verildi?

Resmi olarak açıklanan, 5 Temmuz olaylarından itibaren 34 kişidir. 34 Müslüman idam cezası ile cezalandırıldı. Ama tabii gizli olarak infaz edilenlerin tam sayısını bilmiyoruz. Bu idamlar kanunlar çerçevesinde değil, siyasi olarak yapılmaktadır.

İdamlar infaz ediliyor mu?

Tabii, infaz ediliyorlar. Bildiğiniz gibi daha Kasım ayında Çin, 9 kişiyi infaz ettiğini resmen ilan etmişti. Bunun üzerine Avrupa Birliği Çin’i kınayan bir deklarasyon yayınlamıştı. Buna rağmen idam cezaları da, infazlar da devam ediyor.

Son olayların, soykırımın gerçek sayısı nedir? Kaç kişi öldü, kaç yaralı var? Haber alınamayan sayısı kaç?

Soykırımda katledilenlerin kaç kişi olduğunu tam sayı olarak söylemek çok güç. Ancak o gün 10 Bin’den fazla insan yürüyüşe katılmıştı. O katılımcılardan kaç kişinin katledildiği, kaç kişinin kayıp olduğu ve kaç kişinin de yaralı olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Yalnız o gün o yürüyüşe katılan 10 Bin’den fazla insanın hemen hepsi kayıp.

“TÜRKİSTAN İLE BÜTÜN İLETİŞİMİ TAM 7 AY KESTİLER”

Hepsi mi?

Hemen hemen hepsi. Bildiğiniz gibi soykırımdan sonra iletişim tamamen kesildi. 7 ay kadar devam eden bu iletişim engellemesi ancak geçtiğimiz hafta kaldırıldı. Bu 7 ayda telefon, sms, internet hepsi kesildi. Bu, durumun gerçek yüzünü ortaya koymaktadır.

Çin, sürgündeki Türkistanlılar için ne tür çalışmalar yapıyor?

Sürgündeki Doğu Türkistanlılar, özellikle de Dünya Uygur Kongresi bünyesi altında çalışan teşkilatlar bulundukları ülkelerin yasaları çerçevesinde ve mevcut imkanlar dahilinde mücadele vermektedir. Biz, Doğu Türkistan zulmünü duyurmak, bir kamuoyu oluşturmak ve uluslararası mesele haline getirerek konuyu BM’ye, İslâm Konferansı Örgütü’ne ve benzeri örgütlere taşımak için uğraşıyoruz.

Bunda başarılı oluyor musunuz?

Zaman zaman bu gibi uluslararası örgütlerin gündemine taşıyabiliyoruz dertlerimizi.

Çin, Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri Rabia Kadir ile sürekli uğraşıyor. Rabia Hanım şimdi ne durumda? Nerede, neler yapıyor?

Şu anda Amerika’da yalnız hiç durmadan, sürekli dünyanın dört bir köşesinde Doğu Türkistan meselesini anlatmaktadır. 5 Temmuz soykırımından sonra Avrupa, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda gibi birçok ülkeye ziyaretler yaptı ve soykırımı anlattı. Ayrıca Birleşmiş Milletler ve Avrupa Parlamentosunu da ziyaret etti.

Türkiye’ye gelecek mi? Vize meselesi çözüldü mü? Türk hükümeti Rabia Kadir’e ne diyor?

Türkiye’ye gelmeyi çok istiyor. Biz Türkiye’yi çok seviyoruz. Bu defaki soykırımda Türk hükümeti ve halkı meseleye haklı olarak sahip çıktı. Bundan dolayı minnettarız ve ziyaret edip, teşekkür etmek istiyoruz. Ancak Türkiye’yi de zor durumda bırakmamak için çok özen gösteriyor.

“TÜRKİYE BİZİ SINIRDIŞI EDİYOR”

Siz Türkiye’ye şu ana kadar neden giremediniz? Sınırda neler yaşadınız? Türk dışişleri size ne diyor?

Ben Master’imi Türkiye’de yaptım. Çok defalar gidip geldim. Benim için Türkiye ana vatandır. Doğu Türkistan’a gidemiyorum ama benim diğer vatanım Türkiye’dir. Ancak sizin de belirttiğiniz gibi 2008’in Ağustos ayında Türkiye’ye giriş yapmak istedim fakat almadılar. Antalya havalimanında 22 saat gözaltına aldılar. Almanya vatandaşıyım ve normalde vize gerekmiyor. O ana kadar da zaten problemsiz girip çıkıyordum. Ama almadılar. Döndükten sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığına da, büyükelçiliklere de, Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine de başvurdum. Duruma bir açıklık getirilmesini istedim lakin hiçbir cevap alamadım.

Şu anda Türkiye’ye girebilir misiniz?

Açık bir cevap alamadığım için bilmiyorum. Yine aynı şekilde, aynı tavır ile karşılaşmaktan endişe ediyorum. Bilmiyorum, belki yasak kalkmış da olabilir.

Türkiye neden Doğu Türkistanlılara karşı böyle davranıyor? Ne zamandan beri bu durum böyle?

1998 yılında Bakanlar Kurulu, (Ecevit, Bahçeli, Yılmaz hükümeti) Doğu Türkistan hakkında bir genelge yayınladı. Durumlar bundan sonra karışık oldu.

Tabii ki Türkiye’deki Türkistan Dernekleri bu anlamda sıkıntı yaşamıyorlar.

Dünya Uygur Kongresi’nin Genel Sekreteri Dolkun İsa; “Türkiye benim için ana vatandır. Ancak 2008’in Ağustos ayında Türkiye’ye giriş yapmak istedim fakat almadılar. Antalya havalimanında 22 saat gözaltına aldılar. Geri gönderdiler. Neden belirtmediler ancak 1998 yılında yayınlanan genelge ile alakasının olduğunu biliyoruz” dedi.

“ÇİN BİZİ TERÖRİST OLARAK GÖSTERMEK İSTİYOR”

Çin’in önümüzdeki yıllarda Türkistan’a yönelik neler yapacağını düşünüyorsunuz? Çin’in bölge ile alakalı hedefleri neler?

Çin önümüzdeki yıllarda yalnızca Türkiye’de değil, bütün dünyada Doğu Türkistan davasını bitirmek için çalışacaktır. Bu konuda şu ana kadar çok çalışma yaptı. Barışçıl bir yolla davamızı yürütüyoruz biz, fakat buna rağmen bizi terörist olmakla itham ediyor. Bütün dünyaya bizim mücadelemizi terörizm olarak anlatıyor. Bu noktada AB ve BM’ye baskı yapıyorlar.

Sürgündeki Doğu Türkistanlılar neler yapıyorlar? Yeterli mi? Neler yapmalılar?

Sürgündeki Doğu Türkistanlılar büyük bir mücadele vermekteler. Elbette şimdiye kadar yaptıklarımız yeterli değil, daha çok yapmamız gerekli. adro olsun, maddi imkan noktasında olsun çok eksiğimiz var. Biz elimizdeki imkanlarla en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

“TÜRKİYE DOĞU TÜRKİSTAN’IN YASAL HAMİSİDİR”

Türkiye, Türkistan’daki yani asıl vatanındaki kardeşleri için neler yapabilir? Neler yapıyor?

Türkiye kendi bölgesinde de dünyada da büyük bir ülke. Doğu Türkistan davasında çok şey yapabilir. Bu mesele ile ilgilenmek öncelikle Türkiye’nin yasal hakkıdır. Biz bir milletiz, aynı dine mensubuz, aynı kültürdeniz, aynı destanları paylaşıyoruz. Sayın Başbakan, Doğu Türkistan meselesini BM’ye götüreceğini söylemişti. Biz bunu bekliyoruz. Bu Türkiye’nin de bir hakkıdır.

5 TEMMUZ’DA NELER OLMUŞTU?

Uygur kızlarının fuhuşa sürüklenmek istenmesi ve çıkan olaylarda çoğu kız 300 gencin Çin içlerinde şehid edilmeleri üzerine Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de başlayan gösterilere, Çin Ordusu acımasızca müdahale etmişti. Olaylarda yüzlerce kişi katledilmişti.

Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de 5 Temmuz 2009 tarihinde başlayan olaylarda Çin hükümetine göre 300 civarında, gerçekte ise 1.000’in üstünde insan katledilmişti. 7 aydır kapalı bir kutuya dönen İslâm toprağı Urumçi’de binlerce insan da tutuklanmıştı.

TÜRKİSTAN’DA NELER OLUYOR?

Son 25 yılda zorunlu kürtaj uygulaması ile 15 Milyon Müslüman Uygur çocuğu komünist Çin tarafından katledildi. yüzde 3 olan Çin nüfusu yüzde 60’lara taşındı. Başkent Urumçi de Çin nüfusu %80’lere ulaştı. Türkistan topraklarında 46 nükleer deneme yapıldı. İslâm dinine özellikle savaş açıldı, başta namaz olmak üzere ibadetler dahi engelleniyor.

M. MUSTAFA UZUN / İSTANBUL
Haberalemi.net
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cum Şub 19, 2010 8:37 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

''Türkiye'nin Doğu Türkistan Politikası Yok''

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, ''Türkiye'nin Doğu Türkistan ile ilgili bir politikası yok'' dedi. Topçu, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Hidayet Oğuzhan ve beraberindekileri partisinde kabul etti.

Yalçın Topçu, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile ilgili bir politikasının olmadığını ileri sürdü. Topçu, ''Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin yeni dış politikasının 'hattı değil sathı kapsadığını' ifade etmişti. Acaba bu satıha Doğu Türkistan dahil midir?'' diye sordu.

Çin'in, asimile edemediği Türklerin aile birliğini bozmak için kızları toplayarak, evlerinden binlerce kilometre ötede bar ya da otellerde çalıştırdığını, bu kızların orada taciz ve tecavüzlere maruz kaldığını ileri süren Topçu, ''Çin, Doğu Türkistanlı kızları fuhuş sektörüne sokmak istiyor'' dedi. Topçu, Türkiye'de resmi olarak sadece 28 Uygur Türkünün eğitim gördüğünü de belirterek Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontenjanı artırmama nedenini merak ettiğini söyledi.

EBMHaber.com
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 12. sayfa (Toplam 13 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... , 11, 12, 13  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1