Bozkurt NET

[kerkuk_turk]

Türkiye’nin Irak politikası ve Türkmenlere yansıması


Avni Acaroğlu

Irak’ı özellikle de bu ülkenin kuzeyini ziyaret eden bir kimse burada iktisadi anlamda büyük bir Türk ağırlığının bulunduğunu müşahade eder. Peşmergelerin doğrudan kontrolündeki Erbil, Süleymaniye ve Duhok’ta esnafından tut, okullara ve büyük holdinglara kadar uzanan bir Türk varlığını hissetmek mümkün. Bölgede fırıncısından, mobilyacasına, lokantasından büyük şirketlere kadar hepsi Türk.
Erbil’i ziyaretimde sanki Türkiye’nin bir şehrinde bulunduğumu hissettim. Kendimi bir an olsun bile yabancı hissetmedim. Buralarda Türk müteşebbisler büyük yatırımlar yapıyorlar. Bölgeyi adeta Türk şirketleri idare ediyor. Bu şirketler bölgeden elini çekerse oarada hayat durur. Özellikle Saddam sonrası süreçte bölgede ekonomik anlamda büyük gelişmeler oldu. Bugünün Erbil’i 3 sene öncesi Erbil’e benzemez. Bu kısa sürede büyük gelişmeler oldu. Şehrin çehresi değişti.
Kentte camlı binalar yükselmiş durumda, yollar yapılıyor, köprü ve viyadükler inşa ediliyor, su ve kanalizasyon projeleri tamamlanmak üzere. İnşaat çalışmalarının olmadığı sokak, cadde ve mahalla yok. Bu projelerin hepsini Türk şirketleri gerçekleştiriyor. Bu şirketler aynı zamanda bölgedeki Kürt idaresine bağlı resmi daire ve toplantı salonlarını da inşa ediyor. Söz konusu şirketler bir aralar Kürt parlamentosunun tadilat ve onarımını gerçekleştirdi. İlave binalarını yaptı.
Sayıları yüzlerce telaffüz edilen bölgedeki Türk şirketlerde Türkçe bildikleri için genellikle Türkmenler istihdam ediliyor. Burada Kürtler çalışmıyor demiyorum. Elbette birçok Kürt vatandaş da bu şirketlerle çalışıyor. Son zamanlarda Türk şirketleri işçi ihtiyaçlarını Türkiye’den karşılamaya başladı. Erbil caddelerinde Türklerle karşılamak mümkün.
Bunları aslında, Türkiye’nin bölgeye bakışını ve Kürt partilerin iki yüzlülüğünü anlatmak için anlatıyorum.
Kürt partilerine gelince, bu partiler, ABD ve İsrail’den hem askeri hem de siyasi anlamda büyük destekler aldıktan sonra Türkiye’ye artık bir şirket gözüyle bakıyorlar. Bu ülkeye karşı tarihten gelen korkularını yenen Kürt partileri, Ankara’ya bölgeye tüm bu pozitif katkılarına rağmen, hep kuşkuyla yaklaşıyorlar. Siz Barzani’nin Talabani’nin “Türkler kardeşimizdir” gibi riyakar beyanatlarına bakmayın. Bölgede çıkan ve bu iki partinin desteklediği gazete ve dergilerde Türkiye’ye düşmanlık ilk sıralarda geliyor. Halk özellikle de gençler içinde Türkiye karşıtlığını körüklüyorlar. Bu yüzden diyorum ki Kürt partileri, Türkiye’ye derdi yanlız para kazanmak olan bir şirket gibi bakıyorlar. Ama Türkiye nedense bölgeye şirketler ve elemanlar göndermeye devam ediyor. Bölgedeki ekonomik payını kaçırmamaya gayret ediyor. Böyle bir ikilem içinde Türkiye’nin bölgeye dolayısıyla da Irak’a ekonomik gözle baktığı kanaati içimizde yerleşiyor. Bunu ayrıca Türkmenler de söylüyor.
Gelin görün ki Türkiye’nin bölgede hiçbir siyasi ağırlığı yok. Belki ekonomik kaygılarla ve bölgedeki Türk şirketlerin işlerini kaybetmemesi için Türkmenlerin ezilmesine ses çıkarmıyor.
Geçenlerde Erbil’de KDP’nin bir planıyla Irak Türkmen Cephesi (ITC)’nin tüm daire ve mallarına el konuldu. Ama Türkiye hiçbir ses çıkarmadı. KDP’ye baskı yapmadı. Bölgeden gelen haberler, ITC’nin el konulan son model matbaasını artık Kürtlerin çalıştırdığı yönünde. Türkiye’nin bu pasif tutumunu gören Erbil’deki Türkmenler, ITC’nin daire ve mallarına el konulmasında Türkiye’nin de eli olduğunu söylüyorlar. Bunun ne kadar doğru olduğu belli değil.
Bölgedeki Türk yetkilileri ise Türkmenlere “Bu kendi malınızdır sahip çıkın” diyor. Bu doğrudur da ama elinde bir güç olmayan ve feci bir şekilde ezilmeye mahkum mazlum Türkmenler ne yapsın. Bölgedeki ITC bürosu daire ve mallarının iadesi için KDP’ye heyetler gönderseler de boşuna. Çünkü KDP kendilerini artık muhatap almıyor.
İş bununla kalmıyor, bölgedeki Türkmen dostlarımdan aldığım haberlerde şimdi Erbil’deki Türkmen okullarının kapatılması söz konusudur. 13 yıldan beri eğitime devam eden Türkmen okullarının durumu her geçen yıl daha da kötüleşiyor.
Birkaç gün önce bir mahallede bulunan bir Türkmen okulunu, bölgede lise olmadığını iddia ederek ortaokula dönüştürmek için okulu başka bir mahalleye götürdüler. Mazlum Türkmen çocuklarına eziyet çektirmeyi ve okullarına olan heveslerini yok etmek için KDP şimdi de KYP ellerinden geleni yapıyorlar.
Gelen iddialara göre bu defa Erbil’in bir başka mahallesinde bulunan diğer bir Türkmen okul da Kürt partilerin hedefinde. Güya bölgede lise yokmuş kalkıp mahalledeki Türkmen okulunu liseye dönüştürmeye çalışıyorlar. Ama bölgede bulunan ondan fazla Kürt okulundan neden birini liseye dönüştürmüyorlar da gözlerini mahalledeki tek Türkmen okuluna dikmişler ? Acaba bunun arkasında Kürt partilerin temiz bir niyeti olabilir mi?
Erbil’deki Türkmen okullarına artık böyle hor görünmeye başlanmış ki, çokları Kürt partilerden destek alan Türkmen müdürler kendi kafalarına göre eğitim dilini değiştiriyorlar. Eskiden tam Türkçe eğitim yapan, sorun ve Kürt partilerin engellemelerine rağmen iyi başarılar elde eden birkaç Türkmen okulunda bu yıl eğitim dili Türkçe’den Kürtçeye değiştirildi. Bahane ise Türkmen ailelerin söz konusu okullara ilgilerinin azalmasıdır.
Türkiye’ye gelince özellikle Saddam sonrası süreçte Irak’ta hiçbir siyasi nüfuz gösteremeyen Ankara bu ülkeye özellikle de kuzeyine ekonomik gözle bakmaya başladı.
Ne ilginçtir ki eskiden Kürt partileri, Türkmenlere yaklaşımlarında bin bir hesap yaparken bugün bu halkın milli kimliklerini, yurtlarını, mal mülklerini yok edebiliyorlar ve bunda da başarılı oluyorlar. Eskiden “aman Türkiye kızmasın” Türkmenleri eller üzerinde tutarken, bugün bu halkı yok etme planları yapıyorlar.
NATO üyesi bir Türkiye’nin Irak’taki ekonomik payını koruma gayretlerinde olması elbette çok doğaldır. Ülkemizin Türkmen endeksli bir politika izlemesi de düşünülmez. Ankara Irak’a bir bütün olarak bakmak zorunda. Ama aynı zamanda kendi ırkımızdan gelen Türkmen kardeşlerimizi korumak Türkiye’nin ahlaki bir görevidir. Bu silahsız ve mazlum halkı başkalarına ezdirmemek Türkiye’nin sorumluluğu dahilinde olması diye düşünüyorum.
Türkiye artık Irak’ta ekonomik ağırlığı yanında siyasi ağırlığını da ispat etmek durumunda. Çünkü ekonomik kaygılar bazen ülkelere kardan fazla zarar getirebilir. Şunu unutmalayım Ankara’nın pasifliği ve zaafı Türkmenlere de olumsuz yansıyor.

[Sebas]

iç politikasi olmayan bir hükümetin dis politikasi hiç olmaz Türkmen kardeslerim !! bagaslayan Türkiye'yi !
ama Bu Hesap sorulacak bu hükümetten ve yandaslarindan emin olun, sabirli olun !

Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin !

NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE VE TÜRK OLARAK YASAYANA !!