Bozkurt NET

[Vuslatim]

Tabgac Türklerinin tarih sahnesine acikli vedasi hep yüregimizi burkmustur. Cin üzerindeki o muhtesem etkisi kültür alisverisi ile yerini malesef asimileye birakmis, yürekleri de bilekleri de yorgan gibi örten ölü topragi tarihin tekerrür edecegini isaretle ibret vesikasi olarak bu günleri de ima etmistir.

Bugün icinde bulundugumuz durumu analiz edebilecek donanimli bilimadamlarimiz elbette mevcuttur. Lakin ölü topragi serpili milletimizin yüregine hitap edecek sekilde nefes bulamayan cirpinislar, cagin azgin dislileri arasinda eriyip gitmektedir. Selalede müthis sona sürüklendigimiz her mil yada her cm, ciripindikca bogar, huzura atildikca cellada dönüsen kulaclar bir bir kendi bogazimizdan hesap sorar duruma getirmektedir. Din adina dincilik yapanlar da Türkümsü olanlar da bu selin camurlari olduklarini görmeden tavuskusu ciyaklamasiyla güzeli dillendirdiklerinin iddiasinda ha gayret kese doldurmakla mesguldürler. Davalar kese doldurmaya giden en kestirme yol halini almis, kisi kesesinin kabarikligi kadar davaadami olur hale gelmistir. „Paran yoksa serefsizsin“ igrencligi kahvehane sakalarinin ötesinde „günün gercegi“ halini almis bir toplumda samimi davaadamlarinin sesinin duyulmayacagi asikardir. „ Aci oglum, aci; cahiller arasindaki alime aci“ isaretinde muhataplik bulanlar elbette Hakk ölcülerinde geregini geregince görme mükellefiyetlerinin farkinda olmalilar.

Din, din olmaktan öte karli bir yatirim araci haline getirilmistir. Ne kadar cok timsah gözyasi o kadar cok nema demektir. Baska bir degisle döktügünüz timsah gözyaslari size mevki ve para olarak geri dönecektir. Imanin sartlarina bir de „SIYONIZME IMAN“ eklenmiscesine, insanimiz siyonizmin usaklari haline getirilmistir. „Nasilsaniz öyle yönetilirsiniz“ ikazina inat durum öyle ki; sanki biz Türkiye´de yasayan bizanslilar gibi olmusuz da Müslüman bizanslilariz. Her türlü civiklik, pislik cagin geregi noktasinda normallesmis, yüzsüzlük arsizlik meziyet olmus ta bu pisliklerden uzak kalan pisirik yada beceriksiz görülmeye baslanmistir. Bir tarafta dinciler, bizans Islami ile insanlarimizi bir bir soyarken, diger tarafta Türkümsüler „ayol“ erkekliginde „kurdun adi cikmis, tilki var ki bas kesiyor“ tesbitini gözler önüne sermektedir. Ses tellerimiz operasyonlara maruz kalmiscasina cilizlasmis, desibel degeri düsük cigliklarda vücut bulduguna inandigimiz davanin yasanmisligi kendini tatminden öte gitmeyerek dünün yigitlerine yakisirligi, layik olmayi soru isaretlerine terketmistir.

Türk Islam Ülküsünün Bozkurtlari, farkin farkinda, Hakk´in farkinda olmanin verdigi Iman ile davasini yasama azmi ve gayreti icindedirler. Cevremize baktigimizda yalnizca davayi yasamak isteyenlerin coklugundan söz etmek malesef mümkün olamamaktadir.

Yer yer kapatilan, kapatilmak zorunda kalinan, kendiliginden kapanan Ülkü Ocaklari, asli gayesinin sadece siyaset olmayip, MHP Genclik Kollari gibi isleve bürünmemesi gerekliligini ve bunun bir intihar oldugunu haykirir da kimse duymaz ise birilerinin isaret ettigi „40 yilini asmis bir hareket, hantal hale gelmistir. Bu zamana gelmesi bile büyük basaridir“ pes edisinde potansiyel daha büyük yaralarin korkakligi elbette ufkumuzdan hic kaybolmayacaktir.

MHP genclik kollari kurmakta elbet zorlanmayacaktir. Hepimiz üye olmaktan gurur duyariz. Lakin Ülkü Ocaklari; sivil toplum kuruluslarina öncülük edebilecek, ufuklari acip yön tayin edebilecek, insan yetistirecek, Türk gibi Türk Müslüman gibi Müslüman yetistirecek bir yapiya kavusturulmalidir. Bunu yapmazsaniz genclik kollarindan öteye gidemez, hergün güc kaybedersiniz. Türk´ün umudu MHP ve Ülkü Ocaklari bile mevcut sartlarda yüksek telden geregini ifadede yetersizlik yasiyor ve hatta sesi kesiliyorsa kirmizi alarm sirenleri yürekleri daglarcasina ötmeli, kör olan vicdanlari titretip kendine getirmelidir. Kendimizi bogazlamaktan ve bogazlatmaktan vazgecmeliyiz. Önce kendi icimizde sonra toplumda en ivedi sekilde bilinclendirme calismalari baslatilmalidir. Yerel secim, genel secim umurumuzda degil; VATAN GIDIYOR VATAN. Yarinlar elden gidiyor, DIN ELDEN GIDIYOR…


Bas kesen tilkinin borusunun ötmesine müsade eden kurt havanda su dövdügü müddetce tilkinin hizmetlisi olmaktan öte gidemeyecektir. Bozkurt oldugunuzu unutmayacaksiniz. Sizi siz yapan Yavuz bileginiz, Selim yüreginizdir.

Siyaset uzlasi sanati ise iktidar bütün dinamikleri yönetebilme becerisi olmali. Siz dinamikleri red eder yönetemezseniz, dinamiklerin sizin üzerinizdeki hesaplari olabileceginizi aklinizdan cikarmayarak devamli gard almak durumunda kalacaksiniz. Gard durumundayken de kendinizi savunmaktan öte birsey yapamayacak, tekerrür tekerlemelerde cirpinip duracaksiniz. Bu noktada 2. Abdulhamid Han´i rahmet ve minnetle aniyoruz.

MHP sempatizani olmayla Ülkücü olmak farkli seylerdir. MHP sempatizanlarina sözümüz yok. Allah (c.c.) razi olsun. Zamani geldiginde secim calismalarindan büyük güc aliyoruz. Ama kendisine Türk Islam Ülkücüsü diyenlerin Ülkücü gibi Ülkücü olmalari ilk görevleridir. Bilin ki gercek Ülkücü, sanildigi kadar cok sayida degildir. Ve üzerinizde cok büyük sorumluluklar vardir. MHP´nin secimlerde aldigi bilmem kac milyon oy coklugunca Ülkücü var diyenler ahmakligin son temsilcileridirler.

Ülkücüler sivil toplum kuruluslarinda aktif olmali, yön vermelidir. En cok dillendirdigimiz Vatanin bölünmezligi noktasindaki seslerin duyulabilmesi icin Tema Vakfinda cöllesen, erozyonda sürüklenen Türkiye gercegine care agaclandirmaktan tutunda toplumun bilincine hitaben calismalar icinde olunmalidir. Yesilay, Kizilay vs. yardim kuruluslari amacina uygunlugundan zerre sasmayacak halde olmalidir. Esnaf odalari ahilikte tekrar diriltilmelidir. Egitim konusu basli basina bir konudur ki bu noktada da cok iyi oldugumuzu söyleyebilecek insan yok gibidir. Sanat ile yakindan ilgilenilmeli, BengüTürk ve AtaTV cizgi filmler basta olmak üzere tiyatro ve dallarini desteklemelidir. Ülkücüler belgeseller konusunda artik gerekeni yapmalidir.

Ülkücülerin tek görevi teröre dikkat cekmek degildir. Tabiki terör basta olmak üzere temellerin dinamitlenmesine en yüksek telden tepki verecegiz. Ama mesele bununla sinirli degildir. Ülkücüler olarak kendimizi sadece anti terör organi olarak görmemiz demek kendi kendimizi bogmamiz demektir. Bize bizden fayda yoksa bize kim himmet ede? Uzun müddet ayni sesi duyduguzu farzedin, ya duymamaya yada rahatsiz olmaya baslayacaksiniz. Bugün Sehit haberleri izlenmez, izlenemez olmustur. Gazze dramina sonuna kadar kimse bakamamaktadir. Kaldi ki „Sehitler Ölmez, Vatan bölünmez“ bir yasam bicimidir. Bunu sloganda sinirlarsaniz ciglik orkestrasinda melodiden öteye gecemezsiniz. Kulaklar alisir, duymaz olur. Slogan atip, kendinizi tatmin edip uyumaniz düsmanlarinizi cesaretlendirmektedir.

Mesele sadece secim kazanmak ta degildir. Eger öyle olsaydi 5/2 partisi yani Genc parti 5 senede iki ay ortaya cikip %6 oraninda oy aliyorsa 40 yillik siyasi partinin aldigi oy oranindaki basari(!) büyük soru isaretleri tasimaktadir.


Siyasallasmak ile sosyallesmek arasindaki tercih hem Ülkü Ocaklarinin hem de biz Ülkücülerin üzerinde düsünmesi gereken önemli konumuzdur. Sosyal yasamin ve faaliyetlerin dahilinde siyaset yapmak herehalde gercekci olanidir. Yasayan bir Ülkücü Hareket istiyoruz. Kendimizi izole etmek, ve izole etmek isteyenlerin oyununu bozmamak kisir döngülerde tepinmek gibi olsa gerek. Sosyallesirken de Ülkücülügünü unutanlari, sadece parti ve Ocak binasinda Ülkücü kesilenleri, kuru gürültüde birbirine Ülkücülük taslayanlari da esefle kiniyoruz.

Secimler yaklasti, Ocaklar, parti binalari kalabaliklasti. Allah (c.c.) icin sormak istiyoruz; oraya toplananlarin KAC TANESI ÜLKÜCÜ? Kac tanesi Ocaktan yetisti? Kac tanesini yetistirebildik? Muhabbetlerin icerigi ne?

Ve yine sormak istiyoruz; kac tanesi amacina uygun sekilde sandiga sahip cikacak?

Son söz; Türk gibi Türk Müslüman gibi Müslüman olmadan kimin ne anlattiginin, kimin ne sattiginin cok ta önemi yok.

Meydanlarda yirtinircasina bagirmalari „senin ne anlattigin degil benim ne ve ne kadar anladigim önemli“ vecizesinde sorguluyoruz.

„Gerekirse Anadolu yeniden fethedilir“ hitabina cevabimiz; GEREGINCE SAHIP CIKALIM KI YENIDEN FETHETMEK DURUMUNDA KALMAYALIM…


Selahattin Tekizoglu hocamizin dedigi gibi; „fitratimiza düsman olmayalim“ Var olus sebebimizin farkinda olmayi alemlerin Rabb´inden niyaz ediyoruz…

Asimile olmadigimiza sükür ediyoruz da, olmadik mi diye de kendimizi sorguluyoruz...


TANRI TÜRK´Ü KORUSUN VE YÜCELTSIN


Vuslat

[hilalugruna1]

Allah razi olsun güzel bir paylasim olmus .Ancak her halükarda Ülkücü Hareket, Alparslan Türkesin basbugumuzun idealleri baslatmis oldugu ideoloji sonsuza kadar devam edicektir cünkü bu davaya gercekten inanmis ,gönül vermis Ülküdaslarimizin sayiisi hicte azimsanmayacak kadar coktur ,Bu konuda umutsuz degiliz zira umutsuz olmak davamizin ana temelinede yakismaz onurlu davamiz Basbugumuzun emriyle her türlü olumsuzluklar ve agir sartlara ragmen Umutla baslamis ve bugünlere gelmistir.
Ülkemizinde icinde bulundugu bu kapkara tablo görünümünde MHP nin Ülkücü hareketin gelisinin sancilari olarak degerlendirip gelecege umutla bakmak istiyoruz ,insallah yeterki biz Ülkücü durus ve tavrimizda kalma noktasinda kararli olalim sizinde dediginiz gibi Anadolu yeniden fethedilir“ hitabina cevabimiz; GEREGINCE SAHIP CIKALIM KI YENIDEN FETHETMEK DURUMUNDA KALMAYALIM[quote]Evet inancimizi kaybetmedigimiz sürece ,Ne ülkücü hareket biter,nede Vatan elden gider .
TANRI TÜRKÜ HER TÜRLÜ AGIR SARTLARA RAGMEN KORUSUN VE YÜCELTSIN ;AMIN