 |
|
|
|
Konu
Bütün yaşama haklarını kıstıkları Dogu Türkistan Türkleri’nin Ankara’da toplantı yapmak istemeleri Çinliler’i ayağa kaldırdı. Büyükelçi toplantıyı engellemek için seferber oldu...
Bütün yaşama haklarını kıstıkları Dogu Türkistan Türkleri’nin Ankara’da toplantı yapmak istemeleri Çinliler’i ayağa kaldırdı. Büyükelçi toplantıyı engellemek için seferber oldu...
Çin Büyükelçisi Yao Kuangyı, Doğu Türkistan asıllı soydaşlarımızın Ankara’da düzenleyecekleri “50. Şükran Günü’nü engellemek için akıllara durgunluk veren yöntemlere başvurdu.
Tam anlamıyla diplomatik skandala imza atan Büyükelçi, salon tahsisi yapılmaması için Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün’e bile ricada bulundu.
Olmadı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i devreye soktu.
Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi’nin önceki gün Servet Kabaklı imzasıyla duyurduğu haber kamuoyunda geniş yankı buldu. Kabaklı, “Başkentte Çin işkencesi” başlığıyla yayımladığı haberde, Çin lobisinin bundan önce de Hacettepe’de yapılması planlanan bilimsel bir toplantıyı engellediğini yazdı.
Çinliler, 9. *****hurbaşkanı Süleyman Demirel ve TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın da toplantıya katılmasını önlemeye çalışıyor.
Çin lobisinin kirli yüzünü gözler önüne seren Kabaklı’nın haberini olduğu gibi yayımlıyoruz: “Gecenin ileri bir saati... 6 Haziran 7 Haziran’la buluştu buluşacak. Cep telefonum çalıyor. Karşımda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek...
Hani “Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” derler ya, işte o misal... Kimbilir kaç bayram geçmiş, aranmamışız... ‘Eski dost Melih Bey’ bunca yıldan sonra bizi niye arar ki? Her neyse, bu da bir nimet...
Hal hatır sorma faslından sonra, Ankara’nın çehresinin, güzel hizmetlerle değiştiğini, gidip gelişlerimizde daha iyi fark ettiğimizi belirtip tebrik ediyoruz... Nihayet sadede geliyor...
r Servetçiğim, yardımına ihtiyacım var. Bu Doğu Türkistan Dernek Başkanları’nı ikna edemiyorum. Sen yardımcı olabilirsin diye aradım. Bugün Sayın Çin Büyükelçisi geldi bana...
r Hayırdır Sayın Başkan?... Neymiş sebebi ziyareti?.. r Biliyorsundur herhalde, bu Doğu Türkistanlılar ATO Konferans Salonu’nda 12 Haziran’da bir şükran günü mü ne yapacaklarmış. Çin Büyükelçisi çok ciddi... Ankara Ticaret Odası’nın resmî bir kuruluş olduğunu, eğer toplantı burada yapılırsa, Çin ile Türkiye arasındaki ticarî ilişkinin biteceğini söylüyor. Bu felaket olur tabii ki...
Ben Sinan Aygün’ü ve Nuri Gürgür beyleri aradım. Salon tahsisini iptal edemeyeceklerini söylediler. Doğu Türkistan Derneği Ankara Şube Başkanı’nı ve Genel Başkanı’nı aradım laftan anlamıyorlar.
Başka bir mekâna, meselâ Ankara’nın en lüks otellerinden birine alalım, bütün masrafları da ben karşılayayım dedim, reddettiler.
Sen bunların ağabeyisin, seni dinlerler. Lûtfen bunları ikna et. İki ülke arasındaki dostluk sözkonusu. Çin büyük bir pazar, ticaretimiz biterse büyük sıkıntı olur.
r İyi de Başkan, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin tamamen kanuni çerçevede yaptığı bir faaliyet bu... Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, Türkiye *****huriyeti Devleti’ne ve Türk Milleti’ne, Türkiye’ye serbest göçmen olarak kabul edilişlerinin 50’nci yılı dolayısıyla bir şükran günü tertip etmişler.
Davetiyelerine Sayın Demirel’in de şeref vereceğini yazarak dağıtmışlar. Ben de sadece davetliyim. Ayrıca TBMM Başkanı Sayın Arınç’ın, parti liderlerinin katılacağını yazdılar bana...Peki siz niye ödeyeceksiniz ki otel salonunun parasını...
DEMİREL’E BASKI VAR
Hayır hayır, Demirel kesinlikle katılmıyor. Çin Büyükelçiliği’nden çok yoğun baskı var. Ayrıca hiç bir milletvekili de gitmeyecek. Bu konuya parti de (Sayın Gökçek bağımsız ama AKP’yi kastediyor), devlet büyükleri de karşı ama yanlış anlaşılır diye kimse müdahale cesareti gösteremiyor. Bizim gibi cesur değiller.
r Çin Büyükelçisi niye size geliyor ki?.. Muhatabı Dışişleri değil mi? Ayrıca Çin ile Türkiye arasındaki ticaret makası sürekli Türkiye aleyhine katlanıyor. Ticaret diye bu hassas millî davadan taviz mi vereceğiz hep?..
r Öyle deme, bu toplantı yapılacak da ne olacak. Oradaki Doğu Türkistanlılar yine sıkıntıya girecek. 1’inci Rus-Çeçen Savaşı’nı ben bitirdim. Moskova Belediye Başkanı benim yakın dostum. O’na rica ettim. Bitirin şu savaşı dedim. O da Rus Hükûmeti nezdinde girişimde bulundu ve savaş bitti. Bu işler dostlukla oluyor.
r Bakın sayın Başkan, bu toplantı Çin’e savaş açma toplantısı değil. Kanunlar çerçevesinde yapılıyor. Son derece masum bir faaliyet...
r Ama Büyükelçi öyle bakmıyor ki, bunların hepsini terörist görüyorlar.
r Mühim olan bizim kanunlarımızın nasıl gördüğü... Geçmişteki ve bugün yetkililerimiz tavizkâr davranırsa, olacağı budur... Benim bu konuda fikirlerim açık. Doğu Türkistan atayurdumuz ve Çin işgali altında...
Bu konuşma sürüp gidiyor... Gökçek’e, Erdoğan’ın Başbakan olmadan önce, Pekin ziyaretinde ëDoğu Türkistan Çin’in bölünmez bir parçasıdır. Terörizme karşı Çin Devleti ile işbirliğine hazırız” beyanıyla, derdimizin üzerine tüy diktiğini de ifade ediyorum. Meselenin ëKarga Kılavuz”un fındıklarını satma çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiğini anlatıyorum. Sayın Gökçek’in ısrarı üzerine, benim bu konuda kendilerine hiçbir faydam olamayacağını belirtip topu taca atıyorum. Kendisine, haysiyetine, azmine çok güvendiğim, Doğu Türkistan Vakfı Başkanı, E. General Rıza Bekin’in telefonunu veriyorum... Ve konuşmayı bitiriyoruz.
ANKARA’DA ÇİN SEDDİ ...
Belki bu konuşma, Sayın Gökçek’in ‘eksik bilgiden kaynaklanan iyi niyetli ama boş bir gayreti’ olarak düşünülecek ve bu satırlar yazılmayacaktı. Ama sinir ve üzüntüden uykusuz geçirdiğimiz gecenin ertesinde yaptığımız küçük bir araştırma sonucu gördük ki, Çin Büyükelçisi Yao Kuangyı, bırakınız diplomatik teamülleri, en basit nezaket kurallarını da hiçe sayarak, Doğu Türkistan’la ilgili daha önceki birçok faaliyet gibi, bu toplantıyı da yaptırmamak için, Çin Seddi’ni Türkiye’nin Başkenti Ankara’ya taşımıştı...
En iyi niyetli bakışla, “Dostluk lejyoneri” diye sıfatlandırabileceğimiz, Gökçek olmak üzere bazı üst düzey bürokratlar da, Ankara’ya taşınan Çin Seddi’ni savunmak üzere, özel olarak görevlendirilmişlerdi... Şimdi, daha önce değişik versiyonlarını gördüğümüz bu “baskı ve korku” filmini başa saralım...
HACETTEPE’DE İPTAL
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Prof Dr. Cihat Özender’in önderliğinde, bu yılın Ocak ayında “Uygur Türkleri’nin Dünü ve Bugünü” konulu, uluslararası ilmî bir toplantı tertip ediyor. Toplantı basına duyuruluyor, davetiyeler gönderiliyor.
Değişik ülkelerden ilim adamı ve aydınlar yola çıkacakken, toplantı Çin Büyükelçiliği’nin Üniversite Rektörlüğü’ne değişik kanallardan yaptığı baskılar sonucu, gerekçesiz olarak, 2 gün kala iptal ediliyor. Esas gerekçe ise o sırada sadece AKP Genel Başkanı olan Erdoğan’ın büyük bir işadamı grubu ile Çin’e yapacağı ziyaret... İddiaya göre, Çin Büyükelçisi, bizim bazı etkili ve yetkilileri, ëBu seyahat öncesinde böyle bir toplantı ilişkilerimizi zedeler” diye “ikna ediyor”...
HAYSİYETLİ TUTUMLAR...
Dün, ilk olarak bu toplantıyı düzenleyen ve Genel Merkezi Kayseri’de bulunan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk ile Ankara Şube Başkanı Hayrullah Efendigil’le konuştuk.
Tümtürk ve Efendigil, Melih Gökçek’in kendilerini arayarak, bu toplantının ATO dışında, meselâ Hliton veya Sheraton otellerinden birinde yapılması halinde, bütün masrafları şahsen üstlenme vaadinde bulunduğunu anlattılar.
Gökçek’in bu ısrarlı tekliflerini geri çevirdiklerini ifade ettiler.
Genel Başkan Tümtürk, Melih Gökçek’in ATO Meclis Başkanı ve Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür İle ATO Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Aygün’ü de arayarak, salon tahsisinin iptalini istediğini belirtti. Tümtürk, bu konuda son derece çarpıcı bir olaya dikkat çekti:
- Sayın Gürgür ve Sayın Aygün büyüklerimiz, millî haysiyet ve hassasiyet göstererek bu isteği geri çevirmişler.
Ayrıca Çin Büyükelçisi Yao Kuangyı, Sinan Aygün Bey’i doğrudan makamında ziyaret ederek, ‘Doğu Türkistanlılar teröristtir. Bu toplantıya izin verirseniz ilişkilerimiz bozulur’ diye salon tahsisinin iptalini istemiş.
Hatta Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Pekin de yaptığı konuşmada bizi gönülden yaralayan bazı ifadelerini de gerekçe göstermiş. Ancak Sayın Aygün, bizim terörist olmadığımızı, Türkiye *****huriyeti kanunlarına göre kurulmuş bir dernek, bir sivil toplum örgütü olduğumuzu, salonu boş olduğunda talepte bulunan bütün sivil toplum örgütlerine tahsis ettiklerini ve bu tahsisi iptal etmeyeceklerini Çin Elçisi’ne kesin bir dille anlatmış. Bazı kişiler Çin Halk *****huriyeti adına lobi faaliyeti yapıp bizi üzüyorlar...
Ama Sinan Aygün ve Nuri Gürgür gibi şahsiyetli büyüklerimizin varlığı, bizi Türk Dünyası ve Doğu Türkistan’ın geleceği adına ümitlendiriyor.
AYGÜN NE DİYOR?..
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Aygün, salon tahsisinin iptali için Melih Gökçek’le birlikte bir çok üst düzey bürokrat ve siyasetçinin de kendisini aradığını ve reddettiğini belirtiyor.
Aygün, şunları söylüyor:- Çin Büyükelçisi odama kadar çıkıp geldi ve iptal isteğini bizzat iletti. Doğu Türkistanlılar’ın terörist olduğunu, ayrı bir devlet kurmak istediklerini söyleyerek, bu toplantının yapılmasına izin vermememi istedi. Ben de kendilerine Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu; Anayasamıza, Dernekler Kanunu’na göre kurulan bu derneğin faaliyetinin de yasal olduğunu, eğer yasalara aykırı olsaydı, böyle bir derneğin kurulmasına izin verilemeyeceğini anlattım. Salonu bütün sivil toplum örgütlerine boş zamanlarda tahsis ettiğimiz gibi, Doğu Türkistanlı bu kardeşlerimize de bu kültür faaliyeti için verdiğimizi belirttim.
Bu isteği etik bulmadığım için de reddettim.
‘TÜRKİYE’Yİ ÇİN ELÇİSİ YÖNETSİN’
Türk Ocakları Genel Başkanı ve ATO Meclis Başkanı Nuri Gürgür de, Melih Gökçek’in kendisini arayarak salonun verilmemesinde ısrarcı olduğunu ama reddettiklerini belirtiyor. Gürgür, Kızıl Çin Hükûmeti adına bu tür lobi faaliyetlerinde bulunulmasını yadırgadığını anlatıyor ve Çin Büyükelçisi’nin Sinan Aygün’ün odasına gelerek iptal ettirme teşebbüsünü de sert bir ifadeyle kınıyor:- Doğu Türkistan Türk Milleti’nin Atayurdu’dur.
Çin Elçisi, bu tür diplomatik teamül dışı davranışlara kalkışacağına, Türkiye ile ilişkileri iyi tutmak adına, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlâllerine, baskı, zulüm ve katliâmlara bir son vermesini bildirse daha iyi olur. Biz devletimizin kanunlarına göre kurulan bir derneğe, salonumuzda kültür faaliyeti izni verdik. Çin Elçisi bu işlere karışacak ve karar verecekse, Anayasa’ya, kanunlara, yönetmeliklere ne gerek var?..
Oldu olacak Türkiye’yi Çin Elçisi yönetsin!.. Bu Türkiye’nin içişlerine müdahaledir.
Şimdi akla gelen sorular... Acaba dünyanın her bucağından Doğu Türkistanlı aydın ve ilim adamlarının da katılacağı 12 Haziran’daki bu toplantıya, teşrif edeceği sözünü vermesine ve davetiyeye adı yazılmasına rağmen, ëAdriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk Dünyası” sözünün sahibi Sayın Demirel katılacak mı, yoksa baskılara boyun mu eğecek?..
Ya TBMM Başkanı Sayın Arınç, Hukuk Devleti Türkiye’nin Siyasî Parti Genel Başkanları ve sayın milletvekilleri, mazeretler mi uyduracak?..
50 YIL ÖNCE GÖÇ ETTİLER
“Çin ile Uygur Türkleri ne alâka” gibisinden “kel alâka” bir soru akıllarına gelebilir. Biz de birkaç cümle ile yazalım ki anlasınlar...
Türk Milleti’nin “Atayurdu” Doğu Türkistan, 1949 yılından beri Kızıl Çin’in işgali altındadır.
Türkiye’nin 2.5 katı büyüklüğe ve dünyanın en zengin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olan Doğu Türkistan’da, çoğunluğu Uygur olan 35 milyon soy ve din kardeşimiz, Kızıl Çin’in her türlü baskı, zulüm, katliâm, soykırım ve eritme politikalarına maruz kalarak, açlık sınırında yaşama mücadelesi vermektedirler.
Çin’in, işgal ettiği Doğu Türkistan’ın Lopnor Bölgesi’nde yaptığı nükleer denemeler sebebiyle ana rahmindeki bebekler bile sakat doğmakta, binlerce insan, sadece bu denemeler yüzünden kansere yakalanarak ölüme gitmektedir.
İşte 1949 yılındaki son Çin işgali üzerine, Himalayalar’ı büyük kayıplar vererek aştıktan sonra Hindistan’a sığınan bir grup Doğu Türkistanlı, 1953 yılında Türkiye’ye “serbest göçmen” olarak kabul edildiler.
Çin Elçisi’nin, Melih Gökçek’i devreye koyarak engellemeye çalıştığı da; Türklük Mücahidi İsa Yusuf Alptekin ve Mehmed Emin Buğra öncülüğündeki bu göçün 50’nci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen ‘Türkiye *****huriyeti’ne ve Türk Milleti’ne Şükran Günü’... “
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 4.5
Toplam Oy: 4
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
