“Böntürk” demeyi uygun bulduğum takımla, ermeni ve makedon eşkıya komitelerinin müştereken eyleme geçmesi üzerine Meşrutiyet ilân edilince; Türk Devleti’yle hesaplaşmak isteyen her sergerde, devlete saldırma özgürlüğüne kavuşmuştu.
Türk Milleti ve Türk Devleti için bir devr-i felâket olan devr-i hürriyetin ilânıyla birlikte Taşnak ve Hınçak gibi ermeni cinâyet şebekelerinin mensup ve liderleri İstanbul’a doluştular.
Ellerini nice vatan evlâdının kanına bulayan câniler birer milletvekili olarak Meclis-i Mebusan’a çöreklendiler. Bürokrasiye yerleştiler.

Kabineye kuruldular. Bunlardan, bilâhare ermeni gönüllü taburlarının komutanı olarak, milletvekili olduğu devlete silâh çeken Karakin Pastırmacıyan, Meclis’e girmeden önce de bulgarlara Türkler’in nasıl öldürüleceğini öğreten azılı bir komitacıydı.
Tıpkı Erzurum Milletvekili Karakin Pastırmacıyan, İstanbul Milletvekili Kirkor Zöhrap, Van Milletvekilleri Vremyan ve Papazyan gibi, Erzurum Milletvekili Vartkes Efendi Taşnak terör örgütünün, Sivas Milletvekili Nazaret Dagavaryan da Ramgavar teşkilâtının mensubuydu.
Hükûmet 1895’te Urfa’da tezgâhlanan devlet aleyhtarı faaliyetlere katıldığı için, Trablus’a sürgün edilen şerir bir papazı affederek yurda dönüşüne izin vermiş, Patrikhane de bu herifi piskopos olarak Urfa’ya tâyin etmişti! Ama “gaflet, dalalet ve hattâ hiyanet” bununla bitmedi.

İrtikâp ettiği sayısız alçaklıklardan dolayı Küdüs’e sürgün edilen meşhur vatan haini Patrik İzmirliyan, ahmakça çıkarılan aftan faydalanarak İstanbul’a geldiğinde iktidar partisinin ileri gelen mensuplarınca karşılanmıştı!
Aynı kaderi bugün de yaşıyoruz.
Bugün de Türk Milleti’ne dizçöktürmek isteyen papazlar saygın konumda! Bugün de onların önlerinde eğilenler, hattâ elini öpüp eteğine yapışanlar var.
Bizim Dışişleri Bakanı, bir yahudi dönmesinin İstanbul’da ağırladığı Yunan Dışişleri Bakanı’na gülücükler yollarken, adam Türk Ordusu’nu işgalci olmakla suçluyor.
Hükûmet sanki memnun! Ne Bakan’dan çıt çıkıyor, ne salondan. Türk Milleti’nin bunca problemi yüzüstü dururken Hükûmet eşkıyayı affetmekle meşgul.
Hiç şüpheniz olmasın ki, yarın dağdan inen ve muhtemelen bir Mehmetçik kaatili olan eşkıya, önümüzdeki seçimlerde milletvekili olarak Meclis’e girecektir.

Hatırlayınız lütfen: Hükümlü olarak bulundukları hapishaneyi âdetâ ziyaretgâha çeviren AB temsilcileri Leyla Zana vesaire gibi bölücü milletvekillerinin serbest bırakılmasını istemişlerdi.
Uyum Yasaları’nın kabul edilmesiyle bunların yeniden yargılanmasına başlandı. Büyük ihtimalle serbest bırakılacaklardır.
Fakat o kahramanlar kahramanı Korkut Eken’in yeniden yargılanmasıyla ilgili talepler reddedildi! Şimdi göğsünü süsleyen madalyaları da geri almak için Meclis’e bir kanun tasarısı sundular.
Bu ürküten sükût devam ederse; yarın Güneydoğu’da vatanın bütünlüğü için savaşan kahramanlar kolları bağlanıp, cinâyete azmettirmek suçundan mahkemeye çıkarılacaklardır.

Gidiş orayadır.
Başınızı eğip gidecek misiniz, yâni diz çökecek misiniz?

Necdet Sevinç / Yeniçağ Gazetesi