Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
alt1
Türk Dünyası: TEHLİKELİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ!
Gönderen:: Bozkurt
alt1
Konu
Kuzey Kıbrıs Türk *****huriyeti *****hurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı'nın bir tuzak olduğunu belirterek, "Türkiye'yi yavaş yavaş parçalamak için başlatılan senaryolar gözle görülür şekile dönüşmektedir" dedi. Denktaş, "29 ay sonra Türk askerini adadan uğurlayacakmışım, torunlarıma 'Gidiyorlar, ama gelemeyecekler demeyeceğim' Ben bu acıyı yaşamak istemiyorum" deyince, salonda bulunan eşi Aydın Denktaş ve yüzlerce Bursalı gözyaşlarını tutamadı.


Bursa Barosu'nun davetlisi olarak Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen, 'Kıbrıs'ta neler oluyor' konulu konferansta konuşan KKTC *****hurbaşkanı Rauf Denktaş, yaptığı duygusal konuşmayla birçok kişiyi ağlattı.
Avrupa Birliği'ni, Annan ve Rumlar'ı samimi olmamakla suçlayan Rauf Denktaş, Kıbrıs'ın dilim dilim Türk halkının elinden alınacağını, senaryoların daha sonra Türkiye devletine yöneleceğini öne sürdü.
Gerçeklerin meydanda olduğunu, kendisinin tek endişesinin Kıbrıs'ın dilim dilim gitmesi olduğunu ifade eden Rauf Denktaş, "Bu millet ah edecek, vah edecek. Bu millet Kıbrıs'tan gelecek göçmenleri, nereye yerleştireceğini düşünecek. Türkiye, dünyada kendisine güvenen milletler nezninde itibarını yitirecek. Bu kadar haklı güçlü olduğu davayı müdafa edemeyen Türkiye'ye güvenenlerin güvenleri azalacak. Bunlar acı sözlerdir. Ben kardeşlerime konuşuyorum. Türkiye'yi yavaş yavaş parçalamak için başlatılan senaryolar gözle görülür şekile dönüşmektedir. Olmamasını dileriz, yanılmış olmayı dileriz. Sadece makalaler değil, kitaplar yazılmaya başlandı. Yabancı kaynaklardan da aynı şeyler gelmektedir. Dolayısıyla, Türkiye'nin tam dirileceği, birlik beraberlik içinde gidişata dur diyeceği bir döneme girilmiş bulunmaktadır diye düşünüyorum" diye konuştu.
"Eğer Avrupa Birliği Türkiye'yi üye yapmak konusunda samimiyse, Kıbrıs'ı Türkiye'nin önüne bir engel olarak koymaz" diyen Denktaş şunları söyledi:
"Farzedelim, bu referanduma her iki taraf da hayır dedi. Rum hayır demekle bir şey kaybetmez. Biz hayır dersek, daha da yanlızlığa itilecekmişiz. Türkiye'nin önünü kapatmış olacağız. Şunu söylüyorum. Eğer AB Türkiye'yi üye yapmak konusunda samimiyseKıbrıs'ı Türkiye'nin önüne bir engel olarak koymaz. Kıbrıs meselesinin başlamasında Türkiye'nin hiçbir suçu yoktur. suç Rum- Yunan ikilisinin suçudur. Onların önüne sen bunu engel olarak koymuyorsun, Türkiye'nin önüne koyuyorsun. Demekki Türkiye'yi değil, Kıbrıs'ı istiyorsun. Kıbrıs'ı çatır çatır alacaksın. Türkiye'yi 10-15 yıl bekleteceksin. Arada Kıbrıs kaynamış gitmiş olacak. Geçmişi yaşamış olmanın verdiği aksaklık var bende. Rum' a güvenmiyorum. Rum bana güvenmiyor. Rum'a güvenmediğimiz için özel koruyucu haklar istedik vermiyorlar. Kağıt üzerinde bir anlaşma yapıyoruz. 1960 anlaşması gibi kağıt üzerinde anlaşma yapıyoruz. Bu anlaşma Avrupa Birliği normlarının tehdidi altındadır. Verilen haklar geçerli mi geçersiz mi başımıza vuruldukça göreceğiz. Rumların içimize gelmesi, mal mülk kavgasının devam etmesi, Türk askerinin adadan gittikçe çıkması, bir gün tamamının çıkmasının kabul edilmesi, beni gelecek için korkutmaktadır. Farzedin ki, referanduma Rum 'evet' biz 'hayır' dedik. Ceza bize. Rum hayır, biz evet dedik. O zaman Rum zaten girmiştir. Biz evet dediğimiz için artık Avrupa Birliği'ne giren Rumlar, bu belgede olan hakları AB üyesi olarak daha da törpülemek suretiyle bizi almaya gelecektir. Bundan daha fazlasını isteyemeyeceğiz. Buna razı olmak mecburiyetinde kalacağız. Eğer benim devletim, şehidim, Türkiyem var, ben boyun eğmiyorum demezsek".
Kıbrıs Türkü'nün anavatandan gelen seslerden etkilendiğini ve referandumda evet diyebileceğini anlatan Denktaş, "Anavatan madem ki böyle istiyor, 'AB'ye girelim. Bunu yapalım' diye öyle bir heyecanla önde gidiyorlar ki, sonrası Kıbrıs meselesi, bitmeyecek. Türkiye devamlı suretle bununla üzülecek. Türkiye AB'ye girinceye kadar 10-15 yıl diyorlar tarih verilse dahi. 10-15 yıl alacak Türkiye'nin AB'ye girmesi. Türkiye'nin en güçlü ve haklı olduğu bu davada yapılan bu baskılarla, bu şekilde bir hal çaresine razı olursa Türkiye, acaba aynı baskılarla Türkiye'den neleri koparmayı çalışacaklar. Türkiye üzerinde büyük bir oyun oynanmaktadır. Kıbrıs meselesi partiler üstü meseleydi. Yine öyle olduğuna inanıyorum ve geleceğe güvenle bakıyorum. halkın inancı, Anadolu'dan her gün aldığım yüzlerce destek mesajı Kıbrıs'ı heba edilemeyeceğini gösteriyor" şeklinde konuştu.
Rauf Denktaş, konuşmasının sonlarına doğru verdiği bir örnekle Kıbrıs meselesi konusunda dinleyenlerini ağlattı. Denktaş, dedesinin Osmanlı'nın Kıbrıs'tan çıktığını gören birkaç kişiden birisi olduğunu hatırlatarak, "Ben 5-6 yaşındayken anlatılanlara göre, dedem, 'Türk Bayrağı'nın gönderden indirilişini, Rumlar'ın coşkusunu, Türkler'in kavgasını ve acısını anlatırdı. Dedem, "Gittiler, ama gelecekler' derdi. 'Ben görmeyeceğim, sen göreceksin' derdi. Ben de 1960 anlaşması yalındığında Alay Kıbrıs'a geldiğinde, dedem yaşında olan 8-9 ihtiyarı buldum. Çünkü Türk'ün çıkışını onlar görmüştü. Albay Turgut Sunalp'tan sancağın onların önüne getirilmesini istedim. O ihtiyarların ağlaması, toprağı öpüşü, sancağı yapışmaları çok duygusaldı. Ama 29 ay sonra Türk askerini adadan uğurlayacakmışım, 'torunlarıma gidiyorlar, ama gelemeyecekler' demeyeceğim. Ben bu acıyı yaşamak istemiyorum" deyince salonda bulunan eşi Aydın Denktaş d5konusunda samimiyseKıbrıs'ahil birçok izleyici gözyaşlarını tutamadı.
Denktaş, Türk hükümeti ile kavgaya çatışmaya gelmediğinin altını da çizerek, "Ümit ederim Meclis bu işi görüşecektir. Tekrar ediyorum, bıçağın kemiğe dayandığı bu anda başlangıçtan itibaren görüşülecek hali yoktur, değiştirilse dahi, şu ilkeler kabul edilmedikçe, bizi mahveder dediğimiz planı en sonunda görüşmeye mecbur olduk. Tedavi etmeye çalıştık. Amiyane bir şekilde zehirli bir kabak gördük, zehrini azaltmak için ergeç sofraya halkın önüne gelecek. Zehrini almak için ben ve arkadaşlarım mümkün olduğu kadar, Türkiye dahil bunun içerisindeki eksiği aktaralım dedik. Ama tabak hala zehirli. Bunun bilinci içinde olmamız lazım. Türkiye'nin Kıbrıs üzerinde tanıdığı bir devlet vardır. KKTC devletini Türkiye tanımıştır. Bu ne tanımayı kabul ediyor, ne de bundan sonra Türkiyeye böyle bir şeyi tanıma hakkı verecektir" şeklinde konuştu.
Denktaş, anlaşmanın AB normları altında zaman içinde yok edilecek durumdan çıkartılmasını isteyerek, bu anlaşmanın referanduma gidilmesi durumunda Kıbrıs Türkü'nün evet diyeceğini bildirdi. Denktaş, Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, "Rumlar hayır derse, KKTC tanınmalıdır' sözlerinin de yüreğine su serptiğini sözlerine ekledi.

"EVET DERSEK, EKONOMİMİZ ÇÖKER, BANKALARIMIZ BATAR"

Denktaş, Annan Planı dahilinde Dışişleri Bakanı'nın Türk olması halinde, AB ile ilgili bakanın Rum olacağına dikkat çekerken, "Buna benzer anlaşma 1960 yılında yapılmıştı. Ama Rumlar bu anlaşmaya uymadı. Rumlar, Annan Planı'ndan sonra 'ben bunu bozdum dediği' an yine biz ortada kalırız. Annan Planı, Rumlar tarafından istenmiyormuş. Çünkü ihtiyaçları yok. Kıbrıs *****huriyeti hükümeti ünvanını tutmayı tercih ediyorlar. AB'ye kabul edilmiş Kıbrıs *****huriyeti hükümeti ünvanını kabul ediyorlar. Annan Planı'nın bunu bozacağından endişe ediyorlar. Kabul etseler de bişey kaybetmezler, biz 'hayır' dersek ceza alacakmışız. Rum 'hayır' derse zaten AB içerisinde cezası yok. En fazla bir kaç asık surat olacak. Dengesizlik burada da kendini gösteriyor" diye konuştu.
Türkiye'nin olmazsa olmaz dediği şeylerden vazgeçmemesini ve kendilerini desteklemesini isteyen Dentaş, "Rumlar AB trenine 1 Mayıs'ta biniyor. Biz de girmezsek, tren kaçar" şeklinde eleştiride bulunanlara tepki gösterirken, "Bu tren Kıbrıs değil Rum treni. Bizim uğraşımız, bu treni Kıbrıs treni yapmaktır. Annan Planı'yla bunu yapabildik mi? Bu trenin içerisine biz ne olarak giriyoruz? Türkiye henüz girmemiştir. Bundan dolayı uluslararası anlaşmaları bozmamamız lazım. Onu bozduğumuzda Kıbrıs'ta güvence olan Türkiye'nin garantörlüğü ortadan kalkmış olur. Nasıl ki Annan Planı'nda bunları rahatlıkla yapıyorlar. Türkiye bu olacak derse, halkımızın çoğu bunu kabul edecektir. Bunun içine girecektir. Toprak, göç, mal, mülk konusu yıllarca hem bizi ezecek, hem Türkiye'yi üzecek. Üstelik Kıbrıs meselesi de tamamlanmış, bitmiştir denmeyecektir. Nedir bu acele, gözümüzü gerçeklerden uzaklaştırmak. Bu kadarını yapabildik diyerek bu yola giremeyiz" şeklinde konuştu.

"EVET DERSEK EKONOMİMİZ ÇÖKER"

1 Mayıs'tan sonra iki tarafında 'evet' demesi halinde Türkler'in ekonomik açıdan perişan olacağını, Kıbrıs'ta devam eden bütün inşaatların duracağını anlatan Denktaş, mal tesbiti için kurulacak komisyona kadar kimsenin yatırım yapamayacağını, bundan dolayı bankaların da batacağını ileri sürdü. Dünyanın hiç bir yerinde halkın bilmediği ve okumadığı 9 bin sayfalık belgenin halkın önüne sürülüp 'evet' ya da 'hayır' denilemeyeceği ifade eden Denktaş, şunları söyledi:
"Evet demek isteyen bir kaç sayfanın özetini alır, bunun propagandasını yapar. Bunun tehlikelerini, eksikliklerini söyleyenleri de dinlemeyiniz diye propaganda yaparlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle usul olmamıştır. İlk defa Kıbrıs'ta yapılıyor. 9 bin sayfalık yasa, ek olarak halkın önünde. Ben bile okumadım. Okuduklarından anladığımız Rumlar'ın AB ile uyum yasalarıdır. Kıbrıs'ı üniter devlet yapacaktır. Bu yasaların uygulanması gözden geçirilmesi için sarfedilecek zaman yapılacak kavgadan başka birşey değil".

"YILLARDIR YABANCILARIN PLANLARI FAYDA VERMEDİ"

Yıllardır Kıbrıs meselesini halletmek için yabancıların ortaya koydukları planların fayda vermediğini vurgulayan Denktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kıbrıs meselesi nedir? sorusu sorulmaksızın, yabancıların yıllardır Kıbrıs meselesinin çözümlenmesi için ortaya koydukları planlar fayda vermemiştir. Acaba neden? Bu soruyu soran yok. Sadece önümüze konan belgelerin, planların, sayfalarını çevirerek oralarda neler yazdığını okuyoruz. 'Bu plan güzeldir' veya 'bu planı beğenmedim, çirkin bir plandır' diyoruz. 40 yıldır Kıbrıs Türk Halkı (Oldu mu, olacak mı, ne olacak?) diye bekletilmekte. Anavatandaki insanlarımız da (Ya olmuştur, bitmiştir diyebilmekte, ya da bizimle birlikte ne olacak diye) üzülmektedirler. Teşhis koymadan bir hastalığı tedavi etmek mümkün mü?. Rum tarafı dünyaya diyor ki, "Kıbrıs meselesi, 1974'te işgal nedeniyle başlayan bir meseledir. Şu kadar Kıbrıs Rum'u göçmen olmuştur. Dolayısıyla Kıbrıs meselesini halletmek istiyorsanız, Türk askerini adadan çıkartın, Rum göçmenleri eski yerlerine döndürün. Eski mal ve mülküne sahip çıksınlar".
Annan Planı'na bakıldığında Kıbrıs meselesi sanki buymuş gibi halledildiğini kaydeden Denktaş, "Türk askerini adadan büyük bir kısmını çıkartıyor. 2011'e kadar 6 bin asker kalıyor. 2011'den sonra 2018'e kadar 3 bin asker kalıyor. 2018'den sonra 1960 anlaşmalarında olduğu gibi 650 asker kalıyor. Bu bizi tatmin eder mi? Türk askerinin bir kolu Kıbrıs'ta kalıyor. Türkiye, askerini feda etmez, etkin ve fiili garantisi devam ediyor diye biz de memnun olurduk. Ama Annan Planı'nda bir şerh koymuşlardır. Her 3 senede bir tamamıyla adadan çıkıp çıkmayacağı gözden geçirilecek. Bu 1960 uluslararası anlaşmalarla Kıbrıs'a verilen devamlı kalıcı hakkın zamana bağlanmasıdır. Türkiye razı olmadan, kimse bunu değiştiremez demek tesellidir. Kalıcı bir hak, zamana bağlanmış oluyor. Onun için bu bizi üzüyor, endişelendiriyor. Yine Annan Planı Rum göçmenlere, 'geri git, malını al' diyor. 30 yıldır burada yaşamış Türkleri de ateş üzerinde oturtuyorsunuz. 15 sene için bir kısıtlama koyduk. Şu kadarı gelebilir diye, bir kısıtlama vardır. Ama 15.seneden sonra bu kısıtlamalar ortadan kalkar. 15. yıldan sonra bütün Rumlar adanın sathına yayılmak tümünde eskiden olduğu gibi mal mülk edinmek, bizi yeniden bir çoğunluğun içinde boğmak hakkında sahip olacaklardır. Bu bizim kabul edemeyeceğimiz bir şeydir. Ta eskiden beri Kıbrıs meselesinin iki kesimli bir zeminde halledilmesini benimsemiş, yan yana çalışalım, ama gece olduğunda herkes evine gittiğinde rahat uyusun diye bir düşünce içindeydik. Ama Annan Planı Rumların meselesini hallediyor. Geriye ne kalıyor?. Geriye Kıbrıs Rum İdaresi 40 yıldır yanlışlıkla başkaları tarafından meşru Kıbrıs hükümeti tarafından tanınmış Kıbrıs Rum Hükümeti AB'ye kabul edilmiştir. Bu şekilde, bizi de bunu yramalamak istemektedirler" dedi.

"KUZEY KIBRIS'IN DOĞUM GÜNÜ 20 TEMMUZ 1974"

Denktaş, plana göre iki kurucu devletin olduğunu marşının, bayrağının ayrı parlementosunun bulunduğunu ancak devletin yetkilerinin merkezi idarenin anayasasına ve AB kanunlarına tabi olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"AB yasaları ve nizamları bize verilmiş görülen kısıtlı hakları da alıp götürebilecek durumdadır. Bunlar için Türkiye'nin ısrarla istediği kalıcı delegasyonlar olmazsa, birincil hukuk denilen statü bunlara verilmezse, bu anlaşma da Rumlarla yapılan anlaşmanın derecesine getirilmezse, 'Biz bu işte yokuz' diyen Türkiye'nin önünde AB 'hayır bunu yapamayız' diye çıkmıştır. Bize verilmiş görülen hakların çoğu 'AB normlarına aykırıdır' diye ortadan süratle kaldırılabilir. Bu tehlikeler vardır. Bundan dolayı egemenlik üzerinde ısrarla durduk. Israrla durduğumuz için bazı arkadaşlarımız Rum egemenliğini hiç bir zaman kabul etmeyecek. Isrardan vazgeçin diyorlardı. Biz niye ısrar ettik? 1960 anlaşmasında Kıbrıs'ın egemenliğini oluşturan iki ortaktan biriydik. Rum 1963'de silahlanıp bizi bunun dışına attığında, 1974 Barış Harekatı'na kadar sadece canımızı değil Kıbrıs *****huriyeti'nin müşterek ortaklık *****huriyetinin içerisinde var olan egemenlik, bağımsızlık hakkını da canımız kanımız pahasına koruduk. Son anda koruyamayacağımız anda 1974'te yıllarca özlediğimiz, neredesin diye Toros dağlarına bakarak dua ettiğimiz şanlı Türk Ordusu kurtardı, sadece canımızı değil, egemenlik bağımsızlık haklarımızı kurtardı. O gün bugün Allah'a şükrediyoruz. Doğum günümüz 20 Temmuz 1974'dür. Helal olsun diyoruz. Çektiklerimizi, şehitlerimizi Kıbrıs'ın 70 bin şehidi olan Türk topraklarına şehitlerimiz kucak kucağa yattı. Ama Annan Planı'na baktığımızda, Türkiye'ye bütün Kıbrıs'ın hakkını değil, ayrı ayrı ülkelerin hakkını koruma yetkisi veriliyor. O garantörlük, fiili ve etkin olmaktan çıkacak bir durum olmaktan çıkmıştır. 650 asker en sonunda kala kala, 3 senede bir ne zaman çıkıyorsun, çık artık denecektir. Türkiye AB'ye girmişmidir?. Türkiye üye olmadan Kıbrıs'ı alıp, AB'ye götürüyoruz. Türkiye'nin üye olup olmadığını da o zamana kadar bilemeyeceğiz".
Planda ortaklık olacağının belirtildiği ancak 1960 yılında da Türklere taaahhüt edilen hakların Rumların bozduğunu hatırlatan Denktaş, "Planın uygulanmasından sonra Rumlar Türklere 'çık demeye' başlayınca kavga büyüyecek. Dolayısıyla bunları biz gördüğümüz için yazılanları okuyup rahat etmiyoruz. Hangi federasyon ayakta kalabilmiştir. Yugoslavya ortadan kalkmıştır. Yapay anlaşma yapıldı federasyon nerede? Kosova'da kan gövdeyi götürüyor. Rusya'da fedarasyonlar yıkılıp, yeniden yapılıyor. Nerede fedarasyonlar. ABD ve Almanya'yı alalım. Nedir onların devlet dedikleri. 1960 Anayasası'nda devlet deyip, kandırdıkları devletler vilayetleridir" dedi.

KKTC *****hurbaşkanı Rauf Denktaş, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, "Rumlar, Annan Planını kabul etmezse Kuzey Kıbrıs tanınmalıdır" açıklamasını değerlendirirken, "Bizim tanıma hakkımız, Rumlar 'Hayır' dese de, 'Evet' dese de vardı eskiden. Rumlar'ın 'hayır'ına, 'evet'ine kalmamalıdır, bizim tanınmamız, egemenliğimiz, bizim tam eşitliğimiz. İnşallah, hayırlı olur. Hayırlı bir karar çıkar'' diye konuştu.

"ANNAN PLANI RUM DEVLETİ İLE KARMA DEVLET ÇIKARTIYOR" 

Annan Planı ile Kıbrıs'ın zamanla yüzde yüzde yüz Rumlar'dan oluşacağını ileri süren Denktaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bizim içimize toprak meselesini halledeceğimize, Rumlar bizim içimize geliyor. Zamanla her üç kişiden biri, Rum olacak. Bizre karma devlet, Rumlara siyasi hak da vereceğiz. Yerel seçimler için hakları da olacak. Adam diyecek ki, 'Bana yerel konularda hak verdiniz, nerede benim siyasi hakkım, ben mebus da olacağım' dediğinde ne olacak? AİHM'ne gidecek, onu da kazanacak. Dolayısıyla Annan Planı bir rum devleti bir de karma devlet çıkartıyor. Bizim istediğimiz neydi. Ortaklığın devamını daha iyi şartlarda daha sağlam şartlarda egemenliğe dayalı ayrı egemenlik olsun. Kurulacak yeni ortaklığı iki ayrı taraf kurmuş olsun. Bu kayda alınsın. Annan Planı'ndan önceki BM planında bu vardı ama çıkarttılar. İki tarfın verdiği yetkilerle merkez kurulsun, Artık yetkiler kuruculara kalsın diyorduk, bu büyük güvence olacaktı. Bunu da kabul ettirmedi Rumlar. Bizim istediğimiz esaslı zemin ortada yoktur. Bugün benim görevim zor. Türkiye besbelli Annan Planının kabulunu istiyor. Niçin tereddüt ediyoruz? Başta ortaya konmuş olan harita Türkiye tarafından da reddedilmiştir? Bu haritada girintili, çıkıntılı bizim Beşparmak Dağları'na kadar sokan uygulama zor yapılıyor. Bir çok köyümüz, Rum idaresinde kalacak. İyi idare edilirse ne ala, edilmezse onlara da göç görünecektir. Bu harita sebebiyle 60 binden fazla insanımız göç edecektir. Bunlar nereye yerleştirilecektir. Ortada plan ve programı yoktur. Parası nereden gelecek belli değil. Belki ABD, belki Avrupa para toplar. Böyle bir planı kabul etmek demek, bu insanların perişan olacağı günü hesaplamadan hareket etmek olur. Ne zaman bunlar halledilecektir, sorusunun cevabı yoktur".
Denktaş'ın konuşması sırasında Ülkücüler, "Kıbrıs'ı satanı biz de satarız. Kıbrıs'ı verip kolumuzu kestirmeyeceğiz, Susma ilerle, ülkücüler seninle" sloganları attılar.

alt1
alt1
 
alt1 alt1
alt1
Giriş
Üye Adı

Şifre

Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız.

alt1 alt1
alt1
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla
· Haber gönderen Bozkurt


En çok okunan haber: :
AZERBAYCAN'DA ASGARİ ÜCRET 10 DOLAR! ALİYEV'İN MAAŞI 27 B&#3


alt1 alt1
alt1
Haber Puanlama
Ortalama Puan: 4.62
Toplam Oy: 24


Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü


alt1 alt1
alt1
Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa


"TEHLİKELİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ!" | Hesap Aç/Yarat | 0 yorum
Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Misafir kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun
News ©
alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1