 |
Sizden Gelenler: Bir komplo'nun kurbanı olarak; Mehmet Ali Ağca
Gönderen:: BilginTurk |
|
|
Konu Sizden Gelenler
Mehmet Ali Ağca;
Size göre belki bir katil, belki bir terorist, "O na" göre belki bir mesih, ama kesin olan tek birşey varki, Damat Ferit'lerin bu ülke üzerinde
söz sahibi olmasını sağlayacak tek kurban.
CIA VE FBI LİDERLERİ NEDEN TÜRKİYEYİ ZİYARET ETTİ?
Ne kadar garip değil mi, şanlı tarihimizde hep batı zulmüne, batı emperyalizmine karşı bir mücadele yaşanmıştır ki zaten emperyalist ülkelere karşı bir baş kaldırış, bir diriliş, bir İstiklal Mücadelesi olması için kurulmamışmıdır Kuvay-i Milliye?
Evet, o kadar gariptirki bütün zulümlere, batılı emperyalist "birlik" güçlerine karşın kazandığımız, şehit kanlarıyla yuğrulmuş bu Vatan, sıcak bir savaş olmadan, tamamen siyaset, politika ve para entrikaları ile hâla emperyalistlerin idaresinde.
Tarihden bir örnek almadığımız, pay çıkarmadığımız çok açık ortada, değil mi?
Batılı istihbarat örgütlerinin ülkemizi ziyareti pek bir garipti.
Ziyareti sebebiyetlerinin nedenini öğrenmekde çok uzun sürmedi zaten.
Birkaç gün sonrası; Meşhur Abdi İpekçi cinayeti zanlısı Mehmet Ali Ağca.
Birden bir berâat kararı ile serbest bırakıldı, bütün kamuoyu, manşetlerine, ilk, Flaş, bomba haberlerine taşıdılar. Geçmişini didiklediler, ödüklediler, Mehmet Ali Ağca'nın avukatının kamuoyundaki dili oldular çıktılar.
Hapishane çıkışındaki 4, taş çatlasın 5 tane kendisini "ülkücü" olarak ibare eden "çapulcu" tayfası Kurt işaretleri, Türkü Bayrakları ile karşıladılar.
"Ya Allah, Bismillah, Allahuekber" sloganları ile birlikte Ağca, Asker ve Polis eşliğinde hafiften Hapishane dışına süzülüyordu.
"Bazılarının" oyunu tıkır tıkır işliyor, inşaatın dış sıvası tamamlanmış, görüntü hazırdı. Karalama kampanyaları pek gecikmedi, gece gündüz çalışan dürüst(!) Türk kamuoyu, ertesi gün yaşananları "çok güzel" bir biçimde manşetlerine ve haberlerine taşımışlardı; "Ülkücüler, bir tetikçiyi, teröristi Türk Bayrakları ve Kurt işaretleri ile karşıladılar."
Evet, bu manşet ve haberler, bazılarının olarak ibare ettiğim kesimin ekmeğine, yağ, bal, şevk ve heyecan verici her türlü maddeyi sürüyordu.
MEHMET ALİ AĞCA HEP GÜNDEMDE KALDI
Çünkü kalması gerekiyordu, henüz karalama kampanyaları bitmemişti.
Birçok haberci sıraya girmişti bile. Bunlardan en dikkat çekicisi ise Mehmet Ali Birand idi.
Bir televizyon kanalında yayınlanan haber programında Mehmet Ali Ağca ile İtalya'daki Hapishane döneminde yaptığı röportajı allamış, pullamış, paklamış yayına sokmuştu. Röportajda en garip olanı ise, her sorusunun kıyısında köşesinde "Ülkücülerde Var mıydı?", "Ülkücüler Yardım Etti mi?" gibi cümlecikler oluşuyordu; amaç belli.
Konuşmasındanda anlaşılacağı üzre, uzun süredir Hapishanelerde hayatını geçiren Ağca'nın ruh sağlığı bozulmuş, sorulan her soruya "Evet", "Olabilir", "Haklısınız" gibi cevaplar vermesi, Ülkücü düşmanı kapitalistlerin işine geliyordu. Aslında soru bile demek hata olur. Çünkü sorunun içerisinde hep bir cevap ya da istedikleri cevaba teşvik edici içerikler mevcut idi;
"Vardı di mi?", "Onlarda Ordaydı Di mi?" gibi.
Velasıl kêlam Mehmet Ali Birand'da görevini tamamlamış, karalamanın verdiği rahatlık ile gece derin bir uyku çekmiş, kına yakmayı hiçmi hiç ihmal etmemişti.
AMAÇLARINA ULAŞMIŞLARDI
Oyunlar oynanmış, amaçlara bir nevze ulaşılmıştı. Artık Ağca ile bir işleri kalmamıştı. Çünkü amaçlarına yönelik bir kurban misali kullanıp, tekrar, "hadi kardeşim içeri, fazla hava aldın" denilerek içeri tıkılmıştır.
Emperyalist güçler tarafından herzaman tehdit olarak görülen Ülkücü camiası tekrar bir güzel ise bulanmış, karalanmıştı. Tıpkı daha önce kendi ajanlarını Ülkücü teşkilatının içerisine sokup, "Sen ülkücüsün, içki iç, esrar çek, haraç kes, elalemin kızına laf at" emrini verip, halk üzerine Ülkücülerin bu görüntü ile şekillenmesini sağlamışlardı.
Peki "şimdi" neden?
Çok açık, Ülkenin başındaki, şanlı tarihimizin Damat Ferit'ten sonra gördüğü ve emperyalistlerin görmek istediği "2. Damat Ferit"'in, iktidardaki koltuğunu sağlamlaştırmaktı. Çünkü bu adamın yaptıkları, değirmenin ötesine geçmiş, halk akıllanmış, umudunu Milliyetçi Hareket Partisi'ne, Vatansever camiaya bağlamıştı.
Bu, 2 Ekim (Başkent Ankara) Mitinginde çok açık bir şekilde görülmüştür, görenleri hayrete düşürmüştür. Tabi bundan hoşnut olmayanlar, korkanlar ama korkunun ecele bir faydasının olmadığını bilmeyenler oyun oynamalıydı, oynadılarda.
Olası bir seçim ihtimaline karşı, iktidardaki koltuğunu şiddetli bir deprem gibi sallayan MHP camiasını karalamak, eski defterleri, farklı faktörlerde dürüp, halkın beynine empoze etmek, bu oyunu Nasreddin Hoca misali "Ya Tutarsa" gibi görmek ve Damat Ferit olma yolunda ilerlemekti.
Şanlı tarihimiz uzun yıllardır böyle bir talan edilme, böyle bir vurdum duymazlık yaşamadı. Türkiye'nin güzide bir ilçesi olan ve İstiklal Mücadelesinde Yunanlıları denize dökerek Zafere imza attığımız güzelim İzmir'imizi "gâvur İzmir" olarak nitelendiren, Türkiye *****huriyeti Vatandaşları arasında bir sorun üreten, bu benim sorunumdur diyen, Büyük (Allah'tan sonra) Türk halkının, onurlu kimliğini üste, alta, sağa, sola kaydıran, kimin devrinde görülmüştür?
Bu, sadece üzerinde dumanı tüten, sıcak bir oyun.
Türk halkının uyanması, bu oyunlara karşı biraz düşünmesi dileğiyle.
Yazımın sonuna Aşık Sefai'den bir dörtlük eklemek istiyorum:
Bugüne gelmemiz elbette olay,
Dik durun, namertler etmesin alay,
Kazanmak zor olur, kaybetmek kolay,
Sabret hele zaman gelsin söylerim.
Bilgin Türk
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 4.30
Toplam Oy: 39
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
