 |
Basın-Yazarlar: Polisin, askerin elini bağlarsanız / Faruk Mangırcı
Gönderen:: Bozkurt |
|
|
Konu Basın-Yazarlar
Türkiye’nin güneydoğusunda olaylar dalga dalga yayılıyor. Güneydoğu’yu kaygıyla izlerken aynı saatlerde Paris’te üç milyon insan yürüyor, gösteriler yapıyor.
Paris’teki hadise, iş gücü yasasındaki bir değişikliğe gösterilen tepki. Özüne bakarsanız çok da masum bir talep. Hükümetin çıkardığı yeni yasa, iki yıl içinde işverenin işçiyi tazminatsız bir şekilde işten çıkartmasına imkan veriyor. Olaylar bu yasayı protesto ile başlıyor.
Ama Güneydoğu’daki hadise devlete başkaldırı niteliği taşıyor. Dış desteği açık olan olaylar sırasında maalesef güvenlik güçleri gerekli müdahaleleri yapmıyor, yapamıyor. Belli ki, devlet uluslar arası arenada zor duruma düşmek istemiyor, dahası AB uyum yasaları nedeniyle güvenlik güçleri de rahat hareket edemiyor. Sonuçta devletin acz içine düştüğü ekranlara yansıyor.
Ve dönüyoruz sık sık insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak Güneydoğu’ya gelen Fransız politikacıların ülkesinin başkentine, Paris’e bakıyoruz. Çağdaş batının en medeni şehrinde polis her türlü ağır şiddeti uygulayarak yüzleri maskeli göstericileri dağıtıyor. Dağıtmakla kalsa iyi.Fransız toplum polisi ve askeri göstericileri tanınmayacak hale getirene kadar dövüyor. Bunlardan daha önemlisi ise gelecek yıl ki Fransa *****hurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü ismi İçişleri Bakanı Sarkozy’nin göstericileri sille tokat dağıtan polis ve jandarmayı tek tek kutlaması.
Demek ki, bir devlet kendisine başkaldırı niteliği taşıyan olayları bastırma konusunda gerektiğinde ne insan haklarını ne de hukuku tanımayabiliyor.
Ama o Fransa, Güneydoğu’yu bölmek isteyen bölücü örgüte destek vermek için sık sık Türkiye’ye gelip kendince denetim yapıyor.
Askerin küreselleşen terör karşısında elinin kolunun bağlı olmasından dolayı sıkıntılarını sık sık dile getirdiği bu günlerde en az batıdaki kadar gücünü kullanabileceği yasal tedbirlerin artırılması görevi de parlamentoya düşüyor.
Güvenlik güçlerine çocukları da öne atarak saldırmak, şehirleri talan etmek terörün devleti sindirdiği anlamına gelmez.
Terör demokratik bir toplumun devletine diz çöktüremez.
Bu böyle bilinmeli ve yasal düzenlemeler hiç vakit kaybetmeden yapılmalıdır.
Bu kadar demokrasi
fazla değil mi?
Bölücü terör örgütü eylemlerini giderek artırıyor. Bölücü başı Öcalan’a özgürlük isteyecek kadar işi ileri boyutlara götüren bölücü örgütün eylemleri üç gündür Güneydoğu’yu karıştırdı. Hadisenin sosyo-ekonomik ve dış politika bağlantıları başka bir tartışma konusu ancak olayların başlaması ve büyümesi sırasında bölgenin yerel yöneticilerinin de tavrı çok can sıkıcı. Malum Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in bölücü örgüt elebaşının yerine hazırlandığı uluslar arası çevrelerde sık sık dile getiriliyor. Ve sanki Baydemir de bu söylentileri haklı çıkartmak istercesine tüm eylemlerin içinde yeralıyor, Türkiye’yi uluslar arası arenada zor duruma düşürmek için elinden geleni yapıyor. Baydemir’i anlamak mümkün. Kim tarafından aday gösterildiği ve kimlerin hangi amaçlarla Diyarbakır’da Baydemir’i seçtiği anlaşılabilir.
Ancak anlaşılmayan daha dün PKK bayrakları altında polise, askere saldıran PKK’lı teröristleri selamlayan, onları tebrik eden Baydemir’e devlet tarafından gösterilen müsamaha. Baydemir teröristleri Kürtçe olarak selamlarken, ‘Kaybımız 14’tü. Bu olaylardan sonra 17 oldu. Artık 18 olmasını istemiyoruz. Siz kendinize sahip çıktınız, ancak şunu bilin ki biz de sizinleyiz bundan emin olun’ diyor. İfadelere bakın siz. ‘Kayıpları 14’müş, 17 olmuş, 18 olsun istemiyormuş’.
Türkiye *****huriyeti Diyarbakır vilayetinin seçilmiş belediye başkanı devlete baş kaldıran, Türkiye’yi bölmek isteyen PKK’nın ağzıyla konuşuyor ve kayıplarından bahsediyor. Belediye Başkanı her ne kadar seçilmiş olsa da İçişleri Bakanlığı’na bağlı.
Baklava çaldığı için çocuklara dokuz sene ceza veren bu devlet, ABD’ye gidip Türkiye aleyhine demeçler veren bu belediye başkanı seyrediyor. Artık birilerinin uyanıp, Türkiye’yi bölmek isteyen güçlerin emellerine hizmet eden bu yerel yöneticilere yaptıklarının hesabını yasal zeminlerde sormak için harekete geçmeli. Bunun zamanı çoktan geldi de geçti bile.
Faruk Mangırcı / Star
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 4.1
Toplam Oy: 10
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
