 |
|
|
|
Konu Basın-Yazarlar
Duvarlarda kocaman ilanlar. Bu ilanlar bize, 'Amerikan pirinci yiyin!' diye bağırıyor.
Trakya'dan, İpsala'dan çamur içinde çalışan pirinç üreticisi de bağırıyor: 'Bizim pirinci yiyin, yoksa iflas edeceğiz.'
Amerikan pirinci ucuz... Çünkü, ABD hükümeti kendi çeltikçisine fazladan para vererek o pirinci alıyor; dışarıya ucuza satıyor. Sana ucuz gelse bile, senden para çekiyor Amerikalı. Onun çiftçisi zenginleşiyor, sonuç olarak.
Bizim çeltikçi diyor ki: '2003 yılında çeltiğin kilosu 80 yeni kuruştu, şimdi düştü 50 yeni kuruşa. Böyle giderse aç kalacağız.'
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin bu bağırtıları duyduğu yok. Onlar; hükümetten emir almışlar: Köylüye para vermeyin; ürün nereye kadar düşerse düşsün... Liberal ekonominin kuralı budur.
Amerika da liberal ekonominin geçerli olduğu bir ülke ama onlar her yıl çiftçilerine en az 55 milyar dolar üste para veriyorlar.
Biz, Amerika'dan daha gelişmişiz ya... İşi piyasaya bırakıyoruz...
HASTALIKLI ABD PİRİNCİ
İthalatçı, genetiği değiştirilmiş, ucuzlatılmış Amerikan pirincini getiriyor. Bizim büyük mağazalar da onları alıp halka dayıyor: ABD pirinci yiyin... İyidir...
O Amerikan pirincini Avrupa Birliği almıyor.
Japonya almıyor.
ABD kuklası Kore bile almıyor.
Çünkü, Amerikalı, daha fazla ürün almak için pirincin genetiği ile oynamış. Bu da tohumu hastalıklı yapmış. Elin oğlu hastalıklı pirinç yemiyor.
Bizde liberal ekonomi var ya... Paragöz tüccar, çaresiz halka bu hastalıklı Amerikan pirincini ucuza dayıyor. Halk da şekline bakıp Amerikan pirincine hü***** ediyor. Böylece yerli pirinç elde kalıyor. Çiftçimiz perişan oluyor.
Gidin, o mağazalara bakın. Örneğin AKP Milletvekili Vahit Kiler'in sahip olduğu Kiler marketler zincirinde satılan pirince bakın. Vahit Bey; hastalıklı ABD pirincinin reklamını bile yaptırıyor.
Ben, evime Amerikan pirincinin 1 tanesini bile sokmuyorum.
ABD malı yemeyi, ülkeme ihanet etmek gibi görüyorum.
Böylece sağlığımı da korumuş oluyorum.
Biliniz ki; genetiği bozulmuş Amerikan pirinci, sizin genetiğinizi de bozacaktır. Sizde olmasa bile çocuklarınızda bu hastalık kendisini ortaya koyacaktır. Millet olarak kendi ulusal kimyamızı koruyacak isek; hastalıklı ABD/İsrail tohumlarından uzak durmalıyız.
KURŞUN ATANA AF YUMURTA ATANA HAPİS
Şu günlerde AKP hükümeti, dağdakilere nasıl af getireceğini araştırıyor. Bunun için DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ı da yedeğe almış gözüküyor. Emir Amerika'dan gelince; affa gireceklerin yaptıkları bile sorgulanmaz oluyor.
Bebekleri bile kurşun yağmuruna tutanlar... Her gün askeri, polisi vuranlar; siyasi kimliğe kavuşturulmak isteniyor. Kanun; burada geçersizdir...
Eğer siz sıradan biri iseniz; elinizde silah yoksa; kanun bütün gücünü size gösterir.
Son örneğini Mersin'de gördük.
11 Şubat'ta Mersin'de bir açılışa katılan Başbakan Erdoğan'ı bazı vatandaşlar protesto etmişler ve ona yumurta atmışlar.
Polisimiz aslanlar gibi bu vatan hainlerini (!) yakalamış, adliyeye çıkarmış. Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi de bu yumurtacı saldırganlara basmış cezayı... Öyle ya Başbakan'a hakeret etmiş imişler...
Başbakan'ın yönettiği devlete hakaret serbest... Başbakan'ın içinde bulunduğu millete sövmek, üstün özellik gibi... Gel gör ki başbakana yumurta atmak, suç...
Siz bu ülkenin askerine, polisine, öğretmenine yumurta atarsanız suçlusunuz; kurşun atarsanız, siyaset yapmış olursunuz... Bu da demokrasi gereğidir.
İşte geldiğimiz nokta burasıdır.
Bu AB imalatı çarpık demokrasiyi demokrasi sayıyorsanız; tepe tepe kullanın.
Rıza Zelyut / Güneş
|
|
|
| |
|
|
| Giriş |
| Hala hesabınız yok mu? Hemen buradan açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi birçok avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
| Haber Puanlama |
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0
|
|
|
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
