İhanet mi, değil mi? / Emin Çölaşan
Tarih: 21.06.2003 Saat: 00:11 Konu: Basın-Yazarlar
DÜNKÜ AB yazımı bitirirken ‘‘Biraz düşünün bakalım, ortada bir ihanet var mı, yok mu’’ demiştim. AB uğruna medyada sergilenen ve utanmazlık boyutuna varan yalakalık... Siyaset kesiminin yalvarışları...
Onursuzluk, kapitülasyon, teslimiyet, ulusal bütünlüğün tehlikeye atılması... AB emrediyor, medyadaki Karen Fogg çocukları övgüler düzüyor, siyasetçi de bunları ‘‘reform’’ diye yutturmaya kalkışıyor.
Bütün amaç askeri devre dışı bırakıp irtica ve bölücülüğün önünü açmak.
Bunca ödünü verirken, ulusal onurumuzu Avrupa'ya göz göre göre çiğnetirken, işin sonunu da bilmiyoruz. Bütün bu ‘‘reformları!’’ yapınca bizi alacaklar mı? Hiç belli değil. Çok büyük olasılıkla almayacaklar.
Bir ülke düşünün ki, sonucunu bilmediği bir işe girişmiş... AB ‘‘Çalışın yavrularım, şunları da yapın’’ dedikçe biz kuzu gibi yapıyoruz! Bir adım sonrasını görmeden, düşünmeden.
Medyamız Karen Fogg çocuklarının eline kalmış, siyasetçi askeri devre dışı bırakmanın, zengin işadamları kazancı arttırmanın peşinde. Türkiye'nin onurunu, irticanın nasıl hortlayacağını, bölücülük propagandasının serbest bırakılmasından sonra neler olacağını düşünen yok.
***
Şimdi dümen ‘‘sivilleşme’’ alanında sürüyor. Askerin harcamaları denetim altına alınmalıymış! Bunlar denetim altında. Saymanlar, Maliye Bakanlığı, Sayıştay, askeri harcamaların her kuruşunu zaten denetliyor.
MGK sivilleşecek, Genel Sekreter sivil olacakmış! Atamayı Recep Tayyip hükümeti yapacak, ayrıca MGK'da sivil sayısı askerden fazla olacak ki, hükümetin başı ağrımasın. Böylece kadrolaşma tamamlanacak, irtica ve bölücülük, AB ilkeleri doğrultusunda hortlatılacak, bunun adına da ‘‘fikir ve ifade özgürlüğü’’ denilecek!
Binbir ödün vere vere, ulusal onurumuzu çiğnete çiğnete, AB'ye yalvarmayı sürdüreceğiz. Asla doymayacaklar. Sıra Kıbrıs'a gelecek, medyadaki ‘‘ver kurtul’’ liboşlarının desteği ile orayı da vereceğiz.
Yetmeyecek. Sonra sıra Ege'ye gelecek. Yunanistan zaten bastırıyor, oradaki haklarımızdan da vazgeçeceğiz... Çünkü AB öyle istiyor.
Oynanan oyun çok net ve açık.
Yunanistan kendi ulusal çıkarlarını koruyor, Türkiye'de askerin etkisinin azaltılması için AB'yi devreye sokuyor.
Bizim medyamızın önemli bir bölümü, şimdi Yunanistan'la aynı doğrultuda yayın yapıyor. Bunun adı ulusal medya mı, satılık medya mı, hangisi?
***
Karen Fogg çocuklarının işi gücü AB cazgırlığı yapmak, Denktaş'a sövmek, asker devre dışı kalsın diye çaba harcamak. Kimler yok bunların içinde!.. Marksizm dönekleri, banka hortumcuları, şirket sahibi köşe yazarları, İslamcılar, PKK takımı, geçmişin *****acıları, Belçika vatandaşları...
Osmanlı'nın çöküş dönemindeki kapitülasyon sürecini bir kez daha yaşıyoruz. Yapılanlar ülke çıkarları için değil, AB'ye yaranmak için!
Kucağa düşmüşüz, zengin ve yakışıklı koca bekleyen, evlenme vaadiyle kandırılan evde kalmış kızlar gibi hevesle, hayaller kurarak bekliyoruz. AB istedikçe biz veriyoruz.
***
Dünkü yazım üzerine Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'den bir mektup aldım. Özetliyorum:
‘‘Kendi değerlerinden ve milletinden nefret eden, savaş meydanlarında kazandığımız bağımsızlığımızı ve ulusal çıkarlarımızı hiçe sayan, ne pahasına olursa olsun AB üyeliğini savunan sözde Türk aydınlarının ve devlet yöneticilerinin, yazınızdan gerekli dersi çıkarmalarını umuyorum.
l838 yılından Sevr anlaşmasına kadar uzanan süreci bugün yaşadıklarımızla karşılaştırdığımızda, tarihin tekerrür ettiğini görüyoruz.’’
Meclis alesta bekliyor! Eller otomatik kalkacak, ‘‘reform yasaları-uyum paketleri’’ birkaç günde geçecek. Şipşak, beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle!
Yangından mal kaçırıyoruz! Aman AB'yi hoş tutalım, kızdırmayalım, karşımıza almayalım!
Hangi ülke AB'ye böyle küçülerek, küçük düşürülerek, alay edilerek, nasihat verilerek, onurunu çiğneterek, oyuncak olarak girdi? Türkiye *****huriyeti adına utanç verici bir süreç.
Söz uçar, yazı arşivde kalıp belge olur. Gelecek kuşaklar bu yazıları okuyacak, kimin haklı olduğunu o zaman görecek. Ben gazeteciyim ve sadece ülkemin çıkarları doğrultusunda yazıyorum.
Tarihe not düşüyorum. Elimden bu kadarı geliyor.
Emin Çölaşan - Hürriyet
|
|