İçimizde hain mi var? / S. Yüksel Cebeci
Tarih: 2.08.2003 Saat: 01:00
Konu: Basın-Yazarlar


ŞU anda Posta Gazetesi'nde yazan ve CNN Televizyonu'nda program yapan Mehmet Ali Birand hakkında şimdiye kadar çok şey söylendi, çok şey yazıldı.

Bu ünlü gazeteci (!), TRT'de '32. Gün' programını hazırlarken, sahtecilik yaptığı ve kurumu dolandırdığı iddiasıyla mahkemeye verildi. İddiaya göre, yurtdışından aldığı faturaları kendi elyazısıyla tahrif ederek şişirmiş, sahtecilik yaparak devleti dolandırmıştı. Birand, aleyhine açılan o davadan mahkum oldu ve TRT'den haksız yere aldığı paraları iade etti.
Kamuoyu bu olaya büyük tepki göstermişti. Çünkü gazeteci, sadece habercilikte değil akçeli konularda da dürüst olmalıydı.
Mehmet Ali Birand, bölücübaşı Abdullah Öcalan ile röportaj yapan ilk Türk gazetecisi olduğunu söylüyor. Bu, doğru. Milliyet Gazetesi'nde çalışırken yaptığı röportajın anonsu önce tam sayfa olarak verilmiş, kamuoyunun yoğun tepkisi karşısında yarım sayfaya indirilmiş, sonra da röportajın yayınından vazgeçilmişti. Çünkü bölücü terörün yoğun olduğu o dönemde, istihbarat ve güvenlik birimleri de en az kamuyu kadar duyarlıydı.
Daha sonraları Fatih Altaylı'nın APO ile yaptığı röportajın Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmasından da aynı duyarlılık nedeniyle vazgeçilecekti.
Yediği naneye bakın
MEDYADA ve kamuoyunda hiç de olumlu bir imaja sahip olmayan Birand'ın son marifeti ise yenilir yutulur cinsten değil.
Başarılı bir gazetecilik örneği sergileyen Star Gazetesi yazarlarından Sezai Şengün, Perşembe günkü yazısında, Mehmet Ali Birand'ın Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı ve Öcalan'ın avukatları tarafından rapor haline getirilerek DEHAP'ın Avrupa Bürosu'na gönderilen konuşmaları yayınlıyor ve soruyordu:
- Bu gazeteci kim?
Şengün'e cevap gecikmedi:
-O gazeteci benim!
O gazeteci, tahmin edileceği gibi, Mehmet Ali Birand' tan başkası değildi.
Şengün, Birand'ı gaflet, dalalet ve hıyanetle suçluyor ve Öcalan'ın avukatlarına, Siz kendisine selamlarımı söyleyin. Deyin ki, çıktığınızda ilk röportajı o yapmak istiyor. O günler olacak, ben umutluyum, dediğini belirtiyor.
O gazeteci benim diyen Mehmet Ali Birand ise Öcalan'ın avukatlarına söylediği bu ve diğer sözlerini inkar etmiyor, sadece 'Star Gazetesi'nde Öcalan'ın avukatları ile yaptığım görüşmedeki sözlerimin her biri yazılarımda defalarca tekrarlanmış, kamuoyu tarafından bilinen ve arkasında durduğum değerlendirmelerdir' demekle yetiniyor.
'Ben hain değilim' demiyor.
Gaflet ve dalalet içinde olmadığını söyleyemiyor.
Norveç'e sürgün yalanı
SEZAİ Şengün, Star'da önceki gün manşet olan yazısında Birand'ı köşeye sıkıştırmaya devam ediyor:
- Size ikinci bir ihanet belgesi daha sunayım. Önceki gün Hürriyet Gazetesi'nde bir haber çıktı. Birand referans gösterilerek, Eve Dönüş Yasası'ndan yararlanması mümkün olmayan Kuzey Irak'taki 100 kadar PKK yöneticisinin Norveç'e gönderilmesinin planlandığı belirtildi. Bu gazeteci, PKK'nın ABD'deki bürosu gibi çalışan AKIN adlı merkezin bir yöneticisiyle röportaj yapmış ve haber böyle ortaya çıkmıştı.
Tabii haber Ankara'nın gündemine bomba gibi düştü. Gazeteciler tüm yetkililere sordu. Başta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül olmak üzere herkes böyle bir girişimi yalanladı. Bırakın Türk yetkilileri, Norveç yetkilileri bile haberin doğru olmadığını açıkladı.
Gerçekten de içimizde hain mi var?
Ne dersiniz? S. Yüksel Cebeci / Halkın Tercümanı






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=1451