KANLI KATLİAMLARDAN! İŞBİRLİĞİNE! AVRUPA A&#3
Tarih: 29.08.2003 Saat: 00:05
Konu: Sizden Gelenler


Bizler bu vatanı beleş bulup üstüne konmadık. Kanımızla, canımızla, varımızla yoğumuzla mücadele ederek bu günlere geldik. Hiç kimseye bu vatanı peşkeş çektirmeyiz!

KANLI KATLİAMLARDAN... İŞ BİRLİĞİNE... AVRUPA AŞKI!

Aslında çok uzağında değiliz o günlerin... Yaşanan vahşetlerin ve acımasızca katledilen insanların. Çok yakın bir geçmişten bahsediyorum, hala birçoğumuzun ürpermesine sebep olan, içine yüzlerce destan sığan, ŞANLI KURTULUŞ SAVAŞIMIZ.
O günlere bakıp ders almamız gerekirken, birçoğumuz tarihini bile bilmiyoruz. Evet, şuursuz ve bilinçsiz yetişen genç nesil bu kadar kötü durumda. Şu anda bile emanete hıyanet edenleri göz önüne alırsak, bu gençlik ileride bu ülkeyi ne hale getirir siz düşünün...
Geçmişinden soğutulmaya ve yozlaştırılmaya çalışılan gençlik bir an önce kendi özüne dönmelidir. Hiç birimizin Atası, yanına bir kız alıp, cebine bir paket sigara ve pastaneye gidebilecek kadar parayla, bizleri bu günlere getirmedi. Çoğu gittiği cepheden dönmedi... Arkalarında dullar, yetimler bıraktılar ve bu günleri bize nasip ettiler. Bunların aklının ucundan bile geçirmeyerek günübirlik yaşayan gençlik, DURMASIN; DEF OLUP GİTSİN, ŞEHİT TOPRAKLARINI KİRLETMESİN!!!
Bir destanın yazılışı;
14 Mayıs 1919 gecesi, Midilli adasının Yero limanından hareket eden Yunan gemileri, 15 Mayıs 1919 sabahı İzmir limanına girdiler. Tümen komutanı Albay Zafirlu’nun işgal planına göre; Pasaport iskelesinden Yunan deniz silahlı birlikleri çıkacaktı. Yine aynı iskeleden, Efzun alayı da İzmir’e girecekti. Alsancak ise piyade alayına ayrılmıştı. Plan gereğince Yunan birlikleri sabah 8.40 da İzmir’e çıkmaya başladılar. İzmir de bulunan kiliselerin çanları çalmak suretiyle bu çıkışı kutluyorlar, azınlıklar yürüyüş yaparak, Yunan askerlerini selamlıyorlardı. Yunan birliğinin en önünde alay sancağını taşıyan bir erle, yanında iki muhafız yürüyordu. İskelenin yan tarafına önceden çıkmış bulunan Yunan tümen bandosu, sürekli marşlar çalıyordu.
İşte tam bu sırada Yunan askerlerini çaresizlik içinde izleyen Türk topluluğu yarıldı. Kalabalığı yaran adam tek başına ilerliyordu siyah elbisesi ve rengi solmuş parkasıyla... Birden silahını çıkardı ve bir el ateş etti.
Nereye ateş etmişti?
Olayları görenler ve sağ kalanların anlattıklarına göre;
Efzun alayı, Rum kızlarının şarkıları ve kilise çanlarının sesleri arasında, Kordon boyunda ilerliyordu. Efzun alayını seyreden kalabalık, birden yarılmaya başladı. Arka sıralardan ön tarafa kadar ileri çıkan uzun boylu, siyah elbiseli bir adam, tabancasını çıkardı ve bir el ateş etti. Bu sırada Yunan Efzun alayının sancaktarı acı bir ses ile yere yıkıldı.
Yunanlılar böyle bir olay beklemiyorlardı. Önce paniğe kapıldılar. Birkaç dakika geçince kendilerini toparladılar. Kaçan kızlar ve erkekler yeniden yerlerine geldiler. Tek kurşunla sancaktarı yere indiren yiğidinse çevresi sarılmıştı ve süngü darbeleriyle orada hemen şehit edilmişti.Efzun alayı askerleri daha sonra tüfekleriyle ve makineli tüfeklerle çevreye ateşe başlamışlardı. Bu sırada denizde bulunan Yunan savaş gemileri de bu ateşe katılmışlar ve sivil halktan pek çok kişiyi katletmişlerdi.
Bu yiğidi olaydan önce görenler onun; ‘Olamaz, olamaz böyle ellerini kollarını sallayarak benim vatanıma giremezler’ diye konuştuğunu söylediler.
Kimdi bu yiğit?
Adı: Osman
Soyadı: Nevres
Mesleği: Hukuk’i Beşer Gazetesi Başyazarı
Geride bıraktıkları: İkisi kız üç çocuğu, çok sevdiği eşi ve daha önce cephede şehit olan babasının emaneti biricik annesi.
Bu olay yaşanan destanlardan sadece bir tanesiydi. Her şey den önce bir baba olan Osman Nevres arkasında bıraktıklarına hiç aldırmadan kendini böyle feda etti.
Peki, Osman Nevres geride kalanlarını, bizi bu muhtaç duruma getirenlere mi emanet etmişti?
Bu yiğit, evlatlarının geleceğini, satılmış medyaya ve onların uşaklığını yapan satılık kalemlere mi emanet etti?
Bu günler elbet geçecek. Geçmek zorunda. Ve yarınlar biz gençlerin elinde olacak. Avrupa Birliği maskesi altında yapılan ve gerçekleşen olaylar direk Türk benliğine ve haysiyetine başlatılan bir yok etme sürecidir. Her şeyden önce sözde aydınlarımız hiç dile getirmediği bir şey vardır oda AB’nin bir hıristiyan birliği oluşudur. Türkiye’nin oyalandığı ve bu birliğe alınmayacağı apaçık ortadadır. Düşünün bu günkü Avrupa Birliğinin yerinde, dini sadece Müslümanlardan oluşan bir birliğin içinde yer alsaydık;
1- Acaba bir Yunanistan hıristiyan kimliğini ayaklar altına alarak yüzsüzlüğün ve haysiyetsizliğin en büyüğünü yaparak bizimde yer aldığımız Müslüman Birliğine girmek ister miydi?
2- Sizler birer Müslüman Türk vatandaşı olarak onları aranıza almayı kabul eder miydiniz?
Bu soruların cevabı herkesin damarlarında taşıdığı kana göre değişir?
Ama biz sonsuza kadar şunu söyleyeceğiz;
“Hıristiyan birliğinin içinde birer Müslüman olarak yaşamaktansa,
Müslüman topraklarında açlıktan ölmeyi tercih ederiz”

Isparta Ülkü Ocakları E.M.L. Teşkilatı
Ali Aydın
Cep: 0505 621 00 06






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=1544