VAH ZAVALLI TALAT, VAH !!!!! / SAVAŞ SÜZAL
Tarih: 7.05.2004 Saat: 01:07
Konu: Basın-Yazarlar


Kusura bakmayın ama KKTC başbakanı Talat bana göre büyük bir şakaya benziyor. Yani Amerikalıların deyimiyle "He is a big joke". Neden böye dedim anlatayım. CSIS denilen Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Mehmet Ali Talat konuşurken dalmış gitmişim. Ampul iktidarının kendi Avrupa Birliği amaçları için Kıbrıs’a monte edip parayla arkasından ittiği Talat, sanki kendi söylediklerine kendisi de inanmıyor gibi konuşuyordu.

Uykudan yeni uyanır gibi bir hali vardı. Hoş anlattıklarına beni inandıramadı ya. Toplantı sonrası konuştuğumuz Weston’ın da sözlerinden haklı olduğumu anladım. Bir kere Talat ABD’ye geliş amacını para diye tanımladı. Ama benim güzel İstanbul’daki araştırmamacı ve soruşturmamacı meslektaşlarımın gözünden kaçan bir şey var. Amerika da hükümet parayı öyle istediği gibi harcayamaz, Kongre’nin onayına ihtiyaç vardır. Düşünün o Kongre den Türkiye NATO mütetfiki olarak sıcak ve soğuk savaş dönemlerinde kendisi ile Yunanistan’a verilecek askeri yardım adı altındaki kredi kandırmacasında bile 7’ye 10 oranını kaldırmayı başaramamıştı. Hani Irak savaşı nedeniyle boru hattının vanalarını kimseye sormadan kapatan Amerikalıların çok sevdiği ve hatta Tayyip Erdoğan dan bile çok çok sevdiği söylenen Özal döneminde bile bu uygulamayı kaldırmayı başaramadık. Şimdi Ampul’un kuklası Talat için Bush yönetimi KKTC’ye para vermek için Kongre deki güçlü rum lobisini geçecek ve bu parayı verecek. Hem de seçim yılında. Hemde Irak için 25 milyar dolar isterken arasına bir yarım milyar dolarcıkta dostları Talat ve yandaşları için isteyecek. Güldürmeyin beni yahu.

Talatın konuşması sırasında salonda onu dinlemeye gelenlere baktım. Bana göre bu tür toplantılarda katılım konuya ve konuğa verilen önemi gösterir. Bir kere katılanların üçte birini biz gazeteciler, geri kalan ikinci üçte birini Ledsky gibi Denktaş düşmanı eski yetkililer, geri kalan üçte biri ise Talat’ı yakından takibe alan Rumlar oluşturmuştu. Bir de ara da bir kalabalık olsun diye gelen ATAA veya TÜSİAD’tan temsilciler vardı ben onları dekordan sayıyorum. Washington’da Bush’un başı şu aralar Irak işkence olayları ile belaya girdiği ve Savunma Bakanı Rumsfeld’in istifasının istendiği, seçim kampanyalarında yapılan kamuoyu yoklamalarından "ne işimiz var Irak ta" sayılarının yükseldiği bir dönemde anlaşılan Talat karambola gitti. Kimse farkında bile değil onun buraya geldiğinden. Ama bizim İstanbul basınını okursanız sanki adam burda Kleopatra gibi karşılandı ve Powell falan önünde kırmızı halılar serip taklalar attı. Yok be kardeşim, Yok. Sizin oturduğunuz yerden attığınız palavralar gerçek değil. Hemde aslında ne yazık ki o palavraların tersi gerçek. Bir kere herkesin beklentisinin tersine Talat’a ABD diplomatik olarak KKTC’ye gösterdiği diplomatik itibarda iniş gösterdi. Geçen gün bir kör cahil arkadaşım İstanbul’dan yazmış, ilk kez ABD Dışişleri Bakanı KKTC yetkilisi ile görüşüyor bu tanınma yolunda önemli bir adım diye. Yanlış. Benim bildiğim, bundan önceki her başkan döneminde Dışişleri Bakanları Denktaş ile birer kez bakanlıkta görüşmüştü. Birinci görüşme Baba Bush döneminde zamanın Dışişleri Bakanı James Baker ile Dışişlerinde daha sonra Clinton döneminde de Dışişleri Bakanı Albright gene Dışişleri Bakanlığı’nde gerçekleşmişti. İşin garibi Talat ile Washington’da değil de Filistin Kurtuluş örgütüyle görüşür gibi New York’ta Birleşmiş Milletelr de görüşen Powell ardından adama Washington’da verilecek çalışma yemeği bile Bakanlıkta değil. Gördünüz mü ne kadar desteksiz attığınızı.

Kıbrıs konusunda bizimkilerin mangal da kül bırakmayan atışlarının önümüzdeki bir kaç ay içinde "kalleş Amerika, bizi yolda bıraktı, bizi kandırdı, Rumlara alet oldu" gibi yazılara dönüşeceğinden ben eminim. Bu konuyu öylesine çok oyalayacaklarını sanmam. Rumlardan gelecek sinyale bağlı her şey. Ama asıl acı olanı ve beni yüreğimden vuranı geçen gün yazdığım gibi ABD’nin Rumların yarattığı başedemedikleri, görüşmelerle alt edemefikleri Denktaş’ı saf dışı bırakması sırasında Kıbrıslılar için mücadele eden Mücahit Denktaş’ı savunduğu vatandaşlarının yalnız bırakması. Bakın beğenmediğiniz Araplar bile bizim Kıbrıslı Türklerden daha şahsiyetli ve sağlam karakterli çıktı ve Arafat’ın yanında yeraldılar. Talat ise Washingtonlarda yabancı topraklarda Denktaş’ı çekiştirdi çirkin bir şekilde Denktaş’ın yetkisi olmadığını sembolik olduğunu falan söyliyerek bu oyunda ampulculerle birlikte oyun oynadığını ortaya koydu. Ampulculerde ondan hoşlanmıyor ve artık köşene çekil demiyorlar mı? Ama hatırlatmakta yarar var. Herşeyin olduğu gibi ampullerinde bi yanma ömrü vardır bu gelen ceryanın şiddetine göre kısalabilir bu ömür bazan kısa devre yapar, Ya da birileri çıkar düğmeyi kapatabilir. O zaman bu ampulun aydınlığı ile kendine yer etmeye çalışanları da karanlıkta öcüler yer ama değil mi?

Savaş Süzal /Habergazete






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2194