Bir porsiyon AB lütfen! / Rıza Zelyut
Tarih: 16.06.2004 Saat: 02:02
Konu: Basın-Yazarlar


Bizim milletimiz, hayal kurmayı çok seviyor. Bu yüzden de politikacılar onları kolay kandırabiliyor.
Yıllarca, ’Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne (AB) sokup sizi kurtaracağız!’ dediler.
Halkımız da kurtarılmayı bekledi...
Bütün Türk erkeklerinin son model arabası, düzgün bir işi, bol parası, yeşil gözlü, sarı saçlı karısı veya sevgilisi olacaktı.
AKP hükümeti de bu masalı sürdürerek bizi istediği gibi yoğurdu.
PKK’nin siyasi kanadı olan DEP’lileri bile bu sevda uğruna hapisten çıkardık.
Çünkü, AB böyle istiyordu.
Şehitlerimizi, neredeyse hain ilan edecek hale geldik...
Çünkü, AB böyle istiyordu.


Türkiye’nin sınırlarından, halkın dininden, geleneğinden söz etmek de gericilik oldu...
Çünkü AB, bunları da istemiyordu.
Dindar AKP’liler muhafazakar olup oradan da modernizme geçerek geçmişlerine sünger çektiklerini söylediler.
Çünkü AB böyle istiyordu.

Güneş-balçık
Yıllardan beri yazıyoruz: Türkiye’yi AB’ye almazlar.
Avrupalı bizim gibi cahil, yoksul, kavgalı bir toplumu neden içine alsın da huzurunu bozsun?
Üstüne üstlük de Avrupa’da geleneksel Türk/İslam düşmanlığı devam ederken...
Üstüne üstlük de başta Türkiye olmak üzere, İslam adına gericilik ve terör yaygınlaşırken...
Üstüne üstlük 1930’larda modern batılı kadın tipini benimseyen Türkiye; şimdilerde hızla türbanlı kadın tipine giderken...
Başbakanımızın eşi, yeni kadın tipini türbanıyla tanıtırken...
Avrupalı neden huzurunu bozacak bir işi kabul etsin?

AB parlamento seçimi
AB üyesi ülkelerde, 3 gün boyunca Avrupa Parlamentosu seçimi yapıldı. Bu seçimle 25 ülkeden 732 parlamenter seçildi.
Seçimin ana sonucu şudur: Avrupa ülkeleri, Türkiye’yi reddetmiştir.
Çünkü, bu seçimlerde, Türkiye’yi AB’de istemeyen partiler oy kazanmış; Türkiye’yi destekleyenler de ciddi biçimde oy yitirmişlerdir.
Bunun en acıklı örneği Almanya’da görüldü.
İktidardaki Sosyal Demokrat Parti, Türkiye’nin AB’ye alınmasına sıcak bakıyordu. Sağcı CDU Lideri Angela Merkel ise Türkiye’nin ileride bile AB’ye alınmasını istemiyordu.
Alman halkı, iktidardaki sol partiyi dibe itti, sağ partiyi yükseltti. Sağcılar, yüzde 44,8 oy oranı ile solcuların iki mislinden fazla oy aldılar.
Böylece Alman halkı, Türkiye’nin AB üyeliği için ne düşündüğünü de ortaya koymuş oldu.

Demokrasi varsa
Avrupa’da demokrasi var mıdır?
Vardır.
O halde, Avrupa’da hükümetler, halkın istediğine uymak zorundadırlar...
Yani, Türkiye’nin AB’ye girmesine şu veya bu hükümet değil, oralardaki halklar karar verirler. Hükümetler, bu ülkelerde halkın istemediği bir işi yapamazlar. Halk, kendi istemediği bir planı derhal oyunu geri çekerek cezalandırmaktadır.
Almanya örneği bunu açıkça gösterir.
Eğer Avrupa’da diktatörlerin değil de halkın dediği oluyor ise, Türkiye AB’ye alınamaz. Sadece Alman sağcılarının dediği gibi bir yan odaya alınarak (Özel statü dedikleri budur) orada oyalanır.
Akıllı bildiğimiz Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in bile, PKK uzantılarını hapisten çıkardıktan sonra, ’Biz görevimizi yaptık, sıra Avrupa’da!’ demesini gelin de üzüntüyle karşılamayın.
Beyler; yaşamımız bir bilimkurgu değildir.
Lütfen gerçekler dünyasına dönün...

Rıza Zelyut  / Güneş






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2270