KERKUK'TEN MEKTUP...
Tarih: 27.02.2005 Saat: 06:48
Konu: Türk Dünyası



Selamün aleyküm. İlk önce tüm kardeşlerime Kerkük’ten selam olsun. Malum, Irak genel seçim sonuçları açıklandı.(...)
Bu sonuçlar Irak’a istikrar mı getirecek, yoksa bir iç savaşa mı sürükleyecek? Kerkük’ün durumu ne olacak? (...) Sonuçlara göre Türkmenlerin bütün Irak’ta toplam 93 bin oyu var!!!


Peki bu sonuçlar gerçekçi mi? (...) Kürtlere gelince; sadece Kerkük’te 270 bin oy aldılar. Yani sadece Kerkük’teki Kürt nüfus, Irak’taki bütün Türkmenlerin 3 katı!!! Seçimlerden önce 150 bin Kürt’ü Kerkük’e sokan Barzani bu sayıyı beğenmemiş olacak ki Kerkük’te seçimlerin ertelenmesini talep etmişti. Gerekçe olarak da durumun elverişsiz olduğunu söylemişti. Ne hikmetse hiç patlama olmayan Kerkük’te bu söylemden sonra ardı ardına patlamalar meydana geldi. Evet, anladınız mı ne demek istediğimi! Söylemini ispatlamak için patlamalar yapıldı. Ama seçimler ertelenmedi. Ve bunu protesto için Kerkük’te seçime girmeyeceğini ilan etti ve Kürtler Kerkük için listelerini vermediler. Seçim yüksek kurulu sırf Kürtler için liste veriş son tarihini bir hafta uzattı; buna rağmen vermediler. Yani resmi hakları düştü. Fakat seçimlere 4 gün kala -evet 4 gün kala- listelerini usulsüz bir şekilde verdiler. Bununla kalsa yine iyi. Seçim yaklaştıkça, tansiyon arttıkça adeta ortamı daha fazla germek istercesine bir grup serseri arabalarla havaya ateş açarak kendi partilerinin reklamlarını yapıyorlardı sokaklarda! Tek bir kıvılcımla alev almaya hazır Kerkük’ü ateşe vereceğinden haberdar bu serseriler kıvılcım çıkarmaya çalışıyorlardı anlayacağınız. Tüm bunlarla başarı elde edemeyen Kürtlerin tek bir seçeneği kalmıştı: Seçimlerde hile yapmak. (...)

Örnek verelim. Kerkük’ün Türkmen beldesi olan Altun Köprü’nün nüfusu 10 bin; sadece burada 11 bin Kürt oyu çıktı! Nüfustan bile fazla! Bunu nasıl yaptılar? Erbil’de oy kullanan Kürtler Kerkük’e gelip tekrar oy verdiler. Ya ellerindeki mürekkep? Seçim gözcüleri Kürt olunca bu bir problem olmaktan çıkıyordu. Oy verirken Kerkük’te yaşadığınızı ispatlamanız için bir belge yanınızda olmalıdır. Bunu soran Türkmen sandık gözcüsü, Kürt vatandaştan ‘Ben oy vereceğim!’ karşılığını aldı. Ama bunu yapamayacağı tekrar söylenince oradan çıktı. Yarım saat sonra sandığı adeta basarcasına 20 silahlı peşmergeyle döndü. Bu adamların söylediği şey şu oldu: ‘Şu an kimin belge istediğini sormayacağız; ama bu bir daha tekrarlanırsa öldürürüz sizi!’ Bu olay zeki bir gözcü tarafından kameraya çekilmiştir.

Sadece bu kadar mı? Ellerine yağ sürerek mürekkebi silenlerin yeniden oy kullanması, Türkmen oylarının yırtılıp atılması... Anlayacağınız ne kadar sahtekarlık varsa hepsi uygulandı. Peki bu sonuçları açıklayan seçim yüksek kurulu seçimlerden önce nüfus oranını Kerkük’te ne olarak açıklamıştı? Yüzde 30 Kürt (150 bin yeni giren aile dahil), yüzde 33 Türkmen... Ya seçim sonuçları? Yaptıkları sahtekarlık açık seçik ortada duruyor, hatta bağırıyor.

Sadece Kerkük’te mi yaptılar bunları? Nüfusunun büyük bir çoğunluğunu Arap Sünnilerin oluşturduğu Musul’daki sonuçlara ne demeli? 170 bin insan girmiş seçimlere. 106 bini Kürt! Şimdi buralarda sahtekarlık yapanların kendi şehirlerinde ne yaptıklarını düşünün. Peki bir milyonu geçmeyen bir nüfusa sahip Süleymaniye’de 900 bin Kürt oyu olmasına ne demeli? (...) Ya Şiiler? Onlar da Bağdat’ta aynı yöntemleri kullandılar. ‘İtiraz edin kardeşim siz de!’ laflarını duyar gibiyim şimdiden. İtirazlar edildi. Ama ne fayda... Seçim kurulu başkanı Kürt olduktan sonra! (...) En az 18 sandalye beklerken Türkmenlere sadece 3 sandalye kalıyor (...). Bir sene sonra yeniden seçim olacak. Şu an resmi olmayan 150 binlik Kürt göçmeni resmen Kerküklü olacak. Durum yine değişmeyecek. Bu böyle gitmez!!!’’

Buraya kadar okuduğunuz, birkaç gün önce e-posta kutuma gelen Kerküklü bir Türkmen’in oldukça uzun mektubunun bir kısmı. Yer olsaydı bu mektubun tamamını koyardım tabii. Adı bende saklı bu Türkmen’in yaşadığı şehir Kerkük’te ve başka yerlerde seçimlerde olan biteni anlattığı bu anlamlı mektubu seçimler sonrasında Türkmenleri organize olmamakla, üstlerine düşeni yapmamakla eleştiren, hatta suçlayanlara ithaf ediyorum. Bunlar hilekarları, zorbaları suçlayacaklarına zaten mağdur ve zayıf olan Türkmenleri suçlayarak güçlerinin kime yettiğini göstermekten başka bir şey yapmıyorlar. Oysa ‘Biz her zaman haklının, mağdurun yanındayız’ deyip duruyor bunlar öteden beri. Yazık ki, ne kadar yazık!..

FİKRET ERTAN
26.02.2005 *****ARTESİ








Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2446