TÜRK DİLİ İLE İLGİLİ BÖLÜMLERE ÖĞRENCİ ALIMI YAPILIRKEN…
Tarih: 28.03.2005 Saat: 00:29
Konu: Sizden Gelenler



Belirli bir yaşa kadar Türkçe’yi tam manası ile öğrenemediğinden hep yanlış kullanmış, bozuk konuşmuş bir kişinin, Ö.S.S. sınavı sonrasında karma 90 sorudan isteneni yapması; onun Türkçe’sinin düzgün olduğu manasını taşımaz.


Türk dili ile ilgili bölümlere gelmek isteyen öğrenciler sözel yada eşit ağırlıktan tercih yaptıkları için Türkçe sorularındaki yanlışlarından doğan açığı Matematik ile kapatabilmektedir.Yani 45 soruda 10’dan fazla yanlışı olan birisi Matematiğini yüksek tutarak Türk dili ile ilgili bölümlere rahatlıkla yerleşebilmektedir.Belirli bir yaşa kadar Türkçe’yi tam manası ile öğrenemediğinden hep yanlış kullanmış, bozuk konuşmuş bir kişiye üniversitedeki öğretmenlerin Türkçe’yi tam kurallarına göre öğretmesi imkansız olmamakla beraber çok zordur.İmkansız olmadığına göre bu kişiler Türkçe’yi, öğretmenlerinin ve kendilerinin büyük gayretleri ile öğrenebilirler.Ama bu zaman kaybına yol açar.

Ülkemizde acı bir gerçek var ki, insanlarımızın yaşam tarzından kişiliğine kadar el atmış bir tehlike olan bu gerçek “DİL” meselesidir.Bu mesele öyle üstün körü, çabucak halledilecek bir mesele olmadığı gibi; üzerinde düşünülüp çareler üretilemeyecek kadar da çözüme kavuşturulması zor bir mesele değildir.

Türkiye’nin dil konusunda aydınlığa kavuşmasında önemli görevlerden biri de özellikle üniversitelerimizdeki Türk dili ile ilgili bölümlerde araştırmalar yapan öğretim görevlilerinin, uzman kişilerin üzerine düşmektedir.Şükür ki ülkemizdeki üniversitelerin Türk dili ile ilgili bölümlerinde görev yapan uzmanlar üzerine düşeni en güzel şekilde yapmaktadır.Ancak bu Türk Dili ile ilgili bölümlerde sorun olmadığını göstermez.Özellikle eğitim fakültelerindeki Türk Dili ile ilgili bölümlerde(Türkçe ve Edebiyat Öğretmenlikleri gibi) öğrenci alımı yapılırken çeşitli düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü; ülkemizde Türk dili ile ilgili bölümlerden mezun olmuş uzmanların ve milli eğitim bünyesinde çalışan bazı Türkçe öğretmenlerinin ve Edebiyat öğretmenlerinin dahi Türkçe’yi doğru kullanma ve konuşma noktasında sıkıntıları olduğu dil konusunda acı gerçeklerimizdendir.

Belirli bir yaşa kadar Türkçe’yi tam manası ile öğrenemediğinden hep yanlış kullanmış, bozuk konuşmuş bir kişinin, Ö.S.S. sınavı sonrasında karma 90 sorudan isteneni yapması; onun Türkçe’sinin düzgün olduğu manasını taşımaz.Türk dili ile ilgili bölümlere gelmek isteyen öğrenciler sözel yada eşit ağırlıktan tercih yaptıkları için Türkçe sorularındaki yanlışlarından doğan açığı Matematik ile kapatabilmektedir.Yani 45 soruda 10’dan fazla yanlışı olan birisi Matematiğini yüksek tutarak Türk dili ile ilgili bölümlere rahatlıkla yerleşebilmektedir.

Belirli bir yaşa kadar Türkçe’yi tam manası ile öğrenemediğinden hep yanlış kullanmış, bozuk konuşmuş bir kişiye üniversitedeki öğretmenlerin Türkçe’yi tam kurallarına göre öğretmesi imkansız olmamakla beraber çok zordur.İmkansız olmadığına göre bu kişiler Türkçe’yi, öğretmenlerinin ve kendilerinin büyük gayretleri ile öğrenebilirler.Ama bu zaman kaybına yol açar.O halde çözüm şu ki; özellikle Türk dili ile ilgili öğretmenliklerin bölümlerinde bir ön sınav olmalıdır.Nasıl güzel sanatlar fakültelerinde, konservatuarlarda, müzik ve resim öğretmenliklerinde, beden ve spor öğretmenliklerinde yetenek sınavları oluyorsa; Türk dili ile ilgili bölümlerin hepsinde olmasa da(Çünkü; Türkçe’yi doğru konuşamayıp gerçekten doğru konuşmak istedikleri için bu bölümlere gelmek isteyenler olabilir.Ama bu da tartışılır.)

Özellikle Türk dili ile ilgili öğretmenliklerde de öğrenci alınırken bir mülakat ve yetenek sınavı olmalıdır.Çünkü Türkçe’yi doğru konuşmak da bir yetenektir.Dil sanatsal faaliyetlerden önce gelir.Çünkü dil olmazsa sanat olmaz.Müzik Resim heykeltıraşlık vs. gibi bölümlerin yurdumuza yararlı sanatçılar yetiştirmesi elbette önemlidir.Ama Türkçe öğretmenliği daha önemlidir.Çünkü; sanatçıların öz kültürümüze uygun yetişmesi Türk dili öğretmenlerinin vesilesi ile olur.Öyleyse Türk dili Türk sanatından daha önemli ise niçin sanatçı yetiştirilmesine verilen önem T.Dili öğretmeni ve dilciler yetiştirmeye de verilmiyor. Fen edebiyat fakülteleri Türk dili bölüm öğrencileri belki dediğim sebepten ötürü yetenek sınavına tabi tutulmayabilir.Ama Türk dili öğretmenliklerinde öğrenci alınırken kesinlikle ön sınava ve mülakata tabi tutulmalıdır.Türk dili öğretmenliği bölümlerinde eğitim yapacak öğrenciler kesinlikle bu dili doğru kullananlar arasından seçilmelidir.Aksi halde Türkçe yi doğru kullanamadığı için öğretemeyen öğretmenlerimiz çoğalır.Bu da Türk dilinin iyiden iyiye bozulmasına neden olur.






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2480