TÜRKİYE *****HURİYETİ DEVLETİ ÖLDÜ, TOPRAĞA DEFN’EDİLDİ, BAŞIMIZ SAĞOLSUN!!!
Tarih: 26.04.2005 Saat: 00:30
Konu: Sizden Gelenler



Bismillahirrahmanirrahim. Selamünaleyküm, Değerli inanan Mü’min Kardeşlerim.
Adı ve Soyadı : Türkiye *****huriyeti Devleti
Kurucusu : Türk Milliyetçiliği İdeolojisi ve Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK
Doğum Tarihi : 29.10.1923
Ölüm Tarihi : 10.11.1938
Toprağa Defn’ediliş Tarihi : 07.07.2004
Kütükten Siliniş Tarihi : 06.04.2005


Türkiye *****huriyeti Devleti :

Acı, keder, gözyaşı, eşsiz kalan bacılar, babasız kalan yetimler, evlatsız kalan analar-babalar, dağlan-yıkılan-yokolan ocaklar, 1 Milyon ŞEHİT, bir Milletin varolma mücadelesi, Dinsiz, Bayraksız, Ezansız, Vatansız kalmama mücadelesiyle, kan ve gözyaşı ile kurulan bir DEVLET. Yiyecek, giyecek, silahı, mermisi ve ordusu olmadığı halde 7 düvele karşı mücadele edilerek kurulan bir DEVLET. Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (SAV)’in, Çanakkale’de İslam Orduları’nın başına geçmesi sonucu alınan Zaferle kurulan bir DEVLET. İslam’ın Son Kalesi olan, İslam Ülkesi olan, TÜRKİYE *****HURİYETİ DEVLETİ.

Türk Milliyetçiliği İdeolojisi ve Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK :

Allah (cc) ondan razı olsun, binlerce Paşa arasından, Halife Sultan Vahidettin tarafından seçilip görevlendirilen ve Türk Milletinin Önderi olan Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK. Türk Milletini ve Türkiye *****huriyeti’nde yaşayan bütün insanları ve özellikle Müslümanları köle olmaktan kurtaran Abide şahsiyet. Kan ve gözyaşı ile kurmuş olduğu Devlet ne yazık ki (!) ancak 15 yıl yaşayabilmiştir. Türk Milletine bu 15 yıl içinde bir çok şey öğretti, ama en önemlisi “Bağımsızlık Benim Karakterim” demeyi öğretti, başkalarının emrinde yaşamaktansa Ölmeyi öğretti. Kurmuş olduğu, İslam’ın Son Kalesi olan bu Yüce Devlet 10 Kasım 1938 yılında Vefat etmiştir.

Türk Milleti’nin, Dinini daha iyi öğrenebilmesi için İmam Hatip Liselerini açan, Yüce Kitab’ımız Kur-an’ı Kerim’i daha iyi anlaya bilmesi için kendi imkânları ile Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a İslam İlmihali’ni hazırlattıran, Türkiye’nin, Türk Milleti’nin ve Müslümanların en büyük düşmanlarından biri olan masonların Localarını ve bütün yabancı dernek ve vakıfları kapatan ve onlara hitaben;

[ Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki masonların Türkiye’ye verdikleri zarar herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki’yi yakından tanıyan Atatürk, *****huriyet’in kuruluşundan beri locaları kapatmayı düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk’ün masonlara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor:

“Mustafa Kemal’in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise masonlardı... Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt’u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. “Bunu güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara şiddetli hü***** yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.” dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi: “Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir, memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım...

Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: ”Arkadaşlar yarından itibaren Türkiye’de masonluk kalmamıştır ve bütün localar kapanmıştır...” salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar “kahrolsun yahudi uşakları” sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal’i öne katarak meclisteki masonlar toplu olarak Reis-i *****hur’a gitmişlerdi. Mim Kemal Reis-i *****hur’a hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” demiş. Reis-i *****hur: “Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra... Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?

“Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.” demiş. Bunun üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben: “Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları!” Benim milletim bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın teşkil edeceğim, Divan’ı Harb-i Örfi’ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.” diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir, İstanbul ve Adana’ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i *****hur’a verdiler ve derin bir nefes aldılar. Reis-i *****hur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını kapattı.” (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72) ]

Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah arkadaşlarının kurmuş olduğu bu Yüce Devlet 10 Kasım 1938 yılında yıkılmıştır. Şu an içerisinde yaşamaya çalıştığımız Devlet, Milli (olmayan) Şef İsmet İnönü’nün devralıp, fikrini ve kuruluş temellerini değiştirdiği, Müslüman Türk’ten başka herkesin yönettiği, Devlete Hükm’edenlerin %90’ının “Boğazdaki Aşiret” (yahudiler, sabetaycılar, masonlar ve siyonistlerin) mensuplarının olduğu bir Devlettir.

NOT : Başbuğ ATATÜRK’ün kurduğu *****huriyet Halk Fırkası 10 Kasım 1938’de kapatılmıştır. Şu an kurulu olan CHP’de İsmet İnönü’nün kurduğu ve fikriyatını taşıyan bir partidir. CHP ATATÜRK’ü sadece maske olarak kullanmaktadır. ATATÜRK’ün Fikriyatını ve İdeolojisini savunan tek parti ise Milliyetçi Hareket Partisi’dir.

Toprağa Defn’ediliş Tarihi : 07.07.2004

“Emniyet’i basıp adam kaçırdılar

Eski vekil Musfafa Bayram'ın oğlu Hamit, uyuşturucu pazarlığında yakalandı. Adamları Emniyet'i bastı, polisleri dövdü. Bayram kaçırıldı.

Van'da polise uyuşturucu satmak isterken gözaltına alınan eski milletvekili Mustafa Bayram'ın oğlu Hamit Bayram'ın adamları Emniyet'e ait binayı bastı. Polisleri döven 20-30 kişilik grup, Hamit Bayram'ı kaçırdı. Bayram, bir süre sonra yeniden yakalandı.

Piyasaya çok miktarda uyuşturucu sürüleceği duyumunu alan Malatya polisi, Van'da uyuşturucu kaçakçılarıyla temas kurdu. Kendilerine getirilen 10 gram eroin ve afyon sakızı numunesini beğendiğini belirten polis, eski milletvekili Mustafa Bayram'ın oğlu Hamit Bayram'dan malın bir an önce kendilerine teslim edilmesini istedi. Ancak polisten şüphelenen Hamit Bayram ile şoförü, kaçmak isteyince gözaltına alındı.

Polis, zanlıları Van Bölge Trafik Müdürlüğü binasına götürdü. Bu sırada Hamit Bayram, uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirterek krize girdiğini söyledi. Kargaşa sırasında telefonla adamlarını arayan Hamit Bayram, yardım istedi. Telefonun ardından 20-30 kadar bir grup Bölge Trafik Müdürlüğü'ne geldi. Grup, kendilerine müdahale eden polisleri dövdükten sonra Hamit Bayram ile şoförünü alarak binadan ayrıldı. Grubun içinde Hamit Bayram'ın Van'ın Edremit İlçesi'nin Belediye Başkanı olan kardeşi Hezer Bayram'ın da bulunduğu öne sürüldü. Savcılık, bu olayın ardından eski milletvekili Mustafa Bayram'ın ifadesini aldı.”

Bu olay sonucunda anlaşılan şudur; Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah arkadaşları tarafından kurulan Yüce Devletimiz, 10 Kasım 1938 tarihinde ölmüştür. Cenaze töreni 07 Temmuz 2004 tarihinde Mustafa Bayram tarafından yapılmıştır, cenaze törenine bir çok yahudi, sabetaycı, mason ve siyonistler katılmıştır.

Kütükten Siliniş Tarihi : 06.04.2005

[ Bavuldaki insanlık ya da tabuttaki Krallık

“Ne gülüyorsun! Anlattığım senin hikayen!” Homeros

Adı Melahat Semiz : Kadın eşinden boşanmış. Üç çocuğu var. Büyükoğlunu eski eşi Ender Erdin’e bırakmış. İki küçük çocuğu Ahmet Efe ve Emirhan’ı yanına almış. Gemlik’e bağlı Kayhan mahallesinde bir adamla birlikte yaşıyor. Ve birlikte yaşadığı adam kadını başka erkeklere pazarlıyor.

Adı Murat Topal : Sabıkalı ! Daha önce de Melahat Semiz’in üç yaşındaki oğlu Ahmet Efe’yi geçen yıl fena halde dövmüş ve tutuklanmış. Adam kuru temizlemecide çalışıyor. Alkolik mi belli değil ama zıkkımlandığı belli. Yani içiyor. İçiyor ve üstelik birlikte yaşadığı kadını başka erkeklere peşkeş çekiyor.

Kimden bahsettiğimizi anladınız. Gemlik’te meydana gelen ve birlikte yaşadığı kadının oğlunu döverek öldüren adam ve yavrusunun cesedini bir bavula koyup 183 Km. uzaktaki Balıkesir’e götüren kadından. İşte kadının Gemlik *****huriyet Savcılığı’nda verdiği ifadede anlattıkları:

“Murat’ın zoruyla fuhuş yapıyordum. Akşam üzeri telefon geldi. Tanımadığım bir adamla 40 milyon karşılığında birlikte oldum. 22:30 sıralarında eve döndüm. Murat çok içkiliydi. Murat, ben yokken Emirhan’a “baban kim ?” diye sorduğunu, Emirhan’ın da “Ender” diye cevap vermesi üzerine sinirlendiğini anlattı.

Sonrada Emirhan’a dönerek “Senin baban kim” diye sordu. O da “Sensin” dedi. Murat, “Senin baban ben değilim lan” diye bağırdı. Tekrar “baban kim” diye sordu. Emirhan’da “benim babam Ender” dedi. Sabah kahvaltıda pişirdiğim bütün yumurtaları oğlum Emirhan’ın yediğini çocuklarımdan ve benden bıktığını söyleyerek Emirhan’a vurmaya başladı.

Emirhan divandan sırtüstü düşerek kafasını yere çarptı. İkinci kez göğsüne yumrukla vurdu. Bu kez Emirhan, başını duvarın kirişine çarptı. Ağzı, burnu kanamaya başladı. Gözleri kaymaya başladı, dişleri kilitlendi. Kusmaya başladı. “Doktora gidelim” dedim.

“Seni de çocukları da öldürürüm” dedi. Diğer oğlum 3 yaşındaki Ahmet Efe’yi geçen yıl dövdüğü için tutuklanmıştı. “Birini doktora götürdün başımı yaktın, yine başımı yakarsın” diyerek gitmeme izin vermedi. Saat 03:00 sıralarında Emirhan öldü. Sabahleyin “cesedi parçalayıp çöpe atarım yada zeytinliklere gömerim, kayboldu deriz” dedi.

Ben cesedi Balıkesir’e götürüp orada gömeceğimi söyledim. Akşam Emirhan’ı bağlayıp valize yerleştirdik. Gemlik’te otobüsüne bindik. Murat yakalanırım korkusuyla benimle gelmedi. Susurluk’ta mola verince annemi aradım ve beni Balıkesir terminalinden almalarını söyledim. Gelince herşeyi jandarmaya anlattım.”

TABUTTA FRANSA KIRALLIĞI VARDI!

Evet yorumcu “Tabutta Fransa Krallığı vardı” diyor. Anlatacağız. Ya o kadının elindeki bavulda ne vardı? Söylemeye dilim varmıyor. Çünkü, bu devlet, bu ülke, bu millet bizim. Ama o bavulda bir şey vardı. Küçük masum Emirhan’ın cesedi dışında.

O BAVULDA BU ÜLKEYİ YÖNETEMEYENLERİN–dikkat edin yönetenlerin değil, çünkü yönetebilselerdi böyle olmazdı- GÜNAHLARI VARDI! SUÇLARI VARDI!.

Varlığa, hayata,insana dair hiçbir fikri olmayanların paradigmalarının iflası vardı.

Bugünkü konumlarımızın, bakış açılarımızın, parametrelerimizin yetersizliği vardı o bavulda.
Kendimizi gözden geçirmemizin zorunluluğu.

Çankaya tepelerinden birkaç kavram, birkaç kelime etrafında dönüp duran açıklamaların bu ülkeyi anlamaya yetmediğinin göstergesi vardı o bavulda.

O bavulda iç ve dış düşman sıralaması yapan kurumların bu ülkenin “yel değirmenlerinden” daha ciddi sorunları olduğunu göremeyişleri vardı.

O bavulda % 9 kalkınma hızı sağladık, enflasyonu % 10’un altına çektik diyerek böbürlenen hükümet çevrelerinin politikalarının iflası vardı.

O bavulda, bu ülkenin aydınlarının sığlığı, toplumun hiçbir sorununa çözüm öneremeyen üniversitelerinin çöküşü vardı.

O bavulda bu ülkeyi soyup soğana çevirenlerin şerefsizliği var. Evet o bavulda bu ülke soyulurken sesini çıkarmayanların, görevini yapmayanların vebali var. Duyarsızlığı var.

O bavulda elde ettikleri “erk”i ülke ve millet çıkarına kullanması gerekenlerin kendi keselerini doldurmak için işledikleri suçların faturası var.

O bavulda en ufak bir dini tezahürü “laiklik tehdidi” olarak algılayan çevrelerin “ laik köklerden etik değerler üretilemeyeceğini’’ bilemeyecek kadar büyük cehaletleri var..

Laisizmi “kutsalsız bir toplum yaratma” çabalarının gerekçesi kılanların insanları donatacak ve hayat karşısında savunmasız bırakmayacak bir önerilerinin olmadığı gerçeği vardı o bavulda.

O bavulda siz vardınız, biz vardık! Velhasıl hepimiz vardık o bavulda!

TIPKI TABUT’TA FRANSA KRALLIĞI OLDUĞU GİBİ!
Fransız ihtilali öncesi idi. Kral avanesini de yanına alarak ava çıkmıştı. “Zaman ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” zamanıydı. Halk açtı ama kralın keyfi yerindeydi. Kral avlanıyordu. Az ötede ise bir patika yolda kendisini taşıyan eller üzerinde açlıktan ölmüş bir köylü tabutta gidiyordu.

Kral sordu: O ne?

Bir Köylü. Ölmüş efendim!

Kral avına devam etti.

Yorumcu tarihe notunu şöyle düşecekti.

TABUTTA FRANSIZ KÖYLÜSÜ YOKTU. FRANSA KRALLIĞI VARDI !..

Bu ülkenin bütün sorumluları ve sorumsuzları size söylüyoruz!

Görmüyor musunuz ?

Emirhan’ın cesedinin taşındığı

O BAVULDA TÜRKİYE VAR!!!

Saygılarımızla, SESAR (http://www.sesar.com.tr/analiz/bavuldaki_turkiye.htm) ]

BAŞKA BİRŞEY SÖYLEMEYE GEREK YOK!!! TÜRKİYE *****HURİYETİ DEVLETİ ÖLMÜŞTÜR VE TOPRAĞA DEFN’EDİLMİŞTİR. ALLAH (CC) RAHMET EYLESİN, MEKÂNI CENNET RUHU ŞAD OLSUN.

Allah (c.c) yar ve yardımcınız olsun, Yüce Rabb’imin rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. 

Saygılarımla; 
Muhammed Hakim ONÜÇ






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2514