En Saf ve Temiz Duygularla Karşılardık Başbakanları
Tarih: 6.10.2005 Saat: 11:10
Konu: Siyaset



Küçük çocuklardık her birimiz; geleceğe umutla bakan… Tarih dersleri vesilesiyle aldığımız milli manevi birikimlerle büyümeye başladık.
Önce, devleti sevmeyi öğrendik. Kendimizden önce, devletin yararının gözetilmesi gerekliliği anlatıldı bizlere.


Partisi ne olursa olsun; başbakan gelince yollara dökülürdük. Biz parti nedir bilmezdik, o zaman bir mehteran sesine göz yaşı döker, bir ay-yıldıza, bir Ulubatlı elindeki üç hilale ağlar dururduk, ama zafer sevincinden...

Ellerimizde kağıttan yapılmış tahta çubuklu bayraklar olurdu. Kimimiz asker ağabeyler gibi çakardı selamı, kimimiz el sallardı başbakana…

En saf ve temiz duygularla karşılardık başbakanı. Şimdi, ise büyüdük her birimiz en az bir başbakan kadar geniş düşünme kabiliyeti kazandık. Ben daha 19’umdayım, 21 yaşımı iple çekiyorum. Belki, bir Fatih kadar olmayacak fethim ama; kendimce bazı güzelliklerin fethini gerçekleştireceğim. İşte son birkaç yıldır öğrendik, o karşıladığımız başbakanların ne tür kanunlara imzalar attıklarını, iyi yada kötü neler yaptıklarını...

Bugünün başbakanının yaptıklarını da öğrenmiyor, gözlerimizle görüyoruz. Yaşıyoruz şahit oluyoruz artık başbakan seçecek yaştayız. Milli dinamiklerimiz çocukluğumuzdan gelen birikimlerle çok şükür sağlam. Önce aile adabı, sonra tarih öğretmenleri ve bir çok öğretmenlerimiz….

Şimdi, büyüdük yarın başbakan gelecek şehrimize. Aslında; değişmeyen bazı şeyler de oldu yine uykularım bölünüyor. Başbakan gelmeden birkaç gün önce yine gözüme uyku girmiyor. Ama bu defa sevinçten değil üzüntüden ve hazmedememezlikten. Hazmedemiyorum! Evet yanlış duymadınız ben Türklükten gocunana hazmademem ben tavizkarları sevemem! Şehrime memleketime Türklükten gocunan birine ayak bastırmam. Ama, bana bırakmıyorlar. Yine hazırlanıyorum. Başbakan gelecek ve bayrak sallayacağım ama bu defa dev bir bayrak olacak! Okulumun başına çıkacağım; diğer elimde de “Türkiye Türk’tür Türk kalacak!” yazılı bir afiş. Yine başbakanı karşılayacağım anlayacağınız. Ama bu defa öfkeyle… Bu gücü nerden buluyorum peki?

“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asıl kanda mevcuttur”

Bu öfke nerden geliyor peki?

Bölücülerin çoğalmasından ve milli ve manevi değerlerin çiğnenmesinden ve başbakan ve hükümetince çiğnetilmesinden… (son ermeni konferansında olduğu gibi)
Bu kararlılığım, bu enginliğim ve kesinliğim nereden geliyor peki?
“…Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir… “
Ben kimden emir aldım peki:
“Ey Türk istikbalinin evladı!
İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve *****huriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
M. KEMAL ATATÜRK’ten

AHMET ŞANAL
M. Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Ülkücüleri Adına…






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2636