Yeni Şiirler
Tarih: 6.10.2005 Saat: 11:28
Konu: Edebiyat



GÖSTERDİ

Yirmi yıl görmediğim, gönüldaşı görünce,
Bir hoş oldum, sarıldım, bürosunu gösterdi.
Hangisi diye sordu, makamına girince,
Dolabında viskiyi, birasını gösterdi.


Dedim gardaşım söyle, ne oldu böyle sana,
Sevmezdin adımını, meyhaneye basana,
Dedi sende öyleydin, ne girdiki kesene,
Sonra defterden yıllık, cirosunu gösterdi.

Allah daha çok versin, kazancın iyi, lâkin,
Hiç kalmamış yüreğin, kaybolup gitmiş kökün,
Sırtından bıraktınmı, nerede kutsal yükün?,
Deyince otuz yıllık, yarasını gösterdi.

Ben payımı taşıdım, dedi işte ispatım,
Ülkücü kalsaydım ben, kapkaranlıktı âtim,
Bundan gayri ampûlüm, arıyım hem kıratım,
Kasada deste deste, parasını gösterdi.

El öpüp, boyun bükmüş, sonunda işi kurmuş,
İhale mihaleyle, epeyce voli vurmuş,
Arabası, villası, bolca emlâki varmış,
Sonra çocuklarını, karısını gösterdi.
Dedim yazıklar olsun, sende insanlık bitmiş,
Kurt sandığım eski dost, meğer maskeli itmiş,
Kemiklere kapılmış, koşup tasmaya gitmiş,
Kızdı birden kapının, orasını gösterdi…


İlhan Esen


KURU YAPRAK GİBİYİM

Sararmış yaprak gibi, güz yelleri önünde,
Birkaç yeşil lekem var, önce onlar solmalı.
Dal gövdeden uzakta, bu hazanın sonunda,
Kopan bu garip yaprak, gövdesini bulmalı.

O günden bir korkum yok, ruhum kopuşa hazır,
Lâkin uçup gitmesi, gurbette kayboluş zor,
Ağacımın dibinde, toprak olmakta huzur,
Bir zerrecikte olsa, özüm köke dalmalı.

Benden bir nefes olsun, ilkbahara ulaşsın,
Kökten dallara doğru, karış karış dolaşsın,
Her patlayan yaprağa, öz olupta bulaşsın,
Yeni yeşeren nesil, geçmişini bilmeli.

Rüzgâra kapılırsa, dalından kopup giden,
Rüzgârın durduğu an, çürür, kaybolur beden,
Gönüllerde rahmetle, anılacaksa adın,
Sevda ile yaşayıp, sevda ile ölmeli.

Rabbimin kanunu bu, yeşeren kuruyacak,
Beşiğinden kabrine, her canlı yürüyecek,
Arkadan gelenlerse, bizden iz arayacak,
Onlara yol gösteren, tertemiz iz olmalı.

İlhan Esen

ALLAH BELÂNIZI VERSİN

Vatanın haline bakın,
Allah belânızı versin.
Elinize kına yakın,
Allah belânızı versin.

Nefsine köle olanlar,
Dili çatallı yılanlar,
Gurur için saz çalanlar
Allah belânızı versin.

Can dediğim cana vurdu,
Düşmanlar çevreyi sardı,
Soysuza beyliği verdi,
Allah belânızı versin.

Davama sırt çevirenler,
Kaleleri devirenler,
Asenaca kıvıranlar,
Allah belânızı versin.

Artık ben yokum, diyenler,
Hizmeti bitti sayanlar,
Mükafata göz koyanlar,
Allah belânızı versin.

Milli devlet kuruldu mu,
Tüm yaralar sarıldı mı,
Hedeflere girildi mi,
Allah belânızı versin.

Makam aşığı hödükler,
Cüsseli, ruhu güdükler,
Paraya öten düdükler,
Allah belânızı versin.

Büyük adam bildiklerim,
Peşlerine daldıklarım,
Sevip örnek aldıklarım,
Allah belânızı versin.

Makamı malı sananlar,
Kırk yıl sırtıma binenler,
Makam gidince dönenler,
Allah belânızı versin.

Beni dün „faşist“ edenler,
Sapık yollarda gidenler,
Bugün “Türklük” keşfedenler,
Allah belânızı versin.


Gönlünden perdeyi sıyır,
İslâm, ruhbanlık yok diyor,
Arada şeyh, ne halt yiyor,
Allah belânızı versin.

Başörtüyle savaşanlar,
Değirmenle döğüşenler,
Çuvallarda sıvışanlar,
Allah belânızı versin.

Yaramıza tuz oldunuz,
Ayağımızı çeldiniz,
Düşmanları dost bildiniz,
Allah belânızı versin.

Garip yurdum satılıyor,
Parça parça yutuluyor,
Türküm diyen itiliyor,
Allah belânızı versin.

Ergenekon birgün biter,
Gölge etmeyin siz, yeter,
Gölgeniz düşmandan beter,
Allah belânızı versin.

İlhan Esen






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2638