ZEKERİYA BEYAZ'A AÇIK MEKTUP
Tarih: 9.10.2005 Saat: 06:37
Konu: Ülkücü Tavır



Hoca falan değil şarlatansın Zekeriya
Şu milletin sabrını, zorlatansın Zekeriya

On bir ayın sultanı Mübarek Ramazan Ayının idrakine erdiğimiz şu günlerde; size yazmak için ayırmış olduğum şu vaktin hesabından Cenâb-ı Hakka sığınırım.


ZEKERİYA BEYAZ’A AÇIK MEKTUP
(YA HAK KONUŞ…. YA DA SUS)

Hoca falan değil şarlatansın Zekeriya
Şu milletin sabrını, zorlatansın Zekeriya

On bir ayın sultanı Mübarek Ramazan Ayının idrakine erdiğimiz şu günlerde; size yazmak için ayırmış olduğum şu vaktin hesabından Cenâb-ı Hakka sığınırım.

Siz ki; yıllarca Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin en tepesinde oturmuş adamsınız. Yani bu milletin gözbebeği, mihenk taşındaki adamsınız.. Hepsini bırakalım bilmem kaç yaşında ki adamsınız. Yıllarca işgal ettiğiniz makam, akademik kariyeriniz ve konumunuz itibariyle yaptığınız açıklamalara çok dikkat etmek zorundasınız. Zira “söz ağzınızdan çıkana kadar hakimi sizsiniz.. Ama ağzınızdan çıktığı an o sözün mahkumu olursunuz…” Hal böyle iken Allah aşkına söyler misiniz ağzınızdan çıkanı hiç kulağınız duyuyor mu? Duyuyor ise taşıdığınız sıfata, yıllarca işgal ettiğiniz o nezih makama uyuyor mu?

Alemi aptal, milleti kör, avamı kara cahil mi sanıyorsunuz siz? Üzerinizde iğreti duran ağzınızı o mübarek (!) ağzınızı her açtığınızda ortalığı pis bir koku salıyor farkında değil misiniz? Ve bu durumunuz bize gayrı ihtiyari Hz. Mevlana’ nın “testide ne varsa dışarı o sızarmış” sözünü hatırlatıyor. Ama söylemlerinizin ve hareketlerinizin bizi şaşırttığını söylemek yalan olur. Zira daha önce yumurtladığınız “kurban bayramında tavuk kurban edilebilir” “türban cinselliği öldürüyor” herzeleri henüz unutmadık. Devletin parasıyla gittiğiniz konferansta, misafir edildiğiniz otelde izlediğiniz “porno filmleri” ve hayasızca televizyon ekranlarından bu ayıbı savunduğunuzu da unutmadık. Ve şayet bu kokuşmuş düzeni bir sindirim sistemi olarak düşünürsek, ortaya çıkacak malzemenin –sizin gibi- pis kokular yayacağını bilmek için kahin olmak gerekmez..

İki Cihan Serveri Efendimiz (sav) “kim ki ben alimim derse, bilin ki kara cahildir” (münavi) buyuruyorken, İmam-ı Azam (ra) “bilmediklerimi ayaklarımın altına koysam, başım arşa değerdi” diyorken; zâtıâliniz (!) allame-i cihan edalarıyla kanal kanal gezerek, uzatılan her mikrofona “ucube fikirler” ve “kerameti kendinden menkul açıklamalar” yapmakta bir beis görmüyorsunuz?

Bu halinizle “kendilerine kitaptan nasip verilenlere baksana, sapıklığı satın alıyorlar ve sizinde yoldan sapmanızı istiyorlar” (nisa,44) şeklindeki ilahi emrin canlı bir tecellisi olduğunuzun farkında mısınız?

Ramazan Ayında millet huzur ve hûşû içerisinde oluşan manevi iklimi, iliklerine kadar teneffüs ederken, siz çıkıyor “orucu cinsel ilişkiyle açmak günah değildir, hatta sevaptır… porno film seyretmek orucu bozmaz sadece sevabını azaltır.. oje ve ruj sürmek günah değildir onlar günümüzün kınasıdır vs.” ve bizim yazmaya hicap duyacağımız daha bir yığın safsatayı adeta kusarak, kendi bilimsel (!), izan (!), ahlâk ve edep (sizlik) düzeyinizi de vitrine koymuş oluyorsunuz..

Ve her şeye rağmen “doğrusu bir çokları bilmeden hevâ ve heveslerine uyarak halkı şaşırtıyorlar” (en’am, 119) ilahi buyruğuna canlı bir örnek olmaya devam ediyorsunuz…

Bakınız Zekeriya Efendi…

Türkiye çok şükür özgür bir ülke.. Dileyen dilediğini dilediğince yaşamaya serbest. Nitekim bunlara şahit oluyoruz..

- Türban cinselliği öldürüyor diyorsunuz, siz çevrenizdekileri açınız, saçınız…
- Orucunuzu “cinsel ilişkiyle” açınız ve –hâşâ- sevaba giriniz…
- Orucu bozmuyor dediğiniz porno filmleri -ki zaten yabancısı değilsiniz- gidiniz dilediğinizce izleyiniz…
- Kurban bayramında tavuk, horoz kurban edininiz.. vs vs..

Hülasa varın gidin ne halt etmek istiyorsanız kendi ölçüleriniz, kendi doğrularınız için de yapınız.. Velâkin isminizin önündeki akademik ünvanların ardına sığınıp, kendi sapkınlıklarınızı İslam alimlerinin “içtihadı” imiş gibi, ya da İslam’ ın bir rüknü imiş gibi millete sunmayınız.. Lütfen bu milletin inançlarıyla alay etmeyiniz..

Anlayasınız diye açık açık yazdım. Anlamayacağınızı bile bile üstelik. Çünkü “kör oldular, sağır kesildiler” (maide, 71) emr-i ilahisinden haberdarım..

Peki ya siz “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, İslam’ ın yalnız ismi, Kur’an’ ın ise resmi kalacaktır. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacaktır. Onların alimleri gök kubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı ve yine onlara dönecektir” şeklindeki Peygamber buyruğundan…

Ve “İnsanlardan öyle kimseler var ki; hiçbir bilgisi olmadığı halde Allah hakkında mücadele (münakaşa) eder ve her bir inatçı şeytanın ardına düşer” (Hacc;3) ilahi emrinden haberdar mısınız?

Siz dışını boyalayıp cilaladığınız o kafayla ancak “Haydar Dümenvâri” köşeler yazabilirsiniz.. Fıkıh köşesi asla..

İnançlarıyla oynadığınız bu Necip millet eder mi bilmem..

Ama Müslüman bir Türk evladı olarak size hakkımı helal etmiyorum…

Ta ki siz; susana ve kaleminizi kırana dek…

“Selam hidayete tabii olanlara…”






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2641