Bozkurt NET - BU YAZININ BAŞLIĞINI SİZ KOYUN

Bir yanda beş şehidin kanını ellerinde taşıyan bir vatan haini şerefsiz. Başbakan tarafından sırtı sıvazlanıp, dükkanı için tazminat ödeniyor.. Ve bu şerefsizi savunmak için seferber olan 330 avukat…
Diğer yanda, devletin bekası için görev ifa eden resmi üniformalı iki görevli.. Sahipsiz.. Avukatları bile yok..

Çok şeyler yazıldı, çok şeyler söylendi. Kendisine mikrofon uzatılan herkes kırk yıllık “terör uzmanı” edası ile komplo teorisyenlerine taş çıkartacak senaryolar yazmaktan geri kalmadı. Mütareke basını tarafından II. Susurluk Olayı olarak adlandırılan Şemdinli olaylarının üzerinden geçen bunca zaman sonrasında ortaya çıkan fotoğraf olayın kimler tarafından, ne niyetle tertip edildiğini ve bu durumdan kimlerin kazanç sağladığını açıkça ortaya koyuyor.

O günlerde de bu tezimizi “Hiç şüpheniz olmasın.. Türk Devleti böyle kirli organizasyonlar yapmaz.. Hiç şüpheniz olmasın ki, yapmaya mecbur kalırsa böyle acemice yapmaz. Zira çocuk oyuncağı değildir bu işler… Ve yine hiç şüpheniz olmasın ki hainlerin dillerine pelesenk ettikleri ve yıpratmaya çalıştıkları DERİN DEVLET, değil Şemdinli de bir kitapçı dükkanını, iş o noktaya gelirse tereyağından kıl çekercesine Şemdinli yi, temizleyecek manevra kabiliyetine ve güce sahiptir..

Peki kim yapmıştır bu provakasyonu…

Bu işten kim karlı çıktıysa onlar yapmıştır.. Bu operasyondan maksimum zararı devletin güvenlik güçleri görmüştür. Karlı çıkan ise PKK/KONGRA-GEL terör örgütü olmuştur. KONGRA-GEL Başkanı olan ve halen Türk Devletinden maaş alan şerefsiz köpek Zübeyir AYDAR ın ve Murat KARAYILAN denen soysuzun ifadeleri ve bölge insanını top yekün ayaklanmaya çağırmaları da bunun göstergesidir zaten…Olayı yapan PKK/KONGRA-GEL terör örgütü ve suç ortakları da onlara yanlı yayınlarıyla lojistik destek sağlayan MÜTAREKE MEDYASIDIR..” diyerek dillendirmiştik..

Olayların baş rolünde olan ve mütareke medyası tarafından “mağdur” ilan edilen, Başbakan tarafından sırtı sıvazlanan ve rivayetlere göre bombalama olayından sonra zarar gören işyerinin yeniden faaliyet geçmesi için devletin kasasından 300 milyar verilen Seferi YILMAZ’ ın, 1984 yılında Şemdinli’ yi basan terörist gruba öncülük yaptığını artık sağır sultan bile duymuştur. 15 Ağustos 1984 yılında terörist Seferi YILMAZ' ın kılavuzluğunda Şemdinli' yi basan PKK' lı bir grup teröristin saldırısında Askerlik Şubesi Başkanı Tuncay ŞENEREROL ve Jandarma Çavuş Sedat KURUM ağır yaralanmış, Astsubay Memiş ARIBAŞ ise şehit olmuştu. Seferi YILMAZ baskın sırasında girdiği bir kahvehanede silahıyla vatandaşları etkisiz hale getirerek "Biz geldik. Artık Kürdistan' ı kurduk. Gelin bizimle yaşayın. Yaşasın PKK Kürdistan' ı" diye slogan atıp kaçmıştı.

İşte Başbakan’ ın sırtını sıvazlayıp cebine para koyduğu bu şerefsiz vatan haini kitapçı dükkanını üstelik de tabelasına el bombası motifi koyarak yeniden açtı. 4 Mayıs 2006 tarihinde mahkemeye çıkacak olan Seferi YILMAZ denen bu vatan hainini savunmak için yurdun her köşesindeki barolardan yaklaşık 330 avukat seferber oldu.

Evet yanlış duymadınız. Seferi YILMAZ’ ı 4 Mayıs 2006 tarihinde görülecek olan duruşmasında savunmak için 330 tane avukat müdahil oldu. Hatta mevcut mahkeme salonunun küçük olması nedeniyle davanın daha uygun bir yerde görülmesi için talepte bile bulundular.
Peki eşini ve çocuklarını PKK/KONGRA-GEL terör örgütü mensuplarının elinden kurtarmak için silahına sarılan Üstçavuş Tanju’ yu ve olay günü görevi icabı orada bulunduğunu defalarca açıklayan Astsubay Ali KAYA’ yı kaç avukat savunacak dersiniz?

Emekli Binbaşı olan Avukatları bugün “gördüğü lüzum üzerine bu iki devlet görevlisinin avukatlığından çekildiğini” açıkladı.

Bir yanda beş şehidin kanını ellerinde taşıyan bir vatan haini şerefsiz. Başbakan tarafından sırtı sıvazlanıp, dükkanı için tazminat ödeniyor.. Ve bu şerefsizi savunmak için seferber olan 330 avukat…
Diğer yanda, devletin bekası için görev ifa eden resmi üniformalı iki görevli.. Sahipsiz.. Avukatları bile yok..

Bu yazıya başlık koyamadım.. Çünkü diyecek bir şey bulamadım. Son söz de bulamıyorum..

Başlığını siz koyun..
Son sözünü de siz söyleyin..