Beslenme ve Kanser
Tarih: 31.12.2002 Saat: 23:42
Konu: Yaşam ve Sağlık


Kanser riskini azaltmanın en önemli ve kolay yollarından biri  diyetimize dikkat etmektir. Amerika'da yapılan tıbbi araştırmalarda diyet ve beslenme etkenlerinin tüm kanserlerde %70 , kanserden ölümlerde ise % 35oranında etkili olduğu gösterilmiştir. Başka bir çalışmaya göre ise kanser olgularının % 80'i çevresel etkenlere bağlanmakta ; bu etkenler arsında da beslenme  önemli bir yer tutmaktadır ( kadınlarda görülen tümörlerin % 50'si, erkeklerde görülenlerin % 30'u beslenmeye bağlıdır.)



Kanser riskini azaltmanın en önemli ve kolay yollarından biri  diyetimize dikkat etmektir. Amerika'da yapılan tıbbi araştırmalarda diyet ve beslenme etkenlerinin tüm kanserlerde %70 , kanserden ölümlerde ise % 35oranında etkili olduğu gösterilmiştir. Başka bir çalışmaya göre ise kanser olgularının % 80'i çevresel etkenlere bağlanmakta ; bu etkenler arsında da beslenme  önemli bir yer tutmaktadır ( kadınlarda görülen tümörlerin % 50'si, erkeklerde görülenlerin % 30'u beslenmeye bağlıdır.)

 

Öneriler:

Dengeli beslenin, besin çeşitliliğine dikkat edin.

Yağlar:Aldığınız yağlarda günlük toplam kalorinin %30 'unu geçmeyin

 

Eğer mümkünse aldığınız doymuş yağlar günlük toplam kalorinin %20'sini geçmemeli.Doymuş yağın fazla olması göğüs, rahim ağzı, yumurtalık, barsak ve rektum kanserlerine yol açabilmektedir. Doymamış yağ asidi içeren kolesterolsüz yağları seçin. Çok düşük kolesterol seviyelerinin de kalın barsak kanserlerine yol açabileceğini düşünerek hiçbir zaman aşırıya kaçmayın. Fazla yağlı kırmızı etler yerine tavuk ve balık etini tercih edin. Kızartma yerine haşlama ve buhar ile pişirme  yöntemlerini tercih edin. Böylece  aldığınız yağ miktarını azaltır ve yanmış yağın kanserojen etkilerinden korunursunuz.

 

Proteinler:Sağlıklı bir yetişkin vücut ağırlığının her kilogramı için günlük ortalama 1 gr protein almalıdır.  Günlük beslenme miktarımızın % 15'ini proteinli besinler oluşturmalıdır. Aşırı protein alımı meme,rahim, barsak, pankreas ve böbrek tümörlerinin gelişimini kolaylaştırır. Bu nedenle sürekli kırmızı et yiyen kişilerin kanser olma riski ayda bir kez kırmızı et yiyenlere göre 2,5 kat fazladır.

 

Ancak protein yetersizliği de T -lenfositlerinin faaliyetlerini yavaşlatarak bağışıklık sistemini bozduğu için kanserlerin daha çabuk ilerlemesine sebep olur. Öyleyse aşırıya kaçmadan yeterli protein alımına dikkat etmemiz gerekmektedir.

 

Protein gereksinimini karşılamak için kırmızı et yerine balık, tavuk, hindi tercih edilmelidir.Tavuk ve hindinin fazla yağ içeren derisi yenmemelidir.

 

Karbonhidratlar:Günlük beslenme miktarının ortalama % 60 ını karbonhidratlar ve doğada bulunan şekerler oluşturmalıdır. Rafine ve işlem görmüş şeker tüketimi % 10 a kadar azaltılmalıdır.

 

Tuz:Aşırı tuzdan sakınılmalıdır.Tuzun mide kanserine sebep olabileceği bilinmektedir.Tuzlayıp saklama (turşu, salamura vs.) yerine dondurarak saklama yöntemini tercih etmeliyiz. Yapılan araştırmalar dondurarak saklama yönteminin tercih edildiği ülkelerde mide kanseri görülme sıklığının % 64 azaldığını göstermiştir.

 

Alkol:Eğer alkol kullanıyorsanız haftada 4 kez 1-2 kadehi aşmamaya özen gösterin.Alkol de  kanserojendir. Her ne kadar beslenmeyle direk ilişkisi yoksa da burada sigaranın da en önemli kanserojenlerden biri olduğunu bir kez daha belirmekte yarar görüyoruz.

 

 

 

Nitrit ve Nitratlar:Nitrat nitrite ve daha sonra da kanserojen bir madde olan nitrozamin e dönüşür.İçilebilir suyun içerdiği Nitrat (NO3) ın sınır değeri 45 mg/lt dir.Ayrıca et ve türevi şarküteri ürünlerinde (salam, sosis vs.)de koruyucu olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu uygulama artık yavaş yavaş terkedilmekle birlikte bu tür ürünleri satın alırken dikkatli olunması gerekir. ayrıca bazı biralarda bulunan nitrozamin sindirim sistemi kanserlerine sebep olabilmektedir.

 

Koruyucu Besinler:

 

Bazı sebzelerin (lahana, brokoli, salatalık, maydanoz, biberiye, soya fasuyesi) içerdikleri bazı maddelerle kansere karşı koruyucu etki gösterdikleri bilinmektedir.

Antioksidanlar ( C vitamini, E vitamini, Betakaroten, selenyum, çinko, polifenol) kansere karşı koruyucudur.)

Doymamış yağlar (Soya, Zeytinyağı, mısırözü, ayçiçeği, kanola yağlarının okside olmamışları ve birtür balık yağı olan omega3)

Kalsiyum barsak kanserlerinden  koruyucudur.

Posalı-lifli besinler özellikle barsak kanserlerinden koruyucu etkiye sahiptirler.

 

Pişirme Yöntemleri:

Kızartma mümkünse pek tercih edilmemesi gereken bir yöntemdir. Mutlaka kızartma yöntemiyle pişirmeniz gerekiyorsa 150 derecenin altında ve çok az yağla yapılması önerilir.

Kavurma kızartmadan daha iyi bir yöntemdir (daha fazla yağa gereksinim duyulacağı için fazla yağların süzülmesi şartıyla).

Fırında pişirme en iyi yöntemlerden biridir.

Izgara da pişirme yüksek ısıya maruz kalındığı için yüzeydeki besleyici maddeler değişikliğe uğrar. Bu nedenle ızgara eğer yapılacaksa ısı 150 derecenin altında olmalıdır.

Mangalın kömürlerinden gelen duman ve alevler kanser yapıcı maddelerin oluşumuna yol açar.

Mikrodalga pişirme en iyi pişirme yöntemidir.Ancak   yansıtıcı levha kullanımına dikkat edilmelidir.







Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=47