Bugün köşemizde bir kahramana yer vereceğiz.

TÜRK Silahlı Kuvvetlerinin mümtaz bir subayından.

Hayatının büyük bir bölümünü dağda bayırda PKK ile mücadelede geçiren bir aslandan.

Özel Kuvvetler Komutan yardımcılığı görevine kadar yükselen,

"Türkiye Devleti " söz konusu olduğunda Genelkurmay başkanın karşısına bile dikilebilen bir yiğit.
Kurmay Albay Mümin Öngören..

Kimdir Mümin Öngören…Önce bir tanıyalım.

İstanbul Silivri Kamil oba köyünde doğdu.

Kuleli lisesini bitirip 1973 yılında teğmen olarak silahlı kuvvetlere katıldı.

Hayatını Türkiye Devletinin bölünmez bütünlüğüne ve PKK ile mücadeleye adadı.

Terörle mücadele dendiğinde ön saflarda hep o vardı.

Kuzey ırak'ta Özel Kuvvetler Komutan yardımcısı olarak görev yaptığı yıllarda girmediği çatışma yok etmediği in kalmadı.

Sadece silahla mı? Mücadele etti…Hayır.

TSK'nin şu anda uyguladığı Alah hakimiyeti ve bölge kontrolü konseptini yazdı.

Cephesiz muhabere olarak nitelenen terörle mücadelede terör olaylarının analız değerlendirme ve tahmininde matematiksel ve istatiksel yöntemlerin kullanılmasını uygulama alanına soktu.

Tam 5 yılı sadece Kuzey ırak'ta PKK ile mücadelede geçti.

Dağılan Türkmen cephesini toparlayarak "ERBİL PROTOKOLÜNÜ" HAZIRLADI ve onları teşkilatlandırdı.

Halen yapılmakta olan Türkmen cephesinin kurultayının fikir babası o oldu.

Terörle mücadelede gösterdiği başarıdan dolayı Genelkurmay Başkanlığı tarafından iki defa üstün hizmet madalyası aldı.

MGK Genel sekreterliğinin iç güvenlik danışmanlığını yaptı.

Asılsız soykırımı iddiaları ve PKK"nın legalleşmesinin önüne geçme yallarını yazıp ilgililere sundu.

Evet.

Benim de aile dostum,hatta ailemin bir bireyi köylüm olan Mümün Öngören son günlerde "ÇETE" ile Özel Kuvvetler kelimelerinin yan yana kullanılmasından korkunç rahatsız olmuş.

Selanik göçmeni ve koyu bir Atatürk hayranı olan komutanımız eline kağıdı kalemi alarak duyğularını metne dökmüş.

Ve ben her "TÜRK" çocuğunun bu metni okumasını istiyorum.

Hatta bu metni evin görünen bir yerine çerçeveletip asması gerek.

Görünen bir yerde olmalı ki Türk devleti ile ilgili oynanan oyunları arada bir okumalı.

Batkı ve ABD"nin koskoca bir Yoğuslavya'yı nasıl yuttuğunu.

Eciş bücüş bir devlet haline soktuğunu asla unutmamalı.

Türk çocukları metnin satır aralarını iyi analiz etmeli ki ileri de bizi nelerin beklediği konusunda fikir sahibi olsun.



ÖZEL KUVVETLER ESKİ KOMUTAN YARDIMCISI MÜMİN ALBAYIN SATIRLARI



Bu gün dünyada ve ülkemizde olanları anlamak, anlamlandırmak,analiz etmek,sonuçlar çıkarmak ve geleceğe ilişkin tahminlerde bulunabilmek için, öncelikle küreselleşme olgusunu incelemek ,irdelemek yarattığı etkileri tespit etmek gerekir.

Küreselleşmenin oyun düzenleyicileri ve esas aktörleri,uluslararası nitelikteki,siyasi ve ekonomik olarak örgütlenmiş, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek iddiasında olan güçlü bir sermaye sahip olan bireyler aileler ve ortaklık adı altındaki gruplardır.

Bunların dışındakiler iki kategori altında toplanmaktadır.

Birinci kategoridekileri, kendini esas oyun düzenleyicilerinden biri olduğunu sanan veya buna inandırılmış , kandırılmış, ancak kullanılan piyon veya figüran durumundakiler oluşturmaktadır.

İkinci kategoridekiler ise sömürülenlerden meydana gelmektedir.

Küreselleşme ekonomik alanda sömürerek,bütünleşerek büyümeyi;siyasi alanda ise milli devletleri parçalayarak veya bölerek etkisizleştirmeyi kendine bağımlı hale getirmeyi öngörmektedir.

Bu nedenle kürselleşmenin en öncelikli hedefi milli devletler ve bu devletleri ayakta tutan milliyetçi düşüncelerdir.

Milliyetçi Düşüncenin direnç noktalarını; mensubu olunan millete karşı duyulan güçlü aidiyet duygusu,sağlam bir kültürel yapı ve geleceğe ilişkin sarsılmaz bir ülkünün var olması oluşturmaktadır.

Devletlerin bekası için milliyetçi düşünceler yasal olarak kurumlaşmıştır.

Küreselleşme sürecinde; bir devlet veya devletler grubu arasındaki mücadele olarak tanımlanan savaşta kullanılan araç ve yöntemlerde değişmiştir.

Artık savaşlarda araç olarak ordular yerine; kitle iletişim vasıtaları, hedef ülke içinde kurdurulan ve desteklenen sivil toplum örgütleri, yurt dışından gönderilen NGO'lar, gerilla, kurtuluş örgütü v.b. isimler yakıştırılan terör örgütleri kullanılmaya başlanmıştır.

Ordular ise; küresel güç aktörlerinin iç çatışma ortamı yarattıkları bölgelerde uluslararası polis veya rehabilitasyon görevleri yapmaktadır.

Yaşamakta olduğumuz küreselleşme sürecinde savaşlarda yöntem olarak psikolojik harekat taktik ve teknikleri kullanılmaktadır.

Türkiye ***huriyeti Devletinin milli direncini oluşturan üst kurumların başında TBMM, ***hurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, YÖK, TSK ve MGK Genel Sekreterliği yer almaktadır.

Hali hazır durumda TBMM susmuş, AB'ne evrak yetiştirme telaşındaki büyük bir büro izlenimi vermektedir.

MGK Genel Sekreterliği kanunu değiştikten sonra Türkiye ***huriyeti psikolojik harekat saldırılarına karşı savunmasız bırakılmıştır.

Devletin milli direncini oluşturan diğer üst kurumları yıpratma, etkisiz hale getirme,ele geçirme gayretleri ise her geçen gün artarak,şiddetlenerek,krizlere dönüşerek devam etmektedir.

Basın yayın organlarında yer alan haber ,yorum ve açıklamalar ile bunların topluma sunuş şekillerine baktığımızda bunların önceden hazırlanan bir plan ve program çerçevesinde yürütüldüğü, her şeyin çok önceden hazırlandığı ancak şartların oluşması nedeniyle şimdi servise sunulduğu izlenimi vermektedir.

Meydana gelen son iki olayda TSK ve onun en iyi birliği durumundaki Özel Kuvvetler Komutanlığının öne çıkarılmaya çalışılması TSK ile Milletimiz arasında varolan gönül ve güven bağını zedelemek veya koparmak amacını taşımaktadır.

Suç İşlemenin hiçbir gerekçesi olamaz. Suçlular mutlaka yasalarımızın öngördüğü cezaları görmelidir. Ancak bu yapılırken olay ile ilgisi ve bilgisi olmayan komutanlığın diğer personeli özenle korunmalıdır. Çünkü; Özel Kuvvetler Komutanlığı, PKK Terör Örgütüne ağır darbeler vurmuş,Terörist başı A.Öcalan ve Terörist Şemdin Sakık'ın yakalanarak adalete teslim edilmesinde büyük başarıları vardır.

ÖKK. bu gün dünyanın en iyi, en tecrübeli ve en güçlü birliğidir.

Bu duruma 15 yılda dünyanın kabul ettiği en güç muharebe şekli olan terörle mücadele içinde şartları birebir yaşayarak ve zorlayarak gelebilmiştir

Son yıllarda çuval geçirme hadisesi ile başlayarak,Şemdinli olayı.ile devam eden, menfur Danıştay saldırısı ve servise sokulmak son olay ve sonrası gelişmelerin arkasında küresel güç odakları ve bunlarla işbirliği içindeki şeriat yanlısı, bölücü örgüt ve yandaşlarının olmadığını sanmak saflık olur.

Türkiye çok önemli bir dönemden geçmektedir.

Ben Türküm diyen bunu korkmadan çekinmeden söyleyebilen herkese büyük görevler düşmektedir.

Krizi yönetemeyen, kendisi yeni krizler oluşturmaya başlamış AKP hükümeti kaldığı sürece bu sorumluluk daha da pekişecektir

Evet komutanımızın dediği gibi küresel aktörler ve hainler ele ele Türkiye ***huriyetinde görev başındadır.

Milliyetçi Türk evlatlarını pasifize ederek Türkiye için planlarını uygulamaya çalışmaktadırlar.

Ve artık bize ,hepimize görevler düşmektedir.

Ne için ?

Bağımsız TÜRK Devletini bu hainlere karşı korumak için.



Ali ÖNCÜ