Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - NİHAL ATSIZ'I NASIL BİLİRSİNİZ ?
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Sal May 12, 2009 8:33 am    ileti konusu: NİHAL ATSIZ'I NASIL BİLİRSİNİZ ? Alıntıyla Cevap Gönder

Yavuz Bülent BÂKİLER'in bir yazısını okudum geçenlerde...
Beğendim ve sizlerle paylaşmak istedim...
Okuyamamış Ülküdaşlarım da okusun istedim...



Alıntı:

Nihal Atsız’ı nasıl bilirsiniz?

Mehmet Şahin Arslan isimli okuyucum bana soruyor: “Nihal Atsız hakkındaki yorumlarınızı çok merak ediyorum. Sizin yapacağınız açıklamalarla Atsız üzerindeki düşüncelerimi kesinleştireceğim. Beni aydınlatır mısınız?” diyor.
Atsız’ı ilk önce, 1950 yılında, ORKUN dergisindeki yazılarıyla okumaya ve tanımaya başladım. Sivas’ta ortaokulun son sınıfındaydım. Fikri yapımın teşekkülünde, onun da çok büyük bir payı var.
1955 yılında, üniversite tahsili için Ankara’ya gidince, Türk Ocakları Genel Merkezi’nde, Atsız’ın çok yakın arkadaşlarını da tanıma fırsatı buldum. Hepsi de çok vatansever, çok dürüst, çok idealist kişilerdi. Atsız’ın kardeşi Nejdet Sançar Bey, benim en aziz ağabeylerimden biriydi. O kadar ki, beni, o ve değerli eşi Reşide ablamız evlendirdiler. Kayınpederim İ.H. Yılanlıoğlu’yla, babamdan ve annemden önce onlar konuştular; söz aldılar.
Atsız’la ilk defa, Nejdet Sançar’ların evinde tanışma bahtiyarlığını yaşadım. Bir ara Ankara’da çıkan ORKUN dergisinin yazı işleri müdürlüğünü ben de yaptım.
1975 yılında vefat ettiğinde Ankara’daydım. Kalkıp İstanbul’a gittim. Cenaze namazı, Kadıköy’de Osman Ağa Camii’nde kılındı. Yanımda, Atsız kadar sevdiğim Feti Gemuhluoğlu ağabeyim vardı. İmam efendinin “Merhumu nasıl bilirsiniz?” sorusuna yüksek sesle Feti Ağabey cevap verdi: “Bu musalla taşı, Atsız kadar gerçek bir er kişiyi az görmüştür, hoca efendi!”
Feti Gemuhluoğlu mü’min, muttaki, musalli derviş gönüllü ağabeylerimizdendir. Atsız’ı çok iyi tanıyanlardandır. Karacaahmet Mezarlığına kadar yanımda ve kolumdaydı. Atsız’ı yol boyunca o anlattı; ben ağladım. Aradan 34 yıl geçti. Dün olduğu gibi bugün de Atsız’ı okumak, Atsız’ı sevmek, kırk ayrı noktadan, kırk ayrı sebeple hücumlara hedef olmaya yol açar. Bunlar benim umurumda değildir. İsterse bana kırk bin noktadan çemkirenler, homurdananlar, sövüp-sayanlar olsun. Ben dün olduğu gibi bugün de kanaatlerimi olduğu gibi yazıp konuşacağım: Nihal Atsız, aziz milletimizin yetiştirdiği büyük dâvâ adamlarından biridir. Gerçek anlamda bir er kişidir. Bir karakter abidesidir. Tarihimizin, dilimizin, edebiyatımızın yürekli kalemlerindendir. Yeri kolay kolay doldurulamayacak müstesna ilim adamlarımızdandır. Ve tabii, ayet-i kerimede de belirtildiği gibi “Emrolunduğu gibi dosdoğru olan” dosdoğru konuşan, dosdoğru yazan bir mütefekkirimizdir.
Benim, Atsız üzerine düşüncelerim böyle. Ama biliyorum ki, Türkiye’de Atsız’a kanlı-bıçaklı düşman olanlar da var. Sebeplerini yarınki yazımda açıklayacağım.
Necip Fazıl Kısakürek demişti ki:
“Ey düşmanım sen benim ifademsin, hızımsın
Gündüze gece lâzım, bana da sen lâzımsın!..”

Yavuz Bülent BÂKİLER


Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Sal May 12, 2009 8:39 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yine Yavuz Bülent BAKİLER'den bir alıntı...

Alıntı:
Nihal Atsız’ın düşmanları

Nihal Atsız, ciddi bir düşman topluluğu karşısında yaşadı. Necip Fazıl Kısakürek de, Mehmet Akif Ersoy da öyle yaşadılar. Şimdi tabii olarak soracaksınız: Bu düşmanlıklarda suçlular kimlerdi? Mesela CHP, Atsız’ın amansız düşmanlarındandı. Çünkü CHP kodamanları, 1950 yılına kadar şöyle bir safsata içindeydiler:
“Kim ki CHP’lidir, vatanseverdir. Kim ki CHP’li değildir, vatan hainidir.“
Atsız, ömrünün hiçbir devresinde CHP’li olmadı. CHP iktidarı da bir kulpunu bularak, 1944 yılında Atsız’ı, A.Türkeş’i, Prof. Zeki Velidi Togan’ı, vatan şairimiz Orhan Şaik Gökyay’ı ve arkadaşlarını vatan haini suçlamalarıyla zindanlara, tabutluklara tıktı. Atsız ve arkadaşları beraat ettiler fakat CHP bu defa Atsız’ı talebelerinden koparmak yoluna gitti.
CHP 1950 seçimlerinde müthiş bir hezimete uğrayınca, o eski safsatasını yeni bir safsatanın altına çekti: “Kim ki CHP’lidir Atatürkçüdür. CHP’li olmayanlar Atatürk düşmanıdırlar!“
Atsız, ömrünün hiçbir döneminde Atatürkçü de olmadı. O, kişilerin değil, büyük ideallerin, ilmi düşüncelerin arkasındaydı. O kadar ki Atatürk devrinde yapılan Türk Tarihi Kongrelerinin, yazılan tarih kitaplarının yanlışlarını cesaretle tenkit edenlerden biriydi.
Atsız, komünizmin tam bir Rus emperyalizmi olduğuna inanıyordu. Türkiyeli komünistleri uşaklıkla, satılmışlıkla, ahmaklıkla, hainlikle suçluyordu. Şu cümleleri Atsız’ın makalelerinden aynen alıyorum:
“Komünizm, ruh ve seciye bakımından soysuzlaşmış binlerce casusu bulunan bir Moskof emperyalizmidir.“
“Komünizm, insanları ruh yapısı bakımından hayvanlaştıracaktır.“
“Sosyalistler, taassupla çatışıyormuş gibi gözükerek din ve aile düşüncesini yıkmaya uğraşırlar.“
“Hayâsızlık o dereceye vardı ki, bir numaralı vatan haini olan İslav tohumu Nâzım Hikmet Verzanski, büyük vatan şairi olarak ilân edildi.“
“Mazisini hor gören bir millet, ancak şerefsiz insanlardan mürekkep bir topluluk olabilir.“
Atsız düşmanlığının diğer sebeplerini yazmaya yerim müsait değil. Şimdi siz, Atsız’a ait bu cümlelerden birisiyle konuşun ve yazın bakalım. Ben Nazım Hikmet’in kötü bir insan, kötü bir vatandaş, kötü bir koca, kötü bir baba olduğunu, Nazım’ın en yakın komünist arkadaşlarının kitaplarına dayanarak yazmıştım. Hürriyetin İmam Hatip kaynaklı Ahmet Hakan isimli yazarı en ahlâksız, en seviyesiz bir üslupla böğürüp durmuştu. Bir de Atsız’ı düşünün. Atsız gibi düşünmek, yazmak kolay değildir. Türklüğe, Türkçe’ye, Türkiye’ye, Türk kültürüne düşman olanlar da Atsız’a kanlı bıçaklı düşman oldular.

Yavuz Bülent BÂKİLER


Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Sal May 12, 2009 9:03 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Saflarımız seyrelse de yine ileri!...
Düşenlerin kanlarından doğar bir şafak!
Haydi, sarsın yeri, göğü cenk türküleri;
Kanımızla burada yarın güller açacak.

Eyvallah paylasim icin ülküdasim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Per May 14, 2009 8:38 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yavuz Bülent Bakiler Bey in Nihal Atsiz hakkındaki yazısı;beni oldukça düşündürdü ve hayli de üzdü.Kendileri alanında oldukça tanınmış bir isim ve şairdir.Söz konusu olan,bir şiir olsaydı,kendisini eleştirmek haddimiz değildi.Ama Nihal Atsız anlatılırken,bilerek mi bilmeyerek mi olduğu(yaşının tesiri ile olsa gerek cunku cümle bozuklukları da var)yaptığı bazı hatalar var ki;topluma böyle iletiler gondermek;geçmişi fazla bilmeyen Türk gençliğinin kafalarını karıştıracak yanlış şeylerdir.Hele ülkenin içinde bulunduğu bu berbat ortamda bunu yapmak;toplumda isim yapmış kişilere yakışmıyor.
Yazısında belirttiği gibi,gerçekten de Atsız gibi bir er kişiyi; olumunde konulduğu o musalla taşı ;hayatında görmemiştir.Atsızı anlatmak gerekirse;söylenecek ilk kelime budur.Yazar bunu bir bilge kişinin ;Atsız ın cenaze torenindeki davranışına ve yolda kendisine anlattıklarına bağlamaktadır.Ben de böyle düşünüyorum.
Bülent Bey in yazısında,Atsızın düşmanlarından bahsedilirken Atatürkün son döneminin ve ardından gelen ismet Paşa dönemlerinin chp lilerinin suçlanmasını;o günleri yaşamamış,ama büyüklerimizden dinlemiş birisi olarak doğru karşılıyoruz.
Ama yazarın sutunlarında yer yokluğunu bahane ederek;dincilere ve din baronlarına hiç değinmemesini büyük üzüntü ile karşılıyorum.Atsız yanlız chp lilere değil,en az onlar kadar
dincilere,yobazlara ve din baronlarına da karşıdır.Cemaatlere ve tarikatlara da karşıdır.
Atsız ın Atatürkçü olmadığından bahisle;sayın yazar çok tehlikeli bir işe kalkışarak Atatürk düşmanlarının eline çok büyük kozlar vermiştir.Bu resmen Atatürk ün Atsız kullanılarak eleştirlmesi demektir.Bu Bület BEY İN İLK HATASI DEĞİL.AZ SONRA SİZE BÜLENT BEY İN DAVAMIZ VE BAŞBUĞUMUZ HAKKINDA YAPTIĞI BAZI AÇIKLAMALARI ORTAYA KOYDUĞUMDA BÜLENT BEYİ İN TÜRKÇÜLÜK VE DAVA AŞKINI TAM OLARAK ANLAYACAKSINIZ.BİRAZ SABRETMENİZİ RİCA EDECEĞİM.
Atsız elbet de Atatürkçü değildir.Atsız Atatürkçü olsaydı,zaten kendini inkar etmiş olurdu.
Atsiz bir bilge kişi,bir düşünce adamıdır.Ama Atatürk ,bir askeri deha ve büyük bir devlet adamıdır.Bunlar işlevleri farklı işlerdir.Devleti her zaman düşünce adamlarının istediği şekilde idare etmeniz mümkün değildir.Devlet idaresinde;sahip olduğunuz güç den tutun,iç ve dış etkenlere kadar bir sürü belirleyici etken vardır.Bazı dengeler vardır.Bunları gözetmeden devleti idare etmek isterseniz,bazen devleti tehlikeye atar,maceralara sürüklersiniz.Bülent Bey bunu yaparken,şayet Atsız ın dalkavuklar gecesi isimli eserini ,ve Dr.Rıza Nur un manevi evladı olduğundan hareket ediyorsa çok büyük bir yanılgı içerisindedir.Atsiz in o eserde asıl eleştirdiği,devlet kurulduktan ve inkilaplar yapıldıktan sonra,idarenin tamamen İsmet Paşa nın eline bırakılması,işlerin bu yüzden kötüye gitmesi,
Atatürk ün demokrasiyi zedelememe adına çok fazla müdaheleci olmamasıdır.Ve tabii İsmet Paşa nın Atatürkün etrafını kuşattığı,yabancı güçlerin adamı dalkavuklardır.Atatürk ün paşalarla arasını açan fırıldak adamlardır.
İstiklal harbinden perişan bir vaziyet de ve büyük borçlarla çıkılması,milletin okumuş Türk evlatlarının,mühendislerinin,doktorlarının,öğretmenlerinin,özellikle Sakarya da şehit olması;Atsız için gerekçe olamaz.Çünkü o,bir an önce Tanrı dağlarıyla kucaklaşmak istemektedir.Haklıdır.Davalar,büyük hedeflerle kazanılır.Dava yolunda duraksamalar,ödünler,gecikmeler kabul edilemez.Elbet de Atsız bu yapılanları yeterli görmeyecektir.İsmet Paşa daha önce de yazdım.Tam bir tazimat Paşasıdır.O KAFA YAPISI İLE,KENDİSİNE EMANET EDİLEN BU YUKU TAŞIYAMAMIŞTIR.Atatürk bunu fark ettiğinde ise ölüme çok yaklaşmıştır.
BU GERÇEKLER ORTADA İKEN,BÜLENT bEY,ATSIZ İLE ATATÜRKÜ KARŞI KARŞIYA GETİREREK NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM.Ama dincilerin,ve Atatürk düşmanlarının eline iyi bir koz veriyor.Hele Atatürk ün bukadar eleştirilmeye başlandığı bir dönemde!
Biz bugün Atatürkçü düşünce derneğine bu yüzden ısınamıyoruz.Bir ara Perinçekçilerin eline geçen bu dernek,aslında Atatürkçülük değil İsmet çilik yapıyor.Ve Atatürk e aslında çok büyük zarar veriyor.Ama ortada özellikle Atatürk döneminin sonrasında İsmet Paşa nın yaptıklarını çıkış noktası alan muhafazakar dediğimiz kesim;sen Atsiz Atatürkçü değildi dersen;başta ülkücüler Atatürkü tartışmaya başlarlar ki;bunun sonu tam bir felaketdir.
Hiç kimse Atatürk ün başarısını,bu millet için yaptıklarını,ve kurduğu devleti küçümseyemez.Bunlar tartışılmaya açılırsa,sistem tatrtışmaları başlar ki;sonu da parçalanma ve yıkılmadır.
İsmet Paşa dan ilk darbeyi yiyen Türk miliyetçileri,unutulmasın ki ikinci büyük darbeyi,Menderes den yemiştir.Bunu sn Genel Başkanımız Devlet Bahçeli geçenlerde fevkalade açık ve net olarak ;milliyetçi hareketin tarihini özetlerken anlattı.
Yani bizler,en az chp kadar;muhafazakar kesim den de dilmeyi yemiş bir hareketiz!
Bülent Bey yaşını başını almış birisi olarak,hele ömrünün sonlarına yaklaşmışken neden sadece chp yi hedef gösteriyor da,demokrat parti ve ardından gelen modellerle,milli görüşe ses etmiyor,neyi bekliyor,neden çekiniyor?Doğruları diğer tarafta söylemeyi mi düşünüyor?
Şimdi lütfen bakın Sn Bülent Bakiler 29 Mart 2009 da Türkiye gazetsinde ne demiş?
Alıntı:
Meclise Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili olarak girdi. Bir gün partisinden istifa etti. TBMM’ye gittim ve neden ayrıldığını kendisine sordum. Meclisteki odasında baş başa oturup konuştuk. Sonra gördüm ki istifasında, onun bir zerre olsun yanlışı yoktur. Yapılması gerekeni yapmıştır. Sonra ondan dinlediklerimi eski bakanlarımızdan Necmettin Cevheri de bir vesileyle bana anlatmıştı. Türkeş yanlış yapmıştı.
Bundan 4-5 yıl önce, İstanbul’da, bir iftar sofrasında yan yana oturuyorduk. Kendisine dedim ki: “MHP ile ayrı durmanızdan üzüntü duyanlardanım. Birleşmenizde büyük fayda var. Bu konuda birkaç yazı yazmak istiyorum!” Sakın, yazmayın dedi ve ilave etti: “Çünkü Devlet Bahçeli birleşmemizi istemiyor. Faydası olmaz!” Çok şaşırdım. Ne diyeyim? Ne diyeyim? Siyaset dünyamızdan bir er kişimiz daha ayrıldı.

Sanıyorum artık Bülent Baki bey in kim olduğunu anladınız.Bülent Baki Bey hiçbir zaman Türkçü olmamıştır.Muhafazakar kesimdendir.Zaten yazdığı laflar da o kesimin izlerini apaçık belli etmektedir.Baz aldığı Necmettin Cevheri Bey in kimliği ve tarafı da bellidir.
ÜLKEDE KÜRTÇÜLÜK HAREKETİNİN YOĞUNLAŞTIĞI BİR DÖNEMDE;ATSİZ HAKLILIK KAZANMIŞ İKEN,BÜLENT BEY BAYRAM DEĞİL SEYRAN DEĞİL,ÖLÜM YILDÖNÜMÜ DEĞİL,ORTAYA ÇIKIYOR,VE BU KEZ HER GÜN BİRAZ DAHA DEĞER KAZANAN VE TARAFTAR TOPLAYAN ATSİZ BEY İ KULLANARAK,BENCE ATATÜRK Ü ELEŞTİRİYOR.YANİ SİSTEMİ TARTIŞMAYA AÇANLARIN EKMEĞİNE KAYMAK ÇALIYOR.
Dini görüşü ağır basan ve bence ümmetçi olan Baki bey;çıkıp da dinciler aleyhine tek kelime
yazmıyor,yazamıyor.
Değerli ülküdaşlarımızın kafalarının karışmaması bakımından bunları yazdım.
Lütfen iyi düşünün,kendiniz yorum yapın.Bu millet sapla samanı birbirine karıştırdı.
Son olarak şunu belirtmek istiyoruz.
TÜRK MİLLETİ ATSİZİ NE ANLAMIŞ NE DE DEĞERİNİ BİLMİŞTİR.ATSİZİ LÜTFEN ÇOK AMA ÇOK İYİ OKUYUN.O ZAMAN BÜLET BEY GİBİLERİN YAZILARINA HİÇ GEREK KALMAZ.
ATSİZİN ESERLERİ,ONU ANLAMAK İÇİN YETER.TEMİZ BİR YÜREK,TEMİZ BİR BEYİN,TEMİZ BİR TÜRKÇE.
ATSİZ IN ÇEVİRMENE İHTİYACI YOK!

DİP NOTU:Yukarıda yaptığım alıntı;muhsin reisin ölümü üzerine Sn Bülent Bakiler in kaleme aldıgı adam gibi adam yazısından alınmıstır.goruldugu gibi muhsin reis yüceltilirken,hem Rahmetli Basbuğumuz hem de Sn Devlet Bahçeli ye laf atılmaktadır.Buna gerekli cevabı bu forumlarda verdim ama gerekirse bir daha vereceğim.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Cum May 15, 2009 5:23 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21 agabey ellerine,yüregine saglik.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cum May 15, 2009 7:36 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ne bizim bildiklerimiz bizim
Ne de bir urganda ayni dizim


Kadir agabeyimizin yazisindan özellikle öne cikarmak istedigimiz bir nokta daha var ki okuyanlarin dikkatinden kacmis olabilecegini düsünüyoruz.

Fikir adamlari hizipci olamazlar. Olmamalidirlar. Bu acilan yüreklerin ipotek altina alinmasidir. Fikir adamlari özgür olmak zorundadirlar. Fikir adamlari kilictan keskindir, kabina zarar verecek sirke olmaktan cekinmezler. Neye kizip, neye küstüklerini anlamak hayli zordur. Cok daha ötesini, cok daha derinini düsündükleri ve dünyaya da meyilli olmadiklari icin üzmemek, kirmamak adina büyük gayretler icinde olmaniz gerekmektedir. Gönüllerini almak icin dünyalar bagislamak yerine fikri yönünde icraat yeterlidir. Bu da herzaman mümkün olamamaktadir.

Fikir adami inandigi dogrusunu ölümleri hice sayarak söylemekten cekinmez. Buna karsilik devlet adamlari DOGRUNUN HERYERDE DOGRU OLDUGUNA AMA HERYERDE SÖYLENMEYECEGINE inanirlar. Bunu iyi incelemek gerekmektedir.

Ergenekon Basbug´u Atatürk fikir adamlarinin hissiyatini fiiliyata geciren büyük bir devlet adamidir. Hücrelerinde hissettigi Türklük askini, milletler mücadelesinde devlet kademelerine nakis nakis islemis bizlerin önünü acmistir. Cok degerli fikir adamlarinin muhtesem fikir hammaddelerini ayni teknede yogurup bir gelecek insa etmistir. Devlet adami olmasi onu dengeler üzerinde siyaset yapmaya da mecbur birakmistir. Isi bu noktadan dogru anlamak gerekmektedir.


Basbugumuz merhum Alparslan Türkes bey de etrafinda güc aldigi fikir adamlariyla mücadelesini hakkiyla vermis imtihandan yüz akiyla cikmistir. Lakin onu elestiren cok yakininda olan fikir adamlarinin da varligindan bahsetmek mümkündür. Ki bu da cok dogaldir. Bugün hala begeniyle okudugumuz birkac fikir adami zamaninda Basbugumuza eziyet derecesinde basagrisi olmustur. Biz bunu da hakli bir mücadele olarak görüp gocunmuyoruz.


Teskilatlarimizda öne cikan idealist büyüklerimizin teskilat baskaniyla dahi zaman zaman ters düsmelerini gördügümüzde yukarida yazilanlarin dogruluguna inanmak zorunda kaliyoruz. Demekki bu böyle olmali. Bunu da HERKESIN KENDI KULVARINDA MÜCADELE AZMINE bagliyoruz. Yani kilictan keskin fikir adamlarimiz teskilat üzerinde etkili olmak durumundadir ki teskilat, dengeleri gözetme adina fikir esaslarindan cok ta uzaklasmasin. Bu baska bir deyisle kendi kendini kontrol sistemidir. Bozkir töresince herkes mücadelesini verecektir. Bunda da bilen icin rahmet vardir.


Teskilatlarimizda bunlar yasanirken böylesi büyük bir camiada daha büyük fikir ayriliklarinin olmasini dogal karsilamak durumundayiz. Teskilat baskani olarak büyüklerimizin fikirleri dogrulugunda karar almak, kanunlari insani hale getiren hakimler sahsinda hareket etmek ilm-i siyasete basari saglamak demektir.


Hocasinin uzun süre dizi dibinde ilim tahsil eden talebe artik yuvadan ucmaya karar vermistir. Dergahtan ayrilip dünyayi biraz da kendi gözleriyle görmenin kendini yetistirmede büyük yardimi olacagini hesaplamaktadir. Hocasi ilm-i siyasetteki eksigini hatirlatmasina ragmen "onu da kendim ögrenirim" dikkatsizliginde amacina kavusmus özgür olmustur.

Yolu bir köye düsen talebe Camiide vaaz veren imamin anlattiklarinin emrolunan Islam ile alakasinin olmadigini görünce dehsete düsmüs " bu adam yalan söylüyor, Islam da böyle birsey yok" itirazini ayakta yüksek telden dile getirince, yillarca yalanlariyla halkin gözünde büyük deger bulan hoca "yikin bu din düsmanini" demesiyle Cihat noktasinda halk sonunu, neyin ne oldugunu düsünmeden bizim talebeyi alasagi ederler. Hocasinin nasihatini dinlememek bizim talebe icin dayaga davet olmustur.

Gelir, hocasinin önünde diz cöker ve ögrenir ilm-i siyaset ne demektir. Son eksigini de tamamladiktan sonra ayni köye varir. Ayni hoca yine ayni yalanlarla kendine yontmaktadir bütün ulvi meseleleri. Talebe kalkar agaya " Ey Cemaat! Ne kadar bahtlisiniz, bu hocanin yüzünden Nur damliyor, sakalindan bir tane koparan Cennetliktir" der. Bunu duyan cemaat yine neyin ne oldugunu, sonunu düsünmeden saldirir hocaya, sakalindan kil koparip Cennete ucmaya... Yalanci hoca meseleyi anlamis, kacmaktan baska caresinin kalmadigindan terk-i diyar etmistir.


Fikir adamlarinin keskinligi de lazim ilm-i siyaset de... Bunlari yoguran devlet adamlari da. Hersey yerli yerinde olmalidir. Bundan rahmet dogacagini bizlere müjdeleyen sanli Peygamber Efendimize selam olsun.



TANRI TÜRK´Ü KORUSUN VE YÜCELTSIN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hilalugruna1
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Apr 18, 2008
İletiler: 178
Şehir: ERGENEKON

İletiTarih: Pts May 18, 2009 9:14 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Aslinda bu gibi konularin acikliga kavusturulmasi acisindan tartismaya acilmasi cok faydali ,tartismaya derken yanlis ve ya dogru bildigimizi sandigimiz konular hakkindamerak edenleri arastirmaya ve daha fazla bilgi sahibi olmaya yönlendiriyor bu baglamda Allah razi olsun.
Atsiz atayi hic bir Türk milliyetcisi inkar etme gibi bir gaflete tabiki düsmemeli Atsiz Türk miliyetciligi tarihinin mihenk taslarindandir,nacizane Atsiz ataya bakis acimi ifade ettikten sonra Kadir abime benim yine bir sorum olacak,Atsiz ogluna vasiyetinde sonlarinda söyle demistir,

Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarın ki düşmanlarımızdır.

Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır.
Bu kadar çok düşmanla carpışmak için iyi hazırlanmalı.


Abi sorum biliyoruzki bizim milliyetcilik anlayisimiz kafatasci ve irkciliga dayali bir milliyetcilik degil öyle degilmi? peki Atsiz burda ne demek istiyor abi ben bu vasiyeti anlamakta güclük cekiyorum :Atatürk Türkiyeyi cumhuriyetini kurarken NE MUTLU TÜRKÜM DIYE demistir degilmi, cünkü ATAMIZ biliyorki Türkiye cesitli kültürlerin var oldugu bir vatan topragidir bu söz cok akillica ve mesaji belli bir sözdür, tam bir Türk milliyetcisi olan atamiz böyle düsünmüsken ATSIZ vasiyetindeki bu sözleri neden yazmistir? simdiden tesekkürler.
SAYGILAR
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal May 19, 2009 8:18 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

hilalugruna ülküdaşımız demiş ki;
Alıntı:
Abi sorum biliyoruzki bizim milliyetcilik anlayisimiz kafatasci ve irkciliga dayali bir milliyetcilik degil öyle degilmi? peki Atsiz burda ne demek istiyor abi ben bu vasiyeti anlamakta güclük cekiyorum :Atatürk Türkiyeyi cumhuriyetini kurarken NE MUTLU TÜRKÜM DIYE demistir degilmi, cünkü ATAMIZ biliyorki Türkiye cesitli kültürlerin var oldugu bir vatan topragidir bu söz cok akillica ve mesaji belli bir sözdür, tam bir Türk milliyetcisi olan atamiz böyle düsünmüsken ATSIZ vasiyetindeki bu sözleri neden yazmistir? simdiden tesekkürler.

Değerli ülküdaşım;
Bu vasiyeti anlamak da güçlük çekmek de son derece haklısın.Bu vasiyetin seslendiği YAGMUR ATSIZ bunu anlamayıp da geregini yapmadıktan sonra,biz ülkücülerin bunu anlaması elbet de çok zor.
Atsiz ile Başbugumuzun arasındaki görüş ayriligini öne sürerek;bizi yönlendirip kullanmak isteyen kişiler,Atsiz a dinsiz diye saldırırken;Sol kesim de Atatürk milliyetçiliğini neden göstererek,Atsiz i kafatasçı ve faşist ilan ettiler.
Atsiz,Ziya Gökalp in Türkçülük anlayışını eyleme dönüştürmüş,söz de kalmasını önlemiştir.
Sorunun doğru yanıtını bulabilmek için,kimin kimin düşüncesini alıp geliştirdiğine bakmak gerekir.Hem Atsiz,hem Atatürk hem de Başbuğumuz Ziya Gökalp in Türkçülük anlayışını esas almışlardır.O zaman nasıl olur da bunların arasında çelişki olur?
Atsiz öyle muhteşem bir insandır ki;ne dini islam olmayan Türkleri;ne de kan olarak olarak
Türk olmayan ama Türk olmuş kişileri dışlamıştır.Anneleri Turk olmayan Osmanlı padişahlarını,bir arnavut olan Mehmet Akif Ersoyu,hatta bir kürt olan Ziya Gökalp i,dışlamamış ve onlara Türk demiştir.
Ama bugün Atsiz in izinden gittiklerini söyleyen sözde Türkçüler;anası Türk olmayan osmanlı padişahlarına genelleme yaparak devşirmeler diyebilmektedir.Timuru yüceltip,Yıldırım Han a küfürler yağdırabilmektedirler.
Bakın otuken dergisinin Ötüken, Ocak 1969, Sayı: 61
sayılı,TÜRK HALKI DEĞİL TÜRK MİLLETİYİZ baslıklı makalesinde Atsiz ne diyor?

Alıntı:
Türk milleti nedir, kimler Türk'tür diye sorulacak.

Türk milleti, Türk kökünden gelenlerle Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur.

Türkler, Polonya Türkleri gibi tektük istinaslarla evlerinde Türkçe konuşan, anadili Türkçe olan insanlardır.

Şuuraltında veya duygularının gizli yönünde başka biri ırkın şuur ve özleyişini taşımayan kimselerdir.

Türkçülere yedi, hatta yirmi kuşak ilerisine kadar soy kütüğü arayan kimseler diye iftira ediliyor. Tatbik kaabiliyeti ve araştırma imkânı olmayan bu safsatalar ancak moskofçuların ve başka düşmanların uydurmasından ibarettir. Her zaman verdiğimiz örnekleri yine tekrarlayalım: En büyük Türkler' den biri olan Yıldırım Bayazıd'ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıştır veya çıkarabilir? İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif' in babası Arnavut, ülküsü de Türkçülüğe aykırı olan ümmetçilik olduğu halde hangi Türkçü Mehmed Akif için Türk değildir demiştir?


Bu sözlerin Atatürk ya da Basbuğumuz ile nesi çelişmektedir?
Atsiz in ırkçılığı Hitler ırkçılığı ile ayni değildir.Öyle olsaydi,Atsiz;Yıldırım Han ı,Mehmet Akif i,Ziya Gökalp i dışlardı.
Meselenin bir de şu boyutu var.Atsiz,büyük bir sezgi ile gelecekteki düşmanlarımız doğru olarak bilmiştir.Yaşadığı an ın düşmanlarını da doğru bilmiştir.Kürtlerin gelecekte yapacaklarını da bilmiştir.Atsiz ileride olabilecek etnik milliyetçiliklere karşı Türkleri uyarıyor.
Bugun kürdün yaptıgını gelecekte başka bir gurup yapabilir.
Ayrıca bu devletin ismi;birleşik Türkiye devleti degil.Türkiye Cumhuriyeti.Ezici oranda Türkçe konuşuluyor.Devlete ismini veren Türk ırkının yüceltilmesi,genetik özelliklerinin korunmak istenmesi neden suç olsun?Elin oğlu Türk ırkınının erkeklerini damızlık olarak alıp da,ülkelerine gelmesini özendirirken ırkçılık yapmıyor mu sanki?İleride ordularını bunlardan kuracak.Yani seni karşına senin ırkını çıkaracak.bir taraftan Türkleşmiş olanları da Türk kabul edip onları daha da ırken Türkleştirmenin,bize faydası mı var zararı mı?
Ama bunları kalkıp da bir devlet adamı,bir siyasetçi açık açık söyleyemez.İşte onun için Atsiz bunu söylüyor.Çünkü o,bir siyasetçi degil.O bir bilge.Bir ulu kişi.
Biz Atatürk milliyetçiliğini bahane ederek,ırkımızı korumaktan vazgeçersek,çocuklarımızı 72 milletin insanları ile evlendirip durursak,7-8 nesil sonra ortaya çıkan çocuklardan oluşan millete Türk diyebilecek miyiz?Anadilini,tarihini,kültürünü,toresini(guneydoğu toresi degil)
bilmeyen insanlardan oluşacak bir yığın ne işe yarayacak?
Allah ın bile farklı genetik özellikler, dna lar vererek yarattığı ırkın korunması ve saflıgının devam ettirilmesinin nesi dine,nesi milliyetçiliğe aykırı?
Ureyemeyen milletler,hadislerle bilmemnelerle,ya da batı gibi evrensel degerleri sözde esas alarak;bir milletin genetik özelliklerinin yokedilmesini istiyorlar.Çünkü biliyorlar ki ezilecekler.
Kim ne derse desin.Bence dünya yaşadıkça genetik önemlidir.Genetik;ancak hesap gunu ortadan kalkacaktır.Ancak O gun tüm insanlar eşittir.İrade insana bırakıldığı sürece bu böyle olacaktır.Yoksa dünyada eşitlik yok.
Dünya da eşitlik sadece haklar ve adalet karşısındadır.O da şimdilik.Yarın yeni bir dünya düzeni kurulur,bakarsın herkes bir milletin kölesi oluvermiş.
Bir devletin,kendisini oluşturan ezici çoğunluğun genetik yapısını koruması onun hem ödevi hem de savunma refleksidir.Biz siyasetçi gibi düşünmek ve konuşmak durumunda değiliz.
Benim bu konudaki düşüncelerim bunlar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Çar May 20, 2009 3:46 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Yavuz Bülent Bakiler'in Atsız Ata ile ilgili yazılarını buraya aktardım.
Çünkü beğendim.
Beğendim; daha çok cemaatçi-tarikatçi diyebileceğim bir kişi, Nihal Atsız'ı övebiliyorsa beğenirim...

Ülkücülerin Nihal Atsız için düşündükleri zaten bellidir. Bir ülküdaşımın Nihal Atsız için yazdığı methiye mi, yoksa dışarıdan birinin yazdığı mı daha çok gururumuzu okşar ?

Bu yazı tıpkı 21-11- 2006'da yazdığım yazıyla örtüşüyor...

http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=5136&highlight=

Yavuz Bülent Bakiler'in yazısının, bizlerin beklentilerini tam olarak karşılamadığı muhakkaktır. Ancak henüz Atsız Ata'yı tanıyamamış gençler için iyi bir referanstır.

Lütfen bu yazıları, bu haliyle değerlendirelim. Yoksa Nihal Atsız'ı artık bana kimsenin anlatmasına ihtiyaç yok...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cmt May 23, 2009 4:19 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder




Millî Ahlâk




Fert fani, cemiyet bakidir

Nazarî veya teknik görgü ve bilgilerimiz ne kadar yüksek, zengin ve kuvvetli olursa olsun dürüst, temiz ve kuvvetli bir ahlâka istinat etmedikçe faydası yoktur. Hatta bu bilgi ve görgüler milletimizin menfaatlerine cevap verecek yerde, yalnız şahsî ihtiraslarımız ve hodbin emellerimiz uğrunda harekete gelirse halkımız için zararlı da olabilir.

Biz millî ahlâktan ne anlıyoruz? Biz millî ahlâktan şunu anlıyoruz:

Bizim için cephelerde kan döken, tarlalarda alın teri akıtan ve nihayet bütçemizi doldurmak için kesesini boşaltan halkımızın malına ve canına göz dikmemek. Onun için çalışmayı kendimiz için çalışmaktan üstün tutmak.

Halkımız için zararlı olan her şeyi karşılamak, çarpışmak ve yenmek. Bunları bir cümle ile hülâsa edersek: Millet yolunda çalışmak, onun için yaşamak ve onun için ölmek.

Şu halde, gençlerimizin yüreğinde her şeyden önce millî karakterimizin temelleri yerleşmelidir. Ancak bu temellerin kuvvetine dayanarak görgümüzü ve bilgimizi yükseltir, milletimize ve memleketimize faydalı insanlar olabiliriz.

Birçok insanlar biliriz ki bu memlekete kendi uydurmaları olan bir frenk telâkkisiyle bakar, gördükleri ve hatta yaptıkları bütün şarlatanlık, riyakârlık ve fenalıkları şarklıyız diye izaha kalkarlar.

Milletimize ve ahlâkımıza bundan daha büyük bir bühtan olamaz. Halkımız millî faziletlerimizin kaynağıdır; ona göre millet ve memleket yolunda hak yok, vazife vardır. Bugün, kızgın güneş altında orak biçen köylü, yarın hudutlarda kan döken kahraman, ondan sonra da yine köyünde vergi vermeğe çalışan fakir bir vatandaş veya eğer şehit olmamışsa, malûl bir insandır.

Milleti yolunda ölçüsüz fedakârlık yapan, ona mukabil övünmek ihtiyacını bile duymayan atsız kahramanlar, bizim köylülerimizin ekseriyetini teşkil eder.

Münevverlerimizi bu fazilet heykelleriyle mukayese imkânı yoktur. En küçük fedakârlıkların, en yaygaran dâvalarla dile geldiğini, en tabiî vazifelerin buhranlı mesai şeklinde gösterildiğini, en küçük çalışmaların en muhteşem riyalarla methedildiğini, ancak münevverlerimizin arasında görürüz.

Halkımız kanunî mükellefiyetler haricinde birçok işleri parasız görür; fakat biz, millet yolunda bir adım atarken şahsî menfaatlerimizi düşünmekten vazgeçemeyiz.

Osmanlı devletini ve o nâm altında en son Türk imparatorluğunu batıran sebeplerin birincisi, münevverlerimizin ahlâksızlığı ve hırsızlığı olmuştur. En yakın tarihimize bakınız; halkımız bütün mükellefiyetini namuskârane öderken münevverlerimiz, koyu ve kara bir ahlâksızlık içinde millî tarihimizi lekelemişler ve bugün bizi iğrendiren hadiseler içinde yuvarlanıp gitmişlerdir.

Tanzimat devrine bakınız: Reşit Paşa Gülhane hattı hümayununu okuduktan ve bu memlekette avrupaî inkılâp başladıktan sonra zamanın sadrazamının rüşvet alırken yakalandığını görürsünüz.

Sultan Hamit devri paşalarının henüz hepimizin işiteceği kadar yakın zamanlarda dillere destan olan hırsızlıkları ve sefahatleri hatırımızdadır.

Meşrutiyetteki ve bilhassa büyük harpteki hırsızlıkların ve hepimizin ekmeğinden çalınan servetlerin iğrenç hikâye ve mevzuları unutulmamıştır.

Daha dün, Cumhuriyet inkılâbını yapanlardan bir vekilin divana çekilmesi içimizi burkan acı bir hatıradır.

Bu yolda kanun pençesine düşenleri görmekle ne kadar sevinirsek, niçin böyle oluyor diye o kadar anmamız ve düşünmemiz lâzımdır.

Hiç bir milletin münevver zümresi, halkının fazilet ve fedakârlığı karşısında bu kadar dejenere olmamıştır.

Gençler, en yakın tarihimizin en göze batan iğrenç hadiseleri üzerinde düşününüz... Türk milletinin halkı içinde kendinize en büyük ve en yüksek fazilet ve fedakârlık örnekleri bulacaksınız.

Her şeyden önce ahlâkınızın ve seciyenizin kuvvetine istinat ediniz. Her şeyden önce memleketiniz ve milletiniz için çalışınız. Bu yolda yürürken budala, safdil, aptal diyecek veya o gözle bakacak kurnazlara ve züppelere rasgeleceksiniz.

Gençler... aptallığı ve safdilliği, hırsızlık ve ahlâksızlığa tercih ediniz.

Osmanlı devletini ve meşrutiyet Türkiye'sini lekeliyen çirkefleri Cumhuriyet tarihine bulaştırmamak en büyük mefkûreniz olsun. En küçük memuriyetlerden en büyük makamlara kadar geçeceğiniz yollarda dürüst olunuz. Arkanızda karanlık, çamurlu ve çirkefli dedikodular yerine; berrak, temiz, nurlu ve sitayişli izler bırakmaya çalışınız.

Atsız Mecmua, 1931, 6. Sayı, 121/122

Hüseyin Nihal ATSIZ
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Ağu 01, 2009 1:14 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21 demiş ki:
..Biz bugün Atatürkçü düşünce derneğine bu yüzden ısınamıyoruz.Bir ara Perinçekçilerin eline geçen bu dernek,aslında Atatürkçülük değil İsmet çilik yapıyor.Ve Atatürk e aslında çok büyük zarar veriyor...


katiliyorum, cok dogru
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kerkuk_turk
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Aug 06, 2004
İletiler: 855

İletiTarih: Cmt Ağu 01, 2009 1:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Nihal Atsiz'in sozleri:


Türklük ve Türkçülük Ebedidir.
Türkçü’nun en buyuk vazifesi Türklüge hizmettir.
Turancilik, bütün Türklerin birleşmesi ülküsüdür.
Türkler tarihteki oynadiklari rol bakimindan dünyanin birinci milletidir.
Türk’ü, gercek olarak, Türk’den başkasi sevemez.
Yüzde yüz Türk oldugun gün cihan senindir.
Türk milleti: kahraman askerler, büyük devletler irki ve milletidir.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşilmaz.
Arkasinda olmasaydi büyük bir mazi, bu milletten çikarmiydi bir büyük “Gazi”.
Biz Türk’üz, tarihimize ve en yakin mazimize dayanarak Türküz der ve bundan hakli bir iftihar duyariz.
Türk gücü bir yildirim, Türk bilgisi bir deniz.
Bin Cihana Değişmem şu öksüz Türklüğümü
Türk’e kefen biçenin olümü korkunç olur.
Içimizden elbet çikar yeni bir Bozkurt.
Atilla’nin ateşi var içimizde.
Ulu Tanri! Kur şad’in yenilmeyen ruhunu Yuce Tanri daginda biraz daha barindir!

Hüseyin Nihal Atsız
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1